NL Terwijl dat voor hem de wereld kleiner maakte, was het zijn ontdekking van het internet die zijn ogen echt opende voor de mogelijkheden die er zijn
يمكن ترجمة "zijn" باللغة هولندي إلى الكلمات / العبارات اللغة التركية التالية:
NL Terwijl dat voor hem de wereld kleiner maakte, was het zijn ontdekking van het internet die zijn ogen echt opende voor de mogelijkheden die er zijn
TR Bu onun için dünyayı daha küçük hale getirirken,gerçek manada olabileceklere gözünü açan İnternetin keşfi olmuştur
هولندي | اللغة التركية |
---|---|
echt | gerçek |
wereld | dünyayı |
NL Er zijn tools om uw site te scannen (en dit zijn geautoriseerde tools), maar er zijn ook hackertools
TR Sitenizi taramak için araçlar vardır (ve bunlar yetkili araçlardır), ancak korsan araçları da vardır
هولندي | اللغة التركية |
---|---|
en | ve |
maar | ancak |
ook | da |
uw site | sitenizi |
om | için |
NL Dit zijn waarschuwingen die de site-eigenaar informeren over wat er verbeterd kan worden. En de minder belangrijke zijn mededelingen, die geen belangrijke waarschuwingen zijn.
TR Bunlar, site sahibine nelerin iyileştirilebileceği konusunda bilgi veren uyarılardır. Ve küçük olanlar, önemli uyarılar olmayan bildirimlerdir.
هولندي | اللغة التركية |
---|---|
over | konusunda |
en | ve |
geen | olmayan |
site | site |
kan | bilgi |
belangrijke | önemli |
NL Omdat hij door zijn ziekte aan bed gekluisterd is, zijn we deze actie begonnen om de vervulling van zijn wens toch nog zo dichtbij mogelijk te brengen
TR Ancak, hastalığı nedeniyle yatağa bağlı olduğu için kendisini bu arzusuna olabildiğince yakınlaştıran bir kampanya başlattık
NL Foto's die in openbare Tweets zijn opgenomen, kunnen te zien zijn in zoekresultaten op Twitter. Foto's in afgeschermde Tweets en verwijderde foto's zijn niet te zien in zoekresultaten op Twitter.
TR Herkese açık Tweetlere eklenen fotoğraflar, Twitter arama sonuçlarında görüntülenebilir. Korumalı Tweetlerle gönderilen fotoğraflar ve silinen fotoğraflar, Twitter arama sonuçlarında görüntülenmez.
هولندي | اللغة التركية |
---|---|
openbare | açık |
zoekresultaten | arama |
en | ve |
NL Alle verwijzingen die enkelvoud of meervoud zijn en alle verwijzingen die mannelijk, vrouwelijk of neutraal in geslacht zijn, zijn bedoeld om door elkaar vervangen te kunnen worden, als de context van de zin dat impliceert.
TR Tekil veya çoğul atıflar ve erkeklere özgü, kadınlara özgü veya cinsiyetsiz atıflar, cümlenin bağlamına göre birbirlerinin yerine geçebilecek şekilde kullanılmıştır.
هولندي | اللغة التركية |
---|---|
en | ve |
context | bağlam |
NL Terwijl dat voor hem de wereld kleiner maakte, was het zijn ontdekking van het internet die zijn ogen echt opende voor de mogelijkheden die er zijn
TR Bu onun için dünyayı daha küçük hale getirirken,gerçek manada olabileceklere gözünü açan İnternetin keşfi olmuştur
هولندي | اللغة التركية |
---|---|
echt | gerçek |
wereld | dünyayı |
NL Alle pagina's die op de eerste pagina van Google zijn beland, zijn daar niet handmatig gekomen. Ze zijn daar gekomen door onderzoek te doen, hun concurrenten in de gaten te houden en dagelijks verbeteringen aan hun site aan te brengen.
