TR Yıllar boyunca <a1>SEO Blogumuz</a1> ve <a2>YouTube kanalımızda</a2> tonlarca ücretsiz eğitim materyali yayınlayarak milyonlarca insanın web sitelerinde daha fazla organik trafik elde etmesine yardımcı olduk.
{gözleg Türk -da aşakdaky Iňlis sözlere / sözlemlere terjime edilip bilner:
milyonlarca | hundreds millions millions of |
TR Yıllar boyunca <a1>SEO Blogumuz</a1> ve <a2>YouTube kanalımızda</a2> tonlarca ücretsiz eğitim materyali yayınlayarak milyonlarca insanın web sitelerinde daha fazla organik trafik elde etmesine yardımcı olduk.
EN Over the years, we’ve published tons of free educational materials on our <a1>SEO Blog</a1> and <a2>YouTube channel</a2>, helping millions of people to get more organic traffic to their websites in the process.
Türk | Iňlis |
---|---|
seo | seo |
ve | and |
youtube | youtube |
ücretsiz | free |
eğitim | educational |
organik | organic |
trafik | traffic |
ın | of |
kanalı | channel |
insan | people |
TR Avrupa'ya çekilen milyonlarca insanın kaderinden çok daha fazlası söz konusu
EN The ruling party is using its growing stranglehold on the country and represses civil society leaders, civil society actors, and organizations especially in the field of LGBTI+ rights
Türk | Iňlis |
---|---|
ın | of |
TR Dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca insanın çalışma hayatını iyileştirmek bizi harekete geçiriyor
EN Improving the working lives of millions of people all over the world is what drives us
Türk | Iňlis |
---|---|
dünyanın | world |
çalışma | working |
iyileştirmek | improving |
bizi | us |
insan | people |
TR Kendi alanlarında iş arayan milyonlarca insanın, işverenlerle kolay ve hızlı bir şekilde bir araya geldiği platform, benzerlerine kıyasla oldukça popülerdir
EN This platform, where millions of people seeking jobs in their fields are able to connect with employers easily and quickly, is very popular compared to its counterparts
Türk | Iňlis |
---|---|
platform | platform |
oldukça | very |
insan | people |
TR Dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca insanın çalışma hayatını iyileştirmek bizi harekete geçiriyor
EN Improving the working lives of millions of people all over the world is what drives us
Türk | Iňlis |
---|---|
dünyanın | world |
çalışma | working |
iyileştirmek | improving |
bizi | us |
insan | people |
TR Müşterilerimiz ve tedarikçilerimiz ile yakın temas içinde şekilde çalışarak her gün 160'tan fazla ülkede yüz milyonlarca insanın ihtiyaçlarını karşılayan güvenli, yenilikçi ve çevre dostu ürünler sunuyoruz.
EN Working closely with our customers and suppliers, we provide safe, innovative and environmentally sound products that each day meet the needs of hundreds of millions of people in more than 160 countries.
Türk | Iňlis |
---|---|
müşterilerimiz | our customers |
yakın | closely |
güvenli | safe |
yenilikçi | innovative |
ürünler | products |
ihtiyaçları | needs |
insan | people |
TR Dünya genelindeki yüz milyonlarca insanın için gezegenimizi koruyan, güvenli, besleyici gıdaya erişebilmesini sağlamaya çalışıyoruz.
EN We work to provide access to safe, nutritious food for hundreds of millions of people around the world in a way that protects our planet.
Türk | Iňlis |
---|---|
dünya | world |
güvenli | safe |
insan | people |
TR On İki Adım modeli, 80 yıldan uzun bir süre önce Adsız Alkolikler tarafından öncülük edildi ve bağımlılık hastalığından muzdarip milyonlarca insanın uzun vadeli, sürdürülebilir iyileşme bulmasına yardımcı oldu.
EN The Twelve Step model was pioneered by Alcoholics Anonymous over 80 years ago, and it has helped millions of people suffering from the disease of addiction to find long-term, sustainable recovery.
