EN They plant trees, brew sustainable beer or green the city. These enterprises are bringing sustainable changes to our lives.
"sustainable" in Inglese pò esse traduttu in i seguenti Turcu parolle / frasi:
sustainable | bu sürdürülebilir sürdürülebilirlik yerel |
EN They plant trees, brew sustainable beer or green the city. These enterprises are bringing sustainable changes to our lives.
TR Ağaç dikiyor, sürdürülebilir bira üretiyor ya da kentleri yeşillendiriyorlar. Bu şirketler, yaşamımızı daha sürdürülebilir kılıyor.
Inglese | Turcu |
---|---|
beer | bira |
plant | ağaç |
sustainable | sürdürülebilir |
these | bu |
EN -The development and implementation of sustainable financing mechanisms for freshwater ecosystem conservation and sustainable water use
TR Tatlı su ekosisteminin korunması ve sürdürülebilir su kullanımı için sürdürülebilir finansman mekanizmalarının geliştirilmesi ve uygulanması.
Inglese | Turcu |
---|---|
development | geliştirilmesi |
sustainable | sürdürülebilir |
water | su |
implementation | uygulanması |
and | ve |
of | in |
use | kullanımı |
for | için |
EN 12.b. Develop and implement tools to monitor sustainable development impacts for sustainable tourism that creates jobs and promotes local culture and products
TR 12.b. İstihdam yaratan ve yerel kültür ve ürünlerini teşvik eden sürdürülebilir bir turizm için sürdürülebilir kalkınma etkilerini denetlemeye olanak sağlayan araçlar geliştirilmesi ve uygulanması
Inglese | Turcu |
---|---|
sustainable | sürdürülebilir |
tourism | turizm |
local | yerel |
culture | kültür |
and | ve |
development | kalkınma |
tools | araçlar |
products | ürünlerini |
EN 11.3. By 2030, enhance inclusive and sustainable urbanization and capacity for participatory, integrated and sustainable human settlement planning and management in all countries
TR 11.3. 2030’a kadar bütün ülkelerde kapsayıcı ve sürdürülebilir kentleşmenin geliştirilmesi ve katılımcı, entegre ve sürdürülebilir insan yerleşimlerinin planlanması ve yönetilmesi için kapasitenin güçlendirilmesi
Inglese | Turcu |
---|---|
sustainable | sürdürülebilir |
integrated | entegre |
human | insan |
countries | ülkelerde |
inclusive | kapsayıcı |
participatory | katılımcı |
and | ve |
all | bütün |
for | için |
EN -The development and implementation of sustainable financing mechanisms for freshwater ecosystem conservation and sustainable water use
TR Tatlı su ekosisteminin korunması ve sürdürülebilir su kullanımı için sürdürülebilir finansman mekanizmalarının geliştirilmesi ve uygulanması.
Inglese | Turcu |
---|---|
development | geliştirilmesi |
sustainable | sürdürülebilir |
water | su |
implementation | uygulanması |
and | ve |
of | in |
use | kullanımı |
for | için |
EN Sustainable DevelopmentIn order to develop more efficient systems with innovative technologies for its customers, Altınay prioritizes sustainable development with the R & D Center it established in 2018
TR Sürdürülebilir GelişimAltınay, müşterileri için yenilikçi teknolojilerle daha verimli sistemler geliştirebilmek adına 2018 yılında kurduğu AR-GE Merkezi ile sürdürülebilir gelişimi öncelemektedir
Inglese | Turcu |
---|---|
sustainable | sürdürülebilir |
systems | sistemler |
innovative | yenilikçi |
customers | müşterileri |
center | merkezi |
efficient | verimli |
EN They plant trees, brew sustainable beer or green the city. These enterprises are bringing sustainable changes to our lives.
TR Ağaç dikiyor, sürdürülebilir bira üretiyor ya da kentleri yeşillendiriyorlar. Bu şirketler, yaşamımızı daha sürdürülebilir kılıyor.
Inglese | Turcu |
---|---|
beer | bira |
plant | ağaç |
sustainable | sürdürülebilir |
these | bu |
EN With you, we will take a long-term view, including underwriting financial offers and structuring terms to help you transition to new business models in a sustainable way.
