EN Soon, you’ll be able to prove so much more from any website.
"able to prove" ინგლისური-ში შეიძლება ითარგმნოს შემდეგ თურქული სიტყვებად/ფრაზებად:
EN Soon, you’ll be able to prove so much more from any website.
TR Çok yakında herhangi bir web sitesinden bundan çok daha fazla hizmete erişebiliyor olacaksınız.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
soon | yakında |
website | web |
from | bundan |
any | herhangi |
EN Soon, you’ll be able to prove so much more from any website.
TR Çok yakında herhangi bir web sitesinden bundan çok daha fazla hizmete erişebiliyor olacaksınız.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
soon | yakında |
website | web |
from | bundan |
any | herhangi |
EN Two conditions still apply: you must be able to speak German well and prove that you have enough money for your livelihood – about 600 to 700 euros per month.
TR İki ön koşul devam ediyor: Daha önce Almancayı iyi düzeyde bilmeniz ve geçim için yeterince paranızın olduğunu belgelemeniz gerekiyor; bu da ayda yaklaşık 600-700 avro demek.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
still | devam |
well | iyi |
enough | yeterince |
must | gerekiyor |
euros | avro |
and | ve |
month | ayda |
EN Visualize progress and prove value
TR İlerlemeyi görselleştirin ve değeri kanıtlayın
ინგლისური | თურქული |
---|---|
and | ve |
value | değeri |
EN We’re out to prove that people anywhere can own their financial future
TR İnsanların herhangi bir yerdeki finansal geleceklerine sahip olabileceklerini kanıtlamak için buradayız
ინგლისური | თურქული |
---|---|
financial | finansal |
their | in |
EN I didn?t feel addicted and I consumed some entertainment online to prove myself I?m not
TR Bağımlılık hissetmedim ve olmadığımı kanıtlamak için internette biraz eğlence tükettim
ინგლისური | თურქული |
---|---|
entertainment | eğlence |
m | m |
online | internette |
and | ve |
to | için |
EN We are here to prove that your ideas alone are enough! Tell our tool what you want, and it will generate the best logo design solution for your business.
TR Bu süreçte, sahip olduğunuz fikirlerin sonuca ulaşmak için yeterli olduğunu sizlere kanıtlamak istiyoruz! Logo aracımıza nasıl bir logo istediğinizi anlatın; işletmeniz için en iyi logo tasarımlarını üretsin.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
tool | aracı |
design | tasarımları |
business | iş |
your business | işletmeniz |
logo | logo |
we | istiyoruz |
here | bu |
tell | için |
it | olduğunu |
enough | yeterli |
you | sizlere |
best | en |
to | nasıl |
EN The verification process utilizes public-key cryptography, like ECC or RSA, to prove that the CA signed the certificate
TR Doğrulama işlemi, Sertifika Yetkilisi?nin sertifikayı imzaladığını kanıtlamak için ECC veya RSA gibi açık anahtarlı şifreleme aracılığıyla yapılır
ინგლისური | თურქული |
---|---|
rsa | rsa |
certificate | sertifika |
verification | doğrulama |
or | veya |
to | için |
EN Instead, they use Mina to access their online data and to prove that they meet the requirements of service providers
TR Bunun için Mina?yı kullanarak çevrimiçi verilerine erişebilir ve hizmet sağlayıcıların istediği gereklilikleri yerine getirebilirler
ინგლისური | თურქული |
---|---|
access | erişebilir |
data | verilerine |
requirements | gereklilikleri |
mina | mina |
online | çevrimiçi |
service | hizmet |
of | in |
and | ve |
EN For example, today Mina’s Snapps can connect to a credit score provider to prove that your credit score is above a certain threshold
TR Örnek olarak bugün Mina Snapps ile bir kredi değerlendirme hizmeti sunan uygulamaya bağlanabilir ve kredi skorunuzun ilgili limitin üzerinde olduğunu kanıtlayabilirsiniz
ინგლისური | თურქული |
---|---|
today | bugün |
credit | kredi |
your | ve |
is | olduğunu |
a | bir |
EN With a flexible validation process, you can choose from countless automated methods to prove ownership of your domain name, and your GlobalSign certificate can be delivered in just a few minutes.
