TR LifeGuard size daha yeni bir işletim sistemine geçiş yaparken öngörülebilir, periyodik güvenlik güncellemeleri ve eskiden kullanılan işletim sistemi güvenlik desteğini sunabilir
"ciddi güvenlik işletim" თურქული-ში შეიძლება ითარგმნოს შემდეგ ინგლისური სიტყვებად/ფრაზებად:
TR LifeGuard size daha yeni bir işletim sistemine geçiş yaparken öngörülebilir, periyodik güvenlik güncellemeleri ve eskiden kullanılan işletim sistemi güvenlik desteğini sunabilir
EN LifeGuard gives you predictable, periodic security updates and legacy OS security support when transitioning to a newer OS
თურქული | ინგლისური |
---|---|
size | you |
güvenlik | security |
güncellemeleri | updates |
sistemi | os |
TR Ciddi güvenlik işletim sistemleri ve açık kaynak yazılım kullanıyoruz
EN We use operating systems and open source software that take security seriously
თურქული | ინგლისური |
---|---|
güvenlik | security |
sistemleri | systems |
ve | and |
açık | open |
kaynak | source |
yazılım | software |
TR Amazon EC2, farklı bulut sunucusu tiplerinin yanı sıra işletim sistemi, ağ ve güvenlik ayarlarını özelleştirme seçeneğiyle birlikte var olan uygulamaları buluta kolayca taşımanızı sağlayan tam bir yazılım yığını ile esneklik sunar
EN Amazon EC2 offers flexibility, with a wide range of instance types and the option to customize the operating system, network and security settings, and the entire software stack, allowing you to easily move existing applications to the cloud
თურქული | ინგლისური |
---|---|
amazon | amazon |
güvenlik | security |
ayarlarını | settings |
esneklik | flexibility |
TR ElastiCache ekibi açık kaynak Redis, işletim sistemi ve üretici yazılımı alanlarındaki bilinen güvenlik açıklarını sürekli izleyerek Redis ortamınızın güvenliğini muhafaza eder
EN The ElastiCache team continuously monitors for known security vulnerabilities in open-source Redis, operating system, and firmware to keep your Redis environment secure
თურქული | ინგლისური |
---|---|
elasticache | elasticache |
ekibi | team |
açık | open |
kaynak | source |
redis | redis |
ve | and |
bilinen | known |
sürekli | continuously |
TR Zebra’nın Mobility DNA’sı, kapsamlı geliştirme, yönetim, güvenlik ve iş akışı çözümleri sunan ilk Android OS işletim sistemli kurumsal yazılım süitiydi
EN Zebra’s Mobility DNA was the first Android OS enterprise software suite that provided comprehensive development, management, security and workflow solutions
თურქული | ინგლისური |
---|---|
dna | dna |
kapsamlı | comprehensive |
geliştirme | development |
yönetim | management |
güvenlik | security |
ve | and |
çözümleri | solutions |
ilk | first |
android | android |
kurumsal | enterprise |
yazılım | software |
TR Android işletim sistemi, perakande satış alanında PCI DSS, sağlık hizmetleri alanında HIPAA ve hükümete ait FIPS 140-2 de dahil olmak üzere pek çok dikey pazarda düzenleme nitelikli güvenlik şartnamelerini karşılamaktadır.
