EN At Impact Level 6, The AWS Secret Region holds a DoD provisional authorization for workloads up to and including Secret level. A service catalog for the AWS Secret Region is available from your AWS Account Executive.
EN At Impact Level 6, The AWS Secret Region holds a DoD provisional authorization for workloads up to and including Secret level. A service catalog for the AWS Secret Region is available from your AWS Account Executive.
TR Etki Düzeyi 6'da, AWS Gizli Bölgesi Gizli düzeyine kadar olan (bu düzey de dahil) iş yükleri için DoD geçici yetkisine sahiptir. AWS Gizli Bölgesi için AWS Hesap Yöneticinizden bir hizmet kataloğu alabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
impact | etki |
aws | aws |
secret | gizli |
region | bölgesi |
dod | dod |
provisional | geçici |
workloads | iş yükleri |
service | hizmet |
account | hesap |
and | da |
at | de |
level | düzey |
including | dahil |
your | bu |
EN Our Impact Level 6 provisional authorization for AWS Secret Region means that DoD customers can use our services to store, process, or transmit data up to and including Secret level
TR AWS Gizli Bölgesi için Etki Düzeyi 6 geçici yetkimiz, DoD müşterilerinin Gizli düzeye kadar olan (bu düzey de dahil) verileri depolamak, işlemek ve iletmek için hizmetlerimizi kullanabileceği anlamına gelir
inglês | turco |
---|---|
impact | etki |
provisional | geçici |
aws | aws |
secret | gizli |
region | bölgesi |
dod | dod |
customers | müşterilerinin |
process | iş |
or | olan |
our services | hizmetlerimizi |
data | verileri |
level | düzey |
and | ve |
including | dahil |
EN The AWS Secret Region holds a provisional authorization for Impact Level 6 and permits workloads up to and including Secret classification.
TR AWS Gizli Bölgesi Etki Düzeyi 6 için geçici yetkiye sahiptir ve bu yetki Gizli sınıflandırmasına kadar olan (bu sınıflandırma dahil) iş yüklerine izin verir.
inglês | turco |
---|---|
aws | aws |
secret | gizli |
region | bölgesi |
provisional | geçici |
impact | etki |
level | düzeyi |
and | ve |
authorization | yetki |
including | dahil |
a | olan |
EN Only you (and anyone you invite) can see your secret boards. Secret Pins and boards will not appear in your home feed, in search, or anywhere else around Pinterest.
TR Yalnızca siz (ve davet ettiğiniz kişiler) gizli panolarınızı görebilirsiniz. Gizli Pinler ve panolar ana sayfa akışında, aramalarda veya Pinterest'in diğer yerlerinde görünmez.
inglês | turco |
---|---|
invite | davet |
see | görebilirsiniz |
secret | gizli |
or | veya |
and | ve |
EN If you want to make a new secret board, create a board and toggle Keep this board secret when you name the board.
TR Yeni bir gizli pano oluşturmak istiyorsanız, bir pano oluşturun ve panoya ad verirken Bu panoyu gizli tut seçeneğini açın.
inglês | turco |
---|---|
secret | gizli |
name | ad |
if you want | istiyorsanız |
this | bu |
and | ve |
a | bir |
new | yeni bir |
EN When you save Pins to a secret board, the person you saved from will not get a notification and the Pin’s count will not increase. When you save Pins from a secret board, we will not show the name of the person you saved it from on your new Pin.
TR Gizli bir panoya bir Pin kaydettiğinizde, bu Pini ekleyen kişi bildirim almaz ve Pinin sayımı artmaz. Bir gizli panodan Pin kaydettiğinizde, bu Pini ekleyen kişinin adı yeni Pininizde görünmez.
inglês | turco |
---|---|
secret | gizli |
notification | bildirim |
new | yeni |
pin | pin |
name | adı |
person | kişi |
and | ve |
of the person | kişinin |
EN To make a secret board public, toggle off Keep this board secret in the board settings.
