TR Farklı kimlikler, farklı hayatlar, farklı bedenler, farklı kültürler… Bir kısmını farklılığı nedeniyle ‘anormal’ kabul ediyoruz, bir kısmını farklılığı nedeniyle hiç kabul edemiyoruz
터키어의 "farklı"는 다음 영어 단어/구로 번역될 수 있습니다.
TR Farklı kimlikler, farklı hayatlar, farklı bedenler, farklı kültürler… Bir kısmını farklılığı nedeniyle ‘anormal’ kabul ediyoruz, bir kısmını farklılığı nedeniyle hiç kabul edemiyoruz
EN Different identities, different lives, different bodies, different cultures… We accept some of them as "abnormal" due to their differences, some we cannot accept at all because of their differences
터키어 | 영어 |
---|---|
kabul | accept |
hiç | all |
TR Otomotiv bileşenleri birbirinden farklı taraflar ile farklı tedarikçilerden, farklı bölgelerden, farklı taşıma yöntemleri kullanılarak temin edilir
EN Automotive components are sourced from different suppliers, by different parties, across different regions, using different modes of transport
터키어 | 영어 |
---|---|
otomotiv | automotive |
farklı | different |
taraflar | parties |
taşıma | transport |
TR Her şirketin belirli görevler için kullanılan farklı araçlarla farklı süreçleri vardır, bu nedenle farklı yazılımlarınız arasında görevleri düzenleyebilmeniz şirketinizin verimliliği için çok önemlidir
EN Each company has different processes with different tools used for specific tasks, that's why being able to streamline tasks between your different software is crucial for the efficiency of your company
터키어 | 영어 |
---|---|
belirli | specific |
görevler | tasks |
farklı | different |
süreçleri | processes |
şirketinizin | your company |
verimliliği | efficiency |
TR Müşterilerin farklı ürünler arasında olduğu kadar farklı ambalaj hacimleri arasında da kolayca geçiş yapabilmesini sağlayan özelliklere sahip olan Tetra Pak® C3/Flex makinesi, farklı koşullara son derece kolaylıkla uyarlanabilir
EN The Tetra Pak® C3/Flex machine is highly adaptable, with features that make it possible for customers to switch between different package volumes as easily as between different products
터키어 | 영어 |
---|---|
müşterilerin | customers |
farklı | different |
ürünler | products |
geçiş | switch |
tetra | tetra |
makinesi | machine |
uyarlanabilir | adaptable |
TR Her şirketin belirli görevler için kullanılan farklı araçlarla farklı süreçleri vardır, bu nedenle farklı yazılımlarınız arasında görevleri düzenleyebilmeniz şirketinizin verimliliği için çok önemlidir
EN Each company has different processes with different tools used for specific tasks, that's why being able to streamline tasks between your different software is crucial for the efficiency of your company
TR Elsevier olarak, yazarların makalelerini yayınlamayı tercih ettiği farklı yöntemleri yansıtmak amacıyla birbirinden farklı yayınlama modelleri sunuyoruz
EN At Elsevier, we offer a mix of publishing models to reflect the different ways authors choose to publish articles
터키어 | 영어 |
---|---|
elsevier | elsevier |
yazarların | authors |
tercih | choose |
farklı | different |
yansıtmak | reflect |
modelleri | models |
TR Websitesinin farklı konumlarda ve masaüstü, akıllı telefon veya tablet gibi cihazlarda nasıl performans gösterdiğini izleyin. Ayrıca, farklı bölgeler arasındaki arama hacmini de karşılaştırabilirsiniz.
EN Monitor how a website performs across different locations and devices such as desktop, smartphone or tablet. You can also compare the search volume from different regions to one another.
터키어 | 영어 |
---|---|
masaüstü | desktop |
tablet | tablet |
cihazlarda | devices |
bölgeler | regions |
arama | search |
터키어 | 영어 |
---|---|
fakat | however |
ssl | ssl |
sertifikaları | certificates |
ve | and |
güvenlik | security |
seviyeleri | levels |
TR Farklı türden bilgiyi toplamak için farklı yollar mevcut ama veri tabanımızın yüksek kalite standardı aynı kalıyor.
EN There are different methods for gathering different types of information but the high standard of quality across our databases remains the same.
