TR Giderek artan sayıda sağlık uzmanı artık bilgileri telefonları ve tabletlerinden okuyup özümsüyor, yani giderek daha fazlası uygulamaları kullanıyor
TR Giderek artan sayıda sağlık uzmanı artık bilgileri telefonları ve tabletlerinden okuyup özümsüyor, yani giderek daha fazlası uygulamaları kullanıyor
EN An increasing number of healthcare professionals are now reading and digesting information on their phones and tablets, which means an increasing number are turning to apps
Türk | İngilizce |
---|---|
sağlık | healthcare |
artık | now |
bilgileri | information |
uygulamaları | apps |
TR Giderek artan sayıda sağlık uzmanı artık bilgileri telefonları ve tabletlerinden okuyup özümsüyor, yani giderek daha fazlası uygulamaları kullanıyor
EN An increasing number of healthcare professionals are now reading and digesting information on their phones and tablets, which means an increasing number are turning to apps
Türk | İngilizce |
---|---|
sağlık | healthcare |
artık | now |
bilgileri | information |
uygulamaları | apps |
TR Araştırmaların giderek dijitalleşmesiyle birlikte, araştırma verileri depolamak ve korumak için yeni imkanlar ortaya çıkmıştır
EN With the increased digitization of research there are new possibilities to store and preserve research data
Türk | İngilizce |
---|---|
araştırma | research |
verileri | data |
depolamak | store |
korumak | preserve |
yeni | new |
TR Araştırma giderek daha disiplinler arası bir hal aldıkça, yazarlık rolleri de gelişmekte ve değişmektedir
EN As research becomes increasingly interdisciplinary, authorship roles are growing and changing
Türk | İngilizce |
---|---|
araştırma | research |
giderek | increasingly |
TR Rekabet seviyesinin giderek arttığı bir ortamda, sağlık işleri için en iyi adayların bulunması zor olabilmektedir
EN In an increasingly competitive environment, it can be challenging to find the best candidates for healthcare jobs
Türk | İngilizce |
---|---|
giderek | increasingly |
sağlık | healthcare |
TR Ancak, Hükümet tarafından tütün alımlarının kısıtlanması ile birlikte ekilişi giderek azalmaktadır
EN However, the cultivation of tobacco is reduced by the government
Türk | İngilizce |
---|---|
ancak | however |
hükümet | government |
TR Formunuzu porfolyonuza eklemek için Form Oluşturma Aracı'nda üst menüden "Yayınla" sekmesine giderek "Ekle" bölümüne geçin
EN To embed your form in your portfolio, select “Embed” under the “Publish” tab at the top of the Form Builder
Türk | İngilizce |
---|---|
formunuzu | your form |
form | form |
üst | top |
sekmesine | tab |
TR Orman sertifikasyonu, çeşitli orman bazlı ürünlerin sürdürülebilir veya yasal kaynağına ilişkin güvenilir bir garanti sağladığı için giderek önemli hale gelmektedir
EN Forest certification is becoming increasingly important as it provides credible assurance of a sustainable or legal origin of a wide range of forest-based products
Türk | İngilizce |
---|---|
orman | forest |
ürünlerin | products |
sürdürülebilir | sustainable |
veya | or |
yasal | legal |
güvenilir | credible |
garanti | assurance |
giderek | increasingly |
önemli | important |
TR Sürdürülebilir ve şeffaf tedarik zincirlerinin giderek önem kazanması, günlük iş uygulamalarımızı etkileyen net eğilimlerdir
EN The increasing importance of sustainable and transparent supply chains are clear trends affecting our daily business practices
Türk | İngilizce |
---|---|
sürdürülebilir | sustainable |
ve | and |
şeffaf | transparent |
tedarik | supply |
giderek | increasing |
önem | importance |
günlük | daily |
etkileyen | affecting |
net | clear |
TR Açık Bilişim Projesi (Open Compute Project - OCP) bilişim altyapısının giderek artan taleplerini verimli bir şekilde desteklemek için donanım teknolojisini yeniden tasarlamaya odaklanan, işbirliğine dayalı bir topluluktur.
