EN "Start your visit in the morning and wear comfortable shoes. There is so much to look at and you don't want to miss out on it. They have done an amazing job with that place."
Traduzir "happy morning" para turco
Mostrando 50 de 50 traduções da frase "happy morning" de inglês para turco
Tradução de inglês para turco de happy morning
inglês
turco
TR "Avrupa, Amerika, Asya, Afrika ve antik caglara ait genis bir koleksiyona sahip. Ayrica cagdas sanat ve fotograf sergileri de mevcut. Cok keyifli ve dolu dolu bir muze."
| inglês | turco |
|---|---|
| at | de |
| and | ve |
| to | sahip |
| the | bir |
EN "The free events here in the summer are awesome, although trying to enjoy the park otherwise can be hard during tourist season. The beat time is fall or spring early in the morning- no one's there!"
TR "Bir çok sanat eserini görebileceğiniz bir açık hava müzesi demek yanlış olmaz. Yazın sıcaktan bunalan, kışın buz pateni yapmak isteyen, baharda ise canı canlı müzik çeken tüm Chicago’lular burada"
| inglês | turco |
|---|---|
| free | açık |
| summer | yaz |
| ones | bir |
| to | tüm |
| is | hava |
EN The pool, surrounded by furniture handmade by local artisans, is a sanctuary made for relaxation.Each morning in the Beachfront Suites begins with the sun rising over the Caribbean Sea, the master bedroom bathing in its glow
TR Yerel zanaatkarlar tarafından el yapımı eşyalar ile çevrelenen havuz, dinlenmek için bir inziva yeridir.Kumsal Kenarı Süitlerde her sabah güneş Karayipler Denizi üzerinden yükselerek, ana yatak odasını ışıkla doldurur
| inglês | turco |
|---|---|
| furniture | yatak |
| local | yerel |
| relaxation | dinlenmek |
| morning | sabah |
| caribbean | karayipler |
| bedroom | yatak odası |
| sun | güneş |
| pool | havuz |
| by | tarafından |
| a | bir |
| sea | kumsal |
| for | için |
| each | her |
EN My Morning Jacket is a rock band which formed in 1998 in Louisville, Kentucky, United States. The band consists of Jim James (vocals, guitar), Carl Broemel (guitar), "Two Tone" To… read more
TR Amerikan rock grubu. 1998'de Kentucky ABD'de kurulan grup solist/besteci/gitarist Jim James, basist “Two Tone” Tommy, davulcu Patrick Hallahan, gitarist Carl Broemel, ve keyboa… Devamını oku
EN My Morning Jacket is a rock band which formed in 1998 in Louisville, Kentucky, United States. The band consists of Jim James (vocals, guitar), Carl Broemel (guitar), "Two Tone" Tommy Blankenship (bass), Bo Koster (keyboards) … read more
TR Amerikan rock grubu. 1998'de Kentucky ABD'de kurulan grup solist/besteci/gitarist Jim James, basist “Two Tone” Tommy, davulcu Patrick Hallahan, gitarist Carl Broemel, ve keyboardist Bo Koster'dan oluşuyor. Grup ATO Re… Devamını oku
EN The workshop will consist of two main sessions; one in the morning and one in the afternoon
TR Çalıştay programı sabah ve öğleden sonra olmak üzere iki ana bölümden oluşacak
| inglês | turco |
|---|---|
| main | ana |
| morning | sabah |
| and | ve |
| the | sonra |
| two | iki |
EN Good practices will be presented during the morning session and it will be followed by the afternoon session in which new project ideas will be exchanged in roundtable discussions.
TR İyi örneklerin sunulacağı sabah programını yuvarlak masa tartışmalarıyla proje fikirlerinin oluşturulacağı öğleden sonra oturumu takip edecek.
| inglês | turco |
|---|---|
| morning | sabah |
| session | oturumu |
| followed | takip |
| will | edecek |
| project | proje |
| the | sonra |
EN The workshop will consist of two main sessions; one in the morning and one in the afternoon
TR Çalıştay programı sabah ve öğleden sonra olmak üzere iki ana bölümden oluşacak
| inglês | turco |
|---|---|
| main | ana |
| morning | sabah |
| and | ve |
| the | sonra |
| two | iki |
EN Good practices will be presented during the morning session and it will be followed by the afternoon session in which new project ideas will be exchanged in roundtable discussions.
