EN Elsevier provides librarians and information professionals with world-class research platforms for you and your user communities
{search} valodā Angļu var tikt tulkots šādos Turku vārdos/frāzēs:
EN Elsevier provides librarians and information professionals with world-class research platforms for you and your user communities
TR Elsevier kütüphaneciler ve bilgi uzmanlarının kendileri ve kullanıcı toplulukları için birinci sınıf araştırma platformları sağlar
Angļu | Turku |
---|---|
provides | sağlar |
professionals | uzmanlar |
research | araştırma |
platforms | platformlar |
elsevier | elsevier |
user | kullanıcı |
class | sınıf |
information | bilgi |
for | için |
and | ve |
EN Join the Library Connect community and explore our dedicated resources for librarians
TR Library Connect topluluğuna katılın ve kütüphanecilere özek kaynaklarımızı keşfedin
Angļu | Turku |
---|---|
library | library |
explore | keşfedin |
connect | connect |
join | katılın |
and | ve |
resources | kaynaklar |
EN Journal subscription price list for librarians and agents
TR Kütüphaneciler ve temsilciler için dergi aboneliği fiyat listesi
Angļu | Turku |
---|---|
journal | dergi |
price | fiyat |
list | listesi |
and | ve |
for | için |
EN If you have a suggestion of a resource to add to the Librarians page, please email libraryconnect@elsevier.com.
TR Kütüphaneciler sayfasına eklenmesini tavsiye edeceğiniz bir kaynak varsa lütfen libraryconnect@elsevier.com adresine e-posta gönderin.
Angļu | Turku |
---|---|
resource | kaynak |
elsevier | elsevier |
page | sayfası |
posta | |
please | lütfen |
a | bir |
if | varsa |
EN Elsevier works in partnership with the research community, librarians, funders and other stakeholders to develop polices to help our customers and clarify our position on key issues.
TR Elsevier, müşterilerimize yardımcı olmak ve önemli konulardaki pozisyonumuzu netleştirmek için araştırma camiası, kütüphaneciler, finansman sağlayıcılar ve diğer paydaşlarla ortak bir şekilde çalışmaktadır.
Angļu | Turku |
---|---|
research | araştırma |
other | diğer |
elsevier | elsevier |
our customers | müşterilerimize |
key | önemli |
help | yardımcı |
and | ve |
the | şekilde |
to | için |
EN Elsevier provides librarians and information professionals with world-class research platforms for you and your user communities
TR Elsevier kütüphaneciler ve bilgi uzmanlarının kendileri ve kullanıcı toplulukları için birinci sınıf araştırma platformları sağlar
Angļu | Turku |
---|---|
provides | sağlar |
professionals | uzmanlar |
research | araştırma |
platforms | platformlar |
elsevier | elsevier |
user | kullanıcı |
class | sınıf |
information | bilgi |
for | için |
and | ve |
EN Join the Library Connect community and explore our dedicated resources for librarians
TR Library Connect topluluğuna katılın ve kütüphanecilere özek kaynaklarımızı keşfedin
Angļu | Turku |
---|---|
library | library |
explore | keşfedin |
connect | connect |
join | katılın |
and | ve |
resources | kaynaklar |
EN Journal subscription price list for librarians and agents
TR Kütüphaneciler ve temsilciler için dergi aboneliği fiyat listesi
Angļu | Turku |
---|---|
journal | dergi |
price | fiyat |
list | listesi |
and | ve |
for | için |
EN If you have a suggestion of a resource to add to the Librarians page, please email libraryconnect@elsevier.com.
TR Kütüphaneciler sayfasına eklenmesini tavsiye edeceğiniz bir kaynak varsa lütfen libraryconnect@elsevier.com adresine e-posta gönderin.
Angļu | Turku |
---|---|
resource | kaynak |
elsevier | elsevier |
page | sayfası |
posta | |
please | lütfen |
a | bir |
if | varsa |
EN Elsevier works in partnership with the research community, librarians, funders and other stakeholders to develop polices to help our customers and clarify our position on key issues.
TR Elsevier, müşterilerimize yardımcı olmak ve önemli konulardaki pozisyonumuzu netleştirmek için araştırma camiası, kütüphaneciler, finansman sağlayıcılar ve diğer paydaşlarla ortak bir şekilde çalışmaktadır.