TR Google'ın ilk sayfasına çıkan tüm sayfalar oraya manuel olarak ulaşmadı. Araştırma yaparak, rakiplerini izleyerek ve sitelerinde günlük olarak iyileştirmeler yaparak oraya ulaştılar.
هولندي | اللغة التركية |
---|---|
alle | tüm |
eerste | ilk |
handmatig | manuel |
onderzoek | araştırma |
en | ve |
dagelijks | günlük |
NL In de overgrote meerderheid van de gevallen zal dit Google zijn, maar er zijn randgevallen waarin u de SERP wilt controleren op zoekmachines zoals Yandex, die exclusief zijn voor plaatsen zoals Rusland.
TR Vakaların büyük çoğunluğunda bu Google olacaktır, ancak Rusya gibi yerlere özel olan Yandex gibi arama motorlarında SERP kontrolü yapmak isteyeceğiniz istisnai durumlar da vardır.
هولندي | اللغة التركية |
---|---|
zal | olacaktır |
maar | ancak |
serp | serp |
controleren | kontrol |
yandex | yandex |
NL Er zijn misschien een paar uitzonderingen, maar over het algemeen zijn nepvolgers lege accounts, bots of mensen die niet echt geïnteresseerd zijn in je merk.
TR Birkaç istisna olabilir, ancak genel olarak sahte takipçiler boş hesaplar, botlar veya markanızla gerçekten ilgilenmeyen kişiler olacaktır.
NL De volgende definities zijn van toepassing op deze Overeenkomst. Definities die specifiek van toepassing zijn op bepaalde Diensten zijn te vinden in de Beschrijving van de Zoom-diensten.
TR Aşağıdaki tanımlar bu Sözleşmede geçerli olacaktır. Hizmete özgü tanımlar Zoom Hizmetleri Tanımı altında verilmektedir.
NL Hoewel zijn carrière soms hectisch kan zijn, maakt hij altijd tijd voor de belangrijke dingen in het leven: goede koffie, goede wijn en quality time met zijn tweelingzoons, Aiden en Sean.
TR İş hayatı zaman zaman çok yoğun olsa da, her zaman iyi kahve, iyi şarap ve ikiz oğulları Aiden ve Sean ile kaliteli zaman geçirmek için fırsat bulur.
NL Einstein gebruikte zijn kennis altijd om de wereld beter te informeren en liet zijn intelligentie na als zijn nalatenschap.
TR Einstein bilgisini her zaman dünyayı daha iyi bilgilendirmek için kullandı ve zekasını miras olarak bıraktı.
NL U ziet mogelijk een bericht dat cookies vereist zijn of dat cookies zijn uitgeschakeld in uw browser.
TR Çerezlerin gerekli olduğunu veya tarayıcınızda çerezlerin kapalı olduğunu belirten bir ileti görebilirsiniz.
هولندي | اللغة التركية |
---|---|
vereist | gerekli |
browser | tarayıcı |
NL Het is belangrijk om er zeker van te zijn dat er geen technische beperkingen zijn die Google tegenhouden om toegang te krijgen tot je website en deze te begrijpen.
TR Google’ın web sitenize erişmesini ve onu anlamasını engelleyen hiçbir teknik hata olmadığından emin olmak önemlidir.
هولندي | اللغة التركية |
---|---|
zeker | emin |
en | ve |
NL Zie alle verwijzende domeinen die erbij zijn gekomen of zijn verdwenen in een bepaalde periode.
TR Belli bir zaman aralığı boyunca kazanılan veya kaybedilen, yönlendirme yapan alanları görün.
هولندي | اللغة التركية |
---|---|
zie | görün |
NL We gebruiken clickstreamdata om onze zoekvolumes maandelijks te verfijnen, om er zeker van te zijn dat ze altijd up-to-date zijn.
TR Arama hacimlerimizi hassaslaştırmak için her ay tıklama verileri kullanıyoruz, böylece her zaman güncel olduklarından emin oluyoruz.
