EN Trademarks in Turkey: Do I Have to Register My Mark to Make it Enforceable?
"mark to make" på engelsk kan översättas till följande Turkiska ord/fraser:
EN Trademarks in Turkey: Do I Have to Register My Mark to Make it Enforceable?
TR Sanal Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılması
EN Shibboleth is an implementation of SAML (Secure Assertion Mark-up Language) which allows secure authentication enabling users to log in using their institutional credentials. For customers, we support OpenAthens and SAML-based single log-on.
TR Shibboleth, kullanıcıların kurumsal oturum açma bilgilerini kullanarak oturum açmalarını sağlayan bir SAML (Güvenli Onaylama İşlemi İşaret Dili) uygulamasıdır. Müşteriler için OpenAthens ve SAML tabanlı tek oturum açmayı destekleriz.
engelsk | Turkiska |
---|---|
institutional | kurumsal |
customers | müşteriler |
log in | oturum |
we support | destekleriz |
based | tabanlı |
of | in |
and | ve |
using | kullanarak |
users | kullanıcılar |
EN There is some debate over the meaning of the original Elzevir printer’s mark that is still used as Elsevier’s logo today and features an old man standing beneath a vine-entwined elm tree
TR Orijinal Elzevir matbaa makinesinin üzerinde yer alan ve günümüzde hala Elsevier'in logosu olarak kullanılan, sarmaşıkların sardığı bir karaağacın altında duran adam işaretinin anlamıyla ilgili bazı tartışmalar bulunmaktadır
engelsk | Turkiska |
---|---|
original | orijinal |
logo | logosu |
man | adam |
beneath | altında |
today | günümüzde |
and | ve |
some | bazı |
meaning | bir |
of | yer |
used | kullanılan |
EN The mark, first introduced by Isaac Elzevir (son of Lowys) in 1620, was featured on all Elzevir works from that time forth.
TR İlk olarak 1620 yılında Isaac Elzevir (Lowys'in oğlu) tarafından kabul edilen bu arma, o tarihten itibaren Elzevir'in bütün işlerinin üzerinde yer almıştır.
engelsk | Turkiska |
---|---|
works | iş |
that | o |
all | bütün |
by | tarafından |
the | kabul |
on | üzerinde |
EN Authorship is a mark of credit but also of responsibility ? for both the content of the paper and the validity of the data within it
TR Yazarlık hem itibar simgesi, hem de makalenin içeriği ve içindeki verilerin geçerliliğiyle ilgili bir sorumluluktur
engelsk | Turkiska |
---|---|
content | içeriği |
data | verilerin |
and | ve |
both | de |
a | bir |
within | içindeki |
EN The General Court of the European Union Rendered a Decision for the First Time on the Registration of a Sound Mark
TR Avrupa Birliği Mahkemesi, İlk Defa Bir Ses Markasının Tescil İstemine Yönelik Bir Karar Verdi
engelsk | Turkiska |
---|---|
union | birliği |
decision | karar |
time | defa |
registration | tescil |
sound | ses |
a | bir |
european | avrupa |
EN Blink-182 is an American pop punk band formed in Poway, a suburb of San Diego, California in 1992. The band currently consists of bassist and vocalist Mark Hoppus, drummer Travis Barker, an… read more
TR Blink-182, Amerikan bir pop punk, punk rock grubu. 1992'de Tom DeLonge (vokal, elektro gitar), Mark Hoppus (vokal, bas gitar), Scott Raynor (davul) tarafından "blink" adıy… Devamını oku
EN Blink-182 is an American pop punk band formed in Poway, a suburb of San Diego, California in 1992. The band currently consists of bassist and vocalist Mark Hoppus, drummer Travis Barker, and guitarist and vocalist Matt Skiba. Blink-182… read more
