TR Üreticileri, üretimde saniyelerden tasarruf etmek, kusurları azaltmak ve daha güvenli çalışmak için ihtiyaç duydukları gerçek zamanlı, bilgiye dayalı zekaya bağlayarak, başarılı olmalarına yardımcı oluyoruz.
"başarılı olmalarına yardımcı" v Turški je mogoče prevesti v naslednjih angleščina besed/besednih zvez:
TR Üreticileri, üretimde saniyelerden tasarruf etmek, kusurları azaltmak ve daha güvenli çalışmak için ihtiyaç duydukları gerçek zamanlı, bilgiye dayalı zekaya bağlayarak, başarılı olmalarına yardımcı oluyoruz.
EN Ensuring the right patient receives the right care at the right time is critical. Empower your care team with a performance edge by connecting them to patient data, clinicians and providers in real time — and elevate the quality of overall care.
TR Üreticileri, üretimde saniyelerden tasarruf etmek, kusurları azaltmak ve daha güvenli çalışmak için ihtiyaç duydukları gerçek zamanlı, bilgiye dayalı zekaya bağlayarak, başarılı olmalarına yardımcı oluyoruz.
EN Ensuring the right patient receives the right care at the right time is critical. Empower your care team with a performance edge by connecting them to patient data, clinicians and providers in real time — and elevate the quality of overall care.
TR Dünyanın öncelikli akışkan iletimi ürünleri tedarikçilerinden biri olarak, müşterilerimizin pek çok farklı zorlu sektörde başarılı olmalarına yardım etmeye kararlıyız
EN As one of the world’s preferred suppliers of fluid conveyance products, we are relentlessly dedicated to helping our customers succeed in a wide range of demanding industries
Turški | angleščina |
---|---|
akışkan | fluid |
ürünleri | products |
yardım | helping |
TR Başka bir güvenilir üyeden, bizi rahatsız eden kişiye hitap etmemize, eylemlerinin etkisinden haberdar olmalarına ve davranışın bize veya başkalarına karşı tekrarlanmamasını talep etmemize yardımcı olmasını isteyebiliriz
EN We could ask another trusted member to help us in addressing the person who made us uncomfortable, to make them aware of the effect of their actions, and to request that the behavior is not repeated towards us or others
Turški | angleščina |
---|---|
başka | another |
güvenilir | trusted |
rahatsız | uncomfortable |
talep | request |
TR Kişilerin RADAAR hakkında bilgi sahibi olmalarına yardımcı olmak için materyallerimizi (afişler, e-kitaplar, açılış sayfaları, videolar ve daha fazlası) kullanmakta özgürdürler.
EN They are free to use our materials (banners, ebooks, landing pages, videos and more) to help them get the word out about RADAAR.
Turški | angleščina |
---|---|
sayfaları | pages |
videolar | videos |
TR Başka bir güvenilir üyeden, bizi rahatsız eden kişiye hitap etmemize, eylemlerinin etkisinden haberdar olmalarına ve davranışın bize veya başkalarına karşı tekrarlanmamasını talep etmemize yardımcı olmasını isteyebiliriz
EN We could ask another trusted member to help us in addressing the person who made us uncomfortable, to make them aware of the effect of their actions, and to request that the behavior is not repeated towards us or others
Turški | angleščina |
---|---|
başka | another |
güvenilir | trusted |
rahatsız | uncomfortable |
talep | request |
TR Küçük olmalarına karşın bir web site başlığı için yeterli büyüklüktedir
EN They are small, but big enough for a website header
Turški | angleščina |
---|---|
küçük | small |
yeterli | enough |
TR Küçük olmalarına karşın bir web site başlığı için yeterli büyüklüktedir
EN They are small, but big enough for a website header
Turški | angleščina |
---|---|
küçük | small |
yeterli | enough |
TR Küçük olmalarına karşın bir web site başlığı için yeterli büyüklüktedir
EN They are small, but big enough for a website header
Turški | angleščina |
---|---|
küçük | small |
yeterli | enough |
TR Küçük olmalarına karşın bir web site başlığı için yeterli büyüklüktedir
EN They are small, but big enough for a website header
Turški | angleščina |
---|---|
küçük | small |
yeterli | enough |
TR Bu web sitesi analiz sistemini geliştirmeye karar verdik, böylece müşterilerimizin SEO konusunda uzman olmalarına gerek kalmadan denetim raporlaması yapmalarını kolaylaştırabilecektik
EN We decided to develop this website analysis system so that we could make it easier for our customers to conduct audit reporting without having to be masters of SEO themselves
Turški | angleščina |
---|---|
bu | this |
analiz | analysis |
sistemini | system |
seo | seo |
denetim | audit |
ın | of |
TR Başarılı bir örnek olma kapasitesi taşıyan ve/veya başarılı bir örneği sürdürülebilir kılma potansiyeli olan girişimleri desteklemektir.
