TR Bu bağlamda netliği ve şeffaflığı artırmak için Cell Press araştırma makaleleri için CRediT taksonomisinin kullanımına geçmiştir.
TR Bu bağlamda netliği ve şeffaflığı artırmak için Cell Press araştırma makaleleri için CRediT taksonomisinin kullanımına geçmiştir.
EN With a view to improving clarity and transparency in this context, Cell Press introduced the use of the CRediT taxonomy for research papers,
Түрік | Ағылшын |
---|---|
şeffaflığı | transparency |
araştırma | research |
TR Oyun alanında en iyi mikrofon olarak bilinen Arctis ClearCast mikrofon, stüdyo kalitesinde ses netliği ve uğultu kesme sağlar.
EN Widely recognized as the best mic in gaming, the Arctis ClearCast microphone delivers studio-quality voice clarity and background noise cancellation.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
oyun | gaming |
mikrofon | microphone |
arctis | arctis |
stüdyo | studio |
sağlar | delivers |
TR Hava Taşımacılığı, ürününüze pazarda en iyi başlangıcı sağlamak için son derece önemli olan kontrol, yer garantisi, görüş netliği ve güvenlik gibi nitelikler sağlayabilir.
EN Air Freight can offer qualities as control, guaranteed space, visibility and security, all of which is important to give your product the best start on the market.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
hava | air |
önemli | important |
olan | is |
TR Stratejik olarak konumlandırılmış geçiş noktalarımız üzerinden farklı hizmetler sunuyor, yoğun noktalardan kaçınıyor, sevkiyatı her an kontrol altında tutuyor, rekabet edebilir fiyat seviyeleri ile görüş netliği sağlıyoruz.
EN We offer differentiating services via our strategically positioned gate ways, avoiding congestions, staying in control, providing visibility at competitive price levels.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
kontrol | control |
fiyat | price |
seviyeleri | levels |
TR Daha fazla esneklik ve iyileşme gücü için, tedarik zincirinde daha iyi uçtan uca görüş netliği
EN Better end-to-end supply chain visibility for increased flexibility and resilience
Түрік | Ағылшын |
---|---|
esneklik | flexibility |
tedarik | supply |
zincirinde | chain |
TR Bu da bünyesinde talep zinciri, ağ tasarımı, stoklara yönelik görüş netliği ve iş sürekliliğini bir araya getiren stratejiler oluşturmayı içerir
EN This includes devising strategies that incorporate the demand chain, network design, inventory visibility, and business continuity
Түрік | Ағылшын |
---|---|
bu | this |
talep | demand |
zinciri | chain |
stratejiler | strategies |
içerir | includes |
TR Görüş netliği ve kontrol, otomotiv endüstrisine atılım yapması için yakıt sağlayan iki temel faktördür
EN Visibility and control are two key factors that fuel the automotive industry to leap forward
Түрік | Ағылшын |
---|---|
kontrol | control |
otomotiv | automotive |
yakıt | fuel |
temel | key |
TR Maersk'te size daha iyi kontrol, görüş netliği, tahmin ve planlama sunarak, bunu gerçekleştirmenize yardımcı oluyoruz
EN At Maersk, we help you do that by giving you better control, visibility, speculation, and planning
Түрік | Ағылшын |
---|---|
maersk | maersk |
size | you |
kontrol | control |
ve | and |
planlama | planning |
TR Oyun alanında en iyi mikrofon olarak bilinen Arctis ClearCast mikrofon, stüdyo kalitesinde ses netliği ve uğultu kesme sağlar.
EN Widely recognized as the best mic in gaming, the Arctis ClearCast microphone delivers studio-quality voice clarity and background noise cancellation.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
oyun | gaming |
mikrofon | microphone |
arctis | arctis |
stüdyo | studio |
sağlar | delivers |
TR Odalarda bir söz vardır: “Teslim ol ve kazan.” Gerçek teslimiyetimin bana verdiği zenginliği, huzuru, varlığı, anlamı veya netliği asla hayal edemezdim
EN There is a saying in the rooms: ?Surrender and win.? I could never have imagined the richness, peace, presence, meaning, or clarity that I have been given by my true surrender
Түрік | Ағылшын |
---|---|
gerçek | true |
bana | i |
veya | or |
asla | never |
TR Scholix bilimsel literatür ve veriler arasında bağlantı kurmaya yönelik bir çerçeve sağlayarak araştırmacıların ilişkili verileri bulmasını ve doğru bağlamda yorumlamasını kolaylaştırır
EN Scholix provides a framework for connecting scholarly literature and data, making it easier for researchers to find relevant data and interpret it in the right context
Түрік | Ағылшын |
---|---|
bağlantı | connecting |
çerçeve | framework |
TR Bu bağlamda, sarmaşıkla sarılmış ağaç ve üzüm asması verimli bir ilişkiyi temsil etmekte, dolayısıyla hikaye bir ders içermektedir
EN In this context the intertwined tree and vine represent a fruitful relationship – and the story therefore carries a moral
Түрік | Ағылшын |
---|---|
bu | this |
ağaç | tree |
temsil | represent |
dolayısıyla | therefore |
hikaye | story |
TR Özellikle metin madenciliği ve görüntü işleme teknolojilerinin bu bağlamda nasıl kullanılabileceğine odaklanıldı.
