NL Het is niet nodig om elke Apple TV handmatig met Wi-Fi te verbinden. Op afstand netwerkconfiguraties verspreiden naar een groep geregistreerde apparaten.
NL Het is niet nodig om elke Apple TV handmatig met Wi-Fi te verbinden. Op afstand netwerkconfiguraties verspreiden naar een groep geregistreerde apparaten.
TR Her Apple TV'yi WiFi'ye manuel olarak bağlamanıza gerek yok. Ağ yapılandırmalarını bir grup kayıtlı cihaza uzaktan aktarın.
holandês | turco |
---|---|
nodig | gerek |
handmatig | manuel |
groep | grup |
NL Laat ons je helpen je content opnieuw te gebruiken. Je hebt al hard gewerkt — je hebt geweldige content gemaakt. Nu komt het vervelende deel: het verspreiden van die content over elk mogelijk marketingkanaal.
TR İçeriğinizi yeniden amaçlamanıza yardımcı olalım. Zor işi zaten yaptınız, inanılmaz içerikler yarattınız. Şimdi, sıkıcı kısım geliyor: Bu içeriği mümkün olan her pazarlama kanalında dağıtmak.
holandês | turco |
---|---|
content | içeriği |
opnieuw | yeniden |
mogelijk | mümkün |
al | zaten |
geweldige | inanılmaz |
NL Het klantbetrokkenheidsplatform stelt bedrijven in staat om op het juiste moment, via het juiste kanaal, de juiste boodschap te verspreiden met behulp van gegevens, waaronder: apparaten, bestelgeschiedenis, klantenservicestatus, activiteit op uw product.
TR Müşteri etkileşimi platformu, şirketin cihazlar, sipariş geçmişi, müşteri hizmet durumu, ürününüzdeki aktivite gibi verileri kullanarak doğru mesajı doğru zamanda doğru kanalda iletmesini sağlar.
holandês | turco |
---|---|
moment | zamanda |
gegevens | verileri |
apparaten | cihazlar |
in staat | sağlar |
NL Citrix zal vrij zijn dergelijke Indieningen te gebruiken en/of verspreiden op een onbeperkte basis voor elk doel
TR Citrix bu Gönderileri herhangi bir amaçla kısıtlamasız olarak kullanmakta ve/veya dağıtmakta özgür olacaktır
holandês | turco |
---|---|
zal | olacaktır |
en | ve |
citrix | citrix |
NL Gebruik je meerdere muziekdiensten? Een om samen te stellen, een voor hifi? Of misschien ben je samensteller van afspeellijsten en wil je je afspeellijsten overal verspreiden? Zo ja, dan is synchronisatie de oplossing!
TR Birden fazla müzik servisi mi kullanıyorsunuz? Biri küratörlük, diğeri Hi-Fi için mi? Ya da belki bir çalma listesi küratörüsünüz ve çalma listelerinizi her yerde paylaşmak istiyorsunuz. Eğer öyleyse, çözümünüz Senkronizasyon!
holandês | turco |
---|---|
en | ve |
overal | her yerde |
wil je | istiyorsunuz |
NL Het is niet nodig om elke Apple TV handmatig met Wi-Fi te verbinden. Op afstand netwerkconfiguraties verspreiden naar een groep geregistreerde apparaten.
TR Her Apple TV'yi WiFi'ye manuel olarak bağlamanıza gerek yok. Ağ yapılandırmalarını bir grup kayıtlı cihaza uzaktan aktarın.
holandês | turco |
---|---|
nodig | gerek |
handmatig | manuel |
groep | grup |
NL Dankzij de service voor het inkorten van links worden gebruikers beschermd tegen schadelijke sites die malware verspreiden, phishing-aanvallen uitvoeren en andere schadelijke activiteiten verrichten
TR Bağlantı kısaltma hizmetiyle, kullanıcılar kötü amaçlı yazılım yayma, kimlik hırsızlığı saldırıları ve başka zararlı etkinlikler gerçekleştiren kötü amaçlı sitelere karşı korunur
holandês | turco |
---|---|
en | ve |
andere | başka |
links | bağlantı |
schadelijke | zararlı |
NL Internet privacy is een recht van persoonlijke privacy omtrent het tonen, opslaan, gebruiken en verspreiden aan derden van persoonlijke informatie via het Internet
TR İnternette gizlilik, kişinin internet üzerinden bilgilerini görüntüleme, depolama, kullanma ve üçüncü taraflarla paylaşma hakkıdır
holandês | turco |
---|---|
en | ve |
informatie | bilgilerini |
derden | üçüncü |
NL De vaccins zullen ervoor zorgen dat je ziek wordt, het virus verspreiden of schadelijker zijn dan het krijgen van COVID-19.