Angļu | Turku |
---|---|
research | araştırma |
other | diğer |
elsevier | elsevier |
our customers | müşterilerimize |
key | önemli |
help | yardımcı |
and | ve |
the | şekilde |
to | için |
EN In your role as editor, you will work closely with reviewers and will oversee submissions from authors
TR Editör olarak rolünüz kapsamında, hakemlerle yakın bir şekilde çalışır ve yazarların yaptığı gönderimleri denetlersiniz
Angļu | Turku |
---|---|
editor | editör |
closely | yakın |
work | çalışır |
role | rol |
authors | yazarlar |
and | ve |
EN With a CAHPS survey, you can work closely with the AHRQ (Agency for Healthcare Research and Quality) and get the feedback you need to improve the patient experience at your medical facility.
TR Bir CAHPS anketiyle, AHRQ (Sağlık Hizmetleri Araştırma ve Kalite Kurumu) ile yakın çalışabilir ve medikal tesisinizdeki hasta deneyimini iyileştirmek için ihtiyacınız olan geri bildirimleri alabilirsiniz.
Angļu | Turku |
---|---|
research | araştırma |
quality | kalite |
patient | hasta |
experience | deneyimini |
healthcare | sağlık |
to | geri |
medical | medikal |
for | için |
you need | ihtiyacınız |
and | ve |
improve | iyileştirmek |
with | ile |
at | yakın |
EN We work closely with our designers and engineers to help you succeed in your video creation
TR İyi eğitimli müşteri hizmetleri temsilcilerimiz tasarımcılar ve mühendislerle yakından ilgilenerek oluşturduğunuz videoların başarıya ulaşmasına yardımcı olurlar
Angļu | Turku |
---|---|
closely | yakından |
video | videolar |
designers | tasarımcılar |
to | e |
help | yardımcı |
and | ve |
EN We work closely with the world’s best gamers to fine-tune our products and to ensure everything we create meets the needs of gamers at every level
TR Dünyanın en iyi oyuncularıyla ürünlerimizin ince ayarı için yakından çalışıyor ve yaptığımız her şeyin her seviyedeki oyuncu ihtiyaçlarını karşıladığından emin oluyoruz
Angļu | Turku |
---|---|
closely | yakından |
work | çalışıyor |
needs | ihtiyaçlarını |
and | ve |
best | en |
EN Moroğlu Arseven’s dispute specialists often work closely with other practice areas, to draft tailored dispute resolution clauses and establish robust mediation and arbitration procedures
TR Moroğlu Arseven, dünyanın farklı ülkelerinde, farklı ekiplerle çalışma yapmak ve onlara liderlik etmek konusunda son derece deneyimlidir
Angļu | Turku |
---|---|
moroğlu | moroğlu |
work | çalışma |
and | ve |
other | farklı |
EN We work closely with companies, shareholders, investors and financiers on both buy and sell-side, assisting through all stages of these projects
TR Sahte yedek parçalarla ve taklit ürünlerle veya tasarım hakları ihlalleriyle mücadele etmek bu çalışmaların örneklerindendir
Angļu | Turku |
---|---|
buy | al |
of | ın |
projects | tasarım |
and | ve |
these | bu |
EN We work closely with companies, shareholders, investors and financiers on both buy and sell-side, assisting through all stages of these projects.
TR Moroğlu Arseven müvekkilin işletme hedeflerini ve eğitim sektörünün dinamiklerini göz önünde bulundurarak, bu faktörleri işlemin yapısına, risk dağılımına ve malvarlığı transferlerine yansıtmaktadır.
Angļu | Turku |
---|---|
and | ve |
these | bu |
work | iş |
EN We work closely with clients to understand their specific business and operational processes
TR Müvekkillerin özel iş ve operasyonel süreçlerini anlamak için onlarla yakın plan çalışmayı tercih eder
Angļu | Turku |
---|---|
closely | yakın |
clients | müvekkillerin |
operational | operasyonel |
and | ve |
EN In your role as editor, you will work closely with reviewers and will oversee submissions from authors
TR Editör olarak rolünüz kapsamında, hakemlerle yakın bir şekilde çalışır ve yazarların yaptığı gönderimleri denetlersiniz
Angļu | Turku |
---|---|
editor | editör |
closely | yakın |
work | çalışır |
role | rol |
authors | yazarlar |
and | ve |
EN We will continue to work closely with AWS to accelerate our decision making, and reduce IT costs as well as gain meaningful insights, thereby creating differentiated customer value.
