EN Adjust each photo or video scene’s duration to achieve the perfect look in just a few clicks
"achieve the perfect" v Angličtina možno preložiť do nasledujúcich Turecký slov/fráz:
EN Adjust each photo or video scene’s duration to achieve the perfect look in just a few clicks
TR Her bir fotoğrafın ya da videonun süresini belirleyin ve sadece birkaç tıklama ile mükemmel sonuca ulaşın
Angličtina | Turecký |
---|---|
photo | fotoğraf |
video | videonun |
clicks | tıklama |
perfect | mükemmel |
in | da |
a | birkaç |
the | sadece |
EN Adjust each photo or video scene’s duration to achieve the perfect look in just a few clicks
TR Her bir fotoğrafın ya da videonun süresini belirleyin ve sadece birkaç tıklama ile mükemmel sonuca ulaşın
Angličtina | Turecký |
---|---|
photo | fotoğraf |
video | videonun |
clicks | tıklama |
perfect | mükemmel |
in | da |
a | birkaç |
the | sadece |
EN The copper base makes perfect contact with the CPU and thermal paste; the extended 5 x Ø6 mm heat pipes create a perfect circulation system for better CPU cooling performance, supporting CPU heat dissipation up to 150W.
TR Bakır taban, CPU ve termal macun ile mükemmel temas sağlar; Genişletilmiş 5 x Ø6 mm ısı boruları, daha iyi CPU soğutma performansı için mükemmel bir sirkülasyon sistemi oluşturarak 150W'a kadar CPU ısı dağılımını destekler.
EN Working together, we can achieve a more inclusive, collaborative and transparent world of research. We believe open science can benefit research and society and drive research performance.
TR Birlikte çalışarak daha kapsayıcı, ortak çalışmaya dayalı ve şeffaf bir araştırma dünyası oluşturabiliriz. Açık bilimin araştırmalara ve topluma fayda sağlayacağına ve araştırma performansını artıracağına inanıyoruz.
Angličtina | Turecký |
---|---|
more | daha |
collaborative | ortak |
open | açık |
benefit | fayda |
society | topluma |
working | çalışarak |
inclusive | kapsayıcı |
transparent | şeffaf |
world | dünyası |
we believe | inanıyoruz |
and | ve |
research | araştırma |
a | bir |
of | birlikte |
performance | performans |
EN “We created a comprehensive content strategy to increase the potential organic traffic by 123%. We actively used Semrush tools in the process to achieve our goals.”
TR ''Potansiyel organik trafiği %123 kadar arttırmak için kapsamlı bir içerik stratejisi oluşturduk. Hedeflerimize ulaşmak için Semrush araçlarını aktif bir şekilde kullandık.''
Angličtina | Turecký |
---|---|
potential | potansiyel |
organic | organik |
traffic | trafiği |
comprehensive | kapsamlı |
content | içerik |
strategy | stratejisi |
we created | oluşturduk |
semrush | semrush |
tools | araçlarını |
actively | aktif |
the | şekilde |
a | bir |
to | için |
increase | arttırmak |
achieve | ulaşmak |
EN Data, analytics and technological capabilities to help you to achieve commercial success, maintain safety and compliant manufacturing processes
TR Ticari başarı elde etmenize, güvenliği ve uyumlu üretim süreçlerini muhafaza etmenize yardımcı olan veriler, analizler ve teknolojik imkanlar
Angličtina | Turecký |
---|---|
data | veriler |
analytics | analizler |
technological | teknolojik |
achieve | elde |
commercial | ticari |
compliant | uyumlu |
success | başarı |
help | yardımcı |
safety | güvenliği |
manufacturing | üretim |
you | etmenize |
and | ve |
EN Irreproducibility often originates from missing elements to research data, which are needed in order to achieve the same research results
TR Tekrarlanamazlık, genellikle araştırma verilerinde eksik olan ve aynı araştırma sonuçlarına ulaşılabilmesi için ihtiyaç duyulan unsurlardan kaynaklanmaktadır
Angličtina | Turecký |
---|---|
often | genellikle |
missing | eksik |
research | araştırma |
which | ve |
are | olan |
the | aynı |
to | için |
needed | ihtiyaç |
EN Achieve superior results in clinical education
TR Klinik eğitimde üstün sonuçlar elde edin
Angličtina | Turecký |
---|---|
achieve | elde |
clinical | klinik |
superior | üstün |
EN Elsevier's world-class learning, test preparation and reference tools from the most trusted sources empower students and faculties to achieve superior results in clinical education.