EN The Open Compute Project (OCP) is a collaborative community focused on redesigning hardware technology to efficiently support the growing demands on compute infrastructure.
Türk | İngilizce |
---|---|
açık | open |
projesi | project |
compute | compute |
artan | growing |
verimli | efficiently |
desteklemek | support |
donanım | hardware |
teknolojisini | technology |
odaklanan | focused |
altyapısı | infrastructure |
TR Kripto para birimlerini kabul etmek sandığınız kadar zor değildir. Kripto paraların giderek artan şekilde ödeme yöntemi olarak kullandığını ve işletmenizde kullanmanın ne kadar kolay olduğunu öğrenin.
EN Accepting cryptocurrencies is not as difficult as you might think. Read more about the increase in cryptocurrencies as a payment method today and how easy it is to incorporate it into your business.
Türk | İngilizce |
---|---|
kabul | accepting |
zor | difficult |
giderek | more |
ödeme | payment |
yöntemi | method |
kolay | easy |
TR B2Broker tüm kripto özelliklerinde, kripto exchange lisans da dahil olmak üzere, yetkinliğe sahiptir. Kripto giderek daha fazla dikkat çekmektedir ve bu nedenle lisans sahibi olarak yasal bir işletme olmak en iyi seçenektir.
EN B2Broker has deep knowledge on all crypto aspects including specific expertise in helping you obtain a crypto exchange license. Crypto is coming under increased scrutiny and obtaining a licence is the best way to offer a legitimate service.
Türk | İngilizce |
---|---|
tüm | all |
kripto | crypto |
exchange | exchange |
lisans | license |
TR Bir röportajda göç araştırmacısı Murat Erdoğan, Türkiye'nin AB'ye olan öfkesinin neden giderek arttığını açıklıyor.
EN Follow the author examining Turkey's recent developments regarding LGBTI+ Rights and civil society.
Türk | İngilizce |
---|---|
türkiye | turkey |
TR Kurumlarda kullanıcı tecrübesi temalı bir gündem olarak, teknoloji kullanımının, sağlıklı çalışma koşullarının ve esnek mekanların temel bileşenler olarak giderek daha fazla kullanımı.
EN Highlighting a growing focus by corporates on deploying technology, wellness and flexible space as core elements in a user experience themed agenda.
Türk | İngilizce |
---|---|
tecrübesi | experience |
gündem | agenda |
teknoloji | technology |
esnek | flexible |
temel | core |
TR Online form oluşturucular giderek daha popüler hale geliyor
EN Online form builders are getting more popular
Türk | İngilizce |
---|---|
online | online |
form | form |
popüler | popular |
TR Live chat yazılımı, özellikle canlı sohbet desteği sunmaya istekli olduklarında şirketler arasında giderek daha popüler hale geliyor
EN Live chat software are more and more popular among companies, especially when they're willing to offer live chat support
Türk | İngilizce |
---|---|
yazılımı | software |
özellikle | especially |
desteği | support |
şirketler | companies |
popüler | popular |
TR Dijital dünya giderek her şeye hakim olmaya başladı ve alan adının popülerliği de dijitalime bağlı olarak hızlı büyüyor
EN The digital world is increasingly dominating everything, and the popularity of the domain is growing fast due to my digital
Türk | İngilizce |
---|---|
dijital | digital |
dünya | world |
giderek | increasingly |
olmaya | is |
hızlı | fast |
TR Videolarınızın size özel kalmasını istiyorsanız, panodaki 'Hesabım' sayfasına giderek 'Tercihler' bölümünü seçin
EN If you want to keep your videos private, go to 'My Account' page located on your dashboard and select 'Preferences'
Türk | İngilizce |
---|---|
size | you |
özel | private |
istiyorsanız | if you want |
sayfasına | page |
seçin | select |
in | and |
TR 4. 'Videolarım' sayfasına giderek render edilmiş videonuzu bulun.
EN 4. Go to the 'My Videos' page to find your rendered video.
