TR Sosyal kooperatiflerde, kamu yararı amacını gerçekleştirmek için yerel yönetimler, faydalanıcılar, çalışanlar gibi farklı bileşenler bir arada hareket etmektedir
TR Sosyal kooperatiflerde, kamu yararı amacını gerçekleştirmek için yerel yönetimler, faydalanıcılar, çalışanlar gibi farklı bileşenler bir arada hareket etmektedir
EN In social cooperatives, different components such as local governments, beneficiaries, employees, local governments act together to realize the purpose of public benefit
თურქული | ინგლისური |
---|---|
sosyal | social |
kamu | public |
yerel | local |
çalışanlar | employees |
farklı | different |
bileşenler | components |
TR Bu ikisi bir arada dayanıklı tabletler taşınabilirlikte standardı belirliyor - aynı ekran boyutuna sahip başlıca ikisi bir arada rakiplerinden en az %35 daha ince ve %20 daha hafif
EN These rugged 2-in-1 tablets set the bar when it comes to portability — they are greater than 35% thinner and 20% lighter than major 2-in-1 competitors with the same screen size
თურქული | ინგლისური |
---|---|
dayanıklı | rugged |
tabletler | tablets |
ekran | screen |
TR Kibar Grubu, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın başarıya ulaşması için üstlenmesi gereken sorumluluğun farkındalığıyla hareket etmektedir
EN Kibar Group acts with a sense of responsibility required to be undertaken in order to achieve the Sustainable Development Goals
თურქული | ინგლისური |
---|---|
grubu | group |
sürdürülebilir | sustainable |
kalkınma | development |
gereken | required |
TR Altınay; teknolojiyi kullanan değil, üreten ve geleceğin teknolojik gereksinimlerine yön veren bir şirket olma misyonuyla hareket etmektedir
EN Altınay acts not only the mission of being a company using technology but also the mission of being a company that produces and directs the technological requirements of the future
თურქული | ინგლისური |
---|---|
kullanan | using |
değil | not |
gereksinimlerine | requirements |
şirket | company |
TR Bu otel Planet 21'e katılmakta ve Olumlu Konukseverlik lehine hareket etmektedir.
EN This hotel participates to Planet 21 and is acting in favour of Positive Hospitality.
TR Bu şekilde bakıldığında, logo, klasik sembolizm içinde yayıncı ve akademisyen arasındaki simbiyotik ilişkiyi temsil etmektedir
EN Viewed this way, the logo represents, in classical symbolism, the symbiotic relationship between publisher and scholar
თურქული | ინგლისური |
---|---|
bu | this |
şekilde | way |
logo | logo |
klasik | classical |
içinde | in |
ve | and |
arasındaki | between |
TR Elsevier ortaklar ile birlikte çalışarak, bilim okuryazarlığını ve araştırma doğruluğunu teşvik ederken, yayınlama sürecinde bilinçsiz önyargının önüne geçmek için çaba sarf etmektedir.
EN Elsevier is working with partners, promoting science literacy and research integrity while making efforts to tackle unconscious bias in the publishing process.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
elsevier | elsevier |
ortaklar | partners |
teşvik | promoting |
yayınlama | publishing |
sürecinde | process |
bilinçsiz | unconscious |
TR Elsevier, Research4Life'ın görünürlüğünü artırmak için yayıncılar ve ortaklardan oluşan bir iletişim birliğine de öncülük etmektedir
EN Elsevier also leads a communications task force of publishers and partners to boost the visibility of Research4Life
თურქული | ინგლისური |
---|---|
elsevier | elsevier |
görünürlüğünü | visibility |
artırmak | boost |
iletişim | communications |
de | also |
TR Elsevier'de tüm dergiler, katılımcı kurum ve üniversitelerle ilişkili araştırmacılar için CHORUS'a iştirak etmektedir
EN At Elsevier all journals participate in CHORUS for researchers affiliated with participating agencies and universities
თურქული | ინგლისური |
---|---|
elsevier | elsevier |
tüm | all |
dergiler | journals |
araştırmacılar | researchers |
chorus | chorus |
TR Erişilebilirdir - Doktorların %45'i indirilebilir PDF tekrar baskıları şiddetle tavsiye etmektedir
EN Accessible - 45% of physicians strongly prefer downloadable PDF reprints
თურქული | ინგლისური |
---|---|
şiddetle | strongly |
ın | of |
TR Üst düzey dergilerimiz yüz yılı aşkın bir mükemmeliyeti temsil etmektedir
EN Our top-tier medical journals represent over a hundred years of excellence
თურქული | ინგლისური |
---|---|
aşkın | over |
temsil | represent |
TR Bugün, yazılımımız her ölçekten firmanın ve endüstrinin, anahtar kanallarda görünürlüğünü optimize etmesine ve kullanıcıları için çekici içerik oluşturmasına yardım etmektedir
EN Today, our software helps companies of all sizes and industries to optimize their visibility across key channels and create engaging content for their users
თურქული | ინგლისური |
---|---|
bugün | today |
anahtar | key |
görünürlüğünü | visibility |
optimize | optimize |
kullanıcıları | users |
çekici | engaging |
içerik | content |
yardım | helps |
yazılımı | software |
TR Cümle uygunsuz içerik ihtiva etmektedir.
