EN Servo Drives 101: Learn All About Servo Drives!
EN Servo Drives 101: Learn All About Servo Drives!
TR Servo Sürücüler 101: Servo Sürücüler Hakkında Her Şeyi Öğrenin!
Angļu | Turku |
---|---|
about | hakkında |
all | her |
EN Additionally, monday.com is going through external auditing as part of the SOC2 Type II audit, the ISO certifications and other external audits.
TR Ayrıca, monday.com SOC2 Type II denetiminin, ISO sertifikalarının ve diğer dış denetimlerin bir parçası olarak dış denetimden geçmektedir.
Angļu | Turku |
---|---|
ii | ii |
iso | iso |
other | diğer |
external | dış |
and | ve |
EN Answer to "WD External Hard drive isn't accesible"
TR "WD External Hard drive isn't accesible" için yanıt
Angļu | Turku |
---|---|
answer | yanıt |
drive | drive |
to | için |
EN It?s hard to quantify, but it?s not hard to see: in any community, culture is everything
TR Kelimelerle ifade etmek zor olsa da kolaylıkla görülebilmektedir ki her topluluk için küştür çok önemli bir dinamiktir
Angļu | Turku |
---|---|
hard | zor |
community | topluluk |
in | da |
EN For maximum speed we designed the QcK Hard with a hard polyethylene surface optimized for low and high CPI tracking movements using enhanced texture for pin-point accuracy.
TR Maksimum hız sunmak üzere, düşük ve yüksek CPI izleme hareketleri için optimize edilmiş sert polietilen yüzeye sahip QcK Hard'ı, nokta atışı doğruluğu için gelişmiş doku kullanarak tasarladık.
Angļu | Turku |
---|---|
speed | hız |
qck | qck |
hard | sert |
optimized | optimize |
tracking | izleme |
point | nokta |
enhanced | gelişmiş |
and | ve |
maximum | maksimum |
high | yüksek |
low | düşük |
designed | için |
using | kullanarak |
EN Amway compensates and celebrates the hard work and accomplishments of those around us. We understand true success is achieved when earned the right way: through hard work and helping others.
TR Amway çevremizdekilerin zorlu çalışmalarını ve başarılarını ödüllendirir ve kutlar. Gerçek başarıya zorlu çalışmayla ve başkalarına yardım ederek doğru yoldan kazanıldığı zaman ulaşıldığını biliyoruz.
Angļu | Turku |
---|---|
amway | amway |
success | başarı |
helping | yardım |
others | başkaları |
when | zaman |
true | gerçek |
and | ve |
we understand | biliyoruz |
right | doğru |
the | ederek |
EN It?s hard to quantify, but it?s not hard to see: in any community, culture is everything
TR Kelimelerle ifade etmek zor olsa da kolaylıkla görülebilmektedir ki her topluluk için küştür çok önemli bir dinamiktir
Angļu | Turku |
---|---|
hard | zor |
community | topluluk |
in | da |
EN Semi hard and hard cheese: Swiss cheese, Cheddar, Edam, Gouda, Colby, Muenster, Parmesan, Pecorino and Romano
TR Yarı sert ve sert peynir: İsviçre peyniri, Çedar, Edam, Gouda, Colby, Muenster, Parmesan, Pecorino ve Romano
Angļu | Turku |
---|---|
hard | sert |
and | ve |
cheese | peynir |
semi | yarı |
EN We can help you succeed with the production of a wide variety of high-quality cheeses, including hard cheese and semi-hard cheese, Cheddar cheese, pasta filata, liquid filled cheese and cottage cheese.
TR Aralarında sert peynir ve yarı sert peynir, Çedar peyniri, pasta filata, sıvı halde doldurulmuş peynir ve cottage peynirinin bulunduğu çok çeşitli yüksek kalite peynirlerin üretiminde başarılı olmanıza yardımcı olabiliriz.
