TR Oyunda sonuca, kartın rengine, türüne, bir sonraki kartın tam değerine, kart değerinin daha yüksek veya daha az olmasına, figürlü bir kart veya figürsüz bir kart olmasına göre bahis seçenekleri var
"çok ince olmasına" på Tyrkisk kan oversettes til følgende Engelsk ord/setninger:
TR Oyunda sonuca, kartın rengine, türüne, bir sonraki kartın tam değerine, kart değerinin daha yüksek veya daha az olmasına, figürlü bir kart veya figürsüz bir kart olmasına göre bahis seçenekleri var
EN The game offers betting options on the result, color, suit, the exact value of the next card, over/under, a figure card, or a non-figure card
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
tam | exact |
veya | or |
bahis | betting |
seçenekleri | options |
TR Çok ince olmasına rağmen, bu katmanı mümkün olduğunca inceltmek için ve bariyer görevi gören alternatif malzemeler bulmak için sürekli yenilik yapıyoruz.
EN Although this layer is minute, we are continually innovating to make it as thin as possible, while investigating alternative barrier materials.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
rağmen | although |
katmanı | layer |
mümkün | possible |
alternatif | alternative |
malzemeler | materials |
sürekli | continually |
TR Onay, devamlı uygulama olmasına daha çok odaklanır; diğer deyişle, yeniden denetim döngüsü çok daha kısadır ve 6 aya kadar düşebilir
EN An attestation focuses more on the continuous implementation aspect, which means that the re-audit cycle is much shorter – down to 6 months
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
uygulama | implementation |
denetim | audit |
döngüsü | cycle |
TR Firmaların stajyer alımları esnasında, adaylardan bilgi almasını kolaylaştıran ve adaylar hakkında daha çok bilgi sahibi olmasına olanak sağlayan bir formdur.
EN An Internship Application Form that allows easily creating job postings and managing the following application correspondent process through gathering contact information, job expectation, education history all in one form.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
bilgi | information |
TR Youtube gibi kullanıcı merkezli bir video paylaşım sitesi olmasına rağmen çok daha farklı bir tarzı ve arayüzü olan Vimeo?yu bu içeriğimizle beraber daha yakından tanımaya çalışacağız.
EN Here we will try to better get to know Vimeo, which is a user-centered video-sharing platform like YouTube but has a very different style and interface.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
youtube | youtube |
kullanıcı | user |
paylaşım | sharing |
arayüzü | interface |
TR Vimeo çok uzun zamandan bu yana hayatımızda yer alan bir video platformu olmasına rağmen ne yazık ki hakkı tam olarak verilmeyen sitelerden biri
EN Although Vimeo has been present in our lives as a video platform for a long time, unfortunately, it is a site that doesn?t receive the full appreciation that it deserves
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
uzun | long |
platformu | platform |
rağmen | although |
tam | full |
TR Değirmen gövdesine entegre edilmiş olan dinamik rüzgarlı elek sayesinde bu ince çarpışma değirmeni tanımlı üst tane sınırlaması altında ince son taneler için kullanılabilir
EN The dynamic air classifier integrated into the grinding chamber housing of this fine impact mill manufactures fine particle sizes with a defined maximum particle size limitation
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
entegre | integrated |
dinamik | dynamic |
TR Makale önizleme formatı mesajınızın oldukça hedefe yönelik olmasına ve ulaşmak istediğiniz uzmanlar tarafından görülmesine imkan verir.
EN The article preview format ensures your message is highly targeted and seen by the speciality professionals you want to reach.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
makale | article |
oldukça | highly |
istediğiniz | you want |
uzmanlar | professionals |
TR Deri işletmelerinin arıtma tesisleri olmasına rağmen, çevreye koku yayarak zarar vermeleri nedeniyle yenilenmesi gerekmektedir.