TR Sizlerle birlikte, yeni iş modellerine sürdürülebilir bir şekilde geçmenize yardımcı olmak için finansal teklifler ve yapılandırma koşulları da dahil, uzun vadeli bir bakış açısına sahip olacağız.
Inglese | Turcu |
---|---|
financial | finansal |
offers | teklifler |
new | yeni |
models | modellerine |
sustainable | sürdürülebilir |
long | uzun |
term | vadeli |
view | bakış |
in | da |
including | dahil |
and | ve |
help | yardımcı |
EN With Elsevier as a partner, practice transformation is achievable and sustainable.
TR Elsevier ortağınız olduğunda uygulamalarınızı dönüştürmek başarılabilir ve sürdürülebilir olur.
Inglese | Turcu |
---|---|
partner | ortağı |
and | ve |
sustainable | sürdürülebilir |
elsevier | elsevier |
a | dönüştürmek |
is | olur |
EN Education solutions: Provide educational programmes that uplift the expertise and knowledge of your target market and create a sustainable groundswell in demand and a stronger brand image.
TR Eğitim çözümleri: Hedef piyasanızın uzmanlık ve bilgisini yükselten ve sürdürülebilir talep artışı ve daha güçlü bir marka imajı yaratan eğitim programları sağlayın.
Inglese | Turcu |
---|---|
provide | sağlayın |
expertise | uzmanlık |
target | hedef |
sustainable | sürdürülebilir |
demand | talep |
solutions | çözümleri |
programmes | programları |
brand | marka |
a | bir |
and | ve |
education | eğitim |
EN For us, an inclusive and locally well-coordinated civil society is a key building block for sustainable humanitarian aid.
TR Etkin bir insani yardım ve afetle mücadele stratejisi için sivil toplumun güçlendirme çalışmaları yürütüyoruz.
Inglese | Turcu |
---|---|
civil | sivil |
society | toplumun |
aid | yardım |
and | ve |
for | için |
a | bir |
EN How to design products and software in repairable, sustainable ways.
TR Ürün ve yazılımların tamir edilebilir ve sürdürülebilir yollarla nasıl tasarlanacağı.
Inglese | Turcu |
---|---|
sustainable | sürdürülebilir |
and | ve |
software | yazılımları |
how | nasıl |
EN For the past 10 years, Control Union Certifications has supported a range of multinational companies with their ambitions to manage a safe and sustainable supply chain.
TR Geçtiğimiz 10 yıl süresince Control Union Sertifikasyon Hizmetleri, çok sayıda çok uluslu firmayı güvenli ve sürdürülebilir tedarik zinciri yönetme hedefleri konusunda desteklemiştir.
Inglese | Turcu |
---|---|
years | yıl |
certifications | sertifikasyon |
multinational | uluslu |
sustainable | sürdürülebilir |
supply | tedarik |
chain | zinciri |
control | control |
union | union |
manage | yönetme |
a | sayıda |
past | da |
and | ve |
EN The Sustainable Agricultural Initiative (SAI) platform has also appointed Control Union as its enabling partner as a recognition of our expertise in the field.
TR Sürdürülebilir Tarım Girişimi (SAI) platformu da bu alandaki uzmanlığımızı tanıyarak Control Union'ı yetkili ortağı olarak atamıştır.
