TR 13.3. İklim değişikliği azaltım, iklim değişikliğine uyum, etkinin azaltılması ve erken uyarı konularında eğitimin, farkındalık yaratmanın ve insani ve kurumsal kapasitenin geliştirilmesi
"iklim değişikliğine uyum" på Tyrkisk kan oversettes til følgende Engelsk ord/setninger:
iklim | also as climate climate change environment environmental for from in the climate warm with world |
uyum | all and can compliance comply comply with is meet use will work |
TR 13.3. İklim değişikliği azaltım, iklim değişikliğine uyum, etkinin azaltılması ve erken uyarı konularında eğitimin, farkındalık yaratmanın ve insani ve kurumsal kapasitenin geliştirilmesi
EN 13.3. Improve education, awareness-raising and human and institutional capacity on climate change mitigation, adaptation, impact reduction and early warning
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
değişikliği | change |
iklim | climate |
ve | and |
erken | early |
uyarı | warning |
farkındalık | awareness |
kurumsal | institutional |
TR Yeni üyelerin iki yıl içerisinde sürdürülebilir enerji ve iklim değişikliğine uyum için bir eylem planı sunması ve her iki yılda bir ilerleme raporu vermesi gerekiyor.
EN New members must publish a Sustainable Energy and Climate Action Plan within two years and a progress report every two years after that.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
yeni | new |
sürdürülebilir | sustainable |
enerji | energy |
iklim | climate |
eylem | action |
planı | plan |
ilerleme | progress |
raporu | report |
gerekiyor | must |
TR Günümüzde orman bilimi: Saksonya Orman İşletmeleri iklim değişikliğine uyum sağlayabilecek ağaçlar yetiştiriyor
EN Forestry today: the State Forest Service of Saxony grows trees that can cope with climate change
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
günümüzde | today |
orman | forest |
saksonya | saxony |
iklim | climate |
TR Bir diğer konu da iklim değişikliğine uyum sağlayan tohumların ve bitkilerin geliştirilmesi
EN Another important topic is the development of seeds and plants that can adapt to climate change
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
konu | topic |
iklim | climate |
geliştirilmesi | development |
TR İklimin daha fazla korunması için uğraş: İklim uzmanı Falko Ueckerdt, iklim değişikliğine karşı verilen uluslararası mücadelede Almanya’nın oynadığı rolü anlatıyor.
EN Campaigning for increased climate protection: climate expert Falko Ueckerdt explains Germany’s role in the international struggle against climate change.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
iklim | climate |
uluslararası | international |
almanya | germany |
rolü | role |
TR İklimin daha fazla korunması için uğraş: İklim uzmanı Falko Ueckerdt, iklim değişikliğine karşı verilen uluslararası mücadelede Almanya’nın oynadığı rolü anlatıyor.
EN Campaigning for increased climate protection: climate expert Falko Ueckerdt explains Germany’s role in the international struggle against climate change.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
iklim | climate |
uluslararası | international |
almanya | germany |
rolü | role |
TR İklimin daha fazla korunması için uğraş: İklim uzmanı Falko Ueckerdt, iklim değişikliğine karşı verilen uluslararası mücadelede Almanya’nın oynadığı rolü anlatıyor.
EN Campaigning for increased climate protection: climate expert Falko Ueckerdt explains Germany’s role in the international struggle against climate change.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
iklim | climate |
uluslararası | international |
almanya | germany |
rolü | role |
TR Bonn Dünya İklim Konferansı: İklim değişikliğine karşı verilen mücadelede gençler neden etkin yer alıyorlar? Üç aktivist, kişisel motivasyonlarını açıklıyor.
EN UN Climate Change Conference in Bonn: why do young people become involved in climate protection? Three activists explain their reasons.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
yer | in |
TR İklim değişikliğine karşı elimizdeki sihirli çözüm, yeşil hidrojen. Hidrojen stratejisiyle Almanya, üretimi teşvik ediyor.
