EN The corrugated texture on the upper side massages the head and neck regions during the night and increases sleeping comfort.
EN The corrugated texture on the upper side massages the head and neck regions during the night and increases sleeping comfort.
TR Üst yüzeyinde bulunan kanallı doku, gece boyunca baş ve boyun bölgesine masaj yaparak uyku konforunu arttırır.
Engleză | turc |
---|---|
and | ve |
neck | boyun |
night | gece |
sleeping | uyku |
head | baş |
on | boyunca |
EN Alex Dalton Massages And Get Bred By Sean Duran at Gay0Day
TR Gay0Day'de Alex Dalton Masajlar Ve Sean Duran Tarafından Getirildi
Engleză | turc |
---|---|
alex | alex |
and | ve |
by | tarafından |
EN With its heat sensitive structure, takes the shape of head and neck regions and adapts to the body. The corrugated texture on the upper side massages the head and neck regions during the night and increases sleeping comfort.
TR Isıya duyarlı yapısı ile baş ve boyun bölgesinin şeklini alır ve vücuda uyum sağlar.
Engleză | turc |
---|---|
takes | alır |
neck | boyun |
sensitive | duyarlı |
head | baş |
and | ve |
structure | yapısı |
EN Inspired by the lymphatic eye massages practiced in Asia, the innovative IRIS enhances the visible benefits of this technique beyond the capability of fingertips alone
TR Asya'da uygulanan lenfatik göz masajlarından esinlenen yenilikçi IRIS, bu tekniğin gözle görülür faydalarını avucunuzun içine getiriyor
Engleză | turc |
---|---|
eye | göz |
innovative | yenilikçi |
this | bu |
in | içine |
of | in |
benefits | faydalar |
EN The corrugated texture on the upper side massages the head and neck regions during the night and increases sleeping comfort.
TR Üst yüzeyinde bulunan kanallı doku, gece boyunca baş ve boyun bölgesine masaj yaparak uyku konforunu arttırır.
Engleză | turc |
---|---|
and | ve |
neck | boyun |
night | gece |
sleeping | uyku |
head | baş |
on | boyunca |
EN With its heat sensitive structure, takes the shape of head and neck regions and adapts to the body. The corrugated texture on the upper side massages the head and neck regions during the night and increases sleeping comfort.
TR Isıya duyarlı yapısı ile baş ve boyun bölgesinin şeklini alır ve vücuda uyum sağlar.
Engleză | turc |
---|---|
takes | alır |
neck | boyun |
sensitive | duyarlı |
head | baş |
and | ve |
structure | yapısı |
EN Allow yourself a moment of relaxation in our 24-hour wellbeing center: an "Experience" steam room with special lighting effects and massage jets, two hammams, for men or women, relaxing massages and treatments using Cinq Mondes products.
TR Fitness alanında antrenman yapın ya da wellness merkezimizde dinlenin: Aydınlatma efektli ve masaj jetli "Deneyim" duşu ve hamamlar sizi bekliyor. Dinlenme ve güzellik bakımları rezervasyonludur.
Engleză | turc |
---|---|
experience | deneyim |
room | alan |
lighting | aydınlatma |
massage | masaj |
in | da |
and | ve |
of | sizi |
EN Soothe body and mind inside the hotel's luxury spa. Located on the first floor, the spa has a full range of treatments, including facials, massages, manicures, pedicures and body treatments. Sothys beauty products set the standard.
TR Otelin lüks spa merkezinde vücudunuzu ve zihninizi dinlendirin. Cilt ve vücut bakımı, masaj, manikür ve pedikür gibi pek çok hizmet verilen ve birinci katta yer alan spa merkezinde Sothys güzellik ürünleri kullanılmaktadır.
Engleză | turc |
---|---|
body | vücut |
luxury | lüks |
spa | spa |
beauty | güzellik |
products | ürünleri |
and | ve |
a | birinci |
the | gibi |
EN A haven of relaxation and wellbeing in Downtown Dubai, Sofitel Spa indulges with beauty treatments, massages, and reflexology. Tinted glass panels sprinkle yellow and blue light into the state-of-the-art spa, which also offers a sauna and hammam.
