TR Bu noktada, her vergi mükellefinin bireysel durumu -örneğin yalnız mı, yoksa aile içinde mi yaşadığı – kazanç vergisinde dikkate alınır.
TR Bu noktada, her vergi mükellefinin bireysel durumu -örneğin yalnız mı, yoksa aile içinde mi yaşadığı – kazanç vergisinde dikkate alınır.
EN This makes it possible to take into account taxpayers’ individual situation – for example, whether they have no dependants or a family – when calculating tax deductions from their pay.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
bu | this |
vergi | tax |
bireysel | individual |
durumu | situation |
yoksa | or |
aile | family |
TR Çalışanların ödedikleri kazanç vergisi, maaş bordrolarında belgelendirilir; kazanç vergisi, gelirin önceden vergilendirilmesi demektir
EN Regular tax payments are deducted from employees’ pay and recorded on their payslips; these sums represent advance instalments towards their income tax
トルコ語 | 英語 |
---|---|
önceden | advance |
TR Alman vergi sistemi, yükü adil dağıtmaya çalışıyor. Özellikle gelir vergisinde kendini gösteren bir ilke.
EN The German tax system attempts to share burdens fairly. This principle is most evident when it comes to income tax.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
alman | german |
vergi | tax |
sistemi | system |
TR Gelir vergisinde vergilendirme, „orantılı artan tarife“ sayesinde, ödeme gücüne göre gerçekleştirilir
EN A “linear progressive scale” guarantees that income tax is calculated according to people’s ability to pay
トルコ語 | 英語 |
---|---|
gelir | income |
TR Klinik ve Operasyonel Kazanç İçin İlaç Bilgilerinin Kullanılması
EN Using Drug Information for Clinical and Operational Gain
トルコ語 | 英語 |
---|---|
klinik | clinical |
operasyonel | operational |
bilgilerinin | information |
kullanılması | using |
トルコ語 | 英語 |
---|---|
satış | sales |
ve | and |
tam | full |
erişim | access |
TR Bitcoin, Ethereum ve diğer kripto paraları bir Ödül Hesabına aktarın ve aylık olarak hesabınıza yatırılmak üzere, yılda ödüllerde %13,5'e varan kazanç elde edin.
EN Transfer Bitcoin, Ethereum, and other crypto to a Rewards Account and you'll earn up to 13.5% in rewards annually, deposited monthly.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
bitcoin | bitcoin |
ethereum | ethereum |
diğer | other |
kripto | crypto |
aktarın | transfer |
aylık | monthly |
yılda | annually |
hesabını | account |
TR Yayınla ve Sat Ticaret Teknolojisi, herhangi bir satıcının varlıkları belirli bir fiyattan satış için yayınlamasına imkan sunuyor. Böylece belirsizlik, "çift alım satımlar" ve müşteri kazanç masrafları ortadan kalkıyor
EN Post-and-sale trade technology allows any seller to post assets for sale, at a given price, which eliminates ambiguity, “double trades,” and customer acquisition costs.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
ticaret | trade |
teknolojisi | technology |
satış | sale |
çift | double |
müşteri | customer |
TR Finansal kazanç için verilerinizi gözetlemek ve kullanmak üzere tasarlanmış casus yazılımları tespit edin ve engelleyin.
EN Detect and halt various forms of spyware designed to snoop on and exploit your data for financial gain.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
finansal | financial |
verilerinizi | your data |
tespit | detect |
TR Kimlik hırsızları, finansal kazanç elde etmek üzere sizi taklit etmek için e-posta adreslerinizi, sosyal güvenlik numaralarınızı, sosyal medya hesaplarınızı ve telefon numaralarınızı çalmaya çalışıyor.
EN Identity thieves are out to steal email addresses, social security numbers, social media accounts & phone numbers to impersonate you for financial gain.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
kimlik | identity |
finansal | financial |
elde | gain |
sizi | you |
e-posta | |
güvenlik | security |
telefon | phone |
TR Yaşam hakkı maddi kazanç konusu yapılamaz
EN The right to life cannot be made the subject of material gain.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
yaşam | life |
hakkı | right |
konusu | subject |
トルコ語 | 英語 |
---|---|
mobil | mobile |
bilgisayar | computing |
okuma | scanning |
ve | and |
baskı | printing |
çözümleri | solutions |
tüm | each |
operasyonel | operational |
size | you |
TR Tahmini brüt maaş, haftalık kazanç ve kazanılan prim sayısı;
EN Estimated gross salary, earnings per week and number of bonuses awarded.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
tahmini | estimated |
haftalık | week |
ve | and |
sayısı | number |
TR Her satışta ilk alışveriş için 35%'a varan kazanç elde edin
EN Get up to 35% from the first purchase of every sale
トルコ語 | 英語 |
---|---|
ilk | first |
トルコ語 | 英語 |
---|---|
mobil | mobile |
bilgisayar | computing |
okuma | scanning |
ve | and |
baskı | printing |
çözümleri | solutions |
tüm | each |
operasyonel | operational |
size | you |
TR Kadın-erkek arası kazanç farkı ve kadın kotası: Almanya’nın gündemi kadın erkek eşitliği. Durumun rakamlarla tespiti.