TR Elsevier'in birinci sınıf öğrenme, test hazırlama ve referans araçları öğrenciler ve fakülteye klinik eğitimde olağanüstü sonuçlara ulaşmaları için destek olur.
Angličtina | Turecký |
---|---|
test | test |
preparation | hazırlama |
reference | referans |
clinical | klinik |
class | sınıf |
students | öğrenciler |
tools | araçları |
results | sonuç |
and | ve |
EN Elsevier's world-class learning and reference tools from the most trusted sources, empower physicians to achieve superior results.
TR Elsevier'in birinci sınıf öğrenme ve referans araçları doktorlara olağanüstü sonuçlara ulaşmalarında destek olur.
Angličtina | Turecký |
---|---|
reference | referans |
class | sınıf |
tools | araçları |
results | sonuç |
and | ve |
EN Product marketing:Our respected publications and platforms will help you win market share and achieve real product differentiation.
TR Ürün pazarlama:Saygın yayınlarımız ve platformlarımız pazar payı kazanmanıza ve gerçek ürün farklılaştırması sağlamanıza yardımcı olur.
Angličtina | Turecký |
---|---|
respected | saygın |
platforms | platformlar |
real | gerçek |
share | payı |
product | ürün |
will | olur |
marketing | pazarlama |
help | yardımcı |
market | pazar |
and | ve |
EN How to use Semrush to achieve marketing goals and make more money
TR Semrush'ı kullanarak pazarlama hedeflerine nasıl ulaşırsın ve daha çok para kazanırsın
Angličtina | Turecký |
---|---|
semrush | semrush |
marketing | pazarlama |
goals | hedeflerine |
and | ve |
how | nasıl |
EN Achieve pharmacovigilance with less pain with solutions that help you to identify critical patient safety signals and automate the process of capturing and managing adverse drug reaction and safety information.
TR Kritik hasta güvenliği sinyallerini belirlemenize ve advers ilaç reaksiyonları ve güvenlik bilgilerini yakalama ve yönetme sürecini otomatikleştirmenize yardımcı olan çözümlerle farmakovijilansı kolaylaştırın.
Angličtina | Turecký |
---|---|
critical | kritik |
patient | hasta |
of | ın |
managing | yönetme |
information | bilgilerini |
drug | ilaç |
help | yardımcı |
solutions | çözümlerle |
safety | güvenliği |
and | ve |
process | sürecini |
EN With us, you can maximise your budget and achieve a better return-on-investment to attract the most qualified professionals, without the need for multiple searches.
TR Bizimle, birden çok kez arama yapmaya gerek kalmaksızın en kalifiye uzmanları çekmek için bütçenizi maksimize edebilir ve daha iyi bir yatırım geri dönüşü sağlayabilirsiniz.
Angličtina | Turecký |
---|---|
qualified | kalifiye |
professionals | uzmanlar |
need | gerek |
searches | arama |
with us | bizimle |
attract | çekmek |
investment | yatırım |
most | en |
you can | sağlayabilirsiniz |
better | daha iyi |
to | geri |
for | için |
and | ve |
the | birden |
multiple | bir |
EN Our brilliant partners also allow us to achieve things never before thought possible with user-generated content.
TR Harika ortaklarımız da, kullanıcı tarafından oluşturulan içerik ile mümkün olduğu daha önce hiç düşünülmemiş şeyleri başarmamıza olanak sağlarlar./p>
Angličtina | Turecký |
---|---|
possible | mümkün |
content | içerik |
user | kullanıcı |
generated | oluşturulan |
also | da |
things | şeyleri |
before | önce |
to | hiç |
EN To achieve and maintain sustainable water abstraction
TR Sürdürülebilir su çıkarmayı sağlama ve bu süreci koruma
Angličtina | Turecký |
---|---|
sustainable | sürdürülebilir |
water | su |
and | ve |
EN To achieve and maintain good water status in terms of chemical quality and biological elements
TR Kimyasal kalite ve biyolojik elementler bakımından iyi düzeyde su durumuna ulaşma ve bu düzeyi koruma
Angličtina | Turecký |
---|---|
water | su |
chemical | kimyasal |
biological | biyolojik |
and | ve |
quality | kalite |
good | iyi |
EN It’s a simple and realistic goal that we can achieve together.
