TR Instagram paylaşımınız için kreatif tasarım fikirlerine mi ihtiyacınız var? Endişeye gerek yok. Beğendiğiniz şablonu seçin ve markanızıya da kişiliğimizi Instagram akışında ortaya koyun.
TR Instagram paylaşımınız için kreatif tasarım fikirlerine mi ihtiyacınız var? Endişeye gerek yok. Beğendiğiniz şablonu seçin ve markanızıya da kişiliğimizi Instagram akışında ortaya koyun.
EN Don’t have creative design ideas for your Instagram post? Don’t worry. Just pick the one to your liking and show off your brand or personality in Instagram feed.
TR Mobil cihaz depolama çözümünüz yeterli boş alana, güvenlik özelliklerine veya amaca uygun tasarıma sahip değilse, operasyonlarınızda varlık hasar ve kaybı, iş akışında aksama ve genel kazançta düşüş gibi riskler oluşur.
EN If your device mobile storage solution lacks adequate space, security features or a purposeful design, your operations risk increased damages and losses of assets, obstructions to workflows and challenges to overall profits.
Төрек | Инглиз |
---|---|
cihaz | device |
depolama | storage |
güvenlik | security |
veya | or |
tasarıma | design |
genel | overall |
ın | of |
TR Mobil cihaz depolama çözümünüz yeterli boş alana, güvenlik özelliklerine veya amaca uygun tasarıma sahip değilse, operasyonlarınızda varlık hasar ve kaybı, iş akışında aksama ve genel kazançta düşüş gibi riskler oluşur.
EN If your device mobile storage solution lacks adequate space, security features or a purposeful design, your operations risk increased damages and losses of assets, obstructions to workflows and challenges to overall profits.
Төрек | Инглиз |
---|---|
cihaz | device |
depolama | storage |
güvenlik | security |
veya | or |
tasarıma | design |
genel | overall |
ın | of |
TR İngiliz yapısal inceleme şirketi tasarımı inşaat sahalarına taşımak için AutoCAD mobil uygulamasını kullanıyor ve hem iş akışında hem de verimde beklenmedik avantajlar elde ediyor.
EN British surveying firm uses the AutoCAD mobile app to bring design on site and experiences unexpected benefits with workflow and accuracy.
Төрек | Инглиз |
---|---|
autocad | autocad |
mobil | mobile |
uygulamasını | app |
avantajlar | benefits |
TR OXT, Orchid'in yerel ERC-20 dijital varlığıdır ve bu varlık, servis sağlayıcılara kullanıcı ödeme akışında rekabete girme imkânı sağlar.
EN OXT is Orchid’s native ERC-20 digital asset that providers use to compete for user payment flow.
TR Yalnızca siz (ve davet ettiğiniz kişiler) gizli panolarınızı görebilirsiniz. Gizli Pinler ve panolar ana sayfa akışında, aramalarda veya Pinterest'in diğer yerlerinde görünmez.
EN Only you (and anyone you invite) can see your secret boards. Secret Pins and boards will not appear in your home feed, in search, or anywhere else around Pinterest.
TR Logomuzu, silah entegrasyonu konusunda ortaya koyduğumuz yaklaşımı en iyi şekilde sembolize edecek bir tasarımla ortaya koyduk
EN Our logo has been developed to symbolise our approach to weapon integration
Төрек | Инглиз |
---|---|
silah | weapon |
entegrasyonu | integration |
TR Gazeteciliğin profiline dair sorun da farkını ortaya koymadaki başarısızlığa dayanıyor: İnternet herkese yayın yapma olanağı sunduğu için gazeteciliğin net bir kimlik, daha belirgin bir profil ortaya koyması gerek
EN As far as identity is concerned, journalism has a demarcation problem: because anyone can publish on the internet, journalism has to give itself a clearer profile
Төрек | Инглиз |
---|---|
sorun | problem |
herkese | anyone |
kimlik | identity |
profil | profile |
net | internet |
TR Açık Akademisyenlik İnisiyatifi #OSI2017 toplantısında ortaya çıkan 9 tema
EN 9 themes that emerged from our Open Scholarship Initiative #OSI2017 meeting
Төрек | Инглиз |
---|---|
açık | open |
tema | themes |
toplantısı | meeting |
TR Ahrefs SEO’nuzu üst seviyelere taşır ve birkaç tıklamayla birçok pazarlama olanağını ortaya çıkarır!