هولندي | اللغة التركية |
---|---|
zeker | emin |
altijd | her zaman |
NL Laten we eerlijk zijn: softwarevergelijkingspagina‘s als deze zijn meestal bevooroordeeld
TR Gerçekçi olalım: Bunun gibi yazılım kıyaslama sayfaları genellikle taraflıdır
هولندي | اللغة التركية |
---|---|
meestal | genellikle |
zijn | bunun |
NL We zijn opgericht in 1999 en zijn een pionier in het aanbieden van cloud software
TR Şirketi 1999 yılında başlattık ve Avrupa'da bulut yazılımının öncüleri arasındayız
هولندي | اللغة التركية |
---|---|
en | ve |
cloud | bulut |
هولندي | اللغة التركية |
---|---|
gegevens | veriler |
altijd | her zaman |
en | ve |
real | gerçek |
NL Op de meeste websites zijn er pagina’s die meer waard zijn dan andere pagina’s. Begin met het verbeteren van de pagina’s die het meeste verkeer trekken of de meeste verkopen.
TR Çoğu web sitesinde, bazı sayfalar diğerlerinden daha değerlidir. Trafik ve satıştan en iyi şekilde yararlanan sayfaların geliştirilmesinden başlayın.
هولندي | اللغة التركية |
---|---|
websites | web |
verkeer | trafik |
verkopen | satış |
die | şekilde |
begin | başlayın |
NL De branchecollecties van Autodesk zijn softwaresuites die speciaal in een pakket zijn samengevoegd voor bouw- en infrastructuurontwerp, productontwerp en productie, en media en entertainment.
TR Autodesk sektörel çözüm paketleri; bina, inşaat ve altyapı tasarımı, ürün tasarımı ve imalatı ile medya ve eğlence için özel olarak bir araya getirilen yazılımlardan oluşan paketlerdir.
هولندي | اللغة التركية |
---|---|
en | ve |
media | medya |
autodesk | autodesk |
هولندي | اللغة التركية |
---|---|
hoeft | gerek |
nooit | asla |
gegevens | veriler |
open | açın |
live | canlı |
هولندي | اللغة التركية |
---|---|
en | ve |
NL Niet alle onderdelen of verkopers bieden dezelfde kwaliteit. Moeilijk te weten of ze goed, slecht of inconsistent zijn. We zijn al meer dan 10 jaar bezig met het nagaan van bronnen en leveranciers.
TR Tüm parçalar ya da satıcılar eşit olarak yaratılmamıştır. Üstelik zaman zaman iyiyi, kötüyü ve güvenilmez olanı ayırmak da zordur. On yıldan uzun bir süredir kaynakları ve tedarikçileri değerlendirme olanağına sahip olduk.
هولندي | اللغة التركية |
---|---|
alle | tüm |
onderdelen | parçalar |
of | ya |
en | ve |
bronnen | kaynakları |
NL Soms zijn er OEM-onderdelen (Original Equipment Manufacturer) beschikbaar, maar veel fabrieksonderdelen zijn gewoon niet beschikbaar —voor niemand
TR Zaman zaman OEM (Orijinal Malzeme Üreticisi) parçalar mevcut olmakla birlikte, çoğu orijinal parça herkes için erişilebilir değildir
هولندي | اللغة التركية |
---|---|
maar | de |
niet | değildir |
onderdelen | parçalar |
veel | çoğu |
NL Golden Frog's oprichters, Ron en Carolyn Yokubaitis, zijn internet veteranen die eigenaars zijn van internet bedrijven en hierin opereren sinds het begin van het publieke internet in 1994 (eerder dan de Web!)
