TR Sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerinizin yerine getirilmesinden tamamen siz sorumlusunuz ve yükümlülüklerinizin yerine getirilmemesinden veya tatmin edilmemesinden kaynaklanan her türlü zararı bize tazmin etmelisiniz.
Түрік тіліндегі "yerine" келесі Ағылшын сөздерге/фразаларға аударылуы мүмкін:
TR Sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerinizin yerine getirilmesinden tamamen siz sorumlusunuz ve yükümlülüklerinizin yerine getirilmemesinden veya tatmin edilmemesinden kaynaklanan her türlü zararı bize tazmin etmelisiniz.
EN You are fully responsible for the due performance of your obligations under the Agreement and must compensate to us any and all damages caused by the non-performance or unsatisfactory performance of your obligations.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
sözleşme | agreement |
yükümlü | responsible |
TR Bu nedenle kimi görevlerimizi yerine getiremiyor ya da sadece kısıtlı çerçevede yerine getirebiliyoruz
EN As a result, many tasks are currently being left undone, because we are no longer able to carry them out or can only perform them in much reduced form
TR Fakat mevcut şansölye cumhurbaşkanının görevlendirmesiyle yerine yeni biri seçilene kadar hükümet görevlerini yerine getirmekten sorumludur
EN At the request of the Federal President the chancellor is obliged to continue carrying out government affairs until the election of her or his successor has been completed
Түрік | Ағылшын |
---|---|
şansölye | chancellor |
hükümet | government |
TR Ancak tüm işlemeler bulut tabanlı yerine yerelleştirilmiş olduğundan, bazı analistler “sis” ve “edge” bilişim terimlerini birbirinin yerine kullanılabilir olarak görmektedir.
EN However, because all processing is localized rather than cloud-based, some analysts see the terms ?fog? and ?edge? computing as interchangeable.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
ancak | however |
tüm | all |
bulut | cloud |
bazı | some |
edge | edge |
TR Hakemlerin bu hayati önemdeki rolü neden yerine getirdiğini, nasıl kabul gördüklerini ve hakemlik yapmak için sizin de nasıl gönüllü olabileceğinizi öğrenin.
EN Find out why reviewers perform this vital role, how they are recognised and how you can volunteer to review yourself.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
hayati | vital |
rolü | role |
de | out |
gönüllü | volunteer |
öğrenin | find out |
TR Artık uzaktan erişimi yönetmeye zaman harcamak yerine şirket projelerine odaklanabiliyorlar."
EN They can focus on internal projects instead of spending time managing remote access."
Түрік | Ағылшын |
---|---|
uzaktan | remote |
erişimi | access |
TR Semrush, tam anlamıyla bunu yerine getiren çok sağlam bir pakettir.
EN Semrush is a very solid package that delivers exactly that.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
semrush | semrush |
tam | exactly |
çok | very |
sağlam | solid |
bir | a |
TR Klautz bunun yerine Alman teknolojisi, tıbbı ve tarihiyle ilgili şeyler yayınlamaya karar verdi.
EN Instead, Klautz decided to publish German technology, medicine and history.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
alman | german |
teknolojisi | technology |
TR Yani insanlar ve durumlara nesnel veya nicel parametreler yerine genelde bilinçsiz genellemeler ve peşin hükümlerle yaklaşırız.
EN It means that we often end up treating people and situations based on unconscious generalizations and preconceptions rather than using a set of objective qualitative or quantitative parameters.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
insanlar | people |
veya | or |
genelde | often |
bilinçsiz | unconscious |
TR İhtiyacınız olan şey ister sayılar, ister tablolar, ister çizimler, ister özetler olsun, dergi makalelerimizden bilgi alınması için yapılan tüm izin taleplerini yerine getirebiliriz.
EN Whether you require figures, tables, illustrations, or abstracts, we can fulfil any permission requests for information excerpts from our journal articles.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
olan | whether |
tablolar | tables |
dergi | journal |
bilgi | information |
tüm | any |
izin | permission |
TR Daha sonra yapılacak büyük müzenin yerine, eskisine ek bir müze yapılması; burada da Sebastion yontularının sergilenmesine Kültür Bakanlığı, Anıtlar Kurulu tarafından karar verilmiştir.