EN providing support to those initiatives possessing the capacity to be recognised as a successful example and/or the potential to make any successful initiative sustainable
Turški | angleščina |
---|---|
başarılı | successful |
kapasitesi | capacity |
sürdürülebilir | sustainable |
potansiyeli | potential |
TR Bazı site şablonlarının diğerlerinden daha başarılı olduğunu nasıl görüyorsunuz? Başarılı tasarım şablonları, sayfa stillerini ve amaçlarını akıllıca birleştirir
EN How do you see that some site templates are more successful than others? Successful design templates smartly merge their page style and purpose
Turški | angleščina |
---|---|
bazı | some |
başarılı | successful |
TR Başarılı bir örnek olma kapasitesi taşıyan ve/veya başarılı bir örneği sürdürülebilir kılma potansiyeli olan girişimleri desteklemektir.
EN providing support to those initiatives possessing the capacity to be recognised as a successful example and/or the potential to make any successful initiative sustainable
Turški | angleščina |
---|---|
başarılı | successful |
kapasitesi | capacity |
sürdürülebilir | sustainable |
potansiyeli | potential |
TR Pazarlama Ortakları; kuruluşların sosyal medyalarını yönetme ve büyütmelerine yardımcı olma konusunda başarılı olan yetenekli pazarlamacılardır.
EN Marketing Partners are skilled marketers who have excelled at helping organization to manage their social media and grow.
Turški | angleščina |
---|---|
ortakları | partners |
yönetme | manage |
ve | and |
TR Ürün geliştirme süreciniz ne kadar başarılı? Autodesk, dijital dönüşüm için strateji oluşturma ve hedeflerinize ulaşmanızda gerekli olan özellikleri geliştirme konusunda size yardımcı olabilir
EN How mature is your product development process? Autodesk can help you strategize for digital transformation and develop the capabilities needed to achieve your goals
Turški | angleščina |
---|---|
autodesk | autodesk |
dijital | digital |
dönüşüm | transformation |
gerekli | needed |
olan | is |
size | you |
olabilir | can |
TR Referanslar açılış sayfası, başarılı ve popüler bir işletme web sitesi elde etmenize yardımcı olacak yalnızca bir sayfadır
EN The testimonials landing page is just one page that will help you get a successful and popular business website
Turški | angleščina |
---|---|
başarılı | successful |
popüler | popular |
işletme | business |
TR Makine, ekipman ve yardımcı sistemlerin üretici tesislerinde Eylül 2021 ayında fabrika kabul testleri başarılı bir şekilde tamamlanmıştır.
EN Production clearances for machinery, installations, and systems are successfully completed in September 2021.
Turški | angleščina |
---|---|
eylül | september |
başarılı | successfully |
TR Çevre dostu uygulama ve çözümlere başarılı bir şekilde geçiş yapmanıza yardımcı oluyoruz.
EN We help you make a successful green transition.
Turški | angleščina |
---|---|
uygulama | help |
başarılı | successful |
bir | a |
geçiş | transition |
TR Uygun ürün fikirlerinizi başarılı bir şekilde pazara sunmanız için bir yol haritası geliştirmenize yardımcı olabiliriz.
EN We can help develop a roadmap to successfully take your relevant product ideas to market.
Turški | angleščina |
---|---|
uygun | relevant |
ürün | product |
başarılı | successfully |
TR Aralarında sert peynir ve yarı sert peynir, Çedar peyniri, pasta filata, sıvı halde doldurulmuş peynir ve cottage peynirinin bulunduğu çok çeşitli yüksek kalite peynirlerin üretiminde başarılı olmanıza yardımcı olabiliriz.
