TR Sizinle etkileşime giren hedef kitleniz: Pinlerinizle etkileşime giren kişi sayısı.
Türk dilindeki "sizinle etkileşime giren", aşağıdaki İngilizce kelimelere/ifadelere çevrilebilir:
sizinle | a about all an and any are as be between by each for from have how if in the into is not of on on the out personal site some team that the this to to do under us use we with with you you |
TR Sizinle etkileşime giren hedef kitleniz: Pinlerinizle etkileşime giren kişi sayısı.
EN Your engaged audience: the number of people who have engaged with your Pins.
TR Pinterest'in etkileşime giren toplam kitlesi: Pinterest'te bulunan Pinlerle etkileşime giren kişi sayısı.
EN Pinterest’s engaged audience: the number of people who have engaged with Pins across Pinterest.
TR ASEL GROUP web sitelerine veri giren, alana giren, alan veriyi alan, veri indiren, dolduran ve / veya abone eden herhangi bir kullanıcı, Kullanım Şartları’nın tüm hükümlerini okumuş ve kabul etmiş sayılır
EN Any user who is entering, using, receiving data, downloading data from the ASEL GROUP websites, filling in and / or subscribing to the site, shall be deemed to have read and accepted all the provisions of the Terms of Use
Türk | İngilizce |
---|---|
group | group |
abone | subscribing |
kabul | accepted |
TR ASEL GROUP web sitelerine veri giren, alana giren, alan veriyi alan, veri indiren, dolduran ve / veya abone eden herhangi bir kullanıcı, Kullanım Şartları’nın tüm hükümlerini okumuş ve kabul etmiş sayılır
EN Any user who is entering, using, receiving data, downloading data from the ASEL GROUP websites, filling in and / or subscribing to the site, shall be deemed to have read and accepted all the provisions of the Terms of Use
Türk | İngilizce |
---|---|
group | group |
abone | subscribing |
kabul | accepted |
TR ASEL GROUP web sitelerine veri giren, alana giren, alan veriyi alan, veri indiren, dolduran ve / veya abone eden herhangi bir kullanıcı, Kullanım Şartları’nın tüm hükümlerini okumuş ve kabul etmiş sayılır
EN Any user who is entering, using, receiving data, downloading data from the ASEL GROUP websites, filling in and / or subscribing to the site, shall be deemed to have read and accepted all the provisions of the Terms of Use
Türk | İngilizce |
---|---|
group | group |
abone | subscribing |
kabul | accepted |
TR Sonix ile etkileşime giren herkes için inanılmaz derecede keyifli deneyimler yaratmak başarımızın özüdür.
EN Creating amazingly delightful experiences for anyone that interacts with Sonix is core to our success.
Türk | İngilizce |
---|---|
sonix | sonix |
herkes | anyone |
deneyimler | experiences |
yaratmak | creating |
TR “Edge bilişim; içeriği, verileri ve işlemeyi, bunları tüketen ve bunlarla etkileşime giren uygulamalara, nesnelere ve kullanıcılara daha yakın hale getirir.”
EN ?Edge computing places content, data and processing closer to the applications, things, and users that consume and interact with them.?
Türk | İngilizce |
---|---|
edge | edge |
içeriği | content |
verileri | data |
ve | and |
kullanıcılara | users |
TR Sonix ile etkileşime giren herkes için inanılmaz derecede keyifli deneyimler yaratmak başarımızın özüdür.
EN Creating amazingly delightful experiences for anyone that interacts with Sonix is core to our success.
Türk | İngilizce |
---|---|
sonix | sonix |
herkes | anyone |
deneyimler | experiences |
yaratmak | creating |
TR Eyleme geçme davranışlarımızdan kaçınmanın ötesine geçen ve bağımlılık eğilimlerimizle etkileşime giren daha derin sorunların çoğunu ele alan derin bir iyileşme düzeyine yol açarlar
EN They lead to a deep level of healing that goes beyond abstinence from our acting-out behaviors and addresses many of the deeper issues which interact with our addictive tendencies
Türk | İngilizce |
---|---|
derin | deep |
sorunları | issues |
TR Toplam hedef kitleniz: Pinlerinizi gören veya Pinlerinizle etkileşime giren toplam kişi sayısı
EN Your total audience: the total number of people who have seen or engaged with your Pins
TR Pinterest'in toplam hedef kitlesi: Pinterest'te bulunan Pinleri gören veya bu Pinlerle etkileşime giren toplam kişi sayısı.
EN Pinterest's total audience: the total number of people who have seen or engaged with Pins across Pinterest.