TR Anlamlı öngörüler elde ederek farklı bir müşteri değeri oluşturmanın yanı sıra karar verme sürecimizi hızlandırmak ve BT maliyetlerini azaltmak için AWS ile yakından çalışmaya devam edeceğiz.
Angļu | Turku |
---|---|
closely | yakından |
decision | karar |
reduce | azaltmak |
costs | maliyetlerini |
customer | müşteri |
meaningful | anlamlı |
work | çalışmaya |
aws | aws |
continue | devam |
and | ve |
value | değeri |
to | için |
it | bt |
accelerate | hızlandırmak |
EN Students who embark on a degree course of the same name at Universität Hamburg can expect to work closely with the institute even at BSc level
TR Hamburg Üniversitesinde aynı adı taşıyan bölümde öğrenim görenler daha bakalorya programı aşamasında Enstitüyle yakın bir temas kurmayı umabilir
Angļu | Turku |
---|---|
hamburg | hamburg |
course | programı |
name | adı |
at | nda |
closely | yakın |
the | aynı |
EN Our regional partners are our trusted go-to-market advisors and field players who work closely with customers on specific local markets and help Semrush to grow
TR Bölgesel ortaklarımız, belirli yerel pazarlarda müşterilerle yakın çalışan ve Semrush'ın büyümesine yardımcı olan güvenilir pazara açılma danışmanlarımız ve saha oyuncularımızdır
Angļu | Turku |
---|---|
field | saha |
players | oyuncular |
closely | yakın |
semrush | semrush |
help | yardımcı |
are | olan |
market | pazara |
local | yerel |
regional | bölgesel |
and | ve |
trusted | güvenilir |
to | belirli |
EN With a CAHPS survey, you can work closely with the AHRQ (Agency for Healthcare Research and Quality) and get the feedback you need to improve the patient experience at your medical facility.
TR Bir CAHPS anketiyle, AHRQ (Sağlık Hizmetleri Araştırma ve Kalite Kurumu) ile yakın çalışabilir ve medikal tesisinizdeki hasta deneyimini iyileştirmek için ihtiyacınız olan geri bildirimleri alabilirsiniz.
Angļu | Turku |
---|---|
research | araştırma |
quality | kalite |
patient | hasta |
experience | deneyimini |
healthcare | sağlık |
to | geri |
medical | medikal |
for | için |
you need | ihtiyacınız |
and | ve |
improve | iyileştirmek |
with | ile |
at | yakın |
EN They start with understanding the fundamental challenge itself, as we work closely with you, from defining a plan and ensuring due diligence through to the final execution
TR Bu çözümler, sizlerle yakın bir şekilde çalışırken yaşanan zorlukların temelini anlamakla başlıyor ve bir plan tanımlayıp durum tespiti sağlamaktan son uygulama yapılana kadar devam ediyor
Angļu | Turku |
---|---|
closely | yakın |
plan | plan |
and | ve |
final | son |
the | şekilde |
a | bir |
to | kadar |
EN We work closely with packaging material supplier partners to identify efficiencies and reduce CO2 emissions, both in their operations and through their own supply chains.
TR Hem faaliyetlerindeki hem de kendi tedarik zincirlerindeki verimlilikleri tanımlamak ve CO2 emisyonlarını azaltmak için ambalaj malzemesi tedarikçisi ortaklarımızla yakından çalışıyoruz.
