TR Merkezimizde çalışan ağ mühendislerimiz on yıllarca tecrübeye sahip ve en yüksek VPN hızlarını vermek için küresel VPN ağımızı devamlı olarak optimize ediyorlar
"olarak optimize ediyorlar" di Tirkî de dikare bi van Îngilîzî peyv/hevokên jêrîn were wergerandin:
TR Merkezimizde çalışan ağ mühendislerimiz on yıllarca tecrübeye sahip ve en yüksek VPN hızlarını vermek için küresel VPN ağımızı devamlı olarak optimize ediyorlar
EN Our in-house network engineers have decades of experience and continually optimize our global VPN network to deliver the fastest VPN speeds
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
sahip | have |
vpn | vpn |
küresel | global |
optimize | optimize |
TR Popülistler Almanya’da da destek buluyor. Peki nasıl hareket ediyorlar ve demokrasi açısından ne ifade ediyorlar? Bir siyaset bilimciden yanıtlar.
EN Populists are also making their voices heard in Germany. How do they operate and what do they mean for democracy? A political scientist provides answers.
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
almanya | germany |
demokrasi | democracy |
yanıtlar | answers |
TR başka bir üyeye niyetini yüksek sesle dile getirerek bir aktiviteyi "rezerve ediyorlar" ("XY'yi 20 dakika araştıracağım ve sonra dizüstü bilgisayarımı kapatacağım") ve muhtemelen daha sonra takip ediyorlar
EN they are “bookending” an activity by voicing an intention to another member out loud (“I will research XY for 20 minutes, and then close my laptop”) and possibly following up afterward
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
üyeye | member |
yüksek | up |
dakika | minutes |
TR Optimize CPU'lar özelliğinin size nasıl yardımcı olabileceği hakkında daha fazla bilgi edinmek için buradan Optimize CPU'lar belgelerine bakın.
EN To learn more about how Optimize CPUs can help you, visit the Optimize CPUs documentation here.
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
optimize | optimize |
size | you |
bilgi | learn |
buradan | here |
belgelerine | documentation |
TR * Amazon API Gateway optimize uçlu API ve optimize uçlu özel alan adı desteklenmez.
EN * Amazon API Gateway edge-optimized API and edge-optimized custom domain name are not supported.
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
amazon | amazon |
gateway | gateway |
ve | and |
özel | custom |
alan | domain |
adı | name |
TR Örneğin, kendinizi genellikle anahtar kelimeler için optimize ederken bulsanız da, optimize etmeye çalışmadığınız pek çok başka içerik vardır.
EN For example, while you’ll often find yourself optimizing for keywords, there is plenty of other content that you may not be trying to optimize.
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
kendinizi | yourself |
genellikle | often |
başka | other |
içerik | content |
TR Buna ek olarak, sürekli yeni ve harika şablonlar eklemeye devam ediyorlar
EN Plus, they keep adding new awesome templates along the way
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
yeni | new |
harika | awesome |
şablonlar | templates |
devam | keep |
TR Onlar her geçen gün daha güçlü bir biçimde, firmaların geleceğini stratejik olarak birlikte dizayn ediyorlar
EN These tasks are helping to strategically shape the future of companies more and more
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
firmaların | companies |
TR Buna ek olarak, sürekli yeni ve harika şablonlar eklemeye devam ediyorlar
EN Plus, they keep adding new awesome templates along the way
TR Knovel, kullanıcılara aşağıdaki konularda yardımcı olarak kurumların üretkenliğinin artırmasına, eğitimi geliştirmesine, riski azaltmasına ve iş performansını optimize etmesine fayda sağlar:
EN Knovel helps organisations to increase productivity, improve education, minimise risk and optimise business performance by helping users to:
