TR Bu şirketler tamir kılavuzlarını çevrimiçi olarak kullanıma sunuyor:
"çevrimiçi tamir kılavuzlarını" ing Wong Turki bisa diterjemahake menyang Basa inggris tembung/frasa:
TR Bu şirketler tamir kılavuzlarını çevrimiçi olarak kullanıma sunuyor:
EN These companies make their repair manuals available online:
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
şirketler | companies |
tamir | repair |
çevrimiçi | online |
olarak | these |
kılavuzları | manuals |
TR Çevrimiçi tamir kılavuzlarını ortadan kaldırmak ve insanları DIY(kendin-yap) tamirden uzaklaştırmak için telif hakkı iddialarının arkasına saklanıyorlar.
EN They hide behind copyright claims to take down online repair manuals and scare people away from DIY repair.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
tamir | repair |
insanları | people |
telif | copyright |
kılavuzları | manuals |
TR Bu şirketler tamir kılavuzlarını çevrimiçi olarak kullanıma sunuyor:
EN These companies make their repair manuals available online:
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
şirketler | companies |
tamir | repair |
çevrimiçi | online |
olarak | these |
kılavuzları | manuals |
TR Çevrimiçi tamir kılavuzlarını ortadan kaldırmak ve insanları DIY(kendin-yap) tamirden uzaklaştırmak için telif hakkı iddialarının arkasına saklanıyorlar.
EN They hide behind copyright claims to take down online repair manuals and scare people away from DIY repair.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
tamir | repair |
insanları | people |
telif | copyright |
kılavuzları | manuals |
TR Ürünleri tamir edebilmeleri için insanlara ihtiyaç duydukları bilgi ve aletleri vermek, destek maliyetlerini düşürür. Müşteriler, eşyalarının hızlıca tamir edilmesine bayılır; bunu ister kendileri yapsınlar ister yerel bir tamirhane.
EN Giving people the information and tools they need to fix products cuts down on support costs. Customers love it when they can get their stuff fixed quickly—whether by themselves or at a local repair shop.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
insanlara | people |
ihtiyaç | need |
destek | support |
maliyetlerini | costs |
müşteriler | customers |
hızlıca | quickly |
yerel | local |
TR Tüm bu yeni teknoloji seni bunalttı mı? Onun yerine senin için ne önemliyse onu tamir et! Senin ve en gözde tamircinin tamir duygularını canlı tutabilmek adına, kendi atölyemizden favori hediyeler listemizi güncelledik
EN Feeling overwhelmed by all the new tech? Fix what matters instead! We’ve put together a list of our favorite gifts—from our workshop to yours, to help you and your favorite fixer keep the repair spirit going strong
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
tüm | all |
teknoloji | tech |
favori | favorite |
hediyeler | gifts |
TR Ürünleri tamir edebilmeleri için insanlara ihtiyaç duydukları bilgi ve aletleri vermek, destek maliyetlerini düşürür. Müşteriler, eşyalarının hızlıca tamir edilmesine bayılır; bunu ister kendileri yapsınlar ister yerel bir tamirhane.
EN Giving people the information and tools they need to fix products cuts down on support costs. Customers love it when they can get their stuff fixed quickly—whether by themselves or at a local repair shop.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
insanlara | people |
ihtiyaç | need |
destek | support |
maliyetlerini | costs |
müşteriler | customers |
hızlıca | quickly |
yerel | local |
TR Tüm bu yeni teknoloji seni bunalttı mı? Onun yerine senin için ne önemliyse onu tamir et! Senin ve en gözde tamircinin tamir duygularını canlı tutabilmek adına, kendi atölyemizden favori hediyeler listemizi güncelledik
EN Feeling overwhelmed by all the new tech? Fix what matters instead! We’ve put together a list of our favorite gifts—from our workshop to yours, to help you and your favorite fixer keep the repair spirit going strong
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
tüm | all |
teknoloji | tech |
favori | favorite |
hediyeler | gifts |
TR Satın aldınız, uzun ömürlü olmalı ve tamir edebilmelisiniz - bu yüzden tamir edilebilir telefonlar satın alın.
