TR Bu yeni videoda, Aga Kahn Üniversitesi kütüphanesinde Kütüphaneci olarak çalışan Nasra Gathoni'nin işteki bir gününü takip ediyoruz
{search} Turkų gali būti išverstas į šiuos Anglų žodžius / frazes:
üniversitesi | faculty institute institute of school university university of |
TR Bu yeni videoda, Aga Kahn Üniversitesi kütüphanesinde Kütüphaneci olarak çalışan Nasra Gathoni'nin işteki bir gününü takip ediyoruz
EN In this new video, we follow Nasra Gathoni for a day in her job as librarian at the Aga Kahn University library
Turkų | Anglų |
---|---|
bu | this |
yeni | new |
takip | follow |
günü | day |
TR Örneğin Kiel Üniversitesi bireysel tıp alanında üst düzey araştırmalara yoğunlaşırken Jena Üniversitesi mikrobik topluluklara ve Stuttgart Üniversitesi simülasyon bilimlerine odaklanıyor.
EN Thus, for example, Kiel is a centre for cutting-edge research on precision medicine, Jena for advanced research on microbial communities and Stuttgart for simulation science.
Turkų | Anglų |
---|---|
tıp | medicine |
üst | on |
topluluklara | communities |
stuttgart | stuttgart |
simülasyon | simulation |
TR Örneğin Kiel Üniversitesi bireysel tıp alanında üst düzey araştırmalara yoğunlaşırken Jena Üniversitesi mikrobik topluluklara ve Stuttgart Üniversitesi simülasyon bilimlerine odaklanıyor.
EN Thus, for example, Kiel is a centre for cutting-edge research on precision medicine, Jena for advanced research on microbial communities and Stuttgart for simulation science.
Turkų | Anglų |
---|---|
tıp | medicine |
üst | on |
topluluklara | communities |
stuttgart | stuttgart |
simülasyon | simulation |
TR "Cloudflare, DNS sistemine yönelik gerçekten büyük saldırıları durdurmak için inanılmaz derecede geniş bir ağa ve altyapıya sahip
EN "Cloudflare has an incredibly large network and infrastructure to stop really large attacks on the DNS system
Turkų | Anglų |
---|---|
cloudflare | cloudflare |
dns | dns |
sistemine | system |
gerçekten | really |
inanılmaz | incredibly |
sahip | has |
ağ | infrastructure |
TR Control Union sertifikasyon hizmetleri, şirketleri bu uygulama konusunda destekleyecek bilgiye ve ağa sahiptir.
EN Control Union Certifications has the knowledge and network to support companies with the implementation.
Turkų | Anglų |
---|---|
control | control |
union | union |
şirketleri | companies |
ve | and |
sahiptir | has |
TR "Tarafsızlık kavramı başlangıç noktasını makul bir istekten alıyor: ağa adil kullanıcı erişimi, adil şartlarla ve adil bir fiyata
EN “The neutrality concept takes as its starting point a reasonable desire: fair user access to the network, on fair terms, and at a fair price
Turkų | Anglų |
---|---|
kavramı | concept |
başlangıç | starting |
makul | reasonable |
adil | fair |
kullanıcı | user |
erişimi | access |
fiyata | price |
TR Ağa bağlı düşünceyi geliştirmek için Roam'a not alma aracınıza transkriptleri içe aktarın. Araştırmanızı geliştirin ve daha düzenli kalın.
EN Import transcripts into your Roam note-taking tool to improve networked thought. Improve your research and stay more organized.
Turkų | Anglų |
---|---|
not | note |
transkriptleri | transcripts |
düzenli | organized |
kalın | stay |
TR Bitcoin Cash protokolünde geçmişte geçerli olan eski blokların geçersiz olmasını sağlayacak değişikliklerdir. Bitcoin Segwit işlemleri özelliği ağa soft fork olarak eklenmiştir.
EN A change to the Bitcoin Cash protocol that makes old blocks invalid which were valid in the past. Bitcoin Segwit transactions feature was implemented as a soft fork to the network.
Turkų | Anglų |
---|---|
bitcoin | bitcoin |
cash | cash |
geçerli | valid |
olan | was |
eski | old |
geçersiz | invalid |
işlemleri | transactions |
özelliği | feature |
protokolü | protocol |
blokları | blocks |
TR DPoC, platformun yönetimini ve ödüllerin dağıtımını ağa en çok katkıda bulunanların lehine yönlendirmenin bir yoludur
EN DPoC is a way to skew the governance of the platform and distribution of rewards toward those that contribute most to the network
TR Bitcoin protokolünde geçmişte geçerli olan eski blokların geçersiz olmasını sağlayacak değişikliklerdir. Bitcoin Segwit işlemleri özelliği ağa soft fork olarak eklenmiştir.
