TR Kilit ölçümler ve karşılaştırmalarla üye katılımını ve etkinlik performansını izleyin. En iyi imkanları sunabilmek için topluluklarınızı harekete geçiren şeyleri öğrenin.
{gözleg Türk -da aşakdaky Iňlis sözlere / sözlemlere terjime edilip bilner:
harekete | action take action |
TR Kilit ölçümler ve karşılaştırmalarla üye katılımını ve etkinlik performansını izleyin. En iyi imkanları sunabilmek için topluluklarınızı harekete geçiren şeyleri öğrenin.
EN Track member engagement and event performance through key metrics and comparisons. Learn what makes your communities tick so you can optimize your outreach.
Türk | Iňlis |
---|---|
kilit | key |
üye | member |
etkinlik | event |
izleyin | track |
öğrenin | learn |
TR YouTube SEO'yla organik alanınızı geliştirin, canlı yayın yorum yönetimiyle fanlarınızı harekete geçirin ve kitlenizin izleme alışkanlıklarına ve demografik yapısına eşsiz bir analizle ücretli hedef belirlemeyi geliştirin.
EN Improve your organic reach with YouTube SEO, ignite your fan base with streamlined comment management, and improve paid targeting with unparalleled insights into your audience's viewing habits and demographics.
Türk | Iňlis |
---|---|
youtube | youtube |
seo | seo |
organik | organic |
geliştirin | improve |
yorum | comment |
kitlenizin | your audience |
ücretli | paid |
TR Güçlü kalın, hafif yüklenin. Fit Gear, doğrudan odanıza seçkin teçhizat -yeni ve harekete hazır- teslim eder.
EN Stay strong, and pack light. Fit Gear delivers premium gear—fresh and ready to move—directly to your room.
Türk | Iňlis |
---|---|
fit | fit |
gear | gear |
doğrudan | directly |
ve | and |
teslim | delivers |
TR Manat’ın ailesi ekiplerimizle temasa geçtiğinde ekiplerimiz Manat’ın bir an önce eğitim hayatına rahatça devam edebilmesi için hemen harekete geçtiler.
EN In the case of Manat, there was no time to waste so when contacted by her family, our teams got to it right away.
Türk | Iňlis |
---|---|
ailesi | family |
TR İnternet'in açık ve özgür kalmasını savunan, destekleyen ve bunun gerçekleşmesini sağlayan bir amacı olan sürekli büyümekte, küresel harekete katılmanızı istiyoruz.
EN We ask that you join a growing, global movement of people committed to a purpose—a cause—to defend, promote and ensure that the Internet remains open and free.
Türk | Iňlis |
---|---|
amacı | purpose |
küresel | global |
TR Dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca insanın çalışma hayatını iyileştirmek bizi harekete geçiriyor
EN Improving the working lives of millions of people all over the world is what drives us
Türk | Iňlis |
---|---|
dünyanın | world |
çalışma | working |
iyileştirmek | improving |
bizi | us |
insan | people |
TR Toplantıları dakikalar içinde yazarak gerçek zamanlı ekip çalışmasını harekete geçirin ve takımlarınızı güçlendirin. Paylaş, işbirliği ve her zaman aynı sayfada ol.
EN Ignite real-time teamwork and empower your teams by transcribing meetings in minutes. Share, collaborate, and always be on the same page.
Türk | Iňlis |
---|---|
gerçek | real |
ekip | teams |
ve | and |
paylaş | share |
işbirliği | collaborate |
sayfada | page |
TR Kuruluşunuzun vizyonunu ortaya koyun, başarıyla tamamladığınız projeleri sıralayın ve ikna edici mesajlarla ziyaretçilerin harekete geçmesini isteyin
EN Articulate the vision of your company, list the projects you’ve successfully completed, and call your visitors to action with a compelling message
Türk | Iňlis |
---|---|
başarıyla | successfully |
projeleri | projects |
ve | and |
ziyaretçilerin | visitors |
harekete | action |
ın | of |
TR Markanız ile ilgili kelimeleri, rakiplerinizi ve sektörel terimleri izleyerek fırsatlar veya krizler ortaya çıktığında harekete geçmeye hazır olun.
EN Track brand-relevant keywords, competitors, and key industry terms to stay a step ahead and act when opportunities or potential crises arise.