TR Gizli bir panoyu herkese açık hale getirmek için Pano ayarlarında Bu panoyu gizli tut seçeneğini kapatın.
inglês | turco |
---|---|
secret | gizli |
public | açık |
settings | ayarlar |
this | bu |
off | bir |
EN In 2013, the Elsevier journal Cortex became one of the first journals to offer Registered Reports ? an empirical article type designed to eliminate publication bias and incentivize best scientific practice
TR 2013'te, Elsevier dergisi Cortex, yayın yanlılığını ortadan kaldırmak ve en iyi bilimsel uygulamaları teşvik etmek için tasarlanmış ampirik bir makale türü olan Kayıtlı Raporları sunan ilk dergilerden birisi olmuştur
inglês | turco |
---|---|
journal | dergisi |
offer | sunan |
publication | yayın |
scientific | bilimsel |
elsevier | elsevier |
registered | kayıtlı |
and | ve |
of | in |
first | ilk |
reports | raporları |
article | bir |
type | tür |
designed | tasarlanmış |
best | en |
EN Eliminate the major site’s vulnerabilities. As the best result, you won’t become a victim of unfair competition.
TR Ana sitenin güvenlik açıklarını ortadan kaldırın. Sonuç olarak, haksız rekabetin kurbanı olmayacaksınız.
inglês | turco |
---|---|
major | ana |
a | a |
eliminate | kaldırın |
result | sonuç |
the | olarak |
EN Eliminate or reduce jerking motion on articulated vehicles
TR Mafsallı araçlarda sarsıntılı hareketi ortadan kaldırın veya azaltın
inglês | turco |
---|---|
or | veya |
eliminate | kaldırın |
EN They eliminate the time and effort required to manually process agreements and documents
TR Belgelerin manuel olarak işlenmesi için gerekli zaman ve çabayı ortadan kaldırır
inglês | turco |
---|---|
required | gerekli |
manually | manuel |
process | iş |
time | zaman |
and | ve |
EN Sefamerve face mask is a product designed to eliminate the unpleasant appearance of medical masks.
TR Sefamerve yüz maskesi medikal maskelerin kötü görünümünü ortadan kaldırmak adına tasarlanmış bir üründür.
inglês | turco |
---|---|
sefamerve | sefamerve |
face | yüz |
medical | medikal |
designed | tasarlanmış |
a | bir |
EN Transportation is an essential and integral part of our lives, and the world is seeking ways to reduce emissions and eliminate fossil-fuels. Therefore, we require cleaner, more sustainable and more energy efficient modes of transport.
TR Paris Anlaşması hedeflerine ulaşmak için dünyanın enerji kullanımını ve emisyonlarını azaltması gerekiyor. Elektrik motoru verimliliğini artırmanın ne kadar fark yaratabileceğini öğrenmek için teknik incelemeyi indirin.
inglês | turco |
---|---|
world | dünyanın |
energy | enerji |
emissions | emisyonlarını |
and | ve |
of | in |
to | için |
EN The criticism against the Turkish government's attempts to eliminate opposition media has been an ongoing issue during the rule of the AKP government and increased in the recent past.
TR Türkiye hükümetinin muhalif medyayı tasfiye etme çabalarına yönelik eleştiriler AKP iktidarı boyunca süregeldi.
inglês | turco |
---|---|
media | medyayı |
the | etme |
EN The core mission of the protocol is to eliminate the technical barriers that have made it impossible for blockchain to fulfill these economic promises.
TR Protokolün başlıca misyonu, blockchainin bu ekonomik vaatleri yerine getirmesine engel olan teknik bariyerleri ortadan kaldırmak.
inglês | turco |
---|---|
mission | misyonu |
technical | teknik |
economic | ekonomik |
these | bu |
is | olan |
protocol | protokol |
EN The roof’s high-level thermal and acoustic properties eliminate the need for a sunblind, which also helps to reduce vehicle mass
TR Çatının yüksek seviyedeki termal ve akustik özellikleri, araç kütlesini azaltmaya yardımcı olan bir güneşlik ihtiyacını ortadan kaldırır
inglês | turco |
---|---|
thermal | termal |
need | ihtiyacı |
reduce | azaltmaya |
properties | özellikleri |
high | yüksek |
a | yardımcı |
the | araç |
and | ve |
to | bir |
EN Reclaim control of your online world. Benefit from our Award-Winning antivirus, enhanced anonymity features, and effortlessly eliminate screen-cluttering adverts.
