EN Start 14-day free trial and learn how you can tell your brand story and everything people need to know and compile telling your story in one place
"tell their story" in Engels kan worden vertaald in de volgende Turks woorden/zinnen:
EN Start 14-day free trial and learn how you can tell your brand story and everything people need to know and compile telling your story in one place
TR 14 günlük ücretsiz denemeyi başlatın ve marka hikayenizi nasıl anlatabileceğinizi ve insanların bilmesi gereken her şeyi öğrenin ve hikayenizi tek bir yerde anlatmak için derleyin
Engels | Turks |
---|---|
need | gereken |
place | yerde |
day | günlük |
free | ücretsiz |
people | insanlar |
brand | marka |
tell | için |
how | nasıl |
EN Their website Us page is one that the most important pages and modern website tools that they need to tell their story and helps to understand how they give a great first impression
TR Web sitelerinin Biz sayfası, hikayelerini anlatmak için ihtiyaç duydukları en önemli sayfalardan ve modern web sitesi araçlarından biridir ve nasıl harika bir ilk izlenim bıraktıklarını anlamalarına yardımcı olur
Engels | Turks |
---|---|
modern | modern |
helps | yardımcı olur |
impression | izlenim |
page | sayfası |
is one | biridir |
a | yardımcı |
first | ilk |
most | en |
great | harika |
need | ihtiyaç |
important | önemli |
and | ve |
tools | araçları |
give | için |
how | nasıl |
EN Visually communicate your clients’ proposed designs and beautifully tell their story with realistic elements and details
TR Tasarım önerilerini müşterilerinize görsel olarak iletin ve hikayelerini gerçekçi unsurlar ve ayrıntılarla şık şekilde anlatın
Engels | Turks |
---|---|
designs | tasarım |
realistic | gerçekçi |
and | ve |
EN Visually communicate your clients’ proposed designs and beautifully tell their story with realistic elements and details
TR Tasarım önerilerini müşterilerinize görsel olarak iletin ve hikayelerini gerçekçi unsurlar ve ayrıntılarla şık şekilde anlatın
Engels | Turks |
---|---|
designs | tasarım |
realistic | gerçekçi |
and | ve |
EN Visually communicate your clients’ proposed designs and beautifully tell their story with realistic elements and details
TR Tasarım önerilerini müşterilerinize görsel olarak iletin ve hikayelerini gerçekçi unsurlar ve ayrıntılarla şık şekilde anlatın
Engels | Turks |
---|---|
designs | tasarım |
realistic | gerçekçi |
and | ve |
EN Visually communicate your clients’ proposed designs and beautifully tell their story with realistic elements and details
TR Tasarım önerilerini müşterilerinize görsel olarak iletin ve hikayelerini gerçekçi unsurlar ve ayrıntılarla şık şekilde anlatın
Engels | Turks |
---|---|
designs | tasarım |
realistic | gerçekçi |
and | ve |
EN Visually communicate your clients’ proposed designs and beautifully tell their story with realistic elements and details
TR Tasarım önerilerini müşterilerinize görsel olarak iletin ve hikayelerini gerçekçi unsurlar ve ayrıntılarla şık şekilde anlatın
Engels | Turks |
---|---|
designs | tasarım |
realistic | gerçekçi |
and | ve |
EN Visually communicate your clients’ proposed designs and beautifully tell their story with realistic elements and details
TR Tasarım önerilerini müşterilerinize görsel olarak iletin ve hikayelerini gerçekçi unsurlar ve ayrıntılarla şık şekilde anlatın
Engels | Turks |
---|---|
designs | tasarım |
realistic | gerçekçi |
and | ve |
EN Visually communicate your clients’ proposed designs and beautifully tell their story with realistic elements and details
TR Tasarım önerilerini müşterilerinize görsel olarak iletin ve hikayelerini gerçekçi unsurlar ve ayrıntılarla şık şekilde anlatın
Engels | Turks |
---|---|
designs | tasarım |
realistic | gerçekçi |
and | ve |
EN Once you start looking for archetypes, you will start to notice that many brands use archetypes to tell their story.
