EN What’s ours is ours, including any feedback you may submit to us.
EN What’s ours is ours, including any feedback you may submit to us.
TR Bize ait olanlar, bize sunabileceğiniz herhangi bir geri bildirim dâhil olmak üzere; bizimdir.
英語 | トルコ語 |
---|---|
feedback | geri bildirim |
to | geri |
any | herhangi |
is | bir |
us | bize |
EN What’s ours is ours, including any feedback you may submit to us.
TR Bize ait olanlar, bize sunabileceğiniz herhangi bir geri bildirim dâhil olmak üzere; bizimdir.
英語 | トルコ語 |
---|---|
feedback | geri bildirim |
to | geri |
any | herhangi |
is | bir |
us | bize |
EN What’s ours is ours, including any feedback you may submit to us.
TR Bize ait olanlar, bize sunabileceğiniz herhangi bir geri bildirim dâhil olmak üzere; bizimdir.
英語 | トルコ語 |
---|---|
feedback | geri bildirim |
to | geri |
any | herhangi |
is | bir |
us | bize |
EN What’s ours is ours, including any feedback you may submit to us.
TR Bize ait olanlar, bize sunabileceğiniz herhangi bir geri bildirim dâhil olmak üzere; bizimdir.
英語 | トルコ語 |
---|---|
feedback | geri bildirim |
to | geri |
any | herhangi |
is | bir |
us | bize |
EN What’s ours is ours, including any feedback you may submit to us.
TR Bize ait olanlar, bize sunabileceğiniz herhangi bir geri bildirim dâhil olmak üzere; bizimdir.
英語 | トルコ語 |
---|---|
feedback | geri bildirim |
to | geri |
any | herhangi |
is | bir |
us | bize |
EN What’s ours is ours, including any feedback you may submit to us.
TR Bize ait olanlar, bize sunabileceğiniz herhangi bir geri bildirim dâhil olmak üzere; bizimdir.
英語 | トルコ語 |
---|---|
feedback | geri bildirim |
to | geri |
any | herhangi |
is | bir |
us | bize |
EN What’s ours is ours, including any feedback you may submit to us.
TR Bize ait olanlar, bize sunabileceğiniz herhangi bir geri bildirim dâhil olmak üzere; bizimdir.
英語 | トルコ語 |
---|---|
feedback | geri bildirim |
to | geri |
any | herhangi |
is | bir |
us | bize |
EN What’s ours is ours, including any feedback you may submit to us.
TR Bize ait olanlar, bize sunabileceğiniz herhangi bir geri bildirim dâhil olmak üzere; bizimdir.
英語 | トルコ語 |
---|---|
feedback | geri bildirim |
to | geri |
any | herhangi |
is | bir |
us | bize |
EN What’s ours is ours, including any feedback you may submit to us.
TR Bize ait olanlar, bize sunabileceğiniz herhangi bir geri bildirim dâhil olmak üzere; bizimdir.
英語 | トルコ語 |
---|---|
feedback | geri bildirim |
to | geri |
any | herhangi |
is | bir |
us | bize |
EN What’s ours is ours, including any feedback you may submit to us.
TR Bize ait olanlar, bize sunabileceğiniz herhangi bir geri bildirim dâhil olmak üzere; bizimdir.
英語 | トルコ語 |
---|---|
feedback | geri bildirim |
to | geri |
any | herhangi |
is | bir |
us | bize |
EN What’s ours is ours, including any feedback you may submit to us.
TR Bize ait olanlar, bize sunabileceğiniz herhangi bir geri bildirim dâhil olmak üzere; bizimdir.
英語 | トルコ語 |
---|---|
feedback | geri bildirim |
to | geri |
any | herhangi |
is | bir |
us | bize |
EN What’s ours is ours, including any feedback you may submit to us.
TR Bize ait olanlar, bize sunabileceğiniz herhangi bir geri bildirim dâhil olmak üzere; bizimdir.
英語 | トルコ語 |
---|---|
feedback | geri bildirim |
to | geri |
any | herhangi |
is | bir |
us | bize |
EN What’s ours is ours, including any feedback you may submit to us.
TR Bize ait olanlar, bize sunabileceğiniz herhangi bir geri bildirim dâhil olmak üzere; bizimdir.