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
knovel | knovel |
kullanıcılara | users |
eğitimi | education |
riski | risk |
TR Ziyaretçilerinizin en hızlı sayfa yükleme sürelerini ve en iyi performansı elde etmesi için web sayfalarınızın sunumunu otomatik olarak optimize ediyoruz
EN We automatically optimize the delivery of your web pages so your visitors get the fastest page load times and best performance
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
hızlı | fastest |
performansı | performance |
elde | get |
TR Benzer sürükleyici ortamlar, proje ekiplerinin operasyonel ve bakım ihtiyaçlarını öngörmelerine yardımcı olarak, son kullanıcılar için optimize edilmiş binaları ve altyapıları tasarlamalarına yardımcı olabilir
EN Similar immersive environments could help project teams foresee operational and maintenance needs, helping them design buildings and infrastructure that are optimized for end users
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
benzer | similar |
ortamlar | environments |
operasyonel | operational |
bakım | maintenance |
son | end |
kullanıcılar | users |
ihtiyaçları | needs |
TR Son olarak, duyarlı ve SEO için optimize edilmiş bir web sitesi tasarımı, tüm cihazlarda sık sık varlığını ve çarpıcı görünümlerini güvence altına alacaktır
EN Finally, a responsive and SEO-optimized website design will secure its frequent presence and stunning looks on all devices
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
duyarlı | responsive |
seo | seo |
tasarımı | design |
tüm | all |
cihazlarda | devices |
sık | frequent |
çarpıcı | stunning |
TR Değiştirilebilir AA pillere sahip olan bu parıldaklar, yoğun kurulumlarda konum doğruluğunun önemli olduğu her yerde varlık takibi çözümlerinde konum parıldakları olarak optimize edilmiştir.
EN With replaceable AA batteries these beacons are optimised as location beacons in asset tracking solutions anywhere locate accuracy in dense deployments is important.
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
konum | location |
önemli | important |
varlık | asset |
takibi | tracking |
TR Varlıkların konumlarının otomatik olarak izlenebilmesi, kuruluşların kritik varlıklarını daha iyi yönetip optimize etmelerine, operasyonları düzenlemelerine ve daha verimli iş akışları oluşturmalarına yardımcı olur
EN Automating visibility to asset location helps organizations better manage and optimize their critical assets, streamline operations and create more efficient workflows
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
kuruluşların | organizations |
kritik | critical |
verimli | efficient |
TR Knovel, kullanıcılara aşağıdaki konularda yardımcı olarak kurumların üretkenliğinin artırmasına, eğitimi geliştirmesine, riski azaltmasına ve iş performansını optimize etmesine fayda sağlar:
EN Knovel helps organisations to increase productivity, improve education, minimise risk and optimise business performance by helping users to:
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
knovel | knovel |
kullanıcılara | users |
eğitimi | education |
riski | risk |
TR Maliyetlerinizi sürekli olarak nasıl optimize edeceğinizi öğrenin.
EN Learn how to continuously optimize your costs.
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
sürekli | continuously |
optimize | optimize |
öğrenin | learn |
TR Değiştirilebilir AA pillere sahip olan bu parıldaklar, yoğun kurulumlarda konum doğruluğunun önemli olduğu her yerde varlık takibi çözümlerinde konum parıldakları olarak optimize edilmiştir.
EN With replaceable AA batteries these beacons are optimised as location beacons in asset tracking solutions anywhere locate accuracy in dense deployments is important.