TR Birlikte başarabileceğimiz basit ve gerçekçi bir hedef.
Angličtina | Turecký |
---|---|
realistic | gerçekçi |
goal | hedef |
together | birlikte |
simple | basit |
and | ve |
a | bir |
EN Achieve complete solutions with a single code and from a single supplier
TR Tek bir kodla ve tek bir tedarikçiden eksiksiz çözüm sunar
Angličtina | Turecký |
---|---|
complete | eksiksiz |
solutions | çözüm |
and | ve |
a | bir |
EN Achieve operating pressures up to 50% more than SAE.
TR SAE'den %50’ye kadar daha fazla çalışma basıncı elde edin.
Angličtina | Turecký |
---|---|
operating | çalışma |
achieve | elde |
to | kadar |
EN Discover the additional value of using an Eaton system of products designed to work together to achieve even higher operating pressures
TR Daha yüksek çalışma basıncına ulaşmak için birlikte çalışacak şekilde tasarlanmış bir Eaton ürünleri sistemini kullanmanın getireceği katma değeri keşfedin
Angličtina | Turecký |
---|---|
discover | keşfedin |
eaton | eaton |
system | sistemini |
higher | daha yüksek |
value | değeri |
the | şekilde |
even | bir |
products | ürünleri |
work | çalışacak |
designed | tasarlanmış |
of | in |
achieve | ulaşmak |
EN As one of the first luxury hotel brands to achieve emission reduction targets, we embrace the Planet 21 initiatives developed by Accor
TR Emisyon azaltımı hedeflerine ulaşan ilk lüks otel markalarından biri olarak, Accor’un geliştirdiği Planet 21 inisiyatifini kucaklıyoruz
Angličtina | Turecký |
---|---|
luxury | lüks |
hotel | otel |
brands | markalar |
emission | emisyon |
targets | hedeflerine |
first | ilk |
EN In addition, organizations might take steps forward in order to achieve their goals and improve their capacities by developing cooperation with other civil actors.
TR Bununla birlikte STÖ’lerin başka sivil aktörlerle işbirliği geliştirmesi örgütleri hedeflerine yaklaştırabilir, etkisini arttırmaya ve kapasitelerini güçlendirmeye katkı sunabilir.
Angličtina | Turecký |
---|---|
goals | hedeflerine |
cooperation | işbirliği |
other | başka |
civil | sivil |
organizations | örgütleri |
and | ve |
EN Only a free and informed people can achieve prosperity and peace, and protect their liberties.
TR Sadece özgür ve bilinçli insanlar refah ve barışa ulaşıp özgürlüklerini koruyabilirler.
Angličtina | Turecký |
---|---|
people | insanlar |
prosperity | refah |
peace | barış |
free | özgür |
and | ve |
EN There's a reason that service providers fight to achieve a dominant position—monopoly or duopoly
TR Servis sağlayıcıların ister tek başlarına ister başka bir şirketle hakim bir konuma sahip olmak için verdikleri mücadelenin bir nedeni mevcuttur
Angličtina | Turecký |
---|---|
service | servis |
reason | nedeni |
or | mevcuttur |
a | bir |
EN After a few months of trying to achieve social and academic goals at university and failing, I fell deeper into depression
TR Üniversitede birkaç ay sosyal ve akademik hedeflere ulaşmaya çalışıp başarısız olduktan sonra, daha da derin bir depresyona girdim
Angličtina | Turecký |
---|---|
months | ay |
social | sosyal |
academic | akademik |
deeper | derin |
and | ve |
a | birkaç |
EN I strongly recommend this platform to anyone aiming to achieve top quality video production with ease at a reasonable cost.
TR Yüksek kalitede video üretmeyi hedefleyen herkese bu platformu öneriyorum.