EN The marble was brought from the cities’ one kilometers north of the marble quarries.
TR Küçük bir girişimden büyük bir uluslararası firmaya dönüşmemize rağmen, bizi şu anki konumuza getiren temel değerlere tamamen bağlıyız: katı bir plana bağlı kalmak yerine değişime ayak uydurmak ve bireyleri sürece dahil etmek
EN Though we’ve grown from a small startup to a large international company, we remain fully committed to the fundamental values that got us where we are now: adapting to change versus following a strict plan and by placing individuals over processes
Түрік | Ағылшын |
---|---|
küçük | small |
uluslararası | international |
temel | fundamental |
tamamen | fully |
plana | plan |
kalmak | remain |
TR Bunun yerine, basitçe birkaç adet SEO sektör anketinin sonuçlarını ve yalnızca Ahrefs’te bulacağınız bazı yararlı özellikleri paylaşmaya karar verdik.
EN Instead, we thought we’d keep things simple and share the results of a few SEO industry polls and some useful features that you’ll only find in Ahrefs.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
sektör | industry |
yararlı | useful |
özellikleri | features |
TR Bunu yerine getirmemeniz, bu Kullanım şartlarının bir ihlalini teşkil edecektir ve bu da Foursquare hesabının derhal feshedilmesine neden olabilir
EN Failure to do so shall constitute a breach of these Terms of Use, which may result in immediate termination of your Foursquare account
Түрік | Ағылшын |
---|---|
bunu | these |
kullanım | use |
foursquare | foursquare |
derhal | immediate |
hesabını | account |
TR Verilerinizi Tüketici Hizmetlerini ve işimizi yerine getirmek, sürdürmek ve sizi daha iyi anlamak ve Tüketici Hizmetlerini kişiselleştirmek için kullanıyoruz
EN We use your data to operate, maintain the Consumer Services, and our business, and to understand you better and personalize the Consumer Services
Түрік | Ағылшын |
---|---|
verilerinizi | your data |
tüketici | consumer |
hizmetlerini | services |
sürdürmek | maintain |
sizi | you |
TR Yaz ayları Aphrodisias Müzesi ve Ören yerine gelen yerli ve yabancı ziyaretçilerle oldukça canlılık kazanır.
EN In the summer months, the Aphrodisias Museum and the ruins of the local and foreign visitors to the ruins is quite vital.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
yaz | summer |
aphrodisias | aphrodisias |
müzesi | museum |
yerli | local |
oldukça | quite |
TR Artık, gelen iletilerin vurgulanan URL'sinin bir kısmını, URL'nin tamamı yerine kopyalayabilirsiniz.
EN Now you can copy a part of the highlighted URL of incoming messages rather than the whole URL.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
artık | now |
url | url |
kısmını | part of |
TR Bulut barındırma, daha esnek ve güvenilir bir barındırma deneyimi oluşturmak için tek bir sunucu kullanmak yerine bir sunucu ağından yararlanır
EN Instead of using a single server, cloud hosting utilizes a network of servers to create a more flexible and reliable hosting experience
Түрік | Ағылшын |
---|---|
bulut | cloud |
esnek | flexible |
güvenilir | reliable |
deneyimi | experience |
TR Kopyala yapıştırmak yerine .xlsx dosyasını kolay bir formatta indirin.
