TR Editör olarak rolünüz, derginin profilini ve itibarını korumak ve mümkün olan her durumda geliştirmektir. Bu konuyla, sorumluluklarınızla ve birlikte çalışıyor olabileceğiniz diğer editörlerin rolleriyle ilgili daha fazla bilgi edinin
TR Editör olarak rolünüz, derginin profilini ve itibarını korumak ve mümkün olan her durumda geliştirmektir. Bu konuyla, sorumluluklarınızla ve birlikte çalışıyor olabileceğiniz diğer editörlerin rolleriyle ilgili daha fazla bilgi edinin
EN Your role as editor is to maintain and develop wherever possible the journal's profile and reputation. Find out more about this, your responsibilities and the other editor roles with which you may be working
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
editör | editor |
derginin | journal |
profilini | profile |
mümkün | possible |
bu | this |
çalışıyor | working |
ilgili | about |
bilgi | find out |
rolü | role |
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
olan | was |
denver | denver |
colorado | colorado |
hem | the |
çalışıyor | work |
TR Yarısı çocuk, diğerleri eş, kardeş, komşu, anne, baba, arkadaş… Bugün dünyada, yaklaşık 30 milyonu mülteci olan milyonlarca insan[1], COVID-19 pandemisinin çok daha belirsiz hale getirdiği bir gelecekte yaşam kurmaya çalışıyor
EN Since the last days of February, crucial events are unfolding for refugees and migrants on Turkey’s border with Greece and Bulgaria
TR Şimdi Erhan, Küçükçekmece Belediyesi’ne bağlı Teknik İşler Müdürlüğü, Bakım Onarım Birimi'nde kendi mesleği olan kaynakçılıkta çalışıyor ve geçimini kendi sağlıyor
EN Now, Erhan working as a welder (his own profession) in the Technical Works Department’s Maintenance and Repair Unit of Küçükçekmece Municipality and earns his own living
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
erhan | erhan |
teknik | technical |
bakım | maintenance |
onarım | repair |
birimi | unit |
TR Kısa süreli bir işte çalışıyor olsa da yeni bir güne uyandığında artık kaygı değil, memnuniyet hissediyor; bir işi ve düzenli bir geliri olduğu için psikolojik ve maddi olarak rahatladığını belirtiyor
EN Even though he is working in a short-term employment project, he is not anxious anymore when he wakes up to a brand new day and he says he’s feeling happy; psychologically and financially relieved because he has a job and regular income
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
kısa | short |
süreli | term |
çalışıyor | working |
işi | job |
düzenli | regular |
olduğu | is |
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
en | most |
uygun | convenient |
hız | speed |
çünkü | because |
taraf | party |
eklentileri | plugins |
olmadan | without |
çalışıyor | works |
TR “FreeOffice, Microsoft Office programlarında oluşturulmuş ve biçimlendirilmiş dosyalarla mükemmel bir biçimde çalışıyor. Üstelik sıfır kayıpla.”
EN "FreeOffice works fantastically with files made and formatted in Microsoft Office. It’s loss-free."