EN Although leather enterprises are treatment plants, they should be renewed due to damage to the environment by spreading odors.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
deri | leather |
rağmen | although |
çevreye | environment |
zarar | damage |
TR Grup İngiliz olmasına rağmen dinlenildiğinde buram buram Amerika stepleri kokan şarkılar yapmışlardır
EN Members were Paul Rodgers (singer/pianist), Mick Ralphs (guitarist), Boz Burrell (bassist), and Simon Kirke (drummer)
TR Bir bloğun maksimum boyutu sabit olmasına rağmen, bloğa dahil edilebilecek maksimum işlem sayısı değişkendir, çünkü her işlemin boyutu aynı değildir.
EN Unlike the maximum size of a block which is fixed, the maximum number of transactions which can be included in a block varies, because not all transactions have the same size.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
maksimum | maximum |
boyutu | size |
sabit | fixed |
işlem | transactions |
her | all |
değildir | not |
TR Her megabayt ya da gigabaytın maliyeti aynı olmasına rağmen sağlayıcılar içerik için ücret talep etmenin ve türettikleri değer karşılığında ücret almanın yollarını aramaktadır.
EN Despite the fact that every megabyte or gigabyte costs the same, providers are seeking to charge for content and the value they think they can derive.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
maliyeti | costs |
sağlayıcılar | providers |
içerik | content |
ücret | charge |
değer | value |
TR Bu yüzden gelişmiş yapay zekamızla erişilebilir olanın daha erişilebilir olmasına yardımcı oluyoruz. Transkripsiyon ve çeviri iş akışınızı kolaylaştırmak için güçlü API'mize erişin.
EN That's why with our advanced artificial intelligence, we help make the accessible more accessible. Access our powerful API to streamline your transcription and translation workflow.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
gelişmiş | advanced |
erişilebilir | accessible |
transkripsiyon | transcription |
çeviri | translation |
güçlü | powerful |
api | api |
erişin | access |
TR ITAA'nın hepimizin iyileşmesi için güvenli bir yer olmasına ihtiyacımız var
EN We need ITAA to be a safe place for us all to recover
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
itaa | itaa |
güvenli | safe |
TR Uygunsuz bir davranış ortaya çıktığında, başkan tüm toplantıya bir bildiri okuyabilir, örneğin: “ITAA'nın hepimizin iyileşmesi için güvenli bir yer olmasına ihtiyacımız var
EN When inappropriate behavior occurs, the chair can read a statement out to the whole meeting, for example: “We need ITAA to be a safe place for us all to recover
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
uygunsuz | inappropriate |
davranış | behavior |
itaa | itaa |
güvenli | safe |
TR PRÜFTECHNIK, hazırlanan bilgilerin güncelliğine, doğruluğuna, eksiksiz olmasına veya kalitesine ilişkin herhangi bir garanti vermez
EN PRUFTECHNIK makes no guarantee whatsoever that the information provided is up-to-date, correct, complete or of a particular quality
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
bilgilerin | information |
eksiksiz | complete |
veya | or |
kalitesine | quality |
herhangi | no |
garanti | guarantee |
TR Tek tek blokları inceler ve beyaz veya siyah olmasına bağlı olarak her birine bir değer verir
EN It tracks the individual grid squares and assigns value to each one depending on whether it is white or black
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
veya | or |
TR Trust Cüzdan sezgisel ve kolay anlaşılır olmasına rağmen birçok kullanışlı özelliğe sahiptir.
EN Trust Wallet is intuitive and easy to understand yet packed with tons of useful features.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
trust | trust |
cüzdan | wallet |
kullanışlı | useful |
TR Satın almak istediğiniz domain adresinin farklı bir markaya ait olmamasına ve diğer uzantılarının boşta olmasına dikkat edebilirsiniz
EN You should pay attention that the domain address you want to purchase does not belong to a different brand and that the other extensions are also available.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
istediğiniz | you want |
domain | domain |
dikkat | attention |
uzantıları | extensions |
TR Kripto piyasası, yüksek riskli bir pazar olmasına rağmen, yüksek ve hızlı geri dönüşler de gerçekleştirebilir
EN Although Crypto is a high-risk market, it can also turnaround high and quick returns
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
kripto | crypto |
yüksek | high |
rağmen | although |
hızlı | quick |
de | also |
TR Moodle önyükleme şablonları, kullanıcıların duyarlı web sitesi şablonlarını izlemesine ve bunları geliştirmenize yardımcı olmasına izin vermek için çalışan bir iletişim formu kullanır.