Türk | Iňlis |
---|---|
adım | step |
modeli | model |
uzun | long |
süre | years |
önce | ago |
bağımlılık | addiction |
vadeli | term |
sürdürülebilir | sustainable |
oldu | was |
insan | people |
TR İş yaşamını ve özel hayatını Todoist ile düzen içinde yürüten milyonlarca insanın arasına katıl
EN Join millions of people who organize work and life with Todoist.
TR Türkiye’nin farklı kentlerinde on binlerce insanın hayatına destek olmak ilginizi çekiyorsa, aşağıdaki açık pozisyonları inceleyin ve bize yazın.
EN If you are interested in supporting tens of thousands of lives in different cities, take a look at the vacancies below and write to us at
Türk | Iňlis |
---|---|
farklı | different |
destek | supporting |
TR Biz, Last.fm sitesini kullanırken kendisini güvende ve rahat hissetme hakkına sahip olan birçok farklı insanın yer aldığı bir topluluğuz
EN We're a community of many types of people, who all have the right to feel safe and comfortable using the Last.fm website
Türk | Iňlis |
---|---|
last | last |
rahat | comfortable |
insan | people |
TR Her insanın olduğu gibi bizim de bir iki hatamız oluyor, Last.fm'in tüm özelliklerini sürekli olarak güncelleyip geliştirerek, yeni bulunan hataları çözümlüyoruz ve öneri algoritmalarımız gibi şeylerde küçük değişiklikler yapıyoruz
EN Like human beings, we have the odd fault or two and we’re constantly updating and improving every aspect of Last.fm, ironing out new-found bugs and making subtle changes to things like our recommendation algorithms
Türk | Iňlis |
---|---|
last | last |
yeni | new |
bulunan | found |
değişiklikler | changes |
TR "İnsanın bir konaklamada ihtiyaç duyabileceği her şey düşünülmüş, müthiş rahat, personel güleryüzlü. İnternet bağlantısı sorunsuz."
EN "On top floor of the hotel is a social place coffee/restaurant. Very cool. You can work and eat there (buffet/menue), rent a room to have a call etc. Soft drinks incl. in a price. Stay as long As want"
Türk | Iňlis |
---|---|
ihtiyaç | want |
TR "Siquieros’un muralleri insanın içinde dokunuyor. Muhakkak ziyaret edilmesi gereken bir müze."
EN "Beautiful place to sit and people watch, beast view of the building is from the 8th floor of the Sears Building across the street"
Türk | Iňlis |
---|---|
insan | people |
TR İnsan hakları, toplumsal cinsiyet eşitliği, cinsel sağlık ve üreme sağlığı ve hakları gibi pek çok alanda bugüne dek yüz binlerce insanın hayatına dokunan ve kimseyi geride bırakmadan kadınların, kız çocuklarının ve en...
EN Having touched the lives of hundreds of thousands of people with works in areas including human rights, gender equality, sexual and reproductive health and rights and continuing to work for women, girls and the most vul...
Türk | Iňlis |
---|---|
hakları | rights |
kız | girls |
ın | of |
insan | people |
TR Türkiye’nin farklı kentlerinde on binlerce insanın hayatına destek olmak ilginizi çekiyorsa, aşağıdaki açık pozisyonları inceleyin ve bize yazın.
EN If you are interested in supporting tens of thousands of lives in different cities, take a look at the vacancies below and write to us at
Türk | Iňlis |
---|---|
farklı | different |
destek | supporting |
TR Saf ve düzgün çizgileri ile C4 Kaktüs?ün iç kısmı odağı tamamen insanın sıcaklığına ve rahatlığına yerleştirir.
EN With its pure and smooth lines, the interior of the C4 Cactus places the focus squarely on human warmth and comfort.
Türk | Iňlis |
---|---|
saf | pure |
TR İnsan hakları, toplumsal cinsiyet eşitliği, cinsel sağlık ve üreme sağlığı ve hakları gibi pek çok alanda bugüne dek yüz binlerce insanın hayatına dokunan ve kimseyi geride bırakmadan kadınların,... Daha fazla
EN Having touched the lives of hundreds of thousands of people with works in areas including human rights, gender equality, sexual and reproductive health and rights and continuing to work for women,... Read more
Türk | Iňlis |
---|---|
hakları | rights |
ın | of |
insan | people |
TR Ben hep aileye inandım. İnsanın gücüne, sevgisine, güvenine ve vicdanına, elbette emeğin kutsallığına. Türkiye’nin güzelliğine, başarısına, yarınlarına...