TR Esnek bir doğrulama işlemi ile, alan adınızın sahipliğini ispatlamak için sayısız otomatik yöntem arasından seçim yapabilir ve GlobalSign sertifikanız yalnızca birkaç dakika içinde teslim edilebilir.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
flexible | esnek |
choose | seçim |
countless | sayısız |
automated | otomatik |
globalsign | globalsign |
delivered | teslim |
minutes | dakika |
can be | edilebilir |
domain | alan adı |
name | adı |
from | arasından |
you can | yapabilir |
certificate | doğrulama |
of | in |
and | ve |
a | birkaç |
in | içinde |
with | ile |
EN The stats that prove Ferrari is on the road to recovery
TR Mercedes, 2022 aracını ilk kez çalıştırdı!
EN Our builder with "easy to create" top width slider website may prove to be a great way to see which header illustration or youtube slider suits your project
TR "Oluşturması kolay" üst genişlik kaydırıcı web sitesine sahip oluşturucumuz, projenize hangi başlık resminin veya youtube kaydırıcısının uygun olduğunu görmenin harika bir yolu olabilir
ინგლისური | თურქული |
---|---|
slider | kaydırıcı |
great | harika |
way | yolu |
header | başlık |
easy | kolay |
website | web |
be | olabilir |
or | veya |
with | uygun |
EN Those first few weeks of your save can prove daunting.
TR Kariyerinizin ilk birkaç haftası göz korkutucu olabilir.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
first | ilk |
can | olabilir |
few | birkaç |
EN Instead, they use Mina to access their online data and to prove that they meet the requirements of service providers
TR Bunun için Mina?yı kullanarak çevrimiçi verilerine erişebilir ve hizmet sağlayıcıların istediği gereklilikleri yerine getirebilirler
ინგლისური | თურქული |
---|---|
access | erişebilir |
data | verilerine |
requirements | gereklilikleri |
mina | mina |
online | çevrimiçi |
service | hizmet |
of | in |
and | ve |
EN For example, today Mina’s zkApps can connect to a credit score provider to prove that your credit score is above a certain threshold
TR Örnek olarak bugün Mina zkApps ile bir kredi değerlendirme hizmeti sunan uygulamaya bağlanabilir ve kredi skorunuzun ilgili limitin üzerinde olduğunu kanıtlayabilirsiniz
ინგლისური | თურქული |
---|---|
today | bugün |
credit | kredi |
your | ve |
is | olduğunu |
a | bir |
EN With a flexible validation process, you can choose from countless automated methods to prove ownership of your domain name, and your GlobalSign certificate can be delivered in just a few minutes.
TR Esnek bir doğrulama işlemi ile, alan adınızın sahipliğini ispatlamak için sayısız otomatik yöntem arasından seçim yapabilir ve GlobalSign sertifikanız yalnızca birkaç dakika içinde teslim edilebilir.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
flexible | esnek |
choose | seçim |
countless | sayısız |
automated | otomatik |
globalsign | globalsign |
delivered | teslim |
minutes | dakika |
can be | edilebilir |
domain | alan adı |
name | adı |
from | arasından |
you can | yapabilir |
certificate | doğrulama |
of | in |
and | ve |
a | birkaç |
in | içinde |
with | ile |
EN RNH or CAH is expected to send to us all documentation he deems acceptable in order to prove the accuracy of Whois data within 7 days
TR RNH veya CAH'ın, Whois verilerinin doğruluğunu kanıtlamak için kabul edilebilir gördüğü tüm belgeleri 7 gün içinde bize göndermesi beklenir
ინგლისური | თურქული |
---|---|
documentation | belgeleri |
acceptable | kabul edilebilir |
data | verilerinin |
whois | whois |
of | in |
or | veya |
all | tüm |
us | bize |
in | içinde |
EN They prove that there are no limits to creativity in sustainable textile production.
TR Bu ürünler, sürdürülebilir tekstil üretiminde yaratıcılığın sınır tanımadığını kanıtlıyor.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
sustainable | sürdürülebilir |
textile | tekstil |
there | bu |
EN Migrants frequently have to prove themselves before they are regarded as belonging.
TR Buraya göç etmiş olan insanların, buraya ait olabilmeleri için çoğu zaman önce kendilerini kanıtlamaları gerekiyor.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
have to | gerekiyor |
are | olan |
before | önce |
EN In Tokyo he will have to prove that it is enough against the international competition.
TR Tokyo’da bunun uluslararası rakiplere karşı yeterli olduğunu kanıtlaması gerekiyor.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
enough | yeterli |
international | uluslararası |
have to | gerekiyor |
is | olduğunu |
the | bunun |
to | karşı |
EN Our data protection rules, which are supposedly so detrimental to innovation, could prove to be a competitive advantage.
