EN This is something that can be wonderfully combined with German lessons: whether comedies or historical films, many films offer historical or social cultural value
Maaaring isalin ang "while comedies tend" sa Ingles sa mga sumusunod na Turko na salita/parirala:
EN This is something that can be wonderfully combined with German lessons: whether comedies or historical films, many films offer historical or social cultural value
TR Almanca dersleriyle mükemmel bir şekilde birleştirilebilecek bir etkinlik! Zira ister komedi ister dönem filmi olsun, filmler genelde tarihsel ya da toplumsal konularda öğretici bir işleve sahip olabiliyor
Ingles | Turko |
---|---|
german | almanca |
films | filmler |
social | toplumsal |
whether | ya |
value | bir |
with | şekilde |
is | olsun |
EN In part, the lack of a ?breakthrough? in such a study, and thus the little recognition that its author(s) receive(s), as relevant citations tend to go to the original paper
TR Kısmen, bu tür bir çalışmada “çığır açan” bir şey olmaması ve dolayısıyla yazarlarının pek takdir toplamaması, çünkü atıfların orijinal makaleye gitmesi
Ingles | Turko |
---|---|
s | s |
original | orijinal |
a | bir |
of | nın |
and | ve |
EN These organizations tend to restrict the flow of money with fees, currency exchange charges, and processing delays.
TR Bu organizasyonlar paranın akışını işlem masrafları, para birimi çevrim masrafları ve işlem gecikmeleri ile sınırlama eğilimindedir.
Ingles | Turko |
---|---|
these | bu |
and | ve |
currency | para birimi |
flow | akışını |
exchange | işlem |
to | e |
with | ile |
EN People tend to check in during these times:
TR İnsanların genelde check-in yaptığı saatler:
Ingles | Turko |
---|---|
times | saatler |
during | in |
EN New entrepreneurs and businesses based on the startup concept particularly tend to use Instagram actively
TR Özellikle yeni girişimcilerin ve startup konsepti ile çalışan işletmelerin Instagram?ı daha aktif kullandığını da belirtmekte fayda var
Ingles | Turko |
---|---|
new | yeni |
businesses | işletmelerin |
concept | konsepti |
actively | aktif |
and | ve |
EN These organizations tend to restrict the flow of money with fees, currency exchange charges, and processing delays.
TR Bu organizasyonlar paranın akışını işlem masrafları, para birimi çevrim masrafları ve işlem gecikmeleri ile sınırlama eğilimindedir.
Ingles | Turko |
---|---|
these | bu |
and | ve |
currency | para birimi |
flow | akışını |
exchange | işlem |
to | e |
with | ile |
EN In Germany, colleagues tend to keep job and privacy separate
TR Almanya’da ise iş arkadaşları işi ve özel yaşamı genelde ayrı tutarlar
Ingles | Turko |
---|---|
separate | ayrı |
job | iş |
and | ve |
EN People did not tend to look for leisure and recreation there
TR İnsan oralarda pek tatil ve dinlenme aramıyordu
Ingles | Turko |
---|---|
leisure | tatil |
and | ve |
EN For those who tend to believe that identity is defined by ethnicity, there can of course be no “new Germans”
TR Kimlik konusunda etnik temelli bir yaklaşım içerisine olanlar için elbette “yeni Almanlar” diye bir kategori söz konusu olamaz
EN However, keyword rankings tend to be some of the most crucial KPIs that you can use to ensure that your site has a good SEO ranking.
TR Ancak, anahtar kelime sıralamaları, sitenizin iyi bir SEO sıralamasına sahip olmasını sağlamak için kullanabileceğiniz en önemli KPI'lardan bazıları olma eğilimindedir.