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
freeoffice | freeoffice |
microsoft | microsoft |
office | office |
çalışıyor | works |
TR Günümüzde şirketler ve işletmeler müşterilerine ilgi çekici promosyonlar sunarak satışlarını artırmaya çalışıyor
EN Companies and businesses take their sales game up a notch by offering promos that their customers can never refuse
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
şirketler | companies |
ve | and |
işletmeler | businesses |
satışları | sales |
TR Misafirlerimiz ve meslektaşlarımız gelecek kuşaklar için korumak amacıyla çaba harcadığımız konumlarda çalışıyor ve eğleniyor
EN Our guests and colleagues work and play in locations we strive to protect for future generations
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
misafirlerimiz | our guests |
gelecek | future |
konumlarda | in locations |
çalışıyor | work |
TR Ülkemizde sayılarının 1 milyonu geçtiği tahmin edilen çocuk işçilerin %57’si tarımda, %27’si hizmet sektöründe, %16’sı sanayide çalışıyor
EN In Turkey, where the number is estimated in excess of one million, 57% of child workers are employed in agriculture, 27% in the service sector, and 16% in industrial jobs
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
çocuk | child |
ın | of |
milyonu | million |
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
holding | holding |
veya | or |
üyelik | membership |
TR Ankara’daki ofisimizi 1991 yılında açtığımızdan bu yana FNF, Türkiye'de sivil toplum, akademi, ekonomi ve politika çevrelerinden ortaklar ile aktif bir şekilde çalışıyor
EN FNF has been actively working in Turkey with partners from civil society, academia, economy and politics since 1991, when we opened our office in Ankara
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
ankara | ankara |
türkiye | turkey |
sivil | civil |
toplum | society |
ekonomi | economy |
ortaklar | partners |
aktif | actively |
şekilde | when |
çalışıyor | working |
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
karmaşık | complex |
sıkıcı | tedious |
faaliyetler | activities |
video | video |
belki | maybe |
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
sonix | sonix |
senin | you |
çalışıyor | works |
transkripsiyon | transcription |
dahildir | included |
TR Yarısı çocuk, diğerleri eş, kardeş, komşu, anne, baba, arkadaş… Bugün dünyada, yaklaşık 30 milyonu mülteci olan milyonlarca insan[1], COVID-19 pandemisinin çok daha belirsiz hale getirdiği bir gelecekte yaşam kurmaya çalışıyor
EN Since the last days of February, crucial events are unfolding for refugees and migrants on Turkey’s border with Greece and Bulgaria
TR Şimdi Erhan, Küçükçekmece Belediyesi’ne bağlı Teknik İşler Müdürlüğü, Bakım Onarım Birimi'nde kendi mesleği olan kaynakçılıkta çalışıyor ve geçimini kendi sağlıyor
EN Now, Erhan working as a welder (his own profession) in the Technical Works Department’s Maintenance and Repair Unit of Küçükçekmece Municipality and earns his own living
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
erhan | erhan |
teknik | technical |
bakım | maintenance |
onarım | repair |
birimi | unit |
TR Kısa süreli bir işte çalışıyor olsa da yeni bir güne uyandığında artık kaygı değil, memnuniyet hissediyor; bir işi ve düzenli bir geliri olduğu için psikolojik ve maddi olarak rahatladığını belirtiyor
EN Even though he is working in a short-term employment project, he is not anxious anymore when he wakes up to a brand new day and he says he’s feeling happy; psychologically and financially relieved because he has a job and regular income
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
kısa | short |
süreli | term |
çalışıyor | working |
işi | job |
düzenli | regular |
olduğu | is |
TR Volkswagen Group Research, Aerodinamik Avam Projesini Hızlandırmak Üzere AWS'de Altair ile Çalışıyor ve Nvidia Teknolojisini Kullanıyor
EN Volkswagen Group Research Works with Altair and Uses Nvidia Technology on AWS to Accelerate Aerodynamics Concept Design
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
group | group |
aws | aws |
nvidia | nvidia |
teknolojisini | technology |
TR Samsung, ekran boyutu tercihlerinizden bağımsız olarak aynı akıllı telefon deneyimini sağlamaya çalışıyor gibi görünüyor ve Galaxy S8'in özellikleri bunu ele veriyor. Bunlar size tanıdık geliyor mu?
EN Samsung seems to have gone all-out to provide the same smartphone experience regardless of your screen size preferences, and the Galaxy S8's specs bear that out. Any of this look familiar?
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
samsung | samsung |
ekran | screen |
boyutu | size |
deneyimini | experience |
s | s |
tanıdık | familiar |
TR SSL Reseller Programı Nasıl Çalışıyor?
EN How Does the SSL Reseller Program Work?
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
ssl | ssl |
programı | program |
TR Renderforest birçok tarayıcı ile çalışıyor. Google Chrome ve Safari'yi öneriyoruz. Ancak Mozilla ya da Internet Explorer kullanıcısı iseniz sorun yok. Renderforest, bu iki tarayıcı ile de tamamen uyumlu.
EN Renderforest works fine with most browsers.The two we'd recommend are Google Chrome and Safari. But if you use Mozilla or Internet Explorer, don't worry -- Renderforest is fully compatible with these two.