EN The gender pay gap and a quota for the proportion of women: the gender equality debate in Germany. A reality check in figures.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
ve | and |
almanya | germany |
TR Piyasa ekonomisinin sürdürülebilir olması için ne olması gerekir? Kısa sürede azami kazanç sağlama ilkelerine dayalı piyasa ekonomisi, insanlığın büyük sorunlarını ancak ekolojik bariyerleri aşmadan hareket ederse çözebilir
EN What has to happen for the market economy to become sustainable? Operating on the principles of short-term profit maximization, the market economy can solve humanity’s major problems only if it moves within ecological guidelines
トルコ語 | 英語 |
---|---|
piyasa | market |
sürdürülebilir | sustainable |
gerekir | can |
kısa | short |
ekonomisi | economy |
büyük | major |
ekolojik | ecological |
TR Rüzgar enerjisi Danimarkalılara iyimserlik ve bol kazanç getiriyor.
EN Wind power brings the Danes optimism and good business.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
rüzgar | wind |
ve | and |
getiriyor | brings |
TR Dünya genelinde ise expat’lar için iş hayatı ve özel hayat arasındaki denge üçüncü sırada yer alıyor, bunun karşılığında dolgun kazanç üçüncü sıranın altlarına düşüyor.
EN Worldwide, expats name a good work-life balance in the TOP 3, and good pay loses its place in the top slots.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
denge | balance |
TR Oysa onlar büyük bir çoğunlukla olaya çok pragmatik yaklaşıyor ve tıpkı kendilerinden önceki nesiller gibi öncelikle iyi bir kazanç, güvenli bir meslek ve iş yaşamıyla özel yaşam arasında uyum istiyorlar
EN Most of them are very pragmatic and, like the generations before them, want above all to earn good money, have a safe job and a good work-life balance
トルコ語 | 英語 |
---|---|
güvenli | safe |
yaşam | life |
TR İşverenler, elemanlarına net maaşını ödemeden önce brüt maaştan kazanç vergisi ve sosyal güvenlik harçlarını keserek vergi dairesine aktarır
EN Employers deduct income tax and social contributions from their employees’ gross pay and pass them to the tax office before transferring the net pay to their employees
トルコ語 | 英語 |
---|---|
net | net |
önce | before |
ve | and |
sosyal | social |
vergi | tax |
TR 2007’de yürürlüğe konulan ebeveyn parası, çocuklarına evde bakan veya yarım gün çalışan ana babaların uğradıkları kazanç kaybını telafi etmeyi amaçlıyor
EN The parental allowance that was introduced in 2007 is designed to compensate for the shortfall in earnings that parents experience when they look after their children or work part-time
トルコ語 | 英語 |
---|---|
veya | or |
gün | time |
TR Sosyal amaçlı şirket “bikuh” bisiklet sürücülerine kilometre başı kazanç sunarak iklimi korumaya katkıda bulunuyor.
EN The social enterprise "bikuh" rewards cyclists for every kilometre and so protects the climate.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
sosyal | social |
iklimi | climate |
da | and |
TR Ve bunun tersi, bir varlığın olası değer kaybına dair bir gösterge varsa, kısa bot ondan kazanç sağlamanıza yardımcı olabilir.
EN And vice versa, if there’s indication of an asset’s possible loss of value, short bot can help you gain from it.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
olası | possible |
kısa | short |
bot | bot |
olabilir | can |
varsa | if |
TR Finansal kazanç için verilerinizi gözetlemek ve kullanmak üzere tasarlanmış casus yazılımları tespit edin ve engelleyin.
EN Detect and halt various forms of spyware designed to snoop on and exploit your data for financial gain.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
finansal | financial |
verilerinizi | your data |
tespit | detect |
TR Kimlik hırsızları, finansal kazanç elde etmek üzere sizi taklit etmek için e-posta adreslerinizi, sosyal güvenlik numaralarınızı, sosyal medya hesaplarınızı ve telefon numaralarınızı çalmaya çalışıyor.