TR Arketipleri aramaya başladığınızda, birçok markanın hikayelerini anlatmak için arketipleri kullandığını fark etmeye başlayacaksınız.
Engels | Turks |
---|---|
to | etmeye |
once | bir |
many | çok |
their | in |
tell | için |
EN Tell your brand story in real life by building meaningful experiences for your customers and prospects
TR Mevcut ve potansiyel müşterileriniz için anlamlı deneyimler oluşturarak markanızın hikayesini gerçek hayatta anlatın
Engels | Turks |
---|---|
real | gerçek |
life | hayatta |
experiences | deneyimler |
prospects | potansiyel |
meaningful | anlamlı |
your brand | markanızın |
by | oluşturarak |
and | ve |
tell | için |
EN Tell your story in a new creative way with Renderforest. Our animated text generator will bring your message in an outstanding voice.
TR Renderforest ile hikayenizi yeni ve yaratıcı bir şekilde anlatın. Animasyonlu metin aracımız, mesajınıza harika bir yankı katacak.
Engels | Turks |
---|---|
new | yeni |
renderforest | renderforest |
animated | animasyonlu |
text | metin |
creative | yaratıcı |
message | mesaj |
a | bir |
your | ve |
EN You don’t need any design skills to tell a compelling story.
TR İkna edici bir hikaye oluşturmak için herhangi bir tasarım becerisine sahip olmanız gerekmiyor.
Engels | Turks |
---|---|
story | hikaye |
design | tasarım |
any | herhangi |
tell | için |
a | bir |
EN I would like to tell you my story
TR Size hikâyemi anlatmak istiyorum
Engels | Turks |
---|---|
you | size |
EN I would like to tell you my story
TR Size hikâyemi anlatmak istiyorum
Engels | Turks |
---|---|
you | size |
EN I would like to tell you my story
TR Size hikâyemi anlatmak istiyorum
Engels | Turks |
---|---|
you | size |
EN I would like to tell you my story
TR Size hikâyemi anlatmak istiyorum
Engels | Turks |
---|---|
you | size |
EN For this literary video series, the Goethe-Institut invites international writers to tell a story – among them T.C
TR Bu edebi video dizisine Goethe Enstitüsü birçok ulustan yazarı bir öykü anlatmaya davet ediyor; katılanlar arasında mesela ABD’den T.C
Engels | Turks |
---|---|
video | video |
invites | davet |
t | t |
c | c |
this | bu |
a | bir |
the | arasında |
EN Tell your brand story in real life by building meaningful experiences for your customers and prospects
TR Mevcut ve potansiyel müşterileriniz için anlamlı deneyimler oluşturarak markanızın hikayesini gerçek hayatta anlatın
Engels | Turks |
---|---|
real | gerçek |
life | hayatta |
experiences | deneyimler |
prospects | potansiyel |
meaningful | anlamlı |
your brand | markanızın |
by | oluşturarak |
and | ve |
tell | için |
EN Create a Disney-quality animated video and let it tell your story.
TR Disney kalitesinde bir animasyon videosu oluşturun ve kendinizi bu yöntemle anlatın.
Engels | Turks |
---|---|
create | oluşturun |
animated | animasyon |
video | videosu |
a | bir |
and | ve |
EN Tell your story in a new creative way with Renderforest. Our animated text generator will bring your message in an outstanding voice.
TR Renderforest ile hikayenizi yeni ve yaratıcı bir şekilde anlatın. Animasyonlu metin aracımız, mesajınıza harika bir yankı katacak.
Engels | Turks |
---|---|
new | yeni |
renderforest | renderforest |
animated | animasyonlu |
text | metin |
creative | yaratıcı |
message | mesaj |
a | bir |
your | ve |
EN You don’t need any design skills to tell a compelling story.
TR İkna edici bir hikaye oluşturmak için herhangi bir tasarım becerisine sahip olmanız gerekmiyor.