Angļu | Turku |
---|---|
closely | yakından |
packaging | ambalaj |
material | malzemesi |
reduce | azaltmak |
supply | tedarik |
work | çalışıyoruz |
emissions | emisyonlarını |
both | de |
and | ve |
identify | tanımlamak |
to | için |
EN We work closely with our designers and engineers to help you succeed in your video creation
TR İyi eğitimli müşteri hizmetleri temsilcilerimiz tasarımcılar ve mühendislerle yakından ilgilenerek oluşturduğunuz videoların başarıya ulaşmasına yardımcı olurlar
Angļu | Turku |
---|---|
closely | yakından |
video | videolar |
designers | tasarımcılar |
to | e |
help | yardımcı |
and | ve |
EN We also work closely with the National Center for Missing and Exploited Children (NCMEC) to combat this type of activity and report content violations as required by law
TR Ayrıca, bu tür etkinliklerle mücadele etmek için Ulusal Kayıp ve İstismara Uğramış Çocuklar Merkezi (NCMEC) ile yakın bir şekilde çalışıyoruz ve içerik ihlallerini yasanın gerektirdiği şekilde rapor ediyoruz
Angļu | Turku |
---|---|
type | tür |
combat | mücadele |
children | Çocuklar |
center | merkezi |
closely | yakın |
work | çalışıyoruz |
content | içerik |
report | rapor |
national | ulusal |
and | ve |
this | bu |
the | şekilde |
also | ayrıca |
EN Our regional partners are our trusted go-to-market advisors and field players who work closely with customers on specific local markets and help Semrush to grow
TR Bölgesel ortaklarımız, belirli yerel pazarlarda müşterilerle yakın çalışan ve Semrush'ın büyümesine yardımcı olan güvenilir pazara açılma danışmanlarımız ve saha oyuncularımızdır
Angļu | Turku |
---|---|
field | saha |
players | oyuncular |
closely | yakın |
semrush | semrush |
help | yardımcı |
are | olan |
market | pazara |
local | yerel |
regional | bölgesel |
and | ve |
trusted | güvenilir |
to | belirli |
EN LWB coordinator, Lenny Rhine, University of Florida Librarian Emeritus works closely with the WHO and ITOCA to ensure maximum training reach and synergies
TR Frorida Librarian Emeritus Üniversitesi LWB koordinatörü Lenny Rhine, eğitimin ve sinerjilerin azami oranda yayılmasını sağlamak için WHO ve ITOCA ile yakın bir şekilde çalışmaktadır
Angļu | Turku |
---|---|
closely | yakın |
and | ve |
the | şekilde |
of | in |
to | sağlamak |
ensure | sağlamak için |
EN A single page can rank for hundreds of closely-related keywords. Parent Topic determines if you can rank for your target keyword while targeting a more general topic on your page instead.
TR Tek bir sayfa yüzlerce yakından alakalı anahtar kelime için sıralamaya girebilir. Ana Konu, sayfanızda daha genel bir konuyu hedeflerken, hedef anahtar kelimeniz için sıralamaya girip giremeyeceğinizi belirler.
Angļu | Turku |
---|---|
determines | belirler |
general | genel |
closely | yakından |
related | alakalı |
page | sayfa |
more | daha |
of | in |
target | hedef |
a | bir |
EN Regulations, certifications and tailor-made standards are the subjects of continuous improvement. Control Union Certifications follows these developments closely and we see it as our task to keep our customers updated about the latest changes.
TR Düzenlemeler, sertifikasyonlar ve özelleştirilmiş standartlar sürekli iyileştirmeye tabidir. Control Union, bu gelişmeleri yakından izler ve müşterileri en son değişikliklerden her daim haberdar etmeyi görev kabul eder.
