TR Bir arabada biraz daha fazla alan arıyorsanız, Ford Edge ve Ford Explorer gibi biraz daha konforlu orta sınıf SUV'lar da var
土耳其 中的 "arabada biraz daha" 可以翻译成以下 英语 单词/短语:
TR Bir arabada biraz daha fazla alan arıyorsanız, Ford Edge ve Ford Explorer gibi biraz daha konforlu orta sınıf SUV'lar da var
EN There?s also slightly more comfortable mid-range SUVs like the Ford Edge and Ford Explorer if you?re looking for some more space in a car
土耳其 | 英语 |
---|---|
biraz | slightly |
edge | edge |
explorer | explorer |
konforlu | comfortable |
orta | mid |
lar | s |
TR Bir arabada biraz daha fazla alan arıyorsanız, Hyundai Sonata gibi biraz daha konforlu orta sınıf lüks sedanlar da var
EN There?s also slightly more comfortable mid-range luxury sedans like the Hyundai Sonata, if you?re looking for some more space in a car
土耳其 | 英语 |
---|---|
biraz | slightly |
hyundai | hyundai |
konforlu | comfortable |
orta | mid |
lüks | luxury |
TR Bir arabada biraz daha fazla alan arıyorsanız, Kia Optima veya Kia Cerato gibi biraz daha konforlu orta sınıf lüks sedanlar da var
EN There?s also slightly more comfortable mid-range luxury sedans like the Kia Optima or Kia Cerato, if you?re looking for some more space in a car
土耳其 | 英语 |
---|---|
biraz | slightly |
kia | kia |
konforlu | comfortable |
orta | mid |
lüks | luxury |
TR Bir arabada biraz daha fazla alan arıyorsanız, Renault Safrane gibi biraz daha konforlu orta sınıf lüks sedanlar da var
EN There?s also slightly more comfortable mid-range luxury sedans like the Renault Safrane, if you?re looking for some more space in a car
土耳其 | 英语 |
---|---|
biraz | slightly |
konforlu | comfortable |
orta | mid |
lüks | luxury |
TR Bir arabada daha fazla yer arıyorsanız, Chevrolet Trailblazer ve Chevrolet Traverse gibi biraz daha konforlu orta sınıf SUV'lar da var
EN There?s also slightly more comfortable mid-range SUVs like the Chevrolet Trailblazer and Chevrolet Traverse if you?re looking for some more space in a car
土耳其 | 英语 |
---|---|
chevrolet | chevrolet |
biraz | slightly |
konforlu | comfortable |
orta | mid |
lar | s |
土耳其 | 英语 |
---|---|
angeles | angeles |
pop | pop |
rock | rock |
olan | is |
grup | band |
土耳其 | 英语 |
---|---|
angeles | angeles |
pop | pop |
rock | rock |
olan | is |
devamını | more |
oku | read |
TR Rus büyük billibongları arabada mastürbasyon yapıyor.cilt 2
EN Great legal age teenager body in underware with worthwhile cameltoe non exposed
土耳其 | 英语 |
---|---|
büyük | great |
TR Rus büyük aşk balonları arabada mastürbasyon yemek.cilt 1
EN Great view of my mama fully nude. hidden webcam
土耳其 | 英语 |
---|---|
büyük | great |
TR Çok Hawt Altın Saçlı Gilf arabada özensiz kafa verir
EN Japanese hardcore with breasty wife, airi ai - greater amount at javhd.net
TR Hotfallingdevil Bazookas arabada
EN Large a-hole large marangos step sister acquires her curly vagina pumped - milaluv
TR JBR'den aşağı doğru ilerlediğinizi, 5 yıldızlı bir otele veya kulübe girdiğinizi ya da sadece standart bir arabada şehir turu yaptığınızı hayal edin
EN Imagine driving down JBR, entering a 5-star hotel or club or just out for a tour of the city in a standard car
土耳其 | 英语 |
---|---|
aşağı | down |
veya | or |
standart | standard |
şehir | city |
TR JBR'den aşağı indiğinizi, 5 yıldızlı bir otele veya kulübe girdiğinizi veya sadece standart bir arabada şehir turu yaptığınızı hayal edin
EN Imagine driving down JBR, entering a 5-star hotel or club or just out for a tour of the city in a standard car
土耳其 | 英语 |
---|---|
aşağı | down |
veya | or |
standart | standard |
şehir | city |
