TR Bu duyguların geçmesi zaman alabilir, bazen haftalar alabilir ve sabır, öz şefkat ve kabullenmeyi uygulayabiliriz
TR Bu duyguların geçmesi zaman alabilir, bazen haftalar alabilir ve sabır, öz şefkat ve kabullenmeyi uygulayabiliriz
EN These feelings can take time to pass, sometimes weeks, and we can practice patience, self-compassion, and acceptance
Турецька | Англійська |
---|---|
zaman | time |
alabilir | can |
bazen | sometimes |
ve | and |
TR DenetlenmişAraştırma makalelerinin hakem denetiminden geçmesi çok yaygın olsa da, bu, araştırma verileri için hala oldukça alışılmamış bir durumdur
EN ReviewedWhile it is very common for research articles to be peer reviewed, this is still quite uncommon for research data
Турецька | Англійська |
---|---|
yaygın | common |
araştırma | research |
verileri | data |
TR Bir derginin açık erişime geçmesi yazarlar için ne anlama gelir?
EN What does a journal moving to open access mean to authors?
Турецька | Англійська |
---|---|
derginin | journal |
açık | open |
erişime | access |
yazarlar | authors |
anlama | mean |
TR Bir derginin açık erişime geçmesi okuyucular için ne anlama gelir?
EN What does a journal moving to open access mean to readers?
Турецька | Англійська |
---|---|
derginin | journal |
açık | open |
erişime | access |
okuyucular | readers |
anlama | mean |
TR Bir derginin açık erişime geçmesi aboneler için ne anlama gelir?
EN What does a journal moving to open access mean to subscribers?
Турецька | Англійська |
---|---|
derginin | journal |
açık | open |
erişime | access |
anlama | mean |
TR Sistem mühendislerimizden birinin bir sunucuya fiziksel erişime ihtiyacı varsa, oturum açması ve biyometrik güvenliği geçmesi gerekir
EN If one of our system engineers needs physical access to a server, he has to sign in and pass the biometric security
Турецька | Англійська |
---|---|
sistem | system |
sunucuya | server |
fiziksel | physical |
erişime | access |
güvenliği | security |
varsa | if |
TR Trenlerin hızlı, kolay ve güvenli bir şekilde geçmesi kritik öneme sahip.
EN It’s critical that trains traverse it quickly, easily, and safely.
Турецька | Англійська |
---|---|
kritik | critical |
sahip | that |
TR Aslında, müşterinin ve ekibin bir yanıt alması ve bir sonraki adıma geçmesi için zaman ve çabayı azaltmanın uygun maliyetli bir yoludur
EN In fact, it's a cost-effective way to reduce time and effort, for the customer and for the team, to get an answer and move on to the next step
Турецька | Англійська |
---|---|
yanıt | answer |
zaman | time |
maliyetli | cost |
TR Kâr marjlarının düşüşe geçmesi ve değer yerine hacme odaklanılması sonucu sektörün fazla kapasitede olması
EN Margin deterioration and over-capacities from focusing on volume instead of value
Турецька | Англійська |
---|---|
değer | value |
fazla | over |
TR 2018Oldukça basit ve kullanışlı bonus programının hayata geçmesi
EN 2018Introduction of a simple and easy to use new bonus program
Турецька | Англійська |
---|---|
ve | and |
programının | program |
ın | of |
TR DenetlenmişAraştırma makalelerinin hakem denetiminden geçmesi çok yaygın olsa da, bu, araştırma verileri için hala oldukça alışılmamış bir durumdur
EN ReviewedWhile it is very common for research articles to be peer reviewed, this is still quite uncommon for research data
Турецька | Англійська |
---|---|
yaygın | common |
araştırma | research |
verileri | data |
TR Bir derginin açık erişime geçmesi yazarlar için ne anlama gelir?
EN What does a journal moving to open access mean to authors?
Турецька | Англійська |
---|---|
derginin | journal |
açık | open |
erişime | access |
yazarlar | authors |
anlama | mean |
TR Bir derginin açık erişime geçmesi okuyucular için ne anlama gelir?
EN What does a journal moving to open access mean to readers?
Турецька | Англійська |
---|---|
derginin | journal |
açık | open |
erişime | access |
okuyucular | readers |
anlama | mean |
TR Bir derginin açık erişime geçmesi aboneler için ne anlama gelir?
EN What does a journal moving to open access mean to subscribers?
Турецька | Англійська |
---|---|
derginin | journal |
açık | open |
erişime | access |
anlama | mean |
TR Yetkili personelin veri merkezi katlarına erişmek için iki öğeli kimlik doğrulamasından en az iki kere geçmesi gerekir
EN Authorized staff must pass two-factor authentication a minimum of two times to access data center floors
Турецька | Англійська |
---|---|
yetkili | authorized |
veri | data |
merkezi | center |
kimlik | authentication |
gerekir | must |
TR “Sadece birkaç ülke değil, tüm dünyanın şimdi harekete geçmesi gerek
EN “The whole world, and not just individual countries, must act now
Турецька | Англійська |
---|---|
değil | not |
tüm | whole |
dünyanın | world |
şimdi | now |
TR Almanya’da gazeteci olarak çalışacak kadar dile hakim olmak için daha çok zaman geçmesi gerektiğini söylüyor.
EN But it will take some time, he says, before his knowledge of German is good enough to enable him to work as a journalist in Germany.
Турецька | Англійська |
---|---|
zaman | time |
TR Aslında, müşterinin ve ekibin bir yanıt alması ve bir sonraki adıma geçmesi için zaman ve çabayı azaltmanın uygun maliyetli bir yoludur
EN In fact, it's a cost-effective way to reduce time and effort, for the customer and for the team, to get an answer and move on to the next step
Показано 18 з 18 перекладів