TR Çevrimiçi dünyanızın kontrolünü geri alın. Ödüllü antivirüsümüz ve geliştirilmiş anonim özelliklerinden faydalanın, ekranı dolduran reklamları zahmetsizce ortadan kaldırın.
inglês | turco |
---|---|
of | ın |
antivirus | antivirüs |
effortlessly | zahmetsizce |
enhanced | geliştirilmiş |
eliminate | kaldırın |
control | kontrol |
and | ve |
EN Aggressive, screen-clogging adverts don’t have to ruin the party – eliminate them permanently with our Adblock tool.
TR Ekranı kaplayan agresif reklamların partiyi mahvetmesine izin vermek zorunda değilsiniz. Adblock aracımızla hepsini. kalıcı olarak kaldırın.
inglês | turco |
---|---|
have to | zorunda |
permanently | kalıcı |
eliminate | kaldırın |
EN Eliminate Viruses, Trojans & Malware
TR Virüs, Casus & Kötücül Yazılımları Yok Edin
EN Locate and eliminate Adware, an aggressive form of hard-to-remove advertising software.
TR Kaldırılması çok zor, agresif reklam yazılımlarını tespit edin ve ortadan kaldırın.
inglês | turco |
---|---|
advertising | reklam |
hard | zor |
and | ve |
remove | kaldırın |
software | yazılımları |
to | çok |
EN The durable, non-slip rubber base is designed to eliminate unwanted movement and provide a solid platform for intense gaming.
TR Dayanıklı, kaymaz kauçuk taban rekabetçi oyunlar için istenmeyen hareketleri önler ve daha sağlam platform sağlar.
inglês | turco |
---|---|
unwanted | istenmeyen |
provide | sağlar |
solid | sağlam |
platform | platform |
durable | dayanıklı |
and | ve |
designed | için |
EN 5.2. Eliminate all forms of violence against all women and girls in the public and private spheres, including trafficking and sexual and other types of exploitation
TR 5.2. Kamu alanları ve özel alanlarda, bütün kadınlara ve kız çocuklarına yönelik, kadın ticareti, cinsel ve her türlü istismarı da kapsayan şiddetin her türünün ortadan kaldırılması
inglês | turco |
---|---|
women | kadın |
sexual | cinsel |
girls | kız |
in | da |
types | tür |
and | ve |
public | kamu |
of | yönelik |
the | özel |
EN 5.3. Eliminate all harmful practices, such as child, early and forced marriage and female genital mutilation
TR 5.3. Çocuk evliliği, erken yaşta zorla evlendirilme ve kadın sünneti gibi bütün zararlı uygulamaların ortadan kaldırılması
inglês | turco |
---|---|
early | erken |
female | kadın |
harmful | zararlı |
and | ve |
all | bütün |
practices | uygulamalar |
as | gibi |
EN 10.c. By 2030, reduce to less than 3 per cent the transaction costs of migrant remittances and eliminate remittance corridors with costs higher than 5 per cent
TR 10.c. 2030’a kadar göçmen havaleleri işlem maliyetlerinin yüzde 3’ün altına indirilmesi ve maliyeti yüzde 5’ten yüksek olan havale koridorlarının ortadan kaldırılması
inglês | turco |
---|---|
c | c |
transaction | işlem |
costs | maliyeti |
higher | yüksek |
per cent | yüzde |
and | ve |
with | altına |
to | kadar |
EN Dr. Tamer Saka, the CEO of Kibar Holding, said "We are on the eve of a large investment on aluminum. We will carry out production in a way that will eliminate our dependence on foreign resources in aviation, automotive and defense industries."