英語 | トルコ語 |
---|---|
feedback | geri bildirim |
to | geri |
any | herhangi |
is | bir |
us | bize |
EN There are many different kinds of SERP checkers, and we think that ours is one of the best
TR Birçok farklı türde SERP denetleyicisi var ve bizimkinin en iyilerinden biri olduğunu düşünüyoruz
英語 | トルコ語 |
---|---|
serp | serp |
and | ve |
is | olduğunu |
best | en |
many | çok |
different | farklı |
one | bir |
英語 | トルコ語 |
---|---|
variable | değişken |
all | tüm |
again | tekrar |
you | de |
EN Sometimes I think of myself when I was younger and needed strength to get out of my addiction, and sometimes I think of other members, possibly such as you who are reading this
TR Bazen kendimi daha gençken ve bağımlılığımdan kurtulmak için güce ihtiyacım olduğunu düşünüyorum ve bazen de muhtemelen sizin gibi bunu okuyan diğer üyeleri düşünüyorum
英語 | トルコ語 |
---|---|
sometimes | bazen |
members | üyeleri |
other | diğer |
and | ve |
out | de |
to | için |
of | in |
as | gibi |
EN Rating a report from a reviewer with a similar name as ours more highly than someone else?s
TR Adı bizimkine benzeyen bir hakemin çalışmasına başka birinin çalışmasından daha yüksek puan vermek
英語 | トルコ語 |
---|---|
name | adı |
more | daha |
else | başka |
a | bir |
EN Tending to appoint more editorial board members whose social backgrounds match ours
TR Sosyal altyapısı bizimkine benzeyen daha fazla editörlük kurulu üyesi görevlendirmeye meyletmek
英語 | トルコ語 |
---|---|
board | kurulu |
social | sosyal |
EN For ours is an enduring story, one that continues.
TR Çünkü bizim hikayemiz kalıcı, süregiden bir hikayedir.
EN Free online tutorials will show you why you need web hosting similar to ours
TR Ücretsiz çevrimiçi eğitimler, neden bizimkine benzer bir web barındırmaya ihtiyacınız olduğunu size gösterecektir
英語 | トルコ語 |
---|---|
tutorials | eğitimler |
you | size |
similar | benzer |
online | çevrimiçi |
web | web |
you need | ihtiyacınız |
why | neden |
EN For ours is an enduring story, one that continues.
TR Çünkü bizim hikayemiz kalıcı, süregiden bir hikayedir.
EN For ours is an enduring story, one that continues.
TR Çünkü bizim hikayemiz kalıcı, süregiden bir hikayedir.
EN For ours is an enduring story, one that continues.
TR Çünkü bizim hikayemiz kalıcı, süregiden bir hikayedir.
EN For ours is an enduring story, one that continues.
TR Çünkü bizim hikayemiz kalıcı, süregiden bir hikayedir.
EN For ours is an enduring story, one that continues.
TR Çünkü bizim hikayemiz kalıcı, süregiden bir hikayedir.
EN "In an organization like ours, time is precious….now,
TR "Bizimki gibi bir organizasyonda zaman çok değerlidir... ve
英語 | トルコ語 |
---|---|
like | gibi |
time | zaman |
in | bir |
EN By driving environmental innovation across the lifecycle of our products and in our own operations, we are demonstrating how a company like ours can do more with less.
TR Ürünlerimizi yaşam ömrü boyunca ve kendi faaliyetlerimizde çevresel yeniliği teşvik ederek, bizim gibi bir şirketin daha azıyla daha çoğunu nasıl yaptığını gösteriyoruz.
英語 | トルコ語 |
---|---|
environmental | çevresel |
company | şirketin |
less | az |
how | nasıl |
and | ve |
more | daha |
the | gibi |
EN The absence of a trademark from this list does not constitute a waiver of our rights to our trademarks or any other intellectual property rights of ours.
TR Bir ticari markanın listede yer almaması ticari haklarımızdan veya diğer fikri mülkiyet haklarımızdan feragat ettiğimiz anlamına gelmez.
英語 | トルコ語 |
---|---|
waiver | feragat |
other | diğer |
rights | hakları |
property | mülkiyet |
to | anlamına |
or | veya |
a | bir |
of | yer |
EN Third party cookies are placed by other parties/websites than the one of ours you are visiting
TR Üçüncü taraf çerezler, bizimkiler dışında ziyaret ettiğiniz taraflar/web siteleri tarafından yerleştirilir
英語 | トルコ語 |
---|---|
party | taraf |
parties | taraflar |
visiting | ziyaret |
cookies | çerezler |
by | tarafından |
websites | siteleri |
EN We are all together now, reaching out our hands for power and strength greater than ours, and as we join hands, we find love and understanding beyond our wildest dreams.
TR Şimdi hepimiz birlikteyiz, bizimkinden daha büyük güç ve kuvvet için ellerimizi uzatıyoruz ve ellerimizi birleştirdikçe en çılgın hayallerimizin ötesinde sevgi ve anlayış buluyoruz.