EN Instead of copy-pasting download .xlsx file in an easy format.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
dosyasını | file |
kolay | easy |
indirin | download |
TR Örneğin, bahçe ürünleri satıyorsanız, ücretsiz bir iPad vermek yerine en çok satan ürününüzü şanslı bir aboneye çekilişle hediye edebilirsiniz
EN For example, if you sell gardening products, you might want to give away your best-selling product to one lucky subscriber as opposed to giving away a free iPad
Түрік | Ағылшын |
---|---|
ücretsiz | free |
ipad | ipad |
TR Bir diğer avantaj da stake ettiğiniz coinlerin değerinin ASIC ve diğer madencilik donanımlarında olduğu gibi azalmak yerine, sadece piyasa fiyatlarındaki dalgalanmalardan etkileneceği gerçeğidir
EN Another benefit is that the value of your staked coins doesn't depreciate unlike with ASICs and other mining hardware
Түрік | Ағылшын |
---|---|
avantaj | benefit |
madencilik | mining |
olduğu | is |
TR Control Union Sertifikasyon Hizmetleri onayladığı bir ürün, süreç, hizmet veya kuruluşun ilgili gözetim veya sertifikasyon standardı gerekliliklerini yerine getirdiğine dair tüm ilgili taraflara garanti ve güven sağlamayı amaçlar
EN Control Union Certifications aims to provide assurance and confidence to all interested parties that a product, process, service or organisation that it certified fulfils the requirements of the relevant inspection or certification standard
Түрік | Ағылшын |
---|---|
control | control |
union | union |
sertifikasyon | certification |
ürün | product |
süreç | process |
veya | or |
ilgili | relevant |
standardı | standard |
garanti | assurance |
güven | confidence |
TR ZenVPN'le bağlandığınızda, "engelli site" diye bir şey yoktur. Büyük Ağabey sizin ne yapmanıza izin verilip verilmeyeceğiyle ilgili fikirlerini münasip bir yerine sokabilir.
EN When your connection is encrypted no one interfere with your browsing, prevent you from accessing specific websites, replace website content or inject malicious code in your session.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
ilgili | specific |
yoktur | no |
TR Uzun vadede, VR oyunlaştırmasının reaktif tasarım yerine yeni bir proaktif çağda nasıl yardımcı olabileceğini görmek çok kolay
EN Long term, it’s easy to see how VR gamification could help usher in a new era of proactive instead of reactive design
Түрік | Ағылшын |
---|---|
uzun | long |
tasarım | design |
proaktif | proactive |
kolay | easy |
TR Onun yerine, Arctis Pro Kablosuz’da çifte kablosuz sistem bulunuyor; burada kayıpsız ve düşük gecikme süreli 2,4G bağlantısı oyunculuk için kullanılırken, Bluetooth mobil cihazlara bağlanmak için kullanılıyor
EN Rather, the Arctis Pro Wireless features a dual-wireless system where its lossless and low latency 2.4G connection is used for gaming while Bluetooth is used to connect to mobile devices
Түрік | Ағылшын |
---|---|
arctis | arctis |
sistem | system |
düşük | low |
gecikme | latency |
bağlantısı | connection |
oyunculuk | gaming |
mobil | mobile |
TR “Bu sefer, eBay'den saçma sapan şeyler almak yerine iFixit'ten yüksek kaliteli bir yedek parça tercih ettim.”
EN “This time, I went with a high quality replacement from iFixit instead of some crap off eBay.”
Түрік | Ағылшын |
---|---|
bu | this |
ifixit | ifixit |
yüksek | high |
kaliteli | quality |
TR Prince kısa bir süre sonra grubu The Tubes’e geri döndü ve onun yerine daha önce John Lennon ve Frank Zappa gibi isimlerle çalışmış olan İngiliz Aynsley Dunbar alındı
EN The band has gone through several phases since its inception by former members of Santana
TR Gereğini yerine getirmek, sık sık ve hızlı bir şekilde yol almak için şamalataları geçip gittik.
EN We cut through the noise in order to execute, ship often and fast.
TR Ay'a seyahat hiç kolay değil. Gün be gün, santim santim ilerliyoruz. Gereğini yerine getirenlere, mücadelede kalanlara, asla ama asla pes etmeyenlere değer veriyoruz. Sabredeceğiz.