EN The sentence contains offensive content.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
içerik | content |
TR Bu gravür baskı Galileo'nun üç muhatabı olan Kopernikçi Salviati, bahtsız geleneçki Simplicio ve diyalog ilerledikçe Kopernikçi dünya görüşünü kabul eden Sagredo'yu tasvir etmektedir
EN The engraved title depicts Galileo?s three interlocutors, the Copernican Salviati, the hapless traditionalist Simplicio, and Sagredo, who in the course of the dialogue comes to favour the Copernican world view
თურქული | ინგლისური |
---|---|
ve | and |
diyalog | dialogue |
dünya | world |
TR Rüşvet niteliğinde davranışlar yolsuzlukla mücadeleye ilişkin yasa maddeleri ve ilgili mevzuatı ihlal etmektedir
EN Actions that qualify as bribe breach legal provisions on fight against corruption and the relevant regulations
თურქული | ინგლისური |
---|---|
ve | and |
ilgili | relevant |
ihlal | breach |
TR İlçe Merkezinde Belediyenin yeni binasında Etnografya Müzesi yapımı tamamlanmış olup teşhir ve tanzim ile etnografik malzeme toplama çalışmaları devam etmektedir
EN The Ethnography Museum was completed in the new building of the Municipality in the district center, and the collection and display of ethnographic materials are in progress
თურქული | ინგლისური |
---|---|
müzesi | museum |
tamamlanmış | completed |
malzeme | materials |
toplama | collection |
TR Karacasu Anadolu Lisesi 2005 Yılında eğitim öğretime başlamıştır, 1 Müdür, 1 müdür yardımcısı, 1 Veri Hazırlama ve Kontrol İşletmeni (Geçici Görevli),1 hizmetli, 19 Öğretmen, 204 öğrenci ile eğitim öğretimine devam etmektedir
EN Karacasu Anatolian High School started education in 2005, 1 Manager, 1 deputy director, 1 Data Preparation and Control Operator (Temporary Officer), 1 retainer, 19 teachers, 204 students continue education
თურქული | ინგლისური |
---|---|
eğitim | education |
müdür | manager |
veri | data |
kontrol | control |
geçici | temporary |
öğrenci | students |
devam | continue |
TR Zemin kat kaba inşaatı tamamlanmış, diğer kat inşaat çalışmaları devam etmektedir.
EN The ground floor rough construction is completed and the other floor construction works are in progress.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
tamamlanmış | completed |
diğer | other |
in | and |
TR Karacasu, Yenice ve Ataeymir Spor Kulüpleri amatör kümede mücadele etmektedir.
EN Karacasu, Yenice and Ataeymir Sports Clubs are fighting in the amateur cluster.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
ve | and |
spor | sports |
TR Birçok internet gezgini çerezleri otomatik olarak kabul etmektedir. Fakat bu ayarları değiştirip, çerezleri silebilir ve otomatik olarak kabul edilmesini engelleyebilirsiniz.
