TR Gay0Day'de Düz adam nihayet bizim için yatakta kendisi ile oynuyor
TR Gay0Day'de Düz adam nihayet bizim için yatakta kendisi ile oynuyor
EN Straight guy finally play with himself at bed for us at Gay0Day
turco | inglês |
---|---|
nihayet | finally |
bizim | us |
TR Eğer birçok kez yanlış tahminde bulunursan adam asılacak! Klasik ve modern adam asmaca oyun koleksiyonumuz var
EN If you guess incorrectly too many times, the hangman will meet his demise! We have a broad range of classic and modern hangman games
turco | inglês |
---|---|
kez | times |
klasik | classic |
modern | modern |
oyun | games |
TR Olgun adam nezaket ile kıllı yaşlı adam
EN HAIRY OLD MAN WITH MATURE GUY YUMMY
turco | inglês |
---|---|
adam | man |
ile | with |
TR Gay0Day'de Meksika öder düz Büyük eğdi Polonya adam için Siktir et onu
EN Mexican Pays Straight Big Cocked Polish Guy to Fuck him at Gay0Day
turco | inglês |
---|---|
büyük | big |
TR Showerbait - düz adam alır döndü dışarı içinde bu duş
EN ShowerBait - Straight guy gets turned out in the shower
TR Araç kutusundan Kalem aracını seçin, Kalem aracını düz bölütün bitmesini istediğiniz yere getirin ve düz bölütü tamamlamak için tıklatın.
EN Select the Pen tool from the toolbox, position the Pen tool where you want the straight segment to end, and click to complete the straight segment.
TR Özgürlük; güvenlik, refah ve aydınlanmaya nihayet sahip olduğumuzda keyfini çıkarabileceğimiz bir lüks değil; aksine onsuz ne güvenlik, ne refah ne de aydınlanma sahibi olamayacağımız için tüm bunların öncüsüdür.
EN Freedom is not a luxury that we can indulge in when at last we have security and prosperity and enlightenment; it is, rather, antecedent to all of these, for without it we cannot have security nor prosperity nor enlightenment.
turco | inglês |
---|---|
güvenlik | security |
refah | prosperity |
lüks | luxury |
TR Bundan sonra nihayet bir video oyunu bağımlılığı için çevrimiçi bir grup buldum ve katılmaya başladım ve şimdi iki buçuk yıldan biraz fazla bir süredir video oyunu oynamıyorum
EN After this, I finally found and started attending an online group for video game addiction, and I now haven?t played a video game for a little over two and a half years
turco | inglês |
---|---|
nihayet | finally |
video | video |
oyunu | game |
çevrimiçi | online |
grup | group |
şimdi | now |
TR Uzun süren bekleyiş nihayet sona eriyor...
EN Porsche offers over-the-air software updates, but sadly, every owner may have to visit a dealership for the fix.
TR Ağır borçlu ve başarısız ulusal taşıyıcı Alitalia?nın nihayet yerini devlete ait yeni ITA ile değiştirmesi bekleniyor
EN The heavily indebted and failing national carrier Alitalia is finally due to be replaced, with the new state owned ITA
turco | inglês |
---|---|
ulusal | national |
nihayet | finally |
TR Herkese evlenme hakkına giden uzun ince bir yol: İki kadın, evli bir çiftin sahip olduğu bütün haklara nihayet kavuşmanın kendileri için ne anlama geldiğini anlatıyor.
EN It’s been a long journey to marriage for all: two women say what it means to them to have the full rights of a married couple, at long last.
turco | inglês |
---|---|
uzun | long |
kadın | women |
evli | married |
anlama | means |
TR Yaz tatili nihayet başladı! Tatil havası tüm ülkeyi etkisi altına aldı. Peki Almanlar nerelere seyahat ediyor ve hangi tatil türlerini tercih ediyor?
EN We present society’s indispensable helpers: volunteers. Germans give a great deal of their time to different causes.
turco | inglês |
---|---|
almanlar | germans |
TR Birden fazla araçtan verilerinizi otomatik olarak monday.com'a getirin ve nihayet ekibinizin tüm çalışmasına tek bir yerde sahip olun.
EN Automatically bring your data from multiple tools into monday.com and finally have all your team’s work in one place.
turco | inglês |
---|---|
verilerinizi | your data |
getirin | bring |
nihayet | finally |
ekibinizin | your team |
yerde | place |
sahip | have |
TR Birden çok araçtaki verilerinizi otomatik olarak monday.com'a getirin ve nihayet tüm ekibinizin çalışmalarını tek bir yerde toplayın.