TR Blink-182, Amerikan bir pop punk, punk rock grubu. 1992'de Tom DeLonge (vokal, elektro gitar), Mark Hoppus (vokal, bas gitar), Scott Raynor (davul) tarafından "blink" adıyla California'nın Poway şehrinde kuruldu.… Devamını oku
EN The band currently consists of bassist and vocalist Mark Hoppus, drummer Travis Barker, and guitarist and vocalist Matt Skiba
TR 1992'de Tom DeLonge (vokal, elektro gitar), Mark Hoppus (vokal, bas gitar), Scott Raynor (davul) tarafından "blink" adıyla California'nın Poway şehrinde kuruldu
engelsk | Turkiska |
---|---|
of | tarafından |
EN Formed in 2005 in Los Angeles, CA, +44 was a band from two blink-182 members Mark Hoppus (Bass Guitar/Vocals) and Travis Barker (Drums/Keyboards), who has also played in a variety of musical projects including The Aquabats, Box Car Racer, and Transplants
TR Blink-182 dağıldıktan sonra grup ikiye ayrıldı
engelsk | Turkiska |
---|---|
band | grup |
in | da |
the | sonra |
EN Formed in 2005 in Los Angeles, CA, +44 was a band from two blink-182 members Mark Hoppus (Bass Guitar/Vocals) and Travis Barker (Drums/Keyboards), who has also played in a variety of musica… read more
TR Blink-182 dağıldıktan sonra grup ikiye ayrıldı. Tom DeLonge 'Angels & Airwaves'i kurarken, Mark Hoppus ve Travis Barker '(+44)'e başladı. Viki'ye bak
engelsk | Turkiska |
---|---|
band | grup |
and | ve |
EN Formed in 2005 in Los Angeles, CA, +44 was a band from two blink-182 members Mark Hoppus (Bass Guitar/Vocals) and Travis Barker (Drums/Keyboards), who has also played in a variety of musical projects including The Aquabats, Box Car Rac… read more
TR Blink-182 dağıldıktan sonra grup ikiye ayrıldı. Tom DeLonge 'Angels & Airwaves'i kurarken, Mark Hoppus ve Travis Barker '(+44)'e başladı. Viki'ye bak
engelsk | Turkiska |
---|---|
band | grup |
and | ve |
the | sonra |
EN Formed in 2000, Adema began with Mark Chavez, Mike Ransom, Dave DeRoo, Tim Fluckey and Kris Kohls. The band later signed to Arista Records,… read more
TR Kurulduğu günden beri “Jonathan Davis’in kardeşinin grubu” olarak lanse edilmekten bir türlü kurtulamayan Adema, Mark "Marky" … Devamını oku
EN Formed in 2000, Adema began with Mark Chavez, Mike Ransom, Dave DeRoo, Tim Fluckey and Kris Kohls. The band later signed to Arista Records, releasing its first album, self-titled Adema, which was released in 2001. The first two singles f… read more
TR Kurulduğu günden beri “Jonathan Davis’in kardeşinin grubu” olarak lanse edilmekten bir türlü kurtulamayan Adema, Mark "Marky" Chavez(vokal), Mike Ransom (gitar), Tim Fluckey (gitar), Dave Deroo (bas), Kris Kohls (davul)dan o… Devamını oku
EN Transcripts are automatically shared with all teammates unless you mark them as a private file.
TR Transkriptler, siz bunları özel bir dosya olarak işaretlemediğiniz sürece tüm takım arkadaşlarıyla otomatik olarak paylaşılır.
engelsk | Turkiska |
---|---|
transcripts | transkriptler |
file | dosya |
all | tüm |
as | olarak |
automatically | otomatik olarak |
EN Have your clothing labels take the spotlight, giving your fashion brand a renewed appeal. Choose from a variety of fabrics and styles, and mark your preferred ones with your logo. This stunning pack is all yours to try!