EN Android OS is meeting regulatory security certifications in multiple verticals, including retail via PCI DSS, healthcare’s HIPAA and government’s FIPS 140-2.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
android | android |
sistemi | os |
satış | retail |
hipaa | hipaa |
ve | and |
fips | fips |
olmak | is |
çok | multiple |
güvenlik | security |
TR Bunlar, sunucu ve işletim sistemi bakımı, kapasite tedariki ve otomatik ölçeklendirme, kod ve güvenlik düzeltme eki dağıtımı, kod izleme ve günlük kaydını içerir
EN This includes server and operating system maintenance, capacity provisioning and automatic scaling, code and security patch deployment, and code monitoring and logging
თურქული | ინგლისური |
---|---|
bunlar | this |
sunucu | server |
kapasite | capacity |
otomatik | automatic |
kod | code |
güvenlik | security |
izleme | monitoring |
içerir | includes |
TR Amazon EC2, farklı bulut sunucusu tiplerinin yanı sıra işletim sistemi, ağ ve güvenlik ayarlarını özelleştirme seçeneğiyle birlikte var olan uygulamaları buluta kolayca taşımanızı sağlayan tam bir yazılım yığını ile esneklik sunar
EN Amazon EC2 offers flexibility, with a wide range of instance types and the option to customize the operating system, network and security settings, and the entire software stack, allowing you to easily move existing applications to the cloud
თურქული | ინგლისური |
---|---|
amazon | amazon |
güvenlik | security |
ayarlarını | settings |
esneklik | flexibility |
TR AWS işletim ortamı ancak yüksek otomasyon düzeyleri tarafından desteklenen bir ortamda mümkün olabilecek bir güvenlik ve mevzuat uyumluluğu düzeyine sahip olmanıza olanak sağlar
EN The AWS operating environment allows you to have a level of security and compliance only possible in an environment supported by high levels of automation
თურქული | ინგლისური |
---|---|
aws | aws |
yüksek | high |
otomasyon | automation |
desteklenen | supported |
mümkün | possible |
güvenlik | security |
sağlar | allows |
TR Zebra’nın Mobility DNA’sı, kapsamlı geliştirme, yönetim, güvenlik ve iş akışı çözümleri sunan ilk Android OS işletim sistemli kurumsal yazılım süitiydi
EN Zebra’s Mobility DNA was the first Android OS enterprise software suite that provided comprehensive development, management, security and workflow solutions
თურქული | ინგლისური |
---|---|
dna | dna |
kapsamlı | comprehensive |
geliştirme | development |
yönetim | management |
güvenlik | security |
ve | and |
çözümleri | solutions |
ilk | first |
android | android |
kurumsal | enterprise |
yazılım | software |
TR ElastiCache ekibi açık kaynak Redis, işletim sistemi ve üretici yazılımı alanlarındaki bilinen güvenlik açıklarını sürekli izleyerek Redis ortamınızın güvenliğini muhafaza eder
EN The ElastiCache team continuously monitors for known security vulnerabilities in open-source Redis, operating system, and firmware to keep your Redis environment secure
თურქული | ინგლისური |
---|---|
elasticache | elasticache |
ekibi | team |
açık | open |
kaynak | source |
redis | redis |
ve | and |
bilinen | known |
sürekli | continuously |
TR Veri merkezinde biyometrik güvenlik ve kamera gözetimi, büyük çitler, güvenlik görevlileri gibi ek gelişmiş güvenlik önlemleri kullanılmaktadır
EN The data center uses biometric security as well as additional advanced security measures such as camera surveillance, big fences, security guards
თურქული | ინგლისური |
---|---|
veri | data |
güvenlik | security |
kamera | camera |
büyük | big |
ek | additional |
gelişmiş | advanced |
önlemleri | measures |
TR Güvenlik Bilgisayarlar Dijital Internet güvenliği Güvenlik teşkilatı Siber güvenlik Gizem Soyguncu Anonim Bilgisayar korsanı Siyah ve beyaz
EN Security Computers Digital Internet security Security agency Cyber security Mystery Robber Anonymous Hacker Black and white
თურქული | ინგლისური |
---|---|
internet | internet |
siber | cyber |
anonim | anonymous |
ve | and |
TR Maske Dijital Güvenlik Piramit Bilgisayar korsanı Bilgi teknolojileri güvenliği Güvenlik teşkilatı Siber Siber güvenlik Siber kafe Yüz Siyah Sarı Üçgen Anonim
EN Mask Digital Security Pyramid Hacker It security Security agency Cyber Cyber security Cyber cafe Face Black Yellow Triangle Anonymous
თურქული | ინგლისური |
---|---|
maske | mask |
dijital | digital |
siber | cyber |
kafe | cafe |
yüz | face |
siyah | black |
sarı | yellow |
anonim | anonymous |
TR Zebra Android mobil cihazlar için ömür boyu güvenlik koruması. Düzeli olarak sunulan güvenlik yaması güncellemeleriyle kapsamlı güvenlik desteği.
EN A lifetime security guard for your Zebra Android mobile devices. Extended security support with regular security patch updates.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
zebra | zebra |
android | android |
mobil | mobile |
cihazlar | devices |
ömür | lifetime |
desteği | support |
TR Fiziksel Güvenlik, Ağ Güvenliği ve güvenlik duvarı Uygulamamızın altyapısı ve kullanıcı bilgi veritabanlarımız Sadece Hosting adlı bir veri merkezinde saklanmaktadır. Bize sektördeki en gelişmiş güvenlik duvarlarını sağlıyorlar.
EN Physical Security, Network Security, and the firewall infrastructure of our app and our user information databases are stored in a data center called Sadece Hosting. They provide us with the most advanced firewalls in the industry.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
altyapısı | infrastructure |
kullanıcı | user |
hosting | hosting |
en | most |
gelişmiş | advanced |
TR Güvenlik grubu: Kendi güvenlik duvarı kurallarınızı oluşturun veya varsayılan VPC güvenlik grubunu seçin.
