TR Aslında ebeveynler için bir akıl durumu aslında çok fazla yok
Traduzir "aslında" para português
Mostrando 50 de 50 traduções da frase "aslında" de turco para português
Traduções de aslında
"aslında" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases português:
| aslında | na verdade |
Tradução de turco para português de aslında
turco
português
PT Na verdade, é um estado de espírito para os pais, especialmente, que não têm muito
| turco | português |
|---|---|
| aslında | na verdade |
| ebeveynler | pais |
| durumu | estado |
| yok | não |
TR Mesajlaşma aslında tüketici davranışını değiştiriyor
PT Na verdade, as mensagens estão mudando o comportamento do consumidor
| turco | português |
|---|---|
| mesajlaşma | mensagens |
| aslında | na verdade |
| tüketici | consumidor |
TR Anlamsız beğeniler toplamak yerine, aslında bu gibi gönderilerden değerli potansiyel müşteriler kazanıyorsunuz
PT Em vez de acumular curtidas sem sentido, na verdade você está ganhando leads valiosos de postagens como essas
| turco | português |
|---|---|
| aslında | na verdade |
| değerli | valiosos |
TR Aslında, sohbet robotları e-postadan çok daha yüksek açılma oranlarına ve e-posta tıklama oranlarına sahiptir.
PT Na verdade, os chatbots têm taxas de abertura e cliques de e-mail muito mais altas do que o e-mail.
| turco | português |
|---|---|
| aslında | na verdade |
| ve | e |
TR Facebook Messenger sohbet robotları her zaman, her gün, her zaman açıktır. Aslında bu, pazarlamacıların sohbet robotlarını bu kadar çok sevmesinin başlıca nedenlerinden biridir.
PT Os chatbots do Facebook Messenger estão sempre ativos, todos os dias, o tempo todo. Na verdade, esse é um dos principais motivos pelos quais os profissionais de marketing amam tanto os chatbots.
| turco | português |
|---|---|
| aslında | na verdade |
| bu | esse |
| çok | dos |
TR Aslında, rakibiniz hesabınızı kimliğinizi daha da bozmak ve çevrimiçi varlığınıza büyük ölçüde zarar vermek için kullanabilir
PT Na verdade, seu adversário pode usar sua conta para falsificar ainda mais sua identidade e prejudicar sua presença online em grande escala
| turco | português |
|---|---|
| aslında | na verdade |
| ve | e |
| çevrimiçi | online |
TR Aslında, tüm renkler bu tür bir logo için iyidir, ancak ikiden fazla renk yoktur
PT Na verdade, todas as cores são adequadas para esse tipo de logotipo, mas não mais do que duas cores
| turco | português |
|---|---|
| aslında | na verdade |
| renkler | cores |
| bu | esse |
| tür | tipo |
| logo | logotipo |
| yoktur | não |
TR Aslında, hız testi sonuçlarını sizinle paylaştığımda fark ettiğiniz kadar hızlı.
PT Na verdade, é tão rápido quanto você percebe quando eu compartilhei os resultados do teste de velocidade com você.
| turco | português |
|---|---|
| aslında | na verdade |
| hız | velocidade |
| testi | teste |
| hızlı | rápido |
TR Aslında, sadece bir dezavantaj olan OpenVPN protokolüne sahiptir. OpenVPN yetkin bir araç olmasına rağmen, birçok cihaz bu tünel protokolünü desteklemez.
PT Na verdade, ele tem o protocolo OpenVPN, que é apenas uma desvantagem. Embora o OpenVPN seja uma ferramenta competente, muitos dispositivos não suportam este protocolo de tunelamento.
| turco | português |
|---|---|
| aslında | na verdade |
| openvpn | openvpn |
| rağmen | embora |
| birçok | muitos |
| cihaz | dispositivos |
| protokolü | protocolo |
TR Aslında çok basit. Quip, hayal edebileceğiniz, inşa edebileceğiniz ve dünyaya gerçek değer katabileceğiniz bir yerdir.