Türk | İngilizce |
---|---|
sayfasına | page |
bulun | find |
TR Evet, 'Müzik' sekmesine giderek 'Yüklenen Müzikler' kitaplığına erişin. Silmek istediğiniz bir parçayı seçin ve silme simgesine tıklayın.
EN Yes, go to the 'Music' tab where you'll be able to access the 'Uploaded Music' library. Choose any track you wish to delete and click the delete icon.
Türk | İngilizce |
---|---|
müzik | music |
sekmesine | tab |
erişin | access |
seçin | choose |
tıklayın | click |
TR Bunun yanında, şablon kitaplığımıza giderek beğendiğiniz herhangi bir şablonu da düzenleyebilirsiniz.
EN Alternatively, you can brwose our template library and edit any template of your choice.
TR QR Kodları, çok yönlü olmaları sayesinde giderek daha popüler hale gelmektedir
EN They are gaining popularity because of their versatility
Türk | İngilizce |
---|---|
sayesinde | of |
TR Yerel aramaların artmasıyla yerel olarak hedef kitleye erişilebilir olmak işletmeler için giderek daha önemli hale geliyor
EN Local search requests are increasing, and being available locally is becoming more and more important for local businesses
Türk | İngilizce |
---|---|
erişilebilir | available |
işletmeler | businesses |
önemli | important |
TR Yerel aramaların giderek arttığı günümüzde, yerel olarak erişilebilir olmak daha da önemli hale geliyor
EN Local search queries are rising and being locally reachable is becoming more important
Türk | İngilizce |
---|---|
önemli | important |
TR Giderek daha fazla influencer, açık ve çeşitlilik arz eden bir toplumdan yana tavır alıyor
EN More and more influencers are committed to an open and diverse society. We introduce three of them.
Türk | İngilizce |
---|---|
açık | open |
TR Toplum giderek yaşlanıyor ve böylece sağlık sistemi yeni yüklerle karşı karşıya geliyor
EN Society is getting older and the health system is experiencing new burdens
Türk | İngilizce |
---|---|
toplum | society |
ve | and |
sağlık | health |
sistemi | system |
yeni | new |
TR Yeryüzünde kaynak ve enerji kullanan insan sayısı giderek artıyor
EN More and more people live on earth and consume resources and energies
Türk | İngilizce |
---|---|
kaynak | resources |
ve | and |
kullanan | on |
insan | people |
giderek | more |
TR Ülkemizde özellikle son yıllarda bu alanlara ek olarak cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli örgütler ile kısmen gençlik örgütlenmeleri de bu mekanizmaları giderek daha fazla aktif olarak kullanmaktadır
EN In our country, especially in recent years, in addition to these areas, organizations based on sexual orientation and gender identity and partially youth organizations have been using these mechanisms more and more actively
Türk | İngilizce |
---|---|
özellikle | especially |
son | recent |
alanlara | areas |
kimliği | identity |
gençlik | youth |
TR 10.4. Özellikle mali, ücret ve sosyal koruma politikaları olmak üzere politikaların benimsenmesi ve eşitliğin giderek daha çok sağlanması
EN 10.4. Adopt policies, especially fiscal, wage and social protection policies, and progressively achieve greater equality
Türk | İngilizce |
---|---|
sosyal | social |
koruma | protection |
daha | greater |
TR Merhaba Phemex Kullanıcıları, Gerçekliğini Seç kampanyamız giderek daha da popülerleşiyor! 2. Yıl dönümü kutlamalarımızın bir parçası olarak Phemex, sizlere hayallerinizi gerçekl……
EN Due to an upcoming system upgrade from 2:30 UTC to 4:00 UTC today (Dec. 30, 2021), the following functions will be temporarily suspended until upgrade is complete. Crypto converter Fund transf……
TR Sevgili traderlar, Bu kadar çok kullanıcının PT Arena 4 işlem yarışması etkinliğinde mücadele etmek için kaydolduğunu görmekten dolayı çok mutluyuz. Katılma taleplerinin giderek art……
EN Dear users, The holiday season is upon us! Phemex wishes you and your family all the best, and what better way to celebrate than a festive USD giveaway. Let’s count down the 12 remaining days to ……
Türk | İngilizce |
---|---|
sevgili | dear |
kullanıcının | users |
TR Gıda tedarik zincirinin tamamında gıda etiketleme ve takip edilebilirlik için giderek daha karmaşık hale gelen düzenlemelere ve standartlara uygunluk sağlayın.