Angļu | Turku |
---|---|
hard | sert |
cheese | peynir |
semi | yarı |
liquid | sıvı |
quality | kalite |
high | yüksek |
and | ve |
help | yardımcı |
including | e |
the | çok |
EN Whey is a by-product of manufacturing of hard, semi-hard and soft cheese
TR Peynir altı suyu sert, yarı sert ve yumuşak peynir imalatının bir yan ürünüdür
Angļu | Turku |
---|---|
manufacturing | imalat |
hard | sert |
soft | yumuşak |
cheese | peynir |
semi | yarı |
and | ve |
a | bir |
EN Sweet whey is manufactured from hard and semi-hard cheeses, and acid whey is produced from cottage cheese and quark
TR Tatlı peynir altı suyu sert ve yarı sert peynirlerden imal edilirken asitli peynir altı suyu, cottage peyniri ve kuarktan üretilir
Angļu | Turku |
---|---|
hard | sert |
cheese | peynir |
sweet | tatlı |
semi | yarı |
and | ve |
is | altı |
EN 1995 Through acquisition of Tebel MKT, we broaden our competence's to include equipment for the manufacture of hard and semi-hard cheeses
TR 1995 Tebel MKT'nin satın alınmasıyla, yetkinliğimizi sert ve yarı sert peynir üretim ekipmanlarını da içerecek şekilde genişlettik
Angļu | Turku |
---|---|
of | ın |
equipment | ekipmanlar |
hard | sert |
semi | yarı |
and | ve |
through | da |
the | şekilde |
EN Get a source of instant ideas for engaging content that drives traffic and stands out from the competition.
TR Rekabetten sıyrılan ve trafiği çeken ilgi çekici içerik için anında kaynak elde edin.
Angļu | Turku |
---|---|
source | kaynak |
instant | anında |
content | içerik |
traffic | trafiği |
and | ve |
of | in |
engaging | ilgi çekici |
for | için |
EN Industrial controls, drives, automation & sensors
TR Proses Güvenliği, Otomasyon, Test ve Ölçüm
Angļu | Turku |
---|---|
automation | otomasyon |
EN If a train driver can’t see a signal—and drives too far or doesn’t stop—it will shut down the whole rail system.”
TR Makinist bir sinyal göremezse ve çok uzağa gidiyorsa ya da durmuyorsa tüm ray sistemini kapatacaktır.”
EN Thanks to ABB’s SynRM motors and drives, the facility is saving energy and money in their energy-intensive operations.
TR Fikir birliğine ve birleşik yöntemlere sahip olmak, üreticilerin, düzenleyicilerin ve müşterilerin elektrik motorlarının enerji verimliliğini test etmelerini, değerlendirmelerini ve sınıflandırmalarını sağlar.
Angļu | Turku |
---|---|
energy | enerji |
and | ve |
EN And we work in concert with our local communities as volunteers for environmental clean-up days, food drives and organic gardening efforts.
TR Ve yerel topluluklarımızla işbirliği içinde, çevreyi temizleme günleri, yiyecek bağışları ve organik bahçecilik çalışmalarında gönüllü olarak çalışıyoruz.
Angļu | Turku |
---|---|
local | yerel |
food | yiyecek |
organic | organik |
clean | temizleme |
and | ve |
in | içinde |
work | çalışıyoruz |
as | olarak |
EN Chris drives technology innovation across teams, and is responsible for running and expanding the company's global presence.
TR Chris, ekipler arası teknoloji inovasyonunu yönetir, şirketin global varlığını korumak ve geliştirmekten sorumludur.
Angļu | Turku |
---|---|
technology | teknoloji |
teams | ekipler |
and | ve |
responsible | sorumludur |
global | global |
for | arası |
EN Philip drives the technology development and decisions for our products and services, and has over 20 years of experience working with Internet service companies
TR Phillip teknoloji bölümünü, ürün ve hizmetler hakkındaki kararları yönlendiriyor ve 20 yıldan uzun süredir İnternet hizmeti şirketleri ile çalışma tecrübesi olmuş
Angļu | Turku |
---|---|
experience | tecrübesi |
companies | şirketleri |
technology | teknoloji |
service | hizmeti |
working | çalışma |
and | ve |
products | ürün |
decisions | kararlar |
services | hizmetler |
EN Tucker drives product management, roadmap delivery and user experience for Golden Frog’s suite of products
TR Tucker, Golden Frog'un ürün ailesi için ürün yönetimi, yol haritası sağlama ve kullanıcı deneyiminden sorumludur
Angļu | Turku |
---|---|
management | yönetimi |
golden | golden |
user | kullanıcı |
and | ve |
of | in |
product | ürün |
EN Improving the working lives of millions of people all over the world is what drives us
TR Dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca insanın çalışma hayatını iyileştirmek bizi harekete geçiriyor
Angļu | Turku |
---|---|
improving | iyileştirmek |
people | insan |
world | dünyanın |
working | çalışma |
us | bizi |
the | dört |
EN Jamie drives our vision, strategy, and growth. His love for customers is only superseded by his affection for chocolate.
TR Jamie vizyonumuzu, stratejimizi ve büyümemizi yönlendiriyor. Müşterilere olan sevgisi sadece çikolataya olan sevgisinin yerini alıyor.