Türk | Iňlis |
---|---|
ilgili | relevant |
terimleri | terms |
fırsatlar | opportunities |
veya | or |
olun | stay |
TR Slaytlarınızdaki metinleri, resimleri, tabloları ve resimleri birleştirin ve çok çeşitli nefes kesici OpenGL tabanlı animasyonlar ve slayt geçişleri ile onları harekete geçirin.
EN Combine text, images, tables and pictures in your slides and set them in motion with a vast range of breathtaking OpenGL-based animations and slide transitions.
Türk | Iňlis |
---|---|
tabanlı | based |
animasyonlar | animations |
slayt | slide |
TR Ürünü bir animasyon karakteri ile tanıtmak, satış mesajınızı aktarmak ve hedef kitlenizi harekete geçirmek için mütevazı ama etkili bir yöntemdir.
EN An animated character introducing your product is a subtle, yet effective way to share your sales message and increase conversions.
Türk | Iňlis |
---|---|
animasyon | animated |
satış | sales |
etkili | effective |
TR Projede her kritik sorun veya uyarı ortaya çıktığında bir e-posta alacaksınız. Bu tür bildirimler, düzeltmelerin gerçekten uygulandığından ve yeni sorunlara karşı hemen harekete geçildiğinden emin olmaya yardımcı olur.
EN You will receive an email each time critical issues or warnings appear in the project. Such notifications help to ensure that fixes are really implemented and allow you to act immediately on new issues.
Türk | Iňlis |
---|---|
her | each |
kritik | critical |
sorun | issues |
veya | or |
e-posta | |
bildirimler | notifications |
gerçekten | really |
yeni | new |
TR Slogan, markanızı karakterize eden güçlü ve harekete geçirici bir mesajdır. Mecazi olarak konuşursak, sizinle takipçileriniz arasında özel bir iletişimdir.
EN Slogan is a powerful call to action that characterizes your brand. Metaphorically speaking, it's a dialog between you and your audience.
Türk | Iňlis |
---|---|
slogan | slogan |
güçlü | powerful |
harekete | action |
TR Bu nedenle harekete geçin, sonraki toplantınızı Swissotel'de planlayın; gerçek anlamda iyi bir deneyim elde edeceksiniz.
EN So go ahead, plan your next meeting at Swissotel and you’ll live it well in a big way.
Türk | Iňlis |
---|---|
nedenle | so |
swissotel | swissotel |
planlayın | plan |
TR Çerçeve, Dünya İklim Konferansı’ndan; harekete geçen ise yerel yönetimler. Yerel yönetim düzeyindeki iklim koruma üzerine olgular
EN The UN Climate Change Conference sets the policy framework, but action is taken in towns and cities. Five facts about municipal climate protection
Türk | Iňlis |
---|---|
harekete | action |
yerel | municipal |
iklim | climate |
koruma | protection |
TR Yumuşak telası içine entegre edilemiş mikro kapsüller, uyku esnasında meydana gelen ısı değişimlerinde harekete geçerek vücut ısısını dengeler ve ideal uyku sıcaklığı ortamını hazırlar.
EN Microcapsules integrated within the soft interlinings balance the body temperature during sleep and provides optimum temperature for the sleep environment.
Türk | Iňlis |
---|---|
yumuşak | soft |
entegre | integrated |
uyku | sleep |
esnasında | during |
gelen | for |
vücut | body |
ve | and |
sıcaklığı | temperature |
TR Klavyeniz veya mouse tıklamanızla renk değişikliklerini ve aydınlatma efektlerini harekete geçirin
EN Set color changes or lighting effects in action with your keyboard or mouse clicks
Türk | Iňlis |
---|---|
veya | or |
mouse | mouse |
renk | color |
aydınlatma | lighting |
harekete | action |
TR 8x daha hızlı yanıt, 5x daha hızlı harekete geçme ve 2x dayanıklık
EN 8x faster response, 5x faster actuation, and 2x durability
Türk | Iňlis |
---|---|
hızlı | faster |
yanıt | response |
ve | and |
TR Aşırı hassasiyetle birlikte, yazarken yahut oynarken derin bir harekete geçirme kullanın. Bu seviyede ayarlanan herhangi bir tuş güvenle bastığınız zaman kayıt olur ve size daha az yazım hatası ve daha fazla huzur sağlar.
EN Use a deeper actuation for typing or gaming with extreme accuracy. Any key set at this level will register when you've confidently pressed it, giving you less typos and more peace of mind.