EN Automatically bring your data from multiple tools into monday.com to finally have all your team's work in one place.
turco | inglês |
---|---|
verilerinizi | your data |
getirin | bring |
nihayet | finally |
ekibinizin | your team |
yerde | place |
TR Birden fazla araçtan verilerinizi otomatik olarak monday.com'a getirin ve nihayet ekibinizin tüm çalışmasına tek bir yerde sahip olun.
EN Automatically bring your data from multiple tools into monday.com and finally have all your team’s work in one place.
turco | inglês |
---|---|
verilerinizi | your data |
getirin | bring |
nihayet | finally |
ekibinizin | your team |
yerde | place |
sahip | have |
TR Uzun süren bekleyiş nihayet sona eriyor...
EN Power is there, it just needs to reach the ground.
TR Uzun süren bekleyiş nihayet sona eriyor...
EN The 720S and 570GT have also been recalled.
TR Herkese evlenme hakkına giden uzun ince bir yol: İki kadın, evli bir çiftin sahip olduğu bütün haklara nihayet kavuşmanın kendileri için ne anlama geldiğini anlatıyor.
EN It’s been a long journey to marriage for all: two women say what it means to them to have the full rights of a married couple, at long last.
turco | inglês |
---|---|
uzun | long |
kadın | women |
evli | married |
anlama | means |
TR Yaz tatili nihayet başladı! Tatil havası tüm ülkeyi etkisi altına aldı. Peki Almanlar nerelere seyahat ediyor ve hangi tatil türlerini tercih ediyor?
EN We present society’s indispensable helpers: volunteers. Germans give a great deal of their time to different causes.
turco | inglês |
---|---|
almanlar | germans |
TR Karsch, Olimpiyatların tadını çıkarmak istiyor, zira “bu rekabeti nihayet tekrar yaşamanız çok güzel” diyor.
EN Karsch wants to enjoy the Olympics, “because it’s simply wonderful to finally experience the bustle of competition again”.
turco | inglês |
---|---|
istiyor | wants |
rekabeti | competition |
nihayet | finally |
tekrar | again |
çok | to |
ın | of |
TR 2020'nin Ekim ayında Köln'de başlayacak olan ilk uluslararası turnuvada nihayet tekrar ringe çıkmayı dört gözle bekliyorum
EN The first international tournament starts in Cologne in October 2020 and I'm really looking forward to finally getting back into the ring
turco | inglês |
---|---|
ekim | october |
köln | cologne |
ilk | first |
uluslararası | international |
nihayet | finally |
tekrar | back |
TR Ve nihayet sanat dalı da, guguklu saati kendisi için keşfetti: Offenburglu sanatçı Stefan Strumbel örneğin memleket kavramını sorgulamak için saatin soyut versiyonlarını tasarımlıyor
EN Finally, art has also discovered the cuckoo clock: Offenburg artist Stefan Strumbel, for example, designs abstract timepieces that question what we mean by the concept of home
turco | inglês |
---|---|
nihayet | finally |
sanat | art |
da | also |
sanatçı | artist |
soyut | abstract |
TR Sokağa çıktığımızdan bu yana içimde, yetişkinlerin artık nihayet bize kulak vermelerini başarabileceğimiz duygusu var.
EN Since taking to the streets I’ve felt we’ve finally been able to get adults to listen to us.
turco | inglês |
---|---|
nihayet | finally |
TR Onlar, Suriye’de ve diğer kriz ülkelerinde deneyimli öğretmenlerdi, sonra ülkelerinden kaçmak zorunda kaldılar. Şimdi Almanya’da nihayet yeniden ders vermek istiyorlar. Bu öyle kolay değil.
EN They were experienced teachers in Syria or other crisis countries, but then they had to flee. They would like to teach again in Germany. But that isn’t easy.
turco | inglês |
---|---|
onlar | they |
suriye | syria |
diğer | other |
kriz | crisis |
deneyimli | experienced |
da | in |
yeniden | again |
kolay | easy |
TR Nihayet yeniden ders verebilmek..
EN Finally being able to teach again is also the wish of Lina Alkhalaf, who comes from Syria’s capital, Damascus
turco | inglês |
---|---|
nihayet | finally |
yeniden | again |
TR Özgürlük; güvenlik, refah ve aydınlanmaya nihayet sahip olduğumuzda keyfini çıkarabileceğimiz bir lüks değil; aksine onsuz ne güvenlik, ne refah ne de aydınlanma sahibi olamayacağımız için tüm bunların öncüsüdür.
