EN Instead, you can write a generator function, which is the same as a normal function, except that instead of returning once, a generator can yield as many times as it needs to in order to provide the values to be iterated over.
{эзләү {Инглиз түбәндәге Төрек сүз / сүзтезмәләргә тәрҗемә ителергә мөмкин:
EN Instead, you can write a generator function, which is the same as a normal function, except that instead of returning once, a generator can yield as many times as it needs to in order to provide the values to be iterated over.
TR Bunun için bir üreteç işlevini normal bir işlev yazar gibi yazabilirsiniz, siz bir kez değer döndürmeyi, beklerken bir üreteç üzerinde yinelenecek değerleri sağlamak için gerektiği kadar çok kez değer döndürebilir.
Инглиз | Төрек |
---|---|
function | işlev |
normal | normal |
times | kez |
same | bir |
to | sağlamak |
in | için |
of | in |
EN Talk to each other, reason things out with someone else, but let there be no gossip or criticism of one another. Instead let the understanding, love and peace of the program grow in you one day at a time.
TR Birbirinizle konuşun, bir başkası ile aranızda bir mantık yürütün, ancak birbiriniz hakkında dedikodu veya eleştiri olmasın. Bunun yerine programın anlayışı, sevgisi ve huzurunun gün be gün içinizde büyümesine izin verin.
Инглиз | Төрек |
---|---|
instead | bunun yerine |
program | programı |
to | hakkında |
and | ve |
at | nda |
or | veya |
a | bir |
with | ile |
EN Instead of tracking certificates in different systems, you can easily make them online from one place
TR Sertifikaları farklı sistemlerdeki takip etmek yerine tek bir yerden online olarak kolayca yapabilirsiniz
Инглиз | Төрек |
---|---|
tracking | takip |
online | online |
easily | kolayca |
certificates | sertifikaları |
you can | yapabilirsiniz |
from | yerden |
different | farklı |
EN By implementing systematic and comprehensive information security measures instead of one-time adhoc information security measures, the level of information security management of enterprises and organizations may be improved
TR Kurum ve kuruluşların bilgi güvenliği yönetimi düzeyi tek seferlik ani bilgi güvenliği önlemleri yerine sistemli ve kapsamlı bilgi güvenliği önlemleri uygulanarak iyileştirilebilir
Инглиз | Төрек |
---|---|
level | düzeyi |
management | yönetimi |
measures | önlemleri |
comprehensive | kapsamlı |
and | ve |
information | bilgi |
security | güvenliği |
organizations | kuruluşlar |
EN Instead of tracking certificates in different systems, you can easily make them online from one place
TR Sertifikaları farklı sistemlerdeki takip etmek yerine tek bir yerden online olarak kolayca yapabilirsiniz
Инглиз | Төрек |
---|---|
tracking | takip |
online | online |
easily | kolayca |
certificates | sertifikaları |
you can | yapabilirsiniz |
from | yerden |
different | farklı |
EN Renting a car from Aston Martin instead of buying one allows you to enjoy the car without having to worry about maintenance and any other faults you may experience upon using the car.
TR Araç satın almak yerine Aston Martin'den araç kiralamak, aracı kullanırken yaşayabileceğiniz bakım ve diğer arızaları dert etmeden aracın keyfini çıkarmanızı sağlar.
Инглиз | Төрек |
---|---|
renting | kiralamak |
allows | sağlar |
other | diğer |
using | kullanırken |
maintenance | bakım |
enjoy | keyfini |
and | ve |
buying | satın almak |
EN Renting a car from Alfa Romeo instead of buying one allows you to enjoy the car without having to worry about maintenance and any other faults you may experience upon using the car.
TR Alfa Romeo'dan araç satın almak yerine kiralamak, aracı kullanırken yaşayabileceğiniz bakım ve diğer arızaları dert etmeden aracın keyfini çıkarmanızı sağlar.
Инглиз | Төрек |
---|---|
renting | kiralamak |
alfa | alfa |
allows | sağlar |
other | diğer |
using | kullanırken |
maintenance | bakım |
enjoy | keyfini |
and | ve |
buying | satın almak |
EN Renting a car from Chrysler instead of buying one allows you to enjoy the car without having to worry about maintenance and any other faults you may experience upon using the car.