TR İyi örneklerin sunulacağı sabah programını yuvarlak masa tartışmalarıyla proje fikirlerinin oluşturulacağı öğleden sonra oturumu takip edecek.
| inglês | turco |
|---|---|
| morning | sabah |
| session | oturumu |
| followed | takip |
| will | edecek |
| project | proje |
| the | sonra |
EN Sleeping 8 hours each night, going to bed and waking up at the same time every day, and morning and night routines can help establish better sleep habits.
TR Her gece 8 saat uyumak, her gün aynı saatte yatmak ve uyanmak, sabah ve gece rutinleri daha iyi uyku alışkanlıklarının oluşmasına yardımcı olabilir.
| inglês | turco |
|---|---|
| night | gece |
| and | ve |
| morning | sabah |
| can | olabilir |
| help | yardımcı |
| hours | saat |
| sleep | uyku |
| better | daha iyi |
| to | her |
| the | aynı |
| day | gün |
EN Tesla shares gained 8% yesterday alone, closing at $1,208.59, but fell 5% this morning in pre-market trading.
TR Hertz'in sipariş ettiği 100.000 adet Model 3'ten sonra Tesla hisseleri uçuşa geçti ve 1 Trilyon Dolar değere ulaştı.
| inglês | turco |
|---|---|
| tesla | tesla |
| at | de |
| in | sonra |
EN The pool, surrounded by furniture handmade by local artisans, is a sanctuary made for relaxation.Each morning in the Beachfront Suites begins with the sun rising over the Caribbean Sea, the master bedroom bathing in its glow
TR Yerel zanaatkarlar tarafından el yapımı eşyalar ile çevrelenen havuz, dinlenmek için bir inziva yeridir.Kumsal Kenarı Süitlerde her sabah güneş Karayipler Denizi üzerinden yükselerek, ana yatak odasını ışıkla doldurur
| inglês | turco |
|---|---|
| furniture | yatak |
| local | yerel |
| relaxation | dinlenmek |
| morning | sabah |
| caribbean | karayipler |
| bedroom | yatak odası |
| sun | güneş |
| pool | havuz |
| by | tarafından |
| a | bir |
| sea | kumsal |
| for | için |
| each | her |
EN The pool, surrounded by furniture handmade by local artisans, is a sanctuary made for relaxation.Each morning in the Beachfront Suites begins with the sun rising over the Caribbean Sea, the master bedroom bathing in its glow
TR Yerel zanaatkarlar tarafından el yapımı eşyalar ile çevrelenen havuz, dinlenmek için bir inziva yeridir.Kumsal Kenarı Süitlerde her sabah güneş Karayipler Denizi üzerinden yükselerek, ana yatak odasını ışıkla doldurur
| inglês | turco |
|---|---|
| furniture | yatak |
| local | yerel |
| relaxation | dinlenmek |
| morning | sabah |
| caribbean | karayipler |
| bedroom | yatak odası |
| sun | güneş |
| pool | havuz |
| by | tarafından |
| a | bir |
| sea | kumsal |
| for | için |
| each | her |
EN Build a brand strong and refreshing like morning coffee. Create your coffee shop logo online following a few simple steps.
TR Sabah kahvesi kadar etkili ve tazeleyici bir marka oluşturun. Birkaç basit adımı takip ederek, kahve dükkanınız için logonuzu internet üzerinden oluşturun.