EN You bought it, it should last, and you should be able to fix it—so buy repairable smartphones.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
olmalı | should |
ve | and |
tamir | fix |
yüzden | so |
TR Satın aldınız, uzun ömürlü olmalı ve tamir edebilmelisiniz - bu yüzden tamir edilebilir dizüstü bilgisayarlar satın alın.
EN You bought it, it should last, and you should be able to fix it—so buy repairable laptops.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
olmalı | should |
ve | and |
tamir | fix |
yüzden | so |
TR Elsevier, Açık Bilim Merkezi tarafıından geliştirilen Şeffaflık ve Açıklığın Teşvik Edilmesi (TOP) Kılavuzlarını desteklemektedir. Tüm dergilerimizde veri şeffaflığı politikalarını hayata geçirmiş durumdayız
EN Elsevier supports the Transparency and Openness Promotion (TOP) Guidelines developed by the Center for Open Science. We have implemented data transparency policies across all our journals
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
elsevier | elsevier |
açık | open |
merkezi | center |
geliştirilen | developed |
ve | and |
tüm | all |
şeffaflığı | transparency |
TR Elsevier, Açık Bilim Merkezi tarafıından geliştirilen Şeffaflık ve Açıklığın Teşvik Edilmesi (TOP) Kılavuzlarını desteklemektedir. Tüm dergilerimizde veri şeffaflığı politikalarını hayata geçirmiş durumdayız
EN Elsevier supports the Transparency and Openness Promotion (TOP) Guidelines developed by the Center for Open Science. We have implemented data transparency policies across all our journals
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
elsevier | elsevier |
açık | open |
merkezi | center |
geliştirilen | developed |
ve | and |
tüm | all |
şeffaflığı | transparency |
TR İnfografik marka kılavuzlarını hazırlayın
EN Set infographic brand guidelines
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
marka | brand |
TR İlgi çekici hikayeler ve nasıl yapılır kılavuzlarını okuyun, forms.app'in özellikleri hakkında bilgi edinin.
EN Read engaging stories, how-to guides, learn about forms.app features.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
çekici | engaging |
okuyun | read |
app | app |
özellikleri | features |
hakkında | about |
bilgi | learn |
TR En son proje güncellemelerini ve kripto kılavuzlarını ilk alan siz olun
EN Be the first to receive the latest project updates and crypto guides
TR Tanımadığınız kırık sayfalar ve web sitelerine giden linkleri kontrol edin. Web sitenizi iyileştirmek için bunları tamir edin veya kaldırın.
EN Check for outbound links to broken pages and websites you don’t recognize. Fix or remove them to make your site better.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
sayfalar | pages |
sitenizi | your site |
iyileştirmek | better |
tamir | fix |
kaldırın | remove |
TR Her türlü onarım işlemi için profesyonel tamir aletleri. Bu iş için tam da ihtiyacınız olan alet bizde var.
EN Professional-grade repair tools for any repair. We've got the exact tool you'll need for the job.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
profesyonel | professional |
tam | exact |
TR Tamir, ürünlerin daha uzun süre dayanmasını sağlar.
EN Repair makes your products last longer.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
tamir | repair |
ürünlerin | products |
TR Tamir, hem üretici hem ekonomi hem de geri kalan herkes için iyi bir şeydir.
EN Repair is good for manufacturers, good for the economy, and good for the rest of us.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
tamir | repair |
ekonomi | economy |
iyi | good |
TR iFixit, son yirmi yılda üretilen her Apple ürünü için tamir kılavuzları yayınladı
EN iFixit has published repair manuals for every Apple product made in the last two decades
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
ifixit | ifixit |
son | last |
apple | apple |
ürünü | product |
tamir | repair |
TR Dünyanın dört bir yanındaki tamircilere katıl ve bu yıl daha fazla şeyi tamir etmeye söz ver.