Ingles | Turko |
---|---|
seo | seo |
ranking | sıralaması |
your site | sitenizin |
crucial | önemli |
to be | olmasını |
most | en |
some | bazı |
good | iyi |
to | sağlamak |
of | in |
you | sahip |
use | için |
ensure | sağlamak için |
the | ancak |
EN Competing rank tracker tool developers tend to overlook this crucial aspect, focusing too much on information that concerns your site alone
TR Rakip sıralama takip aracı geliştiricileri, yalnızca sitenizi ilgilendiren bilgilere çok fazla odaklanarak bu önemli hususu göz ardı etme eğilimindedir
Ingles | Turko |
---|---|
rank | sıralama |
tracker | takip |
developers | geliştiricileri |
information | bilgilere |
tool | aracı |
your site | sitenizi |
crucial | önemli |
this | bu |
your | etme |
EN These tend to be long-tail keywords that will be displayed in the Ranktracker keyword finder tool.
TR Bunlar, Ranktracker anahtar kelime bulma aracında görüntülenecek uzun kuyruklu anahtar kelimeler olma eğilimindedir.
Ingles | Turko |
---|---|
ranktracker | ranktracker |
long | uzun |
tool | aracı |
to | e |
the | kelimeler |
that | bunlar |
EN These tend to be low-competition keywords that you can easily rank in if you do your SEO right.
TR Bunlar, SEO'nuzu doğru yaptığınız takdirde kolayca sıralamaya girebileceğiniz düşük rekabetli anahtar kelimeler olma eğilimindedir.
Ingles | Turko |
---|---|
easily | kolayca |
you do | yaptığınız |
if | takdirde |
low | düşük |
keywords | anahtar |
EN Google’s recent announcement came as something of a shock to the SEO community, as their changes tend to
TR Google'ın son duyurusu, değişikliklerinin eğiliminde olduğu gibi SEO topluluğu için bir şok oldu
Ingles | Turko |
---|---|
recent | son |
seo | seo |
community | topluluğu |
their | de |
a | bir |
of | in |
to | için |
EN Organic traffic is always prized by businesses on the internet because it is often more affordable and organic users also tend to be more motivated to use your services or purchase your products
TR Organik trafik internetteki işletmeler tarafından her zaman değerlidir çünkü genellikle daha ekonomiktir ve organik kullanıcılar da hizmetlerinizi kullanmak veya ürünlerinizi satın almak için daha fazla motive olma eğilimindedir
Ingles | Turko |
---|---|
organic | organik |
traffic | trafik |
businesses | işletmeler |
often | genellikle |
purchase | satın |
by | tarafından |
always | her zaman |
or | veya |
and | ve |
users | kullanıcılar |
to use | kullanmak |
EN Since deep learning and machine learning tend to be used interchangeably, it’s worth noting the nuances between the two
TR Derin öğrenme ve makine öğrenmesi genellikle birbirleri yerine kullanıldığından, ikisi arasındaki nüansları belirtmek önemlidir
Ingles | Turko |
---|---|
deep | derin |
machine | makine |
two | ikisi |
used | genellikle |
and | ve |
between | arasındaki |
the | yerine |
EN Deep Learning and neural networks tend to be used interchangeably in conversation, which can be confusing
TR Derin Öğrenme ve nöral ağlar karşılıklı olarak etkileşim içinde kullanılmaya eğilimlidir, bu da kafa karıştırıcı olabilir
Ingles | Turko |
---|---|
deep | derin |
networks | ağlar |
and | ve |
in | da |
be | olabilir |
EN People tend to check in during these times:
TR İnsanların genelde check-in yaptığı saatler:
Ingles | Turko |
---|---|
times | saatler |
during | in |
EN People tend to check in during these times:
TR İnsanların genelde check-in yaptığı saatler:
Ingles | Turko |
---|---|
times | saatler |
during | in |
EN People tend to check in during these times:
TR İnsanların genelde check-in yaptığı saatler:
Ingles | Turko |
---|---|
times | saatler |
during | in |
EN People tend to check in during these times:
TR İnsanların genelde check-in yaptığı saatler:
Ingles | Turko |
---|---|
times | saatler |
during | in |
EN People tend to check in during these times:
TR İnsanların genelde check-in yaptığı saatler:
Ingles | Turko |
---|---|
times | saatler |
during | in |
EN People tend to check in during these times:
TR İnsanların genelde check-in yaptığı saatler:
Ingles | Turko |
---|---|
times | saatler |
during | in |
EN People tend to check in during these times:
TR İnsanların genelde check-in yaptığı saatler:
Ingles | Turko |
---|---|
times | saatler |
during | in |
EN People tend to check in during these times:
TR İnsanların genelde check-in yaptığı saatler:
Ingles | Turko |
---|---|
times | saatler |
during | in |
EN People tend to check in during these times:
TR İnsanların genelde check-in yaptığı saatler:
Ingles | Turko |
---|---|
times | saatler |
during | in |
EN People tend to check in during these times:
TR İnsanların genelde check-in yaptığı saatler:
Ingles | Turko |
---|---|
times | saatler |
during | in |
EN People tend to check in during these times:
TR İnsanların genelde check-in yaptığı saatler:
Ingles | Turko |
---|---|
times | saatler |
during | in |
EN It increases operational efficiency while reducing risks with its know-how and project experience while also selecting and procuring new technologies and software and hardware products as well as adjusting the processes to new technologies.