TR Satın almak yerine Chrysler'den araç kiralamak, aracı kullanırken yaşayabileceğiniz bakım ve diğer arızaları dert etmeden aracın keyfini çıkarmanızı sağlar.
Инглиз | Төрек |
---|---|
renting | kiralamak |
allows | sağlar |
other | diğer |
using | kullanırken |
maintenance | bakım |
enjoy | keyfini |
and | ve |
buying | satın almak |
EN Renting a car from Fiat instead of buying one allows you to enjoy the car without having to worry about maintenance and any other faults you may experience upon using the car.
TR Fiat'tan araç satın almak yerine kiralamak, aracı kullanırken yaşayabileceğiniz bakım ve diğer arızaları dert etmeden aracın keyfini çıkarmanızı sağlar.
Инглиз | Төрек |
---|---|
renting | kiralamak |
allows | sağlar |
other | diğer |
using | kullanırken |
maintenance | bakım |
enjoy | keyfini |
and | ve |
buying | satın almak |
EN Renting a car from Honda instead of buying one allows you to enjoy the car without having to worry about maintenance and any other faults you may experience upon using the car.
TR Honda'dan araç satın almak yerine kiralamak, aracı kullanırken yaşayabileceğiniz bakım ve diğer arızaları dert etmeden aracın keyfini çıkarmanızı sağlar.
Инглиз | Төрек |
---|---|
renting | kiralamak |
allows | sağlar |
other | diğer |
using | kullanırken |
maintenance | bakım |
enjoy | keyfini |
and | ve |
buying | satın almak |
EN Renting a car from Infiniti instead of buying one allows you to enjoy the car without having to worry about maintenance and any other faults you may experience upon using the car.
TR Satın almak yerine Infiniti'den araç kiralamak, aracı kullanırken yaşayabileceğiniz bakım ve diğer arızaları dert etmeden aracın keyfini çıkarmanızı sağlar.
Инглиз | Төрек |
---|---|
renting | kiralamak |
allows | sağlar |
other | diğer |
using | kullanırken |
maintenance | bakım |
enjoy | keyfini |
and | ve |
buying | satın almak |
EN Renting a car from Isuzu instead of buying one allows you to enjoy the car without having to worry about maintenance and any other faults you may experience upon using the car.
TR Satın almak yerine Isuzu'dan araç kiralamak, bakım ve aracı kullanırken yaşayabileceğiniz diğer arızalar hakkında endişelenmenize gerek kalmadan aracın keyfini çıkarmanızı sağlar.
Инглиз | Төрек |
---|---|
renting | kiralamak |
allows | sağlar |
other | diğer |
using | kullanırken |
maintenance | bakım |
enjoy | keyfini |
and | ve |
without | kalmadan |
about | hakkında |
buying | satın almak |
EN Renting a car from Jeep instead of buying one allows you to enjoy the car without having to worry about maintenance and any other faults you may experience upon using the car.
TR Jeep'ten araç kiralamak yerine Jeep'ten araç kiralamak, aracı kullanırken yaşayabileceğiniz bakım ve diğer arızaları dert etmeden aracın keyfini çıkarmanızı sağlar.
Инглиз | Төрек |
---|---|
renting | kiralamak |
allows | sağlar |
other | diğer |
using | kullanırken |
maintenance | bakım |
enjoy | keyfini |
and | ve |
EN Renting a car from Lexus instead of buying one allows you to enjoy the car without having to worry about maintenance and any other faults you may experience upon using the car.
TR Satın almak yerine Lexus'tan araç kiralamak, aracı kullanırken yaşayabileceğiniz bakım ve diğer arızaları dert etmeden aracın keyfini çıkarmanızı sağlar.
Инглиз | Төрек |
---|---|
renting | kiralamak |
allows | sağlar |
other | diğer |
using | kullanırken |
maintenance | bakım |
enjoy | keyfini |
and | ve |
buying | satın almak |
EN Renting a car from Lincoln instead of buying one allows you to enjoy the car without having to worry about maintenance and any other faults you may experience upon using the car.