EN Freedom is not a luxury that we can indulge in when at last we have security and prosperity and enlightenment; it is, rather, antecedent to all of these, for without it we cannot have security nor prosperity nor enlightenment.
turco | inglês |
---|---|
güvenlik | security |
refah | prosperity |
lüks | luxury |
TR Birden çok araçtaki verilerinizi otomatik olarak monday.com'a getirin ve nihayet tüm ekibinizin çalışmalarını tek bir yerde toplayın.
EN Automatically bring your data from multiple tools into monday.com to finally have all your team's work in one place.
turco | inglês |
---|---|
verilerinizi | your data |
getirin | bring |
nihayet | finally |
ekibinizin | your team |
yerde | place |
TR Birden fazla araçtan verilerinizi otomatik olarak monday.com'a getirin ve nihayet ekibinizin tüm çalışmasına tek bir yerde sahip olun.
EN Automatically bring your data from multiple tools into monday.com and finally have all your team’s work in one place.
turco | inglês |
---|---|
verilerinizi | your data |
getirin | bring |
nihayet | finally |
ekibinizin | your team |
yerde | place |
sahip | have |
TR Bu, bir SERP kontrol aracının ikinci rolüdür: sitenizde yaptığınız değişikliklerin nihayet etkili olduğunu görebilmek.
EN This is the second role of a SERP checker tool: being able to see that the changes you’ve made to your site are finally taking effect.
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
serp | serp |
ikinci | second |
sitenizde | your site |
yaptığınız | made |
değişikliklerin | changes |
nihayet | finally |
olduğunu | is |
rolü | role |
TR İş ve kişisel görevlerin nihayet bir arada var olabildiği bir yer.
EN Where work and personal tasks can finally coexist.
TR Bu, stajyerlikten çıraklığa, ustalık unvanına ve nihayet kendi salonuna kadar her şeye yeniden başlamak anlamına geliyordu
EN That meant starting all over again – from the internship to the apprenticeship to the master’s degree and finally to having his own salon
TR Orijinal Elzevir matbaa makinesinin üzerinde yer alan ve günümüzde hala Elsevier'in logosu olarak kullanılan, sarmaşıkların sardığı bir karaağacın altında duran adam işaretinin anlamıyla ilgili bazı tartışmalar bulunmaktadır
EN There is some debate over the meaning of the original Elzevir printer’s mark that is still used as Elsevier’s logo today and features an old man standing beneath a vine-entwined elm tree
turco | inglês |
---|---|
orijinal | original |
elsevier | elsevier |
logosu | logo |
altında | beneath |
adam | man |
bulunmaktadır | is |
TR Grup Elemanları; Adam Gontier: Vokal, Ritim Gitar Barry Stock: Gitar Brad Walst: Bas, Vokal Neil Sanderson: Bateri, Klavye Grup aslında 1992 yılında Groundswell adında kuruldu.Groundswel… Devamını oku
EN Three Days Grace is a Canadian rock band, formed under the name Groundswell in Norwood, Ontario, Canada in 1992. After a breakup in 1995, the band reformed in 1997 under its current name an… read more
turco | inglês |
---|---|
devamını | more |
oku | read |
adı | name |
yılında | in |
TR Richard Reed Parry & Adam Kinner müzikleri, videoları, istatistikleri ve fotoğrafları | Last.fm
EN Richard Reed Parry & Adam Kinner music, videos, stats, and photos | Last.fm
turco | inglês |
---|---|
videoları | videos |
istatistikleri | stats |
ve | and |
fotoğrafları | photos |
last | last |
TR Grup Elemanları; Adam Gontier: Vokal, Ritim Gitar Barry Stock: Gitar Brad Walst: Bas, Vokal Neil Sanderson: Bateri, Klavye Grup aslında … Devamını oku
EN Three Days Grace is a Canadian rock band, formed under the name Groundswell in Norwood, Ontario, Canada in 1992. After a breakup in 1995, t… read more
turco | inglês |
---|---|
grup | band |
devamını | more |
oku | read |
TR Sandalyede Oturan ve Yan Tarafa Bakan Adam
EN Man Sitting on a Chair and Looking Aside
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
adam | man |
TR ADAM ASMACA OYUNLARI - Ücretsiz Oyunlar Oyna 1001oyun'da
EN HANGMAN GAMES Online - Play Free Hangman Games on Poki
