TR Sayın Gilsdorf, koronayla mücadelede SEEG nasıl bir destek sağlıyor? Çalışmalarımızın odağında laboratuarlara sunulan destek yer alıyor diyebiliriz
TR Sayın Gilsdorf, koronayla mücadelede SEEG nasıl bir destek sağlıyor? Çalışmalarımızın odağında laboratuarlara sunulan destek yer alıyor diyebiliriz
EN Mr Gilsdorf, how is the SEEG contributing to the fight against coronavirus? A strong emphasis is placed on laboratory support
turco | inglês |
---|---|
destek | support |
TR Hastane ve muayenehanelerde çalışan doktorlardan farklı olarak bizim çalışmalarımızın odağında bireysel vakaların teşhis, ve tedavisine dönük tekil bir bakış değil, toplumun genelini göz önüne alan bir bakış yer alıyor
EN Unlike in a clinic or in medical practice, we do not focus on the diagnosis and treatment of individual cases, but take a broader perspective covering the whole population
turco | inglês |
---|---|
farklı | unlike |
değil | not |
TR Planladığımız yatırımları devreye alacak, bir yandan global arenadaki varlığımızı güçlendirme yönündeki çalışmalarımızın kapsamını genişleteceğiz
EN We will make the investments we planned and expand our efforts to strengthen our global presence
turco | inglês |
---|---|
global | global |
TR Devam eden çalışmalarımızın bir parçası olarak sanatçılara resmi ürünler gibi ek gelir akışları elde etmeleri için daha da fazla fırsat sunmak üzere Shopify ile yeni bir entegrasyonu duyurmaktan mutluluk duyuyoruz.
EN As part of that ongoing effort, we’re happy to announce a new integration with Shopify giving artists even more opportunity to grow additional revenue streams, like merch.
TR Ekonomik ve sosyal kalkınma konularında kamu ve özel sektördeki birikimini iş birlikleri kurgulama odağında kullanarak ortak değer yaratma amaçlı fayda tasarımı üzerinde çalışmaktadır
EN She uses her experience in public and private sector on economic and social development issues with a focus on construction of business collaborations and works on utility design to create common value
turco | inglês |
---|---|
ekonomik | economic |
ve | and |
sosyal | social |
özel | private |
değer | value |
TR Kibar Holding’in sosyal sorumluluk stratejisinin odağında çocuk ve eğitim var
EN The social responsibility strategy of Kibar Holding focuses on children and education
turco | inglês |
---|---|
holding | holding |
sosyal | social |
sorumluluk | responsibility |
çocuk | children |
eğitim | education |
TR İlk dönemlerde bu çalışmaların odağında PCR testleri yer alıyordu
EN Especially initially, PCR tests were prioritised
TR İlk alanda çalışmaların odağında minyatürleştirme yer alıyor: implantasyon uygulamalarında kullanılabilen mikrosistem teknolojisi, nanoteknoloji ve optik teknolojiler
EN The first is primarily about miniaturization: microsystem technology, nanotechnology and optical technologies can be implanted
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
optik | optical |
TR İklimin korunmasından türlerin korunması ve biyolojik çeşitliliğe kadar uzanan konular çerçevesinde, daha önce ekonominin odağında pek yer almamış olan yeni bir duyarlılık var
EN There is a new sensitivity to climate protection issues that even include species protection and biodiversity, concerns that were not necessarily key interests of industry in the past
turco | inglês |
---|---|
konular | issues |
TR Çabaların odağında korona pandemisinin üstesinden gelebilmek için ortak çalışmanın ve birlikteliğin desteklenmesi yer alıyor
EN Efforts will centre on promoting cooperation and consensus about overcoming the corona pandemic
turco | inglês |
---|---|
korona | corona |
Mostrando 10 de 10 traduções