TR Bu sayede Assan Bilişim A.Ş, tüm grup şirketlerimize destek ve iş çözümleri ile beraber kendi marka değerlerine, yüksek ölçekli kârlılıklarına ve performanslarına zemin hazırlamış olmaktadır.
Ingles | Turko |
---|---|
and | ve |
its | bu |
EN While the cloud took a while to catch on, organizations are increasingly adopting cloud-first IT strategies.
TR Bulutu yakalamak biraz zaman alırken, kuruluşlar giderek daha fazla bulut öncelikli BT stratejilerini benimsiyor.
Ingles | Turko |
---|---|
organizations | kuruluşlar |
strategies | stratejilerini |
cloud | bulut |
while | zaman |
it | bt |
EN Do you eat while using internet and technology or forget to eat while using internet and technology?
TR İnternet ve teknolojiyi kullanırken yemek mi yiyorsunuz yoksa internet ve teknolojiyi kullanırken mi yemeyi unutuyorsunuz?
Ingles | Turko |
---|---|
eat | yemek |
internet | internet |
technology | teknolojiyi |
or | yoksa |
while using | kullanırken |
and | ve |
EN 5. Have you ever watched at inappropriate times (such as the night before a big deadline, while driving, while with family or friends or when you’re supposed to be working or studying)?
TR 5. Hiç uygunsuz zamanlarda izlediniz mi (örneğin, büyük bir son teslim tarihinden önceki gece, araba kullanırken, aileniz veya arkadaşlarınızla veya çalışmanız veya ders çalışmanız gerektiği zaman)?
Ingles | Turko |
---|---|
inappropriate | uygunsuz |
night | gece |
big | büyük |
friends | arkadaşlar |
when | zaman |
or | veya |
to | hiç |
a | bir |
the | araba |
with | önceki |
EN The Print & eBook bundle option provides instant digital access to your book content while you wait for your delivery.
TR Basılı ve e-Kitap seti seçeneği ile teslim edilmesini beklerken kitabınızın içeriğine dijital olarak anında erişebilirsiniz.
Ingles | Turko |
---|---|
option | seçeneği |
instant | anında |
access | erişebilirsiniz |
delivery | teslim |
digital | dijital |
your | ve |
book | kitap |
to | e |
EN While we appreciate your enthusiasm, in order to control abuse, we limit how often you can do this.
TR Coşkunu anlıyor olsak da kötüye kullanımı kontrol altında tutmak için ne sıklıkta bunu yapabileceğini kısıtlıyoruz.
Ingles | Turko |
---|---|
you | in |
can | ne |
control | kontrol |
in | da |
to | için |
EN Maintain your existing DNS infrastructure while using Cloudflare DNS as a secondary DNS or in a hidden primary setup. We support TSIG authentication for zone transfers.
TR Cloudflare DNS'i ikincil DNS olarak veya gizli bir birincil kurulumda kullanarak mevcut DNS altyapınıza sahip olmaya devam edebilirsiniz. Bölge aktarımları için TSIG kimlik doğrulamasını destekliyoruz.
Ingles | Turko |
---|---|
dns | dns |
infrastructure | altyapı |
secondary | ikincil |
hidden | gizli |
primary | birincil |
authentication | kimlik |
cloudflare | cloudflare |
using | kullanarak |
or | veya |
for | için |
EN While all our learning materials and some of the tools will stay free - consider supporting us by subscribing to Ahrefs.