TR Kibar Holding CEO'su Dr. Tamer Saka, "Alüminyum tarafında büyük bir yatırım arifesindeyiz. Havacılık, otomotiv ve savunmada dışa bağımlılığı ortadan kaldıracak bir üretim gerçekleştireceğiz." dedi.
inglês | turco |
---|---|
kibar | kibar |
large | büyük |
investment | yatırım |
aluminum | alüminyum |
foreign | dış |
automotive | otomotiv |
holding | holding |
production | üretim |
and | ve |
a | bir |
EN VisibilityIQ OneCare* is included as a benefit of Zebra OneCare expert maintenance plans, designed to eliminate unplanned device downtime and unbudgeted repair expenses
TR VisibilityIQ OneCare*, cihazların ansızın hizmet dışı kalmasını önlemek ve bütçe dışı tamir masraflarını ortadan kaldırmak için Zebra OneCare uzman bakım planlarına dahil bir avantajdır
inglês | turco |
---|---|
included | dahil |
zebra | zebra |
maintenance | bakım |
repair | tamir |
visibilityiq | visibilityiq |
and | ve |
plans | planları |
of | in |
a | bir |
designed | için |
EN You protect business-critical devices and eliminate disruptions and unplanned repair expenses
TR İşletmeniz için kritik cihazları koruyun, aksaklıkları ve planlanmamış onarım masraflarını ortadan kaldırın
inglês | turco |
---|---|
protect | koruyun |
devices | cihazlar |
repair | onarım |
critical | kritik |
eliminate | kaldırın |
and | ve |
EN Empower your food service workforce by using mobile technology to automate weekly unit counts of ingredients and eliminate paper checklists.
TR Malzemelerin haftalık birim sayımını otomatikleştirmek ve kağıt kontrol listelerini ortadan kaldırmak için mobil teknoloji kullanarak yemek hizmeti sunan personelinizi güçlendirin.
inglês | turco |
---|---|
food | yemek |
mobile | mobil |
technology | teknoloji |
weekly | haftalık |
paper | kağıt |
service | hizmeti |
of | in |
using | kullanarak |
and | ve |
to | için |
EN Device Diagnostics lets you test major systems and can help eliminate costly, unnecessary repair depot trips for devices that don’t really need repair.
TR Device Diagnostics, belli başlı sistemleri test etmenizi sağlar ve onarıma gerçekten ihtiyaç duymayan cihazların onarım deposuna maliyetli ve gereksiz seyahatlerinin önlenmesine yardımcı olabilir.
inglês | turco |
---|---|
test | test |
systems | sistemleri |
costly | maliyetli |
unnecessary | gereksiz |
repair | onarım |
devices | cihazlar |
really | gerçekten |
device | device |
need | ihtiyaç |
help | yardımcı |
lets | sağlar |
and | ve |
can | olabilir |
EN VisibilityIQ OneCare* is included as a benefit of Zebra OneCare’s expert maintenance plans, designed to eliminate unplanned device downtime and unbudgeted repair expenses
TR VisibilityIQ OneCare*, cihazların ansızın hizmet dışı kalmasını önlemek ve bütçe dışı tamir masraflarını ortadan kaldırmak için Zebra OneCare uzman bakım planlarına dahil bir avantajdır
inglês | turco |
---|---|
included | dahil |
zebra | zebra |
maintenance | bakım |
repair | tamir |
visibilityiq | visibilityiq |
and | ve |
plans | planları |
of | in |
a | bir |
designed | için |
EN Low-frequency massage improves skin's microcirculation to help eliminate toxins & ease facial tension - resulting in a smoother, softer, more glowing complexion
TR Düşük frekanslı masaj, toksinlerin atılmasına ve yüzdeki gerginliğin hafifletilmesine yardımcı olmak için cildin mikro dolaşımını iyileştirir - daha pürüzsüz, daha yumuşak ve daha parlak bir cilt sağlar.
inglês | turco |
---|---|
massage | masaj |
low | düşük |
help | yardımcı |
ease | sağlar |
to | için |
more | daha |
EN monday.com gives you the ability to track needs, manage contracts, check on delivery and eliminate bottlenecks
TR Monday.com, ihtiyaçları izleme, sözleşmeleri yönetme, teslimatı kontrol etme ve tıkanıklıkları ortadan kaldırma olanağı sunar
inglês | turco |
---|---|
gives | sunar |
contracts | sözleşmeleri |
the | etme |
manage | yönetme |
check | kontrol |
delivery | teslimat |
and | ve |
needs | ihtiyaçları |
EN Eliminate those messy “doc18-final-final2.doc” files. Organize every iteration of a file in a coherent timeline, adding versions as you work and spotting the current version at a glance.