英語 | トルコ語 |
---|---|
we | hepimiz |
beyond | ötesinde |
power | güç |
and | ve |
greater | daha büyük |
out | e |
for | için |
EN Ours is a spiritual, not a religious, program, and we neither oppose nor endorse any particular faith tradition.
TR Bizim programımız dini değil, manevi bir programdır ve biz herhangi bir inanç geleneğine ne karşı çıkıyoruz ne de onaylıyoruz.
英語 | トルコ語 |
---|---|
religious | dini |
tradition | geleneğine |
and | ve |
not | değil |
program | programı |
a | bir |
we | biz |
any | herhangi |
EN Ours is a program based on surrender of our will and best ideas to a power greater than ourselves, which we avail ourselves of through working the program
TR Bizimkisi, irademizi ve en iyi fikirlerimizi, kendimizden daha büyük bir güce teslim etmek üzerine kurulu bir programdır ve bu programı çalıştırarak yararlanırız
英語 | トルコ語 |
---|---|
program | programı |
and | ve |
greater | daha büyük |
a | bir |
to | etmek |
best | en |
on | üzerine |
EN The solutions we offer for Atlassian applications have gained acknowledgment even beyond Turkey, that is, in 34 countries, in 4 continents. We will strive to enhance this level of success of ours and make our international market share even larger.
TR Atlassian uygulamaları için sunduğumuz çözümler Türkiye 'nin ötesinde bile 4 kıtada 34 ülkede kabul görmektedir. Biz bizim başarı bu seviyede geliştirmek ve uluslararası pazar payı daha da büyük yapmak için çalışacağız.
英語 | トルコ語 |
---|---|
level | seviyede |
market | pazar |
we offer | sunduğumuz |
solutions | çözümler |
success | başarı |
international | uluslararası |
share | payı |
turkey | türkiye |
countries | ülkede |
beyond | ötesinde |
this | bu |
in | da |
larger | büyük |
we | biz |
and | ve |
the | kabul |
applications | uygulamalar |
of | in |
EN Learn what your customers think about your product and check their reviews
TR Müşterilerin ürünleriniz ile ilgili ne düşündüklerini öğrenin ve değerlendirmelerine göz atın
英語 | トルコ語 |
---|---|
customers | müşterilerin |
check | göz |
about | ilgili |
what | ne |
think | ile |
EN It’s a fair question, and while there’s no way for us to answer it entirely without bias (obviously, we think our tool is best), we didn’t want to create yet another tedious side-by-side comparison of features
TR Güzel bir soru, bu soruyu tamamen önyargısız şekilde yanıtlamamızın bir yolu olmasa da (tabii ki, en iyisinin kendi aracımız olduğunu düşünüyoruz) sıkıcı bir özellikler kıyaslaması tablosu hazırlamak istemedik
英語 | トルコ語 |
---|---|
entirely | tamamen |
tool | aracı |
tedious | sıkıcı |
features | özellikler |
best | en |
and | şekilde |
way | yolu |
is | olduğunu |
its | bu |
a | bir |
question | soru |
EN Our optimizer also has an ability to ignore issues if you think that they aren’t relevant for you
TR Sitenin tüm sayfaları için değil, her bir sayfa için ayrı sonuç aldığınıza dikkat edin
英語 | トルコ語 |
---|---|
you | değil |
英語 | トルコ語 |
---|---|
convenient | uygun |
speed | hız |
plugins | eklentileri |
party | taraf |
works | çalışıyor |
most | en |
without | olmadan |
any | ve |
it is | olduğuna |
because | çünkü |
third | üçüncü |
EN These are used to recommend content we think you'll be interested in based on what you looked at before.
TR Bu çerezler size daha önce ziyaret etmiş olduğunuz içeriğin ışığında, ilginizi çekebilecek benzer içerikleri önerebilmemize olanak sağlar.
英語 | トルコ語 |
---|---|
content | içeriğin |
these | bu |
at | nda |
to | ziyaret |
you | size |
before | önce |
EN Millions of gadgets reach the end of their life every year. Recycling them isn’t nearly as effective as you’d think.
TR Her yıl milyonlarca cihaz kullanım ömrünün sonuna geliyor. Onları geri dönüştürmek sandığın kadar etkili bir şey değil.