EN I’ve always believed in the concept of family. In people’s power, love, trust, and conscience. And of course, in the sanctity of labor. In Turkey’s beauty, success, and future…
Türk | Iňlis |
---|---|
elbette | of course |
türkiye | turkey |
başarısı | success |
TR Biz her insanın saygıya değer olduğuna ve adil davranılmayı hak ettiğine inanıyoruz. Herkes tüm potansiyeli ölçüsünde başarma fırsatına sahip olmalıdır.
EN We believe every person is worthy of respect and deserves fair treatment. Everyone should have the opportunity to succeed to the fullest extent of his or her potential.
Türk | Iňlis |
---|---|
ve | and |
adil | fair |
inanıyoruz | we believe |
potansiyeli | potential |
ın | of |
fırsatı | opportunity |
TR Astrofizik, nükeer enerji, geoengineering… Bunlar, pek fazla insanın boş zamanlarında meşgul oldukları konular değil. Size tanıtacağımız video kanallarının yaratıcıları, işte bunu değiştirmek istiyorlar:
EN Astrophysics, nuclear energy, geoengineering – for most people these are not exactly leisure-time interests. The creators of these three video channels want to change this:
Türk | Iňlis |
---|---|
enerji | energy |
değil | not |
video | video |
değiştirmek | change |
insan | people |
ın | of |
kanalları | channels |
TR Türkiye’nin farklı kentlerinde on binlerce insanın hayatına destek olmak ilginizi çekiyorsa, aşağıdaki açık pozisyonları inceleyin ve bize yazın.
EN If you are interested in supporting tens of thousands of lives in different cities, take a look at the vacancies below and write to us at
Türk | Iňlis |
---|---|
farklı | different |
destek | supporting |
TR Türkiye’nin farklı kentlerinde on binlerce insanın hayatına destek olmak ilginizi çekiyorsa, aşağıdaki açık pozisyonları inceleyin ve bize yazın.
EN If you are interested in supporting tens of thousands of lives in different cities, take a look at the vacancies below and write to us at
Türk | Iňlis |
---|---|
farklı | different |
destek | supporting |
TR Saf ve düzgün çizgileri ile C4 Kaktüs?ün iç kısmı odağı tamamen insanın sıcaklığına ve rahatlığına yerleştirir.
EN With its pure and smooth lines, the interior of the C4 Cactus places the focus squarely on human warmth and comfort.
Türk | Iňlis |
---|---|
saf | pure |
TR Saf ve düzgün çizgileri ile C4 Kaktüs?ün iç kısmı odağı tamamen insanın sıcaklığına ve rahatlığına yerleştirir.
EN With its pure and smooth lines, the interior of the C4 Cactus places the focus squarely on human warmth and comfort.
Türk | Iňlis |
---|---|
saf | pure |
TR Böylece daha çok insanın sürdürülebilir bir yaşam tarzına katkıda bulunabiliyoruz.
EN That allows us to offer more people the opportunity to try out a sustainable lifestyle.
Türk | Iňlis |
---|---|
sürdürülebilir | sustainable |
insan | people |
TR Bundan kastım, belirli bir grup insanın - ki bunlar genellikle göçmen geçmişi olmayan beyaz Almanlar - göçmenlere daha yüksek standartlar uyguluyor olması
EN By this I mean that a certain group of people – often white Germans without a migration background – applies higher standards to migrants
Türk | Iňlis |
---|---|
belirli | certain |
grup | group |
genellikle | often |
olmayan | without |
beyaz | white |
almanlar | germans |
standartlar | standards |
insan | people |
TR Riccardo Simonetti ile insanın kendi olabilmesi hakkına dair| LGBTİ
EN Riccardo Simonetti on the right to be oneself | LGBTQ
TR Çünkü bugün sahip olduğum fırsatlara pek çok insanın sahip olmadığını biliyorum
EN After all, I am aware that not many people get the chances that I have today
Türk | Iňlis |
---|---|
bugün | today |
olmadığını | not |
insan | people |
TR İnsanın bir perspektifinin olması çok iyi bir duygu.”