TR Tüm öğrenme materyallerimiz ve araçlarımızın bazıları ücretsiz olsa da Ahrefs’e abone olarak bizi desteklemeyi düşünebilirsiniz.
Ingles | Turko |
---|---|
free | ücretsiz |
subscribing | abone |
and | ve |
while | da |
all | tüm |
some | bazı |
us | bizi |
the | olsa |
tools | araçları |
EN 1. Over 90% of our journals offer the option to publish open access and make an article permanently available, immediately, at a price below industry average while delivering above-average quality.
TR 1. Dergilerimizin %90'ından fazlası bir makaleyi ortalamanın üstünde bir kaliteyle sektörün altında bir fiyata açık erişimli olarak yayınlama ve anında sürekli olarak kullanılabilir hale getirme seçeneğini sağlar.
Ingles | Turko |
---|---|
offer | sağlar |
option | seçeneğini |
publish | yayınlama |
access | erişimli |
price | fiyata |
below | altında |
industry | sektör |
open | açık |
and | ve |
available | kullanılabilir |
at | nda |
of | üstünde |
article | bir |
EN Elsevier is working with partners, promoting science literacy and research integrity while making efforts to tackle unconscious bias in the publishing process.
TR Elsevier ortaklar ile birlikte çalışarak, bilim okuryazarlığını ve araştırma doğruluğunu teşvik ederken, yayınlama sürecinde bilinçsiz önyargının önüne geçmek için çaba sarf etmektedir.
Ingles | Turko |
---|---|
partners | ortaklar |
unconscious | bilinçsiz |
publishing | yayınlama |
process | sürecinde |
elsevier | elsevier |
working | çalışarak |
promoting | teşvik |
research | araştırma |
science | bilim |
and | ve |
to | için |
EN You have to understand new medications and breakthrough therapies while managing patients with complicated conditions and comorbidities
TR Karmaşık rahatsızlıklara ve komorbiditelere sahip hastaları yönetirken, aynı zamanda yeni ilaçları ve tedavileri anlamanız gerekiyor
Ingles | Turko |
---|---|
new | yeni |
while | zamanda |
complicated | karmaşık |
with | aynı |
have to | gerekiyor |
and | ve |
patients | hastaları |
to | sahip |
EN These answers, based on the latest evidence, help physicians to reduce unnecessary referrals, tests and treatments, while contributing to improved care outcomes and higher patient satisfaction.
TR En son kanıtlara dayalı olan bu cevaplar doktorların gereksiz yapılan sevkleri, testleri ve tedavileri azaltabilmesini sağlamanın yanında, bakım sonuçlarının iyileştirilmesine ve hasta memnuniyetinin artmasına katkı sağlar.
Ingles | Turko |
---|---|
answers | cevaplar |
unnecessary | gereksiz |
care | bakım |
outcomes | sonuçları |
patient | hasta |
and | ve |
these | bu |
to | yanında |
latest | en |
the latest | son |
based | dayalı |
EN Our data enables discovery of great growth opportunities, while workflow and tracking solutions help users run experiments continuously and more accurately measure results.
TR Verilerimiz, büyük gelişme imkanları sunarken, iş akışı ve izleme çözümleri kullanıcıların sürekli olarak deneyler gerçekleştirmesine ve daha doğru sonuçlar elde etmesine imkan sağlar.
Ingles | Turko |
---|---|
tracking | izleme |
continuously | sürekli |
solutions | çözümleri |
more | daha |
great | büyük |
and | ve |
users | kullanıcılar |
EN A single page can rank for hundreds of closely-related keywords. Parent Topic determines if you can rank for your target keyword while targeting a more general topic on your page instead.
TR Tek bir sayfa yüzlerce yakından alakalı anahtar kelime için sıralamaya girebilir. Ana Konu, sayfanızda daha genel bir konuyu hedeflerken, hedef anahtar kelimeniz için sıralamaya girip giremeyeceğinizi belirler.