EN Most internet browsers accept cookies automatically, but you can change the settings of your browser to erase cookies or prevent automatic acceptance if you prefer.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
internet | internet |
TR Kuruluşundan günümüze, ülkemizde bir mimarlık ve mekân kültürünün oluşması için kesintisiz mücadele etmektedir
EN Since its establishment, it has been continuously struggling for the formation of an architecture and space culture in our country
TR Tüm Fairmont tarafından yönetilen golf sahaları Audubon International Cooperative Sanctuaries’e üyedir ve onların koruma ilkelerini takip etmektedir
EN All of our Fairmont-managed golf courses are enrolled in Audubon International Cooperative Sanctuaries and follow their conservation guidelines
თურქული | ინგლისური |
---|---|
tüm | all |
fairmont | fairmont |
yönetilen | managed |
golf | golf |
international | international |
onların | their |
koruma | conservation |
takip | follow |
TR Gezegenimize özen göstermek çevremizin proaktif koruyucusu olmak demektir. Fairmont Hotels & Resorts iklim değişikliğinin hepimizin sorumluluğu olan küresel bir sorun olduğunu kabul etmektedir. Dört çevresel önceliğe bağlıyız:
EN Caring for our planet means being proactive stewards of our environment. Fairmont Hotels & Resorts recognizes climate change as a global issue we all must address. We have committed to four environmental priorities:
თურქული | ინგლისური |
---|---|
proaktif | proactive |
demektir | means |
fairmont | fairmont |
sorun | issue |
TR Halen Şensezgin Kurmuş Danışmanlık Şirketi'nin ortağı olarak yönetim kurulu üyeliğini sürdürürken yanı sıra şirketin danışmanı olarak çalışmaya devam etmektedir
EN She is still a member of the Board of Directors of Şensezgin Kurmuş Danışmanlık Şirketi and continues to work as a consultant for the company
თურქული | ინგლისური |
---|---|
halen | still |
kurulu | board |
devam | continues |
TR Bu izinsiz erişim geçişi güvenlik adı altında savunuldu ancak bu erişim izni çevrimiçi iletişimi saldırıya açık hale getirmektedir ve bütün ayrıntılarıyla yenilik ve teknoloji topluluğunu tehdit etmektedir.
EN This backdoor was advocated for in the name of security, but it opens up online communications to vulnerabilities and threatens innovation and the technology community at large.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
bu | this |
güvenlik | security |
adı | name |
çevrimiçi | online |
ve | and |
yenilik | innovation |
teknoloji | technology |
TR CBRE’nin Kiracı Temsilciliği ekibi, gayrimenkullerle ilgili her hususta kurumsal kullanıcıları temsil etmektedir.
EN CBRE delivers a market leading Transaction Management service, working with clients across their real estate interests.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
ilgili | interests |
TR Çığır açan araştımalarımız, kişilerin çalışma alanları ve sağlık & refahlarının ve performanslarının arasındaki pozitif ilişkiyi teyit etmektedir.
EN Our groundbreaking research confirms the relationship between people's working environment and their health, well-being and ability to perform.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
ve | and |
arasındaki | between |
TR AWS Lambda, müşterilerin genişletebileceği çeşitli temel görüntüler temin etmektedir. Müşteriler ayrıca kendi tercih ettikleri, boyutu 10 GB'a kadar olan Linux tabanlı görüntüleri kullanabilir.
EN AWS Lambda provides a variety of base images customers can extend, and customers can also use their preferred Linux-based images with a size of up to 10GB.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
aws | aws |
lambda | lambda |
çeşitli | variety |
tercih | preferred |
boyutu | size |
a | a |
linux | linux |
kullanabilir | use |
gb | gb |
TR Rüşvet niteliğinde davranışlar yolsuzlukla mücadeleye ilişkin yasa maddeleri ve ilgili mevzuatı ihlal etmektedir
EN Actions that qualify as bribe breach legal provisions on fight against corruption and the relevant regulations
თურქული | ინგლისური |
---|---|
ve | and |
ilgili | relevant |
ihlal | breach |
TR Positive SSL serisi, Comodo’nun giriş seviyesi markasıdır ve eksik olan şey, güvenilirlik ve fiyattan daha fazlasını telafi etmektedir
EN Positive SSL series is Comodo's entry-level brand and what's missing compensates for more than reliability and price
თურქული | ინგლისური |
---|---|
positive | positive |
serisi | series |
comodo | comodo |
giriş | entry |
seviyesi | level |
ve | and |
eksik | missing |
olan | is |
güvenilirlik | reliability |
TR Bu marka aynı zamanda özellikle çok dilli bir müşteri tabanına hitap etmektedir
EN This brand also caters specifically to a multilingual customer base
თურქული | ინგლისური |
---|---|
bu | this |
özellikle | specifically |
müşteri | customer |
TR Bu sektör, çalışan nüfusun dörtte üçünden fazlasını istihdam etmektedir
EN This sector employs more than three-quarters of the working population
თურქული | ინგლისური |
---|---|
bu | this |
sektör | sector |
ın | of |
TR Microsoft'un artık önemli bir oyuncu olduğu antivirüs yazılımı sektörü, sizin Windows kullanmanızı tercih etmektedir.