EN We can help you succeed with the production of a wide variety of high-quality cheeses, including hard cheese and semi-hard cheese, Cheddar cheese, pasta filata, liquid filled cheese and cottage cheese.
Turški | angleščina |
---|---|
sert | hard |
peynir | cheese |
ve | and |
yarı | semi |
sıvı | liquid |
çeşitli | variety |
yüksek | high |
kalite | quality |
TR Bu kitapların hiçbiri başarılı olmadı, bu yüzden 1938'deki Anschluss ve Kristallnacht olaylarından sonra, Klautz artık Alman dilindeki kitapların yayınlanması için sözleşmeler yapılmayacağını duyurdu
EN None of these books were very successful, so after the Anschluss and Kristallnacht events of 1938, Klautz announced that no more contracts would be made for the publication of books in the German language
Turški | angleščina |
---|---|
başarılı | successful |
alman | german |
kitapları | books |
olayları | events |
TR Yükseltme işleminin başarılı bir şekilde ödenmesininardından bir fatura alırsınız
EN You will receive an invoice upon successful payment of the upgrade
Turški | angleščina |
---|---|
yükseltme | upgrade |
başarılı | successful |
TR Kimyacılara ilgili literatüre, hasta bilgilerine, geçerli bileşik özelliklerine ve deneysel prosedürlere en kestirme yolu sağlayarak başarılı erken ilaç keşifleri yapılmasına destek olun.Reaxys hakkında daha fazla bilgi edinin
EN Drive successful early drug discovery by providing chemists with the shortest path to relevant literature, patent information, valid compound properties and experimental procedures.Learn more about Reaxys
Turški | angleščina |
---|---|
geçerli | valid |
ve | and |
yolu | path |
sağlayarak | by providing |
başarılı | successful |
erken | early |
ilaç | drug |
TR Tüm sunucularımızdan veri geçirme hizmet istekleri her zaman başarılı olmayabilir
EN The service attempts to reroute all such requests through our server but may not be entirely successful
Turški | angleščina |
---|---|
istekleri | requests |
başarılı | successful |
TR Electric Light Orchestra (ELO) 1970'lerde ve 1980'lerde İngiltere Birmingham'ın başarılı rock müzik grubuydu. Grup yaylıları, ses kodlayıcıları ve ekoları, rock şarkılarıy… Devamını oku
EN Electric Light Orchestra is a symphonic rock band which formed in Birmingham, England in 1970. The band was formed by Jeff Lynne (vocals, guitar, multiple instruments), Roy Wood (multiple i… read more
Turški | angleščina |
---|---|
electric | electric |
light | light |
orchestra | orchestra |
rock | rock |
devamını | more |
oku | read |
TR Electric Light Orchestra (ELO) 1970'lerde ve 1980'lerde İngiltere Birmingham'ın başarılı rock müzik grubuydu. Grup yaylıları, ses kodlayıcıları ve ekoları, rock şarkılarıyla birleştirdiler dolayısıyla, rock'un ço… Devamını oku
EN Electric Light Orchestra is a symphonic rock band which formed in Birmingham, England in 1970. The band was formed by Jeff Lynne (vocals, guitar, multiple instruments), Roy Wood (multiple instruments, vocals), Richard Tandy (keyboards,… read more
Turški | angleščina |
---|---|
electric | electric |
light | light |
orchestra | orchestra |
rock | rock |
devamını | more |
oku | read |
TR Website Builder için İşletme Planımızda başarılı bir çevrimiçi mağaza çalıştırmak için gereken her şey var
EN Our Business plan for Website Builder has everything you need to run a successful online store
Turški | angleščina |
---|---|
başarılı | successful |
mağaza | store |
planı | plan |
TR Başarılı olmak için yılda 100 kitap okumak zorunda değilsiniz
EN Acquiring Wisdom Requires You to Show Up
Turški | angleščina |
---|---|
için | to |
TR Örneğin, ‘Wait But Why’ iyi dönüşüm sağlayan ama marka üzerinde kalan açılır pencereler oluşturma konusunda başarılı bir iş çıkarıyor.
EN For example, Wait But Why does a great job of using popups that convert well but stay on brand.