EN Ahrefs simply rocks your SEO and reveals tons of marketing opportunities in a few clicks!
Төрек | Инглиз |
---|---|
pazarlama | marketing |
TR Kurduğumuz sayısınız ortaklık sayesinde iletişimi artırıyor, konuların iç yüzünü ortaya çıkarıyor, bilimsel araştırmalarda ve sağlık sektöründe bireysel ve toplu olarak ilerlenme sağlanmasına yardımcı oluyoruz.
EN Our many partnerships help to foster communication, build insights and enable individual and collective advancement in scientific research and healthcare.
Төрек | Инглиз |
---|---|
sağlık | healthcare |
bireysel | individual |
TR Digital Commons vasıtasıyla 4,3 milyondan fazla açık erişimli makale ortaya çıktı ve bunlar neredeyse bir milyar defa paylaşıldı.
EN More than 4.3 million open access articles are surfaced via Digital Commons and have been shared nearly a billion times.
Төрек | Инглиз |
---|---|
commons | commons |
vasıtasıyla | via |
milyondan | million |
açık | open |
neredeyse | nearly |
milyar | billion |
TR Elsevier'in cinsiyet eşitliği konusunda kararlılığını açık bir şekilde ortaya koyduğunu ve bu konuda daha fazla ilerleme kaydetmek için somut bir eylem planı belirlediğini göstermektedir.
EN It recognises that Elsevier has made a public commitment to gender equality and has identified a concrete action plan to further its progress.
Төрек | Инглиз |
---|---|
elsevier | elsevier |
cinsiyet | gender |
ilerleme | progress |
somut | concrete |
eylem | action |
planı | plan |
TR Sonraki adım Nazi Almanya'sındaki siyasi gelişmelerin doğrudan bir sonucu olarak ortaya çıktı
EN The next was a direct result of the political developments in Nazi Germany
Төрек | Инглиз |
---|---|
almanya | germany |
siyasi | political |
doğrudan | direct |
sonucu | result |
TR Araştırmaların giderek dijitalleşmesiyle birlikte, araştırma verileri depolamak ve korumak için yeni imkanlar ortaya çıkmıştır
EN With the increased digitization of research there are new possibilities to store and preserve research data
Төрек | Инглиз |
---|---|
araştırma | research |
verileri | data |
depolamak | store |
korumak | preserve |
yeni | new |
TR Bu doğrultuda, Elsevier dergisi Biochemical Pharmacology, doğru araştırma prosedürlerine uyulması ve bunların raporlanmasının sağlanması için bir yazar kontrol listesi ortaya atmıştır.
EN To that end, the Elsevier journal Biochemical Pharmacology introduced an author checklist to ensure that proper research procedures are followed and reported.
Төрек | Инглиз |
---|---|
elsevier | elsevier |
dergisi | journal |
araştırma | research |
yazar | author |
TR CRediT taksonomisi bir dizi araştırma kuruluşu, yayıncı, finansman kuruluşu, standart organizasyon ve diğerleri arasındaki bir işbirliği çalışmasının neticesinde ortaya çıkmıştır
EN The CRediT taxonomy emerged from a collaborative effort between a range of research institutions, publishers, funding agencies, standard organizations, and others
Төрек | Инглиз |
---|---|
araştırma | research |
finansman | funding |
standart | standard |
diğerleri | others |
arasındaki | between |
TR 2017 yılında 1.611 uluslararası sağlık uzmanıyla yapılan Elsevier araştırmasında*, tekrar baskıları okuyan sağlık uzmanlarının oranının 2015'ten bu yana %79'dan %88'e yükseldiği ortaya çıkmıştır
EN 2017 Elsevier survey* of 1,611 international healthcare professionals revealed that 88% of healthcare professionals read reprints, up from 79% in 2015
Төрек | Инглиз |
---|---|
uluslararası | international |
sağlık | healthcare |
elsevier | elsevier |
TR Kısmen ortaya çıkartılan yapılar arasında, Akropolün güneybatısında, mezarlığı ile birlikte bir manastır, tiyatro hamamlarının güneydoğusunda da sonradan kiliseye çevrilmiş olan bir küçük bazilika yer almaktadır.