TR Aşılar; hastalanmanıza, virüsü yaymanıza veya COVID-19'a yakalanmaktan daha kötü durumda olmanıza neden olur.
NL Campagnes tegen officiële adviezen of aanbevelingen. Mensen hebben het recht om zich te organiseren en campagne te voeren rond zaken die belangrijk voor hen zijn, zolang ze daarbij geen onjuiste en schadelijke informatie verspreiden.
TR Resmî tavsiyelere veya önerilere göre yürütülen kampanyalar. Kullanıcılar, bu süreçte yanlış ve zararlı bilgileri ileriye götürmedikleri sürece kendileri için önemli olan konularda örgütlenme ve kampanya yürütme hakkına sahiptir.
holandês | turco |
---|---|
en | ve |
informatie | bilgileri |
schadelijke | zararlı |
belangrijk | önemli |
NL Laat ons je helpen je content opnieuw te gebruiken. Je hebt al hard gewerkt — je hebt geweldige content gemaakt. Nu komt het vervelende deel: het verspreiden van die content over elk mogelijk marketingkanaal.
TR İçeriğinizi yeniden amaçlamanıza yardımcı olalım. Zor işi zaten yaptınız, inanılmaz içerikler yarattınız. Şimdi, sıkıcı kısım geliyor: Bu içeriği mümkün olan her pazarlama kanalında dağıtmak.
holandês | turco |
---|---|
content | içeriği |
opnieuw | yeniden |
mogelijk | mümkün |
al | zaten |
geweldige | inanılmaz |
NL Het klantbetrokkenheidsplatform stelt bedrijven in staat om op het juiste moment, via het juiste kanaal, de juiste boodschap te verspreiden met behulp van gegevens, waaronder: apparaten, bestelgeschiedenis, klantenservicestatus, activiteit op uw product.
TR Müşteri etkileşimi platformu, şirketin cihazlar, sipariş geçmişi, müşteri hizmet durumu, ürününüzdeki aktivite gibi verileri kullanarak doğru mesajı doğru zamanda doğru kanalda iletmesini sağlar.
NL Abonnementsfuncties aan te bieden en bepaalde content te verspreiden.
TR Abonelik özellikleri sunmak ve belirli içerikleri dağıtmak.
NL Moedig mensen niet aan en bied ze geen vergoeding aan om content massaal te verspreiden of te spammen, en beloon ze niet per bewaarde pin.
TR Kullanıcıları geniş hacimlerde veya rahatsız edici yöntemler kullanarak içerik dağıtmaya teşvik etmeyin veya kullanıcılara kaydettikleri Pin başına ödeme yapmayın.
NL Ja. Als u uw e-book wilt afdrukken om te verspreiden, kunt u het downloaden als een PDF met afloopmarkeringen. U kunt ze zelf afdrukken of naar een drukker sturen om ze voor u af te drukken en in te binden.
TR Evet. E-kitabınızı dağıtmak üzere yazdırmak istiyorsanız, kenar taşması işaretlerine sahip bir PDF olarak indirebilirsiniz. Kendiniz yazdırabilir veya sizin için yazdırması ve ciltlemesi için bir yazıcıya gönderebilirsiniz.
NL U geeft Kobo het recht om eventueel materiaal dat u via de Dienst beschikbaar heeft gesteld te bewerken, kopiëren, weer te geven, publiceren en te verspreiden
TR Kobo'ya tarafınızca Hizmette sunulan her türlü materyali düzenleme, kopyalama, görüntüleme, yayınlama ve dağıtma hakkını vermektesiniz
NL Duurzaamheid betekent voor Mövenpick Hotels & Resorts dat we voldoen aan de huidige behoeften en tegelijkertijd onze bijdrage leveren om de toekomst zeker te stellen.