TR 7 günlük geriye dönük zaman aralığıyla son 7 gün içinde bir ürün sayfasıyla etkileşime giren herkesi hedeflersiniz.
EN With a 7 day lookback window, you’re targeting anyone who engaged with a product page in the past 7 days.
TR Not: Reklamlarınızla etkileşime giren kullanıcılardan elde edilen dönüşüm istatistikleri, reklamlarınızda gerçekleşen tüm aşağı akış etkinlikleri içerir ve bunlar kazanılan ölçümler olarak bilinir.
EN Note: Conversion stats from people who interact with your ads include any downstream activity that occurs on your ads, known as earned metrics.
TR Doğru müşteri etkileşimi yazılımını kullanmak, şirketinizin birden fazla kanalla ve müşterilerinizle etkileşime geçmesine, şirketinizden gelen mesajlarla etkileşime girip girmemeyi seçmesine yardımcı olacaktır
EN Using the right customer engagement software will help your company to engage on multiple channels and your customers, to chose whether or not, to interact with messages from your company
Türk | İngilizce |
---|---|
şirketinizin | your company |
ve | and |
olacaktır | will |
TR Doğru müşteri etkileşimi yazılımını kullanmak, şirketinizin birden fazla kanalla ve müşterilerinizle etkileşime geçmesine, şirketinizden gelen mesajlarla etkileşime girip girmemeyi seçmesine yardımcı olacaktır
EN Using the right customer engagement software will help your company to engage on multiple channels and your customers, to choose whether or not, to interact with messages from your company
TR Tehlikeli madde kategorisine giren maddeleri tablomuzda bulabilirsiniz.
EN Substances that fall into the hazardous substances category can be found in our Dangerous Goods Table.
Türk | İngilizce |
---|---|
tehlikeli | dangerous |
TR Burada devreye giren durum tespiti, ithalatçıların ve şirketlerin zorla çalıştırma (Birleşik Krallık Modern Kölelik Yasası) ve yasa dışı madde ticareti (AB kereste yönetmeliği) gibi riskleri tespit etmesine yardımcı olur.
EN A due diligence system helps importers and companies to identify risks of, for example, forced labour (UK Modern Slavery act) and illegal logging (EU timber regulation).
Türk | İngilizce |
---|---|
şirketlerin | companies |
modern | modern |
yasası | act |
ab | eu |
yönetmeliği | regulation |
riskleri | risks |
ın | of |
TR Geçtiğimiz Aralık ayında hayatımıza giren ve gündelik alışkanlıklarımızı önemli ölçüde değiştiren…
EN Within the STGM Resource Center Project, which is funded by the European Union and conducted by us…
Türk | İngilizce |
---|---|
ve | and |
TR Sonix ile bir BAA'ya giren herhangi bir müşteri, Kamu Sağlığı Bilgilerini (PHI) işlemek ve depolamak için Sonix'in HIPAA uygun hizmetlerini kullanabilir
EN Any customer that enters into a BAA with Sonix can use Sonix’s HIPAA-eligible services to process and store Public Health Information (PHI)
Türk | İngilizce |
---|---|
sonix | sonix |
müşteri | customer |
kamu | public |
sağlığı | health |
bilgilerini | information |
phi | phi |
depolamak | store |
hipaa | hipaa |
hizmetlerini | services |
TR 30 Eylül 2021 tarihli ve 31614 sayılı Resmî Gazete?de yayımlanan ve aynı gün yürürlüğe giren Değişiklik Yönetmeliği’nin tam metnine bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
EN Please see this link for the full text of the Regulation published in the Official Gazette dated 30 September 2021 and numbered 31614, effective as of the same day (Only available in Turkish).
Türk | İngilizce |
---|---|
eylül | september |
tarihli | dated |
gün | day |
yönetmeliği | regulation |
tam | full |
bu | this |
TR Covid-19’un topluluk içinde yayılmasını sınırlandırmaya yardımcı olmak üzere, dönüş yapan Singapurlulara ve Singapur’a giren seyahatçilere zorunlu Evde Kal Bildirimlerini sunarak, Singapur Hükümeti’ni destekliyoruz.
EN We are supporting the Singapore Government to help limit the community spread of the Covid-19, in rendering our assistance to returning Singaporeans and travellers entering Singapore on mandatory Stay Home Notices.