TR Dubai'ye seyahat ediyor ve süper bir arabada harika bir sürüş deneyimi yaşama şansını mı kaçırıyorsunuz? Şimdi, OneClickDrive.com'da kolay kiralama seçeneklerinden yararlanarak süper otomobil McLaren'i kullanmaya başlayın
EN Traveling to Dubai and missing out the chance of an amazing driving experience in a super car? Now get to ride supercar McLaren availing easy renting options at OneClickDrive.com
土耳其 | 英语 |
---|---|
dubai | dubai |
seyahat | traveling |
süper | super |
harika | amazing |
deneyimi | experience |
kolay | easy |
kiralama | renting |
otomobil | car |
TR Gelin ve damadın egzotik bir arabada ortaya çıkıp dışarı çıkması, düğüne çok fazla sınıf ve çekicilik katıyor
EN Having the bride and groom show up and roll out in an exotic car adds a lot of class and charm to the wedding
土耳其 | 英语 |
---|---|
gelin | bride |
sınıf | class |
çekicilik | charm |
TR İlk başta, küçük başlayın! Mükemmel bilgi tabanına sahip olmaya çalışmayın, yaklaşık 10 veya daha az makale yazın ve müşterilerinizden daha fazla talep alırken biraz daha ekleyin
EN At first, start small! don't try to have the perfect knowledge base, write about 10 articles or less and add some more while you're getting more requests from your customers
土耳其 | 英语 |
---|---|
küçük | small |
başlayın | start |
mükemmel | perfect |
bilgi | knowledge |
yaklaşık | about |
veya | or |
makale | articles |
ve | and |
talep | requests |
TR İlk başta, küçük başlayın! Mükemmel bilgi tabanına sahip olmaya çalışmayın, yaklaşık 10 veya daha az makale yazın ve müşterilerinizden daha fazla talep alırken biraz daha ekleyin
EN At first, start small! don't try to have the perfect knowledge base, write about 10 articles or less and add some more while you're getting more requests from your customers
TR Bu tanım aslında biraz yanıltıcı, zira Katapult aslen okuyucularını daha zeki, daha makul kılacak her şeyi ele alan bir dergi
EN It sounds far more sober in Katapult’s own words: “Katapult creates simplified and detailed graphs from social science studies and statistics.” There are no photos in Katapult
TR Böylece bir konuya daha derinlemesine bakabilir ya da daha geniş çapta ilgili konuları görmek için biraz uzaklaştırabilirsiniz.
EN You can then look at a topic on a deeper level or even zoom out a bit to see more broadly related topics.
土耳其 | 英语 |
---|---|
ilgili | related |
TR Biraz daha ikna olmaya mı ihtiyacınız var? Okumaya devam edin...
EN Need more convincing? Keep reading...
土耳其 | 英语 |
---|---|
devam | keep |
TR Logaster ile bir logo ve site ikonu oluşturmak, bir tasarımcıyı işe almaktan çok daha ucuzdur. Kim biraz para tasarruf etmek istemez ki?
EN Creating a logo and favicon with Logaster is way cheaper than hiring a designer. Who wouldn’t want to save some money?
土耳其 | 英语 |
---|---|
logaster | logaster |
logo | logo |
oluşturmak | creating |
土耳其 | 英语 |
---|---|
oku | read |
土耳其 | 英语 |
---|---|
karmaşık | complex |
sıkıcı | tedious |
faaliyetler | activities |
video | video |
belki | maybe |
TR Fiyatlandırmada GeoTrust ürünlerini Comodo'ya göre biraz daha yüksek fiyatlandırıyor
EN In pricing, GeoTrust prices its products slightly higher than Comodo
土耳其 | 英语 |
---|---|
geotrust | geotrust |
ürünlerini | products |
comodo | comodo |
biraz | slightly |
TR Sunucuya aşırı yüklenildiğinde, videoların render işlemi beklenenden biraz daha uzun sürebilir
EN Due to server overload, rendering videos may take a bit longer than expected
土耳其 | 英语 |
---|---|
sunucuya | server |
TR Ayrıca Hollanda?da ITA, International Theatre Amsterdam?ın kısaltmasıdır, bu nedenle yeni İtalyan operatörün hala biraz daha SEO çalışması yapması gerekiyor.
EN Also in The Netherlands ITA stands for International Theatre Amsterdam so still a bit more SEO work needed by the new Italian carrier.
