TR Konuklarımızı önemsediğimizi göstermek için yaptığımız küçük dokunuşlar muhtemelen bu farkı getirmektedir
Traduzir "farkı" para português
Mostrando 36 de 36 traduções da frase "farkı" de turco para português
Tradução de turco para português de farkı
turco
português
PT Talvez sejam todas as pequenas coisas que fazemos para mostrar que você é importante
| turco | português |
|---|---|
| küçük | pequenas |
TR Bunun bir VPS veya özel barındırma çözümünden farkı nedir?
PT Qual é a diferença para um VPS ou uma hospedagem exclusiva?
| turco | português |
|---|---|
| veya | ou |
| özel | exclusiva |
| barındırma | hospedagem |
TR "Gayet guzel bir yer, kultur farki ortada..."
PT "O nome tem Mall mas na realidade é um parque/praça."
TR Enerji, yaşamak ile iyi yaşamak arasındaki farkı yaratır; enerjimizi yenilememiz hayatı kavga ederek değil, akıcı bir şekilde yöneterek yaşamamıza olanak tanır
PT A energia faz a diferença entre viver e viver bem; recarregar nossa energia nos permite fluir, em vez de lutar, pela vida
| turco | português |
|---|---|
| enerji | energia |
| iyi | bem |
| hayatı | vida |
TR Profesyonelce tasarlanmış bir logo, rakipleriniz ile aranızdaki farkı ortaya koyar
PT Um logotipo profissional o diferencia dos concorrentes
| turco | português |
|---|---|
| logo | logotipo |
TR Kullanım sırasında basınç tahliye vanalarına ön gerilme basıncı (basınç farkı) uygulanır ve bu normal konumda olduklarında her zaman kapalı durmaktadırlar
PT Em funcionamento, as válvulas de descarga são submetidas a uma pressão de pré-carga (pressão diferencial), o que significa que estão sempre fechadas na posição normal
| turco | português |
|---|---|
| sırasında | em |
| basınç | pressão |
| bu | a |
| normal | normal |
TR Ethereum ve Ethereum Classic farkı
PT Diferenças entre Ethereum Classic e Ethereum
| turco | português |
|---|---|
| ethereum | ethereum |
| ve | e |
TR İlk nesil Trex deck ve yeni yüksek performanslı Trex deck arasındaki farkı anlamak, farklı türdeki deck'lerden neler beklemeniz gerektiğini anlamak açısından önemli bir etkendir
PT Compreender as diferenças entre os decks de primeira geração da Trex e os novos decks de alto desempenho da Trex é um fator importante para entender o que esperar de diferentes tipos de decks
| turco | português |
|---|---|
| nesil | geração |
| trex | trex |
| ve | e |
| yeni | novos |
| yüksek | alto |
| farklı | diferentes |
| önemli | importante |
TR Nasıl performans önceki yıllara farkı mi?
PT Como o seu desempenho comparar com anos anteriores?
| turco | português |
|---|---|
| performans | desempenho |
| önceki | anteriores |
TR Ethereum ve Ethereum Classic farkı
PT Diferenças entre Ethereum Classic e Ethereum
| turco | português |
|---|---|
| ethereum | ethereum |
| ve | e |
TR HRS'te otel rezervasyonu yapan bir kişi internette daha ucuz bir fiyata aynı oteli bulması halinde farkı iade olarak alır
PT Quem reservou um hotel pelo HRS e encontra um hotel mais barato na Internet, recebe de volta o montante diferencial
| turco | português |
|---|---|
| internette | na internet |
| daha | mais |
| olarak | o |
| alır | recebe |
TR Bir bulut çözümünün güvenliğini değerlendirirken, müşterilerin aşağıdakileri ve bunlar arasındaki farkı anlaması gerekir:
PT Ao avaliar a segurança de uma solução em nuvem, é importante que os clientes entendam e façam a distinção entre:
| turco | português |
|---|---|
| bulut | nuvem |
| güvenliğini | segurança |
| müşterilerin | clientes |
| ve | e |
TR Enerji, yaşamak ile iyi yaşamak arasındaki farkı yaratır; enerjimizi yenilememiz hayatı kavga ederek değil, akıcı bir şekilde yöneterek yaşamamıza olanak tanır
PT A energia faz a diferença entre viver e viver bem; recarregar nossa energia nos permite fluir, em vez de lutar, pela vida
| turco | português |
|---|---|
| enerji | energia |
| iyi | bem |
| hayatı | vida |
TR İlk nesil Trex deck ve yeni yüksek performanslı Trex deck arasındaki farkı anlamak, farklı türdeki deck'lerden neler beklemeniz gerektiğini anlamak açısından önemli bir etkendir
PT Compreender as diferenças entre os decks de primeira geração da Trex e os novos decks de alto desempenho da Trex é um fator importante para entender o que esperar de diferentes tipos de decks
| turco | português |
|---|---|
| nesil | geração |
| trex | trex |
| ve | e |
| yeni | novos |
| yüksek | alto |
| farklı | diferentes |
| önemli | importante |
TR Konuklarımızı önemsediğimizi göstermek için yaptığımız küçük dokunuşlar muhtemelen bu farkı getirmektedir
PT Talvez sejam todas as pequenas coisas que fazemos para mostrar que você é importante
| turco | português |
|---|---|
| küçük | pequenas |
TR HRS'te otel rezervasyonu yapan bir kişi internette daha ucuz bir fiyata aynı oteli bulması halinde farkı iade olarak alır
PT Quem reservou um hotel pelo HRS e encontra um hotel mais barato na Internet, recebe de volta o montante diferencial
| turco | português |
|---|---|
| internette | na internet |
| daha | mais |
| olarak | o |
| alır | recebe |
TR Kulağa çok büyük bir zaman farkı gibi gelmeyebilir, ancak son teslim tarihine kadar çalışıyorsanız, bu ekstra birkaç dakika inanılmaz derecede değerli olabilir!
