EN Humanitarian aid actors and their actions need to be accountable to all actors including individuals, communities, partners, donors and states
EN Humanitarian aid actors and their actions need to be accountable to all actors including individuals, communities, partners, donors and states
TR İnsani yardım aktörleri, yürüttükleri çalışmalarda birey, topluluk, ortak, bağışçı ve devletler dahil tüm paydaşlara karşı hesap verebilir olmalıdır
Angļu | Turku |
---|---|
aid | yardım |
including | dahil |
individuals | birey |
communities | topluluk |
partners | ortak |
states | devletler |
and | ve |
all | tüm |
EN While we support life, we remain aware of our responsibility to be accountable.
TR İnsani yardım faaliyetlerimizi hesap verme sorumluluğu bilinciyle yürüterek hayatı destekleriz.
Angļu | Turku |
---|---|
support | yardım |
responsibility | sorumluluğu |
we support | destekleriz |
life | hayatı |
EN We love connecting shoppers with each other. It keeps brands accountable, and the ones that listen ? really listen – are able to tune in perfectly with their customers’ needs.
TR Alışveriş yapanları birbirine bağlamayı çok seviyoruz. Bu, markaları hesap verebilir kılar ve dinleyen, gerçek anlamda dinleyen markalar, müşterilerinin ihtiyaçlarıyla kusursuz bir uyum içinde hareket eder.
Angļu | Turku |
---|---|
brands | markalar |
customers | müşterilerinin |
that | gerçek |
and | ve |
in | içinde |
EN STGM provides a wide range of support for civil society to be strong, effective, participatory, transparent, accountable, and independent
TR STGM, sivil toplumun güçlü, etkili, katılımcı, şeffaf, hesap verebilir ve bağımsız olması için geniş bir yelpazede destekler sağlar
Angļu | Turku |
---|---|
stgm | stgm |
provides | sağlar |
support | destekler |
civil | sivil |
society | toplumun |
effective | etkili |
independent | bağımsız |
strong | güçlü |
participatory | katılımcı |
transparent | şeffaf |
to be | olması |
wide | geniş |
and | ve |
of | in |
a | bir |
EN Humanitarian aid actors and their actions need to be accountable to all actors including individuals, communities, partners, donors and states
TR İnsani yardım aktörleri, yürüttükleri çalışmalarda birey, topluluk, ortak, bağışçı ve devletler dahil tüm paydaşlara karşı hesap verebilir olmalıdır
Angļu | Turku |
---|---|
aid | yardım |
including | dahil |
individuals | birey |
communities | topluluk |
partners | ortak |
states | devletler |
and | ve |
all | tüm |
EN While we support life, we remain aware of our responsibility to be accountable.
TR İnsani yardım faaliyetlerimizi hesap verme sorumluluğu bilinciyle yürüterek hayatı destekleriz.
Angļu | Turku |
---|---|
support | yardım |
responsibility | sorumluluğu |
we support | destekleriz |
life | hayatı |
EN Ensure enhanced representation and voice for developing countries in decision-making in global international economic and financial institutions in order to deliver more effective, credible, accountable and legitimate institutions
TR Daha etkili, güvenilir, hesap verebilir ve meşru kurumların var olması için küresel uluslararası ekonomi ve finans kurumlarındaki karar verme süreçlerinde gelişmekte olan ülkelerin daha iyi temsilinin sağlanması ve seslerinin duyurulması
Angļu | Turku |
---|---|
developing | gelişmekte |
economic | ekonomi |
financial | finans |
effective | etkili |
legitimate | meşru |
countries | ülkelerin |
and | ve |
global | küresel |
international | uluslararası |
institutions | kurumlar |
decision-making | karar |
ensure | güvenilir |
EN Promote peaceful and inclusive societies for sustainable development, provide access to justice for all and build effective, accountable and inclusive institutions at all levels
TR Sürdürülebilir kalkınma için barışçıl ve kapsayıcı toplumlar tesis etmek, herkes için adalete erişimi sağlamak ve her düzeyde etkili, hesap verebilir ve kapsayıcı kurumlar oluşturmak
Angļu | Turku |
---|---|
sustainable | sürdürülebilir |
access | erişimi |
effective | etkili |
institutions | kurumlar |
inclusive | kapsayıcı |
levels | düzeyde |
and | ve |
development | kalkınma |
build | oluşturmak |
to | sağlamak |
for | için |
EN 16.6. Develop effective, accountable and transparent institutions at all levels
TR 16.6. Her düzeyde etkili, hesap verebilir ve şeffaf kurumlar kurulması
Angļu | Turku |
---|---|
effective | etkili |
and | ve |
institutions | kurumlar |
levels | düzeyde |
transparent | şeffaf |
all | her |
EN Everyone in our community is responsible and accountable for working in a way that reflects what we stand for and helping others do the same.
TR Topluluğumuzdaki herkes savunduğumuz ilkeleri yansıtacak şekilde çalışmak ve başkalarına da aynısını yapmak için yardım etmek sorumluluğu altındadır.