Inglese | Turcu |
---|---|
sustainable | sürdürülebilir |
agricultural | tarım |
platform | platformu |
control | control |
partner | ortağı |
in | da |
has | bu |
the | olarak |
EN The fisheries and aquaculture industry becomes more sustainable with certification programs like MSC and ASC and Control Union Certifications has globally a growing position in this sector
TR Balıkçılık ve su ürünleri endüstrisi MSC ve ASC gibi sertifikasyon programları ile daha sürdürülebilir bir hale gelmekte olup Control Union Certifications, bu sektörde küresel olarak büyüyen bir pozisyondadır
Inglese | Turcu |
---|---|
industry | endüstrisi |
sustainable | sürdürülebilir |
growing | büyüyen |
control | control |
union | union |
the | olup |
programs | programları |
this | bu |
more | daha |
globally | küresel olarak |
a | bir |
with | ile |
and | ve |
certification | sertifikasyon |
EN Forest certification is becoming increasingly important as it provides credible assurance of a sustainable or legal origin of a wide range of forest-based products
TR Orman sertifikasyonu, çeşitli orman bazlı ürünlerin sürdürülebilir veya yasal kaynağına ilişkin güvenilir bir garanti sağladığı için giderek önemli hale gelmektedir
Inglese | Turcu |
---|---|
forest | orman |
certification | sertifikasyonu |
increasingly | giderek |
credible | güvenilir |
assurance | garanti |
sustainable | sürdürülebilir |
legal | yasal |
based | bazlı |
important | önemli |
or | veya |
of | in |
products | ürünlerin |
a | bir |
EN The increasing importance of sustainable and transparent supply chains are clear trends affecting our daily business practices
TR Sürdürülebilir ve şeffaf tedarik zincirlerinin giderek önem kazanması, günlük iş uygulamalarımızı etkileyen net eğilimlerdir
Inglese | Turcu |
---|---|
sustainable | sürdürülebilir |
supply | tedarik |
clear | net |
affecting | etkileyen |
daily | günlük |
transparent | şeffaf |
importance | önem |
the | giderek |
and | ve |
practices | uygulamalar |
EN To achieve and maintain sustainable water abstraction
TR Sürdürülebilir su çıkarmayı sağlama ve bu süreci koruma
Inglese | Turcu |
---|---|
sustainable | sürdürülebilir |
water | su |
and | ve |
EN Transportation is an essential and integral part of our lives, and the world is seeking ways to reduce emissions and eliminate fossil-fuels. Therefore, we require cleaner, more sustainable and more energy efficient modes of transport.
TR Paris Anlaşması hedeflerine ulaşmak için dünyanın enerji kullanımını ve emisyonlarını azaltması gerekiyor. Elektrik motoru verimliliğini artırmanın ne kadar fark yaratabileceğini öğrenmek için teknik incelemeyi indirin.
Inglese | Turcu |
---|---|
world | dünyanın |
energy | enerji |
emissions | emisyonlarını |
and | ve |
of | in |
to | için |
EN Energy Efficient Manufacturing is Key to Indonesia’s Sustainable Growth
TR Her gün enerji tasarruf ederek, dünyanın dönmesini sağlayalım
Inglese | Turcu |
---|---|
energy | enerji |
to | her |
EN It begins with a reboot of our celebrated gear-lending program, lush urban green spaces, and a newly introduced plastic-free sustainable water policy.
TR Sevilen teçhizat ödünç verme programımızın yeniden başlatılması, yemyeşil kentsel yeşil alanlar ve sürdürülebilir plastiksiz su politikamız ile başlar.
Inglese | Turcu |
---|---|
begins | başlar |
celebrated | sevilen |
urban | kentsel |
newly | yeniden |
water | su |
sustainable | sürdürülebilir |
green | yeşil |
program | programı |
and | ve |
EN The foundation of health and life in its purest form—with a view to a sustainable future as Fairmont introduces a new plastic-free water policy.
TR En saf haliyle sağlık ve hayatın temeli -Fairmont’un yeni plastiksiz su politikası ile sürdürülebilir bir gelecek için.
