EN A dedicated humanitarian worker, Aslı talks about what core humanitarian standards mean for her and explains the significance and content of this two-day training.
{ search} in Ingiriis waxa loo tarjumi karaa Turki kelmado/ereyada soo socda:
EN A dedicated humanitarian worker, Aslı talks about what core humanitarian standards mean for her and explains the significance and content of this two-day training.
TR Bir insani yardım çalışanı olarak Aslı, hem kendisi için temel insani yardım standartlarının ne anlama geldiğini, hem de bu iki günlük eğitimin önemini ve içeriğini anlatıyor.
Ingiriis | Turki |
---|---|
day | günlük |
this | bu |
what | ne |
and | ve |
of | in |
a | bir |
standards | standartları |
for | için |
EN A dedicated humanitarian worker, Aslı talks about what core humanitarian standards mean for her and explains the significance and content of this two-day training.
TR Bir insani yardım çalışanı olarak Aslı, hem kendisi için temel insani yardım standartlarının ne anlama geldiğini, hem de bu iki günlük eğitimin önemini ve içeriğini anlatıyor.
Ingiriis | Turki |
---|---|
day | günlük |
this | bu |
what | ne |
and | ve |
of | in |
a | bir |
standards | standartları |
for | için |
EN A dedicated humanitarian worker, Aslı talks about what core humanitarian standards mean for her and explains the significance and content of this two-day training
TR Hayata Destek ekibi olarak biz de UNICEF desteğiyle yürüttüğümüz çocuk koruma projesiyle bu çocukların hayatına destek olmak için çabalıyoruz
Ingiriis | Turki |
---|---|
this | bu |
of | in |
for | için |
EN ?Special days? are generally days of significance passed down from generation to generation, celebrated on a particular day or week each year, and referenced within common social memory and common consciousness
TR Özel günler, genel anlamda nesilden nesle aktarılan, senenin belli bir gününde ya da haftasında kutlanan, ortak toplumsal hafıza ve ortak bilinçten referans alan günleri ifade eder
Ingiriis | Turki |
---|---|
social | toplumsal |
and | ve |
common | ortak |
generally | genel |
within | da |
a | bir |
EN A dedicated humanitarian worker, Aslı talks about what core humanitarian standards mean for her and explains the significance and content of this two-day training
TR Gelecek hayali, hak ettiği ücreti alabileceği uzun dönemli bir işte çalışmak; Türkiye’deki yeni yaşamını güvenle sürdürmek
Ingiriis | Turki |
---|---|
a | bir |
EN A dedicated humanitarian worker, Aslı talks about what core humanitarian standards mean for her and explains the significance and content of this two-day training
TR Gelecek hayali, hak ettiği ücreti alabileceği uzun dönemli bir işte çalışmak; Türkiye’deki yeni yaşamını güvenle sürdürmek
Ingiriis | Turki |
---|---|
a | bir |
EN A dedicated humanitarian worker, Aslı talks about what core humanitarian standards mean for her and explains the significance and content of this two-day training
TR Gelecek hayali, hak ettiği ücreti alabileceği uzun dönemli bir işte çalışmak; Türkiye’deki yeni yaşamını güvenle sürdürmek
Ingiriis | Turki |
---|---|
a | bir |
EN A dedicated humanitarian worker, Aslı talks about what core humanitarian standards mean for her and explains the significance and content of this two-day training.
TR Bir insani yardım çalışanı olarak Aslı, hem kendisi için temel insani yardım standartlarının ne anlama geldiğini, hem de bu iki günlük eğitimin önemini ve içeriğini anlatıyor.
Ingiriis | Turki |
---|---|
day | günlük |
this | bu |
what | ne |
and | ve |
of | in |
a | bir |
standards | standartları |
for | için |
EN The fight against the coronavirus is of central significance here
TR Bu noktada merkezi önem, korona ile mücadeleye veriliyor
Ingiriis | Turki |
---|---|
coronavirus | korona |
central | merkezi |
here | bu |
the | ile |
EN He outlines the significance of the new law.
TR Bize, bu yasanın önemi hakkındaki görüşlerini aktarıyor.
Ingiriis | Turki |
---|---|
the | bize |
EN Incidentally, the dramatic loss of trust and significance of the former people’s parties, the CDU/CSU and SPD, already began much earlier, before the AfD even existed
TR Öte yandan bir zamanların güçlü kitle partileri olan Hristiyan Birlik ve SPD’ye yönelik büyük güven ve önem kaybı çok daha önce, henüz ortada AfD yokken başlamıştı
Ingiriis | Turki |
---|---|
trust | güven |
parties | partileri |
afd | afd |
and | ve |
even | bir |
of | yönelik |
EN The socio-political significance of natural resources plays just as important a role in the program as do scientific content and the technical utilization of wood.
