EN Never miss an action item and you’ll always be able to clarify what was said by who. Unsure what was said? No problem. Just search the transcript.
英語 | トルコ語 |
---|---|
action | eylem |
problem | sorun |
transcript | transkripti |
and | ve |
what | ne |
never | asla |
item | bir |
by | tarafından |
always | her zaman |
the | değil |
to | her |
who | kim |
no | yok |
EN “The operator said we had a good understanding of the Moxy brand, and the brand owner said they were keen to have a Moxy in Shin Umeda
TR “İşletmeci, Moxy markasını çok iyi anladığımızı söyledi ve marka sahibi Shin Umeda'da bir Moxy otelinin olması için istekli olduklarını belirtti
EN “The operator said we had a good understanding of the Moxy brand, and the brand owner said they were keen to have a Moxy in Shin Umeda
TR “İşletmeci, Moxy markasını çok iyi anladığımızı söyledi ve marka sahibi Shin Umeda'da bir Moxy otelinin olması için istekli olduklarını belirtti
英語 | トルコ語 |
---|---|
action | eylem |
problem | sorun |
transcript | transkripti |
and | ve |
what | ne |
never | asla |
item | bir |
by | tarafından |
always | her zaman |
the | değil |
to | her |
who | kim |
no | yok |
英語 | トルコ語 |
---|---|
greater | daha fazla |
and | ve |
please | lütfen |
of | in |
a | bir |
the | ancak |
EN Karaosmanoğlu stated that they value the importance of public-civil society cooperation in tackling adversities, and said, “We at Support to Life are aware that the efforts of institutions alone are not enough to solve the problems
TR Olumsuzluklarla mücadelede, kamu-sivil toplum işbirliğine büyük önem atfettiklerini belirten Karaosmanoğlu; “Hayata Destek olarak, sorunların çözümü için kurumların tek başına mücadelesinin yeterli olmayacağının farkındayız
EN Initially, Twitter said that publishing a personal email address was a violation of their privacy policy
TR İlk olarak, Twitter kişisel bir e-posta adresi paylaşmanın gizlilik politikalarını ihlal ettiğini söylemişti
英語 | トルコ語 |
---|---|
address | adresi |
violation | ihlal |
personal | kişisel |
posta | |
privacy | gizlilik |
a | bir |
英語 | トルコ語 |
---|---|
represents | temsil |
multi | çoklu |
who | kimin |
what | ne |
a | bir |
new | yeni bir |
best | en |
英語 | トルコ語 |
---|---|
automated | otomatik |
transcripts | transkriptleri |
source | kaynak |
video | videoya |
what | ne |
sonix | sonix |
text | metne |
exactly | tam olarak |
always | her zaman |
or | veya |
英語 | トルコ語 |
---|---|
key | anahtar |
pinpoint | tespit |
moments | anları |
easily | kolayca |
find | bulun |
search | arama |
exact | tam |
when | zaman |
all | tüm |
something | bir şey |
or | veya |
and | ve |
EN Who you see here, what is said here, when you leave here, let it stay here.
TR Burada kimi görüyorsan, burada söylenenler, buradan ayrılınca burada kalsın.
英語 | トルコ語 |
---|---|
here | buradan |
EN “I feel uncomfortable because of what was just said/done, and I want to ask that members refrain from making comments of an aggressive, sexual, or discriminatory nature towards other members
TR “Az önce söylenenlerden/yapılanlardan dolayı kendimi rahatsız hissediyorum ve üyelerden diğer üyelere karşı saldırgan, cinsel veya ayrımcı nitelikte yorumlar yapmaktan kaçınmalarını rica ediyorum
EN Matt Silva, COO at iPromote, said, “iPromote processes billions of ad serving bid transactions every day
TR iPromote’un COO’su Matt Silva, “iPromote her gün milyarlarca reklam sunma teklifi işlemini işliyor” diyor
EN By Harry Smith US. SEC Chairman Gary Gensler said the SEC will be very active in bringing the digital currency?
TR Bitget Global Kullanıcıları, Uzun vadeli desteğiniz için teşekkür ederiz. Ürünlerimizi ve hizmetlerimizi sürekli olarak geliştiriyoruz ve geri bildirimlerinizi duymaktan memnuniyet?