英語 | トルコ語 |
---|---|
year | yıl |
effective | etkili |
the | değil |
them | onları |
of | her |
the end | sonuna |
英語 | トルコ語 |
---|---|
applicable | geçerli |
information | bilgileri |
illegal | yasadışı |
you know | bildiğiniz |
or | veya |
is | olduğunu |
rules | kural |
and | ve |
laws | yasaları |
sure | emin |
misleading | yanıltıcı |
EN Think about it as a login to your bank account: whoever owns it, can access your funds
TR Bunu banka hesabınıza giriş olarak düşünün: Her kim sahipse yatırımlarınıza erişebilir
英語 | トルコ語 |
---|---|
account | hesabı |
bank | banka |
to | her |
as | olarak |
it | bunu |
EN Think of them like you would a famous painting by Picasso or the video game Gamma Attack for the Atari 2600
TR Bunları, Picasso'nun ünlü bir tablosu veya Atari 2600 için Gamma Attack video oyunu gibi düşünün
英語 | トルコ語 |
---|---|
game | oyunu |
famous | ünlü |
video | video |
or | veya |
a | bir |
of | in |
EN I really liked the functionality of your website. For a new business owner, your team have made the site highly user friendly. I think you truly have a great product. Many thanks for your time and consideration.
TR Küçük işletmemi kuruyorum ve tüm rakamlara ihtiyacım var. Logaster’a ve ayrıca bana gerekli olan tüm desteği sağlayan Alex Levin’e özel olarak teşekkür ederim.
英語 | トルコ語 |
---|---|
business | iş |
i | bana |
and | ve |
EN It's faster and easier than you think!But first you need a creative and eye-catching logo
TR Düşündüğünden daha hızlı ve kolay!Ama önce yaratıcı ve göz alıcı bir logoya ihtiyacınız var
英語 | トルコ語 |
---|---|
logo | logoya |
faster | hızlı |
creative | yaratıcı |
eye | göz |
but | ama |
easier | kolay |
and | ve |
you need | ihtiyacınız |
EN Get started on your branding with the Logaster logo maker. Enter your company name and get a professional branding kit in just 1 minute! Give it a try! It's easier than you think!
TR Logaster logo yapma aracı ile markalamaya başlayın. Şirketinizin adını girin ve sadece 1 dakikada profesyonel bir markalama kiti edinin! Hemen bir şans verin! Düşündüğünüzden daha kolay!
英語 | トルコ語 |
---|---|
give | verin |
logaster | logaster |
logo | logo |
enter | girin |
professional | profesyonel |
branding | markalama |
easier | daha kolay |
name | adını |
kit | kiti |
the | aracı |
and | ve |
a | bir |
get started | başlayın |
just | sadece |
EN Other than that, I think you truly have a great product and I am sure you will evolve overtime to continue to satisfy new customers like myself
TR Bunun dışında, gerçekten harika bir ürününüz olduğunu düşünüyorum ve kendim gibi yeni müşterileri memnun etmek için zaman içerisinde gelişmeye devam edeceğimizden eminim
英語 | トルコ語 |
---|---|
truly | gerçekten |
great | harika |
customers | müşterileri |
new | yeni |
continue | devam |
a | bir |
and | ve |
EN Adding the logo maker to your site is easier than you might think
TR Marka oluşturucuyu sitenize eklemek sandığınızdan daha kolay
英語 | トルコ語 |
---|---|
adding | eklemek |
easier | daha kolay |
to | marka |
the | daha |
your site | sitenize |
EN When it comes to ensuring that your crypto is secure, we think about every last detail so you don’t have to.
TR Kripto paralarınızın güvenliği söz konusu olduğunda, sizin kafanızın rahat olması için her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünüyoruz.
英語 | トルコ語 |
---|---|
crypto | kripto |
last | en |
when | olduğunda |
secure | güvenli |
to | şeyi |
comes | için |
EN Today, when you think of a landmark hotel around the world, chances are it’s a Fairmont Hotel
TR Günümüzde dünya çevresinden bir şehir simgesi otel düşündüğümüzde, büyük ihtimalle bir Fairmont Otelidir
英語 | トルコ語 |
---|---|
today | günümüzde |
hotel | otel |
world | dünya |
fairmont | fairmont |
a | bir |
EN Blockchain.com CEO on Coinbase direct listing: "I think they’ll trade above $100B" by end of the week
TR Blockchain.com CEO'su, Coinbase'in doğrudan halka arzı ile ilgili olarak "Hafta sonuna kadar 100 milyar doların üzerinde işlem yapacaklarını düşünüyorum." dedi.
英語 | トルコ語 |
---|---|
direct | doğrudan |
blockchain | blockchain |
trade | işlem |
on | ilgili |
end | sonuna |
50翻訳の50を表示しています