TR Dağınık "dosya18-sonhali-son2" dosyalarını ortadan kaldırın. Bir dosyanın her yinelemesini tutarlı bir zaman çizelgesinde düzenleyin, çalışırken sürümler ekleyin ve mevcut sürümü tek bakışta tespit edin.
inglês | turco |
---|---|
eliminate | kaldırın |
version | sürümü |
and | ve |
file | dosya |
files | dosyalarını |
EN They eliminate the time and effort required to manually process agreements and documents
TR Belgelerin manuel olarak işlenmesi için gerekli zaman ve çabayı ortadan kaldırır
inglês | turco |
---|---|
required | gerekli |
manually | manuel |
process | iş |
time | zaman |
and | ve |
EN Sefamerve face mask is a product designed to eliminate the unpleasant appearance of medical masks.
TR Sefamerve yüz maskesi medikal maskelerin kötü görünümünü ortadan kaldırmak adına tasarlanmış bir üründür.
inglês | turco |
---|---|
sefamerve | sefamerve |
face | yüz |
medical | medikal |
designed | tasarlanmış |
a | bir |
EN This allows customers and application providers to build solutions that eliminate all AWS employees from having physical and logical access to CJI and devices that store, process, and transmit CJI.
TR Bu, müşterilerin ve uygulama sağlayıcılarının tüm AWS çalışanlarının CJI'ye ve CJI depolayan, işleyen ve ileten cihazlara fiziksel ve mantıksal olarak erişime sahip olmalarını engelleyen çözümler oluşturmalarına olanak sağlar.
inglês | turco |
---|---|
allows | sağlar |
customers | müşterilerin |
aws | aws |
physical | fiziksel |
logical | mantıksal |
solutions | çözümler |
and | ve |
access | erişime |
this | bu |
process | iş |
application | uygulama |
devices | cihazlara |
all | tüm |
EN monday.com gives you the ability to track needs, manage contracts, check on delivery and eliminate bottlenecks
TR Monday.com, ihtiyaçları izleme, sözleşmeleri yönetme, teslimatı kontrol etme ve tıkanıklıkları ortadan kaldırma olanağı sunar
inglês | turco |
---|---|
gives | sunar |
contracts | sözleşmeleri |
the | etme |
manage | yönetme |
check | kontrol |
delivery | teslimat |
and | ve |
needs | ihtiyaçları |
EN We may at any time amend or eliminate Testnet Points.
TR Mina, Testnet puanlarını herhangi bir zamanda düzenleme yada kaldırma hakkını saklı tutar.
inglês | turco |
---|---|
time | zamanda |
any | herhangi |
or | yada |
EN Identifying the obstacles to meeting the needs of the beneficiaries and determining the steps to eliminate them
TR Yararlanıcıların ihtiyaçlarının giderilmesi önündeki engellerin tespiti ve giderilmeleri için adımların belirlenmesi
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
of | in |
steps | adımlar |
needs | ihtiyaç |
EN Device Diagnostics lets you test major systems and can help eliminate costly, unnecessary repair depot trips for devices that don’t really need repair.
TR Device Diagnostics, belli başlı sistemleri test etmenizi sağlar ve onarıma gerçekten ihtiyaç duymayan cihazların onarım deposuna maliyetli ve gereksiz seyahatlerinin önlenmesine yardımcı olabilir.
