EN The Germans have elected a new parliament – but there is no government as yet. Let us explain what happens next.
"happens next" w język angielski można przetłumaczyć na następujące turecki słowa/frazy:
EN The Germans have elected a new parliament – but there is no government as yet. Let us explain what happens next.
TR Dünya medyası Almanya'daki genel seçimleri ve Angela Merkel'den beklentileri işte böyle yorumluyor.
język angielski | turecki |
---|---|
the | böyle |
EN We will come from all over the country again, new friendships will form again, we will learn many things from each other and say "see you next time!", and then the next time will come.
TR Yurdun dört bir yanından geleceğiz yine, yine yepyeni dostluklar oluşacak, birbirimizde pek çok şey öğrenip, “bir sonrakine” diye, vedalaşacağız ve ardından sonraki gelecek.
język angielski | turecki |
---|---|
again | yine |
new | yepyeni |
next | sonraki |
then | ardından |
EN The next generation wearable computer offering new features, including optional keypad, faster processor and more, that drive productivity and order accuracy to the next level.
TR Yeni nesil giyilebilir bilgisayar, opsiyonel tuş takımı, hızlı işlemci gibi üretkenlik ve sipariş doğruluğunu artıran pek çok yeni özellik sunar.
język angielski | turecki |
---|---|
wearable | giyilebilir |
computer | bilgisayar |
offering | sunar |
new | yeni |
optional | opsiyonel |
processor | işlemci |
faster | hızlı |
productivity | üretkenlik |
features | özellik |
and | ve |
order | sipariş |
more | pek |
generation | nesil |
the | gibi |
EN The next generation wearable computer offering new features, including optional keypad, faster processor and more, that drive productivity and order accuracy to the next level.
TR Yeni nesil giyilebilir bilgisayar, üretkenliği ve sipariş doğruluğunu artıran opsiyonel tuş takımı, hızlı işlemci gibi pek çok yeni özellik sunuyor.
język angielski | turecki |
---|---|
wearable | giyilebilir |
computer | bilgisayar |
new | yeni |
optional | opsiyonel |
processor | işlemci |
productivity | üretkenliği |
faster | hızlı |
features | özellik |
and | ve |
order | sipariş |
more | pek |
generation | nesil |
the | gibi |
EN At the next step you need to select Connect to the network at my workplace and click the Next button.
TR Bir sonraki adımda İş ağıma bağlanı seçmeniz ve İleri düğmesine tıklamanız gerekir.
język angielski | turecki |
---|---|
next | sonraki |
select | seç |
network | ağı |
button | düğmesine |
and | ve |
EN If the next segment you draw is curved, Photoshop makes the first segment curve smoothly in relation to the next segment.
TR Çizdiğiniz sonraki parça eğriyse Photoshop ilk parçayı, sonraki parçaya göre hafif eğri yapar.
język angielski | turecki |
---|---|
next | sonraki |
first | ilk |
to | yapar |
EN While dropping an anchor point, click once if you want the next segment of your path to be curved. Double-click if you want to draw a straight segment next. Photoshop creates smooth or corner points accordingly.
TR Bağlantı noktası bırakırken, yolunuzun sonraki parçasının eğri olmasını istiyorsanız bir kez tıklayın. Sonraki parçayı düz çizmek istiyorsanız çift tıklatın. Photoshop buna göre düzgünleştirme veya köşe noktaları oluşturur.
język angielski | turecki |
---|---|
click | tıklayın |
straight | düz |
creates | oluşturur |
point | noktası |
if you want | istiyorsanız |
double | çift |
points | noktaları |
to be | olmasını |
or | veya |
next | sonraki |
to | e |
EN If you currently have a paid plan (e.g. Pro) for one of your domains and upgrade to a higher priced plan (e.g. Business), the following happens:
TR Şu an alan adlarınızdan biri için ücretli bir plan kullanıyorsanız (ör. Pro) ve daha yüksek fiyatlı bir plana geçerseniz (ör. İşletme):
język angielski | turecki |
---|---|
paid | ücretli |
higher | daha yüksek |
plan | plan |
pro | pro |
and | ve |
a | bir |
EN Belgian privacy protection law is strong. Only local judges can request information and they must have a court order. It rarely happens.