터키어 | 영어 |
---|---|
farklı | different |
ama | but |
yüksek | high |
standardı | standard |
TR Farklı kanallara göre ve farklı dönemlerde web sitesi trafik istatistiklerini tahmin edin
EN Estimate website traffic stats by different channels & in different periods
터키어 | 영어 |
---|---|
farklı | different |
trafik | traffic |
tahmin | estimate |
göre | by |
TR Farklı kanallara ve farklı periyotlara göre web sitesi trafik istatistiklerini tahmin edin.
EN Estimate website traffic stats by different channels & in different periods.
터키어 | 영어 |
---|---|
farklı | different |
trafik | traffic |
tahmin | estimate |
göre | by |
TR Birçok farklı üretici birçok farklı ürün üretmektedir
EN Many different manufacturers make many different products
터키어 | 영어 |
---|---|
ürün | products |
TR Farklı sivil toplum kuruluşlarında, farklı şehirlerde çalıştım
EN I have worked at various non-governmental institutions and in different cities
TR Farklı üyeler yardımcı olacak farklı araçlar buldu ve sıklıkla kullandığımız araçlar zamanla değişiyor
EN Different members have found different tools to be helpful, and often the tools we use change over time
터키어 | 영어 |
---|---|
farklı | different |
üyeler | members |
araçlar | tools |
ve | and |
sıklıkla | often |
TR Farklı ekranlara uyum sağlayan düzenleme aracını kullanarak web sitenizi hareket halindeyken bile oluşturabilir ve düzenleyebilirsiniz. Tüm değişiklikleri kaydedin ve farklı cihaza geçtiğinizde kaldığınız yerden devam edin.
EN Build and edit your website on the go with our responsive editor. Save all your changes effortlessly while switching devices and continue right where you left off.
터키어 | 영어 |
---|---|
düzenleme | edit |
web | website |
halindeyken | on the go |
ve | and |
tüm | all |
değişiklikleri | changes |
kaydedin | save |
devam | continue |
TR İnsanların self servis yardım merkezlerini sevmesinin birçok farklı nedeni vardır: farklı türde içerikler (videolar, resimler, metinler ...) toplar, özerkliği destekler ve 7/24 çalışır
EN There's lots of different reasons why people like self-service help centers: it gathers different kinds of content (videos, images, texts ...), It promotes autonomy and it operates 24/7
터키어 | 영어 |
---|---|
self | self |
nedeni | why |
vardır | there |
videolar | videos |
resimler | images |
metinler | texts |
çalışır | operates |
ın | of |
TR Amazon Web Services, farklı ihtiyaçları karşılamak için farklı bilişim hizmetleri sunar.
EN Amazon Web Services offers a set of compute services to meet a range of needs.
터키어 | 영어 |
---|---|
web | web |
ihtiyaçları | needs |
karşılamak | meet |
sunar | offers |
TR Farklı domainler yani SAN olarak nitelendirilen birden fazla domain adresini tek sertifika ile koruyan SSL sertifikaları Multi Domain San SSL olarak tanımlanmakta olup, 250'ye kadar farklı domaini ve subdomaini korumanıza imkan tanır
EN SSL certificates, which protect different domains, in other words multiple domain addresses defined as SAN, with a single certificate, are defined as Multi Domain San SSL and allow you to protect up to 250 different domains and subdomains
터키어 | 영어 |
---|---|
domainler | domains |
ssl | ssl |
TR Türkiye'de doğrudan farklı sivil toplum örgütleri ve Avrupa Birliği tarafından yürütülen teknik destek programları aracılığıyla çocuklar ve çocukların hakları ile ilgili farklı çalışmalar yapıldı