EN Moodle bootstrap templates use a working contact form to allow users to monitor responsive website templates and help you improve them.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
önyükleme | bootstrap |
duyarlı | responsive |
iletişim | contact |
formu | form |
kullanır | use |
TR Zebra’nın Zirvede Performans Gösteren Bir Üretim Teknolojisi Çözümü Tasarlamanıza Yardımcı Olmasına İzin Verin
EN Let Zebra Help You Design a Manufacturing Technology Solution to Compete at the Edge
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
zebra | zebra |
teknolojisi | technology |
TR Şirketinizi ya da YouTube kanalınızı tanıtıyorsanız, mesajınızın net ve etkili olmasına dikkat etmelisiniz
EN Whether you’re marketing your business or YouTube channel, you need to make your message clear and impactful
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
youtube | youtube |
net | clear |
kanalı | channel |
TR Instagram entegrasyon kuralları, yalnızca doğrulanmış işletme hesaplarının JivoChat ile entegre olmasına izin verir. Hesabınız bir Facebook sayfasına bağlı olmalıdır.
EN Facebook Instagram integration rules allow only verified business accounts to integrate with JivoChat. Your account must be linked to a Facebook page.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
kuralları | rules |
işletme | business |
jivochat | jivochat |
sayfasına | page |
bağlı | linked |
TR Trust Cüzdan sezgisel ve kolay anlaşılır olmasına rağmen birçok kullanışlı özelliğe sahiptir.
EN Trust Wallet is intuitive and easy to understand yet packed with tons of useful features.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
trust | trust |
cüzdan | wallet |
kullanışlı | useful |
TR Makale önizleme formatı mesajınızın oldukça hedefe yönelik olmasına ve ulaşmak istediğiniz uzmanlar tarafından görülmesine imkan verir.
EN The article preview format ensures your message is highly targeted and seen by the speciality professionals you want to reach.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
makale | article |
oldukça | highly |
istediğiniz | you want |
uzmanlar | professionals |
TR Deri işletmelerinin arıtma tesisleri olmasına rağmen, çevreye koku yayarak zarar vermeleri nedeniyle yenilenmesi gerekmektedir.
EN Although leather enterprises are treatment plants, they should be renewed due to damage to the environment by spreading odors.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
deri | leather |
rağmen | although |
çevreye | environment |
zarar | damage |
TR “Sonuç olarak, bu alanın kullanılma şeklinin başlangıçta amaçlanandan farklı olmasına neden olabilir ve bu gerçek bir mücadele olabilir.”
EN “As a result, the way the space gets used may end up being different to what was originally intended, and this can be a real struggle.”
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
sonuç | result |
bu | this |
farklı | different |
gerçek | real |
TR Soruşturmalarımıza zorunlu zaman çerçevesinde yanıt verilmemesi, çözüm sürecinin başarısız olmasına yol açacaktır.
EN Failure to respond by the mandated timeframe to our inquiries will led to a failure of the resolution process.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
yanıt | respond |
çözüm | resolution |
TR Zebra’nın Zirvede Performans Gösteren Bir Üretim Teknolojisi Çözümü Tasarlamanıza Yardımcı Olmasına İzin Verin
EN Let Zebra Help You Design a Manufacturing Technology Solution to Compete at the Edge
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
zebra | zebra |
teknolojisi | technology |
TR Dubai'yi günde 50 AED ile keşfetmek kulağa çılgınca gelmiyor mu? 30 gün sonra iade edilen yaklaşık 1000 AED tutarında bir güvenlik teminatı olmasına rağmen.