TR Belçika gizlilik koruma kanunu çok güçlüdür. Yalnızca yerel hakimler bilgi talep edebilir ve mahkeme kararına sahip olmaları gerekir. Nadiren olur.
język angielski | turecki |
---|---|
strong | güçlü |
local | yerel |
court | mahkeme |
privacy | gizlilik |
protection | koruma |
request | talep |
information | bilgi |
and | ve |
must | gerekir |
EN Encryption happens in the browser. It is impossible for anyone (including us) to read your emails along the line. Fully inter-operable with any OpenPGP service.
TR Şifreleme tarayıcıda gerçekleşir. Herkesin (bizim dahil) e-postalarınızı hat boyunca okuması imkansızdır. Herhangi bir OpenPGP servisi ile tamamen çalıştırılabilir.
język angielski | turecki |
---|---|
browser | tarayıcı |
service | servisi |
in | da |
fully | tamamen |
anyone | herkesin |
including | dahil |
line | ile |
any | herhangi |
EN Track website keyword rankings regularly, find out what of your actions led to growth and be the first to know when something critical happens.
TR Web sitesi anahtar kelime performansını düzenli olarak izleyin, büyümeye yol açan eylemleri tespit edin ve kritik bir şey olduğunda bundan ilk haberdar olan siz olun.
język angielski | turecki |
---|---|
actions | eylemleri |
critical | kritik |
when | olduğunda |
something | bir şey |
first | ilk |
regularly | düzenli olarak |
and | ve |
EN Get instant alerts when something critical happens to your website.
TR Web sitenize kritik bir şey olduğunda anında uyarı alın.
język angielski | turecki |
---|---|
instant | anında |
critical | kritik |
website | web |
get | alın |
when | olduğunda |
something | bir şey |
to | şey |
EN Latency happens when there is a big distance between your server and the gaming server
TR Gecikme, sunucunuz ile oyun sunucusu arasında büyük bir mesafe olduğunda meydana gelir
język angielski | turecki |
---|---|
latency | gecikme |
big | büyük |
distance | mesafe |
server | sunucusu |
when | olduğunda |
between | arası |
gaming | oyun |
EN This happens due to blocking access to the Crimean IP address
TR Bu, Kırım IP adresine erişimi engelleme nedeniyle olur
język angielski | turecki |
---|---|
blocking | engelleme |
access | erişimi |
ip | ip |
address | adresine |
this | bu |
to | nedeniyle |
EN A few of our favorite sources for learning about where our stuff comes from and what happens after we’re done with it.
TR Eşyalarımızın nereden geldiğini ve işimiz bittikten sonra başlarına ne geldiğini öğrenmek adına en sevdiğimiz kaynaklardan birkaçı.
język angielski | turecki |
---|---|
sources | kaynaklardan |
where | nereden |
what | ne |
and | ve |
after | sonra |
EN Track website SEO rankings regularly and find out what of your actions led to growth and be the first to know when something critical happens.
TR Web sitesi SEO sıralamasını düzenli olarak izleyin ve eylemlerinizin büyümeye neden olduğunu öğrenin ve kritik bir şeyin ne zaman gerçekleştiğini ilk bilen siz olun.
język angielski | turecki |
---|---|
seo | seo |
critical | kritik |
find out | öğrenin |
what | ne |
when | zaman |
first | ilk |
regularly | düzenli olarak |
and | ve |
EN Get tips on which pages improve the first to get more organic traffic and sales. Get email alerts when something dangerous happens with a website or valuable pages.
TR Daha fazla organik trafik ve satış elde etmek için ilk önce hangi sayfaların iyileştirileceğine ilişkin ipuçları alın. Web sitesinde veya önemli sayfalardan birinde tehlikeli bir şey olduğunda e-posta uyarıları alın.
język angielski | turecki |
---|---|
organic | organik |
traffic | trafik |
dangerous | tehlikeli |
sales | satış |
tips | ipuçları |
website | web |
when | olduğunda |
posta | |
and | ve |
something | bir şey |
first | ilk |
or | veya |
pages | sayfalar |
EN Start from audit and we will notify you when something critical will happens.
TR Denetimden başladığınızda, kritik bir şey olduğunda sizi bilgilendireceğiz.
język angielski | turecki |
---|---|
critical | kritik |
when | olduğunda |
and | bir |
something | bir şey |
from | sizi |
EN Another challenge we experienced was about being able to influence what happens within households
TR Deneyimlediğimiz diğer bir zorluk da, hanelerin içinde yaşananlara etki edebilmekle ilgiliydi
język angielski | turecki |
---|---|
another | diğer |
challenge | zorluk |
being | ya |
to | içinde |
EN The ordering of records across different shards is not guaranteed, and processing of each shard happens in parallel.