Angļu | Turku |
---|---|
regulations | düzenlemeler |
standards | standartlar |
continuous | sürekli |
closely | yakından |
task | görev |
customers | müşterileri |
control | control |
union | union |
the | kabul |
these | bu |
and | ve |
latest | en |
developments | son |
to | her |
EN In the last month of 2019, a modification was made in the 'Foreigners and International Protection Law' that related to people under international protection very closely
TR Türkiye’deki mültecilerin yaşam koşulları, pandemi kaynaklı kısıtlamalar öncesinde zaten zorlaşmaya başlamıştı
Angļu | Turku |
---|---|
that | yaşam |
very | ya |
the | zaten |
EN In the last month of 2019, a modification was made in the 'Foreigners and International Protection Law' that related to people under international protection very closely
TR Türkiye’deki mültecilerin yaşam koşulları, pandemi kaynaklı kısıtlamalar öncesinde zaten zorlaşmaya başlamıştı
Angļu | Turku |
---|---|
that | yaşam |
very | ya |
the | zaten |
EN ICON works closely with an enterprise blockchain-as-a-service firm called ICONLOOP
TR Bunun için kurumsal firmalara özel bir blockchain hizmet şirketi olan ICONLOOP ile çok yakın çalışır
Angļu | Turku |
---|---|
closely | yakın |
enterprise | kurumsal |
blockchain | blockchain |
service | hizmet |
works | çalışır |
with | ile |
EN Through years of working closely with our clients, we thoroughly understand their dynamic market environments, competitive pressures and current market developments
TR Müşterilerimizle yıllarca çalışmış olmanın verdiği deneyimle, dinamik pazar ortamlarını, rekabet baskılarını ve piyasalardaki mevcut gelişmeleri en doğru şekilde anlıyor ve değerlendiriyoruz
Angļu | Turku |
---|---|
dynamic | dinamik |
market | pazar |
competitive | rekabet |
environments | ortamlar |
and | ve |
current | mevcut |
of | doğru |
EN The "Draft Law on the Prevention of the Proliferation of Weapons of Mass Destruction", which came to the agenda of the Grand Assembly on December 16, 2020 and is closely related to civil society organizations, continues to be discussed
TR 16 Aralık 2020'de Meclis gündemine gelen ve sivil toplum örgütlerini yakından ilgilendiren "Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi" tartışılmaya devam ediyor
Angļu | Turku |
---|---|
law | kanun |
mass | kitle |
december | aralık |
closely | yakından |
civil | sivil |
society | toplum |
and | ve |
continues | devam ediyor |
the | gelen |
EN Accordingly, the right to participation is closely related to the freedom of association and expression, and the right of peaceful assembly.
TR Buna bağlı olarak katılım hakkı örgütlenme ve ifade özgürlüğü, barışçıl toplantı hakkıyla yakın bir ilişki içindedir.
Angļu | Turku |
---|---|
right | hakkı |
participation | katılım |
closely | yakın |
expression | ifade |
related | bağlı |
freedom | özgürlüğü |
and | ve |
EN Social media will look closely into your responsive accordion template user interface, so be sure to use free accordion CSS website templates similar to free simple similar jquery accordion or pure CSS horizontal accordion
TR Sosyal medya, duyarlı akordeon şablonu kullanıcı arayüzünüze yakından bakacaktır, bu nedenle ücretsiz basit benzer jquery akordeon veya saf CSS yatay akordeon benzeri ücretsiz akordeon CSS web sitesi şablonları kullandığınızdan emin olun
Angļu | Turku |
---|---|
closely | yakından |
accordion | akordeon |
css | css |
similar | benzer |
simple | basit |
pure | saf |
horizontal | yatay |
responsive | duyarlı |
free | ücretsiz |
template | şablonu |
templates | şablonları |
user | kullanıcı |
or | veya |
social | sosyal |
media | medya |
interface | arayüz |
look | bu |
EN This is why HP have worked closely together with Maersk since 2010 to streamline its supply chains
TR Bu nedenle HP, tedarik zincirlerinin düzenli ve akıcı olmasını sağlamak için 2010 yılından bu yana Maersk ile yakın işbirliği içinde çalışmaktadır
Angļu | Turku |
---|---|
closely | yakın |
maersk | maersk |
supply | tedarik |
this | bu |
to | sağlamak |
together | için |
EN As a result, legal issues in this context bring closely intertwined elements of public, private, non-profit and constitutional law.
TR Sektör hukuki açıdan; kamu hukuku, özel hukuk ve kâr amacı gütmeyen kuruluşlara ilişkin yasalar ve anayasa hukuku ile iç içe geçmiş unsurlarla muhataptır.
Angļu | Turku |
---|---|
public | kamu |
profit | kâr |
in | içe |
legal | hukuki |
and | ve |
law | hukuk |
a | özel |
EN Fulya works closely with international legal teams, quantum experts, quantity surveyors and third-party funders around the world.
TR Bu çerçevede, uluslararası bürolar, zarar hesabı ve inşaat uzmanları ve fon şirketleri ile de yakın plan çalışmaktadır.