Türk | İngilizce |
---|---|
topluluk | community |
ve | and |
singapur | singapore |
zorunlu | mandatory |
hükümeti | government |
ın | of |
TR maddesinde yer alan “Devlet, kooperatifçiliğin gelişmesini sağlayacak tedbirleri alır” ifadesi ve devamında 1969 yılında yürürlüğe giren “1163 sayılı Kooperatifler Kanunu” ile önemli bir ilerleme kaydetmiştir
EN 1163" which came into force in 1969
TR Geçtiğimiz Haziran ayında yayına giren portalda materyallerin listesine İngilizce ve Türkçe olarak da ulaşılabiliyor.
EN The list of materials can be accessed in English and Turkish on the portal, established last June.
Türk | İngilizce |
---|---|
haziran | june |
listesine | list |
TR Gelişen teknoloji, bununla beraber hayatımıza yeni giren kavramlar, değişen iş yapış şekilleri ve öncelikler karşısında her daim çevik ve hızlı kararlar aldık
EN We have always made agile and quick decisions in the face of technological advances, the emergence of new concepts in line with these advances, and changes in priorities and ways of working
Türk | İngilizce |
---|---|
yeni | new |
ve | and |
hızlı | quick |
kararlar | decisions |
TR Bu özel podcast röportajında, Zebra'nın pazara ilk giren dayanıklı Android 10 liderliğinin ve geleceğe hazır Android mobil çözümlerinin devam eden gelişiminin müşterilere nasıl rekabet avantajı sağladığını dinleyeceksiniz.
EN In this exclusive podcast interview, you’ll hear how Zebra’s first-to-market rugged Android 10 leadership and ongoing development of future-ready Android mobility solutions are giving customers a competitive advantage.
Türk | İngilizce |
---|---|
bu | this |
özel | exclusive |
podcast | podcast |
ilk | first |
dayanıklı | rugged |
android | android |
geleceğe | future |
hazır | ready |
mobil | mobility |
müşterilere | customers |
TR Özellikle; karmaşık, ticari ve operasyonel faktörlerle aynı anda mücadele gerektiren ve birden fazla yargı yetkisinin alanına giren durumlarda hatırı sayılır bir deneyim söz konusudur
EN The firm has significant expertise assisting during complex, inter-jurisdictional transactions, where strategic guidance is required to deal with the legal, commercial and operational factors simultaneously
Türk | İngilizce |
---|---|
karmaşık | complex |
ticari | commercial |
operasyonel | operational |
alan | during |
TR AWS GovCloud, Etki Düzeyleri 2, 4 ve 5 için geçici yetkiye sahiptir; bu yetki misyon sahiplerinin bu düzeylerin kapsamına giren tüm denetimli, sınıflandırılmamış bilgileri dağıtmasına izin verir
EN AWS GovCloud holds a provisional authorization for Impact Levels 2, 4, and 5, and permits mission owners to deploy the full range of controlled, unclassified information categories covered by these levels
Türk | İngilizce |
---|---|
aws | aws |
govcloud | govcloud |
etki | impact |
geçici | provisional |
sahiptir | owners |
tüm | full |
bilgileri | information |
TR Zaten FedRAMP ve DoD SRG sınırı kapsamına giren AWS hizmetleri, Uygunluk Programı Kapsamındaki AWS Hizmetleri bölümünde görülebilir
EN The covered AWS services that are already in scope of the FedRAMP and DoD SRG boundary can be found within AWS Services in Scope by Compliance Program
Türk | İngilizce |
---|---|
zaten | already |
fedramp | fedramp |
ve | and |
dod | dod |
aws | aws |
hizmetleri | services |
uygunluk | compliance |
programı | program |
ın | of |
TR K-ISMS sertifikasının kapsamına giren AWS hizmetleri, Mevzuat Uyumluluğu Programı Kapsamındaki AWS Hizmetleri'nde bulunabilir
EN AWS services in scope for the K-ISMS certification can be found at AWS Services in Scope by Compliance Program
Türk | İngilizce |
---|---|
aws | aws |
hizmetleri | services |
programı | program |
bulunabilir | can be found |
TR Burada devreye giren durum tespiti, ithalatçıların ve şirketlerin zorla çalıştırma (Birleşik Krallık Modern Kölelik Yasası) ve yasa dışı madde ticareti (AB kereste yönetmeliği) gibi riskleri tespit etmesine yardımcı olur.
EN A due diligence system helps importers and companies to identify risks of, for example, forced labour (UK Modern Slavery act) and illegal logging (EU timber regulation).
Türk | İngilizce |
---|---|
şirketlerin | companies |
modern | modern |
yasası | act |
ab | eu |
yönetmeliği | regulation |
riskleri | risks |
ın | of |
TR Geçtiğimiz Haziran ayında yayına giren portalda materyallerin listesine İngilizce ve Türkçe olarak da ulaşılabiliyor.