TR Lincoln'den araba satın almak yerine kiralamak, bakım ve aracı kullanırken karşılaşabileceğiniz diğer arızalar hakkında endişelenmenize gerek kalmadan aracın keyfini çıkarmanızı sağlar.
Инглиз | Төрек |
---|---|
renting | kiralamak |
allows | sağlar |
other | diğer |
using | kullanırken |
maintenance | bakım |
car | araba |
enjoy | keyfini |
and | ve |
without | kalmadan |
the | aracı |
about | hakkında |
buying | satın almak |
of | yerine |
EN Renting a car from MG instead of buying one allows you to enjoy the car without having to worry about maintenance and any other faults you may experience upon using the car.
TR Satın almak yerine MG'den araç kiralamak, aracı kullanırken yaşayabileceğiniz bakım ve diğer arızaları dert etmeden aracın keyfini çıkarmanızı sağlar.
Инглиз | Төрек |
---|---|
renting | kiralamak |
allows | sağlar |
other | diğer |
using | kullanırken |
maintenance | bakım |
enjoy | keyfini |
and | ve |
buying | satın almak |
EN Renting a car from Polaris instead of buying one allows you to enjoy the car without having to worry about maintenance and any other faults you may experience upon using the car.
TR Satın almak yerine Polaris'ten araç kiralamak, aracı kullanırken karşılaşabileceğiniz bakım ve diğer arızaları dert etmeden aracın keyfini çıkarmanızı sağlar.
Инглиз | Төрек |
---|---|
renting | kiralamak |
allows | sağlar |
other | diğer |
using | kullanırken |
maintenance | bakım |
enjoy | keyfini |
and | ve |
buying | satın almak |
EN Renting a car from Suzuki instead of buying one allows you to enjoy the car without having to worry about maintenance and any other faults you may experience upon using the car.
TR Satın almak yerine Suzuki'den araç kiralamak, aracı kullanırken yaşayabileceğiniz bakım ve diğer arızaları dert etmeden aracın keyfini çıkarmanızı sağlar.
Инглиз | Төрек |
---|---|
renting | kiralamak |
allows | sağlar |
other | diğer |
using | kullanırken |
maintenance | bakım |
enjoy | keyfini |
and | ve |
buying | satın almak |
EN Renting a car from Tesla instead of buying one allows you to enjoy the car without having to worry about maintenance and any other faults you may experience upon using the car.
TR Tesla'dan araç satın almak yerine kiralamak, aracı kullanırken yaşayabileceğiniz bakım ve diğer arızaları dert etmeden aracın keyfini çıkarmanızı sağlar.
Инглиз | Төрек |
---|---|
renting | kiralamak |
allows | sağlar |
other | diğer |
using | kullanırken |
maintenance | bakım |
enjoy | keyfini |
and | ve |
buying | satın almak |
EN Renting a car from Toyota instead of buying one allows you to enjoy the car without having to worry about maintenance and any other faults you may experience upon using the car.
TR Toyota'dan araç satın almak yerine kiralamak, aracı kullanırken yaşayabileceğiniz bakım ve diğer arızaları dert etmeden aracın keyfini çıkarmanızı sağlar.
Инглиз | Төрек |
---|---|
renting | kiralamak |
allows | sağlar |
other | diğer |
using | kullanırken |
maintenance | bakım |
enjoy | keyfini |
and | ve |
buying | satın almak |
EN Diverse prospects instead of one-sided reporting
TR Tek yönlü haberler yerine çok yönlü bakış açıları
Инглиз | Төрек |
---|---|
one | tek |
EN Create one block that can change shape, size, or configuration depending on usage instead of inserting multiple static blocks
TR Birden fazla statik blok eklemek yerine kullanımınıza göre şekil, boyut ya da yapılandırma değiştiren tek bir blok oluşturun
Инглиз | Төрек |
---|---|
create | oluşturun |
size | boyut |
configuration | yapılandırma |
depending | göre |
static | statik |
block | blok |
usage | kullanım |
EN For example, instead of creating multiple blocks for different table types and chair settings, you can create one table block.
