EN The resulting recommendations were meant to sum up how to proceed in a transparent way and on the basis of consistent and ethically justifiable principles and processes.
ஆங்கிலம் இல் உள்ள "meant we were" பின்வரும் துருக்கிய சொற்கள்/வாக்கியங்களில் மொழிபெயர்க்கலாம்:
EN The resulting recommendations were meant to sum up how to proceed in a transparent way and on the basis of consistent and ethically justifiable principles and processes.
TR Bu bağlamda hazırladığımız tavsiyeler karar sürecini şeffaf, ortak ve etik açıdan temellendirilebilir prensip ve uygulama süreçlerine dayandırmayı amaçlıyor.
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
a | a |
processes | süreçlerine |
transparent | şeffaf |
and | ve |
were | bu |
EN We were living a safe and quiet life in our country. I was working as a teacher and my husband was working as a taxi driver. My children were going to the school and I had good relations with my neighbors. Our lives were just going by.
TR Memleketimde güvenli ve sakin bir hayat yaşıyorduk. Ben, senelerdir öğretmenlik yapıyordum; eşim de taksi şoförü olarak çalışıyordu. Çocuklarım okullarına gidip geliyordu; komşularımla iyi geçiniyordum. Akıp gidiyordu hayatımız.
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
my | mı |
good | iyi |
i | ben |
and | ve |
life | hayat |
a | bir |
to | güvenli |
EN We were living a safe and quiet life in our country. I was working as a teacher and my husband was working as a taxi driver. My children were going to the school and I had good relations with my neighbors. Our lives were just going by.
TR Memleketimde güvenli ve sakin bir hayat yaşıyorduk. Ben, senelerdir öğretmenlik yapıyordum; eşim de taksi şoförü olarak çalışıyordu. Çocuklarım okullarına gidip geliyordu; komşularımla iyi geçiniyordum. Akıp gidiyordu hayatımız.
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
my | mı |
good | iyi |
i | ben |
and | ve |
life | hayat |
a | bir |
to | güvenli |
EN "We were pleasantly surprised when we started using Hexnode. Its a phenomenal piece of software and we were able to take on very large clients that were looking for reliable UEM solution for their Samsung devices."
TR "Hexnode kullanmaya başladığımızda çok şaşırdık. Olağanüstü bir yazılım parçası ve Samsung cihazları için güvenilir MDM çözümü arayan çok büyük müşterileri alabildik."
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
software | yazılım |
samsung | samsung |
devices | cihazlar |
hexnode | hexnode |
solution | çözümü |
large | büyük |
using | kullanmaya |
of | parçası |
its | in |
and | ve |
a | bir |
reliable | güvenilir |
EN We were living a safe and quiet life in our country. I was working as a teacher and my husband was working as a taxi driver. My children were going to the school and I had good relations with my neighbors. Our lives were just going by.
TR Memleketimde güvenli ve sakin bir hayat yaşıyorduk. Ben, senelerdir öğretmenlik yapıyordum; eşim de taksi şoförü olarak çalışıyordu. Çocuklarım okullarına gidip geliyordu; komşularımla iyi geçiniyordum. Akıp gidiyordu hayatımız.
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
my | mı |
good | iyi |
i | ben |
and | ve |
life | hayat |
a | bir |
to | güvenli |
EN We were living a safe and quiet life in our country. I was working as a teacher and my husband was working as a taxi driver. My children were going to the school and I had good relations with my neighbors. Our lives were just going by.
TR Memleketimde güvenli ve sakin bir hayat yaşıyorduk. Ben, senelerdir öğretmenlik yapıyordum; eşim de taksi şoförü olarak çalışıyordu. Çocuklarım okullarına gidip geliyordu; komşularımla iyi geçiniyordum. Akıp gidiyordu hayatımız.
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
my | mı |
good | iyi |
i | ben |
and | ve |
life | hayat |
a | bir |
to | güvenli |
EN "We were pleasantly surprised when we started using Hexnode. Its a phenomenal piece of software and we were able to take on very large clients that were looking for reliable UEM solution for their Samsung devices."
TR "Hexnode kullanmaya başladığımızda çok şaşırdık. Olağanüstü bir yazılım parçası ve Samsung cihazları için güvenilir MDM çözümü arayan çok büyük müşterileri alabildik."