EN The antivirus software industry, in which Microsoft is now a significant player, prefers you to use Windows.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
microsoft | microsoft |
artık | now |
önemli | significant |
oyuncu | player |
olduğu | is |
antivirüs | antivirus |
yazılımı | software |
sizin | you |
windows | windows |
TR Hollanda Krallığı'nın Ankara Büyükelçiliği ve İstanbul Başkonsolosluğu, insan hakları ve hukukun üstünlüğü alanlarında 2022'de başlayacak projeler için önerileri kabul etmektedir.
EN The Embassy of the Kingdom of the Netherlands in Ankara and the Consulate General in İstanbul welcome proposals for projects starting in 2022 in the areas of human rights and the rule of law.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
ankara | ankara |
insan | human |
projeler | projects |
TR Müşterileriniz daha hızlı hizmet ve daha fazla tepkisellik talep etmektedir
EN Your customers demand faster service and greater responsiveness
თურქული | ინგლისური |
---|---|
hızlı | faster |
ve | and |
TR Zebra her zaman gözünüzün önünde olmasa da, Zebra çözümleri dünyadaki pek çok sektörde sahne arkasında çalışmaya devam etmektedir
EN You may not always see Zebra, but Zebra solutions can be found working behind the scenes in many industries around the world
თურქული | ინგლისური |
---|---|
zebra | zebra |
da | in |
çözümleri | solutions |
TR Golden Frog, sunduğu hizmetin tüm üyelerince makul bir şekilde kullanılmasını arzu etmektedir
EN Golden Frog desires all members reasonably use its service
თურქული | ინგლისური |
---|---|
golden | golden |
frog | frog |
tüm | all |
TR Tüm Fairmont tarafından yönetilen golf sahaları Audubon International Cooperative Sanctuaries’e üyedir ve onların koruma ilkelerini takip etmektedir
EN All of our Fairmont-managed golf courses are enrolled in Audubon International Cooperative Sanctuaries and follow their conservation guidelines
თურქული | ინგლისური |
---|---|
tüm | all |
fairmont | fairmont |
yönetilen | managed |
golf | golf |
international | international |
onların | their |
koruma | conservation |
takip | follow |
TR Gezegenimize özen göstermek çevremizin proaktif koruyucusu olmak demektir. Fairmont Hotels & Resorts iklim değişikliğinin hepimizin sorumluluğu olan küresel bir sorun olduğunu kabul etmektedir. Dört çevresel önceliğe bağlıyız:
EN Caring for our planet means being proactive stewards of our environment. Fairmont Hotels & Resorts recognizes climate change as a global issue we all must address. We have committed to four environmental priorities:
თურქული | ინგლისური |
---|---|
proaktif | proactive |
demektir | means |
fairmont | fairmont |
sorun | issue |
TR Tüm Fairmont tarafından yönetilen golf sahaları Audubon International Cooperative Sanctuaries’e üyedir ve onların koruma ilkelerini takip etmektedir
EN All of our Fairmont-managed golf courses are enrolled in Audubon International Cooperative Sanctuaries and follow their conservation guidelines
თურქული | ინგლისური |
---|---|
tüm | all |
fairmont | fairmont |
yönetilen | managed |
golf | golf |
international | international |
onların | their |
koruma | conservation |
takip | follow |
TR Gezegenimize özen göstermek çevremizin proaktif koruyucusu olmak demektir. Fairmont Hotels & Resorts iklim değişikliğinin hepimizin sorumluluğu olan küresel bir sorun olduğunu kabul etmektedir. Dört çevresel önceliğe bağlıyız:
EN Caring for our planet means being proactive stewards of our environment. Fairmont Hotels & Resorts recognizes climate change as a global issue we all must address. We have committed to four environmental priorities:
თურქული | ინგლისური |
---|---|
proaktif | proactive |
demektir | means |
fairmont | fairmont |
sorun | issue |
TR Geniş kapsamlı servis programımızın önemli bir unsurunu, en son teknolojik bulgulara göre donatılmış olan uygulama laboratuvarlarımız teşkil etmektedir
EN As part of our comprehensive service program, our expanded applications laboratories are equipped with state-of-the-art technology
თურქული | ინგლისური |
---|---|
kapsamlı | comprehensive |
son | state-of-the-art |
teknolojik | technology |
olan | are |
TR Sağlam ve etkili hukuki yapılar, ulaşım yollarının sorunsuz bir şekilde işlemesi ve malların sorunsuz bir şekilde nakliye edilmesi açısından önem arz etmektedir.