TR Ahşap hakkında bilimsel bilgiler ve teknik kullanım koşulları da, doğal kaynakların sosyo-politik rolü kadar önemli.
Ingiriis | Turki |
---|---|
natural | doğal |
important | önemli |
and | ve |
technical | teknik |
scientific | bilimsel |
in | da |
role | rol |
in the | hakkında |
of | kadar |
resources | kaynaklar |
EN Klaus: Media brands will lose significance: intelligent algorithms will deliver the contents that are relevant for the user on the appropriate channels.
TR Klaus: Medya markaları önemini ciddi ölçüde yitirecek: Akıllı algoritmalar kullanıcılara asli olarak uygun kanallar üzerinden onları ilgilendiren içerikleri sunacak.
Ingiriis | Turki |
---|---|
klaus | klaus |
media | medya |
brands | markalar |
user | kullanıcı |
channels | kanallar |
intelligent | akıllı |
for | uygun |
on | üzerinden |
the | olarak |
EN The significance of the EU in the world will decline, but migrants will rescue the union, writes Ana Carbajosa from El Pais.
TR “AB’nin dünyadaki önemi azalacak, ama göçmenler Avrupa’yı kurtaracak”, yazıyor Ana Carbajosa.
Ingiriis | Turki |
---|---|
but | ama |
EN The significance of the West and Europe will decline.
TR Batı’nın ve Avrupa’nın önemi azalacak.
Ingiriis | Turki |
---|---|
west | batı |
and | ve |
of | nın |
EN See all backlinks that were gained or lost during a set time period.
TR Belirlenen süre boyunca kazanılan veya silinen tüm bağlantıları görün.
Ingiriis | Turki |
---|---|
see | görün |
all | tüm |
or | veya |
period | süre |
EN See all the referring domains that were gained or lost during a set time period.
TR Belli bir zaman aralığı boyunca kazanılan veya kaybedilen, yönlendirme yapan alanları görün.
Ingiriis | Turki |
---|---|
during | boyunca |
time | zaman |
see | görün |
or | veya |
a | bir |
EN You can also easily find keywords that gained or lost SERP features using our handy filter.
TR Kullanışlı filtremizle SERP özellikleri kazanan veya kaybeden anahtar kelimeleri kolayca bulabilirsiniz.
Ingiriis | Turki |
---|---|
easily | kolayca |
keywords | anahtar |
serp | serp |
handy | kullanışlı |
features | özellikleri |
or | veya |
EN In 2002, Lavigne reached mainstream success after her debut single, Complicated, and her debut album Let Go, gained lots of medi… read more
TR Lavigne'ye "Avril" ismini koyan babası Kanada kökenli bir Fransız, annesi ise Ontario doğumlu bi… Devamını oku
EN Environmental assessments have gained importance over the years
TR Çevre değerlendirmeleri yıllar içinde önem kazandı
Ingiriis | Turki |
---|---|
years | yıllar |
importance | önem |
EN From beginning as a musician in 1982, Moby gained attention in the early 1990s with his electronic dance music work that experimented in the techno and breakbeat genres
TR Bu grupla “Hit Squad For God” adlı bir parçaya imza attı ve sonradan müzikal farklılıklardan dolayı bu gruptan ayrılarak kendi solo kariyerine yöneldi
Ingiriis | Turki |
---|---|
a | bir |
and | ve |
his | bu |
EN From beginning as a musician in 1982, Moby gained attention in the early 1990s with his electronic dance music work that experimented… read more
TR Bu grupla “Hit Squad For God” adlı bir parçaya imza attı ve sonradan müzikal farklılıklardan dolayı bu gruptan ay… Devamını oku
EN Seether gained mainstream popularity in 2002 with their US Active Rock number one single &qu… read more
TR Bu çalışmalardan ve performanslar sonunda 2000 de Musceeter Records ile bir anlaşma yapıp, ilk albümleri olan “Fragile” ı ç… Devamını oku
EN While the second wave of the pandemic has reared its ugly head, we continue to work to increase the well-being first of ourselves and then of the people we support by using the experience we have gained in this entire process effectively
TR Bugünlerde pandeminin ikinci dalgası baş göstermişken, tüm bu süreçte edindiğimiz tecrübeleri etkin bir şekilde kullanarak başta kendimiz, ardından desteklediğimiz kişilerin iyilik hâlini artırmak için çalışmaya devam ediyoruz
Ingiriis | Turki |
---|---|
head | baş |
continue | devam |
people | kişilerin |
process | süreç |
effectively | etkin |
work | çalışmaya |
this | bu |
second | ikinci |
of | in |
using | kullanarak |
increase | artırmak |
and | şekilde |
EN I slowly gained deeper awareness of what was happening to me, and how and why it happened, and I started to learn tools to help me stay away from unhealthy behavior
TR Yavaş yavaş bana ne olduğu, nasıl ve neden olduğu konusunda daha derin bir farkındalık kazandım ve sağlıksız davranışlardan uzak durmama yardımcı olacak araçlar öğrenmeye başladım
Ingiriis | Turki |
---|---|
awareness | farkındalık |
started | başladı |
away | uzak |
behavior | davranış |
deeper | derin |
what | ne |
help | yardımcı |
tools | araçlar |
why | neden |
how | nasıl |
EN Facebook was established on February 4, 2004. During the establishment process, the aim was to create a site specifically for Harvard University. The site gained huge popularity at Harvard in a short time.