inglês | turco |
---|---|
test | test |
systems | sistemleri |
costly | maliyetli |
unnecessary | gereksiz |
repair | onarım |
devices | cihazlar |
really | gerçekten |
device | device |
need | ihtiyaç |
help | yardımcı |
lets | sağlar |
and | ve |
can | olabilir |
EN You protect business-critical devices and eliminate disruptions and unplanned repair expenses
TR İşletmeniz için kritik cihazları koruyun, aksaklıkları ve planlanmamış onarım masraflarını ortadan kaldırın
inglês | turco |
---|---|
protect | koruyun |
devices | cihazlar |
repair | onarım |
critical | kritik |
eliminate | kaldırın |
and | ve |
EN VisibilityIQ OneCare* is included as a benefit of Zebra OneCare expert maintenance plans, designed to eliminate unplanned device downtime and unbudgeted repair expenses
TR VisibilityIQ OneCare*, cihazların ansızın hizmet dışı kalmasını önlemek ve bütçe dışı tamir masraflarını ortadan kaldırmak için Zebra OneCare uzman bakım planlarına dahil bir avantajdır
inglês | turco |
---|---|
included | dahil |
zebra | zebra |
maintenance | bakım |
repair | tamir |
visibilityiq | visibilityiq |
and | ve |
plans | planları |
of | in |
a | bir |
designed | için |
EN Aurora was designed to eliminate unnecessary I/O operations in order to reduce costs and to ensure resources are available for serving read/write traffic
TR Aurora, maliyetlerin düşürülmesi ve kaynakların okuma/yazma trafiğini işlemek için erişilebilir kalmasının sağlanması amacıyla gereksiz G/Ç işlemlerini ortadan kaldıracak şekilde tasarlanmıştır
inglês | turco |
---|---|
aurora | aurora |
unnecessary | gereksiz |
available | erişilebilir |
traffic | trafiğini |
in order to | amacıyla |
resources | kaynaklar |
read | ve |
EN The roof’s high-level thermal and acoustic properties eliminate the need for a sunblind, which also helps to reduce vehicle mass
TR Çatının yüksek seviyedeki termal ve akustik özellikleri, araç kütlesini azaltmaya yardımcı olan bir güneşlik ihtiyacını ortadan kaldırır
inglês | turco |
---|---|
thermal | termal |
need | ihtiyacı |
reduce | azaltmaya |
properties | özellikleri |
high | yüksek |
a | yardımcı |
the | araç |
and | ve |
to | bir |
EN The roof’s high-level thermal and acoustic properties eliminate the need for a sunblind, which also helps to reduce vehicle mass
TR Çatının yüksek seviyedeki termal ve akustik özellikleri, araç kütlesini azaltmaya yardımcı olan bir güneşlik ihtiyacını ortadan kaldırır
inglês | turco |
---|---|
thermal | termal |
need | ihtiyacı |
reduce | azaltmaya |
properties | özellikleri |
high | yüksek |
a | yardımcı |
the | araç |
and | ve |
to | bir |
EN Eliminate Viruses, Trojans & Malware
TR Virüs, Casus & Kötücül Yazılımları Yok Edin
EN Reclaim control of your online world. Benefit from our Award-Winning antivirus, enhanced anonymity features, and effortlessly eliminate screen-cluttering adverts.
TR Çevrimiçi dünyanızın kontrolünü geri alın. Ödüllü antivirüsümüz ve geliştirilmiş anonim özelliklerinden faydalanın, ekranı dolduran reklamları zahmetsizce ortadan kaldırın.
inglês | turco |
---|---|
of | ın |
antivirus | antivirüs |
effortlessly | zahmetsizce |
enhanced | geliştirilmiş |
eliminate | kaldırın |
control | kontrol |
and | ve |
EN Aggressive, screen-clogging adverts don’t have to ruin the party – eliminate them permanently with our Adblock tool.
TR Ekranı kaplayan agresif reklamların partiyi mahvetmesine izin vermek zorunda değilsiniz. Adblock aracımızla hepsini. kalıcı olarak kaldırın.
inglês | turco |
---|---|
have to | zorunda |
permanently | kalıcı |
eliminate | kaldırın |
EN Locate and eliminate Adware, an aggressive form of hard-to-remove advertising software.
TR Kaldırılması çok zor, agresif reklam yazılımlarını tespit edin ve ortadan kaldırın.
inglês | turco |
---|---|
advertising | reklam |
hard | zor |
and | ve |
remove | kaldırın |
software | yazılımları |
to | çok |
EN Multiple recorded draws for each game eliminate the repetition of outcomes in games, so players get a similar experience as in live streaming
TR Her oyun için kaydedilen birden fazla çekiliş, oyunlarda tekrarlanabilir sonuçları ortadan kaldırır, böylece oyuncular canlı yayınla aynı deneyimi yaşarlar
inglês | turco |
---|---|
experience | deneyimi |
outcomes | sonuçları |
live | canlı |
multiple | birden fazla |
so | böylece |
the | aynı |
players | oyuncular |
for | için |
Mostrando 50 de 50 traduções