EN It specifically focused on how text mining and image processing technologies can be used in this context.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
metin | text |
görüntü | image |
işleme | processing |
bu | this |
TR Lojistik zincirin mümkün olan her noktasında alternatif hizmetler geliştiriyoruz; müşteri hizmetleri ekiplerimiz size bu bağlamda daha fazla bilgi sağlayabilir.
EN We are developing alternative services across the logistic chain where possible and our customer service teams are able to provide more context.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
mümkün | possible |
alternatif | alternative |
TR Bu bağlamda, yorum ve beğeniler diğer sosyal medya platformlarında olduğu gibi Instagram?ın da en önemli dinamiklerindendir
EN In this regard, comments and likes are among the most important dynamics of Instagram, just like on other social media platforms
Түрік | Ағылшын |
---|---|
bu | this |
yorum | comments |
diğer | other |
en | most |
TR Bu bağlamda veri sahiplerinin ilgili haklarını kullanmaları mümkün kılınmalıdır.
EN In this context, it should be made possible for data owners to exercise their respective rights.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
bu | this |
veri | data |
ilgili | respective |
mümkün | possible |
TR Kullanıcılar, Raffles Sitesinin çerezler kullandığı ve ACCOR’un kişisel verileri işlediği konusunda bilgilendirilir. Bu bağlamda Kullanıcılar, Müşterilerin Kişisel Verilerinin Korunması Beyanını okumaya davet edilir.
EN Users are informed that the Raffles Site uses cookies and that ACCOR processes personal data. In this regard, Users are invited to read the Charter on the Protection of Customers' Personal Data.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
kullanıcılar | users |
raffles | raffles |
çerezler | cookies |
ve | and |
kişisel | personal |
bu | this |
müşterilerin | customers |
ın | of |
TR Tıbbın amacı iyileştirmek ve yardım etmek. Modern teknolojilerin ve dijitalleşmenin bu bağlamda sunduğu desteği buradan okuyabilirsiniz.
EN Healing and helping are the goals of medical action. Read here about how modern technology and digitization can contribute to these aims.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
ve | and |
yardım | helping |
modern | modern |
buradan | here |
ın | of |
TR İklimin korunması ve sürdürülebilirlik bu bağlamda ayrılmaz bir ikili – her şey gezegenimizin iyiliği için.
EN This will see climate protection and a green economy go hand in hand – in the best interests of our planet.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
gezegenimizin | our planet |
TR Mükemmeliyet stratejisi bu bağlamda bir üniversite ve araştırma merkezi Almanya’yı genel anlamda güçlendirmiş oluyor.
EN The Excellence Strategy is therefore also strengthening Germany’s position as a centre of higher education and research by broadening its support.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
stratejisi | strategy |
araştırma | research |
merkezi | centre |
almanya | germany |
TR Bu bağlamda sivil toplum örgütlerinde yer alan kişilerin ve aktivistlerin katılımına açık çevrimiçi bir atölye serisi başlattık
EN In this context, we launched an online workshop series open to the participation of people and activists in civil society organizations
Түрік | Ағылшын |
---|---|
bu | this |
sivil | civil |
toplum | society |
açık | open |
çevrimiçi | online |
serisi | series |
TR 10.3. Ayrımcılığa dayalı yasaların, politikaların ve uygulamaların ortadan kaldırılması ve bu bağlamda uygun mevzuatın, politikaların ve eylemlerin desteklenmesi yoluyla eşit fırsatlar sunulması ve eşitsizliklerin azaltılması
EN 10.3. Ensure equal opportunity and reduce inequalities of outcome, including by eliminating discriminatory laws, policies and practices and promoting appropriate legislation, policies and action in this regard
Түрік | Ағылшын |
---|---|
bu | this |
uygun | appropriate |
eşit | equal |
TR Bu bağlamda, geniş bir müvekkil skalasıyla çalışma fırsatı bulmuş, çeşitli tahkim kuralları ve kurullarına tabi uyuşmazlıklarda müvekkilleri temsil etmiştir
EN She supports a wide range of clients in this context, with experience assisting clients in disputes which are subject to various arbitral rules and international forums
Түрік | Ағылшын |
---|---|
bu | this |
geniş | wide |
çeşitli | various |
kuralları | rules |
TR Net teslim tarihleri, bağımlılıklar ve otomasyonlarla proje iş akışları oluşturun. Dosyalarınızı istediğiniz bağlamda görün: ayrıntılı kartlar, görselleştirilmiş bir kılavuz veya tam bir proje görünümü.