EN Doesn?t it sound crazy, exploring Dubai just at AED 50 / day? Though there is a security deposit of about AED 1000 required that's refunded after 30 days.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
dubai | dubai |
aed | aed |
güvenlik | security |
TR Almanların yüzde 82’si, tükettikleri gıdaların yaşadıkları bölgede yetiştiriliyor olmasına önem veriyor
EN 82 percent of Germans consider it important for food to be grown regionally
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
yüzde | percent |
ın | of |
TR Berlin Duvarı’nın yıkılması ve Almanya’nın yeniden birleşmesi üzeriden zaman geçmiş olmasına rağmen uzun bir süre “zihinlerdeki bir duvar”dan söz edildi
EN Long after the fall of the Berlin Wall and the reunification of Germany, there was talk of a “wall in the mind”
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
berlin | berlin |
uzun | long |
duvar | wall |
TR Böylelikle Almanya’nın uluslararası çapta önde gelen teknoloji sunucusu olmasına açılan yol teşvik ediliyor
EN It is supporting Germany’s move to becoming an internationally leading technology provider
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
almanya | germany |
uluslararası | internationally |
teknoloji | technology |
TR Eski ve yeni memleketindeki eğitim sistemleri arasındaki farklardan bahsederken telaffuzunda sadece hafif bir aksan duyuluyor 32 yaşındaki Alkhalaf’ın, daha bundan sadece bir buçuk yıl önce Almanca öğrenmeye başlamış olmasına rağmen.
EN Although Alkhalaf only began learning German one and a half years ago you can hear just the slight trace of an accent when the 32 year old talks about the differences between the school systems in her old and new homes.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
eski | old |
yeni | new |
eğitim | learning |
sistemleri | systems |
arasındaki | between |
önce | ago |
rağmen | although |
TR Her megabayt ya da gigabaytın maliyeti aynı olmasına rağmen sağlayıcılar içerik için ücret talep etmenin ve türettikleri değer karşılığında ücret almanın yollarını aramaktadır.
EN Despite the fact that every megabyte or gigabyte costs the same, providers are seeking to charge for content and the value they think they can derive.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
maliyeti | costs |
sağlayıcılar | providers |
içerik | content |
ücret | charge |
değer | value |
TR “Sonuç olarak, bu alanın kullanılma şeklinin başlangıçta amaçlanandan farklı olmasına neden olabilir ve bu gerçek bir mücadele olabilir.”
EN “As a result, the way the space gets used may end up being different to what was originally intended, and this can be a real struggle.”
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
sonuç | result |
bu | this |
farklı | different |
gerçek | real |
TR Craftgate Ödeme Geçidini tasarlarken yazılımcı dostu olmasına özen göstermekteyiz
EN While designing the Craftgate Payment Gateway, we take care to be developer friendly
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
craftgate | craftgate |
dostu | friendly |
TR Bu bir İngiltere şirketi ve onlar için gecenin bir yarısı olmasına rağmen, müşteri destek sohbetinde etkileşimli olarak yanıt veriyorlar
EN It's a UK company and despite that it's in the middle of the night for them, they respond interactively in the customer support chat
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
şirketi | company |
rağmen | despite |
müşteri | customer |
destek | support |
yanıt | respond |
TR Ben acemi bir ajansım ve SEO konusunda 2 yılım olmasına rağmen hala oldukça yeniyim ama yine de iyi hizmetler ve sağlam bir araç sunmak istiyorum
EN I am a newbie agency and although I do have 2 years under my belt of SEO, I'm still pretty new but yet I want to offer good services and a robust tool
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
seo | seo |
rağmen | although |
oldukça | pretty |
iyi | good |
sağlam | robust |
araç | tool |
istiyorum | i want |
TR Birçok site veya işletme sahibi için, özellikle de gelirlerinin büyük bir kısmı sitelerinin iyi arama sonuçlarına sahip olmasına bağlıysa, böyle bir risk almak neredeyse kabul edilemez
EN For many site or business owners, taking such a risk is nearly unacceptable, especially if a large amount of their income is dependent on their site having good search results
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
site | site |
veya | or |
işletme | business |
sahibi | owners |
özellikle | especially |
büyük | large |
iyi | good |
arama | search |
risk | risk |
neredeyse | nearly |
TR Grup İngiliz olmasına rağmen dinlenildiğinde buram buram Amerika stepleri kokan şarkılar yapmışlardır
EN Members were Paul Rodgers (singer/pianist), Mick Ralphs (guitarist), Boz Burrell (bassist), and Simon Kirke (drummer)
TR Bir bloğun maksimum boyutu sabit olmasına rağmen, bloğa dahil edilebilecek maksimum işlem sayısı değişkendir, çünkü her işlemin boyutu aynı değildir.