Ingles | Turko |
---|---|
determines | belirler |
general | genel |
closely | yakından |
related | alakalı |
page | sayfa |
more | daha |
of | in |
target | hedef |
a | bir |
EN A single page can rank for hundreds of related keywords. Parent Topic determines if you can rank for your target keyword while targeting a more general topic on your page instead.
TR Tek bir sayfa yüzlerce alakalı anahtar kelime için sıralamaya girebilir. Ana Konu, sayfanızda daha genel bir konuyu hedeflerken, hedef anahtar kelimeniz için sıralamaya girip giremeyeceğinizi belirler.
Ingles | Turko |
---|---|
determines | belirler |
general | genel |
related | alakalı |
page | sayfa |
more | daha |
of | in |
target | hedef |
a | bir |
EN Upgrades take effect immediately, while downgrades and cancellations become effective at the end of your current billing period
TR Yükseltmeler derhal gerçekleşirken düşürme ve iptaller mevcut fatura döneminizin sonunda yürürlüğe girer
Ingles | Turko |
---|---|
immediately | derhal |
billing | fatura |
and | ve |
current | mevcut |
the end | sonunda |
EN While on a paid trial, you can toggle freely between Lite and Standard plans.
TR Ücretli bir deneme sürecindeyken Lite ve Standart tarifeler arasında özgürce geçiş yapabilirsiniz.
Ingles | Turko |
---|---|
trial | deneme |
standard | standart |
freely | özgürce |
you can | yapabilirsiniz |
a | bir |
and | ve |
between | arası |
EN It’s a fair question, and while there’s no way for us to answer it entirely without bias (obviously, we think our tool is best), we didn’t want to create yet another tedious side-by-side comparison of features
TR Güzel bir soru, bu soruyu tamamen önyargısız şekilde yanıtlamamızın bir yolu olmasa da (tabii ki, en iyisinin kendi aracımız olduğunu düşünüyoruz) sıkıcı bir özellikler kıyaslaması tablosu hazırlamak istemedik
Ingles | Turko |
---|---|
entirely | tamamen |
tool | aracı |
tedious | sıkıcı |
features | özellikler |
best | en |
and | şekilde |
way | yolu |
is | olduğunu |
its | bu |
a | bir |
question | soru |
EN You can also use "Parent topic" to see whether you can rank for your target keyword while targeting a more general topic, and for grouping similar keywords to target on the same page.
TR Daha genel bir konuyu hedefleyerek hedef anahtar kelimeniz için sıralamaya girip giremeyeceğinizi görmek, ve aynı sayfada hedeflenecek benzer anahtar kelimeleri gruplandırmak için "Ana konu"yu da kullanabilirsiniz.
Ingles | Turko |
---|---|
general | genel |
similar | benzer |
page | sayfada |
target | hedef |
and | ve |
the | aynı |
same | bir |
EN This 1635 edition of Galileo?s Dialogo Systema Cosmicum was published at the Elzeviers? expense and printed in Strasbourg while Galileo was under house arrest.
TR Galileo'nun Dialogo Systema Cosmicum'unun bu edisyonu 1635'de masrafları Elzevier'ler tarafından karşılanarak yayınlanmış ve Galileo ev hapsindeyken Strasbourg'da basılmıştır.
Ingles | Turko |
---|---|
galileo | galileo |
and | ve |
this | bu |
at | de |
house | ev |
EN This 1635 edition of Galileo?s work was published at the Elzeviers? expense and printed in Strasbourg while Galileo was under house arrest.
TR Galileo'nun eserinin bu edisyonu 1635'de masrafları Elzevier'ler tarafından karşılanarak yayınlanmış ve Galileo ev hapsindeyken Strasbourg'da basılmıştır.
Ingles | Turko |
---|---|
galileo | galileo |
and | ve |
this | bu |
at | de |
house | ev |
EN While we support life, we remain aware of our responsibility to be accountable.
TR İnsani yardım faaliyetlerimizi hesap verme sorumluluğu bilinciyle yürüterek hayatı destekleriz.
Ingles | Turko |
---|---|
support | yardım |
responsibility | sorumluluğu |
we support | destekleriz |
life | hayatı |
Ipinapakita ang 50 ng 50 na mga pagsasalin