TR Giysi etiketlerini öne çıkararak moda markanıza yeni bir cazibe kazandırın. Çeşitli kumaş ve stiller arasından seçiminizi yapın, beğendiğiniz mockup'a logonuzu basın. Bu çarpıcı paketi dilediğiniz gibi kullanın!
engelsk | Turkiska |
---|---|
pack | paketi |
stunning | çarpıcı |
fashion | moda |
this | bu |
take | ne |
ones | bir |
to | yapın |
from | arasından |
and | ve |
the | gibi |
EN Mark the achievement with a memorable slideshow.
TR Başarınızı unutulmaz bir slayt gösterisiyle kutlayın.
engelsk | Turkiska |
---|---|
memorable | unutulmaz |
slideshow | slayt |
a | bir |
EN The General Court of the European Union Rendered a Decision for the First Time on the Registration of a Sound Mark - Moroğlu Arseven
TR Avrupa Birliği Mahkemesi, İlk Defa Bir Ses Markasının Tescil İstemine Yönelik Bir Karar Verdi - Moroğlu Arseven
engelsk | Turkiska |
---|---|
union | birliği |
decision | karar |
time | defa |
registration | tescil |
sound | ses |
moroğlu | moroğlu |
arseven | arseven |
a | bir |
european | avrupa |
EN The sound should be perceived as the origin of the goods that the sound mark is used on, rather than a technical and functional element for the goods.
TR Sesin, tescile konu edilen mallar bakımından teknik ve işlevsel bir unsur olarak değil ticari kaynak gösteren bir işaret olarak algılanması gerekmektedir.
engelsk | Turkiska |
---|---|
origin | kaynak |
technical | teknik |
functional | işlevsel |
and | ve |
the | değil |
a | bir |
EN In light of the above grounds, the Court concluded that the subject sound mark is not distinctive, and it is not likely to be perceived as a commercial origin for the related goods.
TR Yukarıda gerekçeler kapsamında Mahkeme, dava konusu ses markasının ilgili mallar bakımından ayırt edici olmadığı ve marka başvurusunun kaynak gösterme fonksiyonunun bulunmadığı sonucuna varmıştır.
engelsk | Turkiska |
---|---|
court | mahkeme |
subject | konusu |
origin | kaynak |
related | ilgili |
not | olmadığı |
in | da |
and | ve |
to | marka |
of | nın |
EN Mark a romantic occasion with a candlelit seafood dinner in a private gazebo by the ocean.
TR Okyanus kenarındaki gizli bir çardakta mum ışığında deniz ürünleri akşam yemeği ile romantik bir akşam geçirin.
engelsk | Turkiska |
---|---|
romantic | romantik |
seafood | deniz ürünleri |
dinner | akşam yemeği |
private | gizli |
ocean | okyanus |
a | bir |
with | ile |
EN Certification allows you to use the India Organic logo. The India Organic certification mark certifies that an organic food product conforms to NPOP standards.
TR Sertifikasyon, India Organic logosunu kullanmanıza imkan verir. India Organic sertifikasyonu işareti, organik bir gıdanın NPOP standartlarına uyduğunu onaylar.
engelsk | Turkiska |
---|---|
organic | organik |
logo | logosunu |
certification | sertifikasyon |
standards | standartları |
EN and the affiliated party occurring on this website are protected under copyrights and trade mark rights and can without permission not be used in any way whatsoever.
TR ve bağlı tarafın tüm metin/görüntü/ticari marka ve bilgiler, telif hakları ve ticari marka haklarıyla korunmakta olup, hiç bir şekilde izinsiz kullanılamaz.
engelsk | Turkiska |
---|---|
party | taraf |
trade | ticari |
copyrights | telif |
rights | hakları |
the | olup |
and | ve |
in | bir |
be | tüm |
EN *The Bluetooth® word mark and logos are registered trademarks owned by the Bluetooth SIG, Inc. and any use of such marks by Zebra is under license. Other trademarks and trade names are those of their respective owners.