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
software | yazılım |
samsung | samsung |
devices | cihazlar |
hexnode | hexnode |
solution | çözümü |
large | büyük |
using | kullanmaya |
of | parçası |
its | in |
and | ve |
a | bir |
reliable | güvenilir |
EN But it wasn?t so clear to me what being sober from the internet even meant
TR Ama internetten ayık olmanın ne anlama geldiği bile benim için o kadar net değildi
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
me | benim |
what | ne |
clear | net |
but | ama |
EN Kanban boards are meant to be tailored to your team's unique process and can evolve with your team as it matures.
TR Kanban panoları, ekibinizin kültürüne göre şekillenebilir ve olgunlaştıkça ekibinizle birlikte gelişebilir.
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
kanban | kanban |
your team | ekibinizin |
with your team | ekibinizle |
can | ne |
and | ve |
EN Kanban boards are meant to be tailored to your team's unique process and can evolve with your team as it matures
TR Kanban panoları, ekibinizin kültürüne göre şekillenebilir ve olgunlaştıkça ekibinizle birlikte gelişebilir
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
kanban | kanban |
your team | ekibinizin |
with your team | ekibinizle |
can | ne |
and | ve |
EN If you’ve been on a free plan or trial, then you’re still eligible to use a Alastyr coupon code, but since users don’t typically sign up more than once, Alastyr coupon codes are meant for newly-registered users
TR Ücretsiz plan veya deneme sürümü kullandıysanız, Alastyr kupon kodundan yararlanabilirsiniz
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
plan | plan |
trial | deneme |
or | veya |
EN Taking over an account of this size and within a highly competitive retail segment meant preparing a detailed short-, mid- and long-term strategy, and a lot of pre-analysis plus a perfectly synced team working with all parties involved
TR Bu boyutta ve perakende segmentinde oldukça rekabetçi bir hesaba sahip olmak; kısa, orta ve uzun vadeli bir strateji hazırlamayı, birçok ön analiz ve tüm taraflarla mükemmel bir şekilde senkronize edilmiş bir ekip ile mümkündü
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
account | hesaba |
competitive | rekabetçi |
retail | perakende |
strategy | strateji |
parties | taraflarla |
short | kısa |
mid | orta |
long | uzun |
term | vadeli |
analysis | analiz |
team | ekip |
this | bu |
all | tüm |
and | ve |
lot | çok |
perfectly | mükemmel bir şekilde |
a | bir |
EN A custom designed headset hanger/stand, engineered to work with all existing SteelSeries headset types. Display your SteelSeries headset with style, the way it was meant to be seen!
TR Mevcut tüm SteelSeries kulaklıklarıyla çalışmak üzere özel olarak tasarlanmış kulaklık standı. SteelSeries kulaklığınızın tarzını gösterin, gösterilmeyi hakettiği gibi!
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
headset | kulaklık |
style | tarz |
steelseries | steelseries |
designed | tasarlanmış |
all | tüm |
work | çalışmak |
EN Since the 1st of January 2021, new UK regulations meant that
TR İngiltere Brexit geçişinin bir parçası olarak, yeni yönetmeliklere göre, 1 Ocak
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
january | ocak |
new | yeni |
of | parçası |
EN Since the 1st of January 2021, new UK regulations meant that cables supplied into the
TR İngiltere Brexit geçişinin bir parçası olarak, yeni yönetmeliklere göre, 1 Ocak 2021 tarihinden itibaren ülkeye
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
january | ocak |
new | yeni |
of | parçası |
EN Alfa Romeo is an Italian luxury car manufacturer which was originally meant to produce and sell special Darracq models for Italy
TR Alfa Romeo, aslında İtalya için özel Darracq modelleri üretmek ve satmak için tasarlanmış bir İtalyan lüks otomobil üreticisidir
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
alfa | alfa |
romeo | romeo |
luxury | lüks |
car | otomobil |
sell | satmak |
models | modelleri |
and | ve |
EN The word “Feierabend” originally meant the evening before a public holiday
TR „Feierabend (paydos)“ sözcüğü aslında, bir tatil arifesinin akşamını tanımlar
EN Browse privately, the way it's meant to be
TR İnternette gizli bir şekilde gezinin
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
the | şekilde |
to | bir |
EN The features of Ranktracker are meant to make things easier
TR Ranktracker'ın özellikleri işleri kolaylaştırmak içindir
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
of | ın |
ranktracker | ranktracker |
easier | kolaylaştırmak |
features | özellikleri |
EN Don’t cheat. Our games are meant to be played outside on mobile devices and create adventures in the real world. Don’t deny yourself or someone else a fair gameplay experience by cheating.