EN Ensure compliance with increasingly complex regulations and standards for food labelling and traceability across the food supply chain.
Türk | İngilizce |
---|---|
gıda | food |
tedarik | supply |
etiketleme | labelling |
giderek | increasingly |
karmaşık | complex |
standartlara | standards |
uygunluk | compliance |
TR Günümüzün Moda ve Yaşam Tarzı tüketicileri, şirketlerden sürdürülebilirliği benimsemelerini giderek daha fazla bekliyor
EN Today?s Fashion and Lifestyle consumers are increasingly expecting companies to embrace sustainability
Türk | İngilizce |
---|---|
moda | fashion |
ve | and |
giderek | increasingly |
TR Tedarikçi ilişkilerinin giderek karmaşıklaştığı göz önüne alındığında, BMW Grubunun tüm tedarik zinciri boyunca şeffaflığı ve kaynak verimliliğini artırmak için tedarikçiler ile birlikte çalışması önemlidir.
EN In the view of increasingly complex supplier relationships, it is important for the BMW Group to work together with suppliers to increase transparency and resource efficiency along the supply chain.
Türk | İngilizce |
---|---|
tedarikçi | supplier |
giderek | increasingly |
göz | view |
tedarik | supply |
zinciri | chain |
şeffaflığı | transparency |
kaynak | resource |
verimliliğini | efficiency |
tedarikçiler | suppliers |
çalışması | work |
önemlidir | it is important |
TR Günümüzde, giderek daha fazla araç gelişmiş güvenlik ekipmanı ile donatılmaktadır
EN Nowadays, an increasing number of vehicles are fitted with advanced safety equipment
Türk | İngilizce |
---|---|
giderek | increasing |
gelişmiş | advanced |
güvenlik | safety |
TR Rekabet seviyesinin giderek arttığı bir ortamda, sağlık işleri için en iyi adayların bulunması zor olabilmektedir
EN In an increasingly competitive environment, it can be challenging to find the best candidates for healthcare jobs
Türk | İngilizce |
---|---|
giderek | increasingly |
sağlık | healthcare |
TR Ancak, Hükümet tarafından tütün alımlarının kısıtlanması ile birlikte ekilişi giderek azalmaktadır
EN However, the cultivation of tobacco is reduced by the government
Türk | İngilizce |
---|---|
ancak | however |
hükümet | government |
TR Giderek daha çok askeri müşteri ABD Savunma Bakanlığı (DoD) verilerini işlemek, depolamak ve iletmek için AWS hizmetlerinin kullanımını benimsemektedir
EN A growing number of military customers are adopting AWS services to process, store, and transmit US Department of Defense (DoD) data
Türk | İngilizce |
---|---|
askeri | military |
müşteri | customers |
abd | us |
savunma | defense |
dod | dod |
verilerini | data |
depolamak | store |
aws | aws |
TR Korumalı sağlık bilgilerini (PHI) işlemek, depolamak ve aktarmak için AWS'nin yardımcı program tabanlı bulut hizmetlerini kullanan sağlık hizmeti sağlayıcıları, ödeme yapanlar ve BT uzmanlarının sayısı giderek artıyor.
EN A growing number of healthcare providers, payers, and IT professionals are using AWS's utility-based cloud services to process, store, and transmit protected health information (PHI).