Angļu | Turku |
---|---|
helping | yardım |
others | başkaları |
same | aynı |
in | da |
working | çalışmak |
and | ve |
the | şekilde |
for | için |
is | etmek |
EN Humanitarian aid actors and their actions need to be accountable to all actors including individuals, communities, partners, donors and states
TR İnsani yardım aktörleri, yürüttükleri çalışmalarda birey, topluluk, ortak, bağışçı ve devletler dahil tüm paydaşlara karşı hesap verebilir olmalıdır
Angļu | Turku |
---|---|
aid | yardım |
including | dahil |
individuals | birey |
communities | topluluk |
partners | ortak |
states | devletler |
and | ve |
all | tüm |
EN While we support life, we remain aware of our responsibility to be accountable.
TR İnsani yardım faaliyetlerimizi hesap verme sorumluluğu bilinciyle yürüterek hayatı destekleriz.
Angļu | Turku |
---|---|
support | yardım |
responsibility | sorumluluğu |
we support | destekleriz |
life | hayatı |
EN Humanitarian aid actors and their actions need to be accountable to all actors including individuals, communities, partners, donors and states
TR İnsani yardım aktörleri, yürüttükleri çalışmalarda birey, topluluk, ortak, bağışçı ve devletler dahil tüm paydaşlara karşı hesap verebilir olmalıdır
Angļu | Turku |
---|---|
aid | yardım |
including | dahil |
individuals | birey |
communities | topluluk |
partners | ortak |
states | devletler |
and | ve |
all | tüm |
EN While we support life, we remain aware of our responsibility to be accountable.
TR İnsani yardım faaliyetlerimizi hesap verme sorumluluğu bilinciyle yürüterek hayatı destekleriz.
Angļu | Turku |
---|---|
support | yardım |
responsibility | sorumluluğu |
we support | destekleriz |
life | hayatı |
EN STGM provides a wide range of support for civil society to be strong, effective, participatory, transparent, accountable, and independent
TR STGM, sivil toplumun güçlü, etkili, katılımcı, şeffaf, hesap verebilir ve bağımsız olması için geniş bir yelpazede destekler sağlar
Angļu | Turku |
---|---|
stgm | stgm |
provides | sağlar |
support | destekler |
civil | sivil |
society | toplumun |
effective | etkili |
independent | bağımsız |
strong | güçlü |
participatory | katılımcı |
transparent | şeffaf |
to be | olması |
wide | geniş |
and | ve |
of | in |
a | bir |
EN We are working for a strong, independent, transparent, accountable, effective and participatory civil society while strengthening our team through various supports depending on the needs changing over time.
TR Güçlü, bağımsız, şeffaf, hesap verebilir, etkili ve katılımcı bir sivil toplum için çalışırken örgütlerin zaman içinde değişen ihtiyaçlarıyla birlikte ekibimizi de farklı desteklerle güçlendiriyoruz.
Angļu | Turku |
---|---|
working | iş |
independent | bağımsız |
effective | etkili |
civil | sivil |
society | toplum |
strong | güçlü |
transparent | şeffaf |
participatory | katılımcı |
time | zaman |
and | ve |
for | için |
needs | ihtiyaç |
EN However, a member of the Bundestag who does not obey party discipline cannot be penalised or made accountable.
TR Fakat meclis grubu disiplinine aykırı davranan bir milletvekilinden konuyla ilgili hesap sorulması ya da milletvekilinin sorumlu tutulması söz konusu değil.
Angļu | Turku |
---|---|
the | değil |
EN A true professional, experienced and eager to learn employee, good communicator, accountable, enthusiastic person with networking ability, who always finds a way to negotiate.
TR Deneyimli ve öğrenmeye istekli, iyi bir iletişimci, güvenilir, ağ kurma becerisine sahip, her zaman müzakere etmenin bir yolunu bulan hevesli, gerçek bir profesyonel.
Angļu | Turku |
---|---|
true | gerçek |
professional | profesyonel |
experienced | deneyimli |
good | iyi |
way | yolunu |
always | her zaman |
a | bir |
EN We love connecting shoppers with each other. It keeps brands accountable, and the ones that listen ? really listen – are able to tune in perfectly with their customers’ needs.
TR Alışveriş yapanları birbirine bağlamayı çok seviyoruz. Bu, markaları hesap verebilir kılar ve dinleyen, gerçek anlamda dinleyen markalar, müşterilerinin ihtiyaçlarıyla kusursuz bir uyum içinde hareket eder.
Angļu | Turku |
---|---|
brands | markalar |
customers | müşterilerinin |
that | gerçek |
and | ve |
in | içinde |
EN Users will be solely responsible and accountable for any immoral act by using TheOneSpy
TR Kullanıcılar, TheOneSpy'ı kullanarak herhangi bir ahlaksız davranıştan yalnızca sorumlu ve mesul olacaktır
Angļu | Turku |
---|---|
responsible | sorumlu |
and | ve |
using | kullanarak |
solely | yalnızca |
any | herhangi |
users | kullanıcılar |
will | olacaktır |
EN For other members, counting days can help keep us accountable to our fellows and give us a measure of progress
TR Diğer üyeler için günleri saymak, arkadaşlarımıza karşı sorumlu olmamıza yardımcı olabilir ve bize bir ilerleme ölçüsü verebilir
Angļu | Turku |
---|---|
other | diğer |
members | üyeler |
and | ve |
help | yardımcı |
us | bize |
give | için |
can | verebilir |
progress | ilerleme |
Rāda 21 no 21 tulkojumiem