Inglese | Turcu |
---|---|
health | sağlık |
life | hayatın |
foundation | temeli |
new | yeni |
water | su |
policy | politikası |
sustainable | sürdürülebilir |
future | gelecek |
and | ve |
a | bir |
with | ile |
to | için |
EN From our Michelin star restaurants to our casual cafes, we emphasize healthy and sustainable menus, often highlighting local produce and honey from our apiaries
TR Michelin yıldızlı restoranlarımızdan gündelik kafelerimize kadar, çoğunlukla yerel ürünleri ve kendi kovanlarımızdan elde ettiğimiz balı ön plana çıkaran sağlıklı ve sürdürülebilir menüleri vurguluyoruz
Inglese | Turcu |
---|---|
michelin | michelin |
casual | gündelik |
sustainable | sürdürülebilir |
honey | balı |
healthy | sağlıklı |
restaurants | restoranlar |
local | yerel |
and | ve |
to | kadar |
EN Sustainable design and construction
TR Sürdürülebilir tasarım ve yapı
Inglese | Turcu |
---|---|
sustainable | sürdürülebilir |
and | ve |
design | tasarım |
construction | yapı |
EN Integration of sustainable procurement in our purchasing process
TR Satın alma sürecimize sürdürülebilir tedariği entegre etmek
Inglese | Turcu |
---|---|
integration | entegre |
of | ın |
sustainable | sürdürülebilir |
procurement | satın alma |
EN Our colleagues embrace sustainable practices designed to reduce and lessen the impact of greenhouse gas (GHG) emissions on a local and global scale
TR İş arkadaşlarımız, yerel ve küresel ölçekte sera gazı (GHG) emisyonlarının etkisini azaltma ve hafifletmeye yönelik sürdürülebilir uygulamaları kucaklamaktadır
Inglese | Turcu |
---|---|
sustainable | sürdürülebilir |
practices | uygulamalar |
impact | etkisini |
greenhouse | sera |
gas | gaz |
local | yerel |
global | küresel |
reduce | azaltma |
and | ve |
emissions | emisyonlarını |
EN Fairmont and AccorHotels will continue to lead in finding inclusive, sustainable hospitality solutions.
TR Fairmont ve AccorHotels kapsayıcı sürdürülebilir konukseverlik çözümleri bulmak için öncülük etmeye devam edecektir.
Inglese | Turcu |
---|---|
fairmont | fairmont |
continue | devam |
finding | bulmak |
sustainable | sürdürülebilir |
hospitality | konukseverlik |
inclusive | kapsayıcı |
solutions | çözümleri |
will | edecektir |
and | ve |
to | etmeye |
in | için |
EN Fairmont is proud to partner with like-minded organizations to find inclusive, sustainable hospitality solutions
TR Fairmont, benzer düşüncelere sahip kuruluşlarla, kapsayıcı, sürdürülebilir konukseverlik çözümleri bulmak üzere işbirliği yapmaktan gurur duyuyor
Inglese | Turcu |
---|---|
fairmont | fairmont |
proud | gurur |
sustainable | sürdürülebilir |
hospitality | konukseverlik |
inclusive | kapsayıcı |
solutions | çözümleri |
to | sahip |
like | benzer |
EN Our solutions and products drive sustainable, long term profit impact. Together, let’s power your growth. Explore & discover more now.
TR Mayıs’tan beri, pandemi döneminde ticari çevikliğin önemini vurguluyoruz. Pandemi devam ettikçe, kazananları başkalarından ayıran bilgiler paylaşmaya devam ediyoruz.
EN Inflation rates are rising, and many are unprepared. Protect your margins and drive sustainable growth with a robust pricing framework. Find out how we can help.
TR Şirketlerden dijital tecrübeler, satış kanalları ve ürünler hakkındaki beklentiler artarken, dijitalizasyon çabalarınızı nasıl monetize edeceğinize dair tavsiyeler verebiliriz.
Inglese | Turcu |
---|---|
a | dijital |
we can | verebiliriz |
how | nasıl |
and | ve |
EN Are the wins of 2020 sustainable this year? Check out the highlights from our Global Pricing Study here!
TR Değişen tüketici tercihleri ve gelişen teknolojiler Türkiye otomotiv pazarını nasıl şekillendirecek?
Inglese | Turcu |
---|---|
the | nasıl |
study | ve |
EN Because we see a participatory, inclusive, and coordinated local civil society pattern as the building block of a successful and sustainable humanitarian relief.
TR Çünkü katılımcı, kapsayıcı ve koordineli bir yerel sivil toplum dokusunu, başarılı ve sürdürülebilir insani yardımın yapıtaşı olarak görüyoruz.
Inglese | Turcu |
---|---|
local | yerel |
civil | sivil |
society | toplum |
building | yapı |
sustainable | sürdürülebilir |
relief | yardım |
participatory | katılımcı |
inclusive | kapsayıcı |
successful | başarılı |
because | Çünkü |
and | ve |
a | bir |
EN How does your product or service stand out from the competition? Is it inventive, simple, sustainable, or of high quality? A mere glance at your logo should be enough to tell.