Türk | Iňlis |
---|---|
aşırı | extreme |
kullanın | use |
bu | this |
seviyede | level |
tuş | key |
kayıt | register |
olur | will |
size | you |
huzur | peace |
TR Bir şeyleri harekete geçiren sosyal projeleri destekliyoruz.
EN We support social projects, that want to make a difference.
Türk | Iňlis |
---|---|
sosyal | social |
projeleri | projects |
TR 15.7. Korunan flora ve fauna türlerinin yasa dışı avlanması ve kaçakçılığının yapılmasını sona erdirmek için acil olarak harekete geçilmesi ve yasa dışı vahşi yaşam ürünlerinin arz ve talebi sorununun ele alınması
EN 15.7. Take urgent action to end poaching and trafficking of protected species of flora and fauna and address both demand and supply of illegal wildlife products
Türk | Iňlis |
---|---|
korunan | protected |
acil | urgent |
harekete | action |
arz | supply |
talebi | demand |
TR Kullanıcılardan gelen referanslar, özellikle harekete geçirici mesajlar, müşterilerinizi iyi etkiliyor
EN Testimonials from users, especially call-to-action comments, are influencing your customers well
Türk | Iňlis |
---|---|
özellikle | especially |
harekete | action |
iyi | well |
TR Zebra’nın envanter takibi teknolojisi hareket eden her şeyi 'görmenizi sağlar; böylece ister mutfakta ister yemek salonunda' ister odada olun hızlıca harekete geçebilirsiniz; böylece personelinize performans üstünlüğü sağlarsınız.
EN Zebra’s inventory tracking technology lets you see everything that's in motion so you can take swift action, whether you're in the kitchen, banquet hall or room—empowering your staff with a performance edge.
Türk | Iňlis |
---|---|
envanter | inventory |
takibi | tracking |
teknolojisi | technology |
hareket | motion |
şeyi | everything |
sağlar | lets |
böylece | so |
olun | whether |
harekete | action |
performans | performance |
TR Perakende sektöründe otomasyon - İşin geleceğine hazırlanma: Sektörün galipleri, işaretleri anlayanlar ve bunlara yanıt verebilmek için hızla harekete geçenler olacaktır.
EN Automation in Retail - Preparing for the future of work: The winners in the sector will be those who understand the implications and act quickly to respond to them.
Türk | Iňlis |
---|---|
perakende | retail |
otomasyon | automation |
yanıt | respond |
hızla | quickly |
TR Güçlü kalın, hafif yüklenin. Fit Gear, doğrudan odanıza seçkin teçhizat -yeni ve harekete hazır- teslim eder.
EN Stay strong, and pack light. Fit Gear delivers premium gear—fresh and ready to move—directly to your room.
Türk | Iňlis |
---|---|
fit | fit |
gear | gear |
doğrudan | directly |
ve | and |
teslim | delivers |
TR Güçlü kalın, hafif yüklenin. Fit Gear, doğrudan odanıza seçkin teçhizat -yeni ve harekete hazır- teslim eder.
EN Stay strong, and pack light. Fit Gear delivers premium gear—fresh and ready to move—directly to your room.
Türk | Iňlis |
---|---|
fit | fit |
gear | gear |
doğrudan | directly |
ve | and |
teslim | delivers |
TR Soruşturmalar, müvekkillerin iddia ve şüphelere karşı harekete geçebilmelerini sağlamak için sınırlar ötesi iş birliği gerektirmektedir
EN Investigations regularly involve cross-border cooperation to help clients address allegations or suspicions about sensitive issues
Türk | Iňlis |
---|---|
soruşturmalar | investigations |
TR Eğer izleyicileri harekete geçirmek için ikna etmeyi amaçlıyorsanız, beyaz tahta animasyonlarının dikkat çeken ve enteresan yapısı bunun için çok güçlü bir araç.
EN The engaging and intriguing nature of whiteboard animations makes them a powerful tool if you are looking to persuade your audience to take action.
Türk | Iňlis |
---|---|
eğer | if |
harekete | action |
güçlü | powerful |
araç | tool |
TR Hazır sahneleri kullanarak videolarınızı düzenleyin ve dikkat çeken CTA mesajlarıyla izleyicileri harekete geçmeye çağırın
EN Edit your videos using all the available scenes and add attention-grabbing CTAs to call your audience to action
Türk | Iňlis |
---|---|
hazır | available |
sahneleri | scenes |
videolarınızı | your videos |
ve | and |
dikkat | attention |
harekete | action |
TR Ekibinizin çalışmasının her alanında herkesi güncel tutarak aynı çizgide kaldığında emin olmak ve harekete geçirmek için workdocs'larınızı erişilebilir tutun.