PT É fácil, no Quip você pode sonhar, construir e entregar valor real para o mundo.
| turco | português |
|---|---|
| basit | fácil |
| inşa | construir |
| ve | e |
| gerçek | real |
| değer | valor |
TR Aslında, sodyum hipokloritin insanlar üzerindeki etkisi iki şekilde düşünülmelidir
PT Na verdade, o efeito do hipoclorito de sódio em humanos deve ser considerado de duas maneiras
| turco | português |
|---|---|
| aslında | na verdade |
TR Grubun kökenleri aslında 1995 çıkışlı Reset grubuna dayanır
PT A história da banda começa em meados dos anos 90 quando o vocalista Pierre Bouvier e o baterista Chuck Comeau, ambos então com 13 anos, fundaram o Reset, uma banda de punk rock
| turco | português |
|---|---|
| grubun | banda |
TR Grup Elemanları; Adam Gontier: Vokal, Ritim Gitar Barry Stock: Gitar Brad Walst: Bas, Vokal Neil Sanderson: Bateri, Klavye Grup aslında 1992 yılında Groundswell adında kuruldu.Groundswel… Devamını oku
PT Three Days Grace é uma banda canadense de alternative metal e post-grunge formada em Norwood, Ontário em 1997 pelos músicos Adam Gontier, Brad Walst e Neil Sanderson. O nome da banda "… leia mais
| turco | português |
|---|---|
| grup | banda |
| devamını | mais |
| oku | leia |
TR Grup Elemanları; Adam Gontier: Vokal, Ritim Gitar Barry Stock: Gitar Brad Walst: Bas, Vokal Neil Sanderson: Bateri, Klavye Grup aslında … Devamını oku
PT Three Days Grace é uma banda canadense de alternative metal e post-grunge formada em Norwood, Ontário em 1997 pelos músicos Adam Gontier, B… leia mais
| turco | português |
|---|---|
| grup | banda |
| devamını | mais |
| oku | leia |
TR Bir baba içgüdüsüyle başkalarından bizleri korumaya çalıştıklarını iddia etmekteler, ancak aslında özgürlüğümüzü kullanma hakkımızdan kendilerini korumaya çalışmaktalar
PT Eles paternalista afirmam que estão tentando nos proteger de nós mesmos ou aos outros, mas na realidade eles estão tentando proteger-se do nosso próprio exercício da liberdade
| turco | português |
|---|---|
| korumaya | proteger |
| ancak | mas |
TR Bunun bağımlılığımız üzerinde kontrol kazanmanın bir yöntemi olmadığını hatırlamak önemlidir - aslında programımız bağımlılığımızı kontrol etme girişimlerimizi tamamen bırakmakla ilgilidir
PT É importante lembrar que este não é um método para obter controle sobre nosso vício - na verdade, nosso programa é sobre abandonar completamente nossas tentativas de controlar nosso vício
| turco | português |
|---|---|
| yöntemi | método |
| aslında | na verdade |
| tamamen | completamente |
| programı | programa |
TR Aslında ihtiyacınız olan şey yeni bir bakış açısı olduğundan bunu sadece farklı test katılımcılarıyla elde edebilirsiniz
PT Na verdade, você precisa de uma nova visão, e você só poderá obtê-la com testadores diferentes
| turco | português |
|---|---|
| aslında | na verdade |
| ihtiyacınız | precisa |
| yeni | nova |
| bakış | visão |
| farklı | diferentes |
TR İnsanlar Ripple'dan tek bir platform gibi bahsetse de, aslında üç farklı üründen oluşur: xCurrent, xVia ve xRapid
PT Embora as pessoas geralmente se refiram a Ripple como uma plataforma, na verdade ela é um conjunto de três produtos diferentes: xCurrent, xVia e xRapid
| turco | português |
|---|---|
| platform | plataforma |
| gibi | como |
| aslında | na verdade |
| farklı | diferentes |
| ve | e |
TR Aslında, Netflix?i ExpressVPN ile 5 saat boyunca HD kalitesinde yayınlayabildim.