EN Unlike the maximum size of a block which is fixed, the maximum number of transactions which can be included in a block varies, because not all transactions have the same size.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
maksimum | maximum |
boyutu | size |
sabit | fixed |
işlem | transactions |
her | all |
değildir | not |
TR Buraya kadar okuduysanız, Kubernetes'in Docker Swarm için bir alternatif olmasına karşın Docker'in kendisine bir alternatif ya da rakip olmadığını (yaygın yanlış anlamaya karşın) anlamışsınızdır.
EN If you’ve read this far, you already understand that while Kubernetes is an alternative to Docker Swarm, it is not (contrary to persistent popular misconception) an alternative or competitor to Docker itself.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
alternatif | alternative |
rakip | competitor |
olmadığını | not |
TR Drum&Bass‘in jump-up ve intelligent gibi birçok türü(ucu) olmasına rağmen gövdeden (Main genre Drum’n Bass) ayrılmadıkları bir kesin bir çizgi vardır.tabi ki derin güç
EN Drum and bass (commonly abbreviated to d&b, DnB, dnb, d'n'b, drum n bass, drum & bass) is a type of electronic dance music which emerged in the mid 1990s
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
türü | type |
vardır | is |
TR Bu yüzden gelişmiş yapay zekamızla erişilebilir olanın daha erişilebilir olmasına yardımcı oluyoruz. Transkripsiyon ve çeviri iş akışınızı kolaylaştırmak için güçlü API'mize erişin.
EN That's why with our advanced artificial intelligence, we help make the accessible more accessible. Access our powerful API to streamline your transcription and translation workflow.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
gelişmiş | advanced |
erişilebilir | accessible |
transkripsiyon | transcription |
çeviri | translation |
güçlü | powerful |
api | api |
erişin | access |
TR Toplam Verimli Bakım, Tetra Pak harici ekipman kullanıyor olmasına rağmen bir Asyalı süt ürünleri üreticisinin verimliliğini artırmasına yardımcı oldu.
EN Total Productive Maintenance helped an Asian dairy producer increase productivity – even though they were using non-Tetra Pak equipment.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
verimli | productive |
bakım | maintenance |
tetra | tetra |
ekipman | equipment |
kullanıyor | using |
verimliliğini | productivity |
TR "Zorlukların üstesinden gelmek ve müşterilerimiz için yeni fırsatları ortaya çıkarmak için yeniliğin ön planda olmasına ihtiyacımız var." – Adolfo Orive, Başkan ve CEO, Tetra Pak Group
EN “We need innovation at the forefront to tackle challenges and unlock new opportunities for our customers.” – Adolfo Orive, President & CEO, Tetra Pak Group
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
müşterilerimiz | our customers |
yeni | new |
fırsatları | opportunities |
başkan | president |
ceo | ceo |
tetra | tetra |
group | group |
TR ITAA'nın hepimizin iyileşmesi için güvenli bir yer olmasına ihtiyacımız var
EN We need ITAA to be a safe place for us all to recover
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
itaa | itaa |
güvenli | safe |
TR Uygunsuz bir davranış ortaya çıktığında, başkan tüm toplantıya bir bildiri okuyabilir, örneğin: “ITAA'nın hepimizin iyileşmesi için güvenli bir yer olmasına ihtiyacımız var
EN When inappropriate behavior occurs, the chair can read a statement out to the whole meeting, for example: “We need ITAA to be a safe place for us all to recover
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
uygunsuz | inappropriate |
davranış | behavior |
itaa | itaa |
güvenli | safe |
Viser 50 av 50 oversettelser