DE Der Wert erklärt sich durch relativ viele Urlaubs- und Feiertage und die große Zahl von Frauen, die in Teilzeit beschäftigt sind.
DE Der Wert erklärt sich durch relativ viele Urlaubs- und Feiertage und die große Zahl von Frauen, die in Teilzeit beschäftigt sind.
TR Bu değerin ortaya çıkmasındaysa görece çok sayıdaki resmi tatil, uzun yıllık izin süreleri ve yarı zamanlı ve eksik mesaiyle çalışan kadın nüfusunun büyüklüğü gibi etkenler rol oynuyor.
alemão | turco |
---|---|
frauen | kadın |
in | daki |
und | ve |
DE Die Kinder betreuen? In Teilzeit arbeiten oder zuhause? Eltern erzählen, wie sie sich Familie und Arbeitsleben aufteilen.
TR Çocuklara nasıl bakılacak? Yarım gün çalışarak mı, evden çalışarak mı? Ana babalar, aile ve iş hayatını nasıl pay ettiklerini anlatıyorlar.
alemão | turco |
---|---|
sie | i |
familie | aile |
und | ve |
wie | nasıl |
die | ana |
DE Nach drei Jahren Elternzeit stieg die 41-jährige Übersetzerin nur in Teilzeit wieder in ihren alten Job ein und gab die Teamleitung, die sie zuvor innehatte, auch wegen der damit verbundenen Reisen ab
TR Daha önce yürüttüğü ekip yönetimini, başkasına bırakmış
alemão | turco |
---|---|
die | önce |
zuvor | daha |
DE Unterrichten Sie in einer beliebigen Kapazität: Vollzeit, Teilzeit, oder nur gelegentlich.
TR Herhangi bir kapasitede öğretin: tam zamanlı, yarı-zamanlı, ya da sadece arada bir.
alemão | turco |
---|---|
in | da |
beliebigen | bir |
oder | ya |
nur | sadece |
Mostrando 4 de 4 traduções