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
renderforest | renderforest |
tarayıcı | browsers |
çalışıyor | works |
chrome | chrome |
safari | safari |
internet | internet |
explorer | explorer |
yok | if |
tamamen | fully |
TR Antrenörlük Saat Gelişme Ders çalışıyor Ders çalışma Mavi Kronometre Zaman Gradyan Koç Planlama Saat
EN Coaching Hr Development Studying Study Blue Stopwatch Time Gradient Coach Planning Clock
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
antrenörlük | coaching |
gelişme | development |
mavi | blue |
gradyan | gradient |
planlama | planning |
TR Almanya’da çalışan nüfus ne kadar ve hangi alanlarda çalışıyor? “Çalışkan Almanlar”a dair başlıca olgular ve beklenmedik bir rakam.
EN Exports are not everything – seven factors for Germany’s economic strength.
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
almanya | germany |
TR “Yeni Alman Medya Mensupları” medya kuruluşlarında göçmen kökenli çalışanların sayısının artması için çalışıyor.
EN How the ‘New German Media Professionals’ are campaigning to recruit more media professionals from immigrant families to work in editorial offices.
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
yeni | new |
alman | german |
medya | media |
çalışıyor | work |
TR Kimlik hırsızları, finansal kazanç elde etmek üzere sizi taklit etmek için e-posta adreslerinizi, sosyal güvenlik numaralarınızı, sosyal medya hesaplarınızı ve telefon numaralarınızı çalmaya çalışıyor.
EN Identity thieves are out to steal email addresses, social security numbers, social media accounts & phone numbers to impersonate you for financial gain.
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
kimlik | identity |
finansal | financial |
elde | gain |
sizi | you |
e-posta | |
güvenlik | security |
telefon | phone |
TR Özel ağırlık sistemi nasıl çalışıyor?
EN How does this custom weight system work?
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
ağırlık | weight |
sistemi | system |
çalışıyor | work |
TR Dünyanın en iyi oyuncularıyla ürünlerimizin ince ayarı için yakından çalışıyor ve yaptığımız her şeyin her seviyedeki oyuncu ihtiyaçlarını karşıladığından emin oluyoruz
EN We work closely with the world’s best gamers to fine-tune our products and to ensure everything we create meets the needs of gamers at every level
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
yakından | closely |
çalışıyor | work |
emin | ensure |
ihtiyaçları | needs |
TR General shaak ve aayla büyük bir obez donga meydan okumak için birlikte çalışıyor
EN Large milf stuffed in the park of a castle part two of two
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
büyük | large |
TR Windows ve Office mis gibi çalışıyor ? Neden endişeleneyim ki?
EN Windows and Office work fine ? Why worry about it?
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
windows | windows |
office | office |
çalışıyor | work |
TR UNFPA, gençlerin karşılanamayan ihtiyaçlarını gidermek için bakanlıklar, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör ile birlikte çalışıyor
EN UNFPA has been working with Ministries, Civil Society Organizations and private sector to realize unmet needs of young people
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
unfpa | unfpa |
sivil | civil |
toplum | society |
özel | private |
sektör | sector |
çalışıyor | working |
ihtiyaçları | needs |
TR 28 yaşındaki Beautemps, kamera önüne çıkmadığı zamanlar fizik didaktiği dalındaki doktora tezi üzerinde çalışıyor
EN The 28-year-old presenter works on his doctoral thesis in physics education when he isn’t in front of the camera
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
kamera | camera |
fizik | physics |
çalışıyor | works |
TR Aynı zamanda, inişli çıkışlı bir jeopolitik manzarada ve küresel ekonomideki olası yavaşlama ortamında manevra yapmaya çalışıyor
EN It is also trying to manoeuvre a bumpy geopolitical landscape and a possible slowdown in the global economy
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
küresel | global |
olası | possible |
TR Misafirlerimiz ve meslektaşlarımız gelecek kuşaklar için korumak amacıyla çaba harcadığımız konumlarda çalışıyor ve eğleniyor
EN Our guests and colleagues work and play in locations we strive to protect for future generations
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
misafirlerimiz | our guests |
gelecek | future |
konumlarda | in locations |
çalışıyor | work |
TR Misafirlerimiz ve meslektaşlarımız gelecek kuşaklar için korumak amacıyla çaba harcadığımız konumlarda çalışıyor ve eğleniyor
EN Our guests and colleagues work and play in locations we strive to protect for future generations
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
misafirlerimiz | our guests |
gelecek | future |
konumlarda | in locations |
çalışıyor | work |
TR Calgary şehrinde hangi otobüs şirketleri çalışıyor?