EN Change to the Bitcoin protocol that makes old blocks invalid which were valid in the past. Bitcoin Segwit transactions feature was implemented as a soft fork to the network.
Turkų | Anglų |
---|---|
bitcoin | bitcoin |
geçerli | valid |
olan | was |
eski | old |
geçersiz | invalid |
işlemleri | transactions |
özelliği | feature |
protokolü | protocol |
blokları | blocks |
TR "Cloudflare, DNS sistemine yönelik çok büyük saldırıları durdurmak için inanılmaz derecede geniş bir ağa ve altyapıya sahip
EN "Cloudflare has an incredibly large network and infrastructure to stop really large attacks on the DNS system
Turkų | Anglų |
---|---|
cloudflare | cloudflare |
dns | dns |
sistemine | system |
inanılmaz | incredibly |
sahip | has |
ağ | infrastructure |
TR Bu durum, ağa bir saldırı anlamına gelmemekte, yalnızca bloğun kökenini belirleyememiş olmamızdan ileri gelmektedir
EN This does not mean an attack on the network, it simply means we have been unable to determine the origin
Turkų | Anglų |
---|---|
bu | this |
TR İstediğiniz yerden, istediğiniz zaman, tarayıcınız aracılığıyla ağa bağlı yazıcılarınızın tümünü keşfedin ve ayar dağıtımı yapın.
EN Discover all your networked printers and distribute configurations via your browser, anwhere, anytime.
Turkų | Anglų |
---|---|
aracılığıyla | via |
keşfedin | discover |
tümü | all |
yazıcılar | printers |
TR Bilinmeyen bir kablosuz ağa her bağlandığınızda VyprVPN'e otomatik olarak bağlanın ve internet trafiğinizi şifreleyin
EN Automatically connect to VyprVPN and encrypt your Internet traffic whenever you connect to an unknown Wi-Fi network
Turkų | Anglų |
---|---|
bilinmeyen | unknown |
vyprvpn | vyprvpn |
bağlanın | connect |
internet | internet |
TR Dünyada 100’den fazla merkezde 15.000’den fazla üyesi bulunan global bir ağa erişim
EN Access to a global curated community of over 13,000 members in 80+ locations
Turkų | Anglų |
---|---|
global | global |
erişim | access |
TR Bitcoin protokolünde geçmişte geçerli olan eski blokların geçersiz olmasını sağlayacak değişikliklerdir. Bitcoin Segwit işlemleri özelliği ağa soft fork olarak eklenmiştir.
EN Change to the Bitcoin protocol that makes old blocks invalid which were valid in the past. Bitcoin Segwit transactions feature was implemented as a soft fork to the network.
Turkų | Anglų |
---|---|
bitcoin | bitcoin |
geçerli | valid |
olan | was |
eski | old |
geçersiz | invalid |
işlemleri | transactions |
özelliği | feature |
protokolü | protocol |
blokları | blocks |
TR Control Union sertifikasyon hizmetleri, şirketleri bu uygulama konusunda destekleyecek bilgiye ve ağa sahiptir.
EN Control Union Certifications has the knowledge and network to support companies with the implementation.
Turkų | Anglų |
---|---|
control | control |
union | union |
şirketleri | companies |
ve | and |
sahiptir | has |
TR Mina blokzincirinin tasarımı sadece 22 kb1 olacak şekilde yapılmıştır. Bu boyut sadece birkaç tweet mesajı ile eşdeğerdir. Katılımcılar hızlı ve kolay bir şekilde ağa bağlanıp doğrulama işlemlerine başlayabilirler.
EN Build on Mina with zkApps, smart contracts powered by zero knowledge. The SDK, based on Typescript, will be available soon.
Turkų | Anglų |
---|---|
mina | mina |
TR İstediğiniz yerden, istediğiniz zaman, tarayıcınız aracılığıyla ağa bağlı yazıcılarınızın tümünü keşfedin ve ayar dağıtımı yapın.
EN Discover all your networked printers and distribute configurations via your browser, anwhere, anytime.