EN As a result, robust and effective legal structures are essential to ensuring that these routes and corridors operate smoothly, with goods continuing to flow.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
sağlam | robust |
etkili | effective |
hukuki | legal |
yapılar | structures |
sorunsuz | smoothly |
şekilde | as |
TR Türkiye ham madde ihtiyacının önemli bir kısmını kendi doğal kaynaklarından karşılamakta, belirli bir kısmını da ihraç etmektedir
EN Turkey meets a significant portion of its raw material requirements, while still producing healthy export volumes
თურქული | ინგლისური |
---|---|
türkiye | turkey |
ham | raw |
önemli | significant |
TR Takiben Galatasaray Üniversitesi’nde İşletme Yüksek Lisansı’nı tamamlayan Necipoğlu, halihazırda Estonya Tartu Üniversitesi’nde Bilişim Hukuku, Teknoloji ve İnovasyon alanında doktora programına devam etmektedir
EN She obtained a Master of Laws (LL.M.) degree in Banking Systems, ICT Law and Innovation from City University of London and a second Master degree in business administration (MBA) at Galatasaray University
თურქული | ინგლისური |
---|---|
hukuku | law |
ve | and |
TR Karacasu Anadolu Lisesi 2005 Yılında eğitim öğretime başlamıştır, 1 Müdür, 1 müdür yardımcısı, 1 Veri Hazırlama ve Kontrol İşletmeni (Geçici Görevli),1 hizmetli, 19 Öğretmen, 204 öğrenci ile eğitim öğretimine devam etmektedir
EN Karacasu Anatolian High School started education in 2005, 1 Manager, 1 deputy director, 1 Data Preparation and Control Operator (Temporary Officer), 1 retainer, 19 teachers, 204 students continue education
თურქული | ინგლისური |
---|---|
eğitim | education |
müdür | manager |
veri | data |
kontrol | control |
geçici | temporary |
öğrenci | students |
devam | continue |
TR Zemin kat kaba inşaatı tamamlanmış, diğer kat inşaat çalışmaları devam etmektedir.
EN The ground floor rough construction is completed and the other floor construction works are in progress.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
tamamlanmış | completed |
diğer | other |
in | and |
TR Karacasu, Yenice ve Ataeymir Spor Kulüpleri amatör kümede mücadele etmektedir.
EN Karacasu, Yenice and Ataeymir Sports Clubs are fighting in the amateur cluster.
თურქული | ინგლისური |
---|---|
ve | and |
spor | sports |
TR Erişilebilirdir - Doktorların %45'i indirilebilir PDF tekrar baskıları şiddetle tavsiye etmektedir
EN Accessible - 45% of physicians strongly prefer downloadable PDF reprints
თურქული | ინგლისური |
---|---|
şiddetle | strongly |
ın | of |
TR Üst düzey dergilerimiz yüz yılı aşkın bir mükemmeliyeti temsil etmektedir
EN Our top-tier medical journals represent over a hundred years of excellence
თურქული | ინგლისური |
---|---|
aşkın | over |
temsil | represent |
ნაჩვენებია 50 სულ 50 თარგმანიდან