EN Create project workflows with clear due dates, dependencies, and automations. See your files in whatever context you want: detailed cards, a visualized grid, or a full project view.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
net | clear |
proje | project |
oluşturun | create |
dosyalarınızı | your files |
istediğiniz | you want |
ayrıntılı | detailed |
kartlar | cards |
veya | or |
tam | full |
TR YÜKSEK HIZLI DEMİRYOLLARI, AVRUPA BİRLİĞİ DEMİRYOLU POLİTİKALARI VE BU BAĞLAMDA TÜRKİYE’DEKİ GELİŞMELERİN İNCELENMESİ
EN A REVIEW OF DEVELOPMENT TRENDS IN TURKEY ON THE CONTEXT OF EUROPEAN UNION RAILWAY POLICIES AND HIGH SPEED RAILWAYS
Түрік | Ағылшын |
---|---|
avrupa | european |
ve | and |
TR Scholix bilimsel literatür ve veriler arasında bağlantı kurmaya yönelik bir çerçeve sağlayarak araştırmacıların ilişkili verileri bulmasını ve doğru bağlamda yorumlamasını kolaylaştırır
EN Scholix provides a framework for connecting scholarly literature and data, making it easier for researchers to find relevant data and interpret it in the right context
Түрік | Ағылшын |
---|---|
bağlantı | connecting |
çerçeve | framework |
TR Bu bağlamda veri sahiplerinin ilgili haklarını kullanmaları mümkün kılınmalıdır.
EN In this context, it should be made possible for data owners to exercise their respective rights.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
bu | this |
veri | data |
ilgili | respective |
mümkün | possible |
TR Bu bağlamda; ASPİLSAN Enerji olarak hidrojen ekosistemi içinde; temiz (yeşil) hidrojenin üretimi (elektrolizör) ve tüketimi (yakıt pilleri) konularında İstanbul Ar-Ge Birimimiz ile faaliyet göstermekteyiz.
EN In this regard, as ASPİLSAN Enerji, we work with our Istanbul R&D Unit on the production (electrolyser) and use (fuel cells) of clean (green) hydrogen within the hydrogen ecosystem.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
hidrojen | hydrogen |
ekosistemi | ecosystem |
temiz | clean |
yeşil | green |
yakıt | fuel |
TR İlke ve değerlerimiz doğrultusunda kalite yönetim sistemlerimizi sürekli geliştirmeyi hedefliyoruz. Bu bağlamda ISO 10002 Müşteri
EN We aim to continuously improve our quality management systems in line with our principles and
Түрік | Ағылшын |
---|---|
ve | and |
doğrultusunda | in line with |
kalite | quality |
yönetim | management |
sürekli | continuously |
TR İklimin korunması ve sürdürülebilirlik bu bağlamda ayrılmaz bir ikili – her şey gezegenimizin iyiliği için.
EN This will see climate protection and a green economy go hand in hand – in the best interests of our planet.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
gezegenimizin | our planet |
TR Tıbbın amacı iyileştirmek ve yardım etmek. Modern teknolojilerin ve dijitalleşmenin bu bağlamda sunduğu desteği buradan okuyabilirsiniz.
EN Healing and helping are the goals of medical action. Read here about how modern technology and digitization can contribute to these aims.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
ve | and |
yardım | helping |
modern | modern |
buradan | here |
ın | of |
TR Mükemmeliyet stratejisi bu bağlamda bir üniversite ve araştırma merkezi Almanya’yı genel anlamda güçlendirmiş oluyor.