| inglês | turco |
|---|---|
| morning | sabah |
| shop | dükkanı |
| steps | adım |
| simple | basit |
| coffee | kahve |
| create | oluşturun |
| a | birkaç |
| online | internet |
| brand | marka |
| logo | logonuzu |
| and | ve |
EN Late-night cinema watching did not affect cortisol awakening response and heart rate variability in the next morning
TR Gece Geç Saatlerde Sinema Izlemek, Ertesi Sabah Kortizol Uyanma Yanıtı Ve Kalp Hızı Değişkenliğini Etkilemedi
| inglês | turco |
|---|---|
| and | ve |
| heart | kalp |
| next | de |
| morning | sabah |
| night | gece |
| late | geç |
| response | yanıt |
EN The pool, surrounded by furniture handmade by local artisans, is a sanctuary made for relaxation.Each morning in the Beachfront Suites begins with the sun rising over the Caribbean Sea, the master bedroom bathing in its glow
TR Yerel zanaatkarlar tarafından el yapımı eşyalar ile çevrelenen havuz, dinlenmek için bir inziva yeridir.Kumsal Kenarı Süitlerde her sabah güneş Karayipler Denizi üzerinden yükselerek, ana yatak odasını ışıkla doldurur
| inglês | turco |
|---|---|
| furniture | yatak |
| local | yerel |
| relaxation | dinlenmek |
| morning | sabah |
| caribbean | karayipler |
| bedroom | yatak odası |
| sun | güneş |
| pool | havuz |
| by | tarafından |
| a | bir |
| sea | kumsal |
| for | için |
| each | her |
EN The pool, surrounded by furniture handmade by local artisans, is a sanctuary made for relaxation.Each morning in the Beachfront Suites begins with the sun rising over the Caribbean Sea, the master bedroom bathing in its glow
TR Yerel zanaatkarlar tarafından el yapımı eşyalar ile çevrelenen havuz, dinlenmek için bir inziva yeridir.Kumsal Kenarı Süitlerde her sabah güneş Karayipler Denizi üzerinden yükselerek, ana yatak odasını ışıkla doldurur
| inglês | turco |
|---|---|
| furniture | yatak |
| local | yerel |
| relaxation | dinlenmek |
| morning | sabah |
| caribbean | karayipler |
| bedroom | yatak odası |
| sun | güneş |
| pool | havuz |
| by | tarafından |
| a | bir |
| sea | kumsal |
| for | için |
| each | her |
EN The pool, surrounded by furniture handmade by local artisans, is a sanctuary made for relaxation.Each morning in the Beachfront Suites begins with the sun rising over the Caribbean Sea, the master bedroom bathing in its glow
TR Yerel zanaatkarlar tarafından el yapımı eşyalar ile çevrelenen havuz, dinlenmek için bir inziva yeridir.Kumsal Kenarı Süitlerde her sabah güneş Karayipler Denizi üzerinden yükselerek, ana yatak odasını ışıkla doldurur
| inglês | turco |
|---|---|
| furniture | yatak |
| local | yerel |
| relaxation | dinlenmek |
| morning | sabah |
| caribbean | karayipler |
| bedroom | yatak odası |
| sun | güneş |
| pool | havuz |
| by | tarafından |
| a | bir |
| sea | kumsal |
| for | için |
| each | her |
EN The pool, surrounded by furniture handmade by local artisans, is a sanctuary made for relaxation.Each morning in the Beachfront Suites begins with the sun rising over the Caribbean Sea, the master bedroom bathing in its glow
TR Yerel zanaatkarlar tarafından el yapımı eşyalar ile çevrelenen havuz, dinlenmek için bir inziva yeridir.Kumsal Kenarı Süitlerde her sabah güneş Karayipler Denizi üzerinden yükselerek, ana yatak odasını ışıkla doldurur
| inglês | turco |
|---|---|
| furniture | yatak |
| local | yerel |
| relaxation | dinlenmek |
| morning | sabah |
| caribbean | karayipler |
| bedroom | yatak odası |
| sun | güneş |
| pool | havuz |
| by | tarafından |
| a | bir |
| sea | kumsal |
| for | için |
| each | her |
EN The pool, surrounded by furniture handmade by local artisans, is a sanctuary made for relaxation.Each morning in the Beachfront Suites begins with the sun rising over the Caribbean Sea, the master bedroom bathing in its glow
TR Yerel zanaatkarlar tarafından el yapımı eşyalar ile çevrelenen havuz, dinlenmek için bir inziva yeridir.Kumsal Kenarı Süitlerde her sabah güneş Karayipler Denizi üzerinden yükselerek, ana yatak odasını ışıkla doldurur
| inglês | turco |
|---|---|
| furniture | yatak |
