EN ALL Safe and Well. We are committed to ensuring that you stay safe and stay well in all of our hotels. To learn more about our ALL Safe and Well sanitation program and standards, click here.
{search} valodā Angļu var tikt tulkots šādos Turku vārdos/frāzēs:
EN ALL Safe and Well. We are committed to ensuring that you stay safe and stay well in all of our hotels. To learn more about our ALL Safe and Well sanitation program and standards, click here.
TR ALL Safe and Well. Otellerimizin tümünde güvende ve esenlik içinde konakladığınızdan emin olmak için çaba gösteriyoruz. ALL Safe and Well temizlik programımız ve standartlarımız hakkında daha fazla bilgi için buraya tıklayın.
Angļu | Turku |
---|---|
our hotels | otellerimizin |
learn | bilgi |
here | buraya |
all | all |
click | tıklayın |
and | ve |
about | hakkında |
more | fazla |
in | içinde |
EN All Safe and Well. We are committed to ensuring that you stay safe and stay well in all of our hotels. Learn more about our All Safe and Well sanitation program and standards here.
TR All Safe and Well. Otellerimizde güvende ve esenlik içinde konakladığınızdan emin olmak için çaba gösteriyoruz. ALL Safe and Well temizlik programımız ve standartlarımız hakkında daha fazla bilgiyi buradan alın.
Angļu | Turku |
---|---|
here | buradan |
of | in |
program | programı |
about | hakkında |
in | içinde |
standards | standartları |
EN All Safe and Well. We are committed to ensuring that you stay safe and stay well in all of our hotels. Learn more about our All Safe and Well sanitation program and standards here.
TR All Safe and Well. Otellerimizde güvende ve esenlik içinde konakladığınızdan emin olmak için çaba gösteriyoruz. ALL Safe and Well temizlik programımız ve standartlarımız hakkında daha fazla bilgiyi buradan alın.
Angļu | Turku |
---|---|
here | buradan |
of | in |
program | programı |
about | hakkında |
in | içinde |
standards | standartları |
EN Imagine being able to find a mention in an audio or video file by typing into a search box, clicking on a link, and being immediately transported to the exact moment that your word or phrase of interest was spoken. That's the power of Sonix.
TR Bir ses veya video dosyasında bir arama kutusuna yazarak, bir bağlantıya tıklayarak ve sözcüğünüzün veya ilgili cümlenizin konuşulduğu ana anında aktarıldığını hayal edin. Bu Sonix'in gücü.
Angļu | Turku |
---|---|
power | gücü |
video | video |
link | bağlantı |
by | yazarak |
search | arama |
on | ilgili |
file | dosyası |
or | veya |
a | bir |
in | anında |
moment | an |
EN Instead of dealing with such a big commitment, we do not think about being sober for a whole lifetime; we just work on being sober for the next 24 hours
TR Bu kadar büyük bir taahhütle uğraşmak yerine, bir ömür boyu ayık olmayı düşünmüyoruz; Sadece önümüzdeki 24 saat ayık olmaya çalışıyoruz
Angļu | Turku |
---|---|
big | büyük |
lifetime | ömür |
work | çalışıyoruz |
such | bu |
the | sadece |
EN Therefore, being a brand on Facebook means being visible on a top-ranking platform with billions of active users
TR Bu nedenle Facebook?ta bir markanın var olması demek; reyting sıralamasında zirvede yer alan, milyonlarca aktif kullanıcının yer aldığı bir platformda görünür olmak demek
Angļu | Turku |
---|---|
brand | markanın |
means | demek |
visible | görünür |
platform | platformda |
active | aktif |
users | kullanıcı |
being | bu |
therefore | bu nedenle |
a | bir |
of | yer |
EN Being aware of the value of these achievements, STGM sees being alongside the Convention and civil society organizations strengthened with its support as a part of its future mission
TR Bu kazanımların değerinin farkında olan STGM, Sözleşme’nin ve onun desteğiyle güçlenen sivil toplum örgütlerinin yanında yer almayı gelecek misyonunun bir parçası olarak görmektedir
Angļu | Turku |
---|---|
aware | farkında |
stgm | stgm |
civil | sivil |
society | toplum |
support | desteğiyle |
future | gelecek |
organizations | örgütlerinin |
and | ve |
these | bu |
value | bir |
EN Being aware of the value of these achievements, STGM sees being alongside the Convention and civil society organizations strengthened with its support as a part of its future mission
TR Bu kazanımların değerinin farkında olan STGM, Sözleşme’nin ve onun desteğiyle güçlenen sivil toplum örgütlerinin yanında yer almayı gelecek misyonunun bir parçası olarak görmektedir
Angļu | Turku |
---|---|
aware | farkında |
stgm | stgm |
civil | sivil |
society | toplum |
support | desteğiyle |
future | gelecek |
organizations | örgütlerinin |
and | ve |
these | bu |
value | bir |
EN Altınay acts not only the mission of being a company using technology but also the mission of being a company that produces and directs the technological requirements of the future
TR Altınay; teknolojiyi kullanan değil, üreten ve geleceğin teknolojik gereksinimlerine yön veren bir şirket olma misyonuyla hareket etmektedir
Angļu | Turku |
---|---|
requirements | gereksinimlerine |
future | geleceğin |
company | şirket |
technological | teknolojik |
technology | teknolojiyi |
and | ve |
of | in |
a | bir |
the | değil |
EN Emphasizing that Turkey is now taking firm steps from being an importing country to being an exporting country, Defense Industry...