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
konum | location |
önemli | important |
varlık | asset |
takibi | tracking |
TR Veri ekibi Amazon EMR’de Apache Spark ve MLlib özelliklerini kullanarak her gün terabaytlarca e-ticaret verisini işlemekte ve bu bilgileri müşteri gelirini optimize etme amacıyla karar alma hizmetlerinin bir parçası olarak kullanmaktadır
EN The data team uses Apache Spark and MLlib on Amazon EMR to ingest terabytes of e-commerce data daily and use this information to power their decisioning services to optimize customer revenue
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
ekibi | team |
amazon | amazon |
apache | apache |
spark | spark |
bu | this |
müşteri | customer |
optimize | optimize |
TR Amazon EMR kümelerinde varsayılan olarak aktif olan Apache Spark için optimize performanslı bir çalışma süresi ortamı olan Amazon EMR runtime for Apache Spark EMR bünyesinde yer almaktadır
EN EMR features Amazon EMR runtime for Apache Spark, a performance-optimized runtime environment for Apache Spark that is active by default on Amazon EMR clusters
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
amazon | amazon |
varsayılan | default |
aktif | active |
olan | is |
apache | apache |
spark | spark |
runtime | runtime |
TR Sorgu optimize edicisi, sorgunuz için Parallel Query kullanılıp kullanılmayacağına otomatik olarak karar verir
EN The query optimizer will automatically decide whether to use Parallel Query for your specific query
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
karar | decide |
TR VPN ağımız sürekli olarak optimize edilir ve yereli bant genişliği ile hız sunulur
EN Our VPN network is continuously optimized, providing unlimited bandwidth and speed
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
vpn | vpn |
sürekli | continuously |
hız | speed |
TR Bunlar, optimum hız ve sınırsız bant genişliği sunmak için sürekli olarak optimize edilir ve izlenirler
EN They’re optimized and continuously monitored to provide optimum speed and unlimited bandwidth
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
hız | speed |
sınırsız | unlimited |
sürekli | continuously |
TR Ya da son olarak, BT liderleri kendi BT ayak izlerini planlamak, oluşturmak, yürütmek, optimize etmek ve büyütmek için kendi şirket içi ekiplerinden ve bir grup güvenilir harici iş ortağı ve satıcıdan faydalanabilir
EN Or finally, IT leaders can tap their internal teams and a group of trusted external partners and vendors to plan, build, run, optimize, and grow their IT footprint
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
grup | group |
güvenilir | trusted |
harici | external |
TR Bir servis sağlayıcı boş alan oluşturmanıza, ekipmanları düzenli olarak test edip bakımını yapmanıza ve performansı optimize etmenize yardımcı olabilir
EN A service provider should be able to help you outfit white space, regularly test and maintain equipment, and help optimize performance
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
servis | service |
sağlayıcı | provider |
alan | space |
test | test |
performansı | performance |
optimize | optimize |
TR Amaca yönelik olarak üretilmiş altyapı güç ve soğutmayı optimize edebilir:
EN Purpose-built infrastructure can optimize power and cooling:
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
amaca | purpose |
altyapı | infrastructure |
optimize | optimize |
TR Bir aramadan sonra sonuç sayfasında nelerin çıktığını bilmek, web sayfalarınızı daha da optimize etmenize yardımcı olarak size daha iyi arama sonuçları sağlayabilir.
EN Knowing what pops up on the results page after a search can help you further optimize your webpages, providing you with better search results.
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
size | you |
arama | search |
TR Yüksek performanslı bir 3B animasyon üretim hattı, kaynakları hızlı bir şekilde optimize etmenize, boşlukları belirlemenize ve üretim çizelgeleri ile planlarını gerçek zamanlı olarak uyarlamanıza olanak tanır
EN A high-performing 3D animation pipeline allows you to quickly optimise resources, identify gaps and adapt production schedules and plans in real time
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
yüksek | high |
üretim | production |
kaynakları | resources |
optimize | optimise |
gerçek | real |
TR Yüksek performanslı bir 3B animasyon üretim hattı, kaynakları hızlı bir şekilde optimize etmenize, boşlukları belirlemenize ve üretim çizelgeleri ile planlarını gerçek zamanlı olarak uyarlamanıza olanak tanır
EN A high-performing 3D animation pipeline allows you to quickly optimise resources, identify gaps and adapt production schedules and plans in real time
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
yüksek | high |
üretim | production |
kaynakları | resources |
optimize | optimise |
gerçek | real |
TR Dünya ve tüketiciler değiştikçe, gıda endüstrisi proses ve paketlemeyi sürekli olarak optimize etmekten, tüketicilere daha sürdürülebilir ürünler sunmaya kadar birçok temel zorlukla karşı karşıya kalıyor
EN As the world and consumers change, the food industry faces several fundamental challenges, from continuously optimising processing and packaging to offering consumers more sustainable products