EN Eco-friendly hydrogen is regarded as a “silver bullet” when it comes to fighting climate change. With its hydrogen strategy, Germany is now promoting its production.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
hidrojen | hydrogen |
almanya | germany |
teşvik | promoting |
TR Küresel iklim değişikliğine karşı Almanya’da sokağa çıkan bu gençler kimler? Bir araştırma bu konuda ayrıntılı bilgi veriyor.
EN Who are the young people that are taking to Germany’s streets in support of climate protection? A study offers several insights.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
iklim | climate |
almanya | germany |
araştırma | study |
TR İklimin korunması: Almanya iklim değişikliğine karşı küresel çapta mücadele veriyor.
EN Climate protection: Germany combats climate change worldwide
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
almanya | germany |
iklim | climate |
küresel | worldwide |
TR Almanya’da ve daha başka birçok ülkede okul öğrencileri siyasetçilerden iklim değişikliğine karşı daha çabuk davranmalarını talep ediyorlar.
EN School students in Germany and many other countries are demanding that politicians take swifter action against climate change.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
birçok | many |
okul | school |
iklim | climate |
TR İklim değişikliğine şüpheyle yaklaşan ve okul boykotlarını eleştirenlere nasıl karşılık veriyorsunuz?
EN What do you say to the critics of school strikes and the people who have doubts about climate change?
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
okul | school |
ın | of |
TR Su ile ilgili riskler: iklim değişikliği risk yönetimi, iklim değişikliği uyum planı, kurtarma, fırtına, sel ve kuraklık gibi doğal afetlere müdahale.
EN Water-related risks: can be related to climate change risk management, climate change adaptation plan, recovery, and response to natural disasters such as storms, floods, and drought, etc.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
su | water |
ilgili | related |
iklim | climate |
değişikliği | change |
yönetimi | management |
planı | plan |
kurtarma | recovery |
kuraklık | drought |
doğal | natural |
TR Su ile ilgili riskler: iklim değişikliği risk yönetimi, iklim değişikliği uyum planı, kurtarma, fırtına, sel ve kuraklık gibi doğal afetlere müdahale.
EN Water-related risks: can be related to climate change risk management, climate change adaptation plan, recovery, and response to natural disasters such as storms, floods, and drought, etc.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
su | water |
ilgili | related |
iklim | climate |
değişikliği | change |
yönetimi | management |
planı | plan |
kurtarma | recovery |
kuraklık | drought |
doğal | natural |
TR Berlin iklim ılıman geçmektedir. Berlin ilinde belirgin yağış görülmektedir. En kurak aylarda bile yağış miktarı oldukça fazladır. Köppen-Geiger iklim sınıflandırmasına göre bu iklim Dfb olarak kabul edilmektedir.
EN In Berlin, the climate is cold and temperate. There is significant rainfall throughout the year in Berlin. Even the driest month still has a lot of rainfall. This climate is considered to be Dfb according to the Köppen-Geiger climate classification.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
berlin | berlin |
iklim | climate |
belirgin | significant |
bu | this |
TR Ama iklim değişikliği neden kaynaklanıyor? Ve hava ile iklim arasında nasıl bir bağlantı var? Bu soruların cevabını Bremerhaven İklim Evi’nde bulabilirsiniz
EN But where does climate change come from? And how is the weather related to the climate? You can find the answers to these questions at the Klimahaus Bremerhaven
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
iklim | climate |
değişikliği | change |
hava | weather |
nde | at the |
bulabilirsiniz | you can find |
soruları | questions |
TR İklim değişikliğinin varlığını veya etkilerini, iklim değişikliği üzerindeki insan etkisini ya da iklim değişikliği hakkında bilimsel fikir birliği olduğunu reddeden içerikler.
EN Content that denies the existence or impacts of climate change, the human influence on climate change, or that climate change is backed by scientific consensus.
TR Ama bundan daha fazlası, bu bizim internetteki şifreleme ile ilgili yasa değişikliğine karşı cevabımızdır.
EN But more than that, it is our answer to the Internet's Second Amendment promise of encryption.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
şifreleme | encryption |
TR İllim Değişikliğine Karşı Birlikte
EN Together against climate change
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
karşı | against |
birlikte | together |
TR Ama bundan daha fazlası, bu bizim internetteki şifreleme ile ilgili yasa değişikliğine karşı cevabımızdır.