EN Join fixers around the world and commit to fix more things this year.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
dünyanın | world |
bu | this |
yıl | year |
tamir | fix |
TR Kendi eşyalarını tamir eden insanların, özel ve kendini adamış müşteriler olduklarını bilirler.
EN They know that people who fix their stuff are dedicated customers.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
tamir | fix |
özel | dedicated |
müşteriler | customers |
insanları | people |
TR Tamir hakkımız için savaşacağım.
EN I will fight for our right to repair.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
tamir | repair |
TR Tamir edilemeyecek hiçbir şey üretilmemelidir.
EN Nothing should be made that can't be fixed.
TR Tamir edilmiş elektronik cihazlar insanların, düşük maliyetli elektronik cihazlara erişimini sağlar ve teknolojinin harika avantajlarından faydalanmalarına yardımcı olur
EN Repaired electronics give people access to low-cost electronics and help them access the awesome benefits of technology
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
elektronik | electronics |
düşük | low |
maliyetli | cost |
sağlar | give |
ve | and |
harika | awesome |
insanları | people |
ın | of |
TR Dünya çapında daha fazla e-atık tamiri ve yenilemesine ihtiyacımız var. Gelişmekte olan ülkelerdeki tamir ustalarını örnek almalıyız. 25 sentlik bir parçayla düzeltilebilecek bilgisayarları çöpe atmayı bırakmalıyız.
EN We need more e-waste repair and refurbishment, worldwide. We need to take a page from the book of expert repairers in developing countries. We need to stop throwing away computers that could be fixed with a 25-cent part.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
gelişmekte | developing |
tamir | repair |
TR Zaten halihazırda sahip olduğumuz şeyleri tamir etmek ve yeniden kullanmak çok mantıklı.
EN Fixing and reusing what we’ve already got just makes sense.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
ve | and |
TR Sahip olduğumuz her şeyi açma, tamir etme ve onarma hakkını talep etme zamanı geldi.
EN It’s high time we demand the right to open, tinker with, and repair everything we own.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
sahip | own |
şeyi | everything |
tamir | repair |
ve | and |
hakkını | right |
talep | demand |
TR Tamir, atığa karşı ilk savunma hattıdır
EN Repair is the first line of defense against waste
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
tamir | repair |
ilk | first |
savunma | defense |
TR Zinciri tamir edemezsen bisiklet alır mıydın?
EN Would you buy a bike if you couldn’t fix the chain?
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
zinciri | chain |
tamir | fix |
TR Üreticiler, bağımsız tamir mağazalarını kapatmaya çalışıyorlar.
EN Manufacturers are trying to shut down independent repair shops.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
bağımsız | independent |
tamir | repair |
TR Bir şeye sahip olmak onu açabilme, hekleme, tamir etme, geliştirme hakkının da sende olması anlamına gelmelidir.
EN Ownership means you should be able to open, hack, repair, upgrade, or tie bells on it.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
tamir | repair |
TR Daha da iyisi, bir şeyler tamir edildiğinde, üretim sırasında kullandığı tüm enerjiyi ve tüm malzemeleri de bünyesinde tutar. Hiçbir şey boşa gitmez. Hiçbir şey kaybolmaz.
EN Even better, when stuff is repaired, it holds on to all the energy and all the materials it used up during manufacturing. Nothing is wasted. Nothing is lost.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
üretim | manufacturing |
kullandığı | used |
malzemeleri | materials |
TR Etrafta yalnızca bir tamir dükkânı varsa, haliyle fiyatlar artar ve kalite düşer. Şirketlerin fiyatları yukarı çekip rekabeti azaltmak için her türlü sebebi var; onlara izin verme.
EN When there's only one repair shop around, prices go up and quality goes down. Companies have every incentive to drive up prices and drive down competition. Don’t let them.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
tamir | repair |
kalite | quality |
yukarı | up |
rekabeti | competition |
TR Tamir geri dönüşümden daha iyidir.
