EN And sometimes, you don’t want them to be—manufacturers sometimes set ridiculously high parts prices to discourage repair
EN And sometimes, you don’t want them to be—manufacturers sometimes set ridiculously high parts prices to discourage repair
TR Üstelik bazen kullanmasanız daha iyi bile olur— bazı durumlarda üreticiler onarım yapılmasının önüne geçmek için parçaları çok yüksek fiyatlarla satar
EN Being a humanitarian worker sometimes means supporting empowerment of an individual while sometimes it means striving to keep a soul alive
TR İnsani yardım çalışanı olmak; bazen bir bireyin güçlenmesine destek olmak, bazen de sadece bir canı hayatta tutabilmek için didinmek demek
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
sometimes | bazen |
means | demek |
supporting | destek |
of | in |
a | bir |
to | için |
EN Being a humanitarian worker sometimes means supporting empowerment of an individual while sometimes it means striving to keep a soul alive
TR İnsani yardım çalışanı olmak; bazen bir bireyin güçlenmesine destek olmak, bazen de sadece bir canı hayatta tutabilmek için didinmek demek
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
sometimes | bazen |
means | demek |
supporting | destek |
of | in |
a | bir |
to | için |
EN Sometimes I think of myself when I was younger and needed strength to get out of my addiction, and sometimes I think of other members, possibly such as you who are reading this
TR Bazen kendimi daha gençken ve bağımlılığımdan kurtulmak için güce ihtiyacım olduğunu düşünüyorum ve bazen de muhtemelen sizin gibi bunu okuyan diğer üyeleri düşünüyorum
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
sometimes | bazen |
members | üyeleri |
other | diğer |
and | ve |
out | de |
to | için |
of | in |
as | gibi |
EN Being a humanitarian worker sometimes means supporting empowerment of an individual while sometimes it means striving to keep a soul alive
TR İnsani yardım çalışanı olmak; bazen bir bireyin güçlenmesine destek olmak, bazen de sadece bir canı hayatta tutabilmek için didinmek demek
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
sometimes | bazen |
means | demek |
supporting | destek |
of | in |
a | bir |
to | için |
EN Being a humanitarian worker sometimes means supporting empowerment of an individual while sometimes it means striving to keep a soul alive
TR Muhammed, pandemi döneminde ihtiyaç sahiplerine destek olabilmek için başlattığımız kısa dönemli istihdam projemizin Adana’daki katılımcılarından biri
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
supporting | destek |
to | için |
EN “Sometimes the focus is on concrete problems in a neighbourhood, sometimes on issues that affect society as a whole, such as food waste,” says Silja Flach, who manages the programme
TR „Kısmen mahalledeki somut problemler konu oluyor, bazen -gıda israfı gibi- tüm toplumu ilgilendiren konular“, diyor program sorumlusu Silja Flach
EN All knowledge begins as uncommon — unrecognised, undervalued and sometimes unaccepted.
TR Bütün bilgiler başta zor bulunur — tanınması zordur, değer verilmez ve bazen kabul edilmez.
EN Being a humanitarian worker sometimes means supporting empowerment of an...
TR Şanlıurfa’da sürdürdüğümüz ‘Kız Çocuklarını Güçlendirme...
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
of | ın |
EN Likewise, you may sometimes find links on Last.fm to other websites; Last.fm cannot be held responsible for the content of those sites
TR Benzer şekilde bazen Last.fm'de diğer web sitelerine ait bağlantılar bulabilirsin; Last.fm bu sitelerin içeriğinden sorumlu tutulamaz
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
sometimes | bazen |
responsible | sorumlu |
last | last |
other | diğer |
websites | web |
the | şekilde |
sites | sitelerin |
links | bağlantılar |
those | bu |
EN The tools collect data according to their algorithms, and sometimes, the numerical values may differ slightly.
TR Araçlar, algoritmalarına göre veri toplar ve bazen sayısal değerler biraz farklılık gösterebilir.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
data | veri |
algorithms | algoritmaları |
sometimes | bazen |
values | değerler |
slightly | biraz |
tools | araçlar |
and | ve |
EN Sometimes the best way to learn about a new crypto project is to own some
TR Bazen yeni bir kripto projesi hakkında bilgi edinmenin en iyi yolu, ondan bir miktar edinmektir
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
sometimes | bazen |
way | yolu |
learn | bilgi |
crypto | kripto |
project | projesi |
about | hakkında |
a | bir |
best | en |
new | yeni bir |
EN Not all parts or sellers are created equal. And sometimes it’s hard to tell apart the good, the bad, and the inconsistent. We’ve spent more than a decade vetting sources and suppliers.