TR “Barış istiyorsan, savaşa sürekli hazır ol!” savı konusunda çok yazı yazılmış ve öğüt tüketilmiştir. Zamanında “Modern çağda savaşmanın ne gereği...
Angļu | Turku |
---|---|
now | zaman |
being | ne |
EN A new feature is the AI map that shows where AI solutions are being used, institutes where research is being carried out and which universities are training new AI talent
TR Yeni olan şey; nerelerde YZ çözümlerinin kullanıldığını, hangi enstitülerde araştırma yapıldığını ve hangi yüksekokulların yeni nesil YZ uzmanları eğittiğini gösteren YZ haritası
Angļu | Turku |
---|---|
new | yeni |
research | araştırma |
map | haritası |
where | nerelerde |
and | ve |
that | şey |
a | olan |
EN Last but not least, the keyword rank tracker also displays how competitive the target keywords are on a scale of 0 to 100 (0 being the least competitive, and 100 being the most competitive)
TR Son olarak, anahtar kelime sıralama izleyicisi, hedef anahtar kelimelerin 0 ila 100 arasında ne kadar rekabetçi olduğunu da gösterir (0 en az rekabetçi ve 100 en çok rekabetçi)
Angļu | Turku |
---|---|
rank | sıralama |
displays | gösterir |
competitive | rekabetçi |
target | hedef |
most | en |
last | son |
least | az |
being | ne |
and | ve |
to | kadar |
the | arasında |
EN In a world where up-to-date info can mean the difference between being at the top of the search results and being on the second page, we’ll never compromise when it comes to our data.
TR Güncel bilginin, en üst sıralarda yer almakla en alt sıralarda yer almak arasındaki fark anlamına gelebildiği bir dünyada arama sonuçlarında ve ikinci sayfada yer aldığımızda asla ödün vermeyeceğiz. verilerimize geliyor.
Angļu | Turku |
---|---|
world | dünyada |
up-to-date | güncel |
never | asla |
page | sayfada |
search | arama |
at | nda |
and | ve |
second | ikinci |
to | anlamına |
difference | fark |
between | arasındaki |
top | en |
a | bir |
EN Imagine being able to find a mention in an audio or video file by typing into a search box, clicking on a link, and being immediately transported to the exact moment that your word or phrase of interest was spoken. That's the power of Sonix.
TR Bir ses veya video dosyasında bir arama kutusuna yazarak, bir bağlantıya tıklayarak ve sözcüğünüzün veya ilgili cümlenizin konuşulduğu ana anında aktarıldığını hayal edin. Bu Sonix'in gücü.
Angļu | Turku |
---|---|
power | gücü |
video | video |
link | bağlantı |
by | yazarak |
search | arama |
on | ilgili |
file | dosyası |
or | veya |
a | bir |
in | anında |
moment | an |
EN We have experienced honest relations with ourselves and others, and we have experienced a sense of being alive, of being in the world.
TR Kendimizle ve başkalarıyla dürüst ilişkiler yaşadık ve Hayatta olmak, dünyada olmanın.
Angļu | Turku |
---|---|
honest | dürüst |
others | başkaları |
of | ın |
the | olmak |
and | ve |
in the world | dünyada |
EN MACRO users can rest assured that the rights, safety and well-being of trial subjects are protected and that the results of the clinical trials are credible and accurate.
