TR İş hayatı zaman zaman çok yoğun olsa da, her zaman iyi kahve, iyi şarap ve ikiz oğulları Aiden ve Sean ile kaliteli zaman geçirmek için fırsat bulur.
يمكن ترجمة "zaman" باللغة اللغة التركية إلى الكلمات / العبارات هولندي التالية:
TR İş hayatı zaman zaman çok yoğun olsa da, her zaman iyi kahve, iyi şarap ve ikiz oğulları Aiden ve Sean ile kaliteli zaman geçirmek için fırsat bulur.
NL Hoewel zijn carrière soms hectisch kan zijn, maakt hij altijd tijd voor de belangrijke dingen in het leven: goede koffie, goede wijn en quality time met zijn tweelingzoons, Aiden en Sean.
TR Zaman zaman biz deneme sürümü önerebiliriz Golden Frog Bir ödeme gerektirmeksizin belirli bir zaman dilimi için servisler (bir "Ücretsiz Deneme")
NL Van tijd tot tijd kunnen we proefperiodes voor Golden Frog services aanbieden voor een welbepaalde periode van tijd zonder een betaling te vragen (a "Free Trial")
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
zaman | tijd |
biz | we |
TR Bu zaman akışı en çok zaman geçirdiğin yer olacak. Senin için en önemli konulardaki anlık gelişmelere buradan ulaşabileceksin.
NL Je besteedt het grootste gedeelte van je tijd op deze tijdlijn. Je krijgt hier direct updates over zaken die belangrijk voor je zijn.
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
bu | het |
zaman | tijd |
olacak | zijn |
önemli | belangrijk |
buradan | hier |
TR "Zaman içinde sayfalar" tablomuz, zaman içinde herhangi bir konu için içerik oluşturma trendini gösterir.
NL Onze "pagina’s gedurende de tijd"-grafiek laat je de contentcreatietrend voor ieder onderwerp zien in het verloop van de tijd.
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
sayfalar | pagina |
konu | onderwerp |
TR Hiçbir zaman ve hiçbir zaman veritabanlarımızı ticarileştirmiyoruz veya herhangi bir üçüncü tarafla hedefli reklamcılık veya başka bir amaç için veri paylaşmıyoruz.
NL We hebben onze data nooit gecommercialiseerd en we delen geen gegevens met externe partijen.
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
ve | en |
hiçbir zaman | nooit |
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
zaman | tijd |
toplantılar | vergaderingen |
ve | en |
daha az | minder |
TR Tüm parçalar ya da satıcılar eşit olarak yaratılmamıştır. Üstelik zaman zaman iyiyi, kötüyü ve güvenilmez olanı ayırmak da zordur. On yıldan uzun bir süredir kaynakları ve tedarikçileri değerlendirme olanağına sahip olduk.
NL Niet alle onderdelen of verkopers bieden dezelfde kwaliteit. Moeilijk te weten of ze goed, slecht of inconsistent zijn. We zijn al meer dan 10 jaar bezig met het nagaan van bronnen en leveranciers.
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
tüm | alle |
parçalar | onderdelen |
ya | of |
ve | en |
kaynakları | bronnen |
sahip | zijn |
TR Zaman zaman OEM (Orijinal Malzeme Üreticisi) parçalar mevcut olmakla birlikte, çoğu orijinal parça herkes için erişilebilir değildir
NL Soms zijn er OEM-onderdelen (Original Equipment Manufacturer) beschikbaar, maar veel fabrieksonderdelen zijn gewoon niet beschikbaar —voor niemand
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
parçalar | onderdelen |
çoğu | veel |
değildir | niet |
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
zaman | tijd |
ve | en |
daha az | minder |
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
tür | type |
sonix | sonix |
transkripsiyon | transcriberen |
ve | en |
daha az | minder |
TR Zaman zaman tarafınıza işlemlerle ilgili (hizmete ilişkin duyurular, faturayla ilgili konular, hizmet ya da politikalarımızdaki değişiklikler, kayıt olduğunuzda gönderilen hoş geldiniz mesajı gibi) iletişimler gönderilir
NL Wij sturen u af en toe berichten van een transactionele aard (zoals mededelingen over de service, berichten over facturering, wijzigingen in onze services of ons beleid, of een welkomstbericht wanneer u zich voor het eerst registreert)
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
hizmet | service |
değişiklikler | wijzigingen |
TR Bu Gizlilik İlkesinde zaman zaman değişiklikler yapılabilir
NL We kunnen van tijd tot tijd wijzigingen aanbrengen in dit privacybeleid
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
zaman | tijd |
değişiklikler | wijzigingen |
TR Öğretim görevlilerini tekrarlayan ve zaman alan görevlerin yükünden kurtaran ve öğrencilerin öğrenme süreçlerine daha fazla zaman ayırma olanağı veren araçlarla donatın.