EN But more than that, it is our answer to the Internet's Second Amendment promise of encryption.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
şifreleme | encryption |
TR Belirli uyum koşulları ve çerçeveler altındaki gereksinimler sertifikaya veya onaya tabi olmayabilir ancak bazı uyum koşulları ve çerçeveler diğer uygunluk programlarının kapsamındadır.
EN Requirements under specific alignments and frameworks may not be subject to certification or attestation; however, some alignments and frameworks are covered by other compliance programs.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
ve | and |
veya | or |
ancak | however |
diğer | other |
programları | programs |
TR Dünyanın en hızlı tüy kadar hafif dokunuşlarından, derin ve kasıtlı tıklamalara kadar, Apex Pro sadece her oyuna uyum sağlamakla kalmaz, size sorunsuz bir şekilde uyum sağlar.
EN From the world’s fastest featherlight touches, to deep and deliberate keypresses, the Apex Pro doesn't just adapt to every game, it seamlessly adjusts to you.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
hızlı | fastest |
derin | deep |
her | every |
oyuna | game |
sorunsuz | seamlessly |
TR Birincil, ikincil ve üçüncül öğretim programlarına (iklim değişikliği hakkında) hafifletme, uyum, etki azaltma ve erken uyarı entegre etmiş ülkelerin sayısı 13.3.2
EN Number of countries that have integrated mitigation, adaptation, impact reduction and early warning into primary, secondary and tertiary curricula 13.3.2
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
birincil | primary |
ikincil | secondary |
ve | and |
hakkında | into |
etki | impact |
erken | early |
uyarı | warning |
entegre | integrated |
ülkelerin | countries |
sayısı | number |
TR Kalkınma eylemleri, teknoloji transferi, azaltma, uyum (iklim değişikliği hakkında) uygulamak için kurumsal, sistemik ve bireysel kapasite geliştirmenin güçlendirilmesini tebliğ eden ülkelerin sayısı
EN Number of countries that have communicated the strengthening of institutional, systemic and individual capacity-building to implement adaptation, mitigation and technology transfer, and development actions
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
kalkınma | development |
eylemleri | actions |
teknoloji | technology |
transferi | transfer |
azaltma | mitigation |
uygulamak | implement |
kurumsal | institutional |
bireysel | individual |
kapasite | capacity |
ülkelerin | countries |
sayısı | number |
TR Bu bağlamda önemli üç sütun söz konusu: iklim koruma ve karbon salımından arınma, uyum sağlama becerisinin güçlendirilmesi ve sürdürülebilir bir enerji temini
EN Three pillars are important here: climate protection and decarbonisation, increasing adaptability and a sustainable energy supply
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
önemli | important |
iklim | climate |
koruma | protection |
sürdürülebilir | sustainable |
enerji | energy |
TR BM İklim Değişikliği Konferansı’nda 200 devlet, daha etkili bir iklim korumanın yollarını arıyor. Almanya’ya kilit bir rol düşüyor.
EN Some 200 countries are looking for paths towards greater climate protection at the UN climate summit. Germany is playing a key role.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
iklim | climate |
kilit | key |
rol | role |
TR Çerçeve, Dünya İklim Konferansı’ndan; harekete geçen ise yerel yönetimler. Yerel yönetim düzeyindeki iklim koruma üzerine olgular
EN The UN Climate Change Conference sets the policy framework, but action is taken in towns and cities. Five facts about municipal climate protection
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
harekete | action |
yerel | municipal |
iklim | climate |
koruma | protection |
TR Yeryüzü & İklim: Yeryüzü ve iklimle ilgili güncel bilgiler ve araştırma yazıları. Iklim değişikliği, küresel ısınma, biyolojik çeşitlilik, doğayı koruma
EN Current information and background on soil and climate, nature protection and biodiversity.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
ve | and |
güncel | current |
bilgiler | information |
iklim | climate |
koruma | protection |
TR Enerjide dönüşüm uygulamalarıyla Almanya, iklim değişikliği ile mücadeleye ve Paris İklim Anlaşmasının hayata geçirilmesine önemli bir katkı sağlıyor
EN Through its energy transition, Germany is playing an active role in the fight against climate change and in implementing the Paris Climate Agreement
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
almanya | germany |
iklim | climate |
değişikliği | change |
paris | paris |
TR İklim Koruma Bakanı Robert Habeck’e göre, iklim hedeflerine uzanan yolda Almanya’yı devasa bir ödev bekliyor. Bakan bir “turbo” plan uygulamak istiyor.