TR MACRO kullanıcıları deneye katılan deneklerin hakları, güvenlikleri ve sağlıklarının korunacağından ve klinik deneylerin sonuçlarının güvenilir ve doğru olacağından emin olabilir.
Angļu | Turku |
---|---|
assured | emin |
clinical | klinik |
credible | güvenilir |
rights | hakları |
and | ve |
users | kullanıcıları |
can | olabilir |
EN Use easy reports to evaluate how well your link building strategy is being implemented and what you can to do to increase its efficiency.
TR Bağlantı kurma stratejinizin ne kadar iyi uygulandığını ve verimliliğini artırmak için ne yapabileceğinizi değerlendirmek için kolay raporlar kullanın.
Angļu | Turku |
---|---|
easy | kolay |
reports | raporlar |
well | iyi |
efficiency | verimliliğini |
link | bağlantı |
what | ne |
its | in |
and | ve |
increase | artırmak |
to | için |
EN Your well-being and safety mean the World to us.
TR Bizim için sağlığınız ve güvenliğiniz Dünya kadar değerlidir.
Angļu | Turku |
---|---|
safety | güvenli |
world | dünya |
and | ve |
to | için |
EN Our environmental services are designed to provide your company insight into your environmental performance (such as CO2 emissions) as well as your energy consumption and other raw materials being processed.
TR Çevre hizmetlerimiz, çevre performansınızın (CO2 emisyonları gibi) yanı sıra enerji tüketiminiz ve işlenen diğer ham maddeler hakkında şirketinize fikir sağlamak için tasarlanmıştır.
Angļu | Turku |
---|---|
services | hizmetlerimiz |
company | iş |
energy | enerji |
other | diğer |
raw | ham |
environmental | çevre |
emissions | emisyonları |
performance | performans |
and | ve |
to | sağlamak |
as | gibi |
EN Fairmont Fit offers a host of paths to fulfill your quest for personal well-being—from heart-racing workout routines to heartfelt moments of peace.
TR Fairmont Fit kişisel sağlık arayışınız için çok sayıda yol sunar - kalbinizi hızlandıran egzersiz rutinlerinden, içten huzur anlarına kadar.
Angļu | Turku |
---|---|
fairmont | fairmont |
fit | fit |
personal | kişisel |
well-being | sağlık |
offers | sunar |
workout | egzersiz |
peace | huzur |
a | sayıda |
EN From personalized well-being journeys to local movement culture, Fairmont Fit delivers meaningful destination contact—wherever you are.
TR Kişiselleştirilmiş sağlık yolculuklarından yerel hareket kültürüne kadar, Fairmont Fit kullanışlı destinasyon irtibat bilgileri sunar -nerede olursanız olun.
Angļu | Turku |
---|---|
personalized | kişiselleştirilmiş |
well-being | sağlık |
local | yerel |
movement | hareket |
culture | kültürüne |
fairmont | fairmont |
destination | destinasyon |
contact | irtibat |
delivers | sunar |
fit | fit |
to | kadar |
you | olun |
EN While the second wave of the pandemic has reared its ugly head, we continue to work to increase the well-being first of ourselves and then of the people we support by using the experience we have gained in this entire process effectively
TR Bugünlerde pandeminin ikinci dalgası baş göstermişken, tüm bu süreçte edindiğimiz tecrübeleri etkin bir şekilde kullanarak başta kendimiz, ardından desteklediğimiz kişilerin iyilik hâlini artırmak için çalışmaya devam ediyoruz
Angļu | Turku |
---|---|
head | baş |
continue | devam |
people | kişilerin |
process | süreç |
effectively | etkin |
work | çalışmaya |
this | bu |
second | ikinci |
of | in |
using | kullanarak |
increase | artırmak |
and | şekilde |
EN Our groundbreaking research confirms the relationship between people's working environment and their health, well-being and ability to perform.
TR Çığır açan araştımalarımız, kişilerin çalışma alanları ve sağlık & refahlarının ve performanslarının arasındaki pozitif ilişkiyi teyit etmektedir.
Angļu | Turku |
---|---|
health | sağlık |
working | çalışma |
and | ve |
between | arasındaki |
EN All being well, we will transfer the money to the landlord 48 hours after you move in
TR Her şey yolunda giderse, parayı siz giriş yaptıktan 48 saat sonra ev sahibine transfer ediyoruz.