EN Besides mythological subjects such as Three Graces, Apollo, Achilles, Penstasili, Aeneas fleeing from Troy, Dionizos and Heracles, reliefs of the emperors and relatives such as Avgustos, Lucius, Gaius Caesor, Claudius and Nero also located in here.
TR Sistematik eski araştırmalarda 1937 kazılarında İtalyan takımı oldukça değerli şerit şeklinde süsler çıkardılar ve Tiberius İmparator?unun övgü yazıtları ortaya çıkarıldı
EN In addition, praise inscriptions of the emperor Tiberius were found
TR Son yıllardaki kazılar kuzey bölgede Hadrian Banyoları?nın batısında ve agora kapısının güney doğusunda yürütüldü ve çok fazla sayıda yetenekli talaş yontucuları ve oymacıları ortaya çıkarıldı
EN Last years’ excavations has been carried out in the west of the Baths of Hadrian and in northern and south-east of the door of Agora, and a large of talented sculptors and carvers chip has been discovered
Төрек | Инглиз |
---|---|
kuzey | northern |
güney | south |
yetenekli | talented |
TR Kullanılmayan Backlink Fırsatlarını Ortaya Çıkarmak için Üç Adım
EN Three Steps to Unveil Untapped Link Building Prospects
Төрек | Инглиз |
---|---|
adım | steps |
TR Backlink profilinizin büyük bir detoksu sadece başlangıçtır. Sağlığından emin olmak ve ortaya çıkabilecek potansiyel olarak toksik bağlantıları tespit etmek için geri bağlantı profilinizi düzenli olarak yeniden tarayın.
EN A major detox of your backlink profile is just the beginning. Recrawl your backlink profile regularly to ensure its health and spot any potentially toxic links that may appear.
Төрек | Инглиз |
---|---|
backlink | backlink |
büyük | major |
TR Google Alışveriş rakiplerinizi ortaya çıkarın ve teklif stratejinizi ayarlayın
EN Reveal your Google Shopping competitors and adjust your bidding strategy
Төрек | Инглиз |
---|---|
alışveriş | shopping |
ve | and |
TR Kitle ilgisinde sezonluk artışları ortaya çıkarın
EN Reveal seasonal spikes in the audience interest
Төрек | Инглиз |
---|---|
kitle | audience |
TR Günlük, haftalık veya aylık taramalarla sitenizin SEO sağlığını izleyin ve oluşan sorunları ortaya çıkar çıkmaz çözün.
EN Keep track of your site’s SEO health with daily, weekly, or monthly crawls, and nip SEO issues in the bud as soon as they arise.