TR Farklı parçalardaki kayıtların sıralanması garanti edilmez ve her parça paralel olarak işleme alınır.
język angielski | turecki |
---|---|
guaranteed | garanti |
processing | işleme |
parallel | paralel |
different | farklı |
and | ve |
in | parça |
of | her |
the | olarak |
EN And your POS Lane and Transition Point SmartLens Sensors work hand-in-hand to identify items exiting your store that have not traveled through a POS lane, alerting you to potential theft — before it happens.
TR Ve POS Kasa Alanı ve Geçiş Noktası SmartLens Sensörleri birlikte çalışarak POS kasa alanından geçmeden mağazanızdan çıkmakta olan ürünleri tespit ederek, bunlar henüz gerçekleşmeden sizi potansiyel hırsızlıklar konusunda uyarır.
język angielski | turecki |
---|---|
and | ve |
transition | geçiş |
point | noktası |
items | ürünleri |
potential | potansiyel |
not | henüz |
you | sizi |
a | olan |
identify | tespit |
to | konusunda |
EN If nothing happens after you click the link, try to log in manually. You can read detailed instructions on how to do this in this article.
TR Bağlantıya tıkladığınızda bir şey olmazsa manuel olarak giriş yapmayı deneyin. Bu makaleden bunun nasıl yapılacağı hakkındaki detaylı talimatları okuyabilirsiniz.
język angielski | turecki |
---|---|
try | deneyin |
manually | manuel |
detailed | detaylı |
link | bağlantı |
this | bu |
instructions | talimatları |
article | bir |
nothing | bir şey |
log | giriş |
how | nasıl |
EN Behind the scenes at JivoChat – where the magic happens!
TR JivoChat'te perdenin arkasındakiler - başarının kaynağı!
EN The ordering of records across different shards is not guaranteed, and processing of each shard happens in parallel.
TR Farklı parçalardaki kayıtların sıralanması garanti edilmez ve her parça paralel olarak işleme alınır.
język angielski | turecki |
---|---|
guaranteed | garanti |
processing | işleme |
parallel | paralel |
different | farklı |
and | ve |
in | parça |
of | her |
the | olarak |
EN Get tips on which pages improve the first to get more organic traffic and sales. Get email alerts when something dangerous happens with a website or valuable pages.
TR Daha fazla organik trafik ve satış elde etmek için ilk önce hangi sayfaların iyileştirileceğine ilişkin ipuçları alın. Web sitesinde veya önemli sayfalardan birinde tehlikeli bir şey olduğunda e-posta uyarıları alın.
język angielski | turecki |
---|---|
organic | organik |
traffic | trafik |
dangerous | tehlikeli |
sales | satış |
tips | ipuçları |
website | web |
when | olduğunda |
posta | |
and | ve |
something | bir şey |
first | ilk |
or | veya |
pages | sayfalar |
EN A few of our favorite sources for learning about where our stuff comes from and what happens after we’re done with it.
TR Eşyalarımızın nereden geldiğini ve işimiz bittikten sonra başlarına ne geldiğini öğrenmek adına en sevdiğimiz kaynaklardan birkaçı.
język angielski | turecki |
---|---|
sources | kaynaklardan |
where | nereden |
what | ne |
and | ve |
after | sonra |
EN Below we’ll explore why this error happens and what you can do to quickly resolve it so you can get back to uploading your media.
TR Arama motoru görünürlüğü bölümünü aşağı kaydırmak ve "Arama motorlarının bu siteyi dizine eklemesini engelle" başlıklı seçeneği etkinleştirmek.
język angielski | turecki |
---|---|
this | bu |
and | ve |
EN Q: What happens during failover and how long does it take?
TR S: Yük devretme sırasında ne olur ve bu işlem ne kadar sürer?
język angielski | turecki |
---|---|
during | sırasında |
what | ne |
and | ve |
does | bu |
EN Q: If I have a primary database and an Amazon Aurora Replica actively taking read traffic and a failover occurs, what happens?