EN What bus companies operate from Calgary?
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
calgary | calgary |
hangi | what |
otobüs | bus |
şirketleri | companies |
çalışıyor | operate |
TR Ottawa şehrinde hangi otobüs şirketleri çalışıyor?
EN What bus companies operate from Ottawa?
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
hangi | what |
otobüs | bus |
şirketleri | companies |
çalışıyor | operate |
TR Edmonton şehrinde hangi otobüs şirketleri çalışıyor?
EN What bus companies operate from Edmonton?
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
edmonton | edmonton |
hangi | what |
otobüs | bus |
şirketleri | companies |
çalışıyor | operate |
TR Montreal şehrinde hangi otobüs şirketleri çalışıyor?
EN What bus companies operate from Montreal?
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
montreal | montreal |
hangi | what |
otobüs | bus |
şirketleri | companies |
çalışıyor | operate |
TR Toronto şehrinde hangi otobüs şirketleri çalışıyor?
EN What bus companies operate from Toronto?
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
toronto | toronto |
hangi | what |
otobüs | bus |
şirketleri | companies |
çalışıyor | operate |
TR Mont-Tremblant şehrinde hangi otobüs şirketleri çalışıyor?
EN What bus companies operate from Mont-Tremblant?
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
hangi | what |
otobüs | bus |
şirketleri | companies |
çalışıyor | operate |
TR Vancouver şehrinde hangi otobüs şirketleri çalışıyor?
EN What bus companies operate from Vancouver?
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
hangi | what |
otobüs | bus |
şirketleri | companies |
çalışıyor | operate |
TR Niagara Falls şehrinde hangi otobüs şirketleri çalışıyor?
EN What bus companies operate from Niagara Falls?
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
niagara | niagara |
hangi | what |
otobüs | bus |
şirketleri | companies |
çalışıyor | operate |
TR Banff şehrinde hangi otobüs şirketleri çalışıyor?
EN What bus companies operate from Banff?
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
hangi | what |
otobüs | bus |
şirketleri | companies |
çalışıyor | operate |
TR Kelowna şehrinde hangi otobüs şirketleri çalışıyor?
EN What bus companies operate from Kelowna?
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
kelowna | kelowna |
hangi | what |
otobüs | bus |
şirketleri | companies |
çalışıyor | operate |
TR London şehrinde hangi otobüs şirketleri çalışıyor?
EN What bus companies operate from London?
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
london | london |
hangi | what |
otobüs | bus |
şirketleri | companies |
çalışıyor | operate |
TR Sherbrooke şehrinde hangi otobüs şirketleri çalışıyor?
EN What bus companies operate from Sherbrooke?
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
hangi | what |
otobüs | bus |
şirketleri | companies |
çalışıyor | operate |
TR Fort McMurray şehrinde hangi otobüs şirketleri çalışıyor?
EN What bus companies operate from Fort McMurray?
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
hangi | what |
otobüs | bus |
şirketleri | companies |
çalışıyor | operate |
TR Saskatoon şehrinde hangi otobüs şirketleri çalışıyor?
EN What bus companies operate from Saskatoon?
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
hangi | what |
otobüs | bus |
şirketleri | companies |
çalışıyor | operate |
TR Grande Prairie şehrinde hangi otobüs şirketleri çalışıyor?
EN What bus companies operate from Grande Prairie?
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
grande | grande |
prairie | prairie |
hangi | what |
otobüs | bus |
şirketleri | companies |
çalışıyor | operate |
TR Kamloops şehrinde hangi otobüs şirketleri çalışıyor?
EN What bus companies operate from Kamloops?
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
hangi | what |
otobüs | bus |
şirketleri | companies |
çalışıyor | operate |
የ 50 የ 50 ትርጉሞችን በማሳየት ላይ