TR Mövenpick Hotels & Resorts için sürdürülebilirlik, mevcut ihtiyaçlar karşılanırken geleceğimizin korunması ve buna katkıda bulunulması anlamına gelir.
holandês | turco |
---|---|
betekent | anlamına |
huidige | mevcut |
en | ve |
NL Tenzij u meer klantenservicemedewerkers inhuurt om aan de stijgende vraag te voldoen, legt deze groeiende vraag meer druk op uw team om tegelijkertijd te multitasken en problemen op te lossen
TR Artan talebi karşılamak için daha fazla müşteri hizmetleri temsilcisi tutmazsanız, bu artış ekibinizin birden fazla görevi üstlenmesi ve sorunları aynı anda çözmesi için daha fazla baskı oluşturur
holandês | turco |
---|---|
deze | bu |
NL Selecteren en opmaken van meerdere werkbladen tegelijkertijd
TR Birden fazla çalışma sayfasını aynı anda seçme ve biçimlendirme
NL Neen. Een licentiesleutel kan gebruikt worden voor activatie op één enkele computer. Koop om het programma tegelijkertijd op verschillende toestellen te gebruiken het aantal vereiste licentiesleutels.
TR Hayır. Bir lisans anahtarını sadece bir bilgisayarda etkinleştirmek için kullanabilirsiniz. Programı aynı anda birkaç makinede kullanmak istiyorsanız, lütfen birkaç lisans anahtarı satın alın.
holandês | turco |
---|---|
koop | satın |
worden | alın |
NL Hierdoor verkrijgt je organisatie exclusieve aandacht en kan tegelijkertijd door de kaartverkoop financiële steun verwerven.
TR Bununla birlikte, organizasyonun özel ilgili görecek ve aynı zamanda kart satışından bağış toplanacaktır.
holandês | turco |
---|---|
en | ve |
door | birlikte |
NL Tabs HTML-sjabloon is contrasterend en tegelijkertijd zeer comfortabel om informatie op de site te presenteren
TR Sekmeler HTML şablonu zıttır ve aynı zamanda sitede bilgi sunmak için çok rahattır
holandês | turco |
---|---|
en | ve |
informatie | bilgi |
site | sitede |
html | html |
sjabloon | şablonu |
NL Heb jij een passie voor huid- en mondverzorging? Vertel iedereen over FOREO en verdien tegelijkertijd geld! Als je een blogger bent of je eigen website hebt, dan hopen we dat je mee wilt doen aan ons affiliate programma
TR Deri ve ağız bakımına karşı tutkunuz var mı? Herkese FOREO'dan bahsedin ve aynı zamanda para kazanın! Blog yazarıysanız ya da kendinize ait bir siteniz varsa, ortaklık programımıza katılmanızdan memnuniyet duyarız
holandês | turco |
---|---|
iedereen | herkese |
NL Nadat een bezoeker een terugbelverzoek invult, gaan alle telefoons van uw agenten tegelijkertijd over
TR Bir ziyaretçi geri arama isteğinde bulunduğunda, görevlendirdiğiniz tüm temsilcilerin telefonları bir kere çaldırılır
NL Neen. Een licentiesleutel kan gebruikt worden voor activatie op één enkele computer. Koop om het programma tegelijkertijd op verschillende toestellen te gebruiken het aantal vereiste licentiesleutels.
TR Hayır. Bir lisans anahtarını sadece bir bilgisayarda etkinleştirmek için kullanabilirsiniz. Programı aynı anda birkaç makinede kullanmak istiyorsanız, lütfen birkaç lisans anahtarı satın alın.
holandês | turco |
---|---|
koop | satın |
worden | alın |
NL Neen. Een licentiesleutel kan gebruikt worden voor activatie op één enkele computer. Koop om het programma tegelijkertijd op verschillende toestellen te gebruiken het aantal vereiste licentiesleutels.
TR Hayır. Bir lisans anahtarını sadece bir bilgisayarda etkinleştirmek için kullanabilirsiniz. Programı aynı anda birkaç makinede kullanmak istiyorsanız, lütfen birkaç lisans anahtarı satın alın.
holandês | turco |
---|---|
koop | satın |
worden | alın |
NL Neen. Een licentiesleutel kan gebruikt worden voor activatie op één enkele computer. Koop om het programma tegelijkertijd op verschillende toestellen te gebruiken het aantal vereiste licentiesleutels.
TR Hayır. Bir lisans anahtarını sadece bir bilgisayarda etkinleştirmek için kullanabilirsiniz. Programı aynı anda birkaç makinede kullanmak istiyorsanız, lütfen birkaç lisans anahtarı satın alın.
holandês | turco |
---|---|
koop | satın |
worden | alın |
NL Het aantal QR-codes voor dynamische URL's, statische URL's, vCard en platte tekst dat je tegelijkertijd kunt maken door een CSV-bestand te uploaden.