| local | yerel |
| relaxation | dinlenmek |
| morning | sabah |
| caribbean | karayipler |
| bedroom | yatak odası |
| sun | güneş |
| pool | havuz |
| by | tarafından |
| a | bir |
| sea | kumsal |
| for | için |
| each | her |
EN The pool, surrounded by furniture handmade by local artisans, is a sanctuary made for relaxation.Each morning in the Beachfront Suites begins with the sun rising over the Caribbean Sea, the master bedroom bathing in its glow
TR Yerel zanaatkarlar tarafından el yapımı eşyalar ile çevrelenen havuz, dinlenmek için bir inziva yeridir.Kumsal Kenarı Süitlerde her sabah güneş Karayipler Denizi üzerinden yükselerek, ana yatak odasını ışıkla doldurur
| inglês | turco |
|---|---|
| furniture | yatak |
| local | yerel |
| relaxation | dinlenmek |
| morning | sabah |
| caribbean | karayipler |
| bedroom | yatak odası |
| sun | güneş |
| pool | havuz |
| by | tarafından |
| a | bir |
| sea | kumsal |
| for | için |
| each | her |
EN The pool, surrounded by furniture handmade by local artisans, is a sanctuary made for relaxation.Each morning in the Beachfront Suites begins with the sun rising over the Caribbean Sea, the master bedroom bathing in its glow
TR Yerel zanaatkarlar tarafından el yapımı eşyalar ile çevrelenen havuz, dinlenmek için bir inziva yeridir.Kumsal Kenarı Süitlerde her sabah güneş Karayipler Denizi üzerinden yükselerek, ana yatak odasını ışıkla doldurur
| inglês | turco |
|---|---|
| furniture | yatak |
| local | yerel |
| relaxation | dinlenmek |
| morning | sabah |
| caribbean | karayipler |
| bedroom | yatak odası |
| sun | güneş |
| pool | havuz |
| by | tarafından |
| a | bir |
| sea | kumsal |
| for | için |
| each | her |
EN The pool, surrounded by furniture handmade by local artisans, is a sanctuary made for relaxation.Each morning in the Beachfront Suites begins with the sun rising over the Caribbean Sea, the master bedroom bathing in its glow
TR Yerel zanaatkarlar tarafından el yapımı eşyalar ile çevrelenen havuz, dinlenmek için bir inziva yeridir.Kumsal Kenarı Süitlerde her sabah güneş Karayipler Denizi üzerinden yükselerek, ana yatak odasını ışıkla doldurur
| inglês | turco |
|---|---|
| furniture | yatak |
| local | yerel |
| relaxation | dinlenmek |
| morning | sabah |
| caribbean | karayipler |
| bedroom | yatak odası |
| sun | güneş |
| pool | havuz |
| by | tarafından |
| a | bir |
| sea | kumsal |
| for | için |
| each | her |
EN The pool, surrounded by furniture handmade by local artisans, is a sanctuary made for relaxation.Each morning in the Beachfront Suites begins with the sun rising over the Caribbean Sea, the master bedroom bathing in its glow
TR Yerel zanaatkarlar tarafından el yapımı eşyalar ile çevrelenen havuz, dinlenmek için bir inziva yeridir.Kumsal Kenarı Süitlerde her sabah güneş Karayipler Denizi üzerinden yükselerek, ana yatak odasını ışıkla doldurur
| inglês | turco |
|---|---|
| furniture | yatak |
| local | yerel |
| relaxation | dinlenmek |
| morning | sabah |
| caribbean | karayipler |
| bedroom | yatak odası |
| sun | güneş |
| pool | havuz |
| by | tarafından |
| a | bir |
| sea | kumsal |
| for | için |
| each | her |
EN The pool, surrounded by furniture handmade by local artisans, is a sanctuary made for relaxation.Each morning in the Beachfront Suites begins with the sun rising over the Caribbean Sea, the master bedroom bathing in its glow
TR Yerel zanaatkarlar tarafından el yapımı eşyalar ile çevrelenen havuz, dinlenmek için bir inziva yeridir.Kumsal Kenarı Süitlerde her sabah güneş Karayipler Denizi üzerinden yükselerek, ana yatak odasını ışıkla doldurur
| inglês | turco |
|---|---|
| furniture | yatak |
| local | yerel |
| relaxation | dinlenmek |
| morning | sabah |
| caribbean | karayipler |
| bedroom | yatak odası |
| sun | güneş |
| pool | havuz |
| by | tarafından |
| a | bir |
| sea | kumsal |
| for | için |
| each | her |
EN Because that sometimes sounds rather like a suppressed yawn, some jokers like to cry “Morgähn” (morning yawn) across the corridor.