土耳其 | 英语 |
---|---|
international | international |
amsterdam | amsterdam |
nedenle | so |
seo | seo |
çalışması | work |
土耳其 | 英语 |
---|---|
youtube | youtube |
ve | and |
erişilebilir | accessible |
böylece | so |
çabucak | quickly |
土耳其 | 英语 |
---|---|
biraz | slightly |
karmaşık | complex |
土耳其 | 英语 |
---|---|
örnek | example |
önceden | pre |
ve | and |
TR Sadece marka konseptini kopyalayan bir tasarım önermek yerine, biraz daha yenilikçi bir kavramdan yola çıktık
EN Instead of just proposing a design that simply replicates the concept of the brand, we went for a concept that’s a bit more innovative
土耳其 | 英语 |
---|---|
marka | brand |
tasarım | design |
yenilikçi | innovative |
TR Fiyatlandırmada GeoTrust ürünlerini Comodo'ya göre biraz daha yüksek fiyatlandırıyor
EN In pricing, GeoTrust prices its products slightly higher than Comodo
土耳其 | 英语 |
---|---|
geotrust | geotrust |
ürünlerini | products |
comodo | comodo |
biraz | slightly |
TR Logaster ile bir logo ve site ikonu oluşturmak, bir tasarımcıyı işe almaktan çok daha ucuzdur. Kim biraz para tasarruf etmek istemez ki?
EN Creating a logo and favicon with Logaster is way cheaper than hiring a designer. Who wouldn’t want to save some money?
土耳其 | 英语 |
---|---|
logaster | logaster |
logo | logo |
oluşturmak | creating |
土耳其 | 英语 |
---|---|
youtube | youtube |
ve | and |
erişilebilir | accessible |
böylece | so |
çabucak | quickly |
TR Biraz da Batı’nın bakış açısından yeniden birleşme, daha doğrusu bir Batı Berlinlinin açısından..
EN Now for a view of reunification from the West, or more precisely from the West Berlin perspective
土耳其 | 英语 |
---|---|
batı | west |
bakış | view |
TR Bu sefer Harting yok, ama Jasinski ve fırlatılmayı bekleyen diskler orada olacak: Yanında genellikle iki tanesini bulunduruyor; biri sarı, biri siyah, birinin kenarı biraz daha pürüzlü
EN Harting is not taking part this time, but Jasinski will be there with his discuses: normally he takes two with him – a yellow one and a black one, one with a slightly rougher edge
土耳其 | 英语 |
---|---|
bu | this |
yok | not |
ve | and |
orada | there |
sarı | yellow |
siyah | black |
biraz | slightly |
TR Takipçi sayısının artması ve topluluktan aldığım geri dönüşlerle, taşıdığım sorumluluğun her geçen gün biraz daha bilincine vardım
EN I just wanted to share some aspects of my personal life on Instagram and Youtube
土耳其 | 英语 |
---|---|
ve | and |
ın | of |
TR Ve bu organizma ondan bir şeyleri eksilttiğimiz her gün biraz daha zayıflıyor.
EN Each time we take something away from this, the organism becomes weaker.
土耳其 | 英语 |
---|---|
bu | this |
her | each |
gün | time |
TR Ren, Moselle, Lahn ve Nahe nehirleri boyunca uzanan, 2005’ten beri var olan 586 km’lik Ren Efsaneler Yolu ise biraz daha ürkütücü bir nitelikte
EN The Rhine Legends Route (‘Rheinischer Sagenweg’) is spookier
土耳其 | 英语 |
---|---|
yolu | route |
bir | the |
TR Bu biraz da Ruhr Havzası'nın uzun bir süre daha çok sanayi ve kirli hava ile ilişkilendirilmiş olmasından kaynaklanıyor
EN That probably also has something to do with the fact that the Ruhr District was long mainly associated with industry and pollution
土耳其 | 英语 |
---|---|
uzun | long |
sanayi | industry |
TR Biraz daha hareket arayanlarsa Leipzig Hayvanat Bahçesi’nin sunduğu 360 Derece Turu’na katılabilir
EN If you prefer a bit more action, you can also go on a 360-degree tour of Leipzig Zoo
土耳其 | 英语 |
---|---|
leipzig | leipzig |
TR Bulutu yakalamak biraz zaman alırken, kuruluşlar giderek daha fazla bulut öncelikli BT stratejilerini benimsiyor.
EN While the cloud took a while to catch on, organizations are increasingly adopting cloud-first IT strategies.