PT Pode não parecer uma grande diferença de tempo, mas quando você está trabalhando em um prazo, esses poucos minutos extras podem ser incrivelmente valiosos!
| turco | português |
|---|---|
| büyük | grande |
| gibi | quando |
| inanılmaz | incrivelmente |
| değerli | valiosos |
TR Bunun bir VPS veya özel barındırma çözümünden farkı nedir?
PT Qual é a diferença para um VPS ou uma hospedagem exclusiva?
| turco | português |
|---|---|
| veya | ou |
| özel | exclusiva |
| barındırma | hospedagem |
TR "Gayet guzel bir yer, kultur farki ortada..."
PT "O nome tem Mall mas na realidade é um parque/praça."
TR "Gayet guzel bir yer, kultur farki ortada..."
PT "O nome tem Mall mas na realidade é um parque/praça."
TR "Gayet guzel bir yer, kultur farki ortada..."
PT "O nome tem Mall mas na realidade é um parque/praça."
TR "Gayet guzel bir yer, kultur farki ortada..."
PT "O nome tem Mall mas na realidade é um parque/praça."
TR Yüce Güç, bize değiştiremeyeceğimiz şeyleri kabul etmek için dinginlik, değiştirebileceğimiz şeyleri değiştirmek için cesaret ve aradaki farkı bilmek için bilgelik ver.
PT Poder Superior, conceda-nos a serenidade para aceitar as coisas que não podemos mudar, a coragem para mudar as coisas que podemos e a sabedoria para saber a diferença.
| turco | português |
|---|---|
| güç | poder |
| bize | nos |
| kabul | aceitar |
| ve | e |
| bilmek | saber |
TR "Kahve harika. fark edilir bir şekilde lezzet farkı var."
PT "Lugar pequeno, mas muito bacana, atendente muito simpático e educado."
| turco | português |
|---|---|
| var | e |
TR "Kahve harika. fark edilir bir şekilde lezzet farkı var."
PT "Lugar pequeno, mas muito bacana, atendente muito simpático e educado."
| turco | português |
|---|---|
| var | e |
TR "Kahve harika. fark edilir bir şekilde lezzet farkı var."
PT "Lugar pequeno, mas muito bacana, atendente muito simpático e educado."
| turco | português |
|---|---|
| var | e |
TR "Kahve harika. fark edilir bir şekilde lezzet farkı var."
PT "Lugar pequeno, mas muito bacana, atendente muito simpático e educado."
| turco | português |
|---|---|
| var | e |
TR "Kahve harika. fark edilir bir şekilde lezzet farkı var."
PT "Lugar pequeno, mas muito bacana, atendente muito simpático e educado."
| turco | português |
|---|---|
| var | e |
TR "Kahve harika. fark edilir bir şekilde lezzet farkı var."
PT "Lugar pequeno, mas muito bacana, atendente muito simpático e educado."
| turco | português |
|---|---|
| var | e |
TR "Kahve harika. fark edilir bir şekilde lezzet farkı var."
PT "Lugar pequeno, mas muito bacana, atendente muito simpático e educado."
| turco | português |
|---|---|
| var | e |
TR "Kahve harika. fark edilir bir şekilde lezzet farkı var."
PT "Lugar pequeno, mas muito bacana, atendente muito simpático e educado."
| turco | português |
|---|---|
| var | e |
TR "Kahve harika. fark edilir bir şekilde lezzet farkı var."
PT "Lugar pequeno, mas muito bacana, atendente muito simpático e educado."
| turco | português |
|---|---|
| var | e |
TR "Kahve harika. fark edilir bir şekilde lezzet farkı var."
PT "Lugar pequeno, mas muito bacana, atendente muito simpático e educado."
| turco | português |
|---|---|
| var | e |
TR Profesyonelce tasarlanmış bir logo, rakipleriniz ile aranızdaki farkı ortaya koyar
PT Um logotipo profissional o diferencia dos concorrentes
TR Müşteri etkileşimi pazarlaması, etkinleştirme ve elde tutma hakkında konuşurken tüm farkı yaratabilir
PT O marketing de engajamento do cliente pode fazer toda a diferença quando se fala em ativação e retenção
TR Performans göstermeyen ve gezegenimize zararlı ambalaj çözümlerinden bıktınız mı? Bizim sürdürülebilir paylaşıma ve yeniden kullanılabilir ambalaj çözümlerimize geçerek farkı görün
PT Está farto das soluções de embalagens não eficazes e que são más para o planeta? Mude para o nosso "pooling" sustentável e soluções de embalagens reutilizáveis para sentir a diferença
Mostrando 36 de 36 traduções
alemão
chinês
coreano
espanhol
francês
holandês
indonésio
inglês
italiano
japonês
polonês
português
russo
sueco
tailandês
vietnamita
árabe