英語 | トルコ語 |
---|---|
in | için |
the | ederiz |
EN WHO Director-General Tedros Adhanom Ghebreyesus said that Berlin, being a dynamic and creative city, was the perfect location for the new centre when he opened it together with German Chancellor Angela Merkel
TR DSÖ Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus, Başbakan Angela Merkel’le birlikte gerçekleştirdikleri açılış töreninde Berlin’in dinamik ve yaratıcı bir kent olarak yeni merkez için en uygun yer olduğunu dile getirdi
英語 | トルコ語 |
---|---|
dynamic | dinamik |
perfect | en |
centre | merkez |
angela | angela |
creative | yaratıcı |
new | yeni |
city | kent |
it | olduğunu |
a | bir |
and | ve |
for | için |
EN Said my chap to record from the back
TR Hintli Wench RedTube Bedava porno videolar, Klipler Filmler
EN Explaining that being on the field with the civil society is instructive, Arun said that it is very important for the people in the academy to meet the civic field and learn together.
TR Sivil toplumla birlikte sahada olmanın öğretici olduğunu anlatan Arun, akademideki insanların sivil alanla tanışması ve birlikte öğrenmesinin çok önemli olduğunu söyledi.
英語 | トルコ語 |
---|---|
civil | sivil |
important | önemli |
is | olduğunu |
people | insanlar |
EN In his keynote address, Deputy Governor Halil Serdar Cevheroğlu said, “Syria’s burdens are the burdens of humanity as a whole and have to be addressed with shared ownership
TR Açılış töreninde bir konuşma yapan İstanbul Vali Yardımcısı Halil Serdar Cevheroğlu, “Suriye’nin sorunu bir insanlık sorunu ve bütün insanlığın bunu paylaşması gerekiyor
EN In his keynote address, Deputy Governor Halil Serdar Cevheroğlu said, “Syria’s burdens are the burdens of humanity as a whole and have to be addressed with shared ownership
TR Açılış töreninde bir konuşma yapan İstanbul Vali Yardımcısı Halil Serdar Cevheroğlu, “Suriye’nin sorunu bir insanlık sorunu ve bütün insanlığın bunu paylaşması gerekiyor
英語 | トルコ語 |
---|---|
years | yıl |
holding | holding |
easier | kolay |
英語 | トルコ語 |
---|---|
asım | asım |
kibar | kibar |
organized | organize |
packaging | ambalaj |
important | önemli |
new | yeni |
industry | sektör |
industrial | sanayi |
be | üretim |
英語 | トルコ語 |
---|---|
hyundai | hyundai |
assan | assan |
kibar | kibar |
ali | ali |
holding | holding |
to | ardından |
the | daha |
英語 | トルコ語 |
---|---|
ali | ali |
kibar | kibar |
more | daha |
active | aktif |
a | bir |
board | kurulu |
英語 | トルコ語 |
---|---|
holding | holding |
education | eğitim |
health | sağlık |
environment | çevre |
social | sosyal |
responsibility | sorumluluk |
and | ve |
need | ihtiyaç |
the | var |
英語 | トルコ語 |
---|---|
holding | holding |
if | olursa |
country | ülke |
better | iyi |
everyone | herkes |
more | daha |
英語 | トルコ語 |
---|---|
operational | operasyonel |
of | karşı |
英語 | トルコ語 |
---|---|
kibar | kibar |
large | büyük |
investment | yatırım |
aluminum | alüminyum |
foreign | dış |
automotive | otomotiv |
holding | holding |
production | üretim |
and | ve |
a | bir |
英語 | トルコ語 |
---|---|
major | büyük |
change | değişim |
ali | ali |
kibar | kibar |
began | başladı |
process | süreci |
and | ve |
a | bir |
transformation | dönüşüm |
of | her |
英語 | トルコ語 |
---|---|
ali | ali |
kibar | kibar |
support | destek |
business | iş |
on | ilgili |
and | ve |
a | bir |
been | de |
company | firmanın |
英語 | トルコ語 |
---|---|
models | model |
hyundai | hyundai |
assan | assan |
ali | ali |
kibar | kibar |
holding | holding |
third | üçüncü |
英語 | トルコ語 |
---|---|
ali | ali |
kibar | kibar |
of | ın |
years | yıl |
hybrid | hibrit |
electric | elektrikli |
holding | holding |
vehicles | araçlar |
market | pazar |
despite | rağmen |
board | kurulu |
and | ve |
cars | araç |
more | daha |
the | otomobil |
英語 | トルコ語 |
---|---|
kibar | kibar |
industry | endüstri |
market | pazar |
holding | holding |
a | bir |
英語 | トルコ語 |
---|---|
turkish | türk |
delivery | teslim |
brand | marka |
boeing | boeing |
received | aldı |
company | yönetim |
first | ilk |
board | kurulu |
英語 | トルコ語 |
---|---|
economic | ekonomi |
kibar | kibar |
global | global |
added | katma |
value | değer |
products | ürünlere |
by | yaparak |
at | de |
and | ve |
investing | yatırım |