Төрек | Инглиз |
---|---|
veya | or |
sitenizin | your site |
seo | seo |
izleyin | track |
ve | and |
sorunları | issues |
TR Biyomedikal kanıtların keşfini artırarak ve kapsamlı, ilgili, güncel biyomedikal bilgiler sağlayarak ilaç-hastalık ilişkilerini ve ilaç-ilaç etkileşimlerini ortaya çıkarın. Embase hakkında daha fazla bilgi edinin
EN Uncover drug-disease relationships and drug-drug interactions by increasing the discovery of biomedical evidence and providing comprehensive relevant, up-to-date biomedical information. Learn more about Embase
Төрек | Инглиз |
---|---|
ve | and |
kapsamlı | comprehensive |
güncel | up-to-date |
ın | of |
TR Edward Snowden'ın 2013'teki küresel kitlesel gözetim ifşalarından sonra, çevrimiçi gizliliğin tehdit altında olduğu ortaya çıktı
EN After the 2013 global mass surveillance revelations by Edward Snowden, it became evident that online privacy is threatened
Төрек | Инглиз |
---|---|
küresel | global |
çevrimiçi | online |
olduğu | is |
TR Kültürel paylaşıma odaklanan ve beraber yaşamaya yönelik pratikler ortaya çıkaran etkinlikler düzenliyor, topluluk üyelerinin kapasitelerini geliştirmeyi ve güçlendirmeyi amaçlıyoruz
EN We organize activities focusing on intercultural exchange and aim to reinforce community member capacities
Төрек | Инглиз |
---|---|
ve | and |
etkinlikler | activities |
topluluk | community |
TR Placed Puan Programına kayıt olduysanız, Placed Puan Programı Koşullarında ortaya koyulan diğer koşullara tabi tutulmayı kabul etmiş sayılırsınız (https://www.placed.com/points-program), Bu koşullar zaman zaman değiştirilebilir
EN If you have enrolled in the Placed Points Program, you agree to be subject to the additional terms set forth in the Placed Points Program Terms (https://www.placed.com/points-program), as such terms may be amended from time to time
Төрек | Инглиз |
---|---|
placed | placed |
puan | points |
programı | program |
https | https |
koşullar | terms |
zaman | time |
TR Foursquare, bu tür işlemlerin sonucu olarak ortaya çıkan veya Hizmetlerde Foursquare'e ait olmayan bu tür reklamcıların veya üçüncü taraf bilgilerin kullanılmasından ötürü oluşan kayıp veya zararlardan sorumlu veya yükümlü tutulamaz.
EN Foursquare is not responsible or liable for any loss or damage of any sort incurred as the result of any such dealings or promotions or as the result of the presence of such non-Foursquare advertisers or third party information on the Services.
Төрек | Инглиз |
---|---|
foursquare | foursquare |
tür | sort |
sonucu | result |
taraf | party |
bilgilerin | information |
kayıp | loss |
TR Afrodisias?ta yapılan kazılar sonucu ortaya çıkarılan belli başlı anıtsal yapılar şunlardır:
EN The main monumental buildings uncovered in the excavations in Afrodisias include:
TR Bu veriler, uygulamada alınan etkileşimlerle ilgilidir ve VPN hizmetini niçin kullandığınızı ortaya çıkarmak için kullanılamaz.
EN This data pertains to interactions taken in the app, and cannot be used to uncover what you’re using the VPN service for.
Төрек | Инглиз |
---|---|
veriler | data |
uygulamada | app |
vpn | vpn |
hizmetini | service |
TR Bütünleşmiş rakiplerinizin iç görülerini, tüketici analizini ve çok sayıdaki dijital iç görüleri ortaya çıkarın
EN Reveal integral competitor insights, consumer analytics, and vast volumes of digital insights
Төрек | Инглиз |
---|---|
tüketici | consumer |
ve | and |
dijital | digital |
ın | of |
TR İş stratejisini ve nihai kararları daha iyi vermek için temel ölçütleri ortaya çıkarın ve yükseltin
EN Uncover and improve key metrics to better influence business strategy and bottom line decisions
Төрек | Инглиз |
---|---|
stratejisini | strategy |
kararları | decisions |
temel | key |
TR Uzmanlarımız, özel raporlarınızdaki sonuçları ortaya çıkarmak ve daha iyi bilgiler elde etmek için derin içgörüler sunmaya hazırlar.
EN Our specialists are ready to assist you with deep insights to better inform and reveal conclusions from your custom report.
Төрек | Инглиз |
---|---|
özel | custom |
derin | deep |
TR YouTube videolarındaki sırların başarısı ortaya çıkarın
EN Uncover More YouTube View Secrets
Төрек | Инглиз |
---|---|
youtube | youtube |
TR AI ile sonraki videonuz için ortaya daha iyi fikirler atın
EN Spark ideas for your next video with AI
Төрек | Инглиз |
---|---|
fikirler | ideas |
TR Core P3 Açık Çerçeve kasa, çığır açan açık kasa şasi tasarımında yeni bir standart ortaya koyuyor
EN The Core P3 Open Frame chassis sets a new benchmark in groundbreaking open frame chassis design
Төрек | Инглиз |
---|---|
core | core |
açık | open |
tasarımı | design |
TR Benzersiz Panoramik Görüntüleme tasarımına sahip açık çerçeve yapısı, kullanıcıların piyasadaki diğer durumlardan farklı olarak kendi özveri ve becerilerini ortaya koymalarını sağlayan Core P3 görsel sunumunu geliştirmiştir.