Angļu | Turku |
---|---|
customers | müşterilere |
and | ve |
EN Sonix’s ground breaking speech recognition technology drives fast, accurate transcripts in a matter of minutes.
TR Sonix'in çığır açan konuşma tanıma teknolojisi, dakikalar içinde hızlı ve doğru transkriptleri çalıştırır.
Angļu | Turku |
---|---|
speech | konuşma |
recognition | tanıma |
technology | teknolojisi |
fast | hızlı |
minutes | dakikalar |
transcripts | transkriptleri |
in | içinde |
EN You will get an explainer video which can be considered as a contemporary art which is beautiful, engaging and drives leads to your service. Check the video creation process below.
TR Modern sanat sayılabilecek harika bir açıklayıcı video alacaksınız. Video prodüksiyon süreçleri için aşağıya göz atın.
Angļu | Turku |
---|---|
contemporary | modern |
art | sanat |
beautiful | harika |
check | göz |
video | video |
a | bir |
you | in |
EN Especially masters, bosses ask me so many questions about my disability, that drives me mad
TR Özellikle ustalar, patronlar, engelliliğimle ilgili öyle sorular soruyorlar ki çok sinirleniyorum
Angļu | Turku |
---|---|
about | ilgili |
so | öyle |
questions | sorular |
EN Especially masters, bosses ask me so many questions about my disability, that drives me mad
TR Özellikle ustalar, patronlar, engelliliğimle ilgili öyle sorular soruyorlar ki çok sinirleniyorum
Angļu | Turku |
---|---|
about | ilgili |
so | öyle |
questions | sorular |
EN Taking the popular QLn Series and making it even better, the ZQ600 Series delivers advanced technology and an innovative and portable design that drives productivity, ease-of-use and manageability to a new level.
TR Popüler QLn Serisini daha da geliştiren ZQ600 Serisi, ileri teknolojinin yanı sıra, verimlilik, kullanım kolaylığı ve yönetilebilirliği yeni bir seviyeye taşıyan yenilikçi ve portatif bir tasarıma sahip.
Angļu | Turku |
---|---|
popular | popüler |
technology | teknolojinin |
design | tasarıma |
productivity | verimlilik |
level | seviyeye |
use | kullanım |
ease | kolaylığı |
and | ve |
innovative | yenilikçi |
series | serisi |
advanced | ileri |
even | bir |
to | sahip |
new | yeni bir |
EN This mobile printer drives productivity, ease-of-use and manageability to a new level.
TR Bu mobil yazıcı üretkenliği, kullanım kolaylığı ve yönetilebilirliğini yeni bir düzeye çıkarır.
Angļu | Turku |
---|---|
mobile | mobil |
printer | yazıcı |
productivity | üretkenliği |
use | kullanım |
ease | kolaylığı |
and | ve |
this | bu |
a | bir |
new | yeni bir |
EN And we work in concert with our local communities as volunteers for environmental clean-up days, food drives and organic gardening efforts.
TR Ve yerel topluluklarımızla işbirliği içinde, çevreyi temizleme günleri, yiyecek bağışları ve organik bahçecilik çalışmalarında gönüllü olarak çalışıyoruz.
Angļu | Turku |
---|---|
local | yerel |
food | yiyecek |
organic | organik |
clean | temizleme |
and | ve |
in | içinde |
work | çalışıyoruz |
as | olarak |
EN And we work in concert with our local communities as volunteers for environmental clean-up days, food drives and organic gardening efforts.
TR Ve yerel topluluklarımızla işbirliği içinde, çevreyi temizleme günleri, yiyecek bağışları ve organik bahçecilik çalışmalarında gönüllü olarak çalışıyoruz.
Angļu | Turku |
---|---|
local | yerel |
food | yiyecek |
organic | organik |
clean | temizleme |
and | ve |
in | içinde |
work | çalışıyoruz |
as | olarak |
EN Especially masters, bosses ask me so many questions about my disability, that drives me mad
TR Özellikle ustalar, patronlar, engelliliğimle ilgili öyle sorular soruyorlar ki çok sinirleniyorum
Angļu | Turku |
---|---|
about | ilgili |
so | öyle |
questions | sorular |
EN Especially masters, bosses ask me so many questions about my disability, that drives me mad
TR Özellikle ustalar, patronlar, engelliliğimle ilgili öyle sorular soruyorlar ki çok sinirleniyorum
Angļu | Turku |
---|---|
about | ilgili |
so | öyle |
questions | sorular |
EN And we work in concert with our local communities as volunteers for environmental clean-up days, food drives and organic gardening efforts.