TR Bir CSV dosyası yükleyerek tek seferde oluşturabileceğiniz Dinamik URL, Statik URL, vCard ve Düz Metin QR Kodlarının sayısı.
holandês | turco |
---|---|
dynamische | dinamik |
url | url |
en | ve |
platte | düz |
tekst | metin |
bestand | dosyası |
NL Een van de grootste voordelen van het gebruik van het OneClickDrive-platform is om zonder veel moeite goedkope autohuurtarieven van meerdere autoverhuurbedrijven tegelijkertijd te ontvangen
TR OneClickDrive platformunu kullanmanın en büyük avantajlarından biri, aynı anda birden fazla araç kiralama şirketinden çok fazla sorun yaşamadan ucuz araç kiralama fiyatları almaktır
holandês | turco |
---|---|
goedkope | ucuz |
NL Tegelijkertijd biedt OneClickDrive u een gratis ophaalservice voor vestigingen.
TR Aynı zamanda OneClickDrive size ücretsiz şubeden teslim alma hizmeti verir.
holandês | turco |
---|---|
u | size |
gratis | ücretsiz |
NL Tegelijkertijd beschikt het krachtige motorvermogen over voldoende kracht om elke situatie te overwinnen.
TR Aynı zamanda, güçlü motor gücü, herhangi bir durumun üstesinden gelmek için yeterli güce sahiptir.
holandês | turco |
---|---|
elke | herhangi |
krachtige | güçlü |
NL Deze coole sportwagens zijn niet alleen buitengewoon mooi, maar leveren tegelijkertijd alle benodigde benodigdheden voor een levenslange rijervaring.
TR Bu havalı spor otomobiller sadece son derece muhteşem olmakla kalmaz, aynı zamanda ömür boyu sürüş deneyimi için gerekli tüm gereklilikleri karşılar.
holandês | turco |
---|---|
benodigde | gerekli |
NL Tegelijkertijd biedt OneClickDrive u een gratis ophaalservice voor vestigingen
TR Aynı zamanda OneClickDrive size ücretsiz şubeden teslim alma hizmeti verir
holandês | turco |
---|---|
u | size |
gratis | ücretsiz |
NL GMC kan worden beschouwd als een beest onder alle SUV-modellen. Deze auto's verhogen je status naar een nieuw niveau. Tegelijkertijd beschikt het krachtige motorvermogen over voldoende kracht om elke situatie te overwinnen.
TR GMC, tüm SUV modelleri arasında bir canavar olarak kabul edilebilir. Bu arabalar, durumunuzu yeni bir seviyeye yükseltir. Aynı zamanda, güçlü motor gücü, herhangi bir durumun üstesinden gelmek için yeterli güce sahiptir.
holandês | turco |
---|---|
auto | arabalar |
nieuw | yeni |
suv | suv |
modellen | modelleri |
krachtige | güçlü |
NL Maar tegelijkertijd krijgt u robuuste kwaliteit en buitengewone prestaties
TR Ancak aynı zamanda sağlam kalite ve olağanüstü performans elde edersiniz
holandês | turco |
---|---|
maar | ancak |
krijgt | elde |
kwaliteit | kalite |
en | ve |
prestaties | performans |
NL De auto's van Hyundai zijn van robuuste kwaliteit die u tegelijkertijd veiligheid en luxe garanderen
TR Hyundai otomobilleri, size güvenlik ve lüksü aynı anda garanti eden sağlam kaliteye sahiptir
holandês | turco |
---|---|
veiligheid | güvenlik |
luxe | lüks |
garanderen | garanti |
hyundai | hyundai |
u | size |
NL Tegelijkertijd kunt u van onze kant gratis filialen ophalen
TR Aynı zamanda, bizim tarafımızdan ücretsiz olarak şube teslim alırsınız
holandês | turco |
---|---|
gratis | ücretsiz |
NL We zullen u het meest geschikte automodel bieden dat niet alleen uw veiligheid garandeert, maar u tegelijkertijd een onvergetelijke ervaring biedt van het rijden met Mini Cooper-auto's in de lege straten van Dubai
TR Size sadece güvenliğinizi sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda Dubai'nin boş sokaklarında Mini Cooper araba sürmenin unutulmaz bir deneyimini yaşatacak en uygun araba modelini sağlayacağız
holandês | turco |
---|---|
meest | en |
geschikte | uygun |
ervaring | deneyimini |
mini | mini |
dubai | dubai |
auto | araba |
NL Het is niet alleen het elegante design van de automodellen, maar tegelijkertijd de kwaliteitsservice die bijdraagt aan de voorkeurenlijst van deze auto's
TR Bu arabaların tercih listesine ekleyen sadece araba modellerinin şık tasarımı değil aynı zamanda kaliteli hizmetidir
holandês | turco |
---|---|
design | tasarım |
NL Tegelijkertijd hebben deze auto's een enorme levensduur als ze goed worden onderhouden.