EN Repair is better than recycling.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
tamir | repair |
TR Bir ordu dolusu tamir teknisyeni hazırda bekliyor; yalnız biraz yardıma ihtiyaçları var.
EN An army of repair technicians stands ready to fill in the gap. All they need is a little help.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
tamir | repair |
TR Şirketler, sana sattıkları ürünlerini tamir etmeni istemez.
EN Companies don’t want you to get their products fixed.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
sana | you |
ürünlerini | products |
TR Üreticiler tamir kodlarını bir sır gibi saklıyor.
EN Manufacturers keep repair codes secret.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
tamir | repair |
TR makul fiyatlı, bağımsız tamir dükkanları için
EN to reasonably-priced, independent repair shops
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
bağımsız | independent |
tamir | repair |
için | to |
TR Dijital Binyıl Telif Hakkı Yasasına 2018'de ciddi tamir muafiyetleri kazandık.
EN We won major repair exemptions to the Digital Millenium Copyright Act in 2018.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
dijital | digital |
telif | copyright |
tamir | repair |
TR Ürün ve yazılımların tamir edilebilir ve sürdürülebilir yollarla nasıl tasarlanacağı.
EN How to design products and software in repairable, sustainable ways.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
sürdürülebilir | sustainable |
TR Burada iki en popüler tamir —ekran ve pil— çok iyi önceliklendirilmiş durumda.
EN The two most common smartphone repairs—display and battery—are well-prioritized here.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
burada | here |
iki | two |
ekran | display |
ve | and |
pil | battery |
iyi | well |
TR Ön ve arka cam çatlasın diye iki kat hassas yapılmış ve her ikisinde de güçlü yapıştırıcı, iç kısımlara herhangi bir tamir için erişimi zorlaştırıyor.
EN Front and back glass make for double the crackability, and strong adhesive on both makes it tough to access the internals for any repair.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
arka | back |
güçlü | strong |
tamir | repair |
erişimi | access |
TR Asya'daki tamir mağazaları, bu üreticiler tarafından paylaşılan bilgilerle gelişiyor.
EN Repair shops in Asia thrive on the information shared by those manufacturers.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
asya | asia |
tamir | repair |
üreticiler | manufacturers |
paylaşılan | shared |
TR Tamir işçileri zorlanıyor. Çünkü ihtiyaç duydukları bilgiye sahip değiller.
EN Repair workers are struggling because they don’t have the information they need.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
tamir | repair |
ihtiyaç | need |
bilgiye | information |
TR Daha önce tamir edilen otomobillerde yeni arızalar baş gösterdi.
EN Apparently, the G65 is too fast for its own good.
TR iPad Tamir Setlerini, kendi kendine yapacağın tamirler için ekibimiz tarafından tasarlanmış yeni araçlar içerecek şekilde yeniledik—daha sağlam bir tornavida, yeni bir Pil Açıcı ve sımsıkı yapışan bir Vantuz Tutucu ile.
EN We revamped our iPad Fix Kits to include brand new tools, designed by our team for your DIY repair—including an even tougher driver, a new Battery Blocker, and a super-grippy Suction Handle.
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
ipad | ipad |
ekibimiz | our team |
araçlar | tools |
pil | battery |
TR Hasarlı veya bozuk olanı seçin PDF tamir edilecek dosya:
EN Select the damaged or corrupt PDF file to be repaired:
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
hasarlı | damaged |
veya | or |
seçin | select |
dosya | file |
TR Yardımınız için tekrar teşekkürler! İhtiyacınız olursa bir referans yazmaktan mutluluk duyuyorum - başka kimse bunu tamir edemedi !!
EN Thank you again for your help! I am happy to write a testimonial if you need one- no one else has been able to repair this!!
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
tekrar | again |
olursa | if |
başka | else |
kimse | no one |
tamir | repair |
TR Tamir Hizmetleri Marka Mockup'ları
EN Repair Services Branding Mockups
Wong Turki | Basa inggris |
---|---|
tamir | repair |
hizmetleri | services |
marka | branding |
Nampilake terjemahan 50 saka 50