TR Golden Frog'un kurucuları Ron ve Carolyn Yokubaitis, kamu internetinin ortaya çıktığı 1994'ten beri (Web'den önce!) kendi internet işlerine sahip olmuş ve bunu yürütmüş olan deneyimli İnternet kullanıcılarıdır
هولندي | اللغة التركية |
---|---|
en | ve |
NL In de loop der jaren zijn de regels van het Open Internet Order versoepeld, en restricties voor bedrijven zijn losser geworden
TR Yıllar içinde Açık Internet Kuralları düzenlemeleri yumuşadı ve şirketler üzerindeki kısıtlamalar gevşedi
هولندي | اللغة التركية |
---|---|
open | açık |
internet | internet |
en | ve |
regels | kuralları |
bedrijven | şirketler |
هولندي | اللغة التركية |
---|---|
en | ve |
klanten | müşterilere |
هولندي | اللغة التركية |
---|---|
beste | en iyisi |
en | ve |
هولندي | اللغة التركية |
---|---|
nauwkeurig | doğru |
zijn | ses |
geautomatiseerd | otomatik |
systeem | sistem |
هولندي | اللغة التركية |
---|---|
meest | en |
waardevolle | değerli |
en | ve |
هولندي | اللغة التركية |
---|---|
wereld | dünyanın |
en | ve |
begint | başlar |
betaalbare | uygun |
transcriptie | transkripsiyon |
media | medyayı |
snelle | hızlı |
هولندي | اللغة التركية |
---|---|
mensen | insanlar |
probleem | sorun |
bijschriften | altyazılar |
NL Op onze activiteiten zijn de volgende algemene voorwaarden van toepassing, tenzij partijen schriftelijk anders zijn overeengekomen
TR Taraflar yazılı olarak açık bir şekilde aksini kararlaştırmadıkça faaliyetlerimizde aşağıdaki hüküm ve koşullar geçerli olacaktır
هولندي | اللغة التركية |
---|---|
voorwaarden | koşullar |
van toepassing | geçerli |
NL Soms zijn twee klikken voldoende om een video te maken - Fastreel maakt het mogelijk. Dankzij de intuïtieve interface zijn alle functies eenvoudig te gebruiken.
TR Bazen bir video oluşturmak için tek ihtiyacınız iki tıklamadır – Fastreel bunu mümkün kılar. Programın sezgisel arayüzü sayesinde tüm özelliklerin ve işlevlerin kullanımı kolaydır.
هولندي | اللغة التركية |
---|---|
soms | bazen |
video | video |
mogelijk | mümkün |
om | için |
interface | arayüzü |
NL Het volgende speciale kenmerk van onze tool is dat u fouten kunt bekijken die zijn onderverdeeld in drie categorieën. Dit zijn kritieke fouten, die u vertellen hoe belangrijk het is om ze zo snel mogelijk op te lossen.
TR Aracımızın bir sonraki özelliği, hatalara üç kategoriye ayrılmış olarak bakabilmenizdir. Bunlar, bunları mümkün olan en kısa sürede düzeltmenin önemini anlatan kritik hatalardır.
هولندي | اللغة التركية |
---|---|
volgende | sonraki |
tool | aracı |
kritieke | kritik |
snel | kısa |
NL Dit zijn de diensten die gratis beschikbaar zijn op de website:
TR Web sitesinde ücretsiz olarak sunulan hizmetler şunlardır:
هولندي | اللغة التركية |
---|---|
diensten | hizmetler |
gratis | ücretsiz |
NL Scruff heeft de beste en snelste ondersteuning voor zijn gebruikers. Als u problemen ondervindt bij het navigeren op de site of de app, zijn er verschillende manieren waarop u hulp kunt zoeken.
TR Scruff, kullanıcıları için en iyi ve en hızlı desteğe sahiptir. Sitede veya uygulamada gezinmede sorun yaşıyorsanız, yardım almanın birkaç yolu vardır.