TR Facebook tam olarak 4 Şubat 2004 tarihinde kurulmuştur. Kuruluş sürecinde amaç, tümüyle Harvard Üniversitesi?ne özel bir site oluşturmaktı. Site okul içinde kısa sürede büyük bir popülerlik kazanmıştır.
Ingiriis | Turki |
---|---|
established | kurulmuş |
process | sürecinde |
site | site |
huge | büyük |
short | kısa |
time | sürede |
EN LinkedIn, which has been used all over the world since 2002 and has gained great popularity, is making very important contributions, especially for the professional business world.
TR 2002 yılından bu yana tüm dünyada kullanılan ve büyük bir beğeni toplayan Linkedln, özellikle profesyonel iş dünyasına çok önemli katkılar sunmaktadır.
Ingiriis | Turki |
---|---|
important | önemli |
professional | profesyonel |
great | büyük |
all | tüm |
and | ve |
especially | özellikle |
world | dünyada |
used | kullanılan |
EN LinkedIn, which has been used all over the world since 2002 and has gained great popularity, is making very important contributions, especially for the professional business world
TR 2002 yılından bu yana tüm dünyada kullanılan ve büyük bir beğeni toplayan Linkedln, özellikle profesyonel iş dünyasına çok önemli katkılar sunmaktadır
Ingiriis | Turki |
---|---|
important | önemli |
professional | profesyonel |
great | büyük |
all | tüm |
and | ve |
especially | özellikle |
world | dünyada |
used | kullanılan |
EN Tesla shares gained 8% yesterday alone, closing at $1,208.59, but fell 5% this morning in pre-market trading.
TR Hertz'in sipariş ettiği 100.000 adet Model 3'ten sonra Tesla hisseleri uçuşa geçti ve 1 Trilyon Dolar değere ulaştı.