TR *Bluetooth® marka ismi ve logoları, Bluetooth SIG, Inc.'e ait tescilli ticari markalardır, bunların kullanımı Zebra lisanslarına tabidir. Diğer ticari markalar ve ticari isimlerin mülkiyeti ilgili sahiplerine aittir.
engelsk | Turkiska |
---|---|
bluetooth | bluetooth |
of | ın |
zebra | zebra |
other | diğer |
trade | ticari |
respective | ilgili |
owners | sahiplerine |
inc | inc |
logos | logolar |
and | ve |
use | kullanımı |
EN It concludes with a major portrait of the artist Olafur Eliasson, who created the work Earth Speakr to mark Germany's EU Council Presidency.
TR Kapanışı, Almanya’nın AB Konseyi dönem başkanlığına ilişkin Earth Speakr adlı eseri ortaya çıkaran sanatçı Olafur Eliasson’un büyük bir portresi oluşturuyor.
engelsk | Turkiska |
---|---|
major | büyük |
eu | ab |
council | konseyi |
artist | sanatçı |
a | bir |
EN Increased collaboration with colleagues through the ability to share and mark the same file
TR Aynı dosyayı paylaşma ve dosya üzerinde işaretleme yapma yetenekleriyle çalışma arkadaşlarınızla daha fazla iş birliği
engelsk | Turkiska |
---|---|
and | ve |
to | yapma |
the | aynı |
share | paylaş |
EN *The Bluetooth® word mark and logos are registered trademarks owned by the Bluetooth SIG, Inc. and any use of such marks by Zebra is under license. Other trademarks and trade names are those of their respective owners.
TR *Bluetooth® marka ismi ve logoları, Bluetooth SIG, Inc.'e ait tescilli ticari markalardır, bunların kullanımı Zebra lisanslarına tabidir. Diğer ticari markalar ve ticari isimlerin mülkiyeti ilgili sahiplerine aittir.
engelsk | Turkiska |
---|---|
bluetooth | bluetooth |
of | ın |
zebra | zebra |
other | diğer |
trade | ticari |
respective | ilgili |
owners | sahiplerine |
inc | inc |
logos | logolar |
and | ve |
use | kullanımı |
EN E-Mark Europe 12V system ECE Regulation No.10 Rev 6 (Tablet with keyboard in docking station) No external DC to DC converter required for 12 volt automobile systems
TR E-Mark Europe 12V sistem ECE Yönetmeliği No.10 Rev 6 (Tablet ve takma istasyonunda tuş takımı) 12 volt otomobil sistemleri için harici DC to DC dönüştürücü gerekmez
engelsk | Turkiska |
---|---|
regulation | yönetmeliği |
tablet | tablet |
external | harici |
dc | dc |
automobile | otomobil |
systems | sistemleri |
system | sistem |
EN The General Court of the European Union Rendered a Decision for the First Time on the Registration of a Sound Mark - Moroğlu Arseven
TR Avrupa Birliği Mahkemesi, İlk Defa Bir Ses Markasının Tescil İstemine Yönelik Bir Karar Verdi - Moroğlu Arseven
engelsk | Turkiska |
---|---|
union | birliği |
decision | karar |
time | defa |
registration | tescil |
sound | ses |
moroğlu | moroğlu |
arseven | arseven |
a | bir |
european | avrupa |
EN The General Court of the European Union Rendered a Decision for the First Time on the Registration of a Sound Mark
TR Avrupa Birliği Mahkemesi, İlk Defa Bir Ses Markasının Tescil İstemine Yönelik Bir Karar Verdi
engelsk | Turkiska |
---|---|
union | birliği |
decision | karar |
time | defa |
registration | tescil |
sound | ses |
a | bir |
european | avrupa |
EN The sound should be perceived as the origin of the goods that the sound mark is used on, rather than a technical and functional element for the goods.