TR Örneğin farklı masa tipleri ve sandalye ayarları için birden fazla blok oluşturmak yerine tek bir masa bloğu oluşturabilirsiniz.
Инглиз | Төрек |
---|---|
types | tipleri |
settings | ayarlar |
block | blok |
create | oluşturmak |
and | ve |
for | için |
of | in |
instead | yerine |
different | farklı |
EN Since every business is different, Google Analytics gives you the freedom to analyse the info as you see fit instead of trying to create some kind of one-size-fits-all formula (which would be impossible).
TR Her işletme farklı olduğundan, Google Analytics size herkese uyan tek bir formül oluşturmaya çalışmak yerine (ki bu imkansızdır) bilgileri uygun gördüğünüz şekilde analiz etme özgürlüğü verir.
Инглиз | Төрек |
---|---|
info | bilgileri |
formula | formül |
create | oluşturmaya |
freedom | özgürlüğü |
business | iş |
analytics | analytics |
analyse | analiz |
gives | verir |
as | olduğundan |
the | etme |
different | farklı |
EN Dear Phemexers, You are cordially invited to attend our invite party! This party is a fine one, but instead of cakes and tea, all guests can win unlimited cashback and $1,000 USDT. All it takes i……
TR Sevgili Kullanıcılarımız, Phemex olarak, 10 Ekim 2022, 10.00 UTC itibariyle 100TRYB/USD ve PAXG/USD çiftlerini vadeli işlemlerde listelediğimizi sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz. ……
EN If we are getting too hung up on technicalities, we may wish to try not counting sobriety for 90 days, and instead focus simply on recovery one day at a time.
TR Teknik konulara fazla takılırsak, 90 gün boyunca ayıklığı saymamayı deneyebiliriz ve bunun yerine her seferinde bir gün iyileşmeye odaklanabiliriz.
Инглиз | Төрек |
---|---|
time | seferinde |
and | ve |
instead | bunun yerine |
day | gün |
a | bir |
to | her |
EN instead replaces percent signs, exclamation marks (delayed variable substitution) and double quotes with spaces and adds double quotes around the string. Furthermore, each streak of consecutive backslashes (\) is escaped by one additional backslash.
TR bunun yerine yüzde imlerini, ünlem imlerini (gecikmiş değişken ikamesi) ve çift tırnakları boşluklarla değiştirir ve dizeyi çift tırnaklarla sarmalar. Ayrıca, her ardışık tersbölüler dizesi (\) bir tersbölü ile öncelenir.
Инглиз | Төрек |
---|---|
percent | yüzde |
variable | değişken |
instead | bunun yerine |
and | ve |
double | çift |
of | her |
with | ile |
EN A Stay shall be one booking by a Member for one or multiple rooms. Bookings that include more than one room shall be counted as one Stay.
TR Konaklama bir Üye tarafından bir veya birden fazla oda için yapılan rezervasyon kabul edilecektir. Birden fazla oda içeren rezervasyonlar bir Konaklama sayılacaktır.
Инглиз | Төрек |
---|---|
by | tarafından |
room | oda |
stay | konaklama |
booking | rezervasyon |
or | veya |
more | fazla |
EN They can focus on internal projects instead of spending time managing remote access."
TR Artık uzaktan erişimi yönetmeye zaman harcamak yerine şirket projelerine odaklanabiliyorlar."
Инглиз | Төрек |
---|---|
remote | uzaktan |
access | erişimi |
time | zaman |
of | yerine |
EN Instead, Klautz decided to publish German technology, medicine and history.
TR Klautz bunun yerine Alman teknolojisi, tıbbı ve tarihiyle ilgili şeyler yayınlamaya karar verdi.
Инглиз | Төрек |
---|---|
technology | teknolojisi |
instead | bunun yerine |
to | yerine |
and | ve |
EN A single page can rank for hundreds of closely-related keywords. Parent Topic determines if you can rank for your target keyword while targeting a more general topic on your page instead.