Turkų | Anglų |
---|---|
aracılığıyla | via |
keşfedin | discover |
tümü | all |
yazıcılar | printers |
TR Amazon VPC ile kendi veri merkezinizde çalıştırabileceğiniz geleneksel bir ağa çok benzeyen bir sanal ağ topolojisi tanımlayabilirsiniz
EN With Amazon VPC, you can define a virtual network topology that closely resembles a traditional network you might operate in your own datacenter
Turkų | Anglų |
---|---|
amazon | amazon |
vpc | vpc |
geleneksel | traditional |
sanal | virtual |
TR Birçok kent bu nedenle iklim ittifaklarında bir araya geldi. Bunlar arasındaki en tanınmış örgütlenme ağı, C40 – Cities Climate Leadership Group. İşte bu ağa ilişkin birkaç sayı ve olgu:
EN Many cities have therefore joined together to form climate alliances. The best known of these is the C40 Cities Climate Leadership Group. Here are a few facts and figures:
Turkų | Anglų |
---|---|
iklim | climate |
araya | together |
tanınmış | known |
group | group |
TR 2014’ten bu yana Alman üniversitelerinden, siyaset dünyasından, iş dünyasından ve toplumsal alanlardan aktörler, Akademik Dijitalizasyon Forumu adlı ağa dahil olarak birçok ilham verdiler
EN Since 2014, players from German universities, politics, business and society have been networking on the Higher Education Forum on Digitalization and have come up with lots of good ideas
Turkų | Anglų |
---|---|
alman | german |
siyaset | politics |
TR Örneğin gazetecilerin çarpıcı bir haberi alıp bu haberi birkaç dakika içinde ağa yükledikleri düşünülüyor
EN For example, there is this idea that journalists receive an explosive piece of information and post it on the net just a few minutes later
Turkų | Anglų |
---|---|
bu | this |
dakika | minutes |
TR Ağ ve Paylaşım Merkezinde Bir ağa bağlana tıklayıp açılan listeden seçerek bağlantıyı etkinleştirin.
EN Activate the connection by clicking Connect to network in Network and Sharing Center and selecting the connection from the list.
Turkų | Anglų |
---|---|
paylaşım | sharing |
TR "Tarafsızlık kavramı başlangıç noktasını makul bir istekten alıyor: ağa adil kullanıcı erişimi, adil şartlarla ve adil bir fiyata
EN “The neutrality concept takes as its starting point a reasonable desire: fair user access to the network, on fair terms, and at a fair price
Turkų | Anglų |
---|---|
kavramı | concept |
başlangıç | starting |
makul | reasonable |
adil | fair |
kullanıcı | user |
erişimi | access |
fiyata | price |
TR 1967: Frank Rosenblatt, deneme yanılma yöntemiyle 'öğrenen' nöral bir ağa dayalı ilk bilgisayar Mark 1 Perceptron'u yarattı
EN 1967: Frank Rosenblatt builds the Mark 1 Perceptron, the first computer based on a neural network that 'learned' though trial and error
Turkų | Anglų |
---|---|
deneme | trial |
bilgisayar | computer |
TR Çalışan, pod, uygulama ve ağa ilişkin log türlerine erişim elde etmek üzere bir Kubernetes kümesi için log'a kaydetmeyi küme düzeyinde yapılandırın. Geniş yelpazede kaynaktan gelen bu verileri izleyin.
EN Configure cluster-level logging for a Kubernetes cluster to get access to log types for worker, pod, application and network. Monitor this data from a wide range of sources.
Turkų | Anglų |
---|---|
uygulama | application |
log | log |
küme | cluster |
düzeyinde | level |
geniş | wide |
verileri | data |
TR Ağa bağlı düşünceyi geliştirmek için Roam'a not alma aracınıza transkriptleri içe aktarın. Araştırmanızı geliştirin ve daha düzenli kalın.
EN Import transcripts into your Roam note-taking tool to improve networked thought. Improve your research and stay more organized.
Turkų | Anglų |
---|---|
not | note |
transkriptleri | transcripts |
düzenli | organized |
kalın | stay |
TR İşbirliği kültürümüzün bir sonucu olarak son derece becerikli profesyonellerden oluşan eşsiz bir ağa erişim sağlarsınız.
EN As a result of our collaborative culture you gain access to a unique network of highly skilled professionals.