TR Sözde inovasyon düşmanı veri koruma mevzuatımız da bir rekabet avantajı olduğunu kanıtlayabilir.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
data | veri |
protection | koruma |
innovation | inovasyon |
competitive | rekabet |
advantage | avantajı |
a | bir |
EN “Europe must prove that it will stand up for its shared values.”
TR “Avrupa, ortak değerleri için eğilmeden sağlam duracağını kanıtlamalı.“
EN Get certified to prove your Semrush expertise.
TR Semrush uzmanlığınızı kanıtlamak için sertifika alın.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
semrush | semrush |
to | için |
get | alın |
EN Automated alerts and evidence collection allows Sonix to confidently prove its security and compliance posture any day of the year, while fostering a security-first mindset and culture of compliance across the organization.
TR Otomatik uyarılar ve kanıt toplama, Sonix"in güvenlik ve uyumluluk duruşunu yılın herhangi bir günü güvenle kanıtlamasına olanak tanır, kuruluş genelinde güvenlik öncelikli bir zihniyet ve uyum kültürünü teşvik ederken.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
automated | otomatik |
alerts | uyarılar |
evidence | kanıt |
collection | toplama |
sonix | sonix |
security | güvenlik |
while | ederken |
organization | kuruluş |
year | yıl |
and | ve |
day | gün |
culture | kültür |
of | in |
any | herhangi |
a | bir |
across | genelinde |
EN We are here to prove that your ideas alone are enough! Tell our tool what you want, and it will generate the best logo design solution for your business.
TR Bu süreçte, sahip olduğunuz fikirlerin sonuca ulaşmak için yeterli olduğunu sizlere kanıtlamak istiyoruz! Logo aracımıza nasıl bir logo istediğinizi anlatın; işletmeniz için en iyi logo tasarımlarını üretsin.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
tool | aracı |
design | tasarımları |
business | iş |
your business | işletmeniz |
logo | logo |
we | istiyoruz |
here | bu |
tell | için |
it | olduğunu |
enough | yeterli |
you | sizlere |
best | en |
to | nasıl |
EN Using Finder or Spotlight to find this file may prove difficult as by default it's private and owned by the root user.
TR Bu dosyanın sahibi root olduğundan ve öntanımlı olarak onun özelinde olduğundan Finder veya Spotlight kullanarak dosyayı bulmak zor olabilir.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
difficult | zor |
default | öntanımlı |
file | dosyayı |
and | ve |
this | bu |
or | veya |
using | kullanarak |
as | olduğundan |
EN Eli Pariser argues powerfully that this will ultimately prove to be bad for us and bad for democracy.
TR Eli Pariser kuvvetli bir şekilde bunun bizler ve demokrasi için kötü olduğunun istapladığının tartışmaktadır.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
democracy | demokrasi |
bad | kötü |
and | ve |
EN Get certified to prove your Semrush expertise.
TR Semrush uzmanlığınızı kanıtlamak için sertifika alın.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
semrush | semrush |
to | için |
get | alın |
EN The Hero is honorable and powerful, always saving the day with confidence. They desire to prove everyone’s worth through courage and motivation.
TR Kahraman onurlu ve güçlüdür, her zaman güvenle günü kurtarır. Cesaret ve motivasyonla herkesin değerini kanıtlamak isterler.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
powerful | güçlü |
day | gün |
and | ve |
through | de |
to | her |
always | her zaman |
EN It's able to provide you with real-time data on a day-by-day basis so that you're able to pull up all of the valuable rank tracking metrics you need
TR Size gün bazında gerçek zamanlı veriler sağlayabilir, böylece ihtiyacınız olan tüm değerli sıralama izleme metriklerini elde edebilirsiniz
ინგლისური | თურქული |
---|---|
of | ın |
valuable | değerli |
rank | sıralama |
tracking | izleme |
time | zamanlı |
with | elde |
real | gerçek |
all | tüm |
you need | ihtiyacınız |
data | veriler |
a | olan |
EN Once you’ve entered all of this information, you’ll be able to conduct your SERP check. You’ll be brought to the results page, where you’ll be able to see the results for the keyword that you entered into the checker.