Ingiriis | Turki |
---|---|
tesla | tesla |
at | de |
in | sonra |
EN Landing page CSS templates gained popularity, social media templates for a real estate company, team site templates free made in a modern style
TR Açılış sayfası CSS şablonları popülerlik kazandı, bir emlak şirketi için sosyal medya şablonları, modern bir tarzda yapılmış ücretsiz ekip sitesi şablonları
Ingiriis | Turki |
---|---|
css | css |
team | ekip |
modern | modern |
templates | şablonları |
company | şirketi |
made | yapılmış |
free | ücretsiz |
page | sayfası |
site | sitesi |
social | sosyal |
a | bir |
media | medya |
for | için |
EN TENCEL™ Lyocell fibers have gained a commendable reputation for their environmentally responsible closed loop production process, which transforms wood pulp into cellulosic fibers with high resource efficiency and low environmental impact
TR TENCEL™ Lyocell elyaflar, ağaç hamurunu yüksek kaynak verimliliği ve düşük ekolojik etkiyle selülozik elyaflara dönüştüren, çevreye duyarlı kapalı döngü üretim süreciyle ün kazanmıştır
EN TENCEL™ Lyocell fibers have gained a commendable reputation for their environmentally responsible, closed loop production process, which transforms wood pulp into cellulosic fibers with high resource efficiency and low environmental impact
TR TENCEL™ Lyocell elyaflar, ağaç hamurunu yüksek kaynak verimliliği ve düşük ekolojik etkiyle selülozik elyaflara dönüştüren, çevreye duyarlı kapalı döngü üretim süreciyle ün kazanmıştır
EN Environmental assessments have gained importance over the years
TR Çevre değerlendirmeleri yıllar içinde önem kazandı
Ingiriis | Turki |
---|---|
years | yıllar |
importance | önem |
EN Zebra’s information technology-enabled innovation supports digitisation to enhance the advantage gained through data-led decision making in the most extreme environments
TR Zebra'nın bilgi teknolojisi destekli yeniliği, en zorlu ortamlarda veriye dayalı karar verme yoluyla avantajı artırmak için dijitalleştirmeyi destekler
Ingiriis | Turki |
---|---|
supports | destekler |
enhance | artırmak |
decision | karar |
environments | ortamlarda |
technology | teknolojisi |
data | veriye |
information | bilgi |
most | en |
advantage | avantajı |
to | için |
EN Where necessary, we create usage concepts that are based on experience gained in the field, and on our projections of the future needs of our end users
TR Gerektiğinde, kullanım konseptlerini; sahadan elde edilen tecrübelerle ve son kullanıcının ileriye dönük ihtiyaçlarıyla ilgili öngörülerle kurguluyoruz
Ingiriis | Turki |
---|---|
usage | kullanım |
end | son |
on | ilgili |
users | kullanıcı |
and | ve |
needs | ihtiyaç |
of | nın |
EN This hand gesture, known as the Merkel diamond or the triangle of power, is typical of Angela Merkel. Though it has been the subject of much philosophising and indeed considerable humour, little in the way of genuine insight has been gained.
TR Eşkenar dörtgen adı verilen bu el tutuşu, Angela Merkel’e özgü bir şey. Bununla ilgili çok felsefe yapıldı ve çok da dalga geçildi, ancak hatırı sayılır bir çıkarıma varılamaksızın.
Ingiriis | Turki |
---|---|
hand | el |
angela | angela |
and | ve |
in | da |
this | bu |
the | ancak |
of | bir |
EN “It is important to us that knowledge gained in this field should play a part in civil society and lead to concrete projects,” says Professor Sascha Spoun, President of Leuphana University.
TR „Bu alanda kazanılmış bilgiyi sivil topluma iletmek ve somut projelere akmasını sağlamak bizim için önemli” diyor Üniversite Başkanı Profesör Sascha Spoun.
EN Pia Lamberty wants to use the knowledge she has gained from her research to actively counter conspiracy theories in current and future crises so as to prevent radicalisation within society
TR Pia Lamberty, toplumdaki radikalleşmeyi engelleyebilmek için araştırmalarından edindiği bilgilerle mevcut ve gelecekteki krizlerde komplo teorilerinin önüne geçmek istiyor
Ingiriis | Turki |
---|---|
wants | istiyor |
future | gelecekteki |
and | ve |
current | mevcut |
research | araştırmalar |
to | için |
EN The company quickly gained nationwide recognition
TR Çabucak sınırları aşan bir üne kavuşan bu firma, bugün de aile yönetiminde ve atlı spor dalında bir dünya markası olarak kabul görüyor
Ingiriis | Turki |
---|---|
company | firma |
the | kabul |
EN Many have also made the changed working conditions of journalists from home or in smaller teams transparent and thus gained credibility
TR Ayrıca pek çok medya kuruluşu gazetecilerin ev ofisi ve küçük ekipler halinde çalışmaları konusunda şeffaf bir politika izledi ve bu şekilde güvenilirliklerini arttırdı
Ingiriis | Turki |
---|---|
smaller | küçük |
teams | ekipler |