EN Identity thieves are out to steal email addresses, social security numbers, social media accounts & phone numbers to impersonate you for financial gain.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
kimlik | identity |
finansal | financial |
elde | gain |
sizi | you |
e-posta | |
güvenlik | security |
telefon | phone |
TR Seçenek ve güvenlik her zaman önemlidir. Müşterilere birden çok para yatırma seçeneği ve kazanç ödemeleri sunmak akıllı bir karar olacaktır. Bir online casino için yeni ziyaretçiler çekmenin tek doğru yolu budur.
EN Choice and security always matter. Offering multiple deposit options and winnings payouts to customers would be a smart decision. That’s the only right way to attract new visitors for an online casino.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
seçenek | options |
güvenlik | security |
akıllı | smart |
karar | decision |
online | online |
yeni | new |
ziyaretçiler | visitors |
yolu | way |
トルコ語 | 英語 |
---|---|
satış | sales |
ve | and |
tam | full |
erişim | access |
TR El Dorado'nun ilk efsanelerinden bu yana, Altına Hücum, Amerika Kıtası – Kuzey ve Güney – kazanç vaadiyle ilişkilendirilmiştir
EN Ever since the first legends of El Dorado and later, the Gold Rush, the Americas – North and South – have been associated with the promise of gainz
TR El Dorado'nun ilk efsanelerinden bu yana, Altına Hücum, Amerika Kıtası – Kuzey ve Güney – kazanç vaadiyle ilişkilendirilmiştir
EN Ever since the first legends of El Dorado and later, the Gold Rush, the Americas – North and South – have been associated with the promise of gainz
TR El Dorado'nun ilk efsanelerinden bu yana, Altına Hücum, Amerika Kıtası – Kuzey ve Güney – kazanç vaadiyle ilişkilendirilmiştir
EN Ever since the first legends of El Dorado and later, the Gold Rush, the Americas – North and South – have been associated with the promise of gainz
TR El Dorado'nun ilk efsanelerinden bu yana, Altına Hücum, Amerika Kıtası – Kuzey ve Güney – kazanç vaadiyle ilişkilendirilmiştir
EN Ever since the first legends of El Dorado and later, the Gold Rush, the Americas – North and South – have been associated with the promise of gainz
TR El Dorado'nun ilk efsanelerinden bu yana, Altına Hücum, Amerika Kıtası – Kuzey ve Güney – kazanç vaadiyle ilişkilendirilmiştir
EN Ever since the first legends of El Dorado and later, the Gold Rush, the Americas – North and South – have been associated with the promise of gainz
TR El Dorado'nun ilk efsanelerinden bu yana, Altına Hücum, Amerika Kıtası – Kuzey ve Güney – kazanç vaadiyle ilişkilendirilmiştir
EN Ever since the first legends of El Dorado and later, the Gold Rush, the Americas – North and South – have been associated with the promise of gainz
TR El Dorado'nun ilk efsanelerinden bu yana, Altına Hücum, Amerika Kıtası – Kuzey ve Güney – kazanç vaadiyle ilişkilendirilmiştir
EN Ever since the first legends of El Dorado and later, the Gold Rush, the Americas – North and South – have been associated with the promise of gainz
TR El Dorado'nun ilk efsanelerinden bu yana, Altına Hücum, Amerika Kıtası – Kuzey ve Güney – kazanç vaadiyle ilişkilendirilmiştir
EN Ever since the first legends of El Dorado and later, the Gold Rush, the Americas – North and South – have been associated with the promise of gainz
TR Gelecekteki ürünleri ve hizmetleri şekillendirmek için anketlere katılın ve bunun için para alın! Bugün başlayın ve size ilk kazanç olarak
EN Take surveys to shape future products and services and get paid for it! Start today, and we’ll give you
TR Bugün başlayın, size ilk kazanç olarak 10 sanal puan (LP) verelim.
EN Start today, we’ll give you 1000 virtual points (LPs) to kick off your earnings!
TR Başvurunuzu kriterlerimize dikkate alarak değerlendiriyor, olumlu adayları ürün/hizmetlerini bize daha kolay tanıtma ve ulaştırma olanağını elde edebilmeleri için onaylı tedarikçilerimiz arasına alıyoruz.
EN We assess your application according to our criteria and accept positive candidates among our approved suppliers to give them the opportunity to introduce and transmit their product/services to us more easily.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
olumlu | positive |
ürün | product |
hizmetlerini | services |
kolay | easily |
onaylı | approved |
TR Bulunan tüm sorunlar önemine göre üçe ayrıldı: hatalar, uyarılar ve bildirimler. Ayrıca tespit edilen sorunların sıklığını da dikkate alacağız ve neyin derhal ilgilenilmesi gerektiğini göstereceğiz.