EN The list of materials can be accessed in English and Turkish on the portal, established last June.
Türk | İngilizce |
---|---|
haziran | june |
listesine | list |
TR Geçtiğimiz Aralık ayında hayatımıza giren ve gündelik alışkanlıklarımızı önemli ölçüde değiştiren…
EN With the COVID-19 pandemic, online training started by STGM continues. In this context, Social…
TR Bu özel podcast röportajında, Zebra'nın pazara ilk giren dayanıklı Android 10 liderliğinin ve geleceğe hazır Android mobil çözümlerinin devam eden gelişiminin müşterilere nasıl rekabet avantajı sağladığını dinleyeceksiniz.
EN In this exclusive podcast interview, you’ll hear how Zebra’s first-to-market rugged Android 10 leadership and ongoing development of future-ready Android mobility solutions are giving customers a competitive advantage.
Türk | İngilizce |
---|---|
bu | this |
özel | exclusive |
podcast | podcast |
ilk | first |
dayanıklı | rugged |
android | android |
geleceğe | future |
hazır | ready |
mobil | mobility |
müşterilere | customers |
TR 30 Eylül 2021 tarihli ve 31614 sayılı Resmî Gazete?de yayımlanan ve aynı gün yürürlüğe giren Değişiklik Yönetmeliği’nin tam metnine bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
EN Please see this link for the full text of the Regulation published in the Official Gazette dated 30 September 2021 and numbered 31614, effective as of the same day (Only available in Turkish).
Türk | İngilizce |
---|---|
eylül | september |
tarihli | dated |
gün | day |
yönetmeliği | regulation |
tam | full |
bu | this |
TR Dünyanın sayılı şirketleri arasına giren Altınay, NATO / NSPA nın akredite tedarikçilerinden birisi oldu.
EN Altınay, as one of the outstanding companies in the world, became the accredited supplier of NATO /NSPA.
Türk | İngilizce |
---|---|
dünyanın | world |
şirketleri | companies |
akredite | accredited |
oldu | became |
TR “Basılı şeyler hızı yavaşlatıyor ve eğer siz bütün abone olduğunuz şeyleri dijital olarak okuyorsanız, hanenize giren tek basılı dergi olmaktan mutluluk duyuyoruz” diyor yazı kurulu.
EN “Printed publications have a decelerating effect, and if you already read your subscriptions in digital format, then we’re happy to be the only printed magazine in your household,” says the editorial team.
Türk | İngilizce |
---|---|
basılı | printed |
dergi | magazine |
diyor | says |
TR Almanya’nın en büyük nüfuslu eyaleti olan Kuzey Ren-Vestfalya’nın başbakanı olan Laschet, seçimlere öteden beri birlikte giren CDU ve CSU’yu temsil ediyor
EN The premier of Germany’s most populous state, North Rhine-Westphalia, has thrown his hat into the ring on behalf of the CDU and CSU sister parties
Türk | İngilizce |
---|---|
kuzey | north |
ve | and |
TR Federal Meclis’e ilk kez 1983 yılında giren Yeşiller, ileride Federal Dışişleri Bakanı olacak Joschka Fischer’in Hessen Eyaleti Çevre Bakanı olmasıyla ilk defa 1985’te bir eyalet hükümetinde yer almış oldu
EN The Greens first won seats in the Bundestag in 1983, and in 1985 provided a member of government for the first time, namely Joschka Fischer as Hessian Environment Minister, who later became foreign minister
Türk | İngilizce |
---|---|
oldu | became |
TR Meclise giren ve çıkan milletvekili sayısı toplam 4.072. Çıkardıkları yasa sayısıysa 64.078. Şansölye seçiminden sonra yasama, Federal Meclisin en önemli görevi
EN In all, they have passed 64,078 laws
Türk | İngilizce |
---|---|
toplam | all |
TR İşte bu yüzden, VPN'in nasıl çalıştığı, IP adreslerinin nasıl gizlenebileceği, sürekli olarak İnternete giren herkes için son derece önemli.
EN That's why discovering how a VPN works, and how it can help hide IP addresses, is critical for anyone who regularly connect to the internet.
Türk | İngilizce |
---|---|
vpn | vpn |
herkes | anyone |
önemli | critical |
TR Digital Health Pass, işletmelerin tesislerine giren çalışanların, müşterilerin, taraftarların ve yolcuların sağlık kaydı bilgilerini kendi kriterlerine göre doğrulamasını sağlamak üzere tasarlanmıştır.