EN Keep your workdocs acessible to create, align, and drive action in every aspect of your team’s work.
Türk | Iňlis |
---|---|
ekibinizin | your team |
harekete | action |
TR Hemfikir olmak için net bir görüş çizgisi oluşturun. Tahminlere değil, gerçek zamanlı verilere göre harekete geçin.
EN Create a clear line of sight to align everyone on one page. Take action based on real-time data, not guesses.
Türk | Iňlis |
---|---|
net | clear |
oluşturun | create |
değil | not |
gerçek | real |
verilere | data |
harekete | action |
TR Slogan, markanızı karakterize eden güçlü ve harekete geçirici bir mesajdır. Mecazi olarak konuşursak, sizinle takipçileriniz arasında özel bir iletişimdir.
EN Slogan is a powerful call to action that characterizes your brand. Metaphorically speaking, it's a dialog between you and your audience.
Türk | Iňlis |
---|---|
slogan | slogan |
güçlü | powerful |
harekete | action |
TR Ekibinizin çalışmasının her alanında herkesi güncel tutarak aynı çizgide kaldığında emin olmak ve harekete geçirmek için workdocs'larınızı erişilebilir tutun.
EN Keep your workdocs acessible to create, align, and drive action in every aspect of your team’s work.
Türk | Iňlis |
---|---|
ekibinizin | your team |
harekete | action |
TR Hemfikir olmak için net bir görüş çizgisi oluşturun. Tahminlere değil, gerçek zamanlı verilere göre harekete geçin.
EN Create a clear line of sight to align everyone on one page. Take action based on real-time data, not guesses.
Türk | Iňlis |
---|---|
net | clear |
oluşturun | create |
değil | not |
gerçek | real |
verilere | data |
harekete | action |
TR Projede her kritik sorun veya uyarı ortaya çıktığında bir e-posta alacaksınız. Bu tür bildirimler, düzeltmelerin gerçekten uygulandığından ve yeni sorunlara karşı hemen harekete geçildiğinden emin olmaya yardımcı olur.
EN You will receive an email each time critical issues or warnings appear in the project. Such notifications help to ensure that fixes are really implemented and allow you to act immediately on new issues.
Türk | Iňlis |
---|---|
her | each |
kritik | critical |
sorun | issues |
veya | or |
e-posta | |
bildirimler | notifications |
gerçekten | really |
yeni | new |
TR IBM® Cloud Pak for Security ile güvenlik içgörüleri elde edin, daha hızlı biçimde harekete geçin ve mimarinizi modernize edin.
EN Gain security insights, take action faster and modernize your architecture with IBM Cloud Pak® for Security.
Türk | Iňlis |
---|---|
ibm | ibm |
cloud | cloud |
elde | gain |
hızlı | faster |
harekete | action |
TR Güçlü kalın, hafif yüklenin. Fit Gear, doğrudan odanıza seçkin teçhizat -yeni ve harekete hazır- teslim eder.
EN Stay strong, and pack light. Fit Gear delivers premium gear—fresh and ready to move—directly to your room.
Türk | Iňlis |
---|---|
fit | fit |
gear | gear |
doğrudan | directly |
ve | and |
teslim | delivers |
TR Güçlü kalın, hafif yüklenin. Fit Gear, doğrudan odanıza seçkin teçhizat -yeni ve harekete hazır- teslim eder.
EN Stay strong, and pack light. Fit Gear delivers premium gear—fresh and ready to move—directly to your room.
Türk | Iňlis |
---|---|
fit | fit |
gear | gear |
doğrudan | directly |
ve | and |
teslim | delivers |
TR Güçlü kalın, hafif yüklenin. Fit Gear, doğrudan odanıza seçkin teçhizat -yeni ve harekete hazır- teslim eder.
EN Stay strong, and pack light. Fit Gear delivers premium gear—fresh and ready to move—directly to your room.
Türk | Iňlis |
---|---|
fit | fit |
gear | gear |
doğrudan | directly |
ve | and |
teslim | delivers |
TR Güçlü kalın, hafif yüklenin. Fit Gear, doğrudan odanıza seçkin teçhizat -yeni ve harekete hazır- teslim eder.