Angļu | Turku |
---|---|
transfer | transfer |
hours | saat |
the | sonra |
EN After all, making life healthier and happier for everyone is what we do best. And, we do this through our Swiss hospitality and Alpine approach to well-being.
TR Her şeyden önce, herkes için yaşamı daha sağlıklı ve daha mutlu kılmak en iyi yaptığımız şeydir. Ve bunu, Swiss konukseverliği ve sağlık için Alplere özgü yaklaşımla yaparız.
Angļu | Turku |
---|---|
life | yaşam |
swiss | swiss |
well-being | sağlık |
healthier | sağlıklı |
we do | yaptığımız |
do | yapar |
and | ve |
is | mutlu |
best | en |
EN Find out how our design philosophy can make a big difference for your happiness and well-being.
TR Tasarım felsefemizin mutluluğunuz ve sağlığınızda nasıl büyük bir fark yaratabileceğini öğrenin.
Angļu | Turku |
---|---|
difference | fark |
find out | öğrenin |
design | tasarım |
big | büyük |
a | bir |
how | nasıl |
and | ve |
EN Welcome to a room that maximises your well-being in exciting new ways.
TR Sağlığı heyecan verici yeni yollarla geliştiren bir odaya hoş geldiniz.
Angļu | Turku |
---|---|
exciting | heyecan verici |
new | yeni |
welcome | geldiniz |
a | bir |
EN Through Pürovel, we create a sensory journey that enhances your well-being and vitality.
TR Pürovel aracılığı ile sağlığınızı ve zindeliğinizi destekleyen duyusal bir yolculuk yaratırız.
Angļu | Turku |
---|---|
pürovel | pürovel |
journey | yolculuk |
a | bir |
and | ve |
EN Your well-being and safety mean the World to us.
TR Bizim için sağlığınız ve güvenliğiniz Dünya kadar değerlidir.
Angļu | Turku |
---|---|
safety | güvenli |
world | dünya |
and | ve |
to | için |
EN The health, safety and well-being of our staff, guests and partners remains our top priority as the World goes through this unprecedented crisis.
TR Dünya daha önce görülmemiş böylesi krizden geçerken çalışanlarımızın, misafirlerimizin ve ortaklarımızın sağlığı, güvenliği ve esenliği en yüksek önceliğimiz olmayı sürdürmektedir.
Angļu | Turku |
---|---|
of | ın |
world | dünya |
health | sağlığı |
safety | güvenliği |
top | en |
well | yüksek |
the | önce |
and | ve |
EN As an SG Clean certified establishment, we have vigilantly introduced measures to enhance the safety and well-being of our guests and are continuously adapting in line with global and local health advisories.
TR SG Clean sertifikalı bir işletme olarak, misafirlerimizin güvenliğini ve sağlığını korumak için gerekli tedbirlerin tümünü aldık ve küresel ve yerel sağlık tavsiyeleri doğrultusunda gerekli düzenlemeleri yapmaya devam ediyoruz.
Angļu | Turku |
---|---|
global | küresel |
local | yerel |
certified | sertifikalı |
safety | güvenliğini |
and | ve |
of | in |
health | sağlığı |
EN VITALITY FOR THE BODY: BOOST YOUR WELL-BEING
TR VÜCUT İÇİN ZİNDELİK: SAĞLIĞINIZI DESTEKLEYİN
EN ARCHITECTS OF WELL-BEING Switzerland is known for its beautiful Alps and respect for the understated, but also its quality of living
TR SAĞLIĞIN MİMARLARI İsviçre güzel Alpleri ve sadeliğe duyulan saygı ile birlikte hayat kalitesi ile bilinir
Angļu | Turku |
---|---|
known | bilinir |
respect | saygı |
beautiful | güzel |
quality | kalitesi |
and | ve |
of | in |
its | ile |
EN The Alpine seasons inspire our signature Pürovel well-being concept.
TR Alplerin mevsimleri, imzamızı taşıyan Pürovel sağlık konseptimize ilham verir.
Angļu | Turku |
---|---|
pürovel | pürovel |
well-being | sağlık |
EN With the large glazed area (almost one metre in length inside the cabin) and wide opening, the cabin is exceptionally bright and airy, creating a sensation of well-being, whether the roof is uncovered or closed.