PT Na verdade, consegui transmitir Netflix em qualidade HD por 5 horas com o ExpressVPN.
| turco | português |
|---|---|
| aslında | na verdade |
| netflix | netflix |
| expressvpn | expressvpn |
| saat | horas |
| hd | hd |
TR Buna ek olarak, Windscribe 10 GB / ay bant genişliği kullanımı için bir sınır belirler. Bu ilk bakışta küçük görünebilir, ancak sektördeki diğer ücretsiz sağlayıcıların çoğuna kıyasla, aslında oldukça cömerttir.
PT Além disso, windscribe estabelece um limite para o uso de 10 GB / mês largura de banda. Isso pode parecer pequeno à primeira vista, mas comparado com a maioria dos outros provedores livres da indústria, é realmente bastante generoso.
| turco | português |
|---|---|
| bant | banda |
| kullanımı | uso |
| küçük | pequeno |
| diğer | outros |
| oldukça | bastante |
| sağlayıcıları | provedores |
TR Aslında, GNU/Linux sistemi birçok farklı ürüne ayrılan çekirdek bir bileşendir
PT Na verdade, o sistema GNU/Linux é um componente central, o qual é ramificado em vários produtos diferentes
| turco | português |
|---|---|
| aslında | na verdade |
| linux | linux |
| sistemi | sistema |
| çekirdek | central |
TR Aslında insan veya mal taşımacılığında kullanılan tüm araçların üretiminin parçasıdır
PT Na verdade, quase todos os veículos utilizados para transportar pessoas ou mercadorias
| turco | português |
|---|---|
| aslında | na verdade |
| insan | pessoas |
| veya | ou |
TR Aslında, işveren% 66 bir özgeçmiş bir göre, yeni üniversite mezunlarının tek sayfa uzunluğunda olmalıdır söyledi CareerBuilder ankete
PT Na verdade, 66% dos empregadores disseram um currículo deve ser uma página de comprimento para recém-formados, de acordo com uma pesquisa CareerBuilder
| turco | português |
|---|---|
| aslında | na verdade |
TR Aslında, bu anlamda bir headshot içeren hazır bir ve Bilmeyen iki CV'lerini olması yapabilir. Eğer hissettiğini hangisi özgeçmiş gönderme seçeneğiniz vardır Bu şekilde en uygun olduğunu.
PT Na verdade, pode fazer sentido ter dois currículos pronto-um que inclui um tiro na cabeça e um que não o faz. Dessa forma, você tem a opção de enviar qualquer currículo que você sente é mais adequado.
| turco | português |
|---|---|
| aslında | na verdade |
| hazır | pronto |
| ve | e |
| uygun | adequado |
TR Bunu size ispat edecektir sahip Neler kimlik, nitelikleri, deneyim, bilgi ve başarıları, aslında, etkili Pazarlama Yönetimi Profesyonel?
PT Que credenciais, qualificações, experiências, conhecimentos e realizações que você possui que irá provar que você é, de fato, um eficaz Profissional Gestão de Marketing?
| turco | português |
|---|---|
| sahip | possui |
| kimlik | credenciais |
| deneyim | experiências |
| ve | e |
| etkili | eficaz |
| pazarlama | marketing |
| yönetimi | gestão |
| profesyonel | profissional |
TR Aslında, özgeçmişinizi bir resmini sahip bir röportaj yakalama şansınızı sınırlayabilir
PT Na verdade, ter uma imagem em seu currículo poderia limitar suas chances de conseguir uma entrevista
| turco | português |
|---|---|
| aslında | na verdade |
TR İnsanlar Ripple'dan tek bir platform gibi bahsetse de, aslında üç farklı üründen oluşur: xCurrent, xVia ve xRapid
PT Embora as pessoas geralmente se refiram a Ripple como uma plataforma, na verdade ela é um conjunto de três produtos diferentes: xCurrent, xVia e xRapid
| turco | português |
|---|---|
| platform | plataforma |
| gibi | como |
| aslında | na verdade |
| farklı | diferentes |
| ve | e |
TR Aslında, Netflix?i ExpressVPN ile 5 saat boyunca HD kalitesinde yayınlayabildim.