EN A ride to the moon is never smooth. We advance inch by inch, day by day. We value those who execute, who stay in the fight, who never, ever give up. We will persevere.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
a | a |
gün | day |
ama | we |
değer | value |
TR Hepimiz Jeff Bezos'un uzaya gideceği haberini duyduk, son günlerdeki bir başka gelişme ise rokette bir koltuk için yaklaşık 30 milyon dolar ödeyen bir baska yolcunun yerine 18 yaşındaki……
EN Dear Traders, Phemex is adding three popular new assets for spot trading! Axie Infinity Shard (AXS) Polygon (MATIC) Solana (SOL) We hope you enjoy our expanded offering! Detail……
Түрік | Ағылшын |
---|---|
hepimiz | we |
son | new |
TR Hazır profesyonel çözümü kullanarak nasıl kripto para işlem hizmetleri sunabileceğinizi öğrenin. Neden her geçen gün daha fazla şirketin sıfırdan başlamak yerine bu hizmeti kullandığını öğrenin.
EN Learn more about how to provide cryptocurrency trading services by implementing a ready-made professional solution. Find out why more and more businesses prefer to use bespoke solutions than starting from scratch.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
profesyonel | professional |
çözümü | solution |
işlem | trading |
sıfırdan | from scratch |
TR Sizi İnternet'te anonim yapacağımıza dair reklam yapmıyorum veya bunun sözün vermiyoruz, bunun yerine çevirimiçi gizliliğinizi ve güvenliğinizi geliştiriyoruz.
EN We don't advertise or promise that we can make you anonymous on the Internet, but instead that we'll improve your privacy and security online.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
anonim | anonymous |
veya | or |
TR Sonix, sesi metne dönüştürmek için en son yapay zeka teknolojilerini kullanır, böylece ses veya video görüşmelerinizi transkripsiyon yapmak yerine türetilen içgörülere odaklanabilirsiniz.
EN Sonix uses the latest AI-technologies to convert audio to text so you can focus deriving insights rather than transcribing your audio or video interviews.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
metne | text |
kullanır | uses |
böylece | so |
video | video |
görüşmelerinizi | interviews |
transkripsiyon | transcribing |
TR Sonix ile anahtar veri noktalarını asimile etmeye ve zaman transkripsiyonu yapmak yerine bilgileri sentezlemeye odaklanabilirsiniz.
EN With Sonix you can focus on assimilating key data points and synthesizing information rather than spending time transcribing.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
sonix | sonix |
anahtar | key |
zaman | time |
TR Çerez bilgileri tarayıcınızda saklanır ve web sitemize döndüğünüzde sizi tanımak ve ekibimizin web sitesinin hangi bölümlerini en ilginç ve yararlı bulduğunuzu anlamasına yardımcı olmak gibi işlevleri yerine getirir.
EN Cookie information is stored in your browser and performs functions such as recognising you when you return to our website and helping our team to understand which sections of the website you find most interesting and useful.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
bilgileri | information |
sizi | you |
ekibimizin | our team |
en | most |
ilginç | interesting |
yararlı | useful |
işlevleri | functions |
TR Çevrenizdeki insanlarla birlikte olmak yerine telefonunuzu kullanmaya geri mi dönüyorsunuz?
EN Do you revert to using your phone instead of being present with the people around you?