TR Dubai'nin merkezinde adeta cennetten bir parça olan So SPA'da güzellik bakımları, masajlar ve refleksoloji sunulur. Renkli cam paneller, sarı ve mavi ışığı son teknolojiyle donatılmış, sauna ve hamamı da bulunan spa merkezine yansıtır.
Engleză | turc |
---|---|
beauty | güzellik |
glass | cam |
state-of-the-art | son |
spa | spa |
yellow | sarı |
and | ve |
in | da |
blue | mavi |
with | parça |
EN [If you are the host, be aware that when you leave the meeting, you might end the meeting for everyone. Make sure to pass the host to someone else if you need to leave but others want to stay on.]
TR [Ev sahibi sizseniz, toplantıdan ayrıldığınızda toplantıyı herkes için sonlandırabileceğinizi unutmayın. Ayrılmanız gerekiyorsa ancak başkaları kalmak istiyorsa, ev sahibini başka birine verdiğinizden emin olun.]
Engleză | turc |
---|---|
others | başkaları |
are | ev |
meeting | toplantı |
the | başka |
but | ancak |
EN We started humanitarian aid programmes for the refugees who had to leave their houses as a result of the crisis in Syria and living outside the camps.
TR Suriye’deki krizden etkilenerek evlerini terk etmek zorunda kalmış ve kamp dışında yaşayan mülteciler için insani yardım projeleri yürütmeye başladık.
Engleză | turc |
---|---|
started | başladı |
aid | yardım |
refugees | mülteciler |
living | yaşayan |
we started | başladık |
of | in |
and | ve |
outside | dışında |
EN Promotion materials, gifts, etc. from suppliers that might create a dependency relationship or create such a perception or leave an impression of fraud are definitely not accepted.
TR Tedarikçilerden bağımlılık ilişkisine dönüşebilecek veya bu algıyı oluşturabilecek ya da bir usulsüzlük izlenimini yaratabilecek promosyon malzemesi, hediye vb. kesinlikle kabul edilmez.
Engleză | turc |
---|---|
promotion | promosyon |
gifts | hediye |
etc | vb |
definitely | kesinlikle |
accepted | kabul |
or | veya |
a | bir |
such | bu |
EN After he had to leave this work because his finger was cut off, he tried to earn a living for himself and his family by working in daily jobs
TR Parmağı kesildiği için işinden ayrılmak zorunda kalan Erhan, günlük işlerde çalışarak kendisi ve ailesi için bir geçim kaynağı sağlamaya çalıştı
Engleză | turc |
---|---|
family | ailesi |
daily | günlük |
his | in |
and | ve |
working | çalışarak |
work | iş |
off | bir |
EN Join Last.fm or log in to leave a shout for legoktm.
TR Last.fm'e katıl veya oturum aç ve legoktm için bir mesaj bırak.
Engleză | turc |
---|---|
join | katıl |
last | last |
log in | oturum |
legoktm | legoktm |
or | veya |
a | bir |
EN Nobody has posted anything yet. Be the first to leave a shout for legoktm
TR Kimse henüz hiçbir mesaj bırakmadı. legoktm için ilk mesaj bırakan sen ol.
Engleză | turc |
---|---|
nobody | kimse |
has | hiç |
legoktm | legoktm |
a | bir |
yet | henüz |
first | ilk |
EN Your private keys and backup are encrypted and never leave your device.
TR Özel anahtarlarınız ve yedeklemeniz şifrelenir ve cihazınızdan asla ayrılmaz.
Engleză | turc |
---|---|
keys | anahtarları |
never | asla |
encrypted | şifrelenir |
device | cihaz |
and | ve |
EN Your private keys are encrypted and never leave your device. You fully control your funds.
TR Özel anahtarlarınız şifrelenir ve asla cihazınızdan ayrılmaz. Yatırımlarınız tamamen kontrolünüz altındadır.