EN Security group: Create your own firewall rules or select the default VPC security group.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
güvenlik | security |
grubu | group |
oluşturun | create |
veya | or |
varsayılan | default |
vpc | vpc |
seçin | select |
TR Criminal Justice Information (CJI) için uygun güvenlik sağlanması ve CJIS Güvenlik Politikası ile uyumluluğun korunması için CJI'ye yalnızca yetkili kişilerin erişebilmesine olanak sağlanması için çeşitli güvenlik denetimleri gerekir
EN Properly securing Criminal Justice Information (CJI) and maintaining compliance with the CJIS Security Policy requires a number of security controls aimed at ensuring only authorized individuals have access to the CJI
თურქული | ინგლისური |
---|---|
güvenlik | security |
politikası | policy |
yetkili | authorized |
denetimleri | controls |
TR LifeGuard for Android güncellemeleri, daha uzun süreli güvenlik desteği, öngörülebilir periyodik güvenlik güncellemeleri ve eski OS’ler için güvenlik destekleri almanın kolay bir yoludur.
EN LifeGuard for Android updates are a convenient way to receive extended security support, predictable periodic security updates and legacy OS security support when transitioning to a newer OS.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
android | android |
güncellemeleri | updates |
güvenlik | security |
desteği | support |
kolay | convenient |
TR "Peter Hahn uzaktan çalışmaya geçtiğinde VPN'imizin ciddi performans sorunlarına neden olduğunu gördük
EN "When Peter Hahn transitioned to working remotely, we found that our VPN was causing serious performance issues
თურქული | ინგლისური |
---|---|
peter | peter |
uzaktan | remotely |
vpn | vpn |
ciddi | serious |
performans | performance |
neden | to |
sorunları | issues |
TR Sam, sizi ciddi anlamda bir SEO uzmanı yapacak :). Teşekkürler
EN Sam will literally make you an SEO specialist :). Thank you
თურქული | ინგლისური |
---|---|
sam | sam |
sizi | you |
bir | an |
seo | seo |
yapacak | will |
TR Temiz su kaynaklarına erişim ve kanalizasyon sistemi eksikliğinin ciddi risk oluşturduğu afet bölgesinde toplum temelli sağlık ve hijyen eğitimleri gerçekleştirdik
EN We delivered community-based health and hygiene trainings in disaster areas where access to clean water and insufficient sewage infrastructure are serious risks
თურქული | ინგლისური |
---|---|
temiz | clean |
su | water |
erişim | access |
ve | and |
ciddi | serious |
risk | risks |
afet | disaster |
toplum | community |
temelli | based |
sağlık | health |
hijyen | hygiene |
TR Ciddi şeyler yapıyoruz ama tutkuyla
EN We do serious things but with passion
თურქული | ინგლისური |
---|---|
ciddi | serious |
şeyler | things |
TR Dijital Binyıl Telif Hakkı Yasasına 2018'de ciddi tamir muafiyetleri kazandık.
EN We won major repair exemptions to the Digital Millenium Copyright Act in 2018.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
dijital | digital |
telif | copyright |
tamir | repair |
TR Ünlü "Doge" internet karikatürüne dayanan bu dijital para, logo olarak bu karikatürün Shiba Inu köpeğini taşımaktadır ve Bitcoin'in daha az ciddi ve eğlenceli alternatifi olmayı hedefler
EN Based on the famous "Doge" internet meme, the digital currency carries the meme's Shiba Inu dog as its logo and aims to be a more light-hearted and fun alternative to Bitcoin
თურქული | ინგლისური |
---|---|
doge | doge |
internet | internet |
logo | logo |
bitcoin | bitcoin |
eğlenceli | fun |
TR Ciddi bir yangın tehlikesi mevcut.