TR Tüm parçalar ya da satıcılar eşit olarak yaratılmamıştır. Üstelik zaman zaman iyiyi, kötüyü ve güvenilmez olanı ayırmak da zordur. On yıldan uzun bir süredir kaynakları ve tedarikçileri değerlendirme olanağına sahip olduk.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
parts | parçalar |
bad | kötü |
sources | kaynakları |
and | ve |
its | olan |
all | tüm |
equal | eşit |
more | de |
a | bir |
EN Sometimes OEM (Original Equipment Manufacturer) parts are available, but many manufacturer parts just aren’t available—to anyone
TR Zaman zaman OEM (Orijinal Malzeme Üreticisi) parçalar mevcut olmakla birlikte, çoğu orijinal parça herkes için erişilebilir değildir
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
original | orijinal |
many | çoğu |
parts | parçalar |
available | erişilebilir |
are | mevcut |
to | için |
EN Sometimes you don't want to share the entire transcript with co-workers or friends. Crystal shows you how to create short sharable clips from your transcript.
TR Bazen tüm transkripti iş arkadaşlarınızla ya da arkadaşlarla paylaşmak istemezsiniz. Crystal, transkriptinizden kısa paylaşılabilir klipleri nasıl oluşturacağınızı gösterir.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
sometimes | bazen |
transcript | transkripti |
friends | arkadaşlar |
shows | gösterir |
short | kısa |
clips | klipleri |
crystal | crystal |
to share | paylaşmak |
how | nasıl |
EN Our usage regularly takes us far into the night, and sometimes we can only fall asleep only when we pass out
TR Kullanımımız düzenli olarak bizi gecenin çok ilerisine götürür ve bazen sadece bayıldığımızda uykuya dalabiliriz
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
sometimes | bazen |
and | ve |
us | bizi |
usage | kullanım |
regularly | düzenli olarak |
EN Moreover, sometimes I needed to make an exception and I looked up the password—at moments that I decided of course
TR Üstelik bazen bir istisna yapmam gerekti ve şifreyi aradım - elbette karar verdiğim anlarda
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
sometimes | bazen |
exception | istisna |
and | ve |
EN Sometimes after my family had gone to sleep, I would wake up and go on the computer until dawn, before getting back in bed and then pretending I was sick
TR Bazen ailem uyuduktan sonra uyanır ve sabaha kadar bilgisayarın başına geçer, sonra yatağa geri döner ve sonra hastaymışım gibi davranırdım
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
sometimes | bazen |
computer | bilgisayar |
and | ve |
to | geri |
the | sonra |
EN Sometimes on weekends or holidays, these binges could last for multiple days.One summer in particular I?d gotten a scholarship to work on an independent project and I just couldn?t stop watching videos
TR Bazen hafta sonları veya tatil günlerinde bu alemler birkaç gün sürebilir.Özellikle bir yaz, bağımsız bir projede çalışmak için burs kazanmıştım ve videoları izlemeden duramıyordum
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
sometimes | bazen |
weekends | hafta |
holidays | tatil |
summer | yaz |
independent | bağımsız |
project | projede |
these | bu |
and | ve |
videos | videoları |
or | veya |
multiple | bir |
a | birkaç |
work | çalışmak |
EN Sometimes even professional designers fail to deliver you the result you wanted
TR Bazen profesyonel tasarımcılar bile arzu ettiğiniz sonucu size sağlama konusunda başarısız olabilirler
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
sometimes | bazen |
professional | profesyonel |
designers | tasarımcılar |
fail | başarısız |
result | sonucu |
the | size |
EN Sometimes two clicks are all you need to create a video – Fastreel makes it possible. Thanks to the intuitive interface, all the features and functions are easy to use.
TR Bazen bir video oluşturmak için tek ihtiyacınız iki tıklamadır – Fastreel bunu mümkün kılar. Programın sezgisel arayüzü sayesinde tüm özelliklerin ve işlevlerin kullanımı kolaydır.
EN Approval from the admins might sometimes be required for a Facebook user to join a group.How Do You Start a New Group? From the main Facebook menu, select ?Group? and then ?Create.? You will then be able to choose the basic settings for your group
TR Her zaman dilediğiniz sayfaya onay olmaksızın giremezsiniz.Nasıl Kurulur? Facebook menüsü içinde ?Yeni Biri Grup Oluştur? butonuna tıklayın ve grupla alalı temel ayarlarınızı gerçekleştirin
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
approval | onay |
select | tıklayın |
create | oluştur |
new | yeni |
group | grup |
and | ve |
menu | menü |
how | nasıl |
EN However, even when the settings are the same, the rankings can sometimes change throughout the day, so you can see only the new updated position
TR Ayarlar aynı olsa bile, bazen sıralamalar gün içinde değişebilir, böylece sadece yeni güncellenmiş konumu görebilirsiniz
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
settings | ayarlar |
sometimes | bazen |
position | konumu |
so | böylece |
new | yeni |
even | bile |
you can see | görebilirsiniz |
throughout | içinde |
the | aynı |
day | gün |
only | sadece |
EN Being a humanitarian worker sometimes means supporting empowerment of an...