Engleză | turc |
---|---|
keys | anahtarları |
never | asla |
fully | tamamen |
encrypted | şifrelenir |
device | cihaz |
control | kontrol |
and | ve |
EN There you can view page visits per month, the average time your users spent on the site, and other useful metrics, like the percentage of visitors that leave a site without viewing a second page
TR Burada, aylık sayfa ziyaretlerini, kullanıcılarınızın sitede geçirdiği ortalama süreyi ve ikinci bir sayfayı görüntülemeden siteden ayrılan ziyaretçilerin yüzdesi gibi diğer yararlı ölçümleri görüntüleyebilirsiniz
Engleză | turc |
---|---|
visits | ziyaret |
month | aylık |
average | ortalama |
other | diğer |
visitors | ziyaretçilerin |
useful | yararlı |
you can view | görüntüleyebilirsiniz |
page | sayfa |
site | sitede |
second | ikinci |
a | bir |
and | ve |
the | burada |
users | kullanıcılar |
EN Don't leave the success of your creative efforts up to chance
TR İçerik oluşturma çabalarınızı şansa bırakmayın
Engleză | turc |
---|---|
of | ın |
EN Join Last.fm or log in to leave a shout for firenzeihl7.
TR Last.fm'e katıl veya oturum aç ve firenzeihl7 için bir mesaj bırak.
Engleză | turc |
---|---|
join | katıl |
last | last |
log in | oturum |
or | veya |
a | bir |
EN Want to share your thoughts about this album? Join Last.fm or log in to leave a shout.
TR Bu albüm hakkında düşüncelerini paylaşmak ister misin? Last.fm'e katıl veya oturum aç ve mesaj bırak.
Engleză | turc |
---|---|
album | albüm |
join | katıl |
your thoughts | düşüncelerini |
last | last |
log in | oturum |
this | bu |
your | ve |
or | veya |
to share | paylaşmak |
about | hakkında |
EN Want to share your thoughts about this artist? Join Last.fm or log in to leave a shout.
TR Bu sanatçı hakkında düşüncelerini paylaşmak ister misin? Last.fm'e katıl veya oturum aç ve mesaj bırak.
Engleză | turc |
---|---|
join | katıl |
artist | sanatçı |
your thoughts | düşüncelerini |
last | last |
log in | oturum |
this | bu |
your | ve |
or | veya |
to share | paylaşmak |
about | hakkında |
EN Join Last.fm or log in to leave a shout for Roguelazer.
TR Last.fm'e katıl veya oturum aç ve Roguelazer için bir mesaj bırak.
Engleză | turc |
---|---|
join | katıl |
last | last |
log in | oturum |
or | veya |
a | bir |
EN Join Last.fm or log in to leave a shout for chuyentactical.
TR Last.fm'e katıl veya oturum aç ve chuyentactical için bir mesaj bırak.
Engleză | turc |
---|---|
join | katıl |
last | last |
log in | oturum |
or | veya |
a | bir |
EN Nobody has posted anything yet. Be the first to leave a shout for chuyentactical
TR Kimse henüz hiçbir mesaj bırakmadı. chuyentactical için ilk mesaj bırakan sen ol.
Engleză | turc |
---|---|
nobody | kimse |
has | hiç |
a | bir |
yet | henüz |
first | ilk |
EN Join Last.fm or log in to leave a shout for e1zauqd125.
TR Last.fm'e katıl veya oturum aç ve e1zauqd125 için bir mesaj bırak.
Engleză | turc |
---|---|
join | katıl |
last | last |
log in | oturum |
or | veya |
a | bir |
EN Nobody has posted anything yet. Be the first to leave a shout for e1zauqd125
TR Kimse henüz hiçbir mesaj bırakmadı. e1zauqd125 için ilk mesaj bırakan sen ol.
Engleză | turc |
---|---|
nobody | kimse |
has | hiç |
a | bir |
yet | henüz |
first | ilk |
EN Want to share your thoughts about this track? Join Last.fm or log in to leave a shout.
TR Bu parça hakkında düşüncelerini paylaşmak ister misin? Last.fm'e katıl veya oturum aç ve mesaj bırak.
