TR E-atık, Dijital Çağımızın Zehirli Mirasıdır
TR E-atık, Dijital Çağımızın Zehirli Mirasıdır
NL E-afval is de giftige erfenis van ons digitale tijdperk
turco | holandês |
---|---|
dijital | digitale |
TR Atık elektroniklerimiz, dünya çapında içme suyunu kirletiyor ve ekosistemlere zarar veriyor. Bu sorunu çözme zamanı.
NL Onze weggegooide electronica vervuilt drinkwater en beschadigt ecosystemen over de hele wereld. Het is tijd om dit probleem te fixen.
turco | holandês |
---|---|
ve | en |
bu | het |
sorunu | probleem |
TR Elektronikler atık arazilerine gittiği zaman kurşun, cıva ve kadmiyum gibi zehirli maddeler, toprak ve suyun içine işler.
NL Wanneer electronica op stortplaatsen belandt, zullen toxische stoffen zoals lood, mercurium en cadmium in de bodem en in het water terecht komen.
turco | holandês |
---|---|
içine | in |
TR Çok fazla e-atık yaratıyoruz ve çok azını yeniden kullanıyoruz.
NL We produceren te veel e-afval en hergebruiken veel te weinig.
turco | holandês |
---|---|
ve | en |
TR Zaman, e-atık sorununu çözme zamanı.
NL Het is tijd om het e-afvalprobleem op te lossen.
turco | holandês |
---|---|
zaman | tijd |
TR Dünya çapında daha fazla e-atık tamiri ve yenilemesine ihtiyacımız var
NL We hebben, wereldwijd, meer reparatie en refurbishment van e-afval nodig
TR E-atık ihracatına ilişkin ABD ITC raporu
NL VS ITC-rapport over de export van e-afval
turco | holandês |
---|---|
abd | vs |
raporu | rapport |
TR Onarımı teşvik etmek; insanların uygun fiyatlı ürünlere erişmesini sağlayacak, e-atık probleminde büyük bir azalma yaşanacak ve iş yaratacaktır.
NL Het faciliteren van reparaties geeft mensen toegang tot toegankelijke producten, verkleint het probleem dat e-afval heet en creëert banen.
turco | holandês |
---|---|
ve | en |
insanları | mensen |
TR E-atık, Dijital Çağımızın Zehirli Mirasıdır
NL E-afval is de giftige erfenis van ons digitale tijdperk
turco | holandês |
---|---|
dijital | digitale |
TR Atık elektroniklerimiz, dünya çapında içme suyunu kirletiyor ve ekosistemlere zarar veriyor. Bu sorunu çözme zamanı.
NL Onze weggegooide electronica vervuilt drinkwater en beschadigt ecosystemen over de hele wereld. Het is tijd om dit probleem te fixen.
turco | holandês |
---|---|
ve | en |
bu | het |
sorunu | probleem |
TR Elektronikler atık arazilerine gittiği zaman kurşun, cıva ve kadmiyum gibi zehirli maddeler, toprak ve suyun içine işler.
NL Wanneer electronica op stortplaatsen belandt, zullen toxische stoffen zoals lood, mercurium en cadmium in de bodem en in het water terecht komen.
turco | holandês |
---|---|
içine | in |
TR Çok fazla e-atık yaratıyoruz ve çok azını yeniden kullanıyoruz.
NL We produceren te veel e-afval en hergebruiken veel te weinig.
turco | holandês |
---|---|
ve | en |
TR Zaman, e-atık sorununu çözme zamanı.
NL Het is tijd om het e-afvalprobleem op te lossen.
turco | holandês |
---|---|
zaman | tijd |
TR Dünya çapında daha fazla e-atık tamiri ve yenilemesine ihtiyacımız var
NL We hebben, wereldwijd, meer reparatie en refurbishment van e-afval nodig
TR E-atık ihracatına ilişkin ABD ITC raporu
NL VS ITC-rapport over de export van e-afval
turco | holandês |
---|---|
abd | vs |
raporu | rapport |
TR Bakım süresi boyunca iletişim kurun, hastalarla bulundukları yerde görüşün ve atik ve ilgili bir iş gücü sağlayın.
NL Communiceer over het hele zorgcontinuüm, ontmoet patiënten waar ze zijn en zorg voor een flexibel, verbonden personeelsbestand.
TR Bakım süresi boyunca iletişim kurun, hastalarla bulundukları yerde görüşün ve atik ve ilgili bir iş gücü sağlayın.
NL Communiceer over het hele zorgcontinuüm, ontmoet patiënten waar ze zijn en zorg voor een flexibel, verbonden personeelsbestand.
Mostrando 17 de 17 traduções