هولندي | اللغة التركية |
---|---|
en | ve |
problemen | sorun |
site | sitede |
hulp | yardım |
snelste | hızlı |
verschillende | birkaç |
NL Deze gay-site heeft zijn gebruikers gediend sinds de lancering in 2010. Het platform is inventief en vooruitstrevend en begrijpt de voorkeuren van zijn gebruikers.
TR Bu gey sitesi, 2010’daki lansmanından bu yana kullanıcılarına hizmet ediyor. Platform yaratıcı ve ilericidir ve kullanıcılarının tercihlerini anlar.
هولندي | اللغة التركية |
---|---|
platform | platform |
en | ve |
site | sitesi |
NL Er zijn momenteel geen beoordelingen voor dit product. Waarom niet de eerste zijn om het ijs te breken?
TR Bu ürün için henüz hiç yorum yapılmamış. Neden buzu kıran ilk kişi değilsin?
هولندي | اللغة التركية |
---|---|
te | de |
product | ürün |
NL * Promotionele prijzen zijn voorbehouden aan nieuwe klanten en zijn uitsluitend beschikbaar voor de eerste termijn
TR * Promosyon amaçlı fiyatlar yalnızca yeni müşteriler için ve başlangıç süresi boyunca geçerlidir
هولندي | اللغة التركية |
---|---|
prijzen | fiyatlar |
nieuwe | yeni |
klanten | müşteriler |
en | ve |
uitsluitend | yalnızca |
NL Uw wachtwoorden zijn privé, dus laten we zorgen dat ze veilig zijn
TR Parolalarınız özeldir ve güvende tutulmaları gerekir
هولندي | اللغة التركية |
---|---|
wachtwoorden | parolalar |
NL We zijn opgericht in 1999 en zijn een pionier in het aanbieden van cloud software.
TR Şirketi 1999 yılında başlattık ve Avrupa'da bulut yazılımının öncüleri arasındayız.
هولندي | اللغة التركية |
---|---|
en | ve |
cloud | bulut |
NL SteelSeries-muismatten zijn ontwikkeld met duurzaam microgeweven stof en zijn verkrijgbaar in verschillende maten, van large, XXL tot Giant
TR SteelSeries mousepadleri, dayanıklı mikro dokuma kumaş kullanılarak tasarlanmıştır ve L ve XXL'dan devasa boyutlara kadar ulaşır
هولندي | اللغة التركية |
---|---|
en | ve |
NL Hoewel er een aantal gaming-headsets zijn die zijn gecertificeerd, is de Arctis Pro + GameDAC het eerste volledige audiosysteem voor gaming (headset plus DAC) dat deze felbegeerde certificering heeft ontvangen van de Japanse Audio Society.
TR Birkaç oyun kulaklığı sertifikalı olsa da Arctis Pro + GameDAC, Japon Ses Topluluğu tarafından bu gıpta ile bakılan sertifikayı alan oyunculuk için ilk tam ses sistemi (kulaklık artı DAC).
هولندي | اللغة التركية |
---|---|
hoewel | olsa |
volledige | tam |
gaming | oyun |
headset | kulaklık |
arctis | arctis |
gamedac | gamedac |
NL Videogames zijn geweldig. Er is geen limiet aan hoegeweldig ze kunnen zijn. Onze missie is om elke gamer te helpenhun grenzen te verleggen naar geweldig en hen te laten voelen als een ster.
TR Video oyunları mükemmeldir. Ne kadar mükemmel olabileceklerinin sınırı yoktur. Misyonumuz her oyuncuya yardım etmektir mükemmeliğin sınırlarını zorlayın ve bir yıldız gibi hissedin.
هولندي | اللغة التركية |
---|---|
en | ve |
NL Onze professionele teamrelaties zijn meer dan sponsoring, het zijn samenwerkingen
TR Profesyonel takım ilişkilerimiz sponsorluktan öte ortaklıktır
هولندي | اللغة التركية |
---|---|
professionele | profesyonel |
يتم عرض 50 من إجمالي 50 ترجمة