Türk | İngilizce |
---|---|
korumalı | protected |
bilgilerini | information |
phi | phi |
depolamak | store |
tabanlı | based |
sağlayıcıları | providers |
bt | it |
TR Orman sertifikasyonu, çeşitli orman bazlı ürünlerin sürdürülebilir veya yasal kaynağına ilişkin güvenilir bir garanti sağladığı için giderek önemli hale gelmektedir
EN Forest certification is becoming increasingly important as it provides credible assurance of a sustainable or legal origin of a wide range of forest-based products
Türk | İngilizce |
---|---|
orman | forest |
ürünlerin | products |
sürdürülebilir | sustainable |
veya | or |
yasal | legal |
güvenilir | credible |
garanti | assurance |
giderek | increasingly |
önemli | important |
TR Sürdürülebilir ve şeffaf tedarik zincirlerinin giderek önem kazanması, günlük iş uygulamalarımızı etkileyen net eğilimlerdir
EN The increasing importance of sustainable and transparent supply chains are clear trends affecting our daily business practices
Türk | İngilizce |
---|---|
sürdürülebilir | sustainable |
ve | and |
şeffaf | transparent |
tedarik | supply |
giderek | increasing |
önem | importance |
günlük | daily |
etkileyen | affecting |
net | clear |
TR Ülkemizde özellikle son yıllarda bu alanlara ek olarak cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli örgütler ile kısmen gençlik örgütlenmeleri de bu mekanizmaları giderek daha fazla aktif olarak kullanmaktadır
EN In our country, especially in recent years, in addition to these areas, organizations based on sexual orientation and gender identity and partially youth organizations have been using these mechanisms more and more actively
Türk | İngilizce |
---|---|
özellikle | especially |
son | recent |
alanlara | areas |
kimliği | identity |
gençlik | youth |
TR Kurumlarda kullanıcı tecrübesi temalı bir gündem olarak, teknoloji kullanımının, sağlıklı çalışma koşullarının ve esnek mekanların temel bileşenler olarak giderek daha fazla kullanımı.
EN Highlighting a growing focus by corporates on deploying technology, wellness and flexible space as core elements in a user experience themed agenda.
Türk | İngilizce |
---|---|
tecrübesi | experience |
gündem | agenda |
teknoloji | technology |
esnek | flexible |
temel | core |
TR Üstel bir eğilim, giderek daha yüksek bir oranda yükselen veya düşen eğri bir çizgi olarak temsil edilebilen bir nokta grubudur.
EN An exponential trend is a group of dots that can be represented as a curved line that rises or falls at an increasingly higher rate.
Türk | İngilizce |
---|---|
giderek | increasingly |
veya | or |
çizgi | line |
TR Limanlar ulusların dünya çapında ticarete açılan kapısıdır. Yoğun terminalleri, giderek artan işlem hacimleri ve yeni
EN Ports are the gateway of our nations for trading worldwide; their busy terminals are globalising
Türk | İngilizce |
---|---|
işlem | trading |
ın | of |
TR BAE'de giderek daha fazla insan, bir araba satın almaya kıyasla bir araba satın almayı düşünüyor.
EN More and more people in the UAE are considering getting a rental car as compared to buying one.
Türk | İngilizce |
---|---|
bae | uae |
insan | people |
araba | car |
satın | buying |
TR çalışanlarının çalışma sürelerinde kısıtlamaya giderek kısa mesai uygulamasına geçebiliyorlar. Böyle bir durumda devlet devreye giriyor ve yüzde 60 ila 87 arasındaki bir oranda
EN . Then the state steps in: it pays between 60 and 87 per cent of the missing
Türk | İngilizce |
---|---|
devlet | state |
yüzde | per cent |
arasındaki | between |
TR Giderek daha fazla influencer, açık ve çeşitlilik arz eden bir toplumdan yana tavır alıyor
EN More and more influencers are committed to an open and diverse society. We introduce three of them.
Türk | İngilizce |
---|---|
açık | open |
TR Toplum giderek yaşlanıyor ve böylece sağlık sistemi yeni yüklerle karşı karşıya geliyor
EN Society is getting older and the health system is experiencing new burdens
Türk | İngilizce |
---|---|
toplum | society |
ve | and |
sağlık | health |
sistemi | system |
yeni | new |
TR Yeryüzünde kaynak ve enerji kullanan insan sayısı giderek artıyor
EN More and more people live on earth and consume resources and energies
Türk | İngilizce |
---|---|
kaynak | resources |
ve | and |
kullanan | on |
insan | people |
giderek | more |
50 çeviriden 50 tanesi gösteriliyor