TR S: Birincil veritabanım varsa ve bir Amazon Aurora Replikası aktif olarak okuma trafiği alıyorsa yük devri gerçekleştiğinde ne olur?
język angielski | turecki |
---|---|
primary | birincil |
database | veritabanı |
amazon | amazon |
aurora | aurora |
traffic | trafiği |
if | varsa |
what | ne |
have | olur |
a | bir |
read | ve |
EN What happens in the course of a typical German Christmas?
TR Tipik bir Alman Noel kutlaması nasıl geçer?
język angielski | turecki |
---|---|
typical | tipik |
christmas | noel |
a | bir |
EN Racism on the sports field? We have to act immediately when something happens, demands the former German national footballer Cacau.
TR Spor sahalarında ırkçılık mı? Bir şey olduğunda hemen davranmak zorundayız, diyor bir zamanların Almanya milli futbolcusu Cacau.
język angielski | turecki |
---|---|
sports | spor |
immediately | hemen |
german | almanya |
national | milli |
when | olduğunda |
something | bir şey |
to | şey |
the | bir |
EN What happens when medical devices are used? Safety aspects in the interaction of technical systems with the human body are given special attention at the Technical University of Berlin
TR Tıbbi cihazların kullanımı beraberinde neleri getiriyor? Berlin Teknik Üniversitesi’nin sunduğu öğretim programında teknolojik sistemler ile insan vücudu arasındaki etkileşimde güvenlik meselesine özel bir önem atfediliyor
język angielski | turecki |
---|---|
medical | tıbbi |
devices | cihazlar |
safety | güvenlik |
technical | teknik |
systems | sistemler |
berlin | berlin |
what | neleri |
human | insan |
at | nda |
the | özel |
EN Find out here what happens after the federal election: How is the government formed and which time limits are specified by law?
TR Federal Meclis seçimlerinden sonra atılacak adımları açıklıyoruz: Hükümet nasıl kurulur, uyulması gereken zamansal sınırlamalar neler?
język angielski | turecki |
---|---|
federal | federal |
government | hükümet |
how | nasıl |
the | sonra |
what | neler |
EN The way this happens is laid down in the 1952 Works Constitution Act
TR Bu, 1952 yılında çıkan İşyeri Teşkilat Yasası ile düzenlenmiştir
język angielski | turecki |
---|---|
act | yasası |
this | bu |
in | yılında |
the | ile |
EN When this happens, all that remains peeping out of the water are the man-made dwelling mounds with their houses perched on top
TR Sadece "Warft" adı verilen ve üzerinde evlerin bulunduğu yapay dolguyla oluşturulmuş tepeler, sular arasından görünür
język angielski | turecki |
---|---|
their | ve |
are | bulunduğu |
the | sadece |
on | üzerinde |
EN If a storm tide happens to be stronger than anticipated, a safe room anchored in reinforced concrete offers the necessary refuge in each of the houses
TR Bir fırtınalı deniz kabarması biraz kuvvetli olacak olsa, her evde beton direkler üzerine sabitlenmiş koruma odası gerekli güvenliği sağlar
język angielski | turecki |
---|---|
concrete | beton |
offers | sağlar |
necessary | gerekli |
room | odası |
safe | güvenli |
a | bir |
to | her |
EN Election in Germany – what happens behind the scenes in the election campaign? Interview with campaign manager Clemens Buhr
TR Almanya’da seçimler – adayların seçim kampanyalarının perde arkasında neler oluyor? Kampanya yöneticisi Clemens Buhr ile söyleştik
EN This still happens today: the helpers help them deal with government authorities, translate for them, give them language lessons, help with transport
TR Bu, bugün de hala böyle: Yardım gönüllüleri mültecilere resmi dairelere gidişlerinde eşlik ediyor, onlar için tercümanlık ediyor, lisan kursları veriyor ve sürücülük hizmetleri yapıyorlar
język angielski | turecki |
---|---|
help | yardım |
this | bu |
today | bugün |
still | hala |
language | ve |
give | için |
the | böyle |
EN "Cities are where the future happens first
TR Muggah, "Şehirler geleceğin ilk gerçekleştiği yerler
język angielski | turecki |
---|---|
future | geleceğin |
first | ilk |
EN Seamlessly add your brand fonts, colors and logo to create beautiful, branded content. Input your website URL into the Brand Wizard and sit back while the magic happens.