TR Hile yapmayın. Oyunlarımız dışarı çıkıp mobil cihazlarda oynamanız ve gerçek dünyada macera yaşayabilmeniz için tasarlanmıştır. Hile yaparak kendinizi ve diğer oyuncuları adil bir oyun deneyiminden mahrum etmeyin.
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
mobile | mobil |
devices | cihazlarda |
real | gerçek |
world | dünyada |
fair | adil |
by | yaparak |
and | ve |
games | oyunlar |
yourself | bir |
a | oyun |
to | için |
EN We don’t have an API that gives access to data. Our REST API is meant for brokers who want to be supported on our trading platform.
TR Verilere erişim için bir API'miz yok. REST API işlem platformumuzda desteklenmek isteyen aracı kurumlar içindir.
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
api | api |
access | erişim |
data | verilere |
want | isteyen |
trading | işlem |
EN We don’t have an API that gives access to data. Our REST API is meant for brokers who want to be supported on our trading platform.
TR Verilere erişim için bir API'miz yok. REST API işlem platformumuzda desteklenmek isteyen aracı kurumlar içindir.
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
api | api |
access | erişim |
data | verilere |
want | isteyen |
trading | işlem |
EN We don’t have an API that gives access to data. Our REST API is meant for brokers who want to be supported on our trading platform.
TR Verilere erişim için bir API'miz yok. REST API işlem platformumuzda desteklenmek isteyen aracı kurumlar içindir.
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
api | api |
access | erişim |
data | verilere |
want | isteyen |
trading | işlem |
EN We don’t have an API that gives access to data. Our REST API is meant for brokers who want to be supported on our trading platform.
TR Verilere erişim için bir API'miz yok. REST API işlem platformumuzda desteklenmek isteyen aracı kurumlar içindir.
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
api | api |
access | erişim |
data | verilere |
want | isteyen |
trading | işlem |
EN We don’t have an API that gives access to data. Our REST API is meant for brokers who want to be supported on our trading platform.
TR Verilere erişim için bir API'miz yok. REST API işlem platformumuzda desteklenmek isteyen aracı kurumlar içindir.
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
api | api |
access | erişim |
data | verilere |
want | isteyen |
trading | işlem |
EN We don’t have an API that gives access to data. Our REST API is meant for brokers who want to be supported on our trading platform.
TR Verilere erişim için bir API'miz yok. REST API işlem platformumuzda desteklenmek isteyen aracı kurumlar içindir.
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
api | api |
access | erişim |
data | verilere |
want | isteyen |
trading | işlem |
EN We don’t have an API that gives access to data. Our REST API is meant for brokers who want to be supported on our trading platform.
TR Verilere erişim için bir API'miz yok. REST API işlem platformumuzda desteklenmek isteyen aracı kurumlar içindir.
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
api | api |
access | erişim |
data | verilere |
want | isteyen |
trading | işlem |
EN We don’t have an API that gives access to data. Our REST API is meant for brokers who want to be supported on our trading platform.
TR Verilere erişim için bir API'miz yok. REST API işlem platformumuzda desteklenmek isteyen aracı kurumlar içindir.
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
api | api |
access | erişim |
data | verilere |
want | isteyen |
trading | işlem |
EN Enabling PHP using the instructions below is meant for quickly setting up a local development environment
TR Aşağıdaki talimatları kullanarak PHP'yi etkin kılmak demek çabucak bir yerel geliştirme ortamına sahip olmak demektir
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
local | yerel |
development | geliştirme |
quickly | çabucak |
instructions | talimatları |
setting | ortam |
a | bir |
the | aşağıdaki |
using | kullanarak |
environment | ortamı |
EN That meant starting all over again – from the internship to the apprenticeship to the master’s degree and finally to having his own salon
TR Bu, stajyerlikten çıraklığa, ustalık unvanına ve nihayet kendi salonuna kadar her şeye yeniden başlamak anlamına geliyordu
EN Of our 2066 beneficiaries living in Istanbul, Mersin, Şanlıurfa, Mardin and Batman provinces, 1530 were women and 1851 were refugees
TR İstanbul, Mersin, Şanlıurfa, Mardin ve Batman illerinde yaşayan 2066 danışanımızın 1530’unu kadın ve 1851’ini mülteciler oluşturdu
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
of | ın |
living | yaşayan |
mersin | mersin |
mardin | mardin |
batman | batman |
women | kadın |
refugees | mülteciler |
and | ve |
EN In 2008, 104,685 assorted animal health screening tests were carried out, and 2,119 head earrings were inserted and registered. Number of licensed veterinarians in the district: 5
TR 2008 yılında 104.685 muhtelif hayvan sağlık taramasından geçirilmiş, 2.119 baş sığıra kulak küpesi takılarak tescil işlemi tamamlanmıştır. İlçedeki ruhsatlı serbest veteriner hekim sayısı : 5
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
in | yılında |
animal | hayvan |
health | sağlık |
head | baş |
EN How to check a websites traffic? View the traffic jumps, analyze which moments were good and what they were related to.