EN What is the next step in the dialogue with Russia? At a meeting of EU foreign ministers, Annalena Baerbock calls for patience.
TR Enerjide dönüşüm uygulamalarıyla Almanya, iklim değişikliği ile mücadeleye ve Paris İklim Anlaşmasının hayata geçirilmesine önemli bir katkı sağlıyor
EN Through its energy transition, Germany is playing an active role in the fight against climate change and in implementing the Paris Climate Agreement
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
almanya | germany |
iklim | climate |
değişikliği | change |
paris | paris |
TR Tüm konjonktür paketinin ve aynı zamanda tek tek önlemlerin İklim Koruma Yasası’nın hedeflerine uygunluğunu denetleyen ve gözetleyen hızlı iklim testlerine ihtiyacımız var
EN We need rapid climate tests that check and monitor not only the entire economic package, but also individual measures with regard to their compatibility with the goals of climate protection legislation
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
koruma | protection |
hedeflerine | goals |
hızlı | rapid |
iklim | climate |
TR Eyring, Dünya İklim Konseyi’nin “İklim Sistemi Üzerindeki İnsani Etki” konusundaki başyazarı.
EN For the Intergovernmental Panel on Climate Change, Eyring is the lead author of “Human Influence on the Climate System”.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
sistemi | system |
TR BM İklim Değişikliği Konferansı COP26 | Almanya ve iklim koruma
EN COP26 global climate conference | Germany and climate protection
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
almanya | germany |
ve | and |
iklim | climate |
koruma | protection |
TR BM İklim Değişikliği Konferansı’nda 200 devlet, daha etkili bir iklim korumanın yollarını arıyor. Almanya’ya kilit bir rol düşüyor.
EN Some 200 countries are looking for paths towards greater climate protection at the UN climate summit. Germany is playing a key role.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
iklim | climate |
kilit | key |
rol | role |
TR İklim değişikliğini engellemek isteyenin doğru davranması gerekir. Anlamak isteyenin ise iklim bilimleri öğrenimi görmesi.
EN If you want to halt climate change, you need to behave appropriately. If you want to understand it, you can study climatology.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
değişikliğini | change |
doğru | to |
ise | if |
iklim | climate |
TR “2021 İklim Korumada Aktif Belediyeler” yarışması kent, kasaba ve beldelerin iklim koruma alanında neler yapılabileceğini kanıtlıyor
EN The winners of Climate-Active Municipality 2021 demonstrate how cities, towns and districts can make progress in the field of climate protection
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
aktif | active |
ve | and |
iklim | climate |
koruma | protection |
TR Çerçeve, Dünya İklim Konferansı’ndan; harekete geçen ise yerel yönetimler. Yerel yönetim düzeyindeki iklim koruma üzerine olgular
EN The UN Climate Change Conference sets the policy framework, but action is taken in towns and cities. Five facts about municipal climate protection
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
harekete | action |
yerel | municipal |
iklim | climate |
koruma | protection |
TR Alanlarında iklim politikaları açısından aktif olan ve böylece ulusal düzeydeki iklim hedeflerine varılmasını destekleyen belde, şehir ve hatta metropol bölgeleri sözleşmeye taraf olabiliyor
EN Communities, towns and entire metropolitan regions can take part if they become active on climate policy in their area and thereby support national climate goals
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
iklim | climate |
aktif | active |
ulusal | national |
hedeflerine | goals |
destekleyen | support |
TR 2020 Dünya Su Gününün odağındaki konu “su ve iklim değişikliği”. İklim değişikliği temiz suya erişimi nasıl etkiliyor?