Turkų | Anglų |
---|---|
sonucu | result |
erişim | access |
siz | you |
TR Dünya çapında 2,500'den fazla üyeden oluşan bir ağa katılın
EN Join a network of more than 2,500 members around the world
TR (d) Hizmete, Kobo'nun sistemler ya da ağ altyapılarına veya Hizmet ya da Kobo ile bağlantılı herhangi bir sistem veya ağa kabul edilemez ya da orantısız şekilde fazla yük bindiren herhangi bir faaliyette bulunmak
EN (d) taking any action that imposes an unreasonable or disproportionately large load on the infrastructure of the Service or Kobo's systems or networks, or any systems or networks connected to the Service or to Kobo'
TR Berlin University Alliance; Özgür Üniversite, Humboldt Üniversitesi, Berlin Teknik Üniversitesi ve Charité Tıp Üniversitesinin bir araya gelmesiyle oluşan bir mükemmeliyet ittifakı
EN The Berlin University Alliance combines the efforts of Freie Universität, Humboldt-Universität, Technische Universität and Charité – Universitätsmedizin to form a Consortium of Excellence
Turkų | Anglų |
---|---|
berlin | berlin |
university | university |
TR Takiben Galatasaray Üniversitesi’nde İşletme Yüksek Lisansı’nı tamamlayan Necipoğlu, halihazırda Estonya Tartu Üniversitesi’nde Bilişim Hukuku, Teknoloji ve İnovasyon alanında doktora programına devam etmektedir
EN She obtained a Master of Laws (LL.M.) degree in Banking Systems, ICT Law and Innovation from City University of London and a second Master degree in business administration (MBA) at Galatasaray University
Turkų | Anglų |
---|---|
hukuku | law |
ve | and |
TR Ayrıca Princeton Üniversitesi, South Federal State Üniversitesi, Kore Amerikan Topluluğu Vakfı ve McCarter Tiyatrosu gibi onlarca hayır, eğitim ve sektör kurulunda da görev almıştır.
EN He has also served on dozens of charitable, educational and industry boards, including Princeton University, South Federal State University, the Korean American Community Foundation and McCarter Theatre.
Turkų | Anglų |
---|---|
federal | federal |
amerikan | american |
vakfı | foundation |
eğitim | educational |
sektör | industry |
TR Groningen Üniversitesi ve Stockholm Üniversitesi'nde hukuk eğitimi aldıktan sonra, Jan Avrupa ve ABD'de farklı hukuki yargılama bölgelerinde çalışmıştır
EN Having studied law at the University of Groningen and at the University of Stockholm Jan worked in various legal jurisdictions in Europe and in the US
Turkų | Anglų |
---|---|
ve | and |
nde | at the |
jan | jan |
avrupa | europe |
abd | us |
farklı | various |
TR Takiben Galatasaray Üniversitesi’nde İşletme Yüksek Lisansı’nı tamamlayan Necipoğlu, halihazırda Estonya Tartu Üniversitesi’nde Bilişim Hukuku, Teknoloji ve İnovasyon alanında doktora programına devam etmektedir
EN She obtained a Master of Laws (LL.M.) degree in Banking Systems, ICT Law and Innovation from City University of London and a second Master degree in business administration (MBA) at Galatasaray University
Turkų | Anglų |
---|---|
hukuku | law |
ve | and |
TR Berlin University Alliance; Özgür Üniversite, Humboldt Üniversitesi, Berlin Teknik Üniversitesi ve Charité Tıp Üniversitesinin bir araya gelmesiyle oluşan bir mükemmeliyet ittifakı
EN The Berlin University Alliance combines the efforts of Freie Universität, Humboldt-Universität, Technische Universität and Charité – Universitätsmedizin to form a Consortium of Excellence
Turkų | Anglų |
---|---|
berlin | berlin |
university | university |
TR Bilgisayar lengüisti Klüwer (40), Bonn Üniversitesi ve Berlin Özgür Üniversitesi Alman Yapay Zekâ Araştırma Merkezi’nde (DFKI) görevli bilim kadınıyken chatbot’lar, diyalog sistemleri ve metin analizleri gibi konulara eğiliyordu
EN While she was a researcher at the German Research Center for Artificial Intelligence (DFKI), the University of Bonn and Freie Universität Berlin, the computer linguist worked on chatbots, dialogue systems and text analysis
Turkų | Anglų |
---|---|
bilgisayar | computer |
berlin | berlin |
alman | german |
merkezi | center |
nde | at the |
diyalog | dialogue |
sistemleri | systems |
metin | text |
ın | of |
TR Projede yer alan 83 partner kuruluş sanayideki üretim süreçlerini dalgalanmalı bir enerji tedarikine adapte edecek yöntemleri test ediyor. Projenin yönetimini Darmstadt Üniversitesi ve Stuttgart Üniversitesi üstleniyor.
EN Eighty-three project partners are testing procedures that adapt industrial production processes to a fluctuating energy supply. The directors are the Technical University of Darmstadt and the University of Stuttgart.
Turkų | Anglų |
---|---|
enerji | energy |
test | testing |
projenin | project |
stuttgart | stuttgart |
TR Almanya’nın uzaktan eğitim veren yegane devlet üniversitesi olan Hagen Açık Üniversitesi’ne kayıtlı yaklaşık 75.000 öğrenci var.
EN Around 75,000 students are currently enrolled at Germany’s only state-funded distance education university in Hagen.