TR Ve yerel topluluklarımızla işbirliği içinde, çevreyi temizleme günleri, yiyecek bağışları ve organik bahçecilik çalışmalarında gönüllü olarak çalışıyoruz.
Angļu | Turku |
---|---|
local | yerel |
food | yiyecek |
organic | organik |
clean | temizleme |
and | ve |
in | içinde |
work | çalışıyoruz |
as | olarak |
EN And we work in concert with our local communities as volunteers for environmental clean-up days, food drives and organic gardening efforts.
TR Ve yerel topluluklarımızla işbirliği içinde, çevreyi temizleme günleri, yiyecek bağışları ve organik bahçecilik çalışmalarında gönüllü olarak çalışıyoruz.
Angļu | Turku |
---|---|
local | yerel |
food | yiyecek |
organic | organik |
clean | temizleme |
and | ve |
in | içinde |
work | çalışıyoruz |
as | olarak |
EN Taking the popular QLn Series and making it even better, the ZQ600 Series delivers advanced technology and an innovative and portable design that drives productivity, ease-of-use and manageability to a new level.
TR Popüler QLn Serisini daha da geliştiren ZQ600 Serisi, ileri teknolojinin yanı sıra, verimlilik, kullanım kolaylığı ve yönetilebilirliği yeni bir seviyeye taşıyan yenilikçi ve portatif bir tasarıma sahip.
Angļu | Turku |
---|---|
popular | popüler |
technology | teknolojinin |
design | tasarıma |
productivity | verimlilik |
level | seviyeye |
use | kullanım |
ease | kolaylığı |
and | ve |
innovative | yenilikçi |
series | serisi |
advanced | ileri |
even | bir |
to | sahip |
new | yeni bir |
EN This mobile printer drives productivity, ease-of-use and manageability to a new level.
TR Bu mobil yazıcı üretkenliği, kullanım kolaylığı ve yönetilebilirliğini yeni bir düzeye çıkarır.
Angļu | Turku |
---|---|
mobile | mobil |
printer | yazıcı |
productivity | üretkenliği |
use | kullanım |
ease | kolaylığı |
and | ve |
this | bu |
a | bir |
new | yeni bir |
EN And we work in concert with our local communities as volunteers for environmental clean-up days, food drives and organic gardening efforts.
TR Ve yerel topluluklarımızla işbirliği içinde, çevreyi temizleme günleri, yiyecek bağışları ve organik bahçecilik çalışmalarında gönüllü olarak çalışıyoruz.
Angļu | Turku |
---|---|
local | yerel |
food | yiyecek |
organic | organik |
clean | temizleme |
and | ve |
in | içinde |
work | çalışıyoruz |
as | olarak |
EN And we work in concert with our local communities as volunteers for environmental clean-up days, food drives and organic gardening efforts.
TR Ve yerel topluluklarımızla işbirliği içinde, çevreyi temizleme günleri, yiyecek bağışları ve organik bahçecilik çalışmalarında gönüllü olarak çalışıyoruz.
Angļu | Turku |
---|---|
local | yerel |
food | yiyecek |
organic | organik |
clean | temizleme |
and | ve |
in | içinde |
work | çalışıyoruz |
as | olarak |
EN And we work in concert with our local communities as volunteers for environmental clean-up days, food drives and organic gardening efforts.
TR Ve yerel topluluklarımızla işbirliği içinde, çevreyi temizleme günleri, yiyecek bağışları ve organik bahçecilik çalışmalarında gönüllü olarak çalışıyoruz.
Angļu | Turku |
---|---|
local | yerel |
food | yiyecek |
organic | organik |
clean | temizleme |
and | ve |
in | içinde |
work | çalışıyoruz |
as | olarak |
EN And we work in concert with our local communities as volunteers for environmental clean-up days, food drives and organic gardening efforts.
TR Ve yerel topluluklarımızla işbirliği içinde, çevreyi temizleme günleri, yiyecek bağışları ve organik bahçecilik çalışmalarında gönüllü olarak çalışıyoruz.
Angļu | Turku |
---|---|
local | yerel |
food | yiyecek |
organic | organik |
clean | temizleme |
and | ve |
in | içinde |
work | çalışıyoruz |
as | olarak |
EN And we work in concert with our local communities as volunteers for environmental clean-up days, food drives and organic gardening efforts.
TR Ve yerel topluluklarımızla işbirliği içinde, çevreyi temizleme günleri, yiyecek bağışları ve organik bahçecilik çalışmalarında gönüllü olarak çalışıyoruz.
Angļu | Turku |
---|---|
local | yerel |
food | yiyecek |
organic | organik |
clean | temizleme |
and | ve |
in | içinde |
work | çalışıyoruz |
as | olarak |
EN And we work in concert with our local communities as volunteers for environmental clean-up days, food drives and organic gardening efforts.
