TR 8. Akan videoyu, üretken olmak veya genellikle yapmayı sevdiğiniz diğer şeyleri yapmak da dahil olmak üzere diğer etkinliklerden kaçınmanın bir yolu olarak mı kullanıyorsunuz?
"üretken olmak veya" ਦਾ ਅਨੁਵਾਦ ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ ਵਿੱਚ ਕਰੋ
ਤੁਰਕੀ ਤੋਂ ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ ਵਿੱਚ "üretken olmak veya" ਵਾਕੰਸ਼ ਦੇ 50 ਅਨੁਵਾਦਾਂ ਵਿੱਚੋਂ 50 ਦਿਖਾ ਰਿਹਾ ਹੈ
üretken olmak veya ਦੇ ਅਨੁਵਾਦ
ਤੁਰਕੀ ਵਿੱਚ "üretken olmak veya" ਨੂੰ ਹੇਠਾਂ ਦਿੱਤੇ ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ ਸ਼ਬਦਾਂ/ਵਾਕਾਂਸ਼ਾਂ ਵਿੱਚ ਅਨੁਵਾਦ ਕੀਤਾ ਜਾ ਸਕਦਾ ਹੈ:
{ssearch} ਦਾ ਤੁਰਕੀ ਤੋਂ ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ ਦਾ ਅਨੁਵਾਦ
ਤੁਰਕੀ
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ
EN 8. Do you use streaming video as a way to avoid other activities, including being productive, or doing other things you usually love to do?
| ਤੁਰਕੀ | ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ |
|---|---|
| videoyu | video |
| üretken | productive |
| olmak | being |
| veya | or |
| genellikle | usually |
| sevdiğiniz | love |
| diğer | other |
| yolu | way |
TR Tüm varlıklar, insanlar ve süreçlere iyi bağlantıda olmak, entegre olmuş, üretken ve kar oranı yüksek bir tedarik zincirine sahip olmak için son derece önemlidir
EN Being well-connected with visibility into all assets, people, and processes is crucial to having an integrated, productive, and profitable supply chain
| ਤੁਰਕੀ | ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ |
|---|---|
| tüm | all |
| varlıklar | assets |
| insanlar | people |
| iyi | well |
| entegre | integrated |
| üretken | productive |
| tedarik | supply |
TR Tüm varlıklar, insanlar ve süreçlere iyi bağlantıda olmak, entegre olmuş, üretken ve kar oranı yüksek bir tedarik zincirine sahip olmak için son derece önemlidir
EN Being well-connected with visibility into all assets, people, and processes is crucial to having an integrated, productive, and profitable supply chain
| ਤੁਰਕੀ | ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ |
|---|---|
| tüm | all |
| varlıklar | assets |
| insanlar | people |
| iyi | well |
| entegre | integrated |
| üretken | productive |
| tedarik | supply |
TR Dalgalanan bir piyasada daha verimli, etkili ve üretken olmak
EN Becoming more efficient, effective and productive in a volatile market
TR Bağlılığı yüksek ve üretken çalışanlara sahip olmak, iş hedeflerimize ulaşmamızın anahtarıdır
EN Having engaged and productive employees is key for us to achieve our business ambitions
| ਤੁਰਕੀ | ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ |
|---|---|
| ve | and |
| üretken | productive |
| anahtarı | key |
TR Daha mutlu ve üretken çalışanlara sahip olmak için bağlılığı artırın
EN Raise engagement for happier, more productive employees
TR Daha mutlu ve üretken çalışanlara sahip olmak için bağlılığı artırın
EN Raise engagement for happier, more productive employees
TR Daha mutlu ve üretken çalışanlara sahip olmak için bağlılığı artırın
EN Raise engagement for happier, more productive employees
TR Daha mutlu ve üretken çalışanlara sahip olmak için bağlılığı artırın
EN Raise engagement for happier, more productive employees
TR Daha mutlu ve üretken çalışanlara sahip olmak için bağlılığı artırın
EN Raise engagement for happier, more productive employees
TR Daha mutlu ve üretken çalışanlara sahip olmak için bağlılığı artırın
EN Raise engagement for happier, more productive employees
TR Daha mutlu ve üretken çalışanlara sahip olmak için bağlılığı artırın