EN In extreme cases, the problem could set the vehicles on fire.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
yangın | fire |
TR C-Stok parçalarının dış yüzeyleri ciddi şekilde hasar görmüş ancak tamamen kullanılabilir durumdalar
EN C-Stock parts have major cosmetic wear but are fully functional
თურქული | ინგლისური |
---|---|
ancak | but |
tamamen | fully |
TR Golf, spa, tenis ve yiyecek ve içecek mekanlarına VIP erişim, ciddi bir değer katmaktadır ve özel ev kulübünü geleneksel ev sahipliğinden daha da farklılaştırmaktadır
EN VIP access to amenities such as golf, spa, tennis and food and beverage outlets add significant value and further differentiate the private home club from traditional home ownership
თურქული | ინგლისური |
---|---|
golf | golf |
tenis | tennis |
yiyecek | food |
içecek | beverage |
vip | vip |
erişim | access |
özel | private |
geleneksel | traditional |
TR Ticari amaçlı olmadığı iddia edilse de dünya üzerinde büyük bir dinleyici kitlesine sahip olması ve ciddi ticari başarıların yakalanmış olması sebebi ile, müzik endüstrisinin bel kemiği niteliğindedir
EN Allmusic states that, “of all rock & roll’s myriad forms, heavy metal is the most extreme in terms of volume, machismo and theatricality.” Heavy metal has long had a worldwide following of fans known as metalheads or headbangers
თურქული | ინგლისური |
---|---|
dünya | worldwide |
büyük | most |
TR Yaklaşık iki yıldır, tüm dünya modern çağın en ciddi sağlık krizlerinden biri olan COVID-19 salgını ile mücadele ediyor. Salgın, iş piyasasından sağlık hizmetlerine kadar hayatın çeşitli sektörlerinde büyük değişiklikle...
EN For almost two years now, the world has been struggling with one of the most serious health crises of the modern world, COVID-19 pandemic. While the pandemic has resulted in major changes in various sectors of life from...
თურქული | ინგლისური |
---|---|
dünya | world |
modern | modern |
ciddi | serious |
sağlık | health |
salgın | pandemic |
hayatı | life |
TR Kaya, göçmen ve mültecilerin piyasaya katılımlarında uzmanlık desteği aldıkları koşulda ekonomiye ciddi katkı yapabilme potansiyeli olduğuna dikkat çekerek Türkiye ve dünyadan bazı örnekleri paylaştı.
EN Kaya emphasized that when supported with access to relevant expertise, refugees have the capacity to make significant contributions to the economy and she shared a number of examples from Turkey and abroad.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
ve | and |
uzmanlık | expertise |
türkiye | turkey |
örnekleri | examples |
TR Kaya, göçmen ve mültecilerin piyasaya katılımlarında uzmanlık desteği aldıkları koşulda ekonomiye ciddi katkı yapabilme potansiyeli olduğuna dikkat çekerek Türkiye ve dünyadan bazı örnekleri paylaştı.
EN Kaya emphasized that when supported with access to relevant expertise, refugees have the capacity to make significant contributions to the economy and she shared a number of examples from Turkey and abroad.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
ve | and |
uzmanlık | expertise |
türkiye | turkey |
örnekleri | examples |
TR Ve mucize şu ki, ITAA'ya katıldığımdan beri ciddi bir internet kanaması yaşamadım (gerçi birkaç kez kısa bir süre için alt çizgimi geçtim)
EN And the miracle is that since I joined ITAA I haven’t had a severe internet binge (although I have briefly crossed my bottom lines a few times)
თურქული | ინგლისური |
---|---|
itaa | itaa |
internet | internet |
kez | times |
alt | bottom |
TR Son ciddi ilişkimin üzerinden 19 yıl geçti.
EN 19 years since my last serious relationship.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
son | last |
ciddi | serious |
yıl | years |
TR Renderforest, görsel olarak cazip, etkileyici ve etkili video şablonları sayesinde, oluşturduğum içerikleri çok ciddi şekilde kaliteli hale getiriyor.
EN Renderforest is a key enhancement to the content that I create because of its visually appealing, impactful, and effective video templates.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
renderforest | renderforest |
etkili | effective |
video | video |
şablonları | templates |
TR Bugün küçük ya da büyük ölçekli tüm markalar, Facebook?un kendileri için ne kadar ciddi bir reklam ve iletişim alanı olduğunu keşfetmiş durumda
EN Today, all brands, small or large, understand how critical Facebook is for them in advertising and communication
თურქული | ინგლისური |
---|---|
bugün | today |
küçük | small |
büyük | large |
tüm | all |
markalar | brands |
reklam | advertising |
iletişim | communication |
olduğunu | is |
TR Dahil olduğunuz pakete göre yükleme kapasiteniz ciddi anlamda artış gösterir
EN Your uploading quota increases significantly depending on the package that you choose
თურქული | ინგლისური |
---|---|
göre | depending |
TR Özel günler, markaların bilhassa çok önemsediği ve fırsat olarak gördüğü günler arasındadır.Kolektif ya da evrensel düzeyde karşılık bulan özel günler, sene boyunca markalar tarafından ciddi bir ilgiyle karşılanır
EN Special days are among the moments that brands attach great importance to and see as opportunities.Special days, which are recognized collectively or universally, are met with great interest by brands throughout the year
თურქული | ინგლისური |
---|---|
günler | days |
fırsat | opportunities |
özel | special |
markalar | brands |
TR Fakat örneğin sadece 25-30 yıldan bu yana kutlanan kimi özel günler, yarattığı etkiyle ciddi bir fark yaratabiliyor.