EN Digital Health Pass is designed to enable businesses to verify health credentials for employees, customers, fans and travelers entering their site based on their own criteria.
Türk | İngilizce |
---|---|
digital | digital |
işletmelerin | businesses |
müşterilerin | customers |
tasarlanmıştır | designed |
TR Sonix ile bir BAA'ya giren herhangi bir müşteri, Kamu Sağlığı Bilgilerini (PHI) işlemek ve depolamak için Sonix'in HIPAA uygun hizmetlerini kullanabilir
EN Any customer that enters into a BAA with Sonix can use Sonix’s HIPAA-eligible services to process and store Public Health Information (PHI)
Türk | İngilizce |
---|---|
sonix | sonix |
müşteri | customer |
kamu | public |
sağlığı | health |
bilgilerini | information |
phi | phi |
depolamak | store |
hipaa | hipaa |
hizmetlerini | services |
TR Yulaf bazlı içecekler gittikçe artan bir popülarite kazanıyor. Bu segmente giren üreticiler için yararlı bir başlangıç noktası olarak, temel zorlukları belirledik
EN Oat-based beverages are winning increased popularity. As a useful starting point for producers entering this segment, we have identified the main challenges
Türk | İngilizce |
---|---|
yulaf | oat |
içecekler | beverages |
yararlı | useful |
başlangıç | starting |
noktası | point |
TR Aramayı tersine çevirin ve tedarikçilerimizin sizinle iletişim kurmasını sağlayın. Doldurun Bana bir araba bul veya Uzun Vadeli Araç Kiralama formu ve gerekli araç tercihleri ile tedarikçilerimizin sizinle iletişim kurmasını sağlayın.
EN Reverse the search and have our suppliers contact you instead. Fill up the Find Me a Car or Long-term Car Lease form and have our suppliers with your required car preferences contact you.
Türk | İngilizce |
---|---|
iletişim | contact |
doldurun | fill |
bana | me |
bul | find |
veya | or |
uzun | long |
vadeli | term |
formu | form |
gerekli | required |
TR İşbu Sözleşme, sizinle Zoom arasındaki nihai sözleşmeyi teşkil etmekte ve oluşturmaktadır ve konusuyla ilgili olarak sizinle bizim aramızdaki anlaşmanın tam ve münhasır ifadesini içermektedir
EN This Agreement constitutes and embodies the final agreement between you and Zoom and contains the complete and exclusive expression of your and our agreement pertaining to its subject matter
TR Whoer VPN mobil uygulamalarımızın işini doğru bir şekilde yaptığından ve geliştirdiğinden emin olmak için, insanların bir bütün olarak onlarla nasıl etkileşime girdiğini bilmemiz gerekiyor
EN In order to make sure our Whoer VPN mobile apps do their job properly and improve them, we have to know how people, as a whole, interact with them
Türk | İngilizce |
---|---|
whoer | whoer |
vpn | vpn |
mobil | mobile |
emin | sure |
olmak | have |
bütün | whole |
gerekiyor | have to |
insanları | people |
TR VPN müşterilerimizin işlerini düzgün bir şekilde yapmalarını ve onları geliştirmelerini sağlamak için, insanların bir bütün olarak onlarla nasıl etkileşime girdiğini bilmemiz gerekir
EN In order to make sure our VPN clients do their job properly and improve them, we have to know how people, as a whole, interact with them
Türk | İngilizce |
---|---|
vpn | vpn |
düzgün | properly |
bütün | whole |
insanları | people |
TR Instagram için, tek bir bağlantıdan birden fazla etkileşime ulaşmanızı sağlayan Linktree gibi bir araç kullanabilirsiniz.
EN For Instagram, you can use a tool like Linktree, which allows you to have multiple CTAs from one link.
Türk | İngilizce |
---|---|
araç | tool |
TR Müzik ekolayzer görselleştirmesi websitenize önemli bir değer katabilir, trafiğinizi arttırabilir ve ziyaretçilerinizle etkileşime geçmenize yardımcı olur
EN Create the most energetic music video for your track and reach the heart of your audience
Türk | İngilizce |
---|---|
müzik | music |
TR Şirketinizle ne kadar çok müşteri etkileşime girerseniz, müşteri desteği ve hizmet vakalarının hacmi o kadar yüksek olur
EN The more customers you have interacting with your company higher the volume of customer support and service cases will be
Türk | İngilizce |
---|---|
hacmi | volume |
50 çeviriden 50 tanesi gösteriliyor