Engels | Turks |
---|---|
story | hikaye |
design | tasarım |
any | herhangi |
tell | için |
a | bir |
EN Plus, you won’t have to worry about spending money on extra resources to help promote your brand. Archetypes help you tell your brand’s story effortlessly yet effectively.
TR Ayrıca, markanızı tanıtmanıza yardımcı olacak ekstra kaynaklar için para harcama konusunda endişelenmenize gerek kalmaz. Arketipler, markanızın hikayesini zahmetsizce ve etkili bir şekilde anlatmanıza yardımcı olur.
Engels | Turks |
---|---|
extra | ekstra |
resources | kaynaklar |
effortlessly | zahmetsizce |
help | yardımcı |
have | gerek |
your | ve |
tell | için |
to | ayrıca |
your brand | markanızın |
yet | bir |
EN Once you do find the right archetype for your brand, remain dedicated and consistently use this archetype to connect with customers and tell your brand’s story.
TR Markanız için doğru arketipi bulduktan sonra, müşterilerinizle bağlantı kurmak ve markanızın hikayesini anlatmak için bu arketipi kullanmaya devam edin ve tutarlı bir şekilde kullanın.
Engels | Turks |
---|---|
remain | devam |
this | bu |
connect | bağlantı |
with | kullanmaya |
and | ve |
tell | için |
your brand | markanızın |
EN This is the story of Emira, a story of perseverance and hope from Syria to Şanlıurfa despite all difficulties.
TR 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü’nde, Suriye’den Urfa’ya, tüm zorluklarına rağmen bir azim ve umut hikâyesi…
Engels | Turks |
---|---|
hope | umut |
despite | rağmen |
all | tüm |
a | bir |
and | ve |
EN This is the story of Emira, a story of perseverance and hope from Syria to Şanlıurfa despite all difficulties.
TR 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü’nde, Suriye’den Urfa’ya, tüm zorluklarına rağmen bir azim ve umut hikâyesi…
Engels | Turks |
---|---|
hope | umut |
despite | rağmen |
all | tüm |
a | bir |
and | ve |
EN This is the story of Emira, a story of perseverance and hope from Syria to Şanlıurfa despite all difficulties.
TR 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü’nde, Suriye’den Urfa’ya, tüm zorluklarına rağmen bir azim ve umut hikâyesi…
Engels | Turks |
---|---|
hope | umut |
despite | rağmen |
all | tüm |
a | bir |
and | ve |
EN This is the story of Emira, a story of perseverance and hope from Syria to Şanlıurfa despite all difficulties.
TR 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü’nde, Suriye’den Urfa’ya, tüm zorluklarına rağmen bir azim ve umut hikâyesi…
Engels | Turks |
---|---|
hope | umut |
despite | rağmen |
all | tüm |
a | bir |
and | ve |
EN We must give them the space to tell us about their experiences, we must believe them, and we must support them in their fight against racism
TR Yaşadıklarını anlatmaları için onlara alan tanımalı, onlara inanmalı ve ırkçılığa karşı mücadelede onları desteklemeliyiz
Engels | Turks |
---|---|
and | ve |
give | için |
EN How can an author tell if their manuscript is available through CHORUS?
TR Bir yazar makalesinin CHORUS'ta kullanıma sunulduğunu nasıl anlayabilir?
Engels | Turks |
---|---|
author | yazar |
how | nasıl |
EN The experience of being able to tell somebody about something I?d felt ashamed about and kept secret for years was so incredibly liberating, and to hear others share their own experience with this helped me realize I wasn?t alone
TR Yıllardır utandığım ve gizli tuttuğum bir şeyi birine anlatabilme deneyimi inanılmaz derecede özgürleştiriciydi ve başkalarının kendi deneyimlerini paylaşmasını duymak yalnız olmadığımı anlamama yardımcı oldu
Engels | Turks |
---|---|
experience | deneyimi |
secret | gizli |
incredibly | inanılmaz |
share | paylaş |
for years | yıllardır |
was | oldu |
years | bir |
others | başkaları |
and | ve |
to | şeyi |
EN There’s more to Germany than Berlin and Neuschwanstein Castle. Three international travel bloggers tell you their favourite places.