EN However, some special days that have been celebrated for only 25-30 years, for example, can make a serious difference with the effects that they create.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
günler | days |
ciddi | serious |
fark | difference |
TR Bir sene içinde yüzlerce özel gün olsa da aslında bunların çok azı ciddi bir etki yaratıyor
EN Although there are hundreds of special days in a calendar year, very few of them actually make a serious impact
თურქული | ინგლისური |
---|---|
özel | special |
gün | days |
olsa | although |
aslında | actually |
ciddi | serious |
etki | impact |
TR Markaların özel günleri kutlamak adına ciddi ve profesyonel bir hazırlık yapmaları gerekir
EN Brands need to make serious and professional preparations to celebrate special days
თურქული | ინგლისური |
---|---|
özel | special |
ciddi | serious |
profesyonel | professional |
TR Dünyada finansal eşitsizliğe yönelik ciddi sorunlar bulunuyor
EN The world has a significant problem with financial inequality
თურქული | ინგლისური |
---|---|
finansal | financial |
TR Ethereum işlem ücretlerindeki artış, DeFi kullanıcıları için ciddi sürtüşme ve maliyetlere neden oldu
EN The rise in Ethereum transactions fees has caused serious friction and costs for DeFi users
თურქული | ინგლისური |
---|---|
ethereum | ethereum |
işlem | transactions |
kullanıcıları | users |
ciddi | serious |
TR Temiz su kaynaklarına erişim ve kanalizasyon sistemi eksikliğinin ciddi risk oluşturduğu afet bölgesinde toplum temelli sağlık ve hijyen eğitimleri gerçekleştirdik
EN We delivered community-based health and hygiene trainings in disaster areas where access to clean water and insufficient sewage infrastructure are serious risks
თურქული | ინგლისური |
---|---|
temiz | clean |
su | water |
erişim | access |
ve | and |
ciddi | serious |
risk | risks |
afet | disaster |
toplum | community |
temelli | based |
sağlık | health |
hijyen | hygiene |
TR Bir sertifikanın süresinin dolmasının ticari sonuçları ciddi olabilir
EN The commercial consequences of expiring a certificate can be serious
თურქული | ინგლისური |
---|---|
ticari | commercial |
ciddi | serious |
olabilir | can |
TR Almanya endüstrisi, gayri safi değer üretiminde % 22,9’luk pay sahibidir; G7 ülkeleri arasındaki en yüksek pay elektronik endüstrisi, makina imalatı ve kimya alanında ciddi söz sahibidir
EN The German industry has a share of 22.9% in gross value production; The highest share among the G7 countries has a serious part in the electronics industry, machinery manufacturing and chemistry
თურქული | ინგლისური |
---|---|
endüstrisi | industry |
değer | value |
arasındaki | among |
elektronik | electronics |
ve | and |
kimya | chemistry |
ciddi | serious |
TR Almanlar espri yapabilirler mi? Ciddi mi? Küçük bir inceleme.
EN Why many Germans do not become parents until late in life, and how families are supported by the state.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
almanlar | germans |
TR Hareket halindeyken koruma ciddi bir konu
EN Protection on-the-go just got serious
თურქული | ინგლისური |
---|---|
koruma | protection |
ciddi | serious |
TR Simon-Kucher, medya ve eğlence şirketlerinin kârlılıklarını artırarak hızla değişip gittikçe dijitalleşen bir pazarda büyümelerine yardımcı olma noktasında ciddi bir deneyime sahiptir.
EN Simon-Kucher has extensive experience in helping media and entertainment companies to improve their profitability and grow in a rapidly changing, increasingly digitalized market.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
medya | media |
eğlence | entertainment |
hızla | rapidly |
gittikçe | increasingly |
deneyime | experience |
sahiptir | has |
TR Yaklaşık iki yıldır, tüm dünya modern çağın en ciddi sağlık krizlerinden biri olan COVID-19 salgını ile mücadele ediyor. Salgın, iş piyasasından sağlık hizmetlerine kadar hayatın çeşitli... Daha fazla
EN For almost two years now, the world has been struggling with one of the most serious health crises of the modern world, COVID-19 pandemic. While the pandemic has resulted in major changes in various... Read more
თურქული | ინგლისური |
---|---|
dünya | world |
modern | modern |
ciddi | serious |
sağlık | health |
salgın | pandemic |
ნაჩვენებია 50 სულ 50 თარგმანიდან