TR Bir web sitesi trafiği nasıl kontrol edilir? Trafik sıçramalarını görüntüleyin, hangi anların iyi olduğunu ve nelerle ilişkili olduğunu analiz edin.
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
view | görüntüleyin |
analyze | analiz |
moments | anları |
good | iyi |
websites | web |
traffic | trafik |
and | ve |
a | bir |
how | nasıl |
EN Of our 2066 beneficiaries living in Istanbul, Mersin, Şanlıurfa, Mardin and Batman provinces, 1530 were women and 1851 were refugees
TR İstanbul, Mersin, Şanlıurfa, Mardin ve Batman illerinde yaşayan 2066 danışanımızın 1530’unu kadın ve 1851’ini mülteciler oluşturdu
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
of | ın |
living | yaşayan |
mersin | mersin |
mardin | mardin |
batman | batman |
women | kadın |
refugees | mülteciler |
and | ve |
EN With this tool we were able to find high potential keywords for Oleg Cassini, we could see how competitors were performing for these keywords and it gave us hints on how we could improve our rankings on these specific keywords.
TR SEOMonitor sayesinde, Oleg Cassini’nin yükselmesini sağlayacak potansiyele sahip birçok kelime keşfettik ve aynı zamanda rakiplerin bu kelimelerdeki performansının nasıl olduğunu da görebildik.
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
competitors | rakiplerin |
performing | performans |
high | çok |
and | ve |
this | bu |
it | olduğunu |
how | nasıl |
EN 22 journalists were dismissed during the protests, 37 were forced to resign
TR Gezi Direnişi sırasında 22 gazeteci işten çıkarıldı, 37 gazeteci ise istifaya zorlandı
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
during | sırasında |
the | ise |
EN As of September 31, 2020, of the 15 thousand 148 press card holders, only 25 percent were women journalists while 75 percent of press card holders were men.
TR Türkiye’de 31 Aralık 2020 itibariyle 15 bin 148 basın kartı sahibinden yalnızca yüzde 25’i kadın gazeteci. Basın kartı sahibi olan yüzde 75’lik kesim ise erkek gazetecilerden oluşuyor.
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
of | ın |
press | basın |
percent | yüzde |
were | olan |
women | kadın |
men | erkek |
as of | itibariyle |
the | ise |
only | yalnızca |
EN Wunder was implementing several different VPN solutions in various countries where employees worked from - some of which were commercially managed, while others were self-managed
TR Wunder, çalışanlarının faailyetlerini yürüttüğü çeşitli ülkelerde VPN çözümleri entegre etmeye çalışıyordu - bir kısmı ticari olarak yönetilen diğerleriyse kendini yöneten çözümlerdi
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
vpn | vpn |
managed | yönetilen |
countries | ülkelerde |
solutions | çözümleri |
self | kendini |
different | bir |
various | çeşitli |
which | e |
EN Of our 2066 beneficiaries living in Istanbul, Mersin, Şanlıurfa, Mardin and Batman provinces, 1530 were women and 1851 were refugees
TR İstanbul, Mersin, Şanlıurfa, Mardin ve Batman illerinde yaşayan 2066 danışanımızın 1530’unu kadın ve 1851’ini mülteciler oluşturdu
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
of | ın |
living | yaşayan |
mersin | mersin |
mardin | mardin |
batman | batman |
women | kadın |
refugees | mülteciler |
and | ve |
EN Of our 2066 beneficiaries living in Istanbul, Mersin, Şanlıurfa, Mardin and Batman provinces, 1530 were women and 1851 were refugees
TR İstanbul, Mersin, Şanlıurfa, Mardin ve Batman illerinde yaşayan 2066 danışanımızın 1530’unu kadın ve 1851’ini mülteciler oluşturdu
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
of | ın |
living | yaşayan |
mersin | mersin |
mardin | mardin |
batman | batman |
women | kadın |
refugees | mülteciler |
and | ve |
EN In 2008, 104,685 assorted animal health screening tests were carried out, and 2,119 head earrings were inserted and registered. Number of licensed veterinarians in the district: 5