TR Ve yerel topluluklarımızla işbirliği içinde, çevreyi temizleme günleri, yiyecek bağışları ve organik bahçecilik çalışmalarında gönüllü olarak çalışıyoruz.
Angļu | Turku |
---|---|
local | yerel |
food | yiyecek |
organic | organik |
clean | temizleme |
and | ve |
in | içinde |
work | çalışıyoruz |
as | olarak |
EN And we work in concert with our local communities as volunteers for environmental clean-up days, food drives and organic gardening efforts.
TR Ve yerel topluluklarımızla işbirliği içinde, çevreyi temizleme günleri, yiyecek bağışları ve organik bahçecilik çalışmalarında gönüllü olarak çalışıyoruz.
Angļu | Turku |
---|---|
local | yerel |
food | yiyecek |
organic | organik |
clean | temizleme |
and | ve |
in | içinde |
work | çalışıyoruz |
as | olarak |
EN And we work in concert with our local communities as volunteers for environmental clean-up days, food drives and organic gardening efforts.
TR Ve yerel topluluklarımızla işbirliği içinde, çevreyi temizleme günleri, yiyecek bağışları ve organik bahçecilik çalışmalarında gönüllü olarak çalışıyoruz.
Angļu | Turku |
---|---|
local | yerel |
food | yiyecek |
organic | organik |
clean | temizleme |
and | ve |
in | içinde |
work | çalışıyoruz |
as | olarak |
EN And we work in concert with our local communities as volunteers for environmental clean-up days, food drives and organic gardening efforts.
TR Ve yerel topluluklarımızla işbirliği içinde, çevreyi temizleme günleri, yiyecek bağışları ve organik bahçecilik çalışmalarında gönüllü olarak çalışıyoruz.
Angļu | Turku |
---|---|
local | yerel |
food | yiyecek |
organic | organik |
clean | temizleme |
and | ve |
in | içinde |
work | çalışıyoruz |
as | olarak |
EN The rising heat from the candles drives the pyramid’s fan wheel (or impeller), which then begins to rotate
TR Mumlardan yükselen ısı, piramidin daha sonra dönmeye başlayan kanatlı çarkını hareket ettiriyor
Angļu | Turku |
---|---|
heat | ısı |
the | sonra |
EN To develop an effective SEO strategy that drives higher rankings and more website traffic, you need a tool that allows you to compete with competitors across all desktop browsers
TR Daha yüksek sıralamalar ve daha fazla web sitesi trafiği sağlayan etkili bir SEO stratejisi geliştirmek için, tüm masaüstü tarayıcılarda rakiplerinizle rekabet etmenize olanak tanıyan bir araca ihtiyacınız vardır
Angļu | Turku |
---|---|
effective | etkili |
seo | seo |
strategy | stratejisi |
traffic | trafiği |
competitors | rakiplerinizle |
browsers | tarayıcı |
desktop | masaüstü |
you | etmenize |
and | ve |
all | tüm |
you need | ihtiyacınız |
a | bir |
EN Weak AI drives most of the AI that surrounds us today
TR Zayıf yapay zeka, şu anda etrafımızdaki yapay zekanın büyük bir kısmını yönlendiriyor
Angļu | Turku |
---|---|
weak | zayıf |
most | büyük |
the | anda |
EN Taking the popular QLn Series and making it even better, the ZQ600 Plus Series delivers advanced technology and an innovative and portable design that drives productivity, ease-of-use and manageability to a new level.
TR Popüler QLn Serisini daha da geliştiren ZQ600 Plus Serisi, ileri teknolojinin yanı sıra, verimlilik, kullanım kolaylığı ve yönetilebilirliği yeni bir seviyeye taşıyan yenilikçi ve portatif bir tasarıma sahip.
Angļu | Turku |
---|---|
popular | popüler |
technology | teknolojinin |
design | tasarıma |
productivity | verimlilik |
level | seviyeye |
use | kullanım |
ease | kolaylığı |
and | ve |
innovative | yenilikçi |
series | serisi |
advanced | ileri |
even | bir |
to | sahip |
plus | daha |
new | yeni bir |
EN Improving the working lives of millions of people all over the world is what drives us
TR Dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca insanın çalışma hayatını iyileştirmek bizi harekete geçiriyor
Angļu | Turku |
---|---|
improving | iyileştirmek |
people | insan |
world | dünyanın |
working | çalışma |
us | bizi |
the | dört |
Rāda 50 no 50 tulkojumiem