土耳其 | 英语 |
---|---|
kuruluşlar | organizations |
giderek | increasingly |
bt | it |
TR Sadece marka konseptini kopyalayan bir tasarım önermek yerine, biraz daha yenilikçi bir kavramdan yola çıktık
EN Instead of just proposing a design that simply replicates the concept of the brand, we went for a concept that’s a bit more innovative
土耳其 | 英语 |
---|---|
marka | brand |
tasarım | design |
yenilikçi | innovative |
TR Her sayfayı taramanın, sadece tek bir sayfanın SEO raporunu belirlemekten biraz daha uzun süreceğini unutmayın
EN Keep in mind that scanning every page will take a little bit longer than determining the SEO report for just a single page
土耳其 | 英语 |
---|---|
sayfayı | page |
seo | seo |
raporunu | report |
unutmayın | keep in mind |
TR SEO'nun size sonuçları göstermesi, işletmenizi tanıtmanın diğer yöntemlerine göre biraz daha uzun sürebilmesine rağmen, neredeyse %15'lik bir yakın orana sahiptir.
EN Despite the fact that SEO may take a little longer to show you results than other methods of promoting your business, it features a close rate of almost 15%.
土耳其 | 英语 |
---|---|
seo | seo |
size | you |
işletmenizi | your business |
neredeyse | almost |
yakın | close |
TR "Hezarfen Ahmet Çelebi'den sonra neredeyse bizimde uçuşa geçeceğimiz yer...Manzara izleme terası biraz daha güvenli olabilir... İstanbul'un önemli mekanlarından olan harika bir yapıt...????"
EN "It is one of the dominating landmarks in istanbul, it was used as a watchtower.(16 floors/67 M).make sure to enjoy the views 360° from the outer balcony because they're panoramic and breathtaking."
土耳其 | 英语 |
---|---|
güvenli | sure |
harika | breathtaking |
TR "Hezarfen Ahmet Çelebi'den sonra neredeyse bizimde uçuşa geçeceğimiz yer...Manzara izleme terası biraz daha güvenli olabilir... İstanbul'un önemli mekanlarından olan harika bir yapıt...????"
EN "It is one of the dominating landmarks in istanbul, it was used as a watchtower.(16 floors/67 M).make sure to enjoy the views 360° from the outer balcony because they're panoramic and breathtaking."
土耳其 | 英语 |
---|---|
güvenli | sure |
harika | breathtaking |
TR "Hezarfen Ahmet Çelebi'den sonra neredeyse bizimde uçuşa geçeceğimiz yer...Manzara izleme terası biraz daha güvenli olabilir... İstanbul'un önemli mekanlarından olan harika bir yapıt...????"
EN "It is one of the dominating landmarks in istanbul, it was used as a watchtower.(16 floors/67 M).make sure to enjoy the views 360° from the outer balcony because they're panoramic and breathtaking."
土耳其 | 英语 |
---|---|
güvenli | sure |
harika | breathtaking |
TR "Hezarfen Ahmet Çelebi'den sonra neredeyse bizimde uçuşa geçeceğimiz yer...Manzara izleme terası biraz daha güvenli olabilir... İstanbul'un önemli mekanlarından olan harika bir yapıt...????"
EN "It is one of the dominating landmarks in istanbul, it was used as a watchtower.(16 floors/67 M).make sure to enjoy the views 360° from the outer balcony because they're panoramic and breathtaking."
土耳其 | 英语 |
---|---|
güvenli | sure |
harika | breathtaking |
TR "Hezarfen Ahmet Çelebi'den sonra neredeyse bizimde uçuşa geçeceğimiz yer...Manzara izleme terası biraz daha güvenli olabilir... İstanbul'un önemli mekanlarından olan harika bir yapıt...????"
EN "It is one of the dominating landmarks in istanbul, it was used as a watchtower.(16 floors/67 M).make sure to enjoy the views 360° from the outer balcony because they're panoramic and breathtaking."
土耳其 | 英语 |
---|---|
güvenli | sure |
harika | breathtaking |
TR "Hezarfen Ahmet Çelebi'den sonra neredeyse bizimde uçuşa geçeceğimiz yer...Manzara izleme terası biraz daha güvenli olabilir... İstanbul'un önemli mekanlarından olan harika bir yapıt...????"
EN "It is one of the dominating landmarks in istanbul, it was used as a watchtower.(16 floors/67 M).make sure to enjoy the views 360° from the outer balcony because they're panoramic and breathtaking."
土耳其 | 英语 |
---|---|
güvenli | sure |
harika | breathtaking |
显示了 50 个翻译的 50