TR Bazen Kimi muzip kişiler koridorlarda, biraz da bastırılmış bir esnemeyi çağrıştıran, „Morgähn (sabah esnemesi)“ sözcüğünü saçmaktan hoşlanır.
EN Looking into the starry sky at night and being woken by the roar of the sea in the morning – fulfil this dream and spend a night in a special wicker beach bed at Watt’n Insel in Büsum.
TR Gece yıldızlarla dolu gökyüzünü seyre dalıp sabah dalgaların sesine uyanmak… Bu rüya gibi deneyimi Büsum’da bulunan Watt’n Adasında sunulan kompakt, korunaklı sahil yataklarında bir gece geçirerek edinebilirsiniz.
EN “Many knew me as the anchor for the breakfast TV show ‘Good Morning Damascus’ and as a reporter for Syrian national TV,” he says, as we all arrive in Sonnenallee.
TR “Çokları beni TV kahvaltı programı ‘Good Morning Damaskus’un moderatörü olarak ve Suriye ulusal televizyonu röportajlarımdan tanıyor; o arada Sonnen Bulvarına gelmiş bulunuyoruz.
EN With its heat sensitive structure, takes the shape of head and neck regions and adapts to the body. Helps to get up vigorously in the morning by relaxing the body during the night.
TR Gece boyunca vücudu rahatlatarak sabah dinç kalkmaya yardımcı olur.
| inglês | turco |
|---|---|
| helps | yardımcı olur |
| morning | sabah |
| night | gece |
| get | olur |
EN Google doesn’t shut down when people go to sleep, and someone searching for something related to your business in the early hours of the morning will get the same results as someone searching in the middle of the day
TR Google, insanlar uyuduğunda kapanmaz ve sabahın erken saatlerinde işletmenizle ilgili bir şey arayan biri, gün ortasında arama yapan biriyle aynı sonuçları alacaktır
| inglês | turco |
|---|---|
| people | insanlar |
| related | ilgili |
| business | iş |
| early | erken |
| morning | sabah |
| searching | arama |
| something | bir şey |
| results | sonuçları |
| in | ortasında |
| to | şey |
| and | ve |
| same | bir |
| the | aynı |
| of | biri |
| day | gün |
EN "The free events here in the summer are awesome, although trying to enjoy the park otherwise can be hard during tourist season. The beat time is fall or spring early in the morning- no one's there!"
TR "Chicago yeşili ve parkı bol bir şehir.Millennium parkta ister spor yapın ister çimlere uzanıp dinlenin.Yemek yiyebileceğiniz,konser izleyebileceğiniz ve otellere çok yakın bir park.keyifli"
| inglês | turco |
|---|---|
| park | park |
| ones | bir |
| to | yapın |
EN "Mind blowing. Try to visit it on a grey Sunday morning, round 11am. Your trip will be accompanied by the ringing bells of churches around. Mystic."
TR "Manzara, cafeler, bisiklet yolu, Sovyetler heykelleri"
EN "The free events here in the summer are awesome, although trying to enjoy the park otherwise can be hard during tourist season. The beat time is fall or spring early in the morning- no one's there!"
TR "Chicago yeşili ve parkı bol bir şehir.Millennium parkta ister spor yapın ister çimlere uzanıp dinlenin.Yemek yiyebileceğiniz,konser izleyebileceğiniz ve otellere çok yakın bir park.keyifli"
| inglês | turco |
|---|---|
| park | park |
| ones | bir |
| to | yapın |
EN "The free events here in the summer are awesome, although trying to enjoy the park otherwise can be hard during tourist season. The beat time is fall or spring early in the morning- no one's there!"