TR Tek bir sayfa yüzlerce yakından alakalı anahtar kelime için sıralamaya girebilir. Ana Konu, sayfanızda daha genel bir konuyu hedeflerken, hedef anahtar kelimeniz için sıralamaya girip giremeyeceğinizi belirler.
Инглиз | Төрек |
---|---|
determines | belirler |
general | genel |
closely | yakından |
related | alakalı |
page | sayfa |
more | daha |
of | in |
target | hedef |
a | bir |
EN A single page can rank for hundreds of related keywords. Parent Topic determines if you can rank for your target keyword while targeting a more general topic on your page instead.
TR Tek bir sayfa yüzlerce alakalı anahtar kelime için sıralamaya girebilir. Ana Konu, sayfanızda daha genel bir konuyu hedeflerken, hedef anahtar kelimeniz için sıralamaya girip giremeyeceğinizi belirler.
Инглиз | Төрек |
---|---|
determines | belirler |
general | genel |
related | alakalı |
page | sayfa |
more | daha |
of | in |
target | hedef |
a | bir |
EN Instead, we thought we’d keep things simple and share the results of a few SEO industry polls and some useful features that you’ll only find in Ahrefs.
TR Bunun yerine, basitçe birkaç adet SEO sektör anketinin sonuçlarını ve yalnızca Ahrefs’te bulacağınız bazı yararlı özellikleri paylaşmaya karar verdik.
Инглиз | Төрек |
---|---|
simple | basit |
industry | sektör |
useful | yararlı |
features | özellikleri |
seo | seo |
instead | bunun yerine |
and | ve |
share | paylaş |
results | sonuçlarını |
a | birkaç |
some | bazı |
EN Instead of using a single server, cloud hosting utilizes a network of servers to create a more flexible and reliable hosting experience
TR Bulut barındırma, daha esnek ve güvenilir bir barındırma deneyimi oluşturmak için tek bir sunucu kullanmak yerine bir sunucu ağından yararlanır
Инглиз | Төрек |
---|---|
cloud | bulut |
network | ağı |
flexible | esnek |
experience | deneyimi |
and | ve |
using | kullanmak |
hosting | barındırma |
server | sunucu |
of | in |
a | bir |
reliable | güvenilir |
to | için |
more | daha |
EN Instead of copy-pasting download .xlsx file in an easy format.
TR Kopyala yapıştırmak yerine .xlsx dosyasını kolay bir formatta indirin.
Инглиз | Төрек |
---|---|
download | indirin |
easy | kolay |
file | dosyasını |
of | bir |
EN You can spend the time you save capturing images instead of information.
TR Böylece bilgi toplama sürecinden kazandığınız zamanı harika fotoğraflar çekmeye ayırabilirsiniz.
Инглиз | Төрек |
---|---|
time | zaman |
the time | zamanı |
information | bilgi |
EN Long term, it’s easy to see how VR gamification could help usher in a new era of proactive instead of reactive design
TR Uzun vadede, VR oyunlaştırmasının reaktif tasarım yerine yeni bir proaktif çağda nasıl yardımcı olabileceğini görmek çok kolay
Инглиз | Төрек |
---|---|
long | uzun |
easy | kolay |
proactive | proaktif |
design | tasarım |
in | da |
help | yardımcı |
new | yeni bir |
how | nasıl |
EN Who needs metal and rubber wipers when you can just have lasers instead?
TR Aracınızın içerisinde reklam alır mıydınız?
EN So instead of launching a regular non-Cross Turismo estate, is Porsche looking to launch a slightly taller version of the saloon?
TR Elektrikli Jeep Wrangler'a ait olabilir mi?
EN “This time, I went with a high quality replacement from iFixit instead of some crap off eBay.”
TR “Bu sefer, eBay'den saçma sapan şeyler almak yerine iFixit'ten yüksek kaliteli bir yedek parça tercih ettim.”
EN In Realised Value, BTC prices are taken at the time they last moved, instead of the current price like in Market Value
TR Gerçekleşen Değerde, BTC fiyatları, Piyasa Değerinde olduğu gibi mevcut fiyattan değil, son hareket ettikleri zaman geçerli olan fiyattan hesaplanır.