EN In Turkey, different studies were carried out on children and their rights through technical support programs carried out directly by different non-governmental organizations and the European Union
터키어 | 영어 |
---|---|
türkiye | turkey |
de | out |
doğrudan | directly |
farklı | different |
birliği | union |
teknik | technical |
programları | programs |
çocuklar | children |
hakları | rights |
çalışmalar | studies |
터키어 | 영어 |
---|---|
farklı | different |
fiyat | price |
destekleyecek | support |
form | form |
amaca | purpose |
터키어 | 영어 |
---|---|
mobil | mobile |
boyunca | during |
farklı | different |
TR Şimdi onlar, ekip için verimliliği artırarak farklı kaynaklara farklı ülkelerden kolayca erişim sağlayabiliyorlar
EN They can now easily manage cross-country access to different resources, improving efficiency for the team
터키어 | 영어 |
---|---|
ekip | team |
verimliliği | efficiency |
farklı | different |
kaynaklara | resources |
kolayca | easily |
erişim | access |
TR Soruşturmalar genelde, farklı faaliyet alanlarına ilişkin unsurların ve farklı bakış açılarının bir araya getirilerek mevcut duruma özel stratejilerin hazırlanmasını gerektirmektedir
EN Investigations generally involve substantial coordinated input from a range of practice areas, drawing these diverse perspectives together into a tailored and systematic investigation strategy or roadmap
터키어 | 영어 |
---|---|
soruşturmalar | investigations |
araya | together |
mevcut | these |
özel | tailored |
TR Moroğlu Arseven, dünyanın farklı ülkelerinde, farklı ekiplerle çalışma yapmak ve onlara liderlik etmek konusunda son derece deneyimlidir
EN Moroğlu Arseven’s dispute specialists often work closely with other practice areas, to draft tailored dispute resolution clauses and establish robust mediation and arbitration procedures
터키어 | 영어 |
---|---|
arseven | arseven |
farklı | other |
çalışma | work |
터키어 | 영어 |
---|---|
ise | when |
kullanın | use |
ın | of |
터키어 | 영어 |
---|---|
led | led |
cilt | skin |
yüz | facial |
터키어 | 영어 |
---|---|
ve | and |
soğuk | cold |
farklı | different |
ürünlerini | products |
olabilir | can |
TR Farklı kullanıcı segmentleri oluşturun ve her kullanıcıyı farklı bir gruba atayın
EN Create different user segments and assign each user to a different group
터키어 | 영어 |
---|---|
farklı | different |
kullanıcı | user |
oluşturun | create |
her | each |
터키어 | 영어 |
---|---|
farklı | different |
için | for |
fatura | billing |
터키어 | 영어 |
---|---|
kesinlikle | absolutely |
davet | invite |
edebilir | can |
ve | and |
bilgi | learn |
TR Farklı türden bilgiyi toplamak için farklı yollar mevcut ama veri tabanımızın yüksek kalite standardı aynı kalıyor.
EN There are different methods for gathering different types of information but the high standard of quality across our databases remains the same.
터키어 | 영어 |
---|---|
farklı | different |
ama | but |
yüksek | high |
standardı | standard |
TR Elsevier olarak, yazarların makalelerini yayınlamayı tercih ettiği farklı yöntemleri yansıtmak amacıyla birbirinden farklı yayınlama modelleri sunuyoruz
EN At Elsevier, we offer a mix of publishing models to reflect the different ways authors choose to publish articles
터키어 | 영어 |
---|---|
elsevier | elsevier |
yazarların | authors |
tercih | choose |
farklı | different |
yansıtmak | reflect |
modelleri | models |
TR Amazon Web Services, farklı ihtiyaçları karşılamak için farklı bilişim hizmetleri sunar.
EN Amazon Web Services offers a set of compute services to meet a range of needs.