EN The Excellence Strategy is therefore also strengthening Germany’s position as a centre of higher education and research by broadening its support.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
stratejisi | strategy |
araştırma | research |
merkezi | centre |
almanya | germany |
TR Bu bağlamda Münih Güvenlik Konferansı tarihindeki ilk feminist dış politikaya dönük etkinlikleri düzenledik
EN It was also within this framework that we carried out the very first feminist foreign policy events at the Munich Security Conference
Түрік | Ағылшын |
---|---|
bu | this |
münih | munich |
güvenlik | security |
ilk | first |
etkinlikleri | events |
TR Bu bağlamda, “Tedarik zincirlerinde şirketlerin göstermesi gereken özen hakkındaki yasa” oluşturuldu
EN For that purpose it has proposed a Law on Corporate Due Diligence in Supply Chains
Түрік | Ағылшын |
---|---|
tedarik | supply |
yasa | law |
TR Bu bağlamda, ulusal sorumluluk düzeyindeki önlemler aslında iyi bir başlangıç
EN To that extent, national measures are a good start
Түрік | Ағылшын |
---|---|
ulusal | national |
iyi | good |
başlangıç | start |
TR Bu bağlamda hazırladığımız tavsiyeler karar sürecini şeffaf, ortak ve etik açıdan temellendirilebilir prensip ve uygulama süreçlerine dayandırmayı amaçlıyor.
EN The resulting recommendations were meant to sum up how to proceed in a transparent way and on the basis of consistent and ethically justifiable principles and processes.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
şeffaf | transparent |
ve | and |
TR Bu bağlamda önemli üç sütun söz konusu: iklim koruma ve karbon salımından arınma, uyum sağlama becerisinin güçlendirilmesi ve sürdürülebilir bir enerji temini
EN Three pillars are important here: climate protection and decarbonisation, increasing adaptability and a sustainable energy supply
Түрік | Ағылшын |
---|---|
önemli | important |
iklim | climate |
koruma | protection |
sürdürülebilir | sustainable |
enerji | energy |
TR Bu bağlamda elbette kırsal alanda iyi bir internet bağlantısının olması da çok önemli bir etken.
EN Of course, having a good internet connection is crucial in the country.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
elbette | of course |
iyi | good |
internet | internet |
önemli | crucial |
bağlantısı | connection |
TR Bu bağlamda özellikle ilgi çekici bulduğumuz bir durum, projelerin çoğunun kırsal kesime taşınan şehir sakinleri tarafından değil, doğrudan o köyün sakinleri tarafından başlatılmış olması oldu
EN We found particularly interesting that many projects weren’t initiated by city dwellers who had moved to the country but came directly from the village community
Түрік | Ағылшын |
---|---|
özellikle | particularly |
şehir | city |
doğrudan | directly |
o | that |
TR Seçmenlerle ilgili olarak Charlotte şöyle diyor: “Her zamankinden daha fazla insanın bu konuda kafa yorduğunu ve bu bağlamda birçok stratejik düşüncenin rol oynadığını düşünüyorum.”
EN Referring to the voters in general she says: “I have the feeling that more people are giving more thought to things now than before and that numerous strategic considerations are involved.”
Түрік | Ағылшын |
---|---|
diyor | says |
stratejik | strategic |
insan | people |
TR Öte yandan bu tür bir tanımın yanıltıcı bir yanı var; zira bir kuvvetler ayrılığı organı olmayan özgür medya, kamu otoritesine sahip değil ve bu bağlamda da, sahip olduğu rol bir devlet fonksiyonu rolüne eş değil.
EN That said, the term is somewhat misleading because the free media are not in fact part of the separation of powers in a constitutional state, they do not exert any governmental power, and therefore their role is not equivalent to a government function.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
yanıltıcı | misleading |
özgür | free |
medya | media |
fonksiyonu | function |
TR Bu bağlamda projenin, pozisyonlanmış anahtar kelimelerin sayısı ile karşılaştırıldığında daha iyi hale ve daha iyi görünürlüğe sahip hale görmemiz mümkün hale gelir.
EN In this way, we can see if the project is getting better and better visibility compared to the number of positioned keywords.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
projenin | project |
anahtar | keywords |
sayısı | number |
mümkün | can |
TR Bu bağlamda, iyi olanı koruma sözümüzü yerine getirmeye devam edebilmemiz için olağanüstü önlemler alınması gerekiyor.
EN In this context, extraordinary measures are needed to ensure we can continue to deliver on our promise to protect what’s good.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
iyi | good |
devam | continue |
olağanüstü | extraordinary |
TR Bu bağlamda, Kobo ve FNAC, kimlik doğrulamanıza izin vermek ve FNAC aracılığıyla Kobo hizmetlerini sunmak amacıyla bilgilerinizin bazılarını paylaşacaktır
EN In this context, Kobo and FNAC will share some of your information for the purpose of allowing your authentication and delivering the Kobo by FNAC services
{Totalresult} аударманың 44 көрсетілуде