TR Ürün ve hizmetleriniz rakiplerinizi hangi açıdan geride bırakıyor? Yenilikçilik, kullanım kolaylığı, sürdürülebilirlik ya da kalite açısından mı? Logonuza bakılır bakılmaz, bu özelliklerin anlaşılması gerekir.
Inglese | Turcu |
---|---|
product | ya |
sustainable | sürdürülebilirlik |
quality | kalite |
a | a |
service | kullanım |
your | ve |
from | açıdan |
does | bu |
EN This technical advancement provides speed, light incentives, sustainable rewards, and more.
TR Bu teknik geliştirme hız, hafif teşvikler, sürdürülebilir ödüller ve daha fazlasını sunuyor.
Inglese | Turcu |
---|---|
technical | teknik |
provides | sunuyor |
speed | hız |
light | hafif |
sustainable | sürdürülebilir |
rewards | ödüller |
and | ve |
this | bu |
more | fazlasını |
EN Nano is decentralized, sustainable, and secure digital money focused on addressing the inefficiencies present in existing cryptocurrencies
TR Nano, merkezi olmayan, sürdürülebilir ve güvenli dijital paradır ve mevcut kripto para birimlerindeki verimsizlikleri gidermeye odaklanmıştır
Inglese | Turcu |
---|---|
decentralized | merkezi olmayan |
sustainable | sürdürülebilir |
digital | dijital |
focused | odaklanmış |
cryptocurrencies | kripto para |
the | olmayan |
and | ve |
secure | güvenli |
existing | mevcut |
EN Kin empowers consumer app developers to create deep engagement, increase retention, and drive sustainable revenue and growth as part of a comprehensive ecosystem in which everyone wins together
TR Kin, tüketici uygulama geliştiricilerini herkesin birlikte kazandığı kapsamlı bir ekosistemin parçası olarak yoğun katılım, sürdürülebilir gelir ve büyüme sağlamaları için güçlendirir
Inglese | Turcu |
---|---|
consumer | tüketici |
app | uygulama |
sustainable | sürdürülebilir |
growth | büyüme |
comprehensive | kapsamlı |
and | ve |
a | bir |
to | için |
EN Sustainable: Decred's block reward system allows the treasury to sustain itself over time: no outside funding is necessary
TR Sürdürülebilir Decred'in blok ödül sistemi, Hazine'nin dışarıdan bir fonlama olmadan kendi kendini idare edebilmesini mümkün kılar
Inglese | Turcu |
---|---|
sustainable | sürdürülebilir |
block | blok |
system | sistemi |
outside | dış |
reward | ödül |
no | olmadan |
EN For us, an inclusive and locally well-coordinated civil society is a key building block for sustainable humanitarian aid.
TR Etkin bir insani yardım ve afetle mücadele stratejisi için sivil toplumun güçlendirme çalışmaları yürütüyoruz.
Inglese | Turcu |
---|---|
civil | sivil |
society | toplumun |
aid | yardım |
and | ve |
for | için |
a | bir |
EN To ensure sustainable accessibility on our websites, we have initiated a number of projects:
TR Web sitelerimize sürdürülebilir erişimi sağlamak için çok sayıda proje başlattık:
Inglese | Turcu |
---|---|
sustainable | sürdürülebilir |
websites | web |
projects | proje |
of | in |
to | sağlamak |
a | sayıda |
ensure | sağlamak için |
EN The hotel provides 171 rooms and suites, which offer a quiet atmosphere, with functional, clever design in natural and sustainable materials and high-quality modern furnishings and finishing
TR Otel, doğal ve sürdürülebilir malzemeler ve yüksek kaliteli mobilyalar ve eşyalarla işlevsel, akıllı bir tasarıma sahip, sessiz bir atmosfer vaat eden 171 oda ve süit sunmaktadır
Inglese | Turcu |
---|---|
hotel | otel |
rooms | oda |
suites | süit |
quiet | sessiz |
functional | işlevsel |
design | tasarıma |
natural | doğal |
sustainable | sürdürülebilir |
materials | malzemeler |
high | yüksek |
and | ve |
quality | kaliteli |
a | bir |
EN Everything is well-considered, sustainable and serves a purpose
TR Her şey iyi düşünülmüştür, sürdürülebilirdir ve bir amaca hizmet eder
Inglese | Turcu |
---|---|
purpose | amaca |
well | iyi |
and | ve |
serves | hizmet |
everything | her şey |
a | bir |
EN Whether you are fans of cities, nature lovers or hungry for knowledge: here are three examples of how you can enjoy sustainable travel through Germany.