TR Tüm bu bilgileri girdikten sonra SERP kontrolünüzü gerçekleştirebileceksiniz. Sonuçlar sayfasına yönlendirileceksiniz ve burada denetleyiciye girdiğiniz anahtar kelime için sonuçları görebileceksiniz.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
information | bilgileri |
serp | serp |
page | sayfası |
this | bu |
check | kontrol |
all | tüm |
your | ve |
results | sonuçları |
of | in |
the | burada |
EN Through our global sales teams and unique infrastructure and resources we are able to maximize your revenues and share more royalties back to you
TR Küresel satış ekiplerimiz ve benzersiz altyapımız ve kaynaklarımız sayesinde gelirlerinizi en üst seviyeye çıkarabiliyor ve sizinle daha fazla telif hakkı paylaşabiliyoruz
ინგლისური | თურქული |
---|---|
global | küresel |
unique | benzersiz |
infrastructure | altyapı |
share | paylaş |
sales | satış |
and | ve |
resources | kaynaklar |
EN I have been able to close the gaps between my organic and paid efforts thus distributing my budget and tactics in a comprehensive manner.”
TR Organik ve ücretli çabalarım arasındaki boşlukları kapatabildim, böylece bütçemin ve taktiklerimin dağıtımını daha geniş kapsamlı yapma imkanı buldum.''
ინგლისური | თურქული |
---|---|
organic | organik |
and | ve |
paid | ücretli |
comprehensive | kapsamlı |
between | arasındaki |
to | yapma |
the | daha |
EN During one of his trips to Leipzig, Klautz got the idea to publish the work of (German-language) authors who had not been able to have their books published in their native country
TR Leipzig'e yaptığı seyahatlerden birisinde, Klautz kitaplarını ana vatanlarında yayınlatma şansı bulamamış olan (Almanca konuşan) yazarların çalışmalarını yayınlama fikrini buldu
ინგლისური | თურქული |
---|---|
of | ın |
publish | yayınlama |
had | olan |
authors | yazarlar |
german | almanca |
books | kitaplar |
EN Using evidence-based content, you will be able to quickly manage in-the-moment decisions and research complex cases requiring in-depth investigation
TR Kanıt tabanlı içerikler kullanarak gerektiğinde hızlı kararlar alabilecek ve derinlemesine inceleme gerektiren karmaşık vakaları araştırabileceksiniz
ინგლისური | თურქული |
---|---|
decisions | kararlar |
complex | karmaşık |
evidence | kanıt |
quickly | hızlı |
based | tabanlı |
and | ve |
using | kullanarak |
EN You will be able to focus on each patient's unique needs to support an optimal treatment experience and outcomes.
TR En iyi tedavi deneyimini ve sonuçlarını desteklemek için her bir hastanın kendine has ihtiyaçlarına odaklanabileceksiniz.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
optimal | en |
treatment | tedavi |
experience | deneyimini |
outcomes | sonuçları |
and | ve |
to support | desteklemek |
needs | ihtiyaç |
EN With Clinical Pharmacology powered by ClinicalKey, you will be able to:
TR ClinicalKey tarafından desteklenen Clinical Pharmacology ile şunları yapabilirsiniz:
ინგლისური | თურქული |
---|---|
clinicalkey | clinicalkey |
by | tarafından |
with | ile |
EN And because this information is easy to locate, understand, and act on wherever you need it, you will be able to make sound therapy decisions that reduce the chances for preventable adverse events and negative patient outcomes.
TR Ve bu bilgilerin ihtiyaç duyduğunuzda bulunması, anlaşılması ve kullanılması kolay olduğundan, engellenebilir olası yan etkiler ve olumsuz hasta sonuçlarını azaltan güvenilir tedavi kararları alabilirsiniz.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
information | bilgilerin |
easy | kolay |
negative | olumsuz |
patient | hasta |
outcomes | sonuçları |
on | güvenilir |
this | bu |
and | ve |
need | ihtiyaç |
decisions | kararlar |
EN With ClinicalKey, your physicians will be able to:
TR ClinicalKey ile doktorlarınız şunları yapabilir:
ინგლისური | თურქული |
---|---|
clinicalkey | clinicalkey |
with | ile |
EN Thanks to the security policy of Whoer.net, no one will be able to find out about your online activities (including us).