NL Voorzie de faculteit van tools die de last van tijdrovende, repetitieve taken van docenten wegnemen, zodat ze meer tijd kunnen besteden aan lesgeven.
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
zaman | tijd |
alan | van |
TR İhtiyaç duyduğumuz yardımı ve yanıtları çok hızlı aldık ve bu da Hexnode'un bizim için doğru olduğuna karar vermemizi sağladı. Çok zaman kazandırır ve destek biletleri sağlar ... bu, zaman kazandırıcıdır.
NL We kregen de hulp en antwoorden die we nodig hadden heel snel, waardoor we sneller besloten dat Hexnode goed voor ons is. Het bespaart een hoop tijd en support tickets... het is een tijdsbesparing.
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
ve | en |
yanıtları | antwoorden |
zaman | tijd |
destek | support |
TR Bu Tanımlama Bilgisi Politikasını zaman zaman, örneğin kullandığımız tanımlama bilgilerinde yaptığımız değişiklikleri yansıtmak için veya başka operasyonel, yasal veya düzenleyici nedenlerle güncelleyebiliriz
NL WWe zullen het Cookiebeleid regelmatig aanpassen, bijvoorbeeld om veranderingen in de cookies die we gebruiken aan te geven of voor andere operationele, wettelijke of regelgevende redenen
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
örneğin | bijvoorbeeld |
değişiklikleri | veranderingen |
başka | andere |
yasal | wettelijke |
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
şartları | voorwaarden |
TR Yani, zaman zaman belirli içeriklerin Gündemlerde görünmesine izin vermeyebilir veya bunu geçici olarak önleyebiliriz
NL Dit betekent dat we bepaalde content mogelijk niet toestaan of tijdelijk tegenhouden in Trends totdat meer context beschikbaar is
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
belirli | bepaalde |
veya | of |
TR Bildirimler zaman akışı: Bir Tweet dizisinde sizden her bahsedildiğinde, Bildirimler zaman akışınızda görünür. Bu Tweet dizisini göster komutu Tweetin bir Tweet dizisinin parçası olduğunu belirtir.
NL Tijdlijn voor meldingen: elke keer dat je wordt vermeld in een collectie, is dit zichtbaar in je tijdlijn voor meldingen. Met de melding Deze collectie weergeven wordt in de Tweet aangegeven dat deze deel uitmaakt van een collectie.
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
bildirimler | meldingen |
parçası | deel |
TR Her zaman günde sadece bir düğün için araba kiralayan şirketleri arayın, böylece herhangi bir zaman kısıtlaması konusunda endişelenmenize gerek kalmadan rahatlayabilirsiniz
NL Zoek altijd naar bedrijven die hun auto's verhuren voor slechts één bruiloft per dag, zodat u kunt ontspannen zonder dat u zich zorgen hoeft te maken over tijdsbeperkingen
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
araba | auto |
şirketleri | bedrijven |
herhangi | maken |
gerek | hoeft |
kalmadan | zonder |
TR Protected.net Group, müşterilerine sunduğu Protected.net Group Yazılımlarında zaman zaman iyileştirmeler, yükseltmeler, değişiklikler veya modifikasyonlar yapabilir
NL Geregeld zal Protected.net Group verbeteringen, upgrades, wijzigingen of aanpassingen doorvoeren in de Protected.net Group-software die beschikbaar is voor haar klanten
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
net | net |
değişiklikler | wijzigingen |
TR Öğretim görevlilerini tekrarlayan ve zaman alan görevlerin yükünden kurtaran ve öğrencilerin öğrenme süreçlerine daha fazla zaman ayırma olanağı veren araçlarla donatın.
NL Voorzie de faculteit van tools die de last van tijdrovende, repetitieve taken van docenten wegnemen, zodat ze meer tijd kunnen besteden aan lesgeven.
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
zaman | tijd |
alan | van |
TR İhtiyaç duyduğumuz yardımı ve yanıtları çok hızlı aldık ve bu da Hexnode'un bizim için doğru olduğuna karar vermemizi sağladı. Çok zaman kazandırır ve destek biletleri sağlar ... bu, zaman kazandırıcıdır.
NL We kregen de hulp en antwoorden die we nodig hadden heel snel, waardoor we sneller besloten dat Hexnode goed voor ons is. Het bespaart een hoop tijd en support tickets... het is een tijdsbesparing.