TR Sesin, tescile konu edilen mallar bakımından teknik ve işlevsel bir unsur olarak değil ticari kaynak gösteren bir işaret olarak algılanması gerekmektedir.
engelsk | Turkiska |
---|---|
origin | kaynak |
technical | teknik |
functional | işlevsel |
and | ve |
the | değil |
a | bir |
EN In light of the above grounds, the Court concluded that the subject sound mark is not distinctive, and it is not likely to be perceived as a commercial origin for the related goods.
TR Yukarıda gerekçeler kapsamında Mahkeme, dava konusu ses markasının ilgili mallar bakımından ayırt edici olmadığı ve marka başvurusunun kaynak gösterme fonksiyonunun bulunmadığı sonucuna varmıştır.
engelsk | Turkiska |
---|---|
court | mahkeme |
subject | konusu |
origin | kaynak |
related | ilgili |
not | olmadığı |
in | da |
and | ve |
to | marka |
of | nın |
EN Mark the achievement with a memorable slideshow.
TR Başarınızı unutulmaz bir slayt gösterisiyle kutlayın.
engelsk | Turkiska |
---|---|
memorable | unutulmaz |
slideshow | slayt |
a | bir |
EN Book any of the cars directly with our listed suppliers at the best rates guaranteed! No mark-ups, no booking fees and no commission.
TR Arabalardan herhangi birini, garantili en iyi fiyatlarla doğrudan listelenen tedarikçilerimizle ayırtın! İşaretleme yok, rezervasyon ücreti yok ve komisyon yok.
engelsk | Turkiska |
---|---|
of | ın |
directly | doğrudan |
listed | listelenen |
commission | komisyon |
fees | ücreti |
and | ve |
any | herhangi |
best | en |
EN You don’t pay any commission, booking fee or mark-ups to us
TR Bize herhangi bir komisyon, rezervasyon ücreti veya ek ücret ödemezsiniz
engelsk | Turkiska |
---|---|
commission | komisyon |
booking | rezervasyon |
pay | bir |
or | veya |
fee | ücreti |
any | herhangi |
us | bize |
EN Mark a romantic occasion with a candlelit seafood dinner in a private gazebo by the ocean.
TR Okyanus kenarındaki gizli bir çardakta mum ışığında deniz ürünleri akşam yemeği ile romantik bir akşam geçirin.
engelsk | Turkiska |
---|---|
romantic | romantik |
seafood | deniz ürünleri |
dinner | akşam yemeği |
private | gizli |
ocean | okyanus |
a | bir |
with | ile |
EN Mark a romantic occasion with a candlelit seafood dinner in a private gazebo by the ocean.
TR Okyanus kenarındaki gizli bir çardakta mum ışığında deniz ürünleri akşam yemeği ile romantik bir akşam geçirin.
engelsk | Turkiska |
---|---|
romantic | romantik |
seafood | deniz ürünleri |
dinner | akşam yemeği |
private | gizli |
ocean | okyanus |
a | bir |
with | ile |
EN Mark a romantic occasion with a candlelit seafood dinner in a private gazebo by the ocean.
TR Okyanus kenarındaki gizli bir çardakta mum ışığında deniz ürünleri akşam yemeği ile romantik bir akşam geçirin.
engelsk | Turkiska |
---|---|
romantic | romantik |
seafood | deniz ürünleri |
dinner | akşam yemeği |
private | gizli |
ocean | okyanus |
a | bir |
with | ile |
EN Mark a romantic occasion with a candlelit seafood dinner in a private gazebo by the ocean.
TR Okyanus kenarındaki gizli bir çardakta mum ışığında deniz ürünleri akşam yemeği ile romantik bir akşam geçirin.
engelsk | Turkiska |
---|---|
romantic | romantik |
seafood | deniz ürünleri |
dinner | akşam yemeği |
private | gizli |
ocean | okyanus |
a | bir |
with | ile |
EN The American writer Mark Twain quickly discovered that the German language is full of frustrating exceptions
TR Amerikalı yazar Mark Twain zamanında Almancanın tuzaklarla dolu bir dil olduğu kanısındaydı
engelsk | Turkiska |
---|---|
american | amerikalı |
language | dil |
is | olduğu |
full of | dolu |
EN How does my x mark become an election result in the Bundestag election? Federal Returning Officer Dieter Sarreither explains.