Инглиз | Төрек |
---|---|
btc | btc |
prices | fiyatları |
at | de |
time | zaman |
market | piyasa |
last | son |
they | ettikleri |
EN We don't advertise or promise that we can make you anonymous on the Internet, but instead that we'll improve your privacy and security online.
TR Sizi İnternet'te anonim yapacağımıza dair reklam yapmıyorum veya bunun sözün vermiyoruz, bunun yerine çevirimiçi gizliliğinizi ve güvenliğinizi geliştiriyoruz.
Инглиз | Төрек |
---|---|
advertise | reklam |
promise | söz |
anonymous | anonim |
instead | bunun yerine |
on | dair |
or | veya |
and | ve |
security | güvenli |
EN Do you revert to using your phone instead of being present with the people around you?
TR Çevrenizdeki insanlarla birlikte olmak yerine telefonunuzu kullanmaya geri mi dönüyorsunuz?
Инглиз | Төрек |
---|---|
people | insanlarla |
your phone | telefonunuzu |
with | kullanmaya |
to | geri |
of | birlikte |
the | olmak |
EN Instead of dealing with such a big commitment, we do not think about being sober for a whole lifetime; we just work on being sober for the next 24 hours
TR Bu kadar büyük bir taahhütle uğraşmak yerine, bir ömür boyu ayık olmayı düşünmüyoruz; Sadece önümüzdeki 24 saat ayık olmaya çalışıyoruz
Инглиз | Төрек |
---|---|
big | büyük |
lifetime | ömür |
work | çalışıyoruz |
such | bu |
the | sadece |
EN I subconsciously gave up on myself and instead filled the hole of frustration, anger and emptiness with the internet
TR Bilinçaltında kendimden vazgeçtim ve bunun yerine hayal kırıklığı, öfke ve boşluk deliğini internetle doldurdum
Инглиз | Төрек |
---|---|
instead | bunun yerine |
and | ve |
EN Instead, this moment can be a growth opportunity
TR Bunun yerine, bu an bir büyüme fırsatı olabilir
Инглиз | Төрек |
---|---|
growth | büyüme |
a | bir |
this | bu |
instead | bunun yerine |
moment | an |
be | olabilir |
opportunity | fırsat |
EN It is harder to ask people in real life for help, to address a problem head-on myself, to work instead of consuming, but it?s worth it
TR Gerçek hayatta insanlardan yardım istemek, bir sorunu kendi başıma çözmek, tüketmek yerine çalışmak daha zordur ama buna değer
Инглиз | Төрек |
---|---|
real | gerçek |
help | yardım |
problem | sorunu |
worth | değer |
but | ama |
a | bir |
life | hayatta |
work | çalışmak |
EN It?s not perfect, but that?s the point – I?m finally able to engage with reality, the good and the bad, instead of escaping it
TR Mükemmel değil, ama mesele bu – sonunda ondan kaçmak yerine gerçeklikle, iyiyle ve kötüyle ilişki kurabiliyorum
EN Instead of wasting your precious time (and patience) on checking a form, you can do something more important when you choose to use forms.app
TR Bir formu kontrol etmek için değerli zamanınızı (ve sabrınızı) boşa harcamak yerine, forms.app kullanmayı seçtiğinizde daha önemli bir şey yapabilirsiniz
Инглиз | Төрек |
---|---|
precious | değerli |
time | zaman |
important | önemli |
form | formu |
app | app |
you can | yapabilirsiniz |
checking | kontrol etmek |
something | bir şey |
of | in |
and | ve |
a | bir |
EN This way you can focus on the problem resolution instead of being flooded by customers.
TR Bu şekilde, müşteriler tarafından boğulmak yerine sorunun çözümüne odaklanabilirsiniz.
Инглиз | Төрек |
---|---|
focus | odaklanabilirsiniz |
customers | müşteriler |
this | bu |
the | şekilde |
by | tarafından |
can | ne |
{Totalresult} тәрҗемәләренең 50 күрсәтү