터키어 | 영어 |
---|---|
web | web |
ihtiyaçları | needs |
karşılamak | meet |
sunar | offers |
터키어 | 영어 |
---|---|
php | php |
sınıf | class |
TR Farklı domainler yani SAN olarak nitelendirilen birden fazla domain adresini tek sertifika ile koruyan SSL sertifikaları Multi Domain San SSL olarak tanımlanmakta olup, 250'ye kadar farklı domaini ve subdomaini korumanıza imkan tanır
EN SSL certificates, which protect different domains, in other words multiple domain addresses defined as SAN, with a single certificate, are defined as Multi Domain San SSL and allow you to protect up to 250 different domains and subdomains
터키어 | 영어 |
---|---|
domainler | domains |
ssl | ssl |
TR Türkiye'de doğrudan farklı sivil toplum örgütleri ve Avrupa Birliği tarafından yürütülen teknik destek programları aracılığıyla çocuklar ve çocukların hakları ile ilgili farklı çalışmalar yapıldı
EN In Turkey, different studies were carried out on children and their rights through technical support programs carried out directly by different non-governmental organizations and the European Union
터키어 | 영어 |
---|---|
türkiye | turkey |
de | out |
doğrudan | directly |
farklı | different |
birliği | union |
teknik | technical |
programları | programs |
çocuklar | children |
hakları | rights |
çalışmalar | studies |
터키어 | 영어 |
---|---|
farklı | different |
fiyat | price |
destekleyecek | support |
form | form |
amaca | purpose |
터키어 | 영어 |
---|---|
mobil | mobile |
boyunca | during |
farklı | different |
TR Araçta herhangi özel bir altyapı gerektirmeyen ve farklı araçlara kolaylıkla entegre edilebilen bu çözüm, aynı zamanda, farklı silahların kullanımına da imkân sağlıyor
EN This solution, which requires no special infrastructure and can be easily integrated into different vehicles, can also be mounted with different weapons
터키어 | 영어 |
---|---|
herhangi | no |
özel | special |
altyapı | infrastructure |
farklı | different |
entegre | integrated |
bu | this |
çözüm | solution |
TR Farklı gelirlere, farklı miktarlarda gelir vergisi
EN Differences in income then lead to differences in levels of income tax
터키어 | 영어 |
---|---|
gelir | income |
TR Aynı kurabiye, farklı farklı isimler: Kreppl, Berliner, Krapfen.
EN One pastry with many names: Kreppl, Berliner, Krapfen.
TR Ekipte kimler yer alıyor? Ekibimiz pek çok farklı yönden çok farklı kişilerden oluşuyor
EN Who works on your team? We are very diverse many ways
터키어 | 영어 |
---|---|
yer | on |
TR Hedefimiz bu şekilde üyelerimizin farklı cinsiyet, cinsel yönelim, yaş, mesleki ve ailevi özellikleriyle gelen farklı bakış açılarını ekibe entegre etmekti
EN The aim has been to integrate different people and thus also different approaches into the team, be it in terms of gender, sexuality, age, or professional and family background
터키어 | 영어 |
---|---|
farklı | different |
yaş | age |
ve | and |
TR İsimleri farklı dillerden gelen insanlar farklı kanal ve platformlarda giderek daha ön plana çıkıyorlar
EN More and more people with non-German names are having a say on different levels
터키어 | 영어 |
---|---|
insanlar | people |
ve | and |
TR Aynı veya farklı enjeksiyon konumları kullanılarak gerçekleştirilen iki farklı malzeme enjeksiyonu.
EN Injection of two different materials using either the same or different injection locations.
터키어 | 영어 |
---|---|
enjeksiyon | injection |
kullanılarak | using |
malzeme | materials |
터키어 | 영어 |
---|---|
cihazlarda | devices |
ve | and |
çevrimdışı | offline |
TR Aynı veya farklı enjeksiyon konumları kullanılarak gerçekleştirilen iki farklı malzeme enjeksiyonu.
EN Injection of two different materials using either the same or different injection locations.
터키어 | 영어 |
---|---|
enjeksiyon | injection |
kullanılarak | using |
malzeme | materials |
TR Aynı veya farklı enjeksiyon konumları kullanılarak gerçekleştirilen iki farklı malzeme enjeksiyonu.
EN Injection of two different materials using either the same or different injection locations.
터키어 | 영어 |
---|---|
enjeksiyon | injection |
kullanılarak | using |
malzeme | materials |
TR Aynı veya farklı enjeksiyon konumları kullanılarak gerçekleştirilen iki farklı malzeme enjeksiyonu.
EN Injection of two different materials using either the same or different injection locations.
터키어 | 영어 |
---|---|
enjeksiyon | injection |
kullanılarak | using |
malzeme | materials |
TR Aynı veya farklı enjeksiyon konumları kullanılarak gerçekleştirilen iki farklı malzeme enjeksiyonu.
EN Injection of two different materials using either the same or different injection locations.
터키어 | 영어 |
---|---|
enjeksiyon | injection |
kullanılarak | using |
malzeme | materials |
50 번역 중 50 표시 중