transparent | şeffaf |
in | halinde |
have | bu |
many | pek |
and | ve |
the | şekilde |
of | konusunda |
EN 55.6% aim to take the entrance exam for university or a university of applied sciences or have already gained such a qualification
TR Yüzde 55,6’sı lise diploması veya yüksekokula yeterlik diploması almayı hedefliyor veya bu diplomalara sahip kişiler
Ingiriis | Turki |
---|---|
to | sahip |
or | veya |
EN The scholarships it provides are considered one of Europe’s greatest success stories: nine million students, trainees, interns and university teachers have gained international experience in 30 Erasmus years
TR Erasmus programı Avrupa’nın en büyük başarı öykülerinden birini oluşturuyor: 30 yıllık program sırasında bundan yararlanan dokuz milyon lise ve üniversite öğrencisi, stajyerler ve öğretim üyeleri yurt dışı deneyimi kazandılar
Ingiriis | Turki |
---|---|
of | ın |
nine | dokuz |
million | milyon |
years | yıllık |
success | başarı |
in | sırasında |
university | üniversite |
and | ve |
experience | deneyimi |
greatest | en |
EN Lipa gained attention from the specialized media as an artist after the release of her debut album in 2017, "Dua Lipa" (self-titled)
TR "New Rules", Birleşik Krallık'ta zirveye yerleşirken ABD'de 6 numaraya kadar ilerledi
Ingiriis | Turki |
---|---|
an | birleşik |
EN From beginning as a musician in 1982, Moby gained attention in the early 1990s with his electronic dance music work that experimented in the techno and breakbeat genres
TR Bu grupla “Hit Squad For God” adlı bir parçaya imza attı ve sonradan müzikal farklılıklardan dolayı bu gruptan ayrılarak kendi solo kariyerine yöneldi
Ingiriis | Turki |
---|---|
a | bir |
and | ve |
his | bu |
EN From beginning as a musician in 1982, Moby gained attention in the early 1990s with his electronic dance music work that experimented… read more
TR Bu grupla “Hit Squad For God” adlı bir parçaya imza attı ve sonradan müzikal farklılıklardan dolayı bu gruptan ay… Devamını oku
EN Seether gained mainstream popularity in 2002 with their US Active Rock number one single &qu… read more
TR Bu çalışmalardan ve performanslar sonunda 2000 de Musceeter Records ile bir anlaşma yapıp, ilk albümleri olan “Fragile” ı ç… Devamını oku
EN And that is just the beginning of your Tetra Pak career! After the program finishes, you will have gained great experiences to help you continue your exciting career within our company.
TR Üstelik, bu Tetra Pak kariyerinizin sadece başlangıcı! Program bittiğinde, heyecan verici kariyerinize şirketimizde devam etmenize yardımcı olacak harika deneyimler edinmiş olacaksınız.
Ingiriis | Turki |
---|---|
tetra | tetra |
pak | pak |
great | harika |
experiences | deneyimler |
continue | devam |
exciting | heyecan verici |
help | yardımcı |
you will | olacaksınız |
you | etmenize |
program | program |
have | bu |
EN The solutions we offer for Atlassian applications have gained acknowledgment even beyond Turkey, that is, in 34 countries, in 4 continents. We will strive to enhance this level of success of ours and make our international market share even larger.
TR Atlassian uygulamaları için sunduğumuz çözümler Türkiye 'nin ötesinde bile 4 kıtada 34 ülkede kabul görmektedir. Biz bizim başarı bu seviyede geliştirmek ve uluslararası pazar payı daha da büyük yapmak için çalışacağız.
Ingiriis | Turki |
---|---|
level | seviyede |
market | pazar |
we offer | sunduğumuz |
solutions | çözümler |
success | başarı |
international | uluslararası |
share | payı |
turkey | türkiye |
countries | ülkede |
beyond | ötesinde |
this | bu |
in | da |
larger | büyük |
we | biz |
and | ve |
the | kabul |
applications | uygulamalar |
of | in |
EN While a lot of public perception around artificial intelligence centers around job loss, this concern should be probably reframed
TR Yapay zekaya ilişkin kamuoyu algısının büyük bir kısmı iş kaybıyla ilgili olsa da, bu kaygıya muhtemelen farklı bir açıdan bakmak gerekiyor
Ingiriis | Turki |
---|---|
probably | muhtemelen |
this | bu |
a | bir |
artificial | yapay |
EN Every month, around 1500 new beverages hit shop shelves around the world, so you need more than a great product to stand out – you need a great partner. Discover our integrated food solutions.
TR Dünya genelinde her ay raflara yaklaşık 1500 adet yeni içecek ekleniyor, bu yüzden öne çıkmak için harika bir üründen daha fazlasına ihtiyacınız var: harika bir ortağa. Entegre gıda çözümlerimizi keşfedin.
Ingiriis | Turki |
---|---|
world | dünya |
month | ay |
new | yeni |
great | harika |
integrated | entegre |
food | gıda |
discover | keşfedin |
so | yüzden |
more | fazlasına |
a | bir |
need | ihtiyacınız |
Muujinaya 50 ee 50 tarjumaadaha