Turkų | Anglų |
---|---|
almanya | germany |
eğitim | education |
devlet | state |
üniversitesi | university |
yaklaşık | around |
öğrenci | students |
TR 1386 yılında kurulmuş olan Heidelberg Ruprecht Karls Üniversitesi (Ruperto Carola) Almanya’nın en eski üniversitesi ve aynı zamanda Avrupa’nın da en eski üniversitelerinden biri
EN Founded in 1386, Heidelberg University (originally named Ruperto Carola) is the oldest university in Germany and one of the oldest in Europe
Turkų | Anglų |
---|---|
olan | is |
üniversitesi | university |
TR Dresden’in tarihi hakkında daha fazlasını bilmek isteyenler, Dresden Teknik Üniversitesi ve Würzburg Üniversitesi’nin UrbanHistory4D başlıklı ortak projesinden yararlanabilirler
EN If you want to learn more about the history of Dresden, you can do so thanks to UrbanHistory4D, a collaborative project between Technische Universität Dresden and the University of Würzburg
Turkų | Anglų |
---|---|
tarihi | history |
ortak | collaborative |
TR Eberswalde Sürdürülebilir Kalkınma Üniversitesi’nde, Varşova Doğa Bilimleri Üniversitesi’yle işbirliği içinde, orman ve çevre alanlarında geleceğin görevleri için bilişimciler yetiştiriyor.
EN In cooperation with the Warsaw University of Life Sciences, the Eberswalde University for Sustainable Development trains digital experts for future work in forests and the environment.
Turkų | Anglų |
---|---|
sürdürülebilir | sustainable |
kalkınma | development |
bilimleri | sciences |
işbirliği | cooperation |
çevre | environment |
TR İngilizdir ve Main Üniversitesi'nde fiber bilimleri ve mekanik alanında doktora, Wales Üniversitesi'nde ise yüksek lisans eğitimi almıştır.
EN He is British and has a PhD in fibre science and mechanics from the University of Maine and a master’s of science from the University of Wales.
Turkų | Anglų |
---|---|
ve | and |
bilimleri | science |
TR Pazarlama Optimizasyon Analisti, Monash Üniversitesi
EN Marketing Optimization Analyst, Monash University
Turkų | Anglų |
---|---|
pazarlama | marketing |
optimizasyon | optimization |
TR Frorida Librarian Emeritus Üniversitesi LWB koordinatörü Lenny Rhine, eğitimin ve sinerjilerin azami oranda yayılmasını sağlamak için WHO ve ITOCA ile yakın bir şekilde çalışmaktadır
EN LWB coordinator, Lenny Rhine, University of Florida Librarian Emeritus works closely with the WHO and ITOCA to ensure maximum training reach and synergies
Turkų | Anglų |
---|---|
yakın | closely |
TR ABD'de Denver Üniversitesi ve Florida Üniversitesinde pilot çalışmalar
EN Pilots in the US with the University of Denver and University of Florida
Turkų | Anglų |
---|---|
abd | us |
denver | denver |
ve | and |
florida | florida |
TR 12 Haziran Dunya Çocuk İsçiliğiyle Mücadele Günü kapsamında Bilgi Üniversitesi tarafından düzenlenen seminerde mevsimlik tarımda çocuk isçiliğinin olumsuz etkilerini saha deneyimlerimizle beraber anlattık.
EN In the seminar organized by Bilgi University within the scope of 12 June World Day Against Child Labor, we explained the negative effects of child labor in seasonal agriculture together with our field experiences.
Turkų | Anglų |
---|---|
haziran | june |
günü | day |
mevsimlik | seasonal |
çocuk | child |
olumsuz | negative |
etkilerini | effects |
saha | field |
TR 2007-2010 yıllarında Denizli Servergazi Devlet Hastanesi’nde Uzman Doktor olarak çalışan Saime İrkören, Yardımcı Doçent ve Doçentlik yıllarını ise Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde geçirmiştir
EN Saime İrkören worked as a specialist in Denizli Servergazi State Hospital between 2007 and 2010, and spent his assistant and associate professorship in Adnan Menderes University Faculty of Medicine
Turkų | Anglų |
---|---|
devlet | state |
hastanesi | hospital |
tıp | medicine |
TR Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı’nı kazanarak 1999 yılında uzmanlık eğitimi için ihtisasa başladı
EN Ege University Faculty of Medicine Plastic, Reconstructive and Aesthetic Surgery Department in 1999 by winning the specialization began to specialize
Turkų | Anglų |
---|---|
tıp | medicine |
plastik | plastic |
estetik | aesthetic |
Rodoma 50 iš 50 vertimų