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
ve | en |
yanıtları | antwoorden |
zaman | tijd |
destek | support |
TR Bazı programları öğrenmesi zaman alabilir ancak CAD yazılımları öğrenildiği zaman üretkenliği büyük ölçüde artırıp tamamlanma sürelerini kısaltabilir.
NL Sommige programma's hebben een steile leercurve, maar, eenmaal onder de knie, kan CAD-software de productiviteit en doorlooptijd enorm verbeteren.
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
alabilir | kan |
TR Bazı programları öğrenmesi zaman alabilir ancak CAD yazılımları öğrenildiği zaman üretkenliği büyük ölçüde artırıp tamamlanma sürelerini kısaltabilir.
NL Sommige programma's hebben een steile leercurve, maar, eenmaal onder de knie, kan CAD-software de productiviteit en doorlooptijd enorm verbeteren.
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
alabilir | kan |
TR Bazı programları öğrenmesi zaman alabilir ancak CAD yazılımları öğrenildiği zaman üretkenliği büyük ölçüde artırıp tamamlanma sürelerini kısaltabilir.
NL Sommige programma's hebben een steile leercurve, maar, eenmaal onder de knie, kan CAD-software de productiviteit en doorlooptijd enorm verbeteren.
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
alabilir | kan |
TR Bazı programları öğrenmesi zaman alabilir ancak CAD yazılımları öğrenildiği zaman üretkenliği büyük ölçüde artırıp tamamlanma sürelerini kısaltabilir.
NL Sommige programma's hebben een steile leercurve, maar, eenmaal onder de knie, kan CAD-software de productiviteit en doorlooptijd enorm verbeteren.
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
alabilir | kan |
TR Bazı programları öğrenmesi zaman alabilir ancak CAD yazılımları öğrenildiği zaman üretkenliği büyük ölçüde artırıp tamamlanma sürelerini kısaltabilir.
NL Sommige programma's hebben een steile leercurve, maar, eenmaal onder de knie, kan CAD-software de productiviteit en doorlooptijd enorm verbeteren.
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
alabilir | kan |
TR Bazı programları öğrenmesi zaman alabilir ancak CAD yazılımları öğrenildiği zaman üretkenliği büyük ölçüde artırıp tamamlanma sürelerini kısaltabilir.
NL Sommige programma's hebben een steile leercurve, maar, eenmaal onder de knie, kan CAD-software de productiviteit en doorlooptijd enorm verbeteren.
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
alabilir | kan |
TR Bazı programları öğrenmesi zaman alabilir ancak CAD yazılımları öğrenildiği zaman üretkenliği büyük ölçüde artırıp tamamlanma sürelerini kısaltabilir.
NL Sommige programma's hebben een steile leercurve, maar, eenmaal onder de knie, kan CAD-software de productiviteit en doorlooptijd enorm verbeteren.
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
alabilir | kan |
TR Bazı programları öğrenmesi zaman alabilir ancak CAD yazılımları öğrenildiği zaman üretkenliği büyük ölçüde artırıp tamamlanma sürelerini kısaltabilir.
NL Sommige programma's hebben een steile leercurve, maar, eenmaal onder de knie, kan CAD-software de productiviteit en doorlooptijd enorm verbeteren.
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
alabilir | kan |
TR Bazı programları öğrenmesi zaman alabilir ancak CAD yazılımları öğrenildiği zaman üretkenliği büyük ölçüde artırıp tamamlanma sürelerini kısaltabilir.
NL Sommige programma's hebben een steile leercurve, maar, eenmaal onder de knie, kan CAD-software de productiviteit en doorlooptijd enorm verbeteren.
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
alabilir | kan |
TR Bazı programları öğrenmesi zaman alabilir ancak CAD yazılımları öğrenildiği zaman üretkenliği büyük ölçüde artırıp tamamlanma sürelerini kısaltabilir.
NL Sommige programma's hebben een steile leercurve, maar, eenmaal onder de knie, kan CAD-software de productiviteit en doorlooptijd enorm verbeteren.
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
alabilir | kan |
TR Bazı programları öğrenmesi zaman alabilir ancak CAD yazılımları öğrenildiği zaman üretkenliği büyük ölçüde artırıp tamamlanma sürelerini kısaltabilir.
NL Sommige programma's hebben een steile leercurve, maar, eenmaal onder de knie, kan CAD-software de productiviteit en doorlooptijd enorm verbeteren.
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
alabilir | kan |
TR Bazı programları öğrenmesi zaman alabilir ancak CAD yazılımları öğrenildiği zaman üretkenliği büyük ölçüde artırıp tamamlanma sürelerini kısaltabilir.
NL Sommige programma's hebben een steile leercurve, maar, eenmaal onder de knie, kan CAD-software de productiviteit en doorlooptijd enorm verbeteren.