EN It's a very good feeling to have future prospects."
Türk | Iňlis |
---|---|
iyi | good |
TR Sıkı görüş alışverişi, özgün dallar: Birçok genç insanın küçük bir üniversiteyi tercih etmelerinin nedeni.
EN Close exchange, special subjects: why many young people choose to study at a small university.
Türk | Iňlis |
---|---|
genç | young |
küçük | small |
tercih | choose |
nedeni | why |
insan | people |
TR Instagram kullanıcıları böylelikle insanın yürekten hissettiği bir gerçek zaman içinde, nasyonal sosyalizme karşı savaşmış bir kızın öyküsü hakkında bilgi ediniyorlar.
EN In this way Instagram users gain insights into the story of a young woman who fought against National Socialism.
Türk | Iňlis |
---|---|
kullanıcıları | users |
TR Astrofizik, nükeer enerji, geoengineering… Bunlar, pek fazla insanın boş zamanlarında meşgul oldukları konular değil. Size tanıtacağımız video kanallarının yaratıcıları, işte bunu değiştirmek istiyorlar:
EN Astrophysics, nuclear energy, geoengineering – for most people these are not exactly leisure-time interests. The creators of these three video channels want to change this:
Türk | Iňlis |
---|---|
enerji | energy |
değil | not |
video | video |
değiştirmek | change |
insan | people |
ın | of |
kanalları | channels |
TR Birçok insanın geleceğini bu kentte görüyor olması, hiç şaşırtıcı değil: Bu şehir, buraya göç ederek yerleşenlerin sayısında rekor değerlere ulaştı.
EN No wonder many people see their future there: the city has recently enjoyed record immigration rates.
Türk | Iňlis |
---|---|
birçok | many |
şehir | city |
rekor | record |
insan | people |
TR Durum böyle olunca insanın büyük bağıntılara dönük görüşü iyice gelişiyor
EN That broadens your horizon and gives you more insights into the bigger picture
Türk | Iňlis |
---|---|
büyük | more |
TR Federal hükümet binlerce yeni kadro açmak ve daha fazla genç insanın bakıcılık dalında meslek eğitimine başlamasını sağlamak için mesleği daha cazip kılmak istiyor
EN The German government plans to create thousands of new jobs, and to make the profession more attractive so that more young people opt to train as a nurse
Türk | Iňlis |
---|---|
hükümet | government |
insan | people |
TR İnsanın kulağı dile alışıyor ve yeni kelimeleri farkına varmadan öğreniyorsun.”
EN In this way you get used to the sound of the language and learn new vocabulary almost automatically.”
Türk | Iňlis |
---|---|
ve | and |
yeni | new |
ın | of |
TR “İnsanın kayıp gitmesine izin vermemek önemli.”
EN “It’s important to look after the human side of life.”
Türk | Iňlis |
---|---|
önemli | important |
ın | of |
TR Ancak ekliyor: “Başarılı olunduğunda birçok insanın hayatını iyileştirme şansının verilmesi beni her gün motive ediyor
EN But “Having the chance to possibly improve the lives of many people motivates me every day
Türk | Iňlis |
---|---|
birçok | many |
beni | me |
her | every |
ın | of |
insan | people |
TR Seçmenlerle ilgili olarak Charlotte şöyle diyor: “Her zamankinden daha fazla insanın bu konuda kafa yorduğunu ve bu bağlamda birçok stratejik düşüncenin rol oynadığını düşünüyorum.”
EN Referring to the voters in general she says: “I have the feeling that more people are giving more thought to things now than before and that numerous strategic considerations are involved.”