EN Raise engagement for happier, more productive employees
TR Daha mutlu ve üretken çalışanlara sahip olmak için bağlılığı artırın
EN Raise engagement for happier, more productive employees
TR Daha mutlu ve üretken çalışanlara sahip olmak için bağlılığı artırın
EN Raise engagement for happier, more productive employees
TR Daha mutlu ve üretken çalışanlara sahip olmak için bağlılığı artırın
EN Raise engagement for happier, more productive employees
TR Daha mutlu ve üretken çalışanlara sahip olmak için bağlılığı artırın
EN Raise engagement for happier, more productive employees
TR Daha mutlu ve üretken çalışanlara sahip olmak için bağlılığı artırın
EN Raise engagement for happier, more productive employees
TR Daha mutlu ve üretken çalışanlara sahip olmak için bağlılığı artırın
EN Raise engagement for happier, more productive employees
TR Kendinizi herhangi bir üretken dönüşün ötesinde çevrimiçi bir konuyu, ürünü veya kararı takıntılı bir şekilde araştırırken buluyor musunuz?
EN Do you find yourself obsessively researching a topic, product or decision online, beyond any productive return?
| ਤੁਰਕੀ | ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ |
|---|---|
| kendinizi | yourself |
| üretken | productive |
| ötesinde | beyond |
| çevrimiçi | online |
| ürünü | product |
| musunuz | do you |
TR Sadece bu değil, bir katip varlığı, hastaları rahatsız hissettirebilir ve bu da daha az üretken konuşmalara yol açar
EN Not only that, the presence of a scribe, can make patients feel uncomfortable which leads to less productive conversations
| ਤੁਰਕੀ | ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ |
|---|---|
| değil | not |
| hastaları | patients |
| rahatsız | uncomfortable |
| üretken | productive |
TR Bu nedenle, gençlere yapılan sosyal yatırımlar, daha sağlıklı, sosyo-ekonomik açıdan üretken ve yoksulluktan uzak bir toplum elde etmeye yardımcı olabilecek bir potansiyele sahip.
EN Therefore social investments in young people can help to achieve a healthy, socio-economically productive and poverty free society.
| ਤੁਰਕੀ | ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ |
|---|---|
| sağlıklı | healthy |
| üretken | productive |
| elde | achieve |
| olabilecek | can |
TR İstikrarlı, kapsayıcı ve sürdürülebilir ekonomik büyümeyi, tam ve üretken istihdamı ve herkes için insana yakışır işleri desteklemek
EN Promote sustained, inclusive and sustainable economic growth, full and productive employment and decent work for all
| ਤੁਰਕੀ | ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ |
|---|---|
| kapsayıcı | inclusive |
| sürdürülebilir | sustainable |
| ekonomik | economic |
| üretken | productive |
TR 8.5. 2030’a kadar gençler ve engelliler de dâhil bütün kadın ve erkeklerin tam ve üretken istihdama ve insana yakışır işlere erişimlerinin sağlanması ve eşit işe eşit ücret ilkesinin tam olarak benimsenmesi
EN 8.5. By 2030, achieve full and productive employment and decent work for all women and men, including for young people and persons with disabilities, and equal pay for work of equal value
| ਤੁਰਕੀ | ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ |
|---|---|
| kadın | women |
| üretken | productive |
| eşit | equal |
TR Ebeveynler, homeoffice’de tek başına çalışmak yerine, ayrı bir bölümdeki coworking space’de üretken bir ortamda çalışabiliyorlar
EN In the separate coworking room, parents can work in a productive atmosphere instead of working alone in a home office
| ਤੁਰਕੀ | ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ |
|---|---|
| ebeveynler | parents |
| ayrı | separate |
| üretken | productive |
TR Her ne kadar çocukların geleceğine ilişkin tehlikeler, yetişkinlerin asla sonlanmayan bir ekonomik gelişmeye olan inancı yüzünden her geçen gün artıyor olsa da, Eliasson çocuk ve gençlerden üretken, itici bir güç sunmalarını bekliyor
EN Although the threats to the children’s future, which are the result of adults’ belief in eternal economic growth, are increasing day-by-day, Eliasson anticipates a productive impetus from the girls and boys
| ਤੁਰਕੀ | ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ |
|---|---|
| ekonomik | economic |
| olan | are |
| gün | day |
| üretken | productive |
TR Uzantılar işleme, katmanlı imalat, üretken tasarım, yuvalama ve üretim işlemleri için gelişmiş yeteneklere erişimi sağlayarak Fusion 360'ın işlevselliğini artırır
EN Extensions amplify the functionality of Fusion 360 by unlocking advanced capabilities for machining, additive manufacturing, generative design, nesting and fabrication
| ਤੁਰਕੀ | ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ |
|---|---|
| uzantılar | extensions |
| işleme | machining |
| tasarım | design |
| üretim | manufacturing |
| gelişmiş | advanced |
TR Uzantılar işleme, katmanlı imalat, üretken tasarım, yuvalama ve üretim işlemleri için gelişmiş yeteneklere erişimi sağlayarak Fusion 360'ın işlevselliğini artırır
EN Extensions amplify the functionality of Fusion 360 by unlocking advanced capabilities for machining, additive manufacturing, generative design, nesting and fabrication
| ਤੁਰਕੀ | ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ |
|---|---|
| uzantılar | extensions |
| işleme | machining |
| tasarım | design |
| üretim | manufacturing |
| gelişmiş | advanced |
TR Üretken iletişim ve ilişkiler geliştirmek ve sürdürmek;
EN Developing and sustaining productive communication and relationships;
| ਤੁਰਕੀ | ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ |
|---|---|
| iletişim | communication |
| ve | and |
| ilişkiler | relationships |
| geliştirmek | developing |
TR Sadece bu değil, bir katip varlığı, hastaları rahatsız hissettirebilir ve bu da daha az üretken konuşmalara yol açar
EN Not only that, the presence of a scribe, can make patients feel uncomfortable which leads to less productive conversations
| ਤੁਰਕੀ | ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ |
|---|---|
| değil | not |
| hastaları | patients |
| rahatsız | uncomfortable |
| üretken | productive |
TR Photoshop'ta üretken yapay zeka hakkında sık sorulan sorular
EN Common questions on generative AI in Photoshop
TR Masaüstünde Photoshop'ta Üretken Dolgu
EN Generative Fill in Photoshop on the desktop
TR Masaüstünde Photoshop'ta Üretken Genişletme
EN Generative Expand in Photoshop on the desktop
TR iPad'de Photoshop'ta üretken çeşitlemeler
EN Generative variations in Photoshop on the iPad
TR Çalışanlarımız için nasıl mutlu, sağlıklı ve üretken bir iş yeri oluşturduğumuzu görün.
EN See how we create a happy, healthy, and productive workplace for our employees.
TR Daha mutlu ve üretken bir işgücünün sırrı
EN The secret to a happier, more productive workforce
TR Çalışanlarımız için nasıl mutlu, sağlıklı ve üretken bir iş yeri oluşturduğumuzu görün.
EN See how we create a happy, healthy, and productive workplace for our employees.
TR Daha mutlu ve üretken bir işgücünün sırrı
EN The secret to a happier, more productive workforce
TR Çalışanlarımız için nasıl mutlu, sağlıklı ve üretken bir iş yeri oluşturduğumuzu görün.