TR "Chicago yeşili ve parkı bol bir şehir.Millennium parkta ister spor yapın ister çimlere uzanıp dinlenin.Yemek yiyebileceğiniz,konser izleyebileceğiniz ve otellere çok yakın bir park.keyifli"
| inglês | turco |
|---|---|
| park | park |
| ones | bir |
| to | yapın |
EN "The free events here in the summer are awesome, although trying to enjoy the park otherwise can be hard during tourist season. The beat time is fall or spring early in the morning- no one's there!"
TR "Chicago yeşili ve parkı bol bir şehir.Millennium parkta ister spor yapın ister çimlere uzanıp dinlenin.Yemek yiyebileceğiniz,konser izleyebileceğiniz ve otellere çok yakın bir park.keyifli"
| inglês | turco |
|---|---|
| park | park |
| ones | bir |
| to | yapın |
EN "The free events here in the summer are awesome, although trying to enjoy the park otherwise can be hard during tourist season. The beat time is fall or spring early in the morning- no one's there!"
TR "Chicago yeşili ve parkı bol bir şehir.Millennium parkta ister spor yapın ister çimlere uzanıp dinlenin.Yemek yiyebileceğiniz,konser izleyebileceğiniz ve otellere çok yakın bir park.keyifli"
| inglês | turco |
|---|---|
| park | park |
| ones | bir |
| to | yapın |
EN "The free events here in the summer are awesome, although trying to enjoy the park otherwise can be hard during tourist season. The beat time is fall or spring early in the morning- no one's there!"
TR "Chicago yeşili ve parkı bol bir şehir.Millennium parkta ister spor yapın ister çimlere uzanıp dinlenin.Yemek yiyebileceğiniz,konser izleyebileceğiniz ve otellere çok yakın bir park.keyifli"
| inglês | turco |
|---|---|
| park | park |
| ones | bir |
| to | yapın |
EN "The free events here in the summer are awesome, although trying to enjoy the park otherwise can be hard during tourist season. The beat time is fall or spring early in the morning- no one's there!"
TR "Chicago yeşili ve parkı bol bir şehir.Millennium parkta ister spor yapın ister çimlere uzanıp dinlenin.Yemek yiyebileceğiniz,konser izleyebileceğiniz ve otellere çok yakın bir park.keyifli"
| inglês | turco |
|---|---|
| park | park |
| ones | bir |
| to | yapın |
EN "The free events here in the summer are awesome, although trying to enjoy the park otherwise can be hard during tourist season. The beat time is fall or spring early in the morning- no one's there!"
TR "Chicago yeşili ve parkı bol bir şehir.Millennium parkta ister spor yapın ister çimlere uzanıp dinlenin.Yemek yiyebileceğiniz,konser izleyebileceğiniz ve otellere çok yakın bir park.keyifli"
| inglês | turco |
|---|---|
| park | park |
| ones | bir |
| to | yapın |
EN "The free events here in the summer are awesome, although trying to enjoy the park otherwise can be hard during tourist season. The beat time is fall or spring early in the morning- no one's there!"
TR "Chicago yeşili ve parkı bol bir şehir.Millennium parkta ister spor yapın ister çimlere uzanıp dinlenin.Yemek yiyebileceğiniz,konser izleyebileceğiniz ve otellere çok yakın bir park.keyifli"
| inglês | turco |
|---|---|
| park | park |
| ones | bir |
| to | yapın |
EN "The free events here in the summer are awesome, although trying to enjoy the park otherwise can be hard during tourist season. The beat time is fall or spring early in the morning- no one's there!"
TR "Chicago yeşili ve parkı bol bir şehir.Millennium parkta ister spor yapın ister çimlere uzanıp dinlenin.Yemek yiyebileceğiniz,konser izleyebileceğiniz ve otellere çok yakın bir park.keyifli"
| inglês | turco |
|---|---|
| park | park |
| ones | bir |
| to | yapın |
EN "The free events here in the summer are awesome, although trying to enjoy the park otherwise can be hard during tourist season. The beat time is fall or spring early in the morning- no one's there!"
TR "Chicago yeşili ve parkı bol bir şehir.Millennium parkta ister spor yapın ister çimlere uzanıp dinlenin.Yemek yiyebileceğiniz,konser izleyebileceğiniz ve otellere çok yakın bir park.keyifli"
| inglês | turco |
|---|---|
| park | park |
| ones | bir |
| to | yapın |
EN "Mind blowing. Try to visit it on a grey Sunday morning, round 11am. Your trip will be accompanied by the ringing bells of churches around. Mystic."