EN All issues found are divided into three groups, depending on their severity: errors, warnings, and notices. We’ll also take into account the frequency of detected issues, and show you what needs immediate attention.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
bulunan | found |
göre | depending |
hatalar | errors |
bildirimler | notices |
neyin | what |
derhal | immediate |
ın | of |
TR Yatırım geri dönüşlerini optimize etmeye çalışan, bunu yaparken de kurumsal yatırımcı müşterilerimizin risk toleranslarını dikkate alan yenilikçi çözümlerden oluşan bir yelpaze sunuyoruz. Daha Fazla Bilgi Edin
EN We provide a range of innovative solutions that strive to optimise investment returns, taking into account the risk tolerances of our institutional investor clients. Learn More
トルコ語 | 英語 |
---|---|
yatırım | investment |
optimize | optimise |
kurumsal | institutional |
risk | risk |
yenilikçi | innovative |
bilgi | learn |
TR . Her birimiz programın ve diğer üyelerin önerilerini denemekte veya dikkate almamakta özgürüz.
EN . Each of us is free to try out or disregard the suggestions of the program and other members.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
her | each |
ve | and |
diğer | other |
veya | or |
ın | of |
TR Başvurunuzu kriterlerimize dikkate alarak değerlendiriyor, olumlu adayları ürün/hizmetlerini bize daha kolay tanıtma ve ulaştırma olanağını elde edebilmeleri için onaylı tedarikçilerimiz arasına alıyoruz.
EN We assess your application according to our criteria and accept positive candidates among our approved suppliers to give them the opportunity to introduce and transmit their product/services to us more easily.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
olumlu | positive |
ürün | product |
hizmetlerini | services |
kolay | easily |
onaylı | approved |
TR Örneğin bu ad alanlarını dikkate alarak IAM politikası oluşturabilir, Amazon Resource Names (ARNs) ile çalışabilir ve AWS CloudTrail günlüklerini okuyabilirsiniz
EN For example, when you create IAM policies, work with Amazon Resource Names (ARNs), and read AWS CloudTrail logs
トルコ語 | 英語 |
---|---|
amazon | amazon |
aws | aws |
TR SSL sertifikasını satın alırken mobil uyumlu SSL olup olmadığına dikkate ediniz
EN When purchasing SSL certificate, consider whether it is mobile compatible SSL or not
トルコ語 | 英語 |
---|---|
ssl | ssl |
satın | purchasing |
mobil | mobile |
uyumlu | compatible |
olup | whether |
TR Müşterilerinizin, özel IP adresleri ve ana bilgisayar adları dahil olmak üzere temel bir e-ticaret web sitesi veya intranet üzerindeki işlemleri şifrelemeleri gerekiyorsa, SSL123 Sertifikalarını dikkate almak isteyebilirler
EN If your customers need to encrypt transactions on a basic e-commerce website or intranet, including private IP addresses and hostnames, they may want to consider SSL123 Certificates
トルコ語 | 英語 |
---|---|
müşterilerinizin | your customers |
özel | private |
adresleri | addresses |
olmak | may |
temel | basic |
veya | or |
işlemleri | transactions |
sertifikaları | certificates |
TR PayPal'ın Euro ve ABD Doları ile ödemeler için geçerli olduğunu lütfen dikkate alın.
EN Please note that PayPal is available for payments in euros and US dollars.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
paypal | paypal |
euro | euros |
abd | us |
ödemeler | payments |
olduğunu | is |
TR Bu durumu dikkate alan Almanya, dünyanın dört bir yanındaki insanların sağlık koşullarını iyileştirmeye ve sağlıkta eşit imkanları teşvik etmeye yönelik güçlü çabalar sergiliyor
EN Against this backdrop, Germany is committed to improving the health situation of people worldwide and promoting healthcare equality
トルコ語 | 英語 |
---|---|
bu | this |
durumu | situation |
almanya | germany |
dünyanın | worldwide |
teşvik | promoting |
insanları | people |
TR Farklı inançları dikkate almak
EN Showing consideration to each other
トルコ語 | 英語 |
---|---|
farklı | other |
TR Seçim süreci Alman Araştırma Topluluğu (DFG) ve Almanya’nın bilim politikası alanında en önemli danışmanlık topluluğu olan Bilim Konseyi tarafından katı bilimsel kriterler dikkate alınarak gerçekleştirildi.
EN The selection process was based strictly on academic criteria and was carried out by the Deutsche Forschungsgemeinschaft (DFG) and Germany’s most important research policy advisory body, the German Council of Science and Humanities.
トルコ語 | 英語 |
---|---|
süreci | process |
politikası | policy |
en | most |
danışmanlık | advisory |
olan | was |
konseyi | council |
50翻訳の50を表示しています