EN See how we create a happy, healthy, and productive workplace for our employees.
TR Daha mutlu ve üretken bir işgücünün sırrı
EN The secret to a happier, more productive workforce
TR Çalışanlarımız için nasıl mutlu, sağlıklı ve üretken bir iş yeri oluşturduğumuzu görün.
EN See how we create a happy, healthy, and productive workplace for our employees.
TR Çalışanlarımız için nasıl mutlu, sağlıklı ve üretken bir iş yeri oluşturduğumuzu görün.
EN See how we create a happy, healthy, and productive workplace for our employees.
TR Daha mutlu ve üretken bir işgücünün sırrı
EN The secret to a happier, more productive workforce
TR Çalışanlarımız için nasıl mutlu, sağlıklı ve üretken bir iş yeri oluşturduğumuzu görün.
EN See how we create a happy, healthy, and productive workplace for our employees.
TR Daha mutlu ve üretken bir işgücünün sırrı
EN The secret to a happier, more productive workforce
TR Çalışanlarımız için nasıl mutlu, sağlıklı ve üretken bir iş yeri oluşturduğumuzu görün.
EN See how we create a happy, healthy, and productive workplace for our employees.
TR Daha mutlu ve üretken bir işgücünün sırrı
EN The secret to a happier, more productive workforce
TR Çalışanlarımız için nasıl mutlu, sağlıklı ve üretken bir iş yeri oluşturduğumuzu görün.
EN See how we create a happy, healthy, and productive workplace for our employees.
TR Daha mutlu ve üretken bir işgücünün sırrı
EN The secret to a happier, more productive workforce
TR Çalışanlarımız için nasıl mutlu, sağlıklı ve üretken bir iş yeri oluşturduğumuzu görün.
EN See how we create a happy, healthy, and productive workplace for our employees.
TR Daha mutlu ve üretken bir işgücünün sırrı
EN The secret to a happier, more productive workforce
{Totalresult} ਅਨੁਵਾਦਾਂ ਵਿੱਚੋਂ 50 ਦਿਖਾ ਰਿਹਾ ਹੈ
ਮਿਲਦੇ-ਜੁਲਦੇ ਅਨੁਵਾਦ
üretken etkili ve üretken mutlu ve üretken üretken ve kar üretken konuşmalara yol üretken bir ortamda üretken ve eğlenceli olmak basarili olmak anonim olmak cesur olmak de dahil olmak asagidakiler dahil olmak olmak için kategorimizi olmak için çaba olmak için adim olmak için gelismis an baglantida olmak da dahil olmak olmak için tasarlanmis a kayıt olmak yardımcı olmak abd dahil olmak teklifler dahil olmak olduğunuzdan emin olmak olmak üzere temel olmak ve son yardımcı olmak üzere olmak için gıda olmak üzere çeşitli dahil olmak üzere olmak üzere kamu eğitim sahip olmak olmak için performans sahip olmak yapıldığından emin olmak mevcut olmak olmak çok kolay olmak için sürekli ev sahibi olmak nin öncüsü olmak az yük olmak taraflar başta olmak olmak ve kendini adim oenuende olmak gönüllü olmak yada karmaşık olmak zorunda gezegenimizin koruyucusu olmak kim zengin olmak salgında kadın olmak
ਅਰਬ
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ
ਇਤਾਲਵੀ
ਇੰਡੋਨੇਸ਼ੀਆਈ
ਕੋਰੀਆਈ
ਚੀਨੀ
ਜਪਾਨੀ
ਜਰਮਨ
ਡੱਚ
ਥਾਈ
ਪੁਰਤਗਾਲੀ
ਪੋਲਿਸ਼
ਫ੍ਰੈਂਚ
ਰੂਸੀ
ਵੀਅਤਨਾਮੀ
ਸਪੈਨਿਸ਼
ਸਵੀਡਿਸ਼