TR "Manzara, cafeler, bisiklet yolu, Sovyetler heykelleri"
EN Suddenly, oat-based beverages are everywhere - maybe even in your own cup of coffee this morning. Popularity of oat drinks is just getting started.
TR Sıvı gıda üreticileri, yulaf bazlı içecekleri üretimlerine dahil etmeden önce bir hattı dönüştürmenin veya yeni bir hat eklemenin artılarını ve eksilerini düşünmelidir.
| inglês | turco |
|---|---|
| oat | yulaf |
| based | bazlı |
| in | da |
| even | bir |
| your | ve |
EN Many members engage in written prayer, free-writing, or ‘morning pages’
TR Birçok üye yazılı dua, serbest yazma veya 'sabah sayfaları' ile meşgul olur
| inglês | turco |
|---|---|
| or | veya |
| morning | sabah |
| members | üye |
| free | serbest |
| in | ile |
| pages | sayfaları |
| written | yazılı |
| many | çok |
EN We can aim to get eight hours of sleep each night, going to bed and waking up at the same time each day, turning off screens an hour before bed, avoiding caffeine in the afternoon, and establishing morning and evening routines
TR Her gece sekiz saat uyumayı, her gün aynı saatte yatıp kalkmayı, yatmadan bir saat önce ekranları kapatmayı, öğleden sonra kafeinden uzak durmayı, sabah ve akşam rutinleri oluşturmayı hedefleyebiliriz
| inglês | turco |
|---|---|
| morning | sabah |
| evening | gece |
| and | ve |
| hours | saat |
| the | aynı |
| day | gün |
| before | önce |
EN I’m learning to enjoy myself and I now often go on walks in the morning and leave my phone at home
TR Kendimden zevk almayı öğreniyorum ve artık sabahları sık sık yürüyüşe çıkıyorum ve telefonumu evde bırakıyorum
| inglês | turco |
|---|---|
| leave | bırak |
| to | e |
| and | ve |
| often | sık |
EN US MARKET_TESLA_ Morning star on daily__strong uptrend
TR teslanın son sert düşüşünden sonra bir tepki geldi. son diplerdeki rsi pozitif uyumsuzluğu ve sınırlı hacim artışı göze çarpıyor. sert düşüşün tepki alımı mı yoksa dönüşün habercisi mi izleyip görelim :)
| inglês | turco |
|---|---|
| on | sonra |
EN US MARKET_TESLA_ Morning star on daily__strong uptrend
TR teslanın son sert düşüşünden sonra bir tepki geldi. son diplerdeki rsi pozitif uyumsuzluğu ve sınırlı hacim artışı göze çarpıyor. sert düşüşün tepki alımı mı yoksa dönüşün habercisi mi izleyip görelim :)
| inglês | turco |
|---|---|
| on | sonra |
EN US MARKET_TESLA_ Morning star on daily__strong uptrend
TR teslanın son sert düşüşünden sonra bir tepki geldi. son diplerdeki rsi pozitif uyumsuzluğu ve sınırlı hacim artışı göze çarpıyor. sert düşüşün tepki alımı mı yoksa dönüşün habercisi mi izleyip görelim :)
| inglês | turco |
|---|---|
| on | sonra |
Mostrando 50 de 50 traduções
Traduções semelhantes
happy morning morning morning sun morning routine morning coffee morning following morning because every morning early morning next morning morning started morning until morning session morning before enjoying beautiful morning refreshing like morning fell this morning monday morning lunch all morning establishing morning until the morning a thursday morning morning of wednesday good old morning just this morning detained this morning whole morning grey sunday morning fray every morning my morning jacket happy very happy re happy we’re happy always happy happy hours i´m happy happy customer were happy customers happy once you’re happy m happy happy days i’m very happy happy customers am happy happy place family happy happy high those happy
Tcheco
alemão
chinês
coreano
espanhol
finlandês
francês
holandês
húngaro
indonésio
italiano
japonês
norueguês
polonês
português
russo
sueco
turco
vietnamita
árabe