Engleză | turc |
---|---|
join | katıl |
your thoughts | düşüncelerini |
last | last |
log in | oturum |
this | bu |
your | ve |
or | veya |
to share | paylaşmak |
about | hakkında |
in | parça |
EN Regardless Of The Challenges, Don't Leave Anyone Behind - Support to Life
TR Zorluklara Rağmen, Kimseyi Arkada Bırakma - Hayata Destek
Engleză | turc |
---|---|
support | destek |
to life | hayata |
EN Regardless Of The Challenges, Don't Leave Anyone Behind
TR Zorluklara Rağmen, Kimseyi Arkada Bırakma
EN To not leave a single person behind...
TR Tek bir kişiyi dahi arkada bırakmamak için…
Engleză | turc |
---|---|
a | bir |
single | tek |
EN Regardless Of The Challenges, Don't Leave Anyone Behind
TR 'Gönüllü olmak bana mutluluk, cesaret ve güç kattı'
Engleză | turc |
---|---|
the | olmak |
EN We just wrapped up our PT Trader’s Arena competition and the results were great. Since we don’t want to leave you hanging for too long we think it’s time for a new event. Therefore, we’re laun……
TR Sevgili Yatırımcılar, Yeni eğitim programımız olan Öğren ve Kazan lansmanını duyurmaktan son derece mutlu ve heyecanlıyız! Eğlenceli ve anlaşılması kolay videolarla çeşitli kr……
EN Leave the headache of transcribing audio and video files to us
TR Ses ve video dosyalarını transkripsiyon baş ağrısını bize bırakın
Engleză | turc |
---|---|
leave | bırak |
transcribing | transkripsiyon |
video | video |
us | bize |
files | dosyaları |
EN Focus on the call, not on note taking. Just record the call and Sonix will automatically transcribe it for you in minutes. Improve your selling skills. Leave the busywork to us.
TR Çağrıya odaklan, not almaya değil. Sadece aramayı kaydedin ve Sonix dakikalar içinde sizin için otomatik olarak yazdıracaktır. Satış becerilerinizi geliştirin. İşi bize bırak.
Engleză | turc |
---|---|
record | kaydedin |
sonix | sonix |
minutes | dakikalar |
leave | bırak |
selling | satış |
improve | geliştirin |
automatically | otomatik olarak |
and | ve |
us | bize |
in | içinde |
the | değil |
note | not |
EN Do you feel anxious if you leave the house without your phone or headphones, or if you don?t have it sitting next to you?
TR Evden telefonunuz veya kulaklığınız olmadan çıkarsanız veya yanınızda yoksa endişeli hissediyor musunuz?
Engleză | turc |
---|---|
do you | musunuz |
without | olmadan |
or | yoksa |
the | veya |
EN Who you see here, what is said here, when you leave here, let it stay here.
TR Burada kimi görüyorsan, burada söylenenler, buradan ayrılınca burada kalsın.
Engleză | turc |
---|---|
here | buradan |
EN I was hiding in my apartment and I?d only leave my room to buy more junk food and use the bathroom
TR Dairemde saklanıyordum ve odamdan sadece daha fazla abur cubur almak ve banyoyu kullanmak için çıkıyordum
Engleză | turc |
---|---|
and | ve |
to | için |
EN Each template has its own editable content. You can leave it as it is, change it, or get inspired by it and come up with unique content for your website.
TR Tüm şablonlarda hazır içerikler mevcut. İsterseniz bunları aynen koruyun ya da değiştirin. Ya da bu içeriklerden ilham alarak web siteniz için benzersiz içerikler üretin.
Engleză | turc |
---|---|
change | değiştirin |
unique | benzersiz |
website | web |
your website | siteniz |
each | da |
by | alarak |
has | bu |
your | tüm |
for | için |
it | bunları |
or | mevcut |
EN Afterward, share your video directly to YouTube, download it in the quality of your choice, or leave in your project library to make changes later.
TR Ardından, videounuzu doğrudan YouTube'dan paylaşın, dilediğiniz kalitede indirin ya da daha sonra üzerinde değişiklik yapmak için proje kitaplığında bırakın.