Angličtina | Turecký |
---|---|
platform | platformu |
top | yüksek |
quality | kalitede |
video | video |
this | bu |
to | herkese |
EN Make a killer CV video and achieve your career heights.
TR Vurucu bir CV videosu oluşturun ve kariyer basamaklarını tırmanmaya başlayın.
Angličtina | Turecký |
---|---|
make | oluşturun |
video | videosu |
career | kariyer |
a | bir |
and | ve |
EN This means the system can achieve consensus without a central authority and tolerate malicious users as long as a supermajority of the stake is in non-malicious hands
TR Bu da sistemin merkezi bir otorite olmadan mutabakata varabileceği ve stake etme üstünlüğünün kötü niyetli olmayan kişilerde olduğu müddetçe kötü niyetli kullanıcıları tolere edebileceği anlamına gelir
Angličtina | Turecký |
---|---|
means | anlamına |
central | merkezi |
as | gelir |
without | olmadan |
and | ve |
in | da |
this | bu |
the | etme |
users | kullanıcıları |
is | olduğu |
a | bir |
EN Amazon EC2 P3 instances enable developers to train deep learning models much faster so that they can achieve their machine learning goals quickly.
TR Amazon EC2 P3 bulut sunucuları, yazılım geliştiricilerin derin öğrenme modellerini çok daha hızlı eğiterek makine öğrenimi hedeflerine hızla ulaşmasına olanak tanıyor.
Angličtina | Turecký |
---|---|
amazon | amazon |
deep | derin |
models | modellerini |
machine | makine |
goals | hedeflerine |
learning | öğrenimi |
to | e |
quickly | hızla |
faster | hızlı |
EN Customers with high write or read requirements often split databases across several instances to achieve higher throughput
TR Yüksek yazma veya okuma gereksinimleri olan müşteriler, daha yüksek verim elde etmek için genellikle veritabanlarını birkaç veritabanı sunucusuna bölerler
Angličtina | Turecký |
---|---|
customers | müşteriler |
requirements | gereksinimleri |
often | genellikle |
high | yüksek |
or | veya |
read | daha |
higher | daha yüksek |
with | elde |
databases | veritabanları |
to | birkaç |
instances | için |
EN The Federal Government wants to stand up for climate protection in Germany and worldwide. Discover here what it plans to achieve.
TR Alman hükümeti Almanya’da ve dünya genelinde iklimin korunması yönünde uğraş vermek istiyor. Hükümetin hangi çalışmaları planladığını buradan öğrenebilirsiniz.
Angličtina | Turecký |
---|---|
government | hükümeti |
wants | istiyor |
climate | iklimin |
here | buradan |
protection | korunması |
worldwide | dünya |
and | ve |
the | alman |
EN The goal is to achieve climate neutrality by 2050
TR Anlaşmada karbon salınımının 2050 yılına kadar sıfıra indirilmesi hedefleniyor
Angličtina | Turecký |
---|---|
to | kadar |
EN More than 3,500 public and private employers with a total of 13.4 million employees have signed up to the “Diversity Charta” to achieve equal workplace opportunities.
TR Kamu ve özel sektörden 3.500’ün üzerinde işveren 13,4 milyon çalışanıyla iş yerinde fırsat eşitliğini hayata geçirmek için “Çeşitlilik Paktı” birliğinde bir araya geldi.
EN While most gaming mice process lift off distance from a single primary sensor, the Rival 600 deploys a state-of-the-art dedicated depth sensor to achieve the world’s lowest and most accurate lift off distance
TR Çoğu oyun mouseu’ları kalkış mesafesini tek bir birincil algılayıcıdan işlerken Rival 600, dünyanın en düşük ve en doğru kalkış mesafesini elde etmek için son teknoloji özel bir derinlik algılayıcısı kullanır
Angličtina | Turecký |
---|---|
process | iş |
primary | birincil |
state-of-the-art | son |
achieve | elde |
rival | rival |
most | en |
and | ve |
lowest | en düşük |
off | bir |
gaming | oyun |
EN While most gaming mice process lift off distance from a single primary sensor, the Rival 650 deploys a state-of-the-art dedicated depth sensor to achieve the world’s lowest and most accurate lift off distance
TR Çoğu oyun mouseu’ları kalkış mesafesini tek bir birincil algılayıcıdan işlerken Rival 650, dünyanın en düşük ve en doğru kalkış mesafesini elde etmek için son teknoloji özel bir derinlik algılayıcısı kullanır
Angličtina | Turecký |
---|---|
process | iş |
primary | birincil |
state-of-the-art | son |
achieve | elde |
rival | rival |
most | en |
and | ve |
lowest | en düşük |
off | bir |
gaming | oyun |
EN Extend and customize your offerings around the business goals of your customers. Meet or exceed the requirements of every project and help customers achieve better results.