Turški | angleščina |
---|---|
marka | brand |
TR YouTube'da (ve ötesinde) büyümek ve başarılı olmak için her içerik oluşturucusuna ihtiyaç duydukları bilgileri veren dünyadaki en güçlü video pazarlama araçlarından biridir.
EN It’s one of the most powerful video marketing tools on the planet, giving every creator the information they need to grow and succeed on YouTube (and beyond).
Turški | angleščina |
---|---|
youtube | youtube |
ihtiyaç | need |
en | most |
güçlü | powerful |
video | video |
pazarlama | marketing |
TR Başka bir ifadeyle, YouTube SEO'da başarılı olmak için pazarlama strajesinin bir parçası olmalısınız
EN In other words, to be successful on YouTube SEO must be part of your marketing strategy
Turški | angleščina |
---|---|
başka | other |
youtube | youtube |
seo | seo |
başarılı | successful |
pazarlama | marketing |
parçası | part |
TR Dünyanın en zorlu işlerinde ve en zorlu koşullarında başarılı olmak için Eaton hidrolik silindirlerine güvenin
EN Depend on Eaton hydraulic cylinders to excel in the world’s toughest jobs and harshest conditions
Turški | angleščina |
---|---|
eaton | eaton |
hidrolik | hydraulic |
koşulları | conditions |
TR Electric Light Orchestra (ELO) 1970'lerde ve 1980'lerde İngiltere Birmingham'ın başarılı rock müzik grubuydu
EN Electric Light Orchestra is a symphonic rock band which formed in Birmingham, England in 1970
Turški | angleščina |
---|---|
electric | electric |
light | light |
orchestra | orchestra |
rock | rock |
TR McCartney ve Lennon müzik tarihinin en başarılı ve en etkili söz yazarı partneri olmuşlar, rock n roll tarihinin en önemli hitlerini bestelemişlerdir
EN A self-taught musician, McCartney is proficient on bass, guitar, keyboards, and drums
Turški | angleščina |
---|---|
ve | and |
müzik | musician |
TR 20 yıldır müzik yapan Pat Benatar, Rock&Roll’un en başarılı kadın vokalistlerinden ve süperstarlarından sayılıyor. Sanatçının altı platin, dört altın albümü, dört Grammy ödülü var. 1… Devamını oku
EN Pat Benatar is a four-time Grammy winning musician with six platinum and four gold albums to her credit. Singing such hit singles as "I Need a Lover", "Heartbreaker", &q… read more
Turški | angleščina |
---|---|
müzik | musician |
altın | gold |
oku | read |
TR İster bir iş sunumu, CEO konuşması, isterse bir kutlama için kadeh kaldırma, Fairmont başarılı iletişimin akıllı teknolojiye dayandığını bilir
EN Whether it’s a business presentation, the CEO’s speech or a celebratory toast, Fairmont knows successful communication relies on smart technology
Turški | angleščina |
---|---|
ceo | ceo |
konuşması | speech |
fairmont | fairmont |
başarılı | successful |
akıllı | smart |
teknolojiye | technology |
bilir | knows |
isterse | or |
TR Başarılı toplantılar, ister bir anlaşma imzalıyor, isterse uluslararası bir konferans düzenliyor olun, kullanımı kolay bir rezervasyon sistemi ile başlar
EN Successful meetings, whether you’re inking a deal or staging an international conference, begin with an easy-to-use reservation system
Turški | angleščina |
---|---|
başarılı | successful |
anlaşma | deal |
uluslararası | international |
olun | whether |
kullanımı | use |
kolay | easy |
rezervasyon | reservation |
sistemi | system |
başlar | begin |
isterse | or |
TR Başarılı etkinlikler kullanması kolay bir rezervasyon sistemi ile başlar
EN Successful events begin with an easy-to-use reservation system
Turški | angleščina |
---|---|
başarılı | successful |
etkinlikler | events |
kolay | easy |
rezervasyon | reservation |
sistemi | system |
başlar | begin |
TR Başarılı düğünler kullanması kolay bir rezervasyon sistemi ile başlar
EN Successful weddings begin with an easy-to-use reservation system
Turški | angleščina |
---|---|
başarılı | successful |
düğünler | weddings |
kolay | easy |
rezervasyon | reservation |
sistemi | system |
başlar | begin |
TR 1977-1983 yılları arasında varolmuş olan Sting, Andy Summers, Stewart Copeland gibi çok yetenekli üç müzisyenden oluşan Police grubu 70'lerin ve 80'lerin ilk yarısının en başarılı gruplarındandı
EN The Police was a new wave band which formed in 1977 in London, England
Turški | angleščina |
---|---|
olan | was |
gibi | which |
oluşan | formed |
grubu | band |
TR Çünkü katılımcı, kapsayıcı ve koordineli bir yerel sivil toplum dokusunu, başarılı ve sürdürülebilir insani yardımın yapıtaşı olarak görüyoruz.