TR Almanya sırf Berlin ve Neuschwanstein Şatosu‘ndan ibaret değil. Enternasyonal üç seyahat blog yazarı, favorilerini açıklıyor.
Engels | Turks |
---|---|
germany | almanya |
berlin | berlin |
travel | seyahat |
and | ve |
EN Four migrants tell how they found their future by training in a skilled trade in Germany.
TR Dört göçmenden, zanaat dalında kendilerine Almanya’da nasıl gelecek kurduklarını dinledik.
Engels | Turks |
---|---|
future | gelecek |
how | nasıl |
four | dört |
EN How can an author tell if their manuscript is available through CHORUS?
TR Bir yazar makalesinin CHORUS'ta kullanıma sunulduğunu nasıl anlayabilir?
Engels | Turks |
---|---|
author | yazar |
how | nasıl |
EN There’s more to Germany than Berlin and Neuschwanstein Castle. Three international travel bloggers tell you their favourite places.
TR İster kent meraklıları olsun, ister doğa tutkunları isterse bilgiye susamışlar: Almanya’yı nasıl sürdürülebilir gezebileceğinizi size üç örnekle gösteriyoruz.
Engels | Turks |
---|---|
you | size |
their | olsun |
to | nasıl |
EN Four migrants tell how they found their future by training in a skilled trade in Germany.
TR Dört göçmenden, zanaat dalında kendilerine Almanya’da nasıl gelecek kurduklarını dinledik.
Engels | Turks |
---|---|
future | gelecek |
how | nasıl |
four | dört |
EN Why people with a migration background are voting in Germany’s parliamentary elections. Three of them tell us their reasons.
TR Almanya’daki göçmen kökenliler neden oy kullanıyor? Göçmen kökenli üç kişi, oy kullanma nedenlerini anlatıyor.
Engels | Turks |
---|---|
why | neden |
people | kişi |
migration | göç |
with | kullanıyor |
of | kullanma |
EN Three of them tell us why they will be casting their votes.
TR Bunlardan üçü, neden oy kullandıklarını anlatıyor.
Engels | Turks |
---|---|
of | ın |
why | neden |
EN In a documentary film, renowned German investigative journalists give insight into their work. And here they tell us why.
TR Tanınmış Alman araştırmacı gazetecileri bir belgeselde çalışmaları hakkında bilgi veriyorlar. Bunun nedenini burada anlatıyorlar.
Engels | Turks |
---|---|
insight | bilgi |
here | burada |
a | bir |
german | alman |
in | hakkında |
EN For example, this info can tell you more about a person, including their gender, age, and what they’re interested in, which can all be key marketing info.
TR Örneğin, bu bilgiler size bir kişi hakkında cinsiyet, yaş ve neyle ilgilendikleri gibi daha fazla bilgi verebilir ve bunların hepsi önemli pazarlama bilgileri olabilir.
Engels | Turks |
---|---|
gender | cinsiyet |
marketing | pazarlama |
age | yaş |
key | önemli |
this | bu |
info | bilgi |
person | kişi |
about | hakkında |
a | bir |
be | olabilir |
and | ve |
can | verebilir |
including | gibi |
EN Data and insights belong to their creator. IBM clients’ data is their data, and their insights are their insights.
TR Veriler ve içgörüler onları yaratanlara aittir. IBM müşterilerinin verileri ve içgörüleri onların verileri ve içgörüleridir.
Engels | Turks |
---|---|
insights | içgörüler |
ibm | ibm |
data | verileri |
and | ve |
EN Whether large or small, our facilities are inspired by their location and each tells its own story to enrich your stay.
TR İster büyük olsun, isterse küçük, otellerimiz konumlarından esinlenmiştir ve her biri konaklamanızı zenginleştirmek için kendi hikayesini anlatır.