TR Tekliflerinizi, müşterilerinizin iş hedefleri çevresinde genişletin ve özelleştirin. Her projenin gereksinimlerini karşılayıp fazlasını da yaparak müşterilerin daha iyi sonuçlar almasına yardımcı olun.
Angličtina | Turecký |
---|---|
goals | hedefleri |
customers | müşterilerin |
requirements | gereksinimlerini |
project | projenin |
your customers | müşterilerinizin |
customize | özelleştirin |
help | yardımcı |
around | çevresinde |
better | daha iyi |
the | fazlasını |
and | ve |
of | her |
EN How mature is your product development process? Autodesk can help you strategize for digital transformation and develop the capabilities needed to achieve your goals
TR Ürün geliştirme süreciniz ne kadar başarılı? Autodesk, dijital dönüşüm için strateji oluşturma ve hedeflerinize ulaşmanızda gerekli olan özellikleri geliştirme konusunda size yardımcı olabilir
Angličtina | Turecký |
---|---|
autodesk | autodesk |
digital | dijital |
transformation | dönüşüm |
needed | gerekli |
your goals | hedeflerinize |
help | yardımcı |
development | geliştirme |
can | olabilir |
is | olan |
and | ve |
the | size |
EN Therefore social investments in young people can help to achieve a healthy, socio-economically productive and poverty free society.
TR Bu nedenle, gençlere yapılan sosyal yatırımlar, daha sağlıklı, sosyo-ekonomik açıdan üretken ve yoksulluktan uzak bir toplum elde etmeye yardımcı olabilecek bir potansiyele sahip.
Angličtina | Turecký |
---|---|
young | genç |
achieve | elde |
healthy | sağlıklı |
productive | üretken |
can | olabilecek |
social | sosyal |
and | ve |
society | toplum |
to | etmeye |
therefore | bu nedenle |
help | yardımcı |
EN Global Giving is a charity website established to raise funds for social entrepreneurs and non-profit organizations to achieve their social goals.
TR Global Giving, sosyal girişimciler ve kar amacı gütmeyen kuruluşlara sosyal amaçlarına ulaşmaları hedefiyle fon yaratmak için kurulmuş yardım amaçlı bir internet sitesidir.
Angličtina | Turecký |
---|---|
global | global |
website | internet |
social | sosyal |
non-profit | kar amacı gütmeyen |
organizations | kuruluşlara |
established | kurulmuş |
and | ve |
a | bir |
EN The Berghof Foundation works as an independent, non-profit non-governmental organization to prevent political and social conflict and to achieve sustainable peace through conflict resolution
TR Berghof Vakfı, bağımsız, kar amacı gütmeyen hükümet dışı bir örgüt olarak siyasi ve sosyal çatışmayı engellemek ve çatışma çözümü ile sürdürülebilir barışın sağlanması için çalışır
Angličtina | Turecký |
---|---|
independent | bağımsız |
non-profit | kar amacı gütmeyen |
political | siyasi |
social | sosyal |
sustainable | sürdürülebilir |
foundation | vakfı |
conflict | çatışma |
resolution | çözümü |
works | çalışır |
and | ve |
to | için |
EN End hunger, achieve food security and improved nutrition and promote sustainable agriculture
TR Açlığı bitirmek, gıda güvenliğine ve iyi beslenmeye ulaşmak ve sürdürülebilir tarımı desteklemek
Angličtina | Turecký |
---|---|
achieve | ulaşmak |
food | gıda |
security | güvenli |
improved | iyi |
sustainable | sürdürülebilir |
agriculture | tarım |
and | ve |
end | da |
EN 3.8. Achieve universal health coverage, including financial risk protection, access to quality essential health-care services and access to safe, effective, quality and affordable essential medicines and vaccines for all