EN Because we see a participatory, inclusive, and coordinated local civil society pattern as the building block of a successful and sustainable humanitarian relief.
Turški | angleščina |
---|---|
katılımcı | participatory |
kapsayıcı | inclusive |
yerel | local |
sivil | civil |
toplum | society |
başarılı | successful |
sürdürülebilir | sustainable |
TR Başarılı iş birliklerinin verim ve etkinliği nasıl artırdığını birebir deneyimlediğimiz bu sürecin ardından, çalışmamızı bir adım ileriye taşıma kararı aldık.
EN Following this process when we directly experienced how successful cooperation increases efficiency and effectiveness, we decided to carry our cooperation a step further.
Turški | angleščina |
---|---|
başarılı | successful |
bu | this |
TR Perakende piyasasında kolay kullanımlı ve anlaşılabilir en popüler çözümlerden biridir. İyi yatırımcıların stratejilerini takip ederek başarılı olma imkânı sunduğu için işlemciler arasında oldukça popülerdir.
EN One of the most popular solutions for the retail market that is easy to use and under-stand. Popular with traders as it provides the opportunity to follow the strategies of good traders and become successful.
Turški | angleščina |
---|---|
perakende | retail |
kolay | easy |
en | most |
popüler | popular |
takip | follow |
başarılı | successful |
TR MT4/MT5 yatırım platformları için profesyonel dış kaynak hizmetleri sunuyoruz. Herhangi bir şekilde desteğe ihtiyacınız olursa hızla kurulum yapabilir ve operasyonlarınızın başarılı yürümesi için sürekli destek sunabiliriz.
EN We offer professional outsourcing services for MT4/MT5 trading platforms. If you need assistance in any way, we can step in and offer you a quick setup and ongoing competent support so you can run your operations effectively.
Turški | angleščina |
---|---|
olursa | if |
kurulum | setup |
yapabilir | can |
sürekli | ongoing |
TR En uygun tanı ve başarılı bir tedavi planının temelini oluştururlar.
EN They are the foundation of an optimal diagnosis and a successful treatment plan.
Turški | angleščina |
---|---|
başarılı | successful |
tedavi | treatment |
planı | plan |
TR CBRE, pazar lideri bir Aracılık Hizmeti sunmakta ve en başarılı alımlar, tasarruflar, kira yenilemeleri ve ticari kira incelemelerini sağlamak için müşterilerle gayrimenkulleri konusunda birlikte çalışmaktadır.
EN CBRE has a specialist team dedicated to providing valuation advice to corporate occupiers.
TR Dürtü doruğa çıkacak ve gerileyecektir (tıpkı bir dalga) ve eğer başarılı bir şekilde ilerleyebilirseniz, dürtü sörfü deneyimine sahip olacaksınız.
EN The urge will peak and recede (just like a wave), and if you can successfully move through it, you will have had the experience of urge surfing.
Turški | angleščina |
---|---|
eğer | if |
başarılı | successfully |
şekilde | like |
deneyimine | experience |
sahip | have |
olacaksınız | you will |
TR Başarılı bir dispersiyon için yönlenimli kuvvetler gerekir; böylece topaklanan parçalar tekrar ayrılabilir
EN Successful dispersion requires targeted force in order to separate agglomerated particles
Turški | angleščina |
---|---|
başarılı | successful |
gerekir | requires |
TR Net şekilde belirlenmiş yönergeler; başarılı ve tutarlı bir online marka çalışmasının köşe taşıdır
EN A clear set of guidelines is the cornerstone of successful and consistent online branding
Turški | angleščina |
---|---|
net | clear |
başarılı | successful |
tutarlı | consistent |
online | online |
marka | branding |
Prikaz 50 od 50 prevodov