TR Adam asmaca oyunlarımızla eğlenirken sözcük dağarcığını geliştir! Bu koleksiyonda tamamen ücretsiz zorlu kelimeler var
EN Improve your vocabulary while having a great time in our hangman games! This collection features totally free word challenges
turco | inglês |
---|---|
sözcük | word |
tamamen | totally |
ücretsiz | free |
TR Sivar 25 yaşında dört çocuk babası genç bir adam
EN Sivar is a 25-year-old young man with four children
turco | inglês |
---|---|
adam | man |
TR Sivar 25 yaşında dört çocuk babası genç bir adam
EN Sivar is a 25-year-old young man with four children
turco | inglês |
---|---|
adam | man |
TR Gay0Day'de Gay Porno adam çıplak ben vardı daha hastalar için izle ama benim deney ile ashton oldu değil
EN Gay porn man naked I had more patients to watch but my experiment with Ashton was not at Gay0Day
turco | inglês |
---|---|
gay | gay |
porno | porn |
adam | man |
vardı | had |
hastalar | patients |
oldu | was |
değil | not |
TR Gay0Day'de Mükemmel twink adam alır hung İngiliz penis & kaba eyersiz Seks içinde kamu
EN Consummate Twink Man Gets Hung British Penis & Coarse Bareback Sex in PUBLIC at Gay0Day
turco | inglês |
---|---|
adam | man |
seks | sex |
kamu | public |
TR Gay0Day'de Eski baba polis adam gay sax ücretsiz film XXX seri etiketleyici alır yakalandı içinde bu
EN Old dad police man gay sax free film xxx Serial Tagger gets caught in the at Gay0Day
turco | inglês |
---|---|
gay | gay |
eski | old |
polis | police |
adam | man |
ücretsiz | free |
film | film |
xxx | xxx |
TR Gay0Day'de Kıllı yunan adam (anal ile göt deliği yükleniyor)
EN Hairy Greek Man (loading the butt-hole with creampie) at Gay0Day
turco | inglês |
---|---|
adam | man |
TR Gay0Day'de kötü adam geçişi - sevimli genç yasal yaş genç çocuklar beceriyor ve büyük penis saran
EN The bad guy pass - cute youthful legal age teenager lads banging and engulfing large penis at Gay0Day
turco | inglês |
---|---|
de | at |
kötü | bad |
sevimli | cute |
genç | teenager |
yasal | legal |
yaş | age |
ve | and |
büyük | large |
TR Gay0Day'de Desi Hint gay adam alır onun göt üreme tarafından bir kuzeydoğu çocuk (derlemeler)
EN Desi Indian Gay Man Gets his Ass Breeding by a Northeast Boy(compilations) at Gay0Day
turco | inglês |
---|---|
gay | gay |
hint | indian |
adam | man |
onun | his |
çocuk | boy |
TR Gay0Day'de Genç çocuk şaplak Tüp gay bu yer hala bir karmaşa ve bu adam olur bir harika
EN Young boy spanking tube gay the place is still a mess, and the man is worth a great at Gay0Day
turco | inglês |
---|---|
gay | gay |
adam | man |
harika | great |
TR Eğer Moda logosu, Berber dükkanı endüstrisinde çalışıyorsanız Hipster Adam Logosu harikadır. İşletmeniz veya takımınız için bir logo oluşturmak için bu şablonu kullanın
EN Hipster Man Logo is great if you're working in Trendy logo, Barber shop industries. Use this template to create a logo for your business or team
turco | inglês |
---|---|
eğer | if |
adam | man |
veya | or |
şablonu | template |
kullanın | use |
takımı | team |
TR Eğer Berber dükkanı, Kuaför endüstrisinde çalışıyorsanız Sakal Logolu Adam harikadır. İşletmeniz veya takımınız için bir logo oluşturmak için bu şablonu kullanın
EN Man With Beard Logo is great if you're working in Barber shop, Hair salon industries. Use this template to create a logo for your business or team
turco | inglês |
---|---|
eğer | if |
adam | man |
veya | or |
logo | logo |
şablonu | template |
kullanın | use |
takımı | team |
TR Eğer Berber dükkanı, Kuaför endüstrisinde çalışıyorsanız Acımasız Adam Logosu harikadır. İşletmeniz veya takımınız için bir logo oluşturmak için bu şablonu kullanın
EN Brutal Man Logo is great if you're working in Barber shop, Hair salon industries. Use this template to create a logo for your business or team
turco | inglês |
---|---|
eğer | if |
adam | man |
veya | or |
şablonu | template |
kullanın | use |
takımı | team |
Mostrando 50 de 50 traduções