TR Güzel, markalı içerik oluşturmak için marka yazı tiplerinizi, renklerinizi ve logonuzu sorunsuz bir şekilde ekleyin. Web sitenizin URL'sini Marka Sihirbazına girin ve sihir gerçekleşirken arkanıza yaslanın.
język angielski | turecki |
---|---|
seamlessly | sorunsuz |
beautiful | güzel |
content | içerik |
website | web |
your website | sitenizin |
branded | markalı |
add | ekle |
brand | marka |
logo | logonuzu |
and | ve |
the | şekilde |
EN Latency happens when there is a big distance between your server and the gaming server
TR Gecikme, sunucunuz ile oyun sunucusu arasında büyük bir mesafe olduğunda meydana gelir
język angielski | turecki |
---|---|
latency | gecikme |
big | büyük |
distance | mesafe |
server | sunucusu |
when | olduğunda |
between | arası |
gaming | oyun |
EN This happens due to blocking access to the Crimean IP address
TR Bu, Kırım IP adresine erişimi engelleme nedeniyle olur
język angielski | turecki |
---|---|
blocking | engelleme |
access | erişimi |
ip | ip |
address | adresine |
this | bu |
to | nedeniyle |
EN Of course, all of this happens behind the scenes, so you'll never have to worry about learning how to write complicated code or learn how to read computer programming languages
TR Elbette, tüm bunlar perde arkasında gerçekleşir, bu nedenle karmaşık kodların nasıl yazılacağını veya bilgisayar programlama dillerinin nasıl okunacağını öğrenmek konusunda endişelenmenize gerek kalmaz
język angielski | turecki |
---|---|
complicated | karmaşık |
computer | bilgisayar |
programming | programlama |
this | bu |
learn | öğrenmek |
all | tüm |
or | veya |
of course | elbette |
how | nasıl |
EN This code allows Analytics to track what happens on your site, presenting it in a way that’s easy for you to digest
TR Bu kod, Analytics'in sitenizde olup bitenleri izlemesini ve bunları sizin için kolay anlaşılır bir şekilde sunmasını sağlar
język angielski | turecki |
---|---|
code | kod |
allows | sağlar |
easy | kolay |
this | bu |
you | olup |
your | ve |
your site | sitenizde |
a | bir |
EN In the end, sobriety happens one day at a time, and we don’t need to tie ourselves in knots to figure out how many days we do or don’t have
TR Sonunda, ayıklık her seferinde bir gün olur ve kaç günümüzün olup olmadığını anlamak için kendimizi düğümlere bağlamamız gerekmez
język angielski | turecki |
---|---|
how many | kaç |
time | seferinde |
and | ve |
the end | sonunda |
the | olup |
day | gün |
a | bir |
EN Despite our best efforts, we may still experience a slip or a relapse as we journey towards long-term sobriety. What can we do when this happens?
TR En iyi çabalarımıza rağmen, uzun vadeli ayıklığa doğru yolculuk ederken hala bir kayma veya nüksetme yaşayabiliriz. Bu olduğunda ne yapabiliriz?
język angielski | turecki |
---|---|
journey | yolculuk |
towards | doğru |
long | uzun |
term | vadeli |
as | ederken |
when | olduğunda |
despite | rağmen |
this | bu |
what | ne |
or | veya |
a | bir |
best | en |
EN If that happens, we will send written notice to you to let you know before making the change.
TR Bunun gerçekleşmesi durumunda, değişiklik yapılmadan önce sizi bilgilendirmek için tarafınıza yazılı bildirimde bulunacağız.
język angielski | turecki |
---|---|
notice | bildirimde |
change | değişiklik |
written | yazılı |
EN See step by step what happens after you launch a project.
TR Bir proje başlattığınızda neler olduğunu adım adım gözlemleyin.
język angielski | turecki |
---|---|
step | adım |
project | proje |
a | bir |
what | neler |
EN See step by step what happens after you launch a project.
TR Bir proje başlattığınızda neler olduğunu adım adım gözlemleyin.
język angielski | turecki |
---|---|
step | adım |
project | proje |
a | bir |
what | neler |
EN If that happens, we will send written notice to you to let you know before making the change.
TR Bunun gerçekleşmesi durumunda, değişiklik yapılmadan önce sizi bilgilendirmek için tarafınıza yazılı bildirimde bulunacağız.
język angielski | turecki |
---|---|
notice | bildirimde |
change | değişiklik |
written | yazılı |
Pokazuję 50 z 50 tłumaczeń