Engleză | turc |
---|---|
share | paylaşın |
directly | doğrudan |
download | indirin |
quality | kalitede |
leave | bırak |
in | da |
project | proje |
later | daha sonra |
of | in |
to | için |
the | sonra |
EN Make a movie trailer that will leave your audience in awe! Renderforest offers you an online trailer maker to create astonishing movie trailers
TR İzleyicileri hayran bırakacak bir film fragmanı yapın! Renderforest, dudak uçuklatan film fragmanları oluşturmanız için sizlere online bir fragman aracı sunuyor
Engleză | turc |
---|---|
movie | film |
renderforest | renderforest |
offers | sunuyor |
online | online |
you | sizlere |
to | yapın |
a | bir |
EN Use it as an intro or outro to leave your brand’s unique signature on every video you make.
TR Oluşturduğunuz her videoya imzanızı atmak için bu logo gösterimini intro ya da outro olarak kullanın.
Engleză | turc |
---|---|
signature | logo |
video | videoya |
leave | bu |
EN Do not leave your password on any piece of paper.
TR Şifrenizi herhangi bir kağıda yazarak ortada bırakmayın.
Engleză | turc |
---|---|
any | herhangi |
of | bir |
EN Leave important notes for yourself or your clients and executives. Add notes about content changes, Google updates, new backlinks, and any other changes that might affect website rankings.
TR Kendiniz, müşterileriniz veya yöneticileriniz için önemli notlar bırakın. İçerik değişiklikleri, Google güncellemeleri, yeni geri bağlantılar ve web sitesi sıralamalarını etkileyebilecek diğer değişiklikler hakkında notlar ekleyin.
Engleză | turc |
---|---|
notes | notlar |
clients | müşterileriniz |
add | ekleyin |
other | diğer |
important | önemli |
rankings | sıralamalarını |
new | yeni |
or | veya |
updates | güncellemeleri |
about | hakkında |
changes | değişiklikleri |
and | ve |
for | için |
leave | bırak |
yourself | kendiniz |
EN You'll never leave an operator with no information. Internal Notes are up anytimes.
TR Bir operatörü asla bilgisiz bırakmazsınız. Dahili Notlar her zaman açıktır.
Engleză | turc |
---|---|
internal | dahili |
notes | notlar |
never | asla |
with | her |
an | bir |
EN We started humanitarian aid programmes for the refugees who had to leave their houses as a result of the crisis in Syria and living outside the camps.
TR Suriye’deki krizden etkilenerek evlerini terk etmek zorunda kalmış ve kamp dışında yaşayan mülteciler için insani yardım projeleri yürütmeye başladık.
Engleză | turc |
---|---|
started | başladı |
aid | yardım |
refugees | mülteciler |
living | yaşayan |
we started | başladık |
of | in |
and | ve |
outside | dışında |
EN Promotion materials, gifts, etc. from suppliers that might create a dependency relationship or create such a perception or leave an impression of fraud are definitely not accepted.
TR Tedarikçilerden bağımlılık ilişkisine dönüşebilecek veya bu algıyı oluşturabilecek ya da bir usulsüzlük izlenimini yaratabilecek promosyon malzemesi, hediye vb. kesinlikle kabul edilmez.
Engleză | turc |
---|---|
promotion | promosyon |
gifts | hediye |
etc | vb |
definitely | kesinlikle |
accepted | kabul |
or | veya |
a | bir |
such | bu |
EN After he had to leave this work because his finger was cut off, he tried to earn a living for himself and his family by working in daily jobs
TR Parmağı kesildiği için işinden ayrılmak zorunda kalan Erhan, günlük işlerde çalışarak kendisi ve ailesi için bir geçim kaynağı sağlamaya çalıştı
Engleză | turc |
---|---|
family | ailesi |
daily | günlük |
his | in |
and | ve |
working | çalışarak |
work | iş |
off | bir |
EN We decided to leave Syria with friends
TR Arkadaşlarımızla birlikte Suriye'den ayrılma kararı aldık
Engleză | turc |
---|---|
friends | arkadaşlar |
EN We decided to leave Syria with friends
TR Arkadaşlarımızla birlikte Suriye'den ayrılma kararı aldık
Engleză | turc |
---|---|
friends | arkadaşlar |
Se afișează 50 din 50 traduceri