TR Geniş camlı alan (kabinin içinde neredeyse bir metre uzunluğunda) ve geniş açıklık ile, kabin son derece parlak ve havadardır, tavan örtülü olsun ya da kapatılmış olsun, iyi hissetme hissi yaratır.
Angļu | Turku |
---|---|
almost | neredeyse |
cabin | kabin |
bright | parlak |
well | iyi |
and | ve |
in | da |
whether | ya |
inside | iç |
wide | geniş |
is | olsun |
with | ile |
EN ? Driving comfort ? Acoustic pack ? Many driving aids with Surround Rear Vision technology ? 8 ?touch screen with connected radio Well-being and practicality for everyday efficiency.
TR ? Sürüş konforu ? Akustik paketi ? Kuşatmalı Arka Görüş teknolojisi ile birçok sürüş yardımcısı ? Radyoya bağlı ile 8 ?dokunmatik ekran Günlük etkinlik için esenlik ve pratiklik.
Angļu | Turku |
---|---|
comfort | konforu |
pack | paketi |
rear | arka |
technology | teknolojisi |
screen | ekran |
everyday | günlük |
connected | bağlı |
and | ve |
for | için |
many | çok |
with | ile |
vision | görüş |
EN And before that came the Rosalie, a perfectly meeting motorists’ expectations on well-being
TR Ve bundan önce Rosalie, geleceğe dair beklentilerini mükemmel bir şekilde karşılayan bir otomobil sürücüsüne geldi
Angļu | Turku |
---|---|
came | geldi |
and | ve |
perfectly | mükemmel bir şekilde |
on | dair |
EN MyPostcard raises funds for the AHA in order to raise awareness for health-related issues and well-being in general
TR MyPostcard, sağlık sorunları ve genel sağlık konusundaki farkındalığı artırmak amacıyla AHA için bağış toplamaktadır
Angļu | Turku |
---|---|
mypostcard | mypostcard |
raise | artırmak |
in order to | amacıyla |
and | ve |
health | sağlık |
general | genel |
issues | sorunları |
EN Many camps in northwestern Syria have been experiencing a deterioration in general health and well-being, and the need to address general health has become urgent, so a large project was launched based on increasing the
TR Bulaşıcı hastalıkların ve mikropların yayılması, Türkiye, Urfa?daki Suriyelilerin karşılaştığı temel zorluklardan ve WATAN?ı, bilgi desteği sağlamak için bölgeye bir farkındalık ekibi göndermeye teşvik eden etkenlerden biridir.
Angļu | Turku |
---|---|
and | ve |
in | daki |
to | sağlamak |
a | bir |
EN Ensure healthy lives and promote well-being for all at all ages
TR Sağlıklı ve kaliteli yaşamı her yaşta güvence altına almak
Angļu | Turku |
---|---|
ages | yaş |
healthy | sağlıklı |
and | ve |
for | her |
EN 3.4. By 2030, reduce by one third premature mortality from non-communicable diseases through prevention and treatment and promote mental health and well-being
TR 3.4. 2030’a kadar bulaşıcı olmayan hastalıklardan kaynaklanan erken ölümlerin, bu hastalıkların önlenmesi ve tedavisi yoluyla üçte bir oranında azaltılması ve akıl ve ruh sağlığının ve esenliğinin geliştirilmesi
Angļu | Turku |
---|---|
diseases | hastalıklar |
mental | ruh |
health | sağlığı |
prevention | önlenmesi |
and | ve |
from | kadar |
by | kaynaklanan |
through | yoluyla |
EN 4.2.1. Proportion of children under 5 years of age who are developmentally on track in health, learning and psychosocial well-being, by sex 4.2.2. Participation rate in organized learning (one year before the official primary entry age), by sex
TR 4.2.1. Cinsiyete göre gelişimsel olarak sağlık, öğrenme ve psikososyal iyi olma hali yolunda olan 5 yaş altı çocukların oranı 4.2.2. Cinsiyete göre planlanan öğrenmeye katılım oranı (ilkokula resmi giriş yaşından bir yıl önce)
Angļu | Turku |
---|---|
participation | katılım |
official | resmi |
well | iyi |
children | çocukların |
rate | oranı |
entry | giriş |
health | sağlık |
and | ve |
by | göre |
year | yıl |
age | yaş |
are | olan |
years | bir |
EN Ensuring the health, safety, and well-being of all women and men workers,
TR Kadınların eğitim, kurs ve profesyonel gelişim olanaklarının desteklenmesi,
Angļu | Turku |
---|---|
and | ve |
all | e |
women | kadınlar |
of | nın |
EN Being well-connected with visibility into all assets, people, and processes is crucial to having an integrated, productive, and profitable supply chain
TR Tüm varlıklar, insanlar ve süreçlere iyi bağlantıda olmak, entegre olmuş, üretken ve kar oranı yüksek bir tedarik zincirine sahip olmak için son derece önemlidir
Angļu | Turku |
---|---|
assets | varlıklar |
people | insanlar |
integrated | entegre |
supply | tedarik |
productive | üretken |
well | iyi |
and | ve |
all | tüm |
EN Let’s preserve workers’ well-being, connect workflows and enable more agile in-store operations, curbside pick-up, drive-thru and deliveries with technology backed by a legacy of innovation.