TR Hayata Destek Direktörü Sema Genel Karaosmanoğlu, Taliban’ın yönetimi...
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
supporting | destek |
of | ın |
EN Muhammed is disabled from birth and mentions that in many cities, but especially in Adana he had serious problems finding a job due to the approach towards his disability: “People look down on me and sometimes it becomes hard to work with someone
TR Doğuştan engelli olan Muhammed, pek çok şehirde ama özellikle Adana’da engeline yönelik yaklaşım yüzünden iş bulmada büyük sıkıntı yaşadığını belirtiyor: “Millet üstten bakıyor bana, biriyle çalışmak çok zor geliyor bazen
EN Muhammed is disabled from birth and mentions that in many cities, but especially in Adana he had serious problems finding a job due to the approach towards his disability: “People look down on me and sometimes it becomes hard to work with someone
TR Doğuştan engelli olan Muhammed, pek çok şehirde ama özellikle Adana’da engeline yönelik yaklaşım yüzünden iş bulmada büyük sıkıntı yaşadığını belirtiyor: “Millet üstten bakıyor bana, biriyle çalışmak çok zor geliyor bazen
EN Getting Elon Musk's name into headlines seems to be a top strategy across the internet, and sometimes he engages.
TR 2021'in yıldızları ortaya çıktı.
EN Even we sometimes forget to follow all of them, or go back and re-edit something if needed
TR Biz bile bazen bunların hepsine uymayı unutuyoruz veya geri dönüp gerekliyse bazen yeniden düzenliyoruz
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
sometimes | bazen |
or | veya |
re | yeniden |
we | biz |
to | geri |
even | bile |
EN Sometimes big specs come in small packages, and that's certainly the case here. We grabbed both the US and EU models so as not to miss anything:
TR Bazen büyük özellikler küçük paketler halinde gelir ve burda da tam olarak bu yaşanıyor. Hiçbir şeyden eksik kalmamak için hem ABD hem de Avrupa modellerini söküyoruz:
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
sometimes | bazen |
big | büyük |
small | küçük |
packages | paketler |
models | modellerini |
eu | avrupa |
us | abd |
and | ve |
both | de |
come | bu |
in | da |
to | için |
EN Sometimes, this domain you dream of, may have been registered by others
TR Bazen hayal ettiğiniz bu alan adı başkası tarafından tescil edilmiş olabilir
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
sometimes | bazen |
dream | hayal |
this | bu |
by | tarafından |
domain | alan |
EN Sometimes, applause is just not enough.
TR Bazen, sadece alkış yeterli değildir.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
sometimes | bazen |
not | değildir |
enough | yeterli |
just | sadece |
EN You sometimes can't even give your software away
TR Başka birisine hediye edemezsin
EN At the same time, standards by the Financial Action Task Force (FATF) which governments apply, are sometimes misused to harm civil society
TR Aynı zamanda, hükümetlerin uyguladığı Mali Eylem Görev Gücü (FATF) standartları, bazen sivil topluma zarar vermek için kötüye kullanılıyor
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
time | zamanda |
financial | mali |
action | eylem |
task | görev |
sometimes | bazen |
harm | zarar |
civil | sivil |
society | topluma |
standards | standartları |
are | vermek |
to | için |
the | aynı |
EN First, need to create rows and columns with online items however sometimes web development data displayed their own page template
TR İlk olarak, çevrimiçi öğelerle satırlar ve sütunlar oluşturmanız gerekir, ancak bazen web geliştirme verileri kendi sayfa şablonlarını görüntüler
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
sometimes | bazen |
development | geliştirme |
data | verileri |
online | çevrimiçi |
page | sayfa |
web | web |
and | ve |
however | ancak |
to | olarak |
EN Sometimes you can find information, that the WordPress theme is under construction and it means, that you will be able to download the layout after several times.
TR Bazen, WordPress temasının yapım aşamasında olduğu ve bu, düzeni birkaç kez indirebileceğiniz anlamına gelir.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
sometimes | bazen |
is | olduğu |
construction | yapı |
layout | düzeni |
times | kez |
wordpress | wordpress |
will | gelir |
and | ve |
EN With busy diaries and hectic schedules, it can sometimes be tricky to eat the way we know we should
TR Yoğun gündem ve işlerin üst üste bindiği takvimlerimiz nedeniyle takip etmemiz gerektiğini bildiğimiz beslenme tarzına uymak bazen güç olabilir
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
and | ve |
sometimes | bazen |
should | gerektiğini |
be | olabilir |
to | üst |
EN All knowledge begins as uncommon — unrecognised, undervalued and sometimes unaccepted.