TR 3.8. Finansal riskten korunmayı, kaliteli temel sağlık hizmetlerine erişimi ve herkesin güvenli, etkili, kaliteli ve uygun fiyatlı temel ilaçlara ve aşılara erişimini de kapsayan evrensel bir sağlık güvencesi sisteminin oluşturulması
Angličtina | Turecký |
---|---|
universal | evrensel |
health | sağlık |
financial | finansal |
access | erişimi |
quality | kaliteli |
essential | temel |
services | hizmetlerine |
effective | etkili |
and | ve |
to | güvenli |
including | de |
EN 4.6. By 2030, ensure that all youth and a substantial proportion of adults, both men and women, achieve literacy and numeracy
TR 4.6. 2030’a kadar bütün gençlerin ve hem kadın hem de erkek olmak üzere yetişkinlerin büyük bir bölümünün okuryazar olmasının ve matematiksel beceriler kazanmasının güvence altına alınması
Angličtina | Turecký |
---|---|
men | erkek |
women | kadın |
and | ve |
by | altına |
both | de |
a | bir |
achieve | olmak |
EN Achieve gender equality and empower all women and girls
TR Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak ve tüm kadınlar ile kız çocuklarını güçlendirmek
Angličtina | Turecký |
---|---|
gender | cinsiyet |
women | kadınlar |
girls | kız |
and | ve |
all | tüm |
achieve | ile |
EN 6.1. By 2030, achieve universal and equitable access to safe and affordable drinking water for all
TR 6.1. 2030’a kadar herkesin güvenilir ve erişilebilir içme suyuna evrensel ve eşit biçimde erişiminin güvence altına alınması
Angličtina | Turecký |
---|---|
universal | evrensel |
and | ve |
all | herkesin |
by | altına |
EN 8.2. Achieve higher levels of economic productivity through diversification, technological upgrading and innovation, including through a focus on high-value added and labour-intensive sectors
TR 8.2. Yüksek katma değerli ve emek-yoğun sektörlere odaklanarak ve çeşitlendirme, teknoloji geliştirme ve yenilik getirme aracılığıyla ekonomik verimliliğin daha yüksek seviyelere çekilmesi
Angličtina | Turecký |
---|---|
economic | ekonomik |
value | değerli |
and | ve |
innovation | yenilik |
high | yüksek |
higher | daha yüksek |
of | in |
added | katma |
through | aracılığıyla |
including | de |
EN 8.5. By 2030, achieve full and productive employment and decent work for all women and men, including for young people and persons with disabilities, and equal pay for work of equal value
TR 8.5. 2030’a kadar gençler ve engelliler de dâhil bütün kadın ve erkeklerin tam ve üretken istihdama ve insana yakışır işlere erişimlerinin sağlanması ve eşit işe eşit ücret ilkesinin tam olarak benimsenmesi
Angličtina | Turecký |
---|---|
young | genç |
productive | üretken |
pay | ücret |
women | kadın |
full | tam |
and | ve |
equal | eşit |
work | iş |
including | de |
EN 10.1. By 2030, progressively achieve and sustain income growth of the bottom 40 per cent of the population at a rate higher than the national average
TR 10.1. 2030’a kadar nüfusun tabandaki yüzde 40 içinde bulunan kesiminin gelirinin ulusal ortalamadan daha yüksek bir oranda, devamlı olarak artmasının ve sürdürülmesinin sağlanması
Angličtina | Turecký |
---|---|
population | nüfusun |
per cent | yüzde |
and | ve |
national | ulusal |
higher | daha yüksek |
EN 10.4. Adopt policies, especially fiscal, wage and social protection policies, and progressively achieve greater equality
TR 10.4. Özellikle mali, ücret ve sosyal koruma politikaları olmak üzere politikaların benimsenmesi ve eşitliğin giderek daha çok sağlanması
Angličtina | Turecký |
---|---|
policies | politikalar |
social | sosyal |
protection | koruma |
achieve | olmak |
greater | daha |
and | ve |
Zobrazuje sa 50 z 50 prekladov