TR Çalışanların refahını koruyun, iş akışlarını birbirine bağlayın ve inovasyon birikimi ile desteklenen teknolojiyle mağaza içi işlemler aksamadan, kaldırım kenarı teslim, arabaya teslim ve dağıtımları etkinleştirin.
Angļu | Turku |
---|---|
workflows | iş akışları |
enable | etkinleştirin |
technology | teknolojiyle |
backed | desteklenen |
innovation | inovasyon |
store | mağaza |
and | ve |
with | ile |
EN Fairmont Fit offers a host of paths to fulfill your quest for personal well-being—from heart-racing workout routines to heartfelt moments of peace.
TR Fairmont Fit kişisel sağlık arayışınız için çok sayıda yol sunar - kalbinizi hızlandıran egzersiz rutinlerinden, içten huzur anlarına kadar.
Angļu | Turku |
---|---|
fairmont | fairmont |
fit | fit |
personal | kişisel |
well-being | sağlık |
offers | sunar |
workout | egzersiz |
peace | huzur |
a | sayıda |
EN From personalized well-being journeys to local movement culture, Fairmont Fit delivers meaningful destination contact—wherever you are.
TR Kişiselleştirilmiş sağlık yolculuklarından yerel hareket kültürüne kadar, Fairmont Fit kullanışlı destinasyon irtibat bilgileri sunar -nerede olursanız olun.
Angļu | Turku |
---|---|
personalized | kişiselleştirilmiş |
well-being | sağlık |
local | yerel |
movement | hareket |
culture | kültürüne |
fairmont | fairmont |
destination | destinasyon |
contact | irtibat |
delivers | sunar |
fit | fit |
to | kadar |
you | olun |
EN Fairmont Fit offers a host of paths to fulfill your quest for personal well-being—from heart-racing workout routines to heartfelt moments of peace.
TR Fairmont Fit kişisel sağlık arayışınız için çok sayıda yol sunar - kalbinizi hızlandıran egzersiz rutinlerinden, içten huzur anlarına kadar.
Angļu | Turku |
---|---|
fairmont | fairmont |
fit | fit |
personal | kişisel |
well-being | sağlık |
offers | sunar |
workout | egzersiz |
peace | huzur |
a | sayıda |
EN From personalized well-being journeys to local movement culture, Fairmont Fit delivers meaningful destination contact—wherever you are.
TR Kişiselleştirilmiş sağlık yolculuklarından yerel hareket kültürüne kadar, Fairmont Fit kullanışlı destinasyon irtibat bilgileri sunar -nerede olursanız olun.
Angļu | Turku |
---|---|
personalized | kişiselleştirilmiş |
well-being | sağlık |
local | yerel |
movement | hareket |
culture | kültürüne |
fairmont | fairmont |
destination | destinasyon |
contact | irtibat |
delivers | sunar |
fit | fit |
to | kadar |
you | olun |
EN The Relationship between Health Care Students' Attitudes Towards Gender Roles and Psychological Well-Being
TR Sağlık Hizmetleri Öğrencilerinin Toplumsal Cinsiyet Rollerine İlişkin Tutumları ile Psikolojik İyi Oluşları Arasındaki İlişki
Angļu | Turku |
---|---|
gender | cinsiyet |
psychological | psikolojik |
health | sağlık |
between | arasındaki |
the | ile |
Rāda 50 no 50 tulkojumiem