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
dünya | world |
tüketiciler | consumers |
gıda | food |
endüstrisi | industry |
sürekli | continuously |
sürdürülebilir | sustainable |
ürünler | products |
temel | fundamental |
TR Spotify kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın Deezer kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın TIDAL kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın SoundCloud kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın Daha fazla gör
EN Export Spotify to EXCEL CSV Export Deezer to EXCEL CSV Export TIDAL to EXCEL CSV Export SoundCloud to EXCEL CSV See more
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
spotify | spotify |
excel | excel |
csv | csv |
aktarın | export |
deezer | deezer |
tidal | tidal |
TR Spotify kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın Deezer kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın Apple Music kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın SoundCloud kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın Daha fazla gör
EN Export Spotify to EXCEL CSV Export Deezer to EXCEL CSV Export Apple Music to EXCEL CSV Export SoundCloud to EXCEL CSV See more
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
spotify | spotify |
excel | excel |
csv | csv |
aktarın | export |
deezer | deezer |
apple | apple |
music | music |
TR Deezer kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın TIDAL kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın Apple Music kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın SoundCloud kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın Daha fazla gör
EN Export Deezer to EXCEL CSV Export TIDAL to EXCEL CSV Export Apple Music to EXCEL CSV Export SoundCloud to EXCEL CSV See more
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
deezer | deezer |
excel | excel |
csv | csv |
aktarın | export |
tidal | tidal |
apple | apple |
music | music |
TR Spotify kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın TIDAL kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın Apple Music kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın SoundCloud kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın Daha fazla gör
EN Export Spotify to EXCEL CSV Export TIDAL to EXCEL CSV Export Apple Music to EXCEL CSV Export SoundCloud to EXCEL CSV See more
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
spotify | spotify |
excel | excel |
csv | csv |
aktarın | export |
tidal | tidal |
apple | apple |
music | music |
TR İnsanlar Philadelphia mekanında bu yerlerden söz ediyorlar.
EN People are talking about these places in Philadelphia:
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
philadelphia | philadelphia |
TR İnsanlar Helsinki mekanında bu yerlerden söz ediyorlar.
EN People are talking about these places in Helsinki:
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
helsinki | helsinki |
TR İnsanlar İstanbul mekanında bu yerlerden söz ediyorlar.
EN People are talking about these places in Istanbul:
TR İnsanlar Austin mekanında bu yerlerden söz ediyorlar.
EN People are talking about these places in Austin:
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
austin | austin |
TR İnsanlar Dallas mekanında bu yerlerden söz ediyorlar.
EN People are talking about these places in Dallas:
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
dallas | dallas |
TR İnsanlar Denver mekanında bu yerlerden söz ediyorlar.
EN People are talking about these places in Denver:
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
denver | denver |
TR İnsanlar Atlanta mekanında bu yerlerden söz ediyorlar.
EN People are talking about these places in Atlanta:
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
atlanta | atlanta |
TR İnsanlar Şikago mekanında bu yerlerden söz ediyorlar.
EN People are talking about these places in Chicago:
TR İnsanlar Boston mekanında bu yerlerden söz ediyorlar.
EN People are talking about these places in Boston:
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
boston | boston |
TR İnsanlar Houston mekanında bu yerlerden söz ediyorlar.
EN People are talking about these places in Houston:
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
houston | houston |
TR İnsanlar Portland mekanında bu yerlerden söz ediyorlar.
EN People are talking about these places in Portland:
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
portland | portland |
TR İnsanlar Washington mekanında bu yerlerden söz ediyorlar.
EN People are talking about these places in Washington:
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
washington | washington |
TR İnsanlar San Diego mekanında bu yerlerden söz ediyorlar.
EN People are talking about these places in San Diego:
TR İnsanlar San Francisco mekanında bu yerlerden söz ediyorlar.
EN People are talking about these places in San Francisco:
TR İnsanlar Seattle mekanında bu yerlerden söz ediyorlar.
EN People are talking about these places in Seattle:
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
seattle | seattle |
TR İnsanlar Toronto mekanında bu yerlerden söz ediyorlar.
EN People are talking about these places in Toronto:
Tirkî | Îngilîzî |
---|---|
toronto | toronto |
{Endresult} ji 50 wergeran nîşan dide