Түрік | Ағылшын |
---|---|
insanlarla | people |
telefonunuzu | your phone |
TR Uygunsuz davranan bir üyeye ulaşırken, yanlış iletişimi önlemeye yardımcı olacağından, kısa mesaj yerine yüz yüze veya telefonla konuşmak yardımcı olabilir
EN In reaching out to a member who has acted inappropriately, it can be helpful to address them face-to-face or over the phone, rather than through text message, as this tends to help avoid miscommunication
Түрік | Ағылшын |
---|---|
uygunsuz | inappropriately |
üyeye | member |
mesaj | message |
yüz | face |
olabilir | can |
TR Bu kadar büyük bir taahhütle uğraşmak yerine, bir ömür boyu ayık olmayı düşünmüyoruz; Sadece önümüzdeki 24 saat ayık olmaya çalışıyoruz
EN Instead of dealing with such a big commitment, we do not think about being sober for a whole lifetime; we just work on being sober for the next 24 hours
Түрік | Ағылшын |
---|---|
büyük | big |
ömür | lifetime |
saat | hours |
TR Mükemmel sistemi aramak için bu satırları değiştirirken çıkmaza girmemek önemlidir; bunun yerine, satırlarınızın bir taslağını yazdıysanız, dikkatinizi programımızın daha derin duygusal ve ruhsal araçlarına çevirmeniz önerilir
EN It’s important to not get bogged down in tweaking these lines in search of the perfect system; rather, if you have written out a draft of your lines, it is recommended to turn your attention to the deeper emotional and spiritual tools of our program
Түрік | Ағылшын |
---|---|
mükemmel | perfect |
sistemi | system |
aramak | search |
duygusal | emotional |
TR Bunun yerine, bu an bir büyüme fırsatı olabilir
EN Instead, this moment can be a growth opportunity
Түрік | Ағылшын |
---|---|
yerine | instead |
an | moment |
bir | a |
büyüme | growth |
fırsatı | opportunity |
olabilir | can |
TR Yüz yüze toplulukTopluluğunuzla sosyal medya aracılığıyla bağlantı kurmak yerine, üyelerimiz başkalarıyla gerçek hayatta bağlantı kurmaya çalışır
EN In-person communityInstead of connecting with your community through social media, our members make an effort to connect with others in real life
Түрік | Ағылшын |
---|---|
gerçek | real |
TR Bilinçaltında kendimden vazgeçtim ve bunun yerine hayal kırıklığı, öfke ve boşluk deliğini internetle doldurdum
EN I subconsciously gave up on myself and instead filled the hole of frustration, anger and emptiness with the internet
TR Gerçek hayatta insanlardan yardım istemek, bir sorunu kendi başıma çözmek, tüketmek yerine çalışmak daha zordur ama buna değer
EN It is harder to ask people in real life for help, to address a problem head-on myself, to work instead of consuming, but it?s worth it
Түрік | Ағылшын |
---|---|
gerçek | real |
yardım | help |
sorunu | problem |
değer | worth |
TR Mükemmel değil, ama mesele bu – sonunda ondan kaçmak yerine gerçeklikle, iyiyle ve kötüyle ilişki kurabiliyorum
EN It?s not perfect, but that?s the point – I?m finally able to engage with reality, the good and the bad, instead of escaping it
Түрік | Ағылшын |
---|---|
mükemmel | perfect |
değil | not |
TR Bir formu kontrol etmek için değerli zamanınızı (ve sabrınızı) boşa harcamak yerine, forms.app kullanmayı seçtiğinizde daha önemli bir şey yapabilirsiniz
EN Instead of wasting your precious time (and patience) on checking a form, you can do something more important when you choose to use forms.app
Түрік | Ағылшын |
---|---|
değerli | precious |
app | app |
önemli | important |
TR Pazarlama materyallerine zaman ve para harcamak yerine, bütçemizi daha çok acentalarımız için kullanmayı önceliyoruz
EN Philosophically, we wanted to use more of our budget to compensate our agents rather than spend time and money on marketing materials
Түрік | Ағылшын |
---|---|
pazarlama | marketing |
zaman | time |
TR Kullanıcıların 80% kadarı Hostinger yerine Alastyr tercih ediyor
EN 80% of users choose Hostinger over Alastyr
Түрік | Ағылшын |
---|---|
tercih | choose |
TR Kullanıcıların 80% kadarı Hostinger yerine Verigom tercih ediyor
EN 80% of users choose Hostinger over Verigom
Түрік | Ағылшын |
---|---|
tercih | choose |
TR Kullanıcıların 80% kadarı Hostinger yerine Natro tercih ediyor
EN 80% of users choose Hostinger over Natro
Түрік | Ағылшын |
---|---|
tercih | choose |
TR Bu şekilde, müşteriler tarafından boğulmak yerine sorunun çözümüne odaklanabilirsiniz.
EN This way you can focus on the problem resolution instead of being flooded by customers.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
şekilde | way |
müşteriler | customers |
{Totalresult} аударманың 50 көрсетілуде