Angļu | Turku |
---|---|
and | ve |
international | uluslararası |
experts | uzmanları |
closely | yakın |
with | ile |
EN In the last month of 2019, a modification was made in the 'Foreigners and International Protection Law' that related to people under international protection very closely
TR Türkiye’deki mültecilerin yaşam koşulları, pandemi kaynaklı kısıtlamalar öncesinde zaten zorlaşmaya başlamıştı
Angļu | Turku |
---|---|
that | yaşam |
very | ya |
the | zaten |
EN We have been closely working with AWS to accelerate our digital transformation while complying with the government’s financial services regulations
TR Hükümetin finansal hizmetler yönetmeliklerine uyum sağlarken dijital dönüşümümüzü hızlandırmak için AWS ile yakından çalışıyoruz
Angļu | Turku |
---|---|
closely | yakından |
digital | dijital |
financial | finansal |
services | hizmetler |
aws | aws |
transformation | dönüşüm |
to | için |
accelerate | hızlandırmak |
EN Regulations, certifications and tailor-made standards are the subjects of continuous improvement. Control Union Certifications follows these developments closely and we see it as our task to keep our customers updated about the latest changes.
TR Düzenlemeler, sertifikasyonlar ve özelleştirilmiş standartlar sürekli iyileştirmeye tabidir. Control Union, bu gelişmeleri yakından izler ve müşterileri en son değişikliklerden her daim haberdar etmeyi görev kabul eder.
Angļu | Turku |
---|---|
regulations | düzenlemeler |
standards | standartlar |
continuous | sürekli |
closely | yakından |
task | görev |
customers | müşterileri |
control | control |
union | union |
the | kabul |
these | bu |
and | ve |
latest | en |
developments | son |
to | her |
EN The "Draft Law on the Prevention of the Proliferation of Weapons of Mass Destruction", which came to the agenda of the Grand Assembly on December 16, 2020 and is closely related to civil society organizations, continues to be discussed
TR 16 Aralık 2020'de Meclis gündemine gelen ve sivil toplum örgütlerini yakından ilgilendiren "Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi" tartışılmaya devam ediyor
Angļu | Turku |
---|---|
law | kanun |
mass | kitle |
december | aralık |
closely | yakından |
civil | sivil |
society | toplum |
and | ve |
continues | devam ediyor |
the | gelen |
EN Accordingly, the right to participation is closely related to the freedom of association and expression, and the right of peaceful assembly.
TR Buna bağlı olarak katılım hakkı örgütlenme ve ifade özgürlüğü, barışçıl toplantı hakkıyla yakın bir ilişki içindedir.
Angļu | Turku |
---|---|
right | hakkı |
participation | katılım |
closely | yakın |
expression | ifade |
related | bağlı |
freedom | özgürlüğü |
and | ve |
EN With Amazon VPC, you can define a virtual network topology that closely resembles a traditional network you might operate in your own datacenter
TR Amazon VPC ile kendi veri merkezinizde çalıştırabileceğiniz geleneksel bir ağa çok benzeyen bir sanal ağ topolojisi tanımlayabilirsiniz
Angļu | Turku |
---|---|
amazon | amazon |
vpc | vpc |
virtual | sanal |
network | ağ |
traditional | geleneksel |
a | bir |
with | ile |
EN Lincoln has closely competed against Cadillac for almost all of its existence
TR Lincoln, neredeyse tüm varlığı için Cadillac'a karşı sıkı bir rekabet içinde
Angļu | Turku |
---|---|
almost | neredeyse |
all | tüm |
against | için |
EN There are many countries that look very closely at Germany and then replicate the techniques developed here
TR Almanya’yı pürdikkat izleyip daha sonra burada ortaya çıkan teknolojileri taklit eden birçok ülke var
Angļu | Turku |
---|---|
countries | ülke |
EN Closely followed by Jobvector in Düsseldorf, with jobs for engineers, physicists and other scientists.
TR Onun hemen ardından Düsseldorf’da faaliyet gösteren Jobvector geliyor (mühendislere, fizikçilere ve bilim insanlarına yönelik iş arama platformu).
Angļu | Turku |
---|---|
and | ve |
for | yönelik |
Rāda 50 no 50 tulkojumiem