EN The open frame structure with unique Panoramic Viewing design advanced the Core P3 visual presentation, that permit users to show off their dedication and skill set unlike any other cases on the market.
Төрек | Инглиз |
---|---|
panoramik | panoramic |
açık | open |
çerçeve | frame |
yapısı | structure |
piyasadaki | on the market |
core | core |
görsel | visual |
tasarımı | design |
TR Şirketler, hükümetler ve diğer paydaşlar, tüm tedarik zinciri boyunca iyi uygulamalar ortaya konulması konusuna devamlı ilgi göstermektedir
EN Companies, governments and other stakeholders have a continued interest in the implementation of good practices throughout the whole supply chain
Төрек | Инглиз |
---|---|
ve | and |
diğer | other |
tüm | whole |
tedarik | supply |
zinciri | chain |
boyunca | throughout |
iyi | good |
uygulamalar | practices |
ilgi | interest |
TR 2021'in yıldızları ortaya çıktı.
EN Tesla showed a 184 percent increase in value compared to 2020.
TR yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkmış (1950'lerin başlarında), genellikle elektro gitar, bas gitar ve bateri gibi enstrümanlarla beraber vokal melodi taşıyan popüler müzik formudur
EN It has its roots in 1940s and 1950s rock and roll and rockabilly, which evolved from blues, country music and other influences
Төрек | Инглиз |
---|---|
beraber | in |
müzik | music |
TR Country tarzı, 1920'lerde ABD'nin güney eyaletlerindeki yoksul ve beyaz köylüler arasında ortaya çıktı
EN Country music is generally characterized by its use of the guitar and its heavily-accented vocals describing life's hardships
Төрек | Инглиз |
---|---|
country | country |
TR Alternatif müzik 1980'lerde underground ve bağımsız müzik kültürlerinden ortaya çıkmış müzik türüdür
EN Alternative pop/rock refers to artists that are rooted in the style, sound and/or ethos of punk rock
Төрек | Инглиз |
---|---|
alternatif | alternative |
ve | and |
TR Bir parça, ortaya koyduğumuz katı standartlara uymazsa bu parçayı satmayız
EN If a part doesn’t meet our meticulous standards, we won’t sell it
Төрек | Инглиз |
---|---|
parça | part |
standartlara | standards |
TR Bu primerdeki bir anahtar odak noktalarından birisi de Stellar ve Ripple projelerinin farklılıklarını ortaya koymanın yanı sıra, XLM'in artan oranda etkileyici işlem artışı ve esnekliğidir.
EN A key focus in this primer is laying out the differences of the Stellar and Ripple projects, as well as shedding light on XLM’s consistently impressive transaction growth and flexibility.
Төрек | Инглиз |
---|---|
bu | this |
anahtar | key |
odak | focus |
de | out |
stellar | stellar |
ripple | ripple |
yanı | well |
etkileyici | impressive |
işlem | transaction |
TR Heavy metal popülaritesini 80'lerde daha çok türün ortaya çıkmasıyla artırdı
EN With roots in blues-rock and psychedelic rock, the bands that created heavy metal developed a thick, massive sound characterized by highly amplified distortion and extended guitar solos
Төрек | Инглиз |
---|---|
heavy | heavy |
metal | metal |
TR Aynı dönemlerde ortaya çıkan Hip-Hop kültür akımının bir koludur
EN Rapping itself, also known as emceeing, MCing, spitting, or just rhyming, is the rhythmic spoken delivery of rhymes and wordplay
Төрек | Инглиз |
---|---|
aynı | as |
TR Daha sonra Caustic Cause adlı gruptan gelen Eric Sandin onlara katılmıştır ve böylece grubun ilk hali ortaya çıkmıştır
EN They have released 14 full-length studio albums, 15 EPs, 2 live albums, and many 7" singles
Төрек | Инглиз |
---|---|
ve | and |
{Totalresult} тәрҗемәләренең 50 күрсәтү