英語 | トルコ語 |
---|---|
kibar | kibar |
flexible | esnek |
packaging | ambalaj |
million | milyon |
ali | ali |
new | yeni |
years | yıllarda |
holding | holding |
will | olacağını |
board | kurulu |
of | nın |
英語 | トルコ語 |
---|---|
must | gerektiğini |
this | bu |
real | gerçek |
a | bir |
gain | elde |
experience | deneyimi |
英語 | トルコ語 |
---|---|
economic | ekonomi |
kibar | kibar |
global | global |
added | katma |
value | değer |
products | ürünlere |
by | yaparak |
at | de |
and | ve |
investing | yatırım |
EN Parallel to this, you are responsible for Your Content, and you must be sure that you have all the rights and permits to use said Content with relation to the Services
TR Buna paralel olarak, İçeriğinizden siz sorumlusunuz ve Hizmetlerle ilgili olarak söz konusu İçeriği kullanmak için tüm haklara ve izinlere sahip olduğunuzdan emin olmalısınız
英語 | トルコ語 |
---|---|
parallel | paralel |
must | olmalı |
all | tüm |
and | ve |
to use | kullanmak |
services | hizmetlerle |
the | siz |
EN (i) If your use of the Services requires you to comply with specific regulations that apply to the industrial use, unless Mobiroller is in agreement with you otherwise, you shall be exclusively responsible for said compliant behavior
TR (i) Hizmetleri kullanımınız, endüstriyel kullanım için geçerli olan belirli düzenlemelere uymanızı gerektiriyorsa, Mobiroller sizinle başka türlü anlaşmadıkça, söz konusu uyumlu davranıştan münhasıran sorumlu olacaksınız
英語 | トルコ語 |
---|---|
apply | geçerli |
industrial | endüstriyel |
mobiroller | mobiroller |
responsible | sorumlu |
compliant | uyumlu |
behavior | davranış |
of | in |
services | hizmetleri |
the | başka |
is | olan |
use | kullanım |
EN Explaining that being on the field with the civil society is instructive, Arun said that it is very important for the people in the academy to meet the civic field and learn together.
TR Sivil toplumla birlikte sahada olmanın öğretici olduğunu anlatan Arun, akademideki insanların sivil alanla tanışması ve birlikte öğrenmesinin çok önemli olduğunu söyledi.
英語 | トルコ語 |
---|---|
civil | sivil |
important | önemli |
is | olduğunu |
people | insanlar |
EN Initially, Twitter said that publishing a personal email address was a violation of their privacy policy
TR İlk olarak, Twitter kişisel bir e-posta adresi paylaşmanın gizlilik politikalarını ihlal ettiğini söylemişti
英語 | トルコ語 |
---|---|
address | adresi |
violation | ihlal |
personal | kişisel |
posta | |
privacy | gizlilik |
a | bir |
EN That said, Chevy offers the foremost comprehensive lineup of the GM brands, with dealerships that carry everything from the Spark minicar to the 10 Best Cars-winning Corvette sports car to the Silverado full-size pickup; with many SUVs in between.
TR Bununla birlikte Chevy, Spark minicar'dan En İyi 10 Otomobil kazanan Corvette spor otomobile ve Silverado tam boy kamyonetine kadar her şeyi taşıyan bayileri ile GM markalarının en önde gelen kapsamlı serisini sunuyor; arasında birçok SUV ile.
英語 | トルコ語 |
---|---|
offers | sunuyor |
sports | spor |
spark | spark |
winning | kazanan |
comprehensive | kapsamlı |
brands | markalar |
best | en |
full | tam |
between | bir |
many | çok |
to | şeyi |
EN Tesla said to build battery and electric vehicle plant in Indonesia
TR Yeni nesil Ford Mustang'in gelişi gelecek yılı bulabilir
EN Indonesia's Investment Minister said the project might begin this year, although an agreement hasn't been signed yet.
TR Kulislerde konuşulanları inceliyoruz.
EN "It is currently no longer the time for parties and social evenings in large groups," said Scholz.
TR Scholz, “Şu an büyük gruplar halinde partilerin ve sosyalleşme akşamlarının zamanı değil” dedi.
英語 | トルコ語 |
---|---|
time | zaman |
and | ve |
large | büyük |
groups | gruplar |
scholz | scholz |
EN However, he said, it was still too early for the details
TR Ancak ayrıntılar için henüz çok erken olduğunu ekledi
英語 | トルコ語 |
---|---|
early | erken |
details | ayrıntılar |
the | ancak |
for | için |
EN "And once we have achieved that, we need to look at the next target," he said
TR “İşte bunu başardığımızda, bir sonraki hedefe bakmalıyız” dedi
英語 | トルコ語 |
---|---|
next | sonraki |
once | bir |
50翻訳の50を表示しています