TR İster kent meraklıları olsun, ister doğa tutkunları isterse bilgiye susamışlar: Almanya’yı nasıl sürdürülebilir gezebileceğinizi size üç örnekle gösteriyoruz.
Inglese | Turcu |
---|---|
cities | kent |
nature | doğa |
or | isterse |
knowledge | bilgiye |
sustainable | sürdürülebilir |
you | size |
how | nasıl |
EN Which German city is most popular with tourists? Which is the greenest, the most sustainable, the most liveable? Read about it here.
TR Turistlerin en gözde Alman kenti hangisi? Peki ya en yeşili, sürdürülebilirlikte ve yaşam kalitesinde en iyisi? Açıklaması bizden.
Inglese | Turcu |
---|---|
city | kenti |
most | en |
read | ve |
EN What Germany does on an international level to promote climate protection and a sustainable energy supply.
TR Otomat Uzmanı Kadın, Biyoloji Modelcisi veya Ayakkabı Üreticisi… Bu mesleklerin eğitimini almak Almanya'da mümkün. Eğitimi verilen bu mesleklere her yıl yenileri ekleniyor.
Inglese | Turcu |
---|---|
to | e |
does | bu |
an | veya |
EN Knowledge can create sustainable strategies for supplying the world with food. These courses of study aim to make a contribution.
TR Bilim, küresel gıda güvenliğine yönelik sürdürülebilir stratejiler yaratabilir. İşte buna katkıda bulunabilecek anabilim dalları.
Inglese | Turcu |
---|---|
sustainable | sürdürülebilir |
strategies | stratejiler |
world | küresel |
food | gıda |
make | da |
the | buna |
EN Metropolitan areas, Berlin, Hamburg, the Ruhr, sustainable urban development, natural parks and landscapes.
TR Metropoliten alanlar, Berlin, Hamburg, Ruhr Bölgesi, sürdürülebilir kentsel gelişimler, doğal koruma alanları ve ülke coğrafyası.
Inglese | Turcu |
---|---|
berlin | berlin |
hamburg | hamburg |
ruhr | ruhr |
sustainable | sürdürülebilir |
urban | kentsel |
natural | doğal |
and | ve |
areas | alanları |
EN Creating a green and sustainable future: Presenting three influencers who use their platforms for this.
TR Daha yeşil ve daha sürdürülebilir bir gelecek: İşte kendi platformlarıyla bunun için yönlendirici uğraş veren üç influencer.
Inglese | Turcu |
---|---|
future | gelecek |
platforms | platformlar |
sustainable | sürdürülebilir |
green | yeşil |
a | bir |
and | ve |
for | için |
EN Influencers like Shia Su and Milena Glimbovski are providing inspiration for sustainable living.
TR Shia Su ve Milena Glimbovski gibi influencer‘lar takipçilerini sürdürülebilir bir yaşama yönlendiriyorlar.
Inglese | Turcu |
---|---|
sustainable | sürdürülebilir |
and | ve |
EN A more sustainable approach would be to recycle them
TR Oysa bu aletlerin geri dönüştürülmesi çok daha sürdürülebilir bir seçenek
Inglese | Turcu |
---|---|
sustainable | sürdürülebilir |
to | geri |
a | bir |
more | daha |
approach | bu |
EN An environmentally friendly and sustainable increase in agricultural production in the tropics and subtropics is the objective of this interdisciplinary study programme which prepares graduates for work in development co-operation
TR Başka ülkelerde sürdürülen kalkınma işbirliği alanında çalışmaya hazırlayan bu disiplinler arası anabilim dalının amacı, tropikal ve sübtropikal bölgelerdeki tarımsal üretimin itinalı ve sürdürülebilir bir biçimde yükseltilmesi
Inglese | Turcu |
---|---|
sustainable | sürdürülebilir |
agricultural | tarımsal |
development | kalkınma |
this | bu |
the | başka |
for | arası |
and | ve |
of | bir |
Mustrà 50 di 50 traduzzioni