TR 2008 yılında 104.685 muhtelif hayvan sağlık taramasından geçirilmiş, 2.119 baş sığıra kulak küpesi takılarak tescil işlemi tamamlanmıştır. İlçedeki ruhsatlı serbest veteriner hekim sayısı : 5
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
in | yılında |
animal | hayvan |
health | sağlık |
head | baş |
EN At the first stage, all currently existing databases and press lists were examined, and provincial-based special web searches were carried out to identify existing institutions that serve as a reference for the local media space in Turkey
TR İlk etapta, Türkiye’deki yerel medya uzayına dair referans teşkil eden mevcut kurumların saptanması için güncelde var olan tüm veritabanları ve basın listeleri incelendi, il bazlı özel web taramaları yürütüldü
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
lists | listeleri |
reference | referans |
space | uzay |
databases | veritabanları |
based | bazlı |
local | yerel |
media | medya |
press | basın |
web | web |
and | ve |
institutions | kurumlar |
all | tüm |
EN What were your first steps in the media world? I realised early on that I was interested in things that most boys of my age were not particularly in to
TR Medya dünyasına attığın ilk adımlar nasıl gerçekleşti? Benim yaşımdaki erkek çocuklarının kesinlikle ilgilenmediği şeylerle ilgilendiğimi çok erken fark ettim
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
steps | adımlar |
world | dünyasına |
media | medya |
early | erken |
first | ilk |
to | nasıl |
my | benim |
EN In many countries we were among the few who were allowed to travel at all
TR Ülkelerin çoğunda seyahat etmesine izin verilen bir azınlık arasındaydık
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
allowed | izin |
travel | seyahat |
to | etmesine |
among | bir |
EN Cocteau Twins were a Scottish band active from 1979 to 1997. They were formed in Grangemouth by Robin Guthrie (guitars, drum machine) and Will Heggie (bass), adding Elizabeth Fraser (vocals… read more
TR Post-Punk ve New Wave’in ortalığı kasıp kavurduğu günlerde kült grupların firması 4AD’den çıkan bir albüm “Garlands”…ve o albümün yaratıcıları Elizabet Fraser, Robin Guthrie ve Will Hegg… Devamını oku
EN I noticed that cravings that were triggered by stress were reduced, because I found another way to deal with that stress
TR Stres tarafından tetiklenen isteklerin azaldığını fark ettim çünkü bu stresle başa çıkmanın başka bir yolunu buldum
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
were | bu |
stress | stres |
another | başka |
way | yolunu |
by | tarafından |
to | bir |
because | çünkü |
EN The video was a perfect fit for our campaigns! All tasks were thoroughly discussed with us, and all assets were delivered on time
TR Video, kampanyalarımız için mükemmel bir uyuma sahipti! Tüm görevler bizimle kapsamlı bir şekilde görüşüldü ve tüm varlıklar zamanında teslim edildi
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
perfect | mükemmel |
tasks | görevler |
assets | varlıklar |
delivered | teslim |
time | zaman |
with us | bizimle |
on time | zamanında |
video | video |
all | tüm |
campaigns | kampanyalar |
and | ve |
for | için |
the | şekilde |
a | bir |
EN “[With Bifrost for Maya], we were able to get results that were photorealistic and that worked for our show.”
TR "[Maya için Bifrost ile], fotoğraf gerçekçiliğinde ve şovumuz için işe yarayan sonuçlar elde edebildik."
EN “[With Bifrost for Maya], we were able to get results that were photorealistic and that worked for our show.”
TR "[Maya için Bifrost ile], fotoğraf gerçekçiliğinde ve şovumuz için işe yarayan sonuçlar elde edebildik."
EN “[With Bifrost for Maya], we were able to get results that were photorealistic and that worked for our show.”
TR "[Maya için Bifrost ile], fotoğraf gerçekçiliğinde ve şovumuz için işe yarayan sonuçlar elde edebildik."
{Totalresult} மொழிபெயர்ப்புகளின் 50 ஐக் காட்டுகிறது