TR Siyaset bilimci Jürgen Falter, genel seçim kampanyası, Alman partiler sistemi ve bölgelerdeki atmosfere ilişkin görüşlerini anlatıyor.
engelsk | Turkiska |
---|---|
does | ve |
election | seçim |
the | alman |
EN That has left its mark: media companies are cutting back on jobs, and prefer to cooperate, merge and invest outside of journalism.
TR Bu da tabii belli bir iz bırakıyor: Medya kuruluşları işten çıkarmalarla kadro daraltıyor ve gazetecilik dışı sektörlerle iş birliği yapıyor ve bunlara yatırım yapmayı tercih ediyor.
engelsk | Turkiska |
---|---|
media | medya |
prefer | tercih |
invest | yatırım |
journalism | gazetecilik |
and | ve |
outside | da |
has | bu |
EN Increased collaboration with colleagues through the ability to share and mark the same file
TR Aynı dosyayı paylaşma ve dosya üzerinde işaretleme yapma yetenekleriyle çalışma arkadaşlarınızla daha fazla iş birliği
engelsk | Turkiska |
---|---|
and | ve |
to | yapma |
the | aynı |
share | paylaş |
EN Increased collaboration with colleagues through the ability to share and mark the same file
TR Aynı dosyayı paylaşma ve dosya üzerinde işaretleme yapma yetenekleriyle çalışma arkadaşlarınızla daha fazla iş birliği
engelsk | Turkiska |
---|---|
and | ve |
to | yapma |
the | aynı |
share | paylaş |
EN Increased collaboration with colleagues through the ability to share and mark the same file
TR Aynı dosyayı paylaşma ve dosya üzerinde işaretleme yapma yetenekleriyle çalışma arkadaşlarınızla daha fazla iş birliği
engelsk | Turkiska |
---|---|
and | ve |
to | yapma |
the | aynı |
share | paylaş |
EN Increased collaboration with colleagues through the ability to share and mark the same file
TR Aynı dosyayı paylaşma ve dosya üzerinde işaretleme yapma yetenekleriyle çalışma arkadaşlarınızla daha fazla iş birliği
engelsk | Turkiska |
---|---|
and | ve |
to | yapma |
the | aynı |
share | paylaş |
EN Increased collaboration with colleagues through the ability to share and mark the same file
TR Aynı dosyayı paylaşma ve dosya üzerinde işaretleme yapma yetenekleriyle çalışma arkadaşlarınızla daha fazla iş birliği
engelsk | Turkiska |
---|---|
and | ve |
to | yapma |
the | aynı |
share | paylaş |
EN Increased collaboration with colleagues through the ability to share and mark the same file
TR Aynı dosyayı paylaşma ve dosya üzerinde işaretleme yapma yetenekleriyle çalışma arkadaşlarınızla daha fazla iş birliği
engelsk | Turkiska |
---|---|
and | ve |
to | yapma |
the | aynı |
share | paylaş |
EN Increased collaboration with colleagues through the ability to share and mark the same file
TR Aynı dosyayı paylaşma ve dosya üzerinde işaretleme yapma yetenekleriyle çalışma arkadaşlarınızla daha fazla iş birliği
engelsk | Turkiska |
---|---|
and | ve |
to | yapma |
the | aynı |
share | paylaş |
EN Increased collaboration with colleagues through the ability to share and mark the same file
TR Aynı dosyayı paylaşma ve dosya üzerinde işaretleme yapma yetenekleriyle çalışma arkadaşlarınızla daha fazla iş birliği
engelsk | Turkiska |
---|---|
and | ve |
to | yapma |
the | aynı |
share | paylaş |
Visar 50 av 50 översättningar