TR Aynı zamanda, bu arabaların bakımı uygun şekilde yapılırsa çok uzun ömürlüdür.
NL Opmerking: Twitter Blue biedt nieuwe functies aan abonnees zodra ze beschikbaar zijn, dus sommige functies worden mogelijk niet tegelijkertijd gelanceerd op alle mobiele apps of twitter.com.
TR Not: Twitter Blue, abonelere yeni özellikleri kullanılabilir olduğunda sunar, bu nedenle bazı özellikler aynı anda tüm mobil uygulamalarda veya twitter.com'da başlatılamayabilir.
holandês | turco |
---|---|
biedt | sunar |
nieuwe | yeni |
aan | da |
beschikbaar | kullanılabilir |
alle | tüm |
mobiele | mobil |
sommige | bazı |
NL Met parallelle verbindingen probeert de app meerdere methoden tegelijkertijd in plaats van een voor een.
TR Paralel Bağlantılar ile uygulama, art arda çeşitli bağlantı yöntemlerini denemek yerine aynı anda birden çok yöntemi dener.
NL Maar tegelijkertijd zorgen we voor de kwaliteit van de verbinding, die altijd stabiel en snel moet zijn
TR Bu doğrultuda, bağlantı kalitesini de unutmuyoruz ve her zaman kesintisiz ve hızlı olmasını sağlıyoruz
holandês | turco |
---|---|
kwaliteit | kalitesini |
altijd | her zaman |
en | ve |
verbinding | bağlantı |
voor | her |
snel | hızlı |
NL Gebruik het tegelijkertijd op al uw apparaten
TR Tüm aygıtlarınızda eşzamanlı olarak çalıştırın
holandês | turco |
---|---|
het | olarak |
NL Tenzij u meer klantenservicemedewerkers inhuurt om aan de stijgende vraag te voldoen, legt deze groeiende vraag meer druk op uw team om tegelijkertijd te multitasken en problemen op te lossen
TR Artan talebi karşılamak için daha fazla müşteri hizmetleri temsilcisi tutmazsanız, bu artış ekibinizin birden fazla görevi üstlenmesi ve sorunları aynı anda çözmesi için daha fazla baskı oluşturur
NL Elke dag worden wereldwijd honderden miljoenen Tweets verzonden en ons doel is de vrijheid van meningsuiting van gebruikers te respecteren, maar tegelijkertijd rekening te houden met de toepasselijke plaatselijke wetten.
TR Amacımız, ilgili yerel yasaları da dikkate alarak, her gün dünyanın dört bir yanından yüz milyonlarca Tweet gönderen kullanıcıların kendilerini ifade etme hakkına saygı duymaktır.
NL Er zit geen beperking op de hoeveelheid apparaten die tegelijkertijd verbonden kunnen zijn. Zo kun je Surfshark met je vrienden en familie delen!
TR Aynı anda istediğiniz kadar cihaz bağlayabilirsiniz. Böylece Surfshark'ı arkadaşlarınız ve ailenizle paylaşabilirsiniz!
NL Ja. U kunt uw headset verbinden met de computer via de Jabra Link 380 en tegelijkertijd een mobiele telefoon aansluiten.
TR Evet. Jabra Link 380 ile kulaklığınızı hem PC’nize ve hem de aynı anda bir mobil telefona bağlayabilirsiniz.
NL De abonnementen van Zoom Webinars zijn gebaseerd op het aantal personen dat tegelijkertijd deelneemt aan een webinar. Bezoek voor meer informatie de pagina met onze prijzen: https://zoom.us/pricing/events
TR Zoom Webinars planları, bir web seminerine aynı anda katılacak kişi sayısına göre tanımlanmıştır. Daha fazla bilgi için fiyatlandırma sayfamızı ziyaret edin: https://zoom.us/pricing/events
NL Meerdere deelnemers aan videogesprekken kunnen tegelijkertijd hun schermen delen en samen aantekeningen maken voor een interactievere virtuele vergadering.
TR Birden fazla video çağrısı katılımcısı ekranlarını aynı anda paylaşabilir ve daha etkileşimli bir sanal toplantı için birlikte açıklama ekleyebilir.
Mostrando 50 de 50 traduções