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
alabilir | kan |
TR Bazı programları öğrenmesi zaman alabilir ancak CAD yazılımları öğrenildiği zaman üretkenliği büyük ölçüde artırıp tamamlanma sürelerini kısaltabilir.
NL Sommige programma's hebben een steile leercurve, maar, eenmaal onder de knie, kan CAD-software de productiviteit en doorlooptijd enorm verbeteren.
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
alabilir | kan |
TR Bazı programları öğrenmesi zaman alabilir ancak CAD yazılımları öğrenildiği zaman üretkenliği büyük ölçüde artırıp tamamlanma sürelerini kısaltabilir.
NL Sommige programma's hebben een steile leercurve, maar, eenmaal onder de knie, kan CAD-software de productiviteit en doorlooptijd enorm verbeteren.
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
alabilir | kan |
TR Bazı programları öğrenmesi zaman alabilir ancak CAD yazılımları öğrenildiği zaman üretkenliği büyük ölçüde artırıp tamamlanma sürelerini kısaltabilir.
NL Sommige programma's hebben een steile leercurve, maar, eenmaal onder de knie, kan CAD-software de productiviteit en doorlooptijd enorm verbeteren.
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
alabilir | kan |
TR Ranktracker, zaman içinde anahtar kelime performansını izleme ve derleme sürecini otomatikleştirerek zaman kazandırır
NL Ranktracker bespaart tijd door het automatiseren van het proces van het bijhouden en compileren van trefwoord prestatie over tijd
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
ranktracker | ranktracker |
zaman | tijd |
ve | en |
sürecini | proces |
TR Gizlilik Politikamızı zaman zaman güncelleyebiliriz. Biz bildireceğiz Yeni Gizlilik Politikasını bu sayfada yayınlayarak herhangi bir değişiklikten sizi haberdar edeceğiz.
NL Wij kunnen ons Privacybeleid van tijd tot tijd bijwerken. Wij zullen u op de hoogte brengen u op de hoogte van eventuele wijzigingen door het nieuwe Privacybeleid op deze pagina te plaatsen.
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
zaman | tijd |
yeni | nieuwe |
sayfada | pagina |
TR Tüm projeleriniz için panolar oluşturun, zaman çizelgeleri ayarlayın, dosyaları depolayın ve ekibinizin her zaman uyumlu olmasını sağlamak için görevler atayın.
NL Maak borden voor al je klasprojecten, stel tijdlijnen in, sla bestanden op en wijs taken toe om ervoor te zorgen dat je team altijd op een lijn zit.
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
oluşturun | maak |
dosyaları | bestanden |
ve | en |
görevler | taken |
sağlamak için | zorgen |
TR Bu, hiçbir eğitimin bu alandaki deneyimin yerini tutamayacağı ve Google'ın ne zaman 180 derece dönüp algoritmasını yeniden değiştireceğini asla bilemeyeceğiniz için her zaman kulağınızı dört açmanız gerektiği anlamına gelir.
NL Dit betekent dat geen enkele hoeveelheid opleiding ervaring in het veld kan vervangen, en je moet altijd je oor op de grond houden, omdat je nooit weet wanneer Google 180 graden draait en hun algoritme weer verandert.
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
hiçbir | geen |
ve | en |
asla | nooit |
anlamına | betekent |
ne | dat |
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
zaman | tijd |
toplantılar | vergaderingen |
ve | en |
daha az | minder |
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
ve | en |
vpn | vpn |
gerek | hoeft |
sürekli | constant |
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
vpn | vpn |
ve | en |
cihaza | apparaat |
keyfini | geniet |
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
sunucu | server |
bu | heeft |
TR Yerleştirilmiş zaman akışı bileşenleri, bir Tweet koleksiyonunu (zaman akışı olarak bilinir) kendi web sitenize yerleştirmenize olanak tanır
NL Met ingesloten tijdlijnwidgets kan je een verzameling Tweets (een tijdlijn) insluiten in je website
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
web | website |
TR İki tür yerleştirilmiş zaman akışı mevcuttur; bunların tümü görünüm ve stil açısından twitter.com adresindeki zaman akışlarına benzer:
NL Er zijn twee verschillende typen ingesloten tijdlijnen, die er net zo uitzien als de tijdlijnen op twitter.com:
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
tür | typen |
zaman | als |
mevcuttur | zijn |
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
zaman | tijd |
ve | en |
daha az | minder |
اللغة التركية | هولندي |
---|---|
tür | type |
sonix | sonix |
transkripsiyon | transcriberen |
ve | en |
daha az | minder |
يتم عرض 50 من إجمالي 50 ترجمة