TR Whoer.net güvenlik politikası sayesinde, hiç kimse internetteki etkinlikleriniz (biz dahil) hakkında bilgi edinemez.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
security | güvenlik |
net | net |
including | dahil |
whoer | whoer |
policy | politikası |
find out | bilgi |
about | hakkında |
EN As a result, you will be able to connect to any Internet resource around the world with no challenges
TR Sonuç olarak, hiçbir zorluk olmadan dünya çapında herhangi bir internet kaynağına bağlanmanız mümkün olur
ინგლისური | თურქული |
---|---|
internet | internet |
around | çapında |
world | dünya |
with | olmadan |
no | hiçbir |
result | sonuç |
a | bir |
any | herhangi |
will | mümkün |
EN By the way, if you have connected an anonymizer, YouTube will not be able to block you access to the most interesting clips.
TR Bu arada, bir anonimlestirici kurduysanız, YouTube en ilginç kliplere erişiminizi engelleyemeyecektir.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
youtube | youtube |
most | en |
interesting | ilginç |
access | erişiminizi |
have | bu |
EN You seems to have javascript disabled.Please enable javascript to be able to use the website with full functionality.
TR Görünüşe göre tarayıcınızdaki JavaScript'i devre dışı bırakmışsınız. Web sitesini tam performansı ile kullanabilmek için lütfen Javascript'i etkinleştirin.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
enable | etkinleştirin |
full | tam |
website | web |
please | lütfen |
with | ile |
EN With this report, you’ll be able to discover your keyword competitors and analyze their traffic, which is crucial when it comes to creating your domain’s SEO strategy.
TR Bu rapor ile anahtar kelime rakiplerinizi keşfedebilir ve trafiklerini analiz edebilirsiniz ki bu durum alan adı SEO stratejinizi oluştururken çok önemli bir rol oynar.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
report | rapor |
analyze | analiz |
seo | seo |
crucial | önemli |
this | bu |
and | ve |
comes | ile |
EN We’ll take care of the information submitted, and trace it in the directories, and you’ll be able to handle multiple locations. You can edit or update your listing any time you want in order to make it correct and more consistent.
TR Gönderilen bilgilerle ilgileneceğiz ve dizinlerde takip edeceğiz bu sayede birden çok konumu yönetebileceksiniz. Listenizi düzeltmek ve daha tutarlı bir hale getirmek için dilediğiniz zaman düzenleyebilir veya güncelleyebilirsiniz.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
submitted | gönderilen |
trace | takip |
edit | düzenleyebilir |
consistent | tutarlı |
time | zaman |
multiple | bir |
of | in |
or | veya |
and | ve |
EN Monitor your customers’ opinion and jump to the very review you need to reply. The tool will bring you to the platform where the review has been created, so that you’ll be able to respond to it quickly.
TR Müşterilerinizin görüşlerini takip edin ve yanıtlamanız gereken değerlendirmeye geçiş yapın. Araç, sizi değerlendirmenin oluşturulduğu yere götürür bu sayede daha hızlı cevap verebilirsiniz.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
need | gereken |
your customers | müşterilerinizin |
quickly | hızlı |
to | yapın |
the | araç |
that | sizi |
and | ve |
EN You’ll also be able to view and compare your own positions in desktop and mobile index on the same graph.
TR Ayrıca, kendi pozisyonunuzu aynı grafik üzerinde masaüstü ve mobil indekste görüntüleyebilir ve karşılaştırabilirsiniz.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
mobile | mobil |
graph | grafik |
desktop | masaüstü |
and | ve |
the | aynı |
on | üzerinde |
EN With this information, you’ll be able to detect the best performing of your external articles, compare different publishing resources, and adopt the most effective tactics of your competitors.
TR Bu bilgi ile, harici makalelerinizden en iyi performans göstereni tespit edebileceksiniz, farklı paylaşım kaynaklarını karşılaştırabileceksiniz ve rakiplerinizin en etkili taktiklerini benimseyeceksiniz.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
information | bilgi |
detect | tespit |
performing | performans |
external | harici |
effective | etkili |
this | bu |
different | farklı |
and | ve |
resources | kaynaklarını |
with | ile |
EN No matter what level of technical know-how a team member has, they’ll be able to make full use of our scoring algorithms and powerful recommendations.
TR Bir ekip üyesi hangi düzeyde teknik bilgiye sahip olursa olsun, puanlama algoritmalarımızdan ve güçlü önerilerimizden tam anlamıyla faydalanabilir.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
level | düzeyde |
technical | teknik |
team | ekip |
full | tam |
algorithms | algoritmaları |
member | üyesi |
powerful | güçlü |
and | ve |
a | bir |
to | sahip |
what | hangi |
be | olsun |
ნაჩვენებია 50 სულ 50 თარგმანიდან