EN Stay strong, and pack light. Fit Gear delivers premium gear—fresh and ready to move—directly to your room.
Türk | Iňlis |
---|---|
fit | fit |
gear | gear |
doğrudan | directly |
ve | and |
teslim | delivers |
TR Güçlü kalın, hafif yüklenin. Fit Gear, doğrudan odanıza seçkin teçhizat -yeni ve harekete hazır- teslim eder.
EN Stay strong, and pack light. Fit Gear delivers premium gear—fresh and ready to move—directly to your room.
Türk | Iňlis |
---|---|
fit | fit |
gear | gear |
doğrudan | directly |
ve | and |
teslim | delivers |
TR Güçlü kalın, hafif yüklenin. Fit Gear, doğrudan odanıza seçkin teçhizat -yeni ve harekete hazır- teslim eder.
EN Stay strong, and pack light. Fit Gear delivers premium gear—fresh and ready to move—directly to your room.
Türk | Iňlis |
---|---|
fit | fit |
gear | gear |
doğrudan | directly |
ve | and |
teslim | delivers |
TR Güçlü kalın, hafif yüklenin. Fit Gear, doğrudan odanıza seçkin teçhizat -yeni ve harekete hazır- teslim eder.
EN Stay strong, and pack light. Fit Gear delivers premium gear—fresh and ready to move—directly to your room.
Türk | Iňlis |
---|---|
fit | fit |
gear | gear |
doğrudan | directly |
ve | and |
teslim | delivers |
TR Güçlü kalın, hafif yüklenin. Fit Gear, doğrudan odanıza seçkin teçhizat -yeni ve harekete hazır- teslim eder.
EN Stay strong, and pack light. Fit Gear delivers premium gear—fresh and ready to move—directly to your room.
Türk | Iňlis |
---|---|
fit | fit |
gear | gear |
doğrudan | directly |
ve | and |
teslim | delivers |
TR Güçlü kalın, hafif yüklenin. Fit Gear, doğrudan odanıza seçkin teçhizat -yeni ve harekete hazır- teslim eder.
EN Stay strong, and pack light. Fit Gear delivers premium gear—fresh and ready to move—directly to your room.
Türk | Iňlis |
---|---|
fit | fit |
gear | gear |
doğrudan | directly |
ve | and |
teslim | delivers |
TR Güçlü kalın, hafif yüklenin. Fit Gear, doğrudan odanıza seçkin teçhizat -yeni ve harekete hazır- teslim eder.
EN Stay strong, and pack light. Fit Gear delivers premium gear—fresh and ready to move—directly to your room.
Türk | Iňlis |
---|---|
fit | fit |
gear | gear |
doğrudan | directly |
ve | and |
teslim | delivers |
TR Güçlü kalın, hafif yüklenin. Fit Gear, doğrudan odanıza seçkin teçhizat -yeni ve harekete hazır- teslim eder.
EN Stay strong, and pack light. Fit Gear delivers premium gear—fresh and ready to move—directly to your room.
Türk | Iňlis |
---|---|
fit | fit |
gear | gear |
doğrudan | directly |
ve | and |
teslim | delivers |
TR Harekete geçirici mesaj düğmenizin üzerine gelin, ürününüz veya hizmetinizle alakalı bir illüstrasyonu canlandırın ve daha fazlasını yapın
EN Point to your call-to-action button, animate an illustration that’s relevant to your product or service, and more
Türk | Iňlis |
---|---|
harekete | action |
veya | or |
alakalı | relevant |
TR Bunu fark etmem pek çok şeyi harekete geçirdi, çünkü “hayatta kalmak” için ne yapmanız gerektiğini görebilmek amacıyla çevrenizi mükemmel bir şekilde incelemeyi öğreniyorsunuz
EN This got the ball rolling in many respects, as it taught me to study my environment very carefully so as to know what I had to do to “survive”
Türk | Iňlis |
---|---|
yapmanız | to do |
TR Sizi harekete geçiren neden her ne ise; ister kendi üstlendiğiniz sosyal sorumluluk, ister konudan duyduğunuz heyecan, ya da bir ilham arayışı… Her neden geçerli.
EN No matter what reason moves you – your commitment, enthusiasm for the issue or the search for inspiration – every motivation counts.
{Totalresult} terjimeleriniň 50 görkezmek