TR Bütün bilgiler başta zor bulunur — tanınması zordur, değer verilmez ve bazen kabul edilmez.
EN Being a humanitarian worker sometimes means supporting empowerment of an...
TR Afgan Dayanışma Dernekleri Anlatıyor: Zorluklara Rağmen...
EN Being a humanitarian worker sometimes means supporting empowerment of an...
TR Afgan Dayanışma Dernekleri Anlatıyor: Zorluklara Rağmen...
EN Muhammed is disabled from birth and mentions that in many cities, but especially in Adana he had serious problems finding a job due to the approach towards his disability: “People look down on me and sometimes it becomes hard to work with someone
TR Doğuştan engelli olan Muhammed, pek çok şehirde ama özellikle Adana’da engeline yönelik yaklaşım yüzünden iş bulmada büyük sıkıntı yaşadığını belirtiyor: “Millet üstten bakıyor bana, biriyle çalışmak çok zor geliyor bazen
EN Muhammed is disabled from birth and mentions that in many cities, but especially in Adana he had serious problems finding a job due to the approach towards his disability: “People look down on me and sometimes it becomes hard to work with someone
TR Doğuştan engelli olan Muhammed, pek çok şehirde ama özellikle Adana’da engeline yönelik yaklaşım yüzünden iş bulmada büyük sıkıntı yaşadığını belirtiyor: “Millet üstten bakıyor bana, biriyle çalışmak çok zor geliyor bazen
EN Learn how to install the Apache web server with PHP and MySQL support on your Amazon Linux instance (sometimes called a LAMP web server or LAMP stack) with this step-by-step tutorial
TR Bu adım adım öğretici ile Amazon Linux bulut sunucunuza PHP ve MySQL desteğine sahip Apache web sunucusunu (bazen LAMP web sunucusu veya LAMP yığını olarak adlandırılır) yüklemeyi öğrenin
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
apache | apache |
web | web |
php | php |
mysql | mysql |
amazon | amazon |
linux | linux |
sometimes | bazen |
tutorial | öğretici |
this | bu |
step | adım |
to | sahip |
or | veya |
with | ile |
EN However, even when the settings are the same, the rankings can sometimes change throughout the day, so you can see only the new updated position
TR Ayarlar aynı olsa bile, bazen sıralamalar gün içinde değişebilir, böylece sadece yeni güncellenmiş konumu görebilirsiniz
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
settings | ayarlar |
sometimes | bazen |
position | konumu |
so | böylece |
new | yeni |
even | bile |
you can see | görebilirsiniz |
throughout | içinde |
the | aynı |
day | gün |
only | sadece |
EN Sometimes big specs come in small packages, and that's certainly the case here. We grabbed both the US and EU models so as not to miss anything:
TR Bazen büyük özellikler küçük paketler halinde gelir ve burda da tam olarak bu yaşanıyor. Hiçbir şeyden eksik kalmamak için hem ABD hem de Avrupa modellerini söküyoruz:
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
sometimes | bazen |
big | büyük |
small | küçük |
packages | paketler |
models | modellerini |
eu | avrupa |
us | abd |
and | ve |
both | de |
come | bu |
in | da |
to | için |
EN Sometimes, this domain you dream of, may have been registered by others
TR Bazen hayal ettiğiniz bu alan adı başkası tarafından tescil edilmiş olabilir
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
sometimes | bazen |
dream | hayal |
this | bu |
by | tarafından |
domain | alan |
EN Sometimes two clicks are all you need to create a video – Fastreel makes it possible. Thanks to the intuitive interface, all the features and functions are easy to use.
TR Bazen bir video oluşturmak için tek ihtiyacınız iki tıklamadır – Fastreel bunu mümkün kılar. Programın sezgisel arayüzü sayesinde tüm özelliklerin ve işlevlerin kullanımı kolaydır.
EN Sometimes, applause is just not enough.
TR Bazen, sadece alkış yeterli değildir.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
sometimes | bazen |
not | değildir |
enough | yeterli |
just | sadece |
EN Sometimes, applause is just not enough.
TR Bazen, sadece alkış yeterli değildir.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
sometimes | bazen |
not | değildir |
enough | yeterli |
just | sadece |
EN Sometimes, applause is just not enough.
TR Bazen, sadece alkış yeterli değildir.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
sometimes | bazen |
not | değildir |
enough | yeterli |
just | sadece |
EN Sometimes, applause is just not enough.
TR Bazen, sadece alkış yeterli değildir.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
sometimes | bazen |
not | değildir |
enough | yeterli |
just | sadece |
กำลังแสดงคำแปล 50 จาก 50 รายการ