Türk | Iňlis |
---|---|
diyor | says |
stratejik | strategic |
insan | people |
TR 400 Milyon İnsanın 2020 Yılına Kadar İklim Risklerine Karşı Sigorta Edilmesi
EN Insuring 400 million people against climate risks by 2020
Türk | Iňlis |
---|---|
milyon | million |
kadar | by |
karşı | against |
TR Öte yandan pek çok insanın şimdilerde, girişimlerin tanımlanmış çerçevesi içinde çalışmayıp ailelere özelden eşlik ettiği belirtiliyor
EN Instead of continuing as part of an official public initiative, they are accompanying refugee families on a private basis
Türk | Iňlis |
---|---|
ın | of |
TR Memleket insanın anılarıyla bağlı olduğu geçmiştir
EN Home is the past linked with many memories
Türk | Iňlis |
---|---|
bağlı | linked |
olduğu | is |
TR Bunlardan ilki dini inancın insanın özel yaşamına ait bir öğe olduğu ve toplumsal ya da siyasi düzenin yapılandırılmasında inanç üzerinden ona söz ve tanımlama hakkı tanımayacağı ilkesidir
EN First, there is the principle that religious faith is a private matter that has no defining role whatsoever in the shaping of the social and political order
Türk | Iňlis |
---|---|
dini | religious |
özel | private |
olduğu | is |
toplumsal | social |
siyasi | political |
TR Bulut bilişim, hyperscale bilişim ve optimize edilmiş güç ve ısı yönetimi sistemlerinin geliştirilmesi de dahil olmak üzere teknolojideki gelişmeler sayesinde çoğu insanın bildiğinden çok daha verimlidir.
EN Cloud computing is already is far more efficient than most people know thanks to technology advances, including the development of hyperscale computing and optimized power and thermal management systems.
Türk | Iňlis |
---|---|
bulut | cloud |
ve | and |
güç | power |
yönetimi | management |
sistemlerinin | systems |
geliştirilmesi | development |
insan | people |
TR Biz, Last.fm sitesini kullanırken kendisini güvende ve rahat hissetme hakkına sahip olan birçok farklı insanın yer aldığı bir topluluğuz
EN We're a community of many types of people, who all have the right to feel safe and comfortable using the Last.fm website
Türk | Iňlis |
---|---|
last | last |
rahat | comfortable |
insan | people |
TR Her insanın olduğu gibi bizim de bir iki hatamız oluyor, Last.fm'in tüm özelliklerini sürekli olarak güncelleyip geliştirerek, yeni bulunan hataları çözümlüyoruz ve öneri algoritmalarımız gibi şeylerde küçük değişiklikler yapıyoruz
EN Like human beings, we have the odd fault or two and we’re constantly updating and improving every aspect of Last.fm, ironing out new-found bugs and making subtle changes to things like our recommendation algorithms
Türk | Iňlis |
---|---|
last | last |
yeni | new |
bulunan | found |
değişiklikler | changes |
TR "İnsanın bir konaklamada ihtiyaç duyabileceği her şey düşünülmüş, müthiş rahat, personel güleryüzlü. İnternet bağlantısı sorunsuz."
EN "On top floor of the hotel is a social place coffee/restaurant. Very cool. You can work and eat there (buffet/menue), rent a room to have a call etc. Soft drinks incl. in a price. Stay as long As want"
Türk | Iňlis |
---|---|
ihtiyaç | want |
TR "İnsanın bir konaklamada ihtiyaç duyabileceği her şey düşünülmüş, müthiş rahat, personel güleryüzlü. İnternet bağlantısı sorunsuz."
EN "On top floor of the hotel is a social place coffee/restaurant. Very cool. You can work and eat there (buffet/menue), rent a room to have a call etc. Soft drinks incl. in a price. Stay as long As want"
Türk | Iňlis |
---|---|
ihtiyaç | want |
TR "İnsanın bir konaklamada ihtiyaç duyabileceği her şey düşünülmüş, müthiş rahat, personel güleryüzlü. İnternet bağlantısı sorunsuz."
EN "On top floor of the hotel is a social place coffee/restaurant. Very cool. You can work and eat there (buffet/menue), rent a room to have a call etc. Soft drinks incl. in a price. Stay as long As want"
Türk | Iňlis |
---|---|
ihtiyaç | want |
{Totalresult} terjimeleriniň 50 görkezmek