EN The annual theme of World Water Day 2020 is Water and Climate Change. How is climate change influencing access to clean water?
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
dünya | world |
su | water |
iklim | climate |
değişikliği | change |
temiz | clean |
erişimi | access |
günü | day |
TR İklim değişikliğinin yol açtığı sonuçlar, molaya izin vermiyor. Bu nedenle 35 ülkenin temsilcileri Petersberg İklim Diyaloğu’nda bir araya geliyor. İşte hedefleri.
EN The consequences of climate change mean there is no time to lose – that is why representatives of 35 countries are meeting for the Petersberg Climate Dialogue. This is what they want to achieve.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
bu | this |
temsilcileri | representatives |
diyaloğu | dialogue |
TR Almanya’nın iklim konusundaki dış politikası, iklim değişikliğinin getirdiği güvenlik risklerinin uluslararası düzeyde gündeme alınmasına katkı sağladı
EN German climate foreign policy has contributed to putting the security risks of climate change on the agenda at the international level
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
almanya | german |
iklim | climate |
dış | foreign |
politikası | policy |
güvenlik | security |
uluslararası | international |
düzeyde | level |
TR EHS uyum ve düzenleme gerekliliklerine uyulması
EN meet EHS compliance and regulatory requirements
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
uyum | compliance |
ve | and |
TR Elsevier CHORUS'un kurucu üyelerinden biridir ve diğer yayıncılarla birlikte CHORUS hizmetini açık erişim için düşük maliyetli bir uyum hizmeti olarak aktif olarak geliştirmiş ve yönlendirmiştir.
EN Elsevier is a founding member of CHORUS and along with fellow publishers actively developed and piloted the CHORUS service to provide a low cost compliance service for open access.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
elsevier | elsevier |
chorus | chorus |
açık | open |
erişim | access |
düşük | low |
maliyetli | cost |
uyum | compliance |
TR Bu kullanıma uyum göstermek için portikoya inen merdivenler önlerine bloklar konuşarak kapatılmıştır
EN Putting blocks their way to show compliance with its uses closed the stairs, going down to the portico
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
uyum | compliance |
bloklar | blocks |
TR Mevcut veriler arttıkça uyum ve güvenlik risklerinin yönetilmesi ölçeklenebilir ve pürüzlerden arındırılmış şekilde advers etki takibi yapılmasını gerektirmektedir.
EN Managing compliance and safety risks as available data increases requires scalable and streamlined adverse event monitoring.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
mevcut | available |
veriler | data |
uyum | compliance |
ve | and |
güvenlik | safety |
ölçeklenebilir | scalable |
şekilde | as |
TR Sağladığı veri bütünlüğü, veri yönetimi ve uyum özellikleri sebebiyle MACRO Elektronik Veri Yakalama (EDC) müşteriler için değerlidir
EN Customers value MACRO Electronic Data Capture (EDC) for its data integrity, data management and compliance
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
veri | data |
bütünlüğü | integrity |
yönetimi | management |
uyum | compliance |
elektronik | electronic |
yakalama | capture |
müşteriler | customers |
TR Travmaları ve uyum sorunlarını azaltmaya, karşılaştıkları sorunlarla baş edebilmelerini sağlamaya yönelik ruh sağlığı ve psiko-sosyal destek çalışmaları yapıyoruz.
EN In order to mitigate the effects of past traumas and minimize impediments to social cohesion, we deliver mental health and psycho-social support services.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
ve | and |
yönelik | to |
ruh | mental |
sağlığı | health |
ın | of |
TR Olağanüstü zor geçen bir yılda, olağanüstü şartlara uyum sağlayarak birçok kadının hayatına destek olduk
EN Support to Life (STL), organized an event titled ‘Conference of Good Practices on Livelihood Support’ on 13 November 2019 in Radisson Blu Hotel, Şişli
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
destek | support |
hayatı | life |
Viser 50 av 50 oversettelser