Engels | Turks |
---|---|
large | büyük |
or | isterse |
small | küçük |
enrich | zenginleştirmek |
your stay | konaklamanızı |
and | ve |
its | in |
are | olsun |
EN Whether large or small, our facilities are inspired by their location and each tells its own story to enrich your stay.
TR İster büyük olsun, isterse küçük, otellerimiz konumlarından esinlenmiştir ve her biri konaklamanızı zenginleştirmek için kendi hikayesini anlatır.
Engels | Turks |
---|---|
large | büyük |
or | isterse |
small | küçük |
enrich | zenginleştirmek |
your stay | konaklamanızı |
and | ve |
its | in |
are | olsun |
EN Whether large or small, our facilities are inspired by their location and each tells its own story to enrich your stay.
TR İster büyük olsun, isterse küçük, otellerimiz konumlarından esinlenmiştir ve her biri konaklamanızı zenginleştirmek için kendi hikayesini anlatır.
Engels | Turks |
---|---|
large | büyük |
or | isterse |
small | küçük |
enrich | zenginleştirmek |
your stay | konaklamanızı |
and | ve |
its | in |
are | olsun |
EN Whether large or small, our facilities are inspired by their location and each tells its own story to enrich your stay.
TR İster büyük olsun, isterse küçük, otellerimiz konumlarından esinlenmiştir ve her biri konaklamanızı zenginleştirmek için kendi hikayesini anlatır.
Engels | Turks |
---|---|
large | büyük |
or | isterse |
small | küçük |
enrich | zenginleştirmek |
your stay | konaklamanızı |
and | ve |
its | in |
are | olsun |
EN Whether large or small, our facilities are inspired by their location and each tells its own story to enrich your stay.
TR İster büyük olsun, isterse küçük, otellerimiz konumlarından esinlenmiştir ve her biri konaklamanızı zenginleştirmek için kendi hikayesini anlatır.
Engels | Turks |
---|---|
large | büyük |
or | isterse |
small | küçük |
enrich | zenginleştirmek |
your stay | konaklamanızı |
and | ve |
its | in |
are | olsun |
EN Whether large or small, our facilities are inspired by their location and each tells its own story to enrich your stay.
TR İster büyük olsun, isterse küçük, otellerimiz konumlarından esinlenmiştir ve her biri konaklamanızı zenginleştirmek için kendi hikayesini anlatır.
Engels | Turks |
---|---|
large | büyük |
or | isterse |
small | küçük |
enrich | zenginleştirmek |
your stay | konaklamanızı |
and | ve |
its | in |
are | olsun |
EN Whether large or small, our facilities are inspired by their location and each tells its own story to enrich your stay.
TR İster büyük olsun, isterse küçük, otellerimiz konumlarından esinlenmiştir ve her biri konaklamanızı zenginleştirmek için kendi hikayesini anlatır.
Engels | Turks |
---|---|
large | büyük |
or | isterse |
small | küçük |
enrich | zenginleştirmek |
your stay | konaklamanızı |
and | ve |
its | in |
are | olsun |
EN Whether large or small, our facilities are inspired by their location and each tells its own story to enrich your stay.
TR İster büyük olsun, isterse küçük, otellerimiz konumlarından esinlenmiştir ve her biri konaklamanızı zenginleştirmek için kendi hikayesini anlatır.
Engels | Turks |
---|---|
large | büyük |
or | isterse |
small | küçük |
enrich | zenginleştirmek |
your stay | konaklamanızı |
and | ve |
its | in |
are | olsun |
EN Whether large or small, our facilities are inspired by their location and each tells its own story to enrich your stay.
TR İster büyük olsun, isterse küçük, otellerimiz konumlarından esinlenmiştir ve her biri konaklamanızı zenginleştirmek için kendi hikayesini anlatır.
Engels | Turks |
---|---|
large | büyük |
or | isterse |
small | küçük |
enrich | zenginleştirmek |
your stay | konaklamanızı |
and | ve |
its | in |
are | olsun |
Toont 50 van 50 vertalingen