PT Na verdade, consegui transmitir Netflix em qualidade HD por 5 horas com o ExpressVPN.
| turco | português |
|---|---|
| aslında | na verdade |
| netflix | netflix |
| expressvpn | expressvpn |
| saat | horas |
| hd | hd |
TR Buna ek olarak, Windscribe 10 GB / ay bant genişliği kullanımı için bir sınır belirler. Bu ilk bakışta küçük görünebilir, ancak sektördeki diğer ücretsiz sağlayıcıların çoğuna kıyasla, aslında oldukça cömerttir.
PT Além disso, windscribe estabelece um limite para o uso de 10 GB / mês largura de banda. Isso pode parecer pequeno à primeira vista, mas comparado com a maioria dos outros provedores livres da indústria, é realmente bastante generoso.
| turco | português |
|---|---|
| bant | banda |
| kullanımı | uso |
| küçük | pequeno |
| diğer | outros |
| oldukça | bastante |
| sağlayıcıları | provedores |
TR Aslında, sadece bir dezavantaj olan OpenVPN protokolüne sahiptir. OpenVPN yetkin bir araç olmasına rağmen, birçok cihaz bu tünel protokolünü desteklemez.
PT Na verdade, ele tem o protocolo OpenVPN, que é apenas uma desvantagem. Embora o OpenVPN seja uma ferramenta competente, muitos dispositivos não suportam este protocolo de tunelamento.
| turco | português |
|---|---|
| aslında | na verdade |
| openvpn | openvpn |
| rağmen | embora |
| birçok | muitos |
| cihaz | dispositivos |
| protokolü | protocolo |
TR Aslında, sadece bir dezavantaj olan OpenVPN protokolüne sahiptir. OpenVPN yetkin bir araç olmasına rağmen, birçok cihaz bu tünel protokolünü desteklemez.
PT Na verdade, ele tem o protocolo OpenVPN, que é apenas uma desvantagem. Embora o OpenVPN seja uma ferramenta competente, muitos dispositivos não suportam este protocolo de tunelamento.
| turco | português |
|---|---|
| aslında | na verdade |
| openvpn | openvpn |
| rağmen | embora |
| birçok | muitos |
| cihaz | dispositivos |
| protokolü | protocolo |
TR Aslında, sadece bir dezavantaj olan OpenVPN protokolüne sahiptir. OpenVPN yetkin bir araç olmasına rağmen, birçok cihaz bu tünel protokolünü desteklemez.
PT Na verdade, ele tem o protocolo OpenVPN, que é apenas uma desvantagem. Embora o OpenVPN seja uma ferramenta competente, muitos dispositivos não suportam este protocolo de tunelamento.
| turco | português |
|---|---|
| aslında | na verdade |
| openvpn | openvpn |
| rağmen | embora |
| birçok | muitos |
| cihaz | dispositivos |
| protokolü | protocolo |
TR Sakairi, “Böyle bir yerin geliştirilmesi aslında daha çok bir deney gibiydi” diyor
PT "Desenvolver um lugar como este era mais um experimento originalmente", conta Sakairi
| turco | português |
|---|---|
| bir | um |
TR Bunun nedeni aslında esprili: virüs, geçerli gün ve ay sayısını iki sabitle (iki bayt) karşılaştırarak tetik tarihini kontrol eder
PT A razão para isso é na verdade bem-humorada: o vírus verifica a data do disparo comparando o dia atual e o número do mês com duas constantes (dois bytes)
| turco | português |
|---|---|
| nedeni | razão |
| aslında | na verdade |
| virüs | vírus |
| gün | dia |
| ve | e |
| sayısını | número |
TR Bir baba içgüdüsüyle başkalarından bizleri korumaya çalıştıklarını iddia etmekteler, ancak aslında özgürlüğümüzü kullanma hakkımızdan kendilerini korumaya çalışmaktalar
PT Eles paternalista afirmam que estão tentando nos proteger de nós mesmos ou aos outros, mas na realidade eles estão tentando proteger-se do nosso próprio exercício da liberdade
| turco | português |
|---|---|
| korumaya | proteger |
| ancak | mas |
TR Sakairi, “Böyle bir yerin geliştirilmesi aslında daha çok bir deney gibiydi” diyor
PT "Desenvolver um lugar como este era mais um experimento originalmente", conta Sakairi
| turco | português |
|---|---|
| bir | um |
TR Aslında, uygulamadayken tüm verileri ve ölçümleri daha iyi görebilmeniz için bir tablet kullanmanızı öneririz.
PT De fato, recomendamos o uso de um tablet para que você possa ter uma visão melhor de todos os dados e métricas quando você estiver no aplicativo.
| turco | português |
|---|---|
| ve | e |
| tablet | tablet |
| öneririz | recomendamos |
TR Web sitesi analizi terimi, SEO aracının sitenin basit bir kontrolünü yapıyormuş gibi görünmesine neden olsa da, aslında araçlarımızda paketlenmiş birçok işlem vardır
PT Enquanto o termo análise do site faz parecer que a ferramenta SEO conduz uma simples verificação do site, existem na verdade muitos processos que estão agrupados em nossas ferramentas
| turco | português |
|---|---|
| analizi | análise |
| terimi | termo |
| seo | seo |
| basit | simples |
| aslında | na verdade |
| birçok | muitos |
TR İçerik üretmek SEO'yu geliştirmek için düşündüğünüz kadar hızlı bir yöntem gibi görünmese de, diğer birçok stratejinin buzul hızıyla karşılaştırdığınızda, aslında oldukça hızlıdır
PT Embora possa não parecer que a produção de conteúdo seja tão rápida de um método para melhorar a SEO quanto você pensa, quando você compara com a velocidade glacial de muitas outras estratégias, na verdade é bastante rápida
| turco | português |
|---|---|
| seo | seo |
| geliştirmek | melhorar |
| hızlı | rápida |
| aslında | na verdade |
| oldukça | bastante |
| hızı | velocidade |
TR Aslında çok basit. Quip, hayal edebileceğiniz, inşa edebileceğiniz ve dünyaya gerçek değer katabileceğiniz bir yerdir.
PT É fácil, no Quip você pode sonhar, construir e entregar valor real para o mundo.
| turco | português |
|---|---|
| basit | fácil |
| inşa | construir |
| ve | e |
| gerçek | real |
| değer | valor |
TR Grubun kökenleri aslında 1995 çıkışlı Reset grubuna dayanır
PT A história da banda começa em meados dos anos 90 quando o vocalista Pierre Bouvier e o baterista Chuck Comeau, ambos então com 13 anos, fundaram o Reset, uma banda de punk rock
| turco | português |
|---|---|
| grubun | banda |
TR Grup Elemanları; Adam Gontier: Vokal, Ritim Gitar Barry Stock: Gitar Brad Walst: Bas, Vokal Neil Sanderson: Bateri, Klavye Grup aslında 1992 yılında Groundswell adında kuruldu.Groundswel… Devamını oku
PT Three Days Grace é uma banda canadense de alternative metal e post-grunge formada em Norwood, Ontário em 1997 pelos músicos Adam Gontier, Brad Walst e Neil Sanderson. O nome da banda "… leia mais
| turco | português |
|---|---|
| grup | banda |
| devamını | mais |
| oku | leia |
TR Grup Elemanları; Adam Gontier: Vokal, Ritim Gitar Barry Stock: Gitar Brad Walst: Bas, Vokal Neil Sanderson: Bateri, Klavye Grup aslında … Devamını oku
PT Three Days Grace é uma banda canadense de alternative metal e post-grunge formada em Norwood, Ontário em 1997 pelos músicos Adam Gontier, B… leia mais
| turco | português |
|---|---|
| grup | banda |
| devamını | mais |
| oku | leia |
TR Aslında, Sonix gibi platformlar size düşük maliyetli bir güç ve esneklik sağlar, parmaklarınızın ucunda isteğe bağlı transkripsiyon hizmeti.
PT Na verdade, plataformas como a Sonix oferecem a você o poder e a flexibilidade de um serviço de transcrição sob demanda de baixo custo ao seu alcance.
| turco | português |
|---|---|
| aslında | na verdade |
| sonix | sonix |
| gibi | como |
| platformlar | plataformas |
| size | seu |
| düşük | baixo |
| maliyetli | custo |
| güç | poder |
| ve | e |
| esneklik | flexibilidade |
| transkripsiyon | transcrição |
| hizmeti | serviço |
TR Aslında, hastalığımız gelişiyor ve izolasyonu şiddetlendiriyor
PT Na verdade, nossa doença se desenvolve e agrava o isolamento
| turco | português |
|---|---|
| aslında | na verdade |
| ve | e |
TR Aslında hiçbir randevuyu unutmadım (neredeyse hiç; hafızam geri geliyordu), ama unutmaktan korktum (hafızama veya Yüksek Gücüme güvenmiyordum)
PT Na verdade, não esqueci nenhum compromisso (quase nenhum; minha memória estava sendo restaurada), mas temia que o fizesse (não estava confiando em minha memória ou Poder Superior)
| turco | português |
|---|---|
| aslında | na verdade |
| neredeyse | quase |
| ama | mas |
| veya | ou |
| yüksek | superior |
TR Daha önce bulunduğum yerlere gidiyordum ve aslında bir yön duygum vardı
PT Eu estava indo a lugares que já tinha estado antes e, na verdade, tinha um senso de direção
| turco | português |
|---|---|
| daha | que |
| ve | e |
| aslında | na verdade |
| vardı | tinha |
TR Neden anlamıyorlar ya da umursamıyorlar? Neden senin için bariz olanı göremiyorlar? Bu aslında, kontrol çabalarını başarısızlığa mahkum eden bağımlılık hastalığının bir belirtisidir.
PT Por que eles não parecem entender ou se importar? Por que eles não conseguem ver o que é óbvio para você? Na verdade, esse é um sintoma da doença do vício, que destina esforços de controle ao fracasso.
| turco | português |
|---|---|
| senin | o |
| aslında | na verdade |
| kontrol | controle |
TR Yani, herkes erişebilir! Aslında o formu doldurmak için bir derece veya sertifikaya ihtiyacınız yok, sadece ne yaptığınız hakkında biraz bilgiye ihtiyacınız var.
PT Quero dizer, qualquer um pode acessá-lo! você não precisa de um diploma ou certificado para preencher esse formulário, você só precisa de um pouco de conhecimento sobre o que está fazendo.
| turco | português |
|---|---|
| formu | formulário |
TR Aslında, web siteniz hepsi bir araya getirilmiş lider jeneratör, satış, pazarlama, müşteri desteği ve marka elçisi olarak hareket eder
PT De fato, seu site atua como gerador de leads, vendas, marketing, suporte ao cliente e embaixador da marca, tudo em um
Mostrando 50 de 50 traduções
alemão
chinês
coreano
espanhol
francês
